Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 2001 SAl
8 HABERLER
Sendikalar uyardı: Neoliberalpolitikalarla kayı üçi ekonomide kayttdtşına çüayor
Kriz sömürüsü yapılıyorendikalar, işten
kriz gerekçesiyle
çıkanlan sendikalı
çalışanlann yerlerine
örgütsüz ve sigortasız
işçilerin alındığını
belirtiyorlar. YÖK
Genel Kurulu üyesi
Prof. Dr. Alpaslan Işıklı,
" 19. yy. vahşi
kapitalizmi yeniden
canlandınlıyor" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ekonomik dengeleri altüst eden eko-
nomik knzın. en büyük darbeyı ör-
gütlü çalışanlara vurduguna dikkat
çekildı. Sendikalar. ışten "kriz" ge-
rekçesiyle çıkanlan sendikalı çalı-
şanlann yerlerine örgütsüz ve sigor-
tasız işçilerin alındığını belirtiyorlar.
Ekonomik bunalımlann da uygun bir
ortam sağladığı bu çalışma biçiminin
Türkiye'nın karşısına çıkan en bü-
yük tehlıkelerden bın olduğu belirti-
lirken Ankara Üniversıtesi SBF Öğ-
retim Üyesı. YÖK Genel Kurulu
üyesi Prof. Dr. Alpaslan Işıkh."19.yy.
vahşi kapitalizmi yeniden canlandm-
lıyor" dedı.
Ekonomik bunalımlann çalışma
yaşamı açısından doğurduğu tehlike-
t--.
MİLLİ CÜVENLİK KURULU İSTANBUL'DA TOPLANIYOR
Güııdem: Sosyal patlama
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Milli Güvenlik
oli
Gazetemizin 25 Nisan 2001 tarihJi saym.
istanbui'daHarp
Akademileri
Komutanhğı'nda yapacağı
ayhk olağan toplantısında
özellikle ekonomik önlemler
nedeniyle artan işsizlik ve
yoksullaşmanın ardından
gündeme gelen sosyal
patlama uyanlan değerlendirilecek. MGK'nin
temmuz ayı toplantısı Istanbul'da Harp Akademileri
Komutanhğı'nda yann yapılacak. Toplantının
ağırhklı konusunu, geçen MGK toplantısında da
gündeme gelen sosyal patlama konusu oluşturacak.
Uygulanan ekonomik programın sonuçlan olan
işsizlik ve yoksullaşmanın özellikle büyük kentlerin
varoşlannda yarattığı gerilim ve sonucunda
yaşanabilecek olaylar
değerîendiriiecek. Sosyal
patlamaya yol açabilecek
kesimlere ilişkin güvenlik
birimlerinin hazırladığı ve son
gelişmelere göre
güncelleştirilmiş raporlar
toplantıda değerîendiriiecek.
Ekonomik programın neden
olduğu işsizlik nedeniyle
özellikle Istanbul'un bazı
semtlerinde kendiliğinden oluşan sokak eylemlerinin
artma eğilimine girdiği. güvenlik güçlerince dile
getiriliyor. Geçen MGK toplantısında konu gündeme
gelmiş, alınması gereken önlemler tartışılmıştı.
MGK'nin bu ayki toplantısında Dışişlen Bakanı
İsmail Cem, Makedonya'ya yaptığı gezinin ardından
Balkaniarliaki son gelişmeierie ilgili olarak da btlgi
verecek.
ler ve çözüm için yapılması gereken-
lerle ilgili görüşlerin. bazılan şöyle:
DİSK Çukurova Bölge Temsiİcisi
Yusuf Yüreldi: Çukurova bölgesı açı-
sından son 6 ayı değerlendirdiğimiz-
de, olumsuz bir tabloyla karşılaşıyo-
ruz. Bölgede bu yıl hiçbir yeni yatı-
nm yapılmadı, ama süreklilik kaza-
nan bir işten çıkarma süreci var. Sa-
dece BOSSA fabrikalannda geçtıği-
miz hafta 110 kişi ışten çıkarıldı. Ça-
lışanlar açısından çoktehlikeh bir sü-
reçle de karşı karşıyayız. Özei sektör-
de kriz gerekçesiyle işten çıkanlan-
lann, yerine sigortasız ve sendikasız
çalışmayı kabul edenler alınıyor.
Kriz sigortasız. sendikasız ve asgari
ücreti temel alan çalışma modelini.
egemen kılıyor. Kayı tiçi ekonomi
de, kayıt dışına kayıvor. Üretimi. is-
tihdamı \e çalışanlan temel alan po-
lıtıkalar yaşama geçirilmezse. çok
ciddı sosyal olaylar yaşanabilir.
Türk-İş 2. Bölge Temsiİcisi Veli E
ker: Kriz gerekçesiyle, çalışanlann
haklan gasp ediliyor. Daha büyük
olunısuzluklann engellenmesi için.
Iş Güvencesi Yasa Taslağı hızla Mec-
lıs'ten geçirilmelidir. Emeğıyle ge-
çinen insanlann ve Türkiye'nin kur-
tuluşu, üretim pastasının büyümesın-
den geçer. Yapılması gereken, milli
gelirimızi borç faızleri yerine yatın-
ma yönlendirmektir.
İgsizler ordusu
DfSK Gaziantep Bölge Temsiİcisi
Muzaffer Subaşı: Her geçen gün iş-
sizler ordusuna, yenı yüzler ekleni-
yor. Fatura süreklı olarak çalışanlara
çıkaniıyor. Sendikalar, toplusözleş-
melerde mevcut durumu dahi koru-
makta zorlanıyor. Çözüm ış güvence-
sinin yaşama geçinlmesi ve Türki-
ye'nın yüzünü üretıme dönmesıdır.
Prof. Dr. Alpaslan Işıkh: Çalışanlar,
krizin acılı sonuçlanyla her gün kar-
şı karşıya bulunuyor. Bir çözüm ola-
rak sunulan özelleştirmelerle bırlik-
te, iş alanlan da hızla daraldı, ışsız-
liğin boyutları arttı. Kâr etmenın
önündeki engeller kaldınldı. Bu sü-
reçte esas kazananlar. üretıme ve ıs-
tihdama katkı yapmadan bir takım
spekülatif oyunlarla günlerinı gün
edenler oldu. Bu süreçle bırlikte. 19.
yüzyılın vahşi kapitalızm koşullan
egemen oldu. Şu aşamada, iş güven-
cesinın sağlanması, sorunlann çözü-
münde tek başına yeterli olmayacak-
tır. Çünkü ış güvencesinin geçerli ol-
ması için, "işin" olması gerekir.
Fatura yurttaşa çıktı
Zamlara
karşı lııdk
çaresiz kaldı
• Şubat ayında başlayan siyasi
krizin ekonomik bunalıma
dönüşmesinden sonra akaryakıt
üriinlerine yüzde 60 ile 80 arasında,
tüpgaza ortalama yüzde 83 oranında,
elektriğe yaklaşık yüzde 60. telefona
da yüzde 30 civannda zam yapıldı.
FATMAKOŞAR
Şubat ayında yaşanan siyasi ve ekonomik krizin
ardından ulaşım. haberleşme, enerji gibi en
temel kamusal hizmetlerin fiyatı kat kat
artarken füketici bu zam yağmuruna karşı
"çaresiz" kalıyor. Şubat aymda başlayan siyasi
krizin ekonomik bunalıma dönüşmesi ve
devalüasyonla sonuçlanmasından sonra
akaryakıt ürünierine yüzde 60 ile 80 arasında,
tüpgaza ortalama yüzde 83 oranında, elektriğe
yaklaşık yüzde 60, telefona da yüzde 30
civannda zam yapıldı. Kamuoyunun büyük
tepkisini çeken köprü geçış ücretieri ve otoyol
zammı ise yüzde 40 ile 200 oranında
gerçekleşti. Tüketiciyi Koruma Derneği
(TÜKODER) Başkanı Mehmet Scvim,
"Töketiei Yasası, tam rekabetin olduğu serbest
piyasa koşultanna göre hazuianmış"' dedi.
Zam yağmuru dlnmedl
Şubat aymdan bu yana akaryakıt üriinlerine
ortalama yüzde 60 oranında zam yapıldı.
Akaryakıt ve tüpgaza yapılan zamlar şöyle:
Akaryakıta 28 Şubat"ta ortalama yüzde 10.4
Mart'ta vüzde 0.2 ile 1.3 arasında, 14 Mart'ta
2.1 ile 10.2,23 Mart'ta 2.1 ile 3.1,4 Nisan'da
19.74 ile 20.97 arasında, 4 Mayıs'ta 5.2i ile
yüzde 6.7 arasında. 15 Mayıs'ta yüzde 0.7 üe
yüzde 1.3 arasında değişen oranlardazam
yapildı. Aynca 4 Haziran'da yüzde 2.16 ile 3.25
ve 4 Temmuz'da ortalama 1.65 oranında, 20
Temmuz'da da yüzde 1.40 ile 3.33 oranında
fîyat artışı yapıldı. Tüpgaza, 1 Mart'ta yüzde
12.9 ile yüzde 13.4 arasında, 14 Mart'ta yüzde
14 ile yüzde 14.4 arasında, 23 Mart'ta yüzde
4.1 ile yüzde 4.9 arasında, 4 Nisan'da yüzde 19
oranında zam yapıldı. Nisan ayında yüzde 15.1
ile yüzde 16.3 arasında zamlanan tüpgaza 4
Mayıs'ta yüzde 3, 15 Mayıs'ta yüzde 0.5 ile
yüzde 0.9 arasında, 5 Haziran'da yüzde 3.7 ile
yüzde 4.4,15 Haziran'da yüzde 4.0 ile yüzde
4.5 arasında değişen oranlarda zam geldi. 29
Haziran'da da yüzde 1.2 ile yüzde 1.3 arasında
değişen oranlarda zam yapılan rüpgaz 4
Temmuz'da yüzde 0.4 ile yüzde 0.6 arasında
zamlandı.
Zamlar diin de sürdü
Japon Tobacco Internationarın açıklamasına
göre, Monte Carlo uzunun fiyatı 850 bin liraya,
Monte Carlo kısanın fıyatı 750 bin liraya
çıkanldı. Kablolu TV ücretlerine yaklaşık
yüzde 25 oranında zam yapıldı. 120 kontör
üzerinden 3 ayhk olarak alınan kabloiu TV
ücretieri 15 milyon 408 bin liraya yükseldi.
Adapazan'nda, ekonomideki kriz haberierine kı/an bir grup yurt-
ts
^
tele>1z
>
on
>
aktl
- YenimahaUe'deoturanjurttaşlar,ekonomikkri-
zin ahlaksızkk ve hırsızlığı arttırdığıra, bu gelişmeleri hergün farklı
boyutlarda televizyon kanallanndan izlemekten bıktıklannı söyleyerek klarnet ve darbuka eşliğinde göbek attüar. Kri-
zin, kendilerini çok etkilediğini ifade eden protestoculardan Süleyman Aydeniz, "Krizle biriikte. tele\izyonlar hep kriz
haberi verdi ve seyrederken içimiz kararmaya başladı. Vıllardır sakat ve işsizim. İld çocuğumuz da aç. Bırakııı eti, tavu-
ğu ve balığı. biz kuru ekmek bile bularruyoruz, ama bize kimse inanmıyor" diye konuştu. (Fotoğraf: AA)
Toplumsal psikoloji bozuldu, sigara ve alkol tüketimi yükseldi
Oynattnaya az kaldı
ASUMAN ABACIOĞLU
İZMİR- Ekonomik kriz, toplumu oluşturan
bireylerin tüm değerlerini yok ediyor; yılgın-
hk, tükenmişlık duygusunu. depresyonu ve
psikosomatik hastalıkları yaygınlaştınyor.
Toplum şiddete yönelirken. "uygar insan** ol-
ma özelliğini yitirerek evrimsel gelişimde ge-
riye gidiyor.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatn
Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet
Çeükkol; yoksulluk, gelecek belirsızliğı, ışten
atılma gibi etkenlerin "ruhsal stres"
yarattığını. stresin de depresyon ve
benzer ruhsal bozukluklann yanı sıra
tansiyon, alerji, enfarktüs gibi psiko-
somatik bozukJukJann artmasına yol
açtığını söyledi. Psikosomatik hasta-
lıklann aslında bedensel hastahklar ol-
duğunu, ancak ortaya çıkışına veya
alevlenmesine, kişıyi üzen. sıkan. ger-
Prof Dr. Çelikkol. "Birtoplumdüşününki,
kaybedeceği bir şe> yok. Zaten yol sigara ve i-
ki ekmek parasuu ancak karşılayan bir insan
için işten aûlmak o kadar korkutucu gelmivor
artık. O zaman ne oluyor: insanlar bir takım
kitle hareketlcrine daha kolay yönelebilir du-
ruma geliyor ve maalesef Türkiye'de toplum-
sal psikoloji kısmen şiddete açık" dıve konuş-
tu. Toplumun. patlama noktasına gelmeyece-
ğini unıduğunu. ancak Türkiye'de şu ankı du-
rumdeğerlendınldığindebıryönelişinsöz ko-
nusu olduğunu belirten Prof. Dr. Çelikkol.
zor dayanır. Özellikle bizim halkımız gururu-
naçokdüşkündür.Toplumdaadaletstziiklerol-
duğunda. kişiler için katlarulması zor bir du-
rum orta>a çıkar. Haj at srandardı düşmüş, ki-
rasmıödeyemeyeninsanlara" Yılgınlığa kapıl-
ma. dayan' diyemeyiz. Bu, kişivlc alay etmek.
küfretmek gibi olur."
'İnsanlar güçlü olmalı'
• Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri
Anabilim Dah öğretim üyesi Prof. Dr. Alımet
Çelikkol, psikosomatik ve ruhsal
bozukluklann yanı sıra alkol ve sigara gibi
madde tüketiminin de arttığıru belirtti.
ginlik yapan olaylann katkıda bulunduğunu
kaydeden Çelikkol, "Bir insanın canı sıkıldı-
ğında tansiyonu vükselir, başka birinin alerji-
si çıkarya da damarspazmı olur; damarspaz-
mı dcmek. damarlarda daralma varsa enfark-
tüs, felç demektir. Nefes dariığı, gastrit ve ülser
de bunlann arasuıdadır. Bunlaren çok stres al-
tında olan insanlarda görülür" diye konuştu.
lnsanlarda, ^oğun ruhsal stres" gözlediğinı
kaydeden Çelıkkol. psikosomatik ve ruhsal
bozukluklann yanı sıra alkol ve sigara gibi
madde tüketiminin de arttığını belirtti.
Istanbul Haber Servisi'nin görüştüğü Prof.
Dr. Ozcan Köknel de insanJann sosyal, siya-
sal, ekonomik v e doğa sorunlany-
la karşılaştığı zaman endişe. kay-
gı, korku, kızgınlık ve öfke gibi
duygulara kapılabileceğini söyle-
di. Yurttaşlann, yaşadıklan sorun-
lara karşı kendi güçlerini ıyi de-
ğerlendirmeleri gerektiğini belir-
ten Köknel. "Kişi her şeyden önce
kendi özgücünü de harekete
u
Sos\al patlama şu anda var zaten.. inşallah da-
ha büyüğü olmaz; sadece bir şekilde erteleni-
yor. Bankası kapatılanlann. işten atılanlann.
de\let memuıiannın sokağa çıkıp neier >aptı-
ğını biliyoruz, eğer frenleme biraz gevşetilse
korkanm bunlann daha fazlası olacak" görü-
şünü savundu. Prof. Dr. Çelikkol, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Bir insan acrya kolaj' kada-
nır, bir insan gerektiğinde yoksulluğa da kolay
katlanır. ama bu yoksulluk adil paylaşünıadıv-
sa. bir \oksul karnını zor dovururken diğeri te-
levolelereçıkı\orsa her gün, işte buna insan çok
ozgucunu
geçirebilmelidir. İnsanlar motivasyon duy-
gusunu kendilerinde banndırnıalılar. Sorun-
lar böyle aşılabilir" dedi.
Istanbul Üniversitesi (1Ü) Psikiyatn Ana
bilim Dalı öğretim üyesı Prof. Dr. !V1. Kerem
Doksat. yurttaşlann birbirine ve devlete olan
güvenlenni kaybettiğini belirterek ıntihar
olaylannda belirgin bir artış olduğunu vur-
guladı. Prof. Doksat, halkın devlete olan
güveninı kaybettiğini. bunun da "birçocuğun
babasını ka\betmesi gibi" bir etki yaptığını
dile getirdi.
SALI
ORHAN BURSALI
Seçmene İhanet
Bence Türkiye'nin en önemli ve en büyül
güçleri arasındalar. Ama güçlerinin ayırdınd;
değiller. Belki ayırdındalar da kullanmasını bil
miyorlar. Veya, YÖK Başkanı Kemat Gürüz'ür
"demir ve emir yönetimi" altında boyunlan bü
kük yaşamayı alışkanlık edindiler.
"Devlet üniversiteleri"n\ kastediyorum.
Rektörler, şimdi de vakıf üniversitelerine büt-
çeden büyük paralar verilirken, devlet üniversi-
telerine gereksinimlerini karşılayacak para ay-
rılmadığı için yan ayaklanmış durumdalar...
• • •
Önce ücretler konusunda bir çıkış yaptı rek-
törler. Gürüz, bu çıkışı başanlı bir operasyonla
boşa yönlendirdi.
Gerçi rektörlerin ücretlerin genel olarak arttı-
rılması istekleri çok adil değildi, bu isteklere
hiçbir yapısal reform eşlik etmiyordu. Yani, öğ-
retim üyeleri arasında, iyi-kötü, başanlı-başan-
sız, üretken-tembel vb gibi hiçbir ayınm ve de-
recelendirme öngörülmüyordu. Bu nedenle de
istek reformist ve yenilikçi bir içerik taşımıyor-
du.
Dolayısıyla genel bir ücret artışının üniversi-
telerdeki öğretim ve bilim üretkenliğine arzula-
nan bir katkısı olabileceği hiç mi hiç sanılmı-
yordu.
Rektörler bu kez de bütçeden kendilerine az
para ayrılmasını protesto ediyor...
Tabii, karşı çıkışlan yine haklı, ama eksik.
• • •
Devlet üniversiteleriyle karşılaştırıldığında,
vakıf üniversitelerine yapılan desteği kabul et-
mek, vicdana sığmaz. Oğrenci başına yılda 5-8
bin dolar arası öğrenim harcı alan vakıf üniver-
sitelerinden, örneğin 10 bin öğrencili Bilkent'e
7 trilyon verilirken, 42 bin öğrencili Ankara Üni-
versitesi'ne, aynı amaçlarla kullanılmak üzere
sadece 8.7 trilyon uygun görülüyor. Aynca An-
kara Üniversitesi, öğrencisine ucuz yemek, be-
dava sağlık hizmetleri de veriyor. öğretim
Üyeleri Derneği Başkanı Kadir Erdin, Boğazi-
çi'ne sadece 11 trilyon aynldığına dikkati çeki-
yor. Yaklaşık 19 bin öğrencisi olan ve 11 trilyon
harcanacak para alabilen ODTÜ Rektörü Ural
Akbulut, 3 trilyonluk yakıt giderierine karşılık
1.5 trilyon verildiğini belirtiyor ve "kışın üniver-
siteyi tatile sokacağız" diyor. ODTÜ'nün 2.5
trilyon borcu var. Boğaziçi Üniversitesi'nin
7.500 öğrencisi var ve maaşlar dışında 11 tril-
yon kadar para alabilmiş.
Vakıf üniversiteleri, devletten aldıkları bu
destekle aynca ne yapıyor? Devlet üniversite-
lerinden yüksek ücretlerle hoca transfer edi-
yor!...
özetle, vakıf üniversiteleri cilalanmış bir par-
kurda, iyi bir kızak üzerinde aşağı doğru, devlet
üniversiteleri ise taş-toprak içinde olan ve yu-
karı giden bir parkurda at arabası üzerinde ya-
rıştırılmak isteniyor.
Bu, vicdansızlık tabii...
Isyan haklıdır.
•••
Peki, mi/letvekillerine ne demeli?
"Seçmen ne der" kaygısını ileri sürerek pek
çok konuda bazen en "hassas" tutumu alan
milletvekilleri, seçmeninin öğrencisini en iyi ko-
şullarda okutmaya gelince, aklını şaşınyor. Bin-
diği dalı kesmek, tam da bu işte.
Siyasi partilerin, milletvekillerinin, milyonlarca
ailenin çocuklarının devlet üniversitelerinde
çok daha iyi koşullarda okutulmasını sağlamak
gibi bir sorumluluklan, kaygıları yok mu?
Devlet üniversiteleri; milletvekillerinin, siyasi
partilerin bu çelişkili tutumunu seçmene anlat-
mayı becermelidir.
Üniversiteler topluma, kamuya, daha aynntılı
raporlar vermelidir. Öğrenci başına ne kadar
para harcayabiliyorlar, eğrtim/öğretimin kalitesi
ne durumda, bu kalite nasıl arttınlır, kalitenin
arttırılmasıyla öğrenci, aile, toplum ne kazantr
vb..
İyi hazırlanmalılar, çok kolay ve basit mesaj-
larla toplumun önüne çıkmalılar. TV'lerden de
canlı yayını sağlamaltlar... Ve baskılannı da ar-
ttırarak sürdürmeliler.
Tabii, dizginleri yine Gürüz'ün eline de ver-
memelidir...
Rektörlerin bu mücadelesi, hepimizin
geleceği için yapılan bir mücadele olmalıdır...
obursali" bilimmerkezi.org.tr
Kulaklık maliyeti karşılanmıyor
Yoksulsağınn
durumu zor
CENEVRE/
ANKARA (ANKA)-
Dünyada halen 250
milyon insanın sağır
olduğu belirtiliyor.
Sağırlann çok büyük
bir bölümünün 200 -
500 dolan bulan
kulakhklann
maliyetini
karşılayamadığı için
iletişimsizliğe
mahkûm edildiği
kaydedildı.
Merkezi Çenevre'de
bulunan Dünya
Sağlık Örgütü
<WHO), kalkmmakta
olan ülkelerde
kulaklıklann
maliyetinin 500
dolara (yaklaşık 650
milyon lıra) kadar
çıkabildiğini
belirterek bu
fiyatlann, birçok
insan için
karşılanmayacak
kadar yüksek
olduğuna dikkat
çekti. Halen dünyada
her yıl üretilen işitme
cihazlannın dünya
ihtiyaçlannın sadece
yüzde 10'unu
İcarşıladığını
kaydeden (WH0),
kulaklık fiyatlannm
10-20 dolara kadar
indirilmesi
gerektiğini vurguladı.
Gelişmekte olan
ülkelerde sağırlık
sorununun gençler
arasında da
görüldüğünü
kaydeden WH0,
birçok çocukta
görülen orta kulak
enfeksiyonunun
uygun biçimde tedavi
edilmediğinde ve
daha sonraki yıllarda
işitme kaybına yol
açabileceğine işaret
etti.