23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 mĞUSTOS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA • • • * • 4 DEPREMIN 2. YILDONUMU ROBOTEK TURHAN SELÇUK ^ / D M Î S Î TABÎA1L1 EFEÜDİSİ ABDÜLCANEAZ HARİKULÂDE MACERALARI T1EKMİLİ BİRDEN f / YÎME Efcg SJR. KCPÎPOKA Ğ-/RÖ .. <=> o o r ZJ5 Başkanı Füsun Sayek, deprembölgesinin durumunu dramatik olarak nitelendirdi 2 yıldırdeğişenbirşeyyokANKARA/İSTANBUL (Cumhu- riyet) -Türk Tabıplen Bırliğı (TTB) Başkanı FüsunSayek, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlennın üzerinden 2 yıl geçmesıne karşın lzmıt. Gölcük. Yalova, Bolu. Düzce ve Sakarya'da kalıcı konutlann hâlâ tam olarak bi- tinlemediğıni. bunun da bölgede bu- laşıcı hastalıklara zemin hazırladığı- nı söyledı. Bölgede yapılan ınceleme sonucu hazırlanan rapor, depremze- delerin yetennce sağlık hizmetınden yararlanamadıklannı, özellikle be- beklerin yazın ıshal, kışın zatürree hastalığı ile karşı karşıya olduğunu ortaya koydu. Sayek. dün düzenledığı basın top- lantısında TTB' nın deprem bölgesın- de yaptığı araştırma sonuçlannı de- ğerlendırdı. Depremzedelennönem- lı bölümünün yaşamını konteyner, prefabrike konut ve çadırlarda sür- dürdüğünü, bölgedeki sosyal ve sağ- lık sorunlannın dramatik boyutta de- vam ettığını vurgulayan Sayek, "Deprem öncesindebölgede yaşayan- lann kişi başına düşen ulusal geliri Türkiye ortalamasuunüzerindeiken, deprem sonrasında bunun ciddi bi- çimde azaldığını görüyoruz" dedı. Sayek, SSK kayıtlainna göre 150 bin kışının ışsiz olduğunu. iş kayıp- lannın yüzde 23.5 oranında olduğu- nu, bunun gelınni küçük ışyerlerin- den sağlayanlar arasında yüzde 50'ye ulaştığmı söyledi. Bölgedeki sosyal güvenlik sorunlanna da değinen Sa- yek, " Deprem bölgesindeki can ka- yıplaruun yüzde 60"ının ailenin geçi- minden sorumlu kişikri kapsadığı anımsanırsa \e işsizUğin beraberinde sos>al güvence \ itintini de getirdiği düşünülürse, bölgede sorunlann gi- derek büyüdüğü daha iyi anlaşdabi- KONUT TIPI ALGILANAN GELİR DUZEYI YATMAMA NEDENLERİ Dığer (ahşap ev) Konteynır Prefabrik | g Yüksek ~~ Orta • Duşûk Bolu 8.20 47.50 44.30 OOzce 3.30 47.50 49.20 Götcük 4.20 30.80 65.00 Kocaelı 2.80 28.40 66.80 Sakarya 3.60 31.80 64.50 Yalova 7.90 53.50 Agırlık onaiama 4.20 35.22 60.55 Dığer î — •stemedı Bolu 30.80 Duzce Golcuk Kocaelı 11.80 0.00 12.50 53.80 41.20 33.30 25.00 Sakarya 22.20 Yalova Ağırlık onaiama 14.30 16.11 11.10 14.30 | Maddı yetersızlık 15.40 I 47.10 I 66.70 ' 62.50 66.70 ' 71.40 25.72 58.19 Hr" diye konuştu. Sayek. geçen gün- lerde Ankara'ya gelen depremzede- lerin yaşadığı sıkmtılann araştırma sonuçlan ile doğrulandığını vurgu- layarak "Bölgede çocuklann oyun alanı yok. Bir göz odada yaşıyoriar. Çok sağhksız bir ortam var" dedı. Birçok depremzedenın bulaşıcı has- talıklara maruz kalmasma karşın yoksulluk ve sağlık güvencesinden yoksunluk nedenıyle hastaneye ya- tamadığını anlatan Sayek, "Bölgede bebekve gebelerin deizknmediği. ko- ruyucu hekünlik hiznıetlerinin yapıl- nıadığı ortaya konmuştur. Burada tam bir başansızhk var" diye konuş- tu. TürkTabıplen Birliği'nm raporun- daki bazı tespitler şöyle: • Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya, Yalova ve Gölcük'teki geçici konutla- ruı yüzde 70.6'sı prefabrike, yüzde 20.6'a konte\ner,yüzde 7.6'sıçadır ve yüzde l'i ahşap. • Geçici yerleşim alanlarının yüz- de 35.3"ünde özel bir güvenlik önle- mi ahnmamış. • Hâlâ yerteşim yerlerinin yüzde 7.4'ünde düzenİi su sağlanamıyor. - Yerleşim yerlenninyüzde 4.4'üne toplu taşıma aracı ulaşmıyor, yansın- da çocuklann oynayabıleceği bir alan yok. • Kimikonutlarda yaşayanlann sa- >ısı 9'u bulabiliyor. Geçici olarak planlanan yerleşim birimlerinin bu denli uzun süre kullanılması kabul edilemezbir durumdur. Deprem böl- gesinde yaşayan insanlann normal yaşamlanna dönmeierinin önündeki en büyük engel budur. Çoğunluğu tek göz, özelyaşamın mahremiyetine hiç- birolanaktanımayanmekânlardaya- şam sürdürülmesi beraberinde bir- çok sosyal sorunu da getirecektir. • Üçte bınnin sağlık güvencesı yok. • SSK kayıtlanna göre 150 bin ki- şi işsiz kalmıştır ve iş kayıplan yüzde 23.5'tir. 14 yaş üzeri nüfusta işsizlik oranıyüzde 16\hr.Türkiyegeneünde- ki işsizlik oranı ise yüzde 73'tür. • Geçici yerleşim yerlennde yaşa- yanlann yüzde 60'ı gelir düzeylennı düşük olarak ıfade etmişler. ilaç alamıyorlar • Çanşmanın yapüdığı dönemde, son 15 günde bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekenlerin yüzde 28*i başv urmamıştır. Başvurmama ne- denleri içinde ilk su-a>ı yüzde 58 ile maddi yetersizlikler almakta, Düzce ve Bolu için ulaşım sorunuda bikUril- mektedir. Bölgedeki tüm baş- \nrulann yüzde 87.5'ini kamu kurumlan karşılamaktadır. • Sağlık kuruluşuna başvuranlann yüzde 22'sınin sorunu çözülmemiş- tır. Neden olarak da en yüksek oran- da ilaçlann alınamaması belırtılmiş- tir. Düzce'de ilacını alamayanlar> r üz- de 60 oranındadır. • Araşürmaya katdanlann yüzde 163'ü hekimin reçete etüği ilaçlann hiçbirini alamadığııu. yüzde 26'sı ise bazüannı alabildiğini ifade etmiştir. İlaçlann alınamaması sağlık hiz- metinin diğer aşamalannın anlamını > itirmesine neden olur. • Sağlık Bakanlığı standartlanna göre, gebelenn en az 8 kez. bebek- lerin ise 9 kez izlenmesı gereklidır. Bölgede ise bebeklenn yüzde 42'si bir kez bıle izlenmemıştır. Bebek- lenn ancak yüzde 13.7'sı. gebelenn ise yüzde 23.3'ü ayına göre yeterlı sayıda ızlenmektedır. BELEDtYE BAŞKANI MUSTAFA DEĞÎRMENCİ'DEN ELEŞTİRİ: Avcdar yarasını kendi sardı İstanbul Haber Servisi - Avcılar Beledıye Başkanı Mustafa Değirmenci. 17 Ağustos 1999"dan bu ya- na yapılan çahşmalan biı raporda topladı. 2 yılı de- ğerlendıren Değirmenci, Bayındırhk ve tskân Ba- kanlığı'nca afet bölgesı kapsamına alınmayan Av- cılar'ın sosyal ve ekono- mik haklardan yeterli öl- çüde yararlanamadığmı vurgulayarak "Bu afetin sonucunda kendi yarala- nmızı kendimiz sarmaya çanştk" dedı. Avcılar'da İstanbul Va- lıliği, Büyükşehir Beledı- yesı ve ilçe beledıyeleri tarafından ortak afet plan- lan, kurtarma ekiplen ta- rafından da başanh tatbi- katlar yapıidığmı anlatan Değirmenci. şöyle devam etti: "Avcılar'ın avnnüh jeofizik-jeoteknik zemin etüdü yaptınlarak uygu- lama imar planlan zemin etüdüne göre irdelenerek plan notlanve katyüksek- likleri yeniden değerlendi- rildi. Kısmi bodnım kat yapımı yasaklandı. Beton dene> laboratuv^ın kurul- du. Resmi binalar beton dayanıklılığı yönünden kontrol edildi. Özel bina- lardan binasahiplerinden Tokyo senfoni Orkestrası verecek Depmnzedeleriçin konser İstanbul Haber Servisi - Tokyo Senfoni Orkestrası, 4-6-8 ve 12 Eylül tarihlerinde depremzedeler yaranna bir dizi konser verecek. Kültür Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Japon Büyükelçiliği himayesinde ve Tokyo Senfoni Orkestrası ile Boğaziçi Üniversitesi (BU> Vakfi tarafından düzenlenecek konserlerden elde edilen gelirin bir bölümü 17 Ağustos depremzedeleri, bir bölümü de Boğaziçi Üniversitesi'nde okuyan 240 depremzede öğrenci için kullanılacak. Tokyo Senfoni Orkestrası'mn '17 Ağustos depremzedeleri yaranna' konserleri, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'nde düzenlenen basm toplantısıyla tanıtddı. 4 EylüTde îş Sanat Kültür Merkezi'nde, 6 Eylül'de Efes Antik Tiyatro'da, 8 Eylül'de Aspendos Antik Tiyatro'da verilecek konserlerin geliri BÜTü depremzede öğrencilere burs olarak verilecek. 12 Eylül'de İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile Lütfi Kırdar Kongre Salonu'nda verilecek konserin geliri ise 17 Ağustos depremzedeleri yaranna kullanılmak üzere bir fona aktanlacak. müracaat edenlerin bina- lan kontroledilerekön tes- pitleri yapıldL" Zemin etütleri sonu- cunda Avcılar*ın zemini- nın dığer ilçelerden farkh olmadığının ortaya çıktı- ğım ıfade eden Değir- menci. "Dayanıksız yapı- lann tespitleri ile ilgüi ça- lışmalar yapümış ancak 14 bin binanın durumlan- nın tespit edilmeshle ügili ekonomîk problemler projeyi hajata geçirmemi- zi engelkmektedir' 1 dedı. Değirmenci, deprem dedıkodulanndan ve her- hangı bir yerde deprem olduğunda dıkkatlenn Avcılar'a yönelmesınden yurttaşların olumsuz etki- lendığini söyledı. 1997 yı- lmda yapılan nüfus-sayı- mında 210 bın olan ilçe nüfusunun 2000 yılında yapılan nüfus sayımında 235 bine çıktığına dikkat çeken Değirmenci. "Dep- remden sonraki ilk aylar- da ekonomikvesosyalola- rak etkilenmesine karşın bu olumsuzluk tüm ku- rumlann. shil toplum ör- gütierüün ve vnrttaşlann sağduyulu, dayamşmacı vepaylaşuncı anlayışlany- la aşümıştır" dedı. Çocuklu basın açıklaması Avcılar Kent Meclisi, dün çocuklann da katılımıyla düzenlediği basm toplannsında herkesi sorunüuluğa ve yetkilerini kullanma>a davet etti. Avcılar sahilindeki Luna Eğlence Merkezi'nde Kent Meclisi Danışma Kurulu adına bir açıklama yapan Avu- kat Remzi Kazmaz, "Başka Avcılar yok, biliyoruz ki deprem öldürmüyor, çürük bina öldürüyor" diye konuştu. Açıklamanın ardından ti\atro gösterisi scyreden çocuklar, lunaparktaki oyuncaklarda gönüllerince eğlendiler. (HATİCE TUNCER) GÖRÜŞ Prof. Dr. TURKAN SAYLAN ÇYDD Genel Başkanı Deprem ve Türkiye 17 Ağustos depreminin ıkinci yılında, bir kez da- ha anlıyoruz kı, yaşananlann hiçbiri belleklerimizin bir köşesıne girip anılar hanesine yazılamamış. Her şey, daha dün olmuşçasına taptaze ve acılarla do- lu. Resimlerı yırtsak da, bakmamaya çalışsak da, onlar neredeyse göz kapaklanmızın içine yerleşmiş- çesine bizlerlevar oluyor ve asla uzaklaşmryor. Kim- bilir daha ne kadar uzun süre depremle yatıp dep- remle kalkacağız beynimizın, yüreğimızın içinde? 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde can ve mal kaybına uğrayan, o korkunç sarsıntıları, yıkılış- lan, yitişleri yaşayan insanlann belki yeniden evle- ri barkları, işleri olacaktır, ancak ruhsal durumların- daki sıkmtılann giderilmesi, en azından hafıflemesi hiç de öyle kolay olmayacaktır. Depremın, bir doğal olay olmaktan çıkıp, yine in- sanlar eliyle, onlann ilgısızlık, bilgisızlik ve açgözlü- lükleri nedenıyle bir felakete dönüşmesi gerçeğini ise hiçbir zaman göz ardı etmemeli, peşini bırak- mamalıyız. Eğer ülkemizdeki bu sağlıksız yapılaş- manın bedelını, on bınlerce canı yitirerek ödemiş- sek bu korkunç bedelin karşıltğı olarak en azından gelecek kuşakların da yıtip gtimesini engelleyecek önlemlerı alabilmeliyiz. Önümüzde, depremle yaşayan uygar ülkelerin aldığı önlemlere ait örnekler var. Onlar, yaşanan fe- laketlerden ders çıkarıp geleceğe ışıktutabıliyor ve çektikleri acılann karşılığında, daha sağlıklı ve ya- şanabilir yeni bir atılıma, yapılanmaya girebitiyoıiar. Bızlerse, altında hâlâ irin bulunan yaranın üzeri- ne rasgele bir bez sararak gözden uzak tutmanın kolaylığını yeglıyoruz ve böylece yenı felaketlerin gelip bizi bulmasına kapı açıyoruz. Deprem bölgesınde, ağır hasarlı apartmanlan "orta", "orta" hasarlıları "haftf'e çevirtme ve kos- koca çatlakları makyajlama çabalannı gördükçe in- sanın içi karanyor. Heie hele bunların içinde sahıp- len yerine, ev bulmakta zorlanan kıracılann oturmak durumunda oluşu ayn bir acı gerçeği sergiliyor. Deprem, neredeyse tüm toplumu, bir haylı de dünyayı bir araya getırdı, yardımlaşma, et ele ver- me olgusu inanılmaz boyutlarda yaşandı. Insanla- rarası güzel ilişkilerın böylesıne bir acıdan sonra mı ortaya çıkması gerekıyordu? Bu dayanışmaya her zaman gereksınimımız yok muydu? Yalnızca kendi dünyasındafildişı kulesınde yaşa- yan zengınlerie, yaşamın yükünü iliklerinde sürüyen yoksulların da, yeraltı canavarından eşit şekilde et- kilendiği bu felaketın bız insanlara öğreteceği çok şey var. Ancak kendimiz için istediğimiz her iyi ve güzelin, herkes için geçerîi olmasını dileyebilirsek daha yaşanabılir bir dünya oluşturabiliriz. Daha çok kazanmak uğruna yetersız ve dayanık- sız yapılar yapıp satmanın, ucuz ama şık diye yeğ- leyıp yanlış alışverışleri yapmanın, "bişicik olmaz" kadercilığiyle her şeyi oluruna bırakmanın bedelini ağır ödedik ama acaba ders alabildik mi? Bundan böyle önümüzü gorebiliyor muyuz? Yaşadığımız konutlan, çevreyi, yeni yapılanları denetleyebiliyor, tehlikesiz hale getirebiliyor muyuz? Olası yeni bir depreme gerçekten hazırlanabilıyor muyuz, yoksa her şeyi 'dev/ef'e, 'yenıyasa/annç/kan/mas/na'vb. mi bağlıyoruz. Depremde sağ kalanların, o bölgeler dışında ya- şayıp bu felaketten maddi manevi zarar görme- yenlerin, yitip giden, sakat kalan ve çoluk çocukla- rını kurban verenlere bir borcu olsa gerek. Işte bu nedenle, 17 Ağustos'un yıldönümünde, ulusça birözeleştın yaparak, bu coğrafyanın koşul- lannauygun biryapılaşmayagıdilmesikonusunda, bireyler olarak yapmamız gerekenleri belırleyıp üze- rine kararlılıkla gitmeliyiz. Altyapısı, ınşaatı sağlam olmayan evleri kımse bıze zorla satmıyor, biz ucuz diye kaçak ve denetimsız yapılan almayı, kiralama- yı sürdürmezsek yapsatçı da onlan üretmeyecek- tir. Bu ülkenin insanlan olarak önce kendimize kar- şı dürüst olmalıyız. Her alanda bunu gerçekleştire- bilir, atalanmızın dediğı gıbi çuvaldızı başkalarına batırmadan önce ığneyi kendimize batırabiiirsek, in- sanca, güven içinde yaşamanın herkesın hem hak- kı hem de ödevi olduğunu benimseyebılirsek bel- ki geleceğımızi de bıraz olsun güvenceye alabilıriz. 17 Ağustos ve 12 Kasım felaketlerinin boşuna ya- şanmadığına ve bunlardan geleceğe yönelik çok olumlu çıkanmların yapılacağına ınanmak istiyoruz. Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara. Afeti yöneten ülke olmalıyız İstanbul Haber Ser- visi - Kandılli Rasatha- nesı Deprem Araştır- malan Enstitüsü Mü- dürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara. 17 Ağus- tos depremınde Bo- lu'dan Yalo\a'ya kadar çok geniş bir şendin büyük bir yıkım yaşa- dığmı behrterek "Böy- le bir depremi asnmız görmedi. Afete yapılan her yannmın geri döne- ceği unutulmamah. 17 Ağustos 1999'dan önce, yetişmiş insan gücümüz çokvetersizdi" dedı. Tokyo Senfoni Or- kestrası'mn '17 Ağus- tos depremzedeleri ya- ranna1 konserlen, Bo- ğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'nde düzen- lenen basm toplantısıy- la tanıtıldı. Toplantıya katılan Işıkara, depre- mın yaralannı sarma- nın çok kolay v e çabuk olamayacağını ıfade ederek yardımlar konu- sunda süreklıliğe ıhn- yaç olduğunu vurgula- dı. Depreme hazır olma konusunda Türkiye' nin çok önemli gehşmeler yaşadığını anımsatan Ahmet Mete Işıkara, şöyle devam etti: "Afeti yöneten bir ül- ke haline gelmemiz ge- rekiyor. Başbakanhk'a bağh kurulan Türkiye Acil \önetim Genel Müdürlüğü çok doğru bir girişim, ancak mer- kezi teşkilatı yok. Zo- runlu Deprem Sigorta- sı"na da sahip çıkma- mız gerekiyor. Çünkü artık afetler kırsal ke- simleri değil yerleşim yerlerini \nruyor. Keş- ke 2 sene içinde olanlar 10 yü önce olsaydıT Toplantıya, BÜ Rek- törü Prof. Dr. Sabih Tansal. Dışişleri Ba- kanlığı yetkılısı Büyü- kelçı Varol Özkoçak, Japon Başkonsoloslu- ğu Kültür Ataşesi Ta- keshi Ishıhara ve İstan- bul Devlet Senfoni Or- kestrası'ndan Ertuğrul Köse katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle