Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
kultur(S cumhuriyet.com.tr 15
IAYATIN ÖTE YAKASI FERtDUN ANDAÇ
geçirilen, yitiriLen zamanRue de Buci'deki o canhlığı unutmam müm-
ün değil. Gündüz bir başka, akşamsa daha bir
;nkten renge giren bu sokakta geçen günlerim,
'aris'ten bende kalan en canh anılarla doludur.
Hotel de Buci sevincin, yalnızlığın, hüznün
»arvnağı olmuştu bana. Bazı akşamlar, pence-
eden bir göz atımı sokağa uzanınca; karşı kal-
lınrndaki insan sesleri, köşedeki kafenin şen-
ikli hali sese ses olur gelip bulurdu beni.
Ve o saatte. gecenin deminin çekileceği ân'da
Paris sokaklannın şenliğine katıhrdık Agneta
ile... Ta kuzeyden getirdiği iki göktaşı gibi ba-
kışlanyla gülümserdi. tki yanardağ gibi soluk
alırdık Rue de Buci'de.
Eco'yu neden tutkuyla okuduğunu sorma-
dım. Ama, Benjamin'in bir dizi halinde kitap-
hğmda duran kitaplannı hep merak ettim. Ag-
neta, bunu sezercesine, bir gün yanıtlamıştı be-
ni: *O kuşağın bir simgesidir, Benjamin»."
• • •
Bir zamanlar, yani 193O'lu y\Uarda, Walter
Benjamin'in, kaldığım Hotel de Buci'ye yakın
bir yerde oturduğunu öğrenmem ise; Odeon'a
çıkıp Saint Germain-Raspail bulvarlan arasın-
daki gezinme üçgenimi daha renkli, düşünceli
kılmıştı.
Onun Panmlar'ı çantamdaydı. Gelip burada
onunla yüzleşmek gibi bir şeydi bu. Daha doğ-
rusu, Agneta'nın dÖne dura anlattığı; Kaba-
la'dan Babü'e, oradan Filistin'e uzandığımız
bir dolu söyleşilerimizde sözü getirip Benja-
min'e dayaması...
Yıllar önce, Andırın' ın uçsuzbucaksız o dağ
köyünde yalnızhğa, korku ve yılgıya kendimi
sürgünküdığım günlerde. FahrûnnisaKadıbe-
şegU'denödemeh istedığim "'Oluşum" dergile-
riyle buluşmamı nasıl unuturum! Gühlerce il-
gi ve dikkatle okunan dergilerin 43. sayısmda
yer alan (ki o Frankfurt Estetik Özel Sayısf ydı)
Ünsal Oskay'ın bir yazısıyla Ahmet Cemal'in
Benjamin'den yaptığı bir çeviri ilk kez Benja-
min'le yüzleştiriyordu beni.
Şimdilerde ise Moskova Günlüğü'nün yayı-
mımn ardmdan, Benjamin'i anlatan bir biyog-
rafik roman elimize ulaştı: Benjamin: Dar Ge-
çitteki Aydın. Parini'nin bu romanında adım
adım ilerlerken Panlülar'ı okuduğum günlerin
noüanna döndüm. Güne, ân'a, yaşanılan at-
mosfere bakış ve o sürede hissedilenleri yansı-
tış.. Anımsanan ve yitirilen zaman aralığından
hayata bakan Benjamin'in bilgı yığınülannı
önümüze sermektense bilinçlilik durumlann-
JJ.
dan hareket etmesı önemlidir.
Sonra, günlüğünü okumaya yöneliyorum.
Burada da benzer izlere tanık oluyorsunuz. O
bakışımın ağdığı her bir düşüncede devrim
günlerinin yorumunu, gelinen yerdeki durum-
lann tanıklığını yansıtır.
Asja Lacis'in ardtna takılıp gittiği Mosko-
va'da gönlünün kışını yaşaması... Aşkın onu
savuran bemlenyle yüzleşmesi, Moskova'nın
görünümü karşısındaki şaşkınhğı...
Onun yaşamında hep taşıyıcı bir rol üstlen-
mış olan yazmak eylemi en uçlara değin görü-
rür uğraşısını. Burada tutku, savrulma, acı çek-
me, parçalanma, korku. tedirginlik, düş kınk-
lıklan \ ardır. Hayatının en verimli dönemi sa-
yılabilecek Paris yıllannda da bu gel-git'leri
yaşar. Benjamin.
O, hep sınırlarda durmayı bilmıştir, Lacis'le
ilişkisinde de, Alman Komünist Partısi'ne gir-
mekten vazgeçışinde de, savaş yıllannda gide-
bileceği yerler varken Paris'te kalışında da... Ve
sonuçta, son anda Fransa-tspanya sınınm bir
adım ötede aşabilecekken vazgeçip ölümü seç-
mesi gibi.
•••
'enjamın...
Acının,
yitirilmişliğin,
yerini
bulamamışlığın
ezgin, buruk sesi...
Bize, yitirilen ve ele
geçirilen zamanın
rengini sunan; her
bir sozcüğüyle
insanlığın kültür
tarihine adanışm
sesi soluğu
olabilen,
modernliğin
zamanını tarihin dar
geçidinde
gösterebilen eşsiz
bir bellektir o.
Onunbize yansıyan imgesınde bu yanını gö-
rürüz belirgince. Gerçeküstücülükten söz etti-
ği bir yazısında. "Dokunduğu her şeyi kendine
katıyordu" diye bir belirleme yapar. Ashnda.
Benjamin için söylenebilecek tek tanım da bu
olsa gerek. Yitirilen ve ele geçirilen zamanın
aralığmdan onun yaratıcı dünyasına bakmca
şunları görüyoruz: Dönüştürücü bir zekâ, 'ses-
le imge, imgeyle ses' olabilen bir yaratı ustası..
Anlamla düşünceyi örtüştürerek yenibir dil ya-
ratan, Avrupa aydınlanmacı kuşağmm yapı ta-
şını oluşturacak olan bir düşün yazın insanı.
•••
Onun bıraktıklanna. hem geçmişin hem de
bugünün yüzünü aydınlatanlara baktıgımızda;
önümüze bir kültüradası çıkıyor. Uzaktakini ve
yakında olanı gören/gösterendir. Yazı belleği-
nin taşıyıcı bir öğe olması; tanhe. dile, mekâ-
na, gerçek'e bakışında hep bu imleri (bunların
tözünü) buluruz.
O, salt iletilebilenle yetinmez. Ele aldığı bir
konuyu derinlikleriyle kavrayıp yenı bir dil ya-
ratarak sunarken; özsel olanı tarih'e'du'e, dü-
şüncenin katmanlanna götürerek yoğunlaştı-
nlmış biçimde sunar.
ÖKUMA ÖNERİLERİ
(*) Walter Benjamin: Estetize Edilmis
Yaşam, Haz..: ünsal Oskay, 1982, Dosî
Kit. Yay.; Brecht'i Anlamak, Çev: H.
Barşcan-G. Işısağ, 1984, Metis Yay.;
Parütılar, Çev.: Yılmaz Öner, 1990,
Belge Yay.; Son Bakışta Aşk, Yay. Haz;
Nurdan Gürbilek, 1993, Metis Yay.;
Pasajlar, Çev.: Ahmet Cemal, 1993;
Tek Yön, Çev.: Tevfik Turan, 1999, Yapı
Kredi Yay.; Çoeuklar, Gençlik ve
Eğitim Ûzerine, Çev.: Mustafa Tüzel,
2001, Dost Kitabevi; Moskova
Günlüğü, Çev.: Cemal Ener. 2001,
Metis Yay.:
(*) Oğuz Demiralp, Tanrı Bafaşh
Çocuk, 1999. Yapı Kredi Yay.; Jay
Parini, Benjamin: Dar Geçitteki Avdın,
Çe\\: C. Kurultay- N.KurtuIan. 2001.
Aynntı Yay
BELLEK KUTUSU
"Bir geçiş olmayan, zamanın onda
dıırduğii ve onun tarafindan
üsllemldiğı bir bugün kavramı, tarihsel
maddeci için vazgeçilmezdir. Çünkü bu
kavrayış, tam
da onun
kendisi için
tarih
yazmakta
olduğıt
bugünü
tanımlar."
"lyi bir hikâye
anlatıcısı her zaman
halktan. özellikle de
zanaatkârlar tabakasmdan
beslenir."
"Tüm doğa, kendisini ,
ilettiği ölçüde, kendisini f
dilde iletir; yani son
tahlilde insanda. Bu
nedenledir ki, insan doğanm
efendisidir ve şeyleri
adlandırabilir." W. Benjamin
Tate Galeri'nin
sıkıntısı
Etktnlik kapsamında üç oyun sahnelenecek
Gümüşlük'te
günleri
sponsorKültür Servisi - Londra Tate Gale-
ri, sponsor bulabilirse 'The Vktori-
an Nude' (Viktoryen Nü) isimli bir
sergı düzenlemeyi planhyor. Galeri,
sergide Millais, Alma-Tadema. Le-
ighton ve Rosetti gibi ünlü sanatçıla-
nn yapıtlannm yer alacak olmasına
rağmen çıplaklığın ön plana çıkması
nedeniyle sergiye sponsor bulmakta
zorluk çekiyor. Galeri yetkililerine
göre, îngiliz iş çevreleri çıplak vücut-
lan sergileyen bir kuruma finansman
sağlayarak risk alamayacak kadar
muhafazakârlar.
Müstehcen kartpostallann ve Vik-
toryenler tarafindan çekilen ilk film-
lerin de sunulacağı sergi, Tate Gale-
ri' ye bağh Miübankve Bankside ga-
lerilerinde yer alacak.
MillbankGalerisi'ne gösterilen il-
gi, bir sene önce TateModern' in açı-
lışıyla azalsa da Îngiliz iş dünyasının
büyük isimleri ile yakınlaşmıştı. Ga-
leri çahşanlan, şimdi 'Tate dostian'
ile yine de yalnız başma ilerleyebil-
menin sevindirici olduğunu söylü-
yorlar.
Iş ve kültür çevreleri arasında bağ-
lar kuran sanat ve iş direktörü Colin
Tvveedy, büyük sponsorlann sergiye
destek vermemelerinin, iş dünyası-
nın ve genel olarak îngiltere'nin 'na-
mus taslayicı' yanının bir yansıması
olduğunu ifadeetti. "Sponsortar mu-
hafazakârlar. Pek çoğuriskalmakis-
temiyor. Şimdi inanması gûç ama
1997'de Royal Academydeki
Sensation'a hatta Apocahp-
se'ekimscsponsorolmak
istememişti. Buna rağ-
men açüış gecesine
sponsorolan Prada,haW
ka daha önceogeceoldu-
ğu kadar açılanıadıklannı söylemiş-
tL"
Tate Galeri'nin son organizasyon-
ları için BT. B&Q. Channel 4 ve The
Prudential gibi iş dünyasmm önde
gelen şırketleri sponsor olmuşlardı.
Tvveedy. "Galerinin sûrrealist bir §o-
vu olan 'Desire Unbound'a sponsor
bulmakta zorlanacağun düşünüyor-
dum. Ama büyük ve muhafazakâr
bir banka olan Morgan Stanley spon-
sor olmuştu" diyerek sözlerıne de-
vam etti.
İngiüz şirketter sergiye ilgisiz
Galeri yetkılileri. 'Vıktoryen Nü'
sergisinin gerçekten çok iyi olduğu-
nu ve Viktoryen ahlak değerlerinin
şimdi sahip olunan Îngiliz değerle-
rinden daha 'namuslu" olmadığını
açığa çıkaracağını belirtiyor. Îngiliz
şirketlerin bu sergiye karşı ilgısızlik-
leri. ekonomik nedenlerden kaynak-
lanmıyor. Hatta şirketlerin diğer sa-
nat organizasyonlan için ayırdıklan
bütçe her sene artıyor ve 150 mılyon
pounda kadar çıkabiliyor. Aynca, In-
giltere'de. büyük iş çevreleri arasın-
da görsel sanatlara sponsor olmak
yaygınlaştı. Bü-
yük sponsorlann klasik müzikten
vazgeçip galeri sponsorluğuna her
gün daha fazla yöneldiklerini söyle-
yen Tvveedy. bunun nedenini spon-
sorlann galerilerde, ziyaretçilerle ile-
tişim şansı bulunmasıyla açıklıyor.
Picadilly'deki Royal Academy of
Art" ın finans direktörü PamelaCars-
well ise sponsorluk için şirketlerin
rekabete girdiğini söylüyor. "Baa
gösteriler şirketlerin ügisini çekmi-
yor, ancak bu tip organizasyonlara
sponsorsağlamakiçinbir yol bubnak
lazun. Rus ikonlarından oluşan bir
sergimiz vardı ve ilk başta bunun çok
da popüler bir seçim olmadığını dû-
şünmüştük. Ama onu dramatik. hat-
ta seksi v anlanyla sundukT
Tvveedy ve Carsvvell'in de altmı
çızdikleri nokta gösteriyi tanvtmak
için sponsor arayışlanna izin veril-
memesi. Tvveedy. önerileri dikkate
ahp programlannda değişiklik yapa-
bilecek bir tek galeri olmadığını be-
lirtiyor ve "Problem iş çevTelerinin
bazen aptal ve saf olmalanndan kay-
naklaruyor" diyor.
tıyatroKültür Servisi - Sanatın her
alanmda kahplann dışında ve di-
siplinlerarası iletişimi benimse-
yen Bodrum Gümüşlük Akade-
misi, sonbaharda üç gün boyaın-
ca tiyatroseverleri ağırlayacak.
6-7-8 Eylül tarihlerinde ger-
çekleşecek tiyatro günlerine Ti-
yatro Stüdyosu, Tiyatro Kare ve
Dostlar Tiyatrosu katılacak.
Akademinin Gösteri Sanatları
Bölümü proje sorumlusu Nadi
Güler. geçen yıl Aksanat Pro-
düksiyon Tiyatrosu'nun gösteri-
siyle başlayan tiyatro günlerinin
artık gelenekselleşnıesını iste-
diklerini söylüyor. Sponsor so-
runu yüzünden festivale dönüşe-
meyen proje, akademinin ku-
rumsal sponsoru Garanti Ban-
kası'nın katkılanyla gerçekleşe-
cek.
Tiyatro Günleri 6 Eylül'de Ti-
yatro Kare'nin sahneleyeceği
'Neyzen' adh oyunla başhyor.
Tuncer Cücenoğlu'nun yazdığı,
IşılKasapoğlu'nun sahneye koy-
duğu oyunda Burak Sergen rol
alıyor. Neyzen Tevfik'in yaşam
öyküsünden yola çıkan oyunda
Karagöz, ortaoyunu, meddah ge-
leneğı gıbı Türk tiyatrosunun ge-
leneksel biçimleri kullanılıyor.
7 Eylül'de amfitiyatroda ola-
cak 'Speer/Dünyanuı BaşkentT
adh oyunu Tiyatro Stüdyosu sah-
neleyecek. Arjantinli yazar Est-
her Vilar'ın Almanca yazdığı,
AhmetCemal" in Türkçeleştirdi-
ği oyunu .\hmetLeventoğlu sah-
neye koydu. Nazi Almanya-
sı'nda Hitler'ın sağ kolu olan,
dönemın ünlü mimarı Albert
Speer'in yıllar sonraki hayali
>argüanmasmı konu alan oyun-
da Nihat İleri ve Mehmet Ali
Kaptanlar rol alıyor.
Tiyatro günleri 8 Eylül'le Gen-
co Erkal'ın oynayacağı Nâam
Hikmet'in 'lnsanünm' oyunuy-
la son bulacak. Son oyunun ar-
dından. tiyatro günlerinin anısı-
na Metin Deniz'ın yaptığı plaket
Gümüşlük Akademisi'nde yeri-
ni alacak.
Oyunlar akademinin yaklaşık
450 kişilik amfitiyatrosunda sa-
at 21 .OO'de sahnelenecek.
(Gümüşlük Akademisi: 0252
394 31 78)
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Dünya Güzeli Bir
Çalışma...
Bu yazın dayanılmaz sıcaklannı, inanılmazbir ekipv
çalışmasıyla geçiriyoruz. Resmi tiyatro eğitimlerini
henüz tamamlamış, amaçlan yalnızca tiyatro yap-
mak, her türlü yozlaşmadan ve kirlenmeden uzak
kalmak olan bir avuç gençle yürüttüğümüz bu ça-,
tışma, bence, yıllardır ağırlıklı olarak fosillerin yöne-
timinde bunalan bir ülkenin geleceginin geçmişin-'
den farklı olabıleceğinin en güçlü belirtilerinden bi-:
ri.
Stüdyo Drama olarak daha kuruluş günlerimizde'
saptamışttk: Bizimkisi, hep düşünceyle, kuramsal
çızgilerle desteklenecek bir tiyatro çalışması ola-
caktı. Bu amaçla, 'kuramsal' diye adlandırdığımız
toplantılanmızı dayazgelir gelmez başlatacaktık. Bu
hedef, hemen gerçekleşti. Doğru söylemek gerekir-
se ben, final sınavlannm gerginliğinden henüz çık-
mış olan Stüdyo Drama gençlerinin, kısa da olsa bir
tatil yapacaklannı düşünüyordum. Ama onlar, ışe biı4
-
gün bile tatil yapmadan gırışmekte kararlıydılar. Bu-
yüzden, şimdi 'Salı Toplantılan' diye adlandırdığımız,
kuramsal çalışmalar benim evimde, yani 'bizim der-x
gâhta' hemen başladı. Sanınm beşinci toplantıya u-.
laştık. Başta saptadığımızyöntem uyannca hertop-.
lantının tartışma ve inceleme konusu bir önceki top-'
lantıda kararlaştınlıyor. Daha sonra katılanlar, kendi'
görüşlerini o toplantıya yazılı metin halinde getiriyor-.
lar. Bu metinlerden oluşma dosya, kabarmaya baş-
ladı bile. Onur Bayraktar, bilgisayardayazılmamış
metinlerin bılgisayar çıktılannı alma işıni de üstlen-,
di. Bu yüzden, dosyamız hem belge hem de disketj
olarak genişlemekte. Şimdi dosyanın kapağını aç-
tığımda, 'Oyun ve Tiyatro', 'Oyun, Tıyatro, Kurgu ve
Doğallık\ 'Sahnede Yaratıcılık'', Wgi Kavramı', 'Sa-
nat ve Bilgi' gözüme ilk çarpan başlıklar arasında. ••
Toplantılarda metinlerin olduğu gibi okunması 'ya-
sak'\ o iş, daha sonra herkesın 'ev ödevi'; her katıl-
macı, hazırladığı metni yalnızca çıkış noktası olarak,
kullanabiliyor. Kural, sözlü tartışma.
Işe başladığımızda bu toplantılar tek işimiz değil-^,
di. O sıralarda Stüdyo Drama'ya önümüzdeki sezorr
için salon arayışı içerisindeydik (neyse, çok iyi so-'1
nuçlandı!). Onur, ekim ayında sahnelenecek yen'r
oyunu 'Sonra'nın son sayfalannı yazmanın bunalı-
mını yaşıyordu. Öte yandan, Onur'la biriikte yazdı-;
ğımız ve ocak ayında sahnelenecek olan 'Ben, Nâ-,
zım, Yaşarken ve Ö/ürken'in çalışmalarını da baş-^
latmıştık. Bu yoğunluğa karşın kuramsal toplantıla-,
rımızın biri bile ne ertelendi ne de gecikmeli ya da^
eksik başladı!
Bir süredir, Salı Toplanttlan çalışmalanna 'Son-
1
ra'nın kuramsal çalışmalan da eklendi. Bu oyun için'
-bundan sonraki tüm oyunlanmız için de geçerli ola-
cak- farklı bir çalışma biçimi saptadık. Okuma pro-
valanna ve rol dağıtımına geçilmezden önce, oyun-;
da rol alacak herkesın katıldığı kuramsal toplantılar'
yapıyoruz. Bu çalışmanın amacı, her oyuncunun'
önce oyunun bütününe ilişkin bir kuramsa! temel
oluşturması ve sonradan öğrenecegi rolünü o bü-.
tün ıçerisinde boyutlandııması. Şimdi - yine 'bizim
dergâhta' gerçekleştirilen bu çalışmalann da beşin—,
cıtoplantısı geride kaldı; çok düzenli tutulan 'reji not-A
lan' elli sayfayı aştı ve artık herkes, 'Sonra'nın ortal^
omurgasına, gösterim metninin oluşturulmasınaı
katkıda bulunmuş olmanın zevkini yaşıyor. J
Bu yaz, dolu dolu yaşamanın ne demek olduğu-^
nu bir kez daha anladım; hatta belki, olumsuz ko^|
şullar karşısında direnmenin ne demek olduğunu^
da... ^
e-posta: ahmetcemaira superonline.com ~j
acem20(<( hotmail.com %
ThatrogünleriGenco Erkal'ın oynadığı 'İnsanlarım' ile sona erecek.
Şeref Gürsoy'dan sahneye veda
• ANKAR\
(ANKA)-Tiyatro
sanatçısı Şeref
Gürsoy, 81 yaşında
oyunculuk
yaşamını bitiriyor.
1938yılında
Ankara Devlet
Konservatuarı'na
giren Gürsoy, 60
yıllık tiyatro
yaşamında 'Ayakta
Durmak
Istıyorum', '12'nci Gece', 'Yaz'. 'Gogo'nun 4
Müfettişi' gibi oyunlarda rol aldı. "Bir oyunu "
yüzlerce defa oynadım; ama 'Fareler ve '
Insanlar'ı 225 gece oynadım" diyen sanatçı, .
aynca
v
Ümitsiz Saatler' ve 'Yağmurcu' gibi
yapıtlarda sahneyi Yıldız KenterTe paylaştı.
Yıldız Kenter, Gürsoy'unjübilesi için 1 Ekim'de
Ankara Şinasi'de 'Hep Aşk İçin' adlı oyunu (
j
sahneye koyacak. Gürsoy, bu oyunun tüm,
gelinni. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'inl
eşi Semra Sezer'm öncülüğünü yaptığı 'Ulusal 1
Eğitime Destek Kampanyası' çerçevesinde ı
'Ulusal Eğitime Katkı Vakfı'na bağışlayacak. |
Aydın Doğan Ödülleri -\
• ANKARA (ANKA) - 'Aydın Doğan Ödülleri'
önümüzdeki yıl klasik batı müziği dalında
verilecek. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana
klasik Batı müziği için verilen uğraşılann \
değerlendirilmesi amacıyla verilecek ödüller, 15
Nisan 2002'de sahiplerini bulacak.
Ödüllendirmede; klasik Batı müziğine; yaşayan
besteci, icracı olarak emek verenlerin, çalışma
ve birikimleri ile ulusal ve uluslararası müzik i
dünyasında tanmanlann, plaklan, kasetleri,
CD'len. sahne performanslanyla övgü .
kazananlann, mesleklerine başladıklan günden
bugüne kadar gösterdikleri başan göz önüne
ahnacak. Klasik Batı müziği ödülü seçiciler »
kurulu; Prof. Filiz Ali, Remzi Buharalı, Rengim n
Gökmen, Doğan Hızlan. Prof. Ersin Onay, Özer >>
Sezgin, Prof. llhan Usmanbaş'tan oluşuyor. .[
BLGÜN j
• BEYOĞLU SİNEMASI'nda Onat Kutiar '
anısına düzenlenen şenlikte, Bryan Singer'ın 3
'Olağan Şüpheliler' isimli filmi izlenebihr. 3
(251 32 40)
• HARBİYE AÇlKHAVA'da saat 2V OO'de \
Fatih Erkoç - Performans konseri dinlenebilir. ^
(317 77 22) _