15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IUZ2001SALI CUMHURİYET SAYFA INCELEME ROBOTEK TURHAN SELÇUK DÜÎÛİSî T k B İ k l l l "EFÎUDİSI 1EKKİLİ )rto suıt/îft ancak kapısından bakabüdiğizengin ve ünlülerin dünyasından bir kesü Lailad<\lay lay lom G azeteci yeleklerimizi, fotograf nakinelerimizi çıkanp :endi çapımızda en güzel >lduğuna karar /erdiğimiz giysilerimizle 5İr cumartesi akşamı tapıya yaklaşıyoruz. ~r*ı odyguard, belli ki r£ gelişimizden "orta JLJ sınıftan" olduğumuzu anladı. "Buyrun efendim, ne , vardı" sorusunu "lçeri girip eğlenmek istiyoruz" diye yanıtlasak da "Alamayız, mümkün değil, sadece Laila kartı olanlan alıyoruz" dedi. Anlaşılan ambiyansımız uygun görülmemişti. HATtCETUNCER/GÜLŞAHPURAK Dış mıhraklar yine işbaşında. 'KışVarücj' Amenkalı, New York Times muhabıri Douglas Frantz, Türkiye'de zengin ve yoksullar ara- sındaki uçurumun gıderek açılması- nı bir eğlence yenne odaklanarak yazdı. Türk basmının da 'haberiha- berteştirmesi'yle dış kışkırtıcıya iç kışkırtıcılar destek verdi. Hemen oda başkanlanndan, çeşıtli kurum- lardan tepkiler geldi: "Eh, yazdıklannda gerçekök payı yok değil, ama böyle de yazılmaz ki. Tahrik ediyorlar Türk insanını. Eğ- lence yerterini kapatahm raı yani?" îstanbul Ticaret Odası (İTO) Başka- nı Mehmet Yıldınm, önceki gün Hürriyet gazetesinde yayımlanan demecinde, "Butiphaberteriyazan- lar, neden Brezilya'daki Rio Karna- vata hakkında da bilgi vermiyoriar. Yoksulluğa rağmen Brezüya'da kar- naval yasaklanıyor mu? Bu vapılan, insan kışkırtmacıhğıdır. Nüfusunun yüzde 70'i fukaralaşan bir ülkede bu yapüanlan aynmcüık olarak görü- yorum" diyor. Sinrf dedetrtörü bodyguard Kaymak tabakanuı eğlendiği yer- lerde insanlanbodyguardlar karşılar. Bodyguard 'smıfdedektörü'dür. Gö- zünüzün ıçine şöyle bır bakıp o me- kânauygun olup olmadığmıza karar verır. Sırufi içeri girmeye uygun de- ğilse hemen anlar. Kendısi de içen- ye girmeye 'hak kazanmış sımftan değildir', ama kapıda durmaya hak kazanmıştır. Kapıya yaklaşmakta olana üstün bir ifadeyle bakar, bir 'insansarrafi' olarak 'şıp' dıyekimin ne olduğunu anlar. Cebının uygun smıftan olduğuna karar vermişse ki- barlaşır, yok uygun değilse bakışlar sertleşir. Terbiye bozmayacakkadar 'aristokrat'tır ama 'geçitde vermez1 . Yaz akşamlan Ortaköy'den başla- yıp güzel bir Boğaz yürüyüşü yap- mak üzere yola koyulduktan bır sü- re sonraLaila'ya gehndığmde sıyah takım elbıselibodyguardlar, ıçen gi- np çıkanünlülen görüntülemeye ça- lışan telaşlı gazeteciler arasmda ıler- Laila'da erkekkr kryafet seçiminde daha özgiir kalmış. Takım elbiseüfer de var. "marka" olnıası koşıüuyla kot pantolon, tişörüe gelenler de. (Fotograf. SABAH gazetesi) lemeye çalışır insan. Frantz'ın kışkırtması üzenne, hiç aklımızda yokken ve karşı kaldınm- danyürümekyerine 'birebir' itışerek önünden geçmeye çalıştığvmız La- ila'ya gitmeye karar verdik. Cüzda- nımızın durumunu ayarlamak için önce telefon ettık. "Laila'ya yalnız- ca kartı olanlann ^rebüdiğjni duy- dum. Benim kartun yok, giremez nüyim" sorumuzu, görevli bayan **Aa, havır. Giriş kartı olmayanlara ilkiçki dahil20mihonüra> T abiletke- siyoruz" dıye yanıtladı. Kıyafet zo- runluluğu var mvydr. "Aa tabiL Bir defa buranın ambiyansına uygun (A- mah. Burasının genel havasına uy- gun olmah." Amblyans sorunu Gazeteci yeleklerimizi, fotoğraf makinelerimizi çıkanp kendi çapı- mvzda en güzel olduğuna karar ver- diğımız giysilerimizle bır cumarte- si akşamı kapıya yaklaşıyoruz. Bodyguard belli kı gehşimizde 'or- ta suuftan' olduğumuzu anladı. "Buyrun efendim, ne vardı" sorusu- nu, "İçeri girip eğlenmek istiyoruz" diye yanıtlasak da. "Dohı, alamayız, mümkün değU, sa- dece Laila kartı olanlan alıyoruz" diye açıklık getıril- dı. Ambiyansımız uygun görülmemiş- ti. Nerede hata yap- tığunızı araştınp bir kez daha denemeye karar verdik. Dene- yimi olanlar "iyi markabirotomobiL, bircip'"legıtmışol- sak "içeri girebflece- ğimiz" öğüdünde bulununca, hatamı- zın. tam Laila'nın önünde gazetemı- zin 'mütevazı' ara- cından inmemız ol- duğunu düşündük. Pazar akşamı, La- ila'nın ilerisinde inip, otomobıh otoparka bırakmış havasmda bir gün önceki deneyim- den yararlanıp daha güvenlı bakış- larlakapıyayaklaştık. "Buyrun,kaç kişiyizefendim"li sürpriz karşılanış- tan 'ambiyansı' tutturduğumuzu an- ladık. Çantalanmızın aranmasından sonra artık 'içerideyiz' TeR tlp kadınlar Gınş merdıvenlennden ınıp "efea- nevi mekâna' giriyoruz. Mekân. or- tada genış bir alan bırakılarak tara- ça şeklinde tasarlanmış. Pistın ce\- resindeki yedı restoranmve üç barın masalarına yerleştınlmış mumlar, bir dağın yamacından aşağıya doğ- ru uzanan bır ışık yolunu andmyor. Tam karşımızda Anadolu yakasınm ışıltılan da eklenince görüntünün 'bü>'ülevici' olduğunu ıtıraf etmek- ten başka çare kalmıyor. ''Pazar ak- şamlan'na özgü film göstenmı ne- denıyle derin bir sessızlik ve hare- ketsizlık var. Loş ışıktabarda, resto- ranlarda oturanlann yalnızca karal- tıları fark edıliyor. Her köşede. elle- nnde telsızle duran güvenhk görev- lıleri çe\Teyi dıkkatle ızlıyor. Kıyı bölümlerine doğru ilerleyip Boğaz'1 seyrediyoruz. Laila'y a gır- me fırsatı olamayan diğertüm Istan- bullular gvbi Boğaz'1 bu açıdan hıç görmemiştık. Doy asıya Boğaz' 1 sey- retmek burada da kolay değil. Tam kıyıdaki oturma bloklan rezerve edilmiş. Ama kıyıya yakın koltuk- larda oturanlar da ancak Laila'ya tekneyle gelıp gıdenleri seyretmek zorunda kalıyorlar. Nikâh sonrası Laila'ya eğlenmeye gelen yenı evlı çiftler %e özellikle gelinler dikkat çe- kiyor. Park Şamdan Restoran'a girip mönüyü mcelıyoruz. Salatalar 8-14 milyon.balıkçeşitleri 17-24milyon; kuzu, tavuk çeşitlen 10-15 mılyon li- ra arasında değişiyor. tki kışınin ye- mek faturasmın yaklaşık200 miryo- na cıkabildiğı restoranlaryenne bar- larayöneliyoruz. Kalitesme göre bır bardakviskınin 10 milyonıle 14 mıl- yon arasında değiştiğibardanbır ka- deh şaraba 7 mılyon lira ödeyıp 'ida- re ediyoruz'. Film bıter bitmez ışık- lar yanıyor ve Tarkan'm 'Kuzu Ku- zu' parçası gümbür gümbür çalm- mayabaşlayınca pist doluyor. Müzı- ğınntmıne uygun dansbaşlıyor. As- lmda herhangı bır gece kulübünde rastlanabüecek gö- rüntü bu. Dans edenlerse biraz farkh. K.adınlara sanki 'tektip' kıya- fet, 'tektip ten ren- ş ' zorunluluğu ge- tinlmiş. Kadmlann büyük çoğunluğu. metal süsleri deği- şik olmakla birlik- te daracık kot pan- tolon üzenne 'tu- runcuya kaçan bronz' renklıtenle- nnı ortaya çıkaran sırt ve göğüs de- koltesi yetennce denn bluzlan ter- cıh etmiş. Yüksek topuklu, parlak ın- ce atkılı ayakkabı- lar kıyafetın ta- mamlayıcısı. Uzun etek, tuvalet, spor ayakkabı giyerek, saçlar kahverengi ya da siyah bıra- kılarak 'marjinal' kalanlar da yok değıl. Erkekler kıyafet seçıminde daha özgür kalmış gıbı. Takım elbi- seliler de var; 'marka' olması koşu- luyla kot pantolon, tışörtle geknler de... Cüzdanlan \e ünleri nedeniyle şortla dolaşmalannakarşm 'ortamm genel havası'nı bozmayanlar derbe- der görünüşlü. ama güvenlı erkekler de\ar. Orkek \e acemıbakışlanndan. *şu Laila'da ne varnuş, bir de ben göre- >r im" diyerek bızim gıbi pazar gün- lenne özgü 'gevşek kontrolü' atlat- mış olanlar ortamı pekeğlencelı bul- mamışabenzıyor. Eğlenmeye karar- h. pistte sallanıp duran birkaç genç kız dışında pazar akşamı çılgm eğ- lenceler yok Laıla'da. Restoranlar saat 02.00'ye gelme- denkapanıyor. DJ'ninmüziğin sesı- nı sürekh arttırmasına karşm dans etmek yenne barlarda oturolup soh- betediliyor. Laila'dan çıkıyoruz, ka- pı önünde yine bir telaş. Artık 'nor- male"1 dönebıliriz. Bodyguardlara kazançlannı soruyoruz. Kazançlan- ran bahşişlere bağlı olduğunu ve top- lanan bahşışın paylaşıldığmı söylü- yorlar. Blr yanda da hayat kavgası "Abla kart ahr mısm" diye yakla- şan küçük tdris'ten îstanbul kartpos- tallan alıyoruz. Boğaz manzaralı olanlan tercıh ediyoruz. İdrisKıhc 8 yaşında ve ilköğretim okulu 3. smıf öğrencisi. Mardm'den 6 ay önce gelmişler. Babası fınn iş- çısi ve Tarlabaşf nda oturuyorlar. "Mardin'den niyegeldiniz'' dıye so- ruyoruz. "Orada çahşamryorduk. Burada iş bulduk'' diyor. BMW'si- ne bınmekte olan san uzun saçlı ka- dına yaklaşsa da satış yapamıyor. "Cumartesilerigelmek lazun abla buralara. O zaman kalabahk oluyor, satış yapabiliyoruz". Gece saat 0230. Laila önünde 8 yaşmda Mardinlı bır çocuk kartpos- tal satmaya çalışıyor. Cıpler. lüks otomobiller. eğlenceyı 'erken' son- landınnaya çalışanlan götürüyor. DUZ\ÂZI ORHAN BtRGtT Neneden Bulmuşlapsa, Bıdmuş Olacaklan. Astındabugün, Milli Görüş'ün ikinci bebeği, Sa- adet'in'küçük ikizinin Içışleri Bakanlığı'na partinin kuruluş bildirgesinı verdiği gün, Sayın Tayyip Er- doğan'dan, kamuoyunun bir beklentisini de ya- nrtlamasını isteyecektim. Mademkı Erdoğan ve arkadaşları, en kısa za- manda, polttik yaşamımızda "eskı camlann hep- s/ bardak oldu, yepyenı olan bızız" diye yer edi- necekler, öncelikle tek tek kendileri hakkındaki merak edilenleri yanıtlamalılar diyecektim. Daha açıkçası, Dr. Nurettin Sözen'in ve SHP'nin elinden İSKİ yolsuzluğunun yarattığı at- mosfer nedeni ile alınan îstanbul Büyükşehir Be- lediye Başkanlığı'nda ilk kez kendısını vrtrine çıkar- tan, bu Kasımpaşalı hemşehrinin. o günlerde ek- ranlara ve gazete sayfalanna yansıyan f otoğrafla- nnı, gençliğinde çok meraklı olduğu futbol oyun- culuğunu, yine o dönemlerde koyu bir Erbakan'cı olarak MSP'nin Gençlik Kollan'ndaki çalışmalan- nı ögrendiğimizi, ama özellikle akçalı durumu ile ilgili bilgilerden yoksun olduğumuzu söyleyecek- tim. Benim Erdoğan hakkında, özel başka bilgılerim de var. Mesela başkalarını ve hele sistemi eleşti- rirken çok acımasız olduğunu herkes gıbı ben de biliyorum. Özellikle, bu acımasızlığını doruklara çı- kartan o ünlü Siirt konuşmasında, Ziya Gökalp'in Bizans Komutanı Romen Diyojen'e söylettikieri- ne yer verir ve 1071 yılında Anadolu'nun Bizans- lılardanfethini anlatan koşullan günümüze taşıma- ya kalkışırken fikır özgüriüğüne olan inancını kal- kan yaptığını da! • • • Ama, nedense aynı inancı başkalanna, o arada benim belediye başkanltğının son maraton koşu- su içın kamunun parası ıle bastınlan afışlerde ken- disini öne çıkartışınayönelttiğim eleştiriler ıçin gös- termedığini de. Hakkımda hem ceza davası için suç duyurusunda bulunduğunu, hem de hukuk mahkemelerinde ıkı ayn tazmınat davası açarak eleştıri karşısında nasıl atağa geçtiğini de! O davalann hiçbirisini kazanamadığı için Sayın Erdoğan, olan mal varlığına en azından "Cumhu- nyet" eli ile belgeli bir ekleme yapmış olmadı a- ma; acaba îstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği gün Içişleri Bakanlığı'na vermek zorunda olduğu mal bildirimi ile bugünkü fınansal durumu arasında bir değışım oldu mu? Sayın Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkanlı- ğı'nda iken belirli bir aylık alıyordu. Aylığın yanı sı- ra, galiba BlT'lerden, yani "Belediye Iktısadi Te- şekkülleri"nın bazılanndan dayönetım kurulu baş- kanı olarak kendisine ücret bağlatmış olabilirdi. Bunlann tutan acaba ne ıdı? Sayın Erdoğan, Bü- yükşehir Belediye Başkanlığı'ndan, Diyarbakır DGM'nin karannın kesinleşmesı üzerine alındıktan sonra, tüm bu görünen gelırierinden oldu. Kendi- si cezaevinde, eşi ve çocuklan Istanbul'da geçin- mek zorunda kaldılar. Nasıl ve neyle geçindikleri 0 gün için elbette ka- muoyunu fazla ilgilendiren bir olay sayılmazdı. A- ma bugün için öyle mi ya? Sayın Erdoğan AB'nin Ankara Büyükeiçisi Ka- ren Foog'un da başını çektiği sayısız yabancı ve Türk ınsanının ilgi odağı rolünü oynuyor bugünler- de. llk polrtik gezisini yaptığı Giresun dolaylarında karşılayıcilannı "Hortumculara paydos" sözlen ile selamladığını, Albayrak'lann "Yenı Şafak" gazete- sinin manşet haberinden öğreniyoruz. Ne tuhaftir aynı Albayrak hakkında, Sayın Er- doğan'ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı sırasın- da özel ihale destekleri yapıldığı iddialan mülkiye müfettişlerince soruşturma konusu oluyor, ama BŞB.nin eski ve yeni başkanlan, kamuoyu önüne çıkıp bu iddialar ıçin tek kelıme konuşmaya neden- se "tenezzül" bile etmiyorlar! Bu sessizlik, MilliGörüş'ün doğumu Saadet ab- lasından biraz daha geç olacağı anlaşılan ikinci iki- zinin babasının durumunu iyiden iyiye karanlıkta bırakıyor. Acaba Erdoğan ve arkadaşlan, bu ka- ranlığı aydınlatmak için ne zaman harekete geçe- cekler derken, dün gazetemizin manşetinde arka- daşımız Bülent Sanoğlu'nun haberi, o merakın üstüne adeta tüy dikiyor. Siyasal yelpazede yenilik yapma savı ile yer al- mak içinyola çıkan ünlü"Yenilikçiler", partinin ku- rucu, yönetici, milletvekili ve belediye başkanlan- nın "malbildiriminde bulunmalan "nı tüzüklerinden dışlamışlar. • • • Bu dışlamanın Türkçesi, arkadaşların, "Nere- den bulduysak bulduk. Kime ne? Size ne?" de- meleri değil midir? Tayyip Bey'in başından bir trafik kazası geçen ve ünlü bir sanatçımızın ölümüne neden olan oğ- lu, ABD'de eğitim görüyormuş. Neyle diye sorma- yın. Size ne? Yenilikçiler ve liderieri oluk oluk para harcıyor- larmış. Size ne? Kime ne? Faks:0212-6770762 E-mail:obirgit(rt e-kolay net. istanbul Cençlik inisiyatifleri: Bar önündeki eylemin bellibir hedefi vardı ÎstanbulHaber Servi- si-Îstanbul Gençlik İni- siyatifleri, Laila Bar'ın önünde gerçekleştirdik- leri protestonunbireysel ve hedefi belli olmayan bireylem olmadığınıbe- lirttiler. Protestolanrun çeşıtli basm organlannda yan- lı olarak yer almasmdan yakınan grup, dün yazı- lı bir açıklama yaptı. Küreselleşmenin yarat- tığı tahnbata karşı çı- kanlann susturulduğu \\irgulanan açıklamada şöyle denıldi: "Med\a, toplumun dikkatinisınıf aüama rü- \alannı kışkırtan yanş- malaraya da bir gecede yüz müv-onlann harcan- dığı barlara yönlendir- mektedir. O\ sa toplum- saladaletsiztiğin giderek arttığı ülkemizde. dün- yanınenbü>üktefeciör- gütü olan iKtPnin enn- de yap-boz tahtasına döndüğü, yolsuzhığun, yoksulluğun ve işsizliğir kol gezdiğibir dönemd< yaşıyoruz. Sorunun <jö zümü baskı ve yasakİa malarda değil. sözüi yetkinin, karann \ e iki dann halkta olduğu. ö güıiükçü. demokrat birülkededirr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle