20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur(S cumhuriyet.com.tr 15 IAYATIN ÖTE YAKASI FERtDUN ANDAÇ geçirilen, yitiriLen zamanRue de Buci'deki o canhlığı unutmam müm- ün değil. Gündüz bir başka, akşamsa daha bir ;nkten renge giren bu sokakta geçen günlerim, 'aris'ten bende kalan en canh anılarla doludur. Hotel de Buci sevincin, yalnızlığın, hüznün »arvnağı olmuştu bana. Bazı akşamlar, pence- eden bir göz atımı sokağa uzanınca; karşı kal- lınrndaki insan sesleri, köşedeki kafenin şen- ikli hali sese ses olur gelip bulurdu beni. Ve o saatte. gecenin deminin çekileceği ân'da Paris sokaklannın şenliğine katıhrdık Agneta ile... Ta kuzeyden getirdiği iki göktaşı gibi ba- kışlanyla gülümserdi. tki yanardağ gibi soluk alırdık Rue de Buci'de. Eco'yu neden tutkuyla okuduğunu sorma- dım. Ama, Benjamin'in bir dizi halinde kitap- hğmda duran kitaplannı hep merak ettim. Ag- neta, bunu sezercesine, bir gün yanıtlamıştı be- ni: *O kuşağın bir simgesidir, Benjamin»." • • • Bir zamanlar, yani 193O'lu y\Uarda, Walter Benjamin'in, kaldığım Hotel de Buci'ye yakın bir yerde oturduğunu öğrenmem ise; Odeon'a çıkıp Saint Germain-Raspail bulvarlan arasın- daki gezinme üçgenimi daha renkli, düşünceli kılmıştı. Onun Panmlar'ı çantamdaydı. Gelip burada onunla yüzleşmek gibi bir şeydi bu. Daha doğ- rusu, Agneta'nın dÖne dura anlattığı; Kaba- la'dan Babü'e, oradan Filistin'e uzandığımız bir dolu söyleşilerimizde sözü getirip Benja- min'e dayaması... Yıllar önce, Andırın' ın uçsuzbucaksız o dağ köyünde yalnızhğa, korku ve yılgıya kendimi sürgünküdığım günlerde. FahrûnnisaKadıbe- şegU'denödemeh istedığim "'Oluşum" dergile- riyle buluşmamı nasıl unuturum! Gühlerce il- gi ve dikkatle okunan dergilerin 43. sayısmda yer alan (ki o Frankfurt Estetik Özel Sayısf ydı) Ünsal Oskay'ın bir yazısıyla Ahmet Cemal'in Benjamin'den yaptığı bir çeviri ilk kez Benja- min'le yüzleştiriyordu beni. Şimdilerde ise Moskova Günlüğü'nün yayı- mımn ardmdan, Benjamin'i anlatan bir biyog- rafik roman elimize ulaştı: Benjamin: Dar Ge- çitteki Aydın. Parini'nin bu romanında adım adım ilerlerken Panlülar'ı okuduğum günlerin noüanna döndüm. Güne, ân'a, yaşanılan at- mosfere bakış ve o sürede hissedilenleri yansı- tış.. Anımsanan ve yitirilen zaman aralığından hayata bakan Benjamin'in bilgı yığınülannı önümüze sermektense bilinçlilik durumlann- JJ. dan hareket etmesı önemlidir. Sonra, günlüğünü okumaya yöneliyorum. Burada da benzer izlere tanık oluyorsunuz. O bakışımın ağdığı her bir düşüncede devrim günlerinin yorumunu, gelinen yerdeki durum- lann tanıklığını yansıtır. Asja Lacis'in ardtna takılıp gittiği Mosko- va'da gönlünün kışını yaşaması... Aşkın onu savuran bemlenyle yüzleşmesi, Moskova'nın görünümü karşısındaki şaşkınhğı... Onun yaşamında hep taşıyıcı bir rol üstlen- mış olan yazmak eylemi en uçlara değin görü- rür uğraşısını. Burada tutku, savrulma, acı çek- me, parçalanma, korku. tedirginlik, düş kınk- lıklan \ ardır. Hayatının en verimli dönemi sa- yılabilecek Paris yıllannda da bu gel-git'leri yaşar. Benjamin. O, hep sınırlarda durmayı bilmıştir, Lacis'le ilişkisinde de, Alman Komünist Partısi'ne gir- mekten vazgeçışinde de, savaş yıllannda gide- bileceği yerler varken Paris'te kalışında da... Ve sonuçta, son anda Fransa-tspanya sınınm bir adım ötede aşabilecekken vazgeçip ölümü seç- mesi gibi. ••• 'enjamın... Acının, yitirilmişliğin, yerini bulamamışlığın ezgin, buruk sesi... Bize, yitirilen ve ele geçirilen zamanın rengini sunan; her bir sozcüğüyle insanlığın kültür tarihine adanışm sesi soluğu olabilen, modernliğin zamanını tarihin dar geçidinde gösterebilen eşsiz bir bellektir o. Onunbize yansıyan imgesınde bu yanını gö- rürüz belirgince. Gerçeküstücülükten söz etti- ği bir yazısında. "Dokunduğu her şeyi kendine katıyordu" diye bir belirleme yapar. Ashnda. Benjamin için söylenebilecek tek tanım da bu olsa gerek. Yitirilen ve ele geçirilen zamanın aralığmdan onun yaratıcı dünyasına bakmca şunları görüyoruz: Dönüştürücü bir zekâ, 'ses- le imge, imgeyle ses' olabilen bir yaratı ustası.. Anlamla düşünceyi örtüştürerek yenibir dil ya- ratan, Avrupa aydınlanmacı kuşağmm yapı ta- şını oluşturacak olan bir düşün yazın insanı. ••• Onun bıraktıklanna. hem geçmişin hem de bugünün yüzünü aydınlatanlara baktıgımızda; önümüze bir kültüradası çıkıyor. Uzaktakini ve yakında olanı gören/gösterendir. Yazı belleği- nin taşıyıcı bir öğe olması; tanhe. dile, mekâ- na, gerçek'e bakışında hep bu imleri (bunların tözünü) buluruz. O, salt iletilebilenle yetinmez. Ele aldığı bir konuyu derinlikleriyle kavrayıp yenı bir dil ya- ratarak sunarken; özsel olanı tarih'e'du'e, dü- şüncenin katmanlanna götürerek yoğunlaştı- nlmış biçimde sunar. ÖKUMA ÖNERİLERİ (*) Walter Benjamin: Estetize Edilmis Yaşam, Haz..: ünsal Oskay, 1982, Dosî Kit. Yay.; Brecht'i Anlamak, Çev: H. Barşcan-G. Işısağ, 1984, Metis Yay.; Parütılar, Çev.: Yılmaz Öner, 1990, Belge Yay.; Son Bakışta Aşk, Yay. Haz; Nurdan Gürbilek, 1993, Metis Yay.; Pasajlar, Çev.: Ahmet Cemal, 1993; Tek Yön, Çev.: Tevfik Turan, 1999, Yapı Kredi Yay.; Çoeuklar, Gençlik ve Eğitim Ûzerine, Çev.: Mustafa Tüzel, 2001, Dost Kitabevi; Moskova Günlüğü, Çev.: Cemal Ener. 2001, Metis Yay.: (*) Oğuz Demiralp, Tanrı Bafaşh Çocuk, 1999. Yapı Kredi Yay.; Jay Parini, Benjamin: Dar Geçitteki Avdın, Çe\\: C. Kurultay- N.KurtuIan. 2001. Aynntı Yay BELLEK KUTUSU "Bir geçiş olmayan, zamanın onda dıırduğii ve onun tarafindan üsllemldiğı bir bugün kavramı, tarihsel maddeci için vazgeçilmezdir. Çünkü bu kavrayış, tam da onun kendisi için tarih yazmakta olduğıt bugünü tanımlar." "lyi bir hikâye anlatıcısı her zaman halktan. özellikle de zanaatkârlar tabakasmdan beslenir." "Tüm doğa, kendisini , ilettiği ölçüde, kendisini f dilde iletir; yani son tahlilde insanda. Bu nedenledir ki, insan doğanm efendisidir ve şeyleri adlandırabilir." W. Benjamin Tate Galeri'nin sıkıntısı Etktnlik kapsamında üç oyun sahnelenecek Gümüşlük'te günleri sponsorKültür Servisi - Londra Tate Gale- ri, sponsor bulabilirse 'The Vktori- an Nude' (Viktoryen Nü) isimli bir sergı düzenlemeyi planhyor. Galeri, sergide Millais, Alma-Tadema. Le- ighton ve Rosetti gibi ünlü sanatçıla- nn yapıtlannm yer alacak olmasına rağmen çıplaklığın ön plana çıkması nedeniyle sergiye sponsor bulmakta zorluk çekiyor. Galeri yetkililerine göre, îngiliz iş çevreleri çıplak vücut- lan sergileyen bir kuruma finansman sağlayarak risk alamayacak kadar muhafazakârlar. Müstehcen kartpostallann ve Vik- toryenler tarafindan çekilen ilk film- lerin de sunulacağı sergi, Tate Gale- ri' ye bağh Miübankve Bankside ga- lerilerinde yer alacak. MillbankGalerisi'ne gösterilen il- gi, bir sene önce TateModern' in açı- lışıyla azalsa da Îngiliz iş dünyasının büyük isimleri ile yakınlaşmıştı. Ga- leri çahşanlan, şimdi 'Tate dostian' ile yine de yalnız başma ilerleyebil- menin sevindirici olduğunu söylü- yorlar. Iş ve kültür çevreleri arasında bağ- lar kuran sanat ve iş direktörü Colin Tvveedy, büyük sponsorlann sergiye destek vermemelerinin, iş dünyası- nın ve genel olarak îngiltere'nin 'na- mus taslayicı' yanının bir yansıması olduğunu ifadeetti. "Sponsortar mu- hafazakârlar. Pek çoğuriskalmakis- temiyor. Şimdi inanması gûç ama 1997'de Royal Academydeki Sensation'a hatta Apocahp- se'ekimscsponsorolmak istememişti. Buna rağ- men açüış gecesine sponsorolan Prada,haW ka daha önceogeceoldu- ğu kadar açılanıadıklannı söylemiş- tL" Tate Galeri'nin son organizasyon- ları için BT. B&Q. Channel 4 ve The Prudential gibi iş dünyasmm önde gelen şırketleri sponsor olmuşlardı. Tvveedy. "Galerinin sûrrealist bir §o- vu olan 'Desire Unbound'a sponsor bulmakta zorlanacağun düşünüyor- dum. Ama büyük ve muhafazakâr bir banka olan Morgan Stanley spon- sor olmuştu" diyerek sözlerıne de- vam etti. İngiüz şirketter sergiye ilgisiz Galeri yetkılileri. 'Vıktoryen Nü' sergisinin gerçekten çok iyi olduğu- nu ve Viktoryen ahlak değerlerinin şimdi sahip olunan Îngiliz değerle- rinden daha 'namuslu" olmadığını açığa çıkaracağını belirtiyor. Îngiliz şirketlerin bu sergiye karşı ilgısızlik- leri. ekonomik nedenlerden kaynak- lanmıyor. Hatta şirketlerin diğer sa- nat organizasyonlan için ayırdıklan bütçe her sene artıyor ve 150 mılyon pounda kadar çıkabiliyor. Aynca, In- giltere'de. büyük iş çevreleri arasın- da görsel sanatlara sponsor olmak yaygınlaştı. Bü- yük sponsorlann klasik müzikten vazgeçip galeri sponsorluğuna her gün daha fazla yöneldiklerini söyle- yen Tvveedy. bunun nedenini spon- sorlann galerilerde, ziyaretçilerle ile- tişim şansı bulunmasıyla açıklıyor. Picadilly'deki Royal Academy of Art" ın finans direktörü PamelaCars- well ise sponsorluk için şirketlerin rekabete girdiğini söylüyor. "Baa gösteriler şirketlerin ügisini çekmi- yor, ancak bu tip organizasyonlara sponsorsağlamakiçinbir yol bubnak lazun. Rus ikonlarından oluşan bir sergimiz vardı ve ilk başta bunun çok da popüler bir seçim olmadığını dû- şünmüştük. Ama onu dramatik. hat- ta seksi v anlanyla sundukT Tvveedy ve Carsvvell'in de altmı çızdikleri nokta gösteriyi tanvtmak için sponsor arayışlanna izin veril- memesi. Tvveedy. önerileri dikkate ahp programlannda değişiklik yapa- bilecek bir tek galeri olmadığını be- lirtiyor ve "Problem iş çevTelerinin bazen aptal ve saf olmalanndan kay- naklaruyor" diyor. tıyatroKültür Servisi - Sanatın her alanmda kahplann dışında ve di- siplinlerarası iletişimi benimse- yen Bodrum Gümüşlük Akade- misi, sonbaharda üç gün boyaın- ca tiyatroseverleri ağırlayacak. 6-7-8 Eylül tarihlerinde ger- çekleşecek tiyatro günlerine Ti- yatro Stüdyosu, Tiyatro Kare ve Dostlar Tiyatrosu katılacak. Akademinin Gösteri Sanatları Bölümü proje sorumlusu Nadi Güler. geçen yıl Aksanat Pro- düksiyon Tiyatrosu'nun gösteri- siyle başlayan tiyatro günlerinin artık gelenekselleşnıesını iste- diklerini söylüyor. Sponsor so- runu yüzünden festivale dönüşe- meyen proje, akademinin ku- rumsal sponsoru Garanti Ban- kası'nın katkılanyla gerçekleşe- cek. Tiyatro Günleri 6 Eylül'de Ti- yatro Kare'nin sahneleyeceği 'Neyzen' adh oyunla başhyor. Tuncer Cücenoğlu'nun yazdığı, IşılKasapoğlu'nun sahneye koy- duğu oyunda Burak Sergen rol alıyor. Neyzen Tevfik'in yaşam öyküsünden yola çıkan oyunda Karagöz, ortaoyunu, meddah ge- leneğı gıbı Türk tiyatrosunun ge- leneksel biçimleri kullanılıyor. 7 Eylül'de amfitiyatroda ola- cak 'Speer/Dünyanuı BaşkentT adh oyunu Tiyatro Stüdyosu sah- neleyecek. Arjantinli yazar Est- her Vilar'ın Almanca yazdığı, AhmetCemal" in Türkçeleştirdi- ği oyunu .\hmetLeventoğlu sah- neye koydu. Nazi Almanya- sı'nda Hitler'ın sağ kolu olan, dönemın ünlü mimarı Albert Speer'in yıllar sonraki hayali >argüanmasmı konu alan oyun- da Nihat İleri ve Mehmet Ali Kaptanlar rol alıyor. Tiyatro günleri 8 Eylül'le Gen- co Erkal'ın oynayacağı Nâam Hikmet'in 'lnsanünm' oyunuy- la son bulacak. Son oyunun ar- dından. tiyatro günlerinin anısı- na Metin Deniz'ın yaptığı plaket Gümüşlük Akademisi'nde yeri- ni alacak. Oyunlar akademinin yaklaşık 450 kişilik amfitiyatrosunda sa- at 21 .OO'de sahnelenecek. (Gümüşlük Akademisi: 0252 394 31 78) ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Dünya Güzeli Bir Çalışma... Bu yazın dayanılmaz sıcaklannı, inanılmazbir ekipv çalışmasıyla geçiriyoruz. Resmi tiyatro eğitimlerini henüz tamamlamış, amaçlan yalnızca tiyatro yap- mak, her türlü yozlaşmadan ve kirlenmeden uzak kalmak olan bir avuç gençle yürüttüğümüz bu ça-, tışma, bence, yıllardır ağırlıklı olarak fosillerin yöne- timinde bunalan bir ülkenin geleceginin geçmişin-' den farklı olabıleceğinin en güçlü belirtilerinden bi-: ri. Stüdyo Drama olarak daha kuruluş günlerimizde' saptamışttk: Bizimkisi, hep düşünceyle, kuramsal çızgilerle desteklenecek bir tiyatro çalışması ola- caktı. Bu amaçla, 'kuramsal' diye adlandırdığımız toplantılanmızı dayazgelir gelmez başlatacaktık. Bu hedef, hemen gerçekleşti. Doğru söylemek gerekir- se ben, final sınavlannm gerginliğinden henüz çık- mış olan Stüdyo Drama gençlerinin, kısa da olsa bir tatil yapacaklannı düşünüyordum. Ama onlar, ışe biı4 - gün bile tatil yapmadan gırışmekte kararlıydılar. Bu- yüzden, şimdi 'Salı Toplantılan' diye adlandırdığımız, kuramsal çalışmalar benim evimde, yani 'bizim der-x gâhta' hemen başladı. Sanınm beşinci toplantıya u-. laştık. Başta saptadığımızyöntem uyannca hertop-. lantının tartışma ve inceleme konusu bir önceki top-' lantıda kararlaştınlıyor. Daha sonra katılanlar, kendi' görüşlerini o toplantıya yazılı metin halinde getiriyor-. lar. Bu metinlerden oluşma dosya, kabarmaya baş- ladı bile. Onur Bayraktar, bilgisayardayazılmamış metinlerin bılgisayar çıktılannı alma işıni de üstlen-, di. Bu yüzden, dosyamız hem belge hem de disketj olarak genişlemekte. Şimdi dosyanın kapağını aç- tığımda, 'Oyun ve Tiyatro', 'Oyun, Tıyatro, Kurgu ve Doğallık\ 'Sahnede Yaratıcılık'', Wgi Kavramı', 'Sa- nat ve Bilgi' gözüme ilk çarpan başlıklar arasında. •• Toplantılarda metinlerin olduğu gibi okunması 'ya- sak'\ o iş, daha sonra herkesın 'ev ödevi'; her katıl- macı, hazırladığı metni yalnızca çıkış noktası olarak, kullanabiliyor. Kural, sözlü tartışma. Işe başladığımızda bu toplantılar tek işimiz değil-^, di. O sıralarda Stüdyo Drama'ya önümüzdeki sezorr için salon arayışı içerisindeydik (neyse, çok iyi so-'1 nuçlandı!). Onur, ekim ayında sahnelenecek yen'r oyunu 'Sonra'nın son sayfalannı yazmanın bunalı- mını yaşıyordu. Öte yandan, Onur'la biriikte yazdı-; ğımız ve ocak ayında sahnelenecek olan 'Ben, Nâ-, zım, Yaşarken ve Ö/ürken'in çalışmalarını da baş-^ latmıştık. Bu yoğunluğa karşın kuramsal toplantıla-, rımızın biri bile ne ertelendi ne de gecikmeli ya da^ eksik başladı! Bir süredir, Salı Toplanttlan çalışmalanna 'Son- 1 ra'nın kuramsal çalışmalan da eklendi. Bu oyun için' -bundan sonraki tüm oyunlanmız için de geçerli ola- cak- farklı bir çalışma biçimi saptadık. Okuma pro- valanna ve rol dağıtımına geçilmezden önce, oyun-; da rol alacak herkesın katıldığı kuramsal toplantılar' yapıyoruz. Bu çalışmanın amacı, her oyuncunun' önce oyunun bütününe ilişkin bir kuramsa! temel oluşturması ve sonradan öğrenecegi rolünü o bü-. tün ıçerisinde boyutlandııması. Şimdi - yine 'bizim dergâhta' gerçekleştirilen bu çalışmalann da beşin—, cıtoplantısı geride kaldı; çok düzenli tutulan 'reji not-A lan' elli sayfayı aştı ve artık herkes, 'Sonra'nın ortal^ omurgasına, gösterim metninin oluşturulmasınaı katkıda bulunmuş olmanın zevkini yaşıyor. J Bu yaz, dolu dolu yaşamanın ne demek olduğu-^ nu bir kez daha anladım; hatta belki, olumsuz ko^| şullar karşısında direnmenin ne demek olduğunu^ da... ^ e-posta: ahmetcemaira superonline.com ~j acem20(<( hotmail.com % ThatrogünleriGenco Erkal'ın oynadığı 'İnsanlarım' ile sona erecek. Şeref Gürsoy'dan sahneye veda • ANKAR\ (ANKA)-Tiyatro sanatçısı Şeref Gürsoy, 81 yaşında oyunculuk yaşamını bitiriyor. 1938yılında Ankara Devlet Konservatuarı'na giren Gürsoy, 60 yıllık tiyatro yaşamında 'Ayakta Durmak Istıyorum', '12'nci Gece', 'Yaz'. 'Gogo'nun 4 Müfettişi' gibi oyunlarda rol aldı. "Bir oyunu " yüzlerce defa oynadım; ama 'Fareler ve ' Insanlar'ı 225 gece oynadım" diyen sanatçı, . aynca v Ümitsiz Saatler' ve 'Yağmurcu' gibi yapıtlarda sahneyi Yıldız KenterTe paylaştı. Yıldız Kenter, Gürsoy'unjübilesi için 1 Ekim'de Ankara Şinasi'de 'Hep Aşk İçin' adlı oyunu ( j sahneye koyacak. Gürsoy, bu oyunun tüm, gelinni. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'inl eşi Semra Sezer'm öncülüğünü yaptığı 'Ulusal 1 Eğitime Destek Kampanyası' çerçevesinde ı 'Ulusal Eğitime Katkı Vakfı'na bağışlayacak. | Aydın Doğan Ödülleri -\ • ANKARA (ANKA) - 'Aydın Doğan Ödülleri' önümüzdeki yıl klasik batı müziği dalında verilecek. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana klasik Batı müziği için verilen uğraşılann \ değerlendirilmesi amacıyla verilecek ödüller, 15 Nisan 2002'de sahiplerini bulacak. Ödüllendirmede; klasik Batı müziğine; yaşayan besteci, icracı olarak emek verenlerin, çalışma ve birikimleri ile ulusal ve uluslararası müzik i dünyasında tanmanlann, plaklan, kasetleri, CD'len. sahne performanslanyla övgü . kazananlann, mesleklerine başladıklan günden bugüne kadar gösterdikleri başan göz önüne ahnacak. Klasik Batı müziği ödülü seçiciler » kurulu; Prof. Filiz Ali, Remzi Buharalı, Rengim n Gökmen, Doğan Hızlan. Prof. Ersin Onay, Özer >> Sezgin, Prof. llhan Usmanbaş'tan oluşuyor. .[ BLGÜN j • BEYOĞLU SİNEMASI'nda Onat Kutiar ' anısına düzenlenen şenlikte, Bryan Singer'ın 3 'Olağan Şüpheliler' isimli filmi izlenebihr. 3 (251 32 40) • HARBİYE AÇlKHAVA'da saat 2V OO'de \ Fatih Erkoç - Performans konseri dinlenebilir. ^ (317 77 22) _
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle