Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 TEMMUZ 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
YUKSEK MAHKEME KARARI
îpekçi'nin avukatı kapsam dışı kaldığını, hukukçular ise af yolunun açıldığını savunuyorlar
Ağca'nın durumu tarbşmahANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Yüksek Mahkeme, yasadaki
"Şahsi hürriyeti bağlayıcı
cezaya mahkûm edilenleıie
akuklan ceza herhangi bir
nedenle şahsi hürriyeti
bağlayıcı cezaya
dönüştürülenlerin toplam
hükümlülûk süresinden 10 yıl
indirüir'' bölümünü iptal etti.
Düzenleme, müebbet ağır hapis
cezasına çarptınlanlar ile şahsi
" hürriyeti bağlayıcı cezaya
çarptınlanlar açısmdan eşitsizlik
yaratıyordu. Yüksek Mahkeme
Baskanvekili Haşim Küıç. şahsi
hürriyeti bağlayıcı cezaya
çarptınlanlann toplam
hükümlülûk süresinden lOyıllık
indirim yapıldığmı anımsatarak
buna karşılık müebbet ağır
hapis cezasına
çarptınlanlardan ise 36 yıl
üzerinden 10 yıl indirim
• Yasanın "daha önce şartla salıvermeden yararlananlann" aflan
yararlanamayacağına ilişkin hükmünün iptaliyle, gazeteci Abdi
Ipekçi suikastının mahkûmu Mehmet Ali Ağca'nın durumu
tartışma konusu oldu.
yapıldığına, bunun da şahsi hürriyeti ErtuğruJErsoy'un karşıoyuyla
bağlayıcı cezaya çarptınlanlar
açısından eşitsizlik yarattığına dikkat
çekti. Örneğin, şahsi hürriyeti
bağlayıcı cezalann toplamı
hükümlülûk süresi 50 yıl olan,
cezasından 10 yıl indirildikten sonra
40 yıl ceza çekerken müebbet ağır
hapse çarptınlan kişi 36 yıl
üzerinden 10 yıl indirim yapılarak 26
yıl sonra tahliye olabiliyordu.
Mahkeme, yasanın "Daha önce şartla
salıverilme hükümlerinden
yarariandığı halde yeniden suç
işleyerek hüküm gijenler ile daha
önce çıkanlmış bir aftan
yararlananlar bu madde
hükümJerinden vararlanamaziar"
hükmünü, Başkan Mustafa Bumin ve
oyçokJuğuyla reddetti.
Gazeteci Abdi İpekçi suikastının
mahkûmu Mehmet Ali Ağca'nın, söz
konusu iptal işlemin ardmdan aftan
yararlanıp yararlanamayacağı
tartışma konusu oldu.
Ipekçi ailesinin avukatı Turgut
Kazan. 1991'deki şartla salıverilme
Ağca'nın lehine bir düzenleme
yaptığı için bunun bir verilen hüküm
olmayıp yasa hükmü olduğunu
belirtti. Ağca'nın durumunun
1991 'deki düzenlemeden
kaynaklandığına işaret eden Kazan.
"Onu kaldıran yasa, kaldırdığmı
açıkça söylerse anlam taşır, yoksa
anlam ifade etmez*1
diyerek aftan
yararlanamayacağını söyledi.
1991 'deki şartla salıverilmeden
yararlanan Ağca'nın gasp suçundan
aldığı 36 yıllık cezası 7 yıla, Ipekçi
suikastı nedeniyle mahkûm edildiği
ölüm cezası da 10 yıla indirilmişti.
Bazı hukukçular da Kazan'ın tersine,
mahkemenın yasadaki "daha önce
yararlananlar yararianamaz"
hükmünü iptal ettiği için
smırlamanm ortadan kalktığını ve
Ağca'ya da af yolunun açıldığını dile
getirdiler.
TİP'lilerin katilkri yararlanacak
7 kez ölüm cezasına çarptınlan,
Bahçelievler katliamında 7 TİP'li
öğrencinın katilleri Haluk Kırcı,
Bünyamin Adanalı ve Ünal
Osmanağaoğlu da bu
düzenlemeden yararlanacak.
Düzenlemeyle, bu kişilerin ayrı ayn
çarptınldıklan 7 idamdan (70 yıl)
değil, 36 yıllık infazından 10 yıl
düşürülecek.
Prof. Dr. Kaboğlu, Anayasa Mahkemesi'nin 'orta yolu' aradığını, denge gözettiğini söyledi
Karara hukukçular farklı tepki gösterdi
• Ankara Barosu
Başkanı Sadık Erdoğan
karann Yüksek
Mahkeme'nin eski
içtihatlanyla
bağdaşmadığını öne
sürerken Prof. Dr.
îbrahim Kaboğlu,
parlamento tarafmdan
yapılan haksızlıgın
Anayasa Mahkemesi
tarafından giderilmesini
beklemenin zor
olduğuna dikkat çekti.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Prof. Dr. fbrahim
Kaboğlu. parlamento tarafın-
dan af yasasında yapılan hak-
sızlıgın Anayasa Mahkeme-
si 'nce giderilmesini bekleme-
nin mümkün olmadığını vur-
guladı. Kaboğlu. Yüksek
Mahkeme'nin karannda "orta
)»lu" aradığını, denge gözete-
rek böyle bir yola gittiğini be-
lirtti. Ankara Barosu Başkanı
Sadık Erdoğan. Yüksek Mah-
keme'nin af yasasına ılişkın
karannın daha önceki kararla-
nyla çeliştiğini savundu.
Prof. Dr. Îbrahim Kaboğlu,
parlamento tarafından yapılan
haksızlıgın Anayasa Mahke-
mesi tarafından giderilmesini
beklemenin zor olduğuna dik-
kat çekerek "Parlamentonun
yapöğı haksıztık,hukukyoluy-
İa giderilemezdi. Çünkü hu-
kuki açıdan bakıldığı zaman,
yasaıun sonuçlan çok daha ge-
nişlerdT dedı.
Kısmen İptal ettl'
Kaboğlu, mahkeme kara-
nyla ilgili şu değerlendirme-
yi yaptı:
"Anayasa Mahkemesi, yasa
tümiiyle anayasaya 'uygun de-
se' parlamentonun yaptığı
hakstztasamıfa ortak olacak-
ö. Ana>asa\a 'aykırı dese' o
zaman parlamentonun yapü-
ğı haksız tasarrunı çok daha
Ueri boyutlara vardıracaktı.
Öyle görünüyor ki, Anayasa
Mahkemesi bir miktar orta
yolu denemiş oluyor. Hukuld
kriterin yanında yerindelik öl-
çütünü kullandı. Yani genişle-
tilmesinin sakınca yaratabüe-
ceği görüşünden hareketle.
kısmen iptal etti Ama büvük
ölçüde parlamentonun tasar-
rufunu onayladı. Af kapsamı
dışında tuttuğu kesimi, o yön-
de oluşturduğu terrihi büvük
ölçüde onayladı. Bunu yapar-
ken hukuk tekniği açısından
bakmışn, ama bundan çok bir
rür denge, uzlaşma endişesiy-
le böyle bir yola gitti"
'Eşltllğe uyulmamış'
Ankara Barosu Başkanı Sa-
dık Erdoğan da karann Yük-
sek Mahkeme'nin eski içtihat-
Yeni oluşum, Anayasa Mahkemesi'nin Hasan Celal Güzel hakkındaki karannı bekliyor
Erdoğan'ın geleceği belirlenecek
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Recep
Tayyip Erdoğan, yeni
oluşum hareketını par-
tileştirmek için Anaya-
sa Mahkemesi'nin Ha-
san Celal Güzel'in du-
rumuyla ilgili karannı
bekliyor.
Anayasa Mahkeme-
si'nin bugün görüşme-
ye başlayacağı Basın
Yoluyla tşlenen Suç ve
Cezalann Ertelenmesı
Hakkındaki Yasa'ya
ilişkin kararı, merkez
sağ sıyasetin geleceği-
tıi doğrudan ilgilendi-
recek. Mahkeme, Türk '
Ceza Yasası'nın 312. maddesinden
mahkûm olan Hasan Celal Güzel'in
Yeniden Doğuş Partisi üyeliğine ye-
>il ışık \akarsa hukuki konumu çok
jenzer olan Tayyip Erdoğan'a da si-
/aset yolu açılmış olacak.
Seçenekter tarhşılryor
Yenılık^ı mılletvekıllennin "Bizbir
tadro hareketiyiz, en önemli farkımız
ider partisi değiliz. partinin en temel
Ikesiortak aJoldır" söylemine karşın,
'eni olujumun yazgısı Erdoğan'ın
;enel başkanlığıyla koşut görünüyor.
Lnayasa
Mahkemesi'nin
bugün görüşmeye
başlayacağı Basın
Yoluyla Işlenen Suç
ve Cezalann
Ertelenmesi
Hakkındaki Yasa'ya
ilişkin karan, merkez
sağ siyasetin
geleceğini doğrudan
ilgilendirecek.
Erdoğan *ın siyasi yasağının sürme-
si durumunda ise iki seçenek tartışı-
lıyor. Birinci seçeneğe göre Erdoğan,
her şeye karşın partiyi kendi başkan-
lığında kurarak siyaset yasağıru 'Hest"
edecek. Bu durumda, Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcılığı partiye uyanda
bulunacak. Erdoğan, partiden istifa
etmeyerek başsavcılığın Anayasa
Mahkemesi'ne gitmesinde ısrarlı ola-
cak. Böylece yeni parti. Anayasa
Mahkemesi'nden uyan karan bekle-
yecek. Yüksek Mahkeme'nin, baş-
savcılığın görüşüne katılması duru-
munda Tayyip Erdoğan istifa ederek
partiyi kapatılmaktan kurtaracak. En
az 1 yılı bulması beklenen bu süreçte
Erdoğan yeni partinin teşkilatlanma-
sını tamamlamış, seçim hazırhklannı
yapmış ve işaretmi vermiş olacak.
Emanetçi korkusu
Ancak, yeni oluşumdaki bazı mil-
letvekillen "tabanaolumsuzmesajve-
rileceği ve sistemle meşruiyet arama
konusundabüyükrisktaşKbğrgerek-
çesiyle bu formüle karşı çıkıyor. Bu
milletvekilleri, Erdoğan'ın siyaset ya-
sağmın sürmesi duru-
munda, Milli Göriiş ta-
banmda önemli bir isim
olan Manisa Milletve-
kili BülentAnnç'ın ge-
nel başkanlığıyla yola
çıkılmasını ve "emanet-
çi'' görüntüsü verilme-
mesini istiyor. Ikinci se-
çeneğe göre Erdoğan,
siyaset yasağını kabul-
lenecek ve yasağının
kalkacağı 2003 veya
2004 yılına kadar genel
başkanlıktan vazgeçe-
cek.
Bu durumda yeni
oluşum içindeki Bülent
Annç, Kayseri Millet-
vekili Abdullah Giil ve Sıvas Millet-
vekili Abdullatif Şener arasında genel
başkanlık yanşı yaşanacak. Lider olan
kişinin "emanetçi" rolünü kabul et-
memesi durumunda, Erdoğan'ın ya-
sağı kalktıktan sonra yeni bir başkan-
lık bunalımı yaşanacak.
İki seçeneğe de karşı çıkan bazı
milletvekılleri de, "merkez siyaset"
ızlenimini pekiştirmek ve yeni açılı-
mı somut bir temele dayandırmak
amacıyla Yargıtay Başkanı Sami Sel-
çuk gibi yeni bir ismin liderliğe geti-
rilmesıni istiyor.
lanyla bağdaşmadığını öne
sürdü. Eskiden mahkemenin
suçlarda ve infazda eşitliği
düşündüğünü kaydeden Erdo-
ğan, "Ama şu anda görüşün-
den vazgeçti. Şimdiki görüşü
bunun birafvasası olduğu şek-
linde anlaşılnor. Bazı suçlan
abnış, bazıİannı almamış. Ön-
ceki kararlanyla çelişen bir
karar olarak göriiyonım. İn-
fazda eşitiik ilkesine uyulma-
nuş, eşitsizlik ön plana alınmış
gibi gözledim. Hem buna 'af
yasası değıldir denecek' hem
de hüküm kurarken ona uy-
ma; bence bu taröşıhr"
diye konuştu.
'Hukufca aykırı'
Avukat Rasim Öz ise
karann hukuki olmadı-
ğını, siyasi etkiler altın-
da alındığını ileri süre-
rek şöyle konuştu:
"Bu yasanın istisnai
bütün bükümierinin iptaJ
edilmesinden yanayım.
Af yasası değil. ceza indi-
rim yasasıdır. Anayasa ve
taraflı olduğumuz bütün
sözleşmelerde, herkesin
eşit olduğu beiirduniştir.
Bu kararlar eşitiik ilkesi-
ne aykındır. Bütün suçlar
şartla saüverme yasası
kapsamına alınmah ya da
fümüyle reddedilmelidir.
Anayasa Mahkemesi, ır-
za geçmeyiistisna tutmuş,
ırza geçip öldüren kişiyi
ödüllendirmiştir. Tek kişi-
yi öldürene 10 \ilhk indi-
rim yapıkü, Haluk Kırcı,
Ünal Osmanağaoğlu gibi
cezalan kesinleşen ve 8-
10kişiyiöldürenjerede bu
indirim yapüdı. Bu sade-
ce eşitiik ilkesi değiL ta-
mamryla hukuka aykuı
ohnuştur. Anayasa Mah-
kemesi kamu vicdamnı
bir kez daha karartmış-
ür. Bu, hukuka olumlu
bir şey getirmemiş,tama-
mıylacanileriödüîlendir-
miştir"
IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin(« doruk.net.tr
)ncekı gün "piyasa tanrısı" yine
aprttı, öövizi fırtattı, borsayı dibe
urdurttu ya, iyiden iyiye şaşıran
halkımız", Boğaz kıyısına dikilip
lanzara seyreder gibi döviz bürola-
önünde kümelendi; dolar ve mar-
ın her ondakikada bir biner liralık di-
mler halnde tırmandığını gösteren
;ıklı tabeaları seyrettiler.
Jstanbu Mecidiyeköy'deki döviz
ürolarından birinin önüne dikilip
en de doviz fıyat tabelasını seyre-
enleri se/rettirn. Çok eğlenceliydi.
ierçekus;ü bir film sahnesinden
ırksızdı..
Dövız*e uzaktan yakından ilgileri
Imayacağı üstüne bahse girebile-
eğim kadınlı erkekli bir kalabalık,
aldırırrı ıJmüyle kapatmış, döviz
kranındad hareketleri hep birlikte
3 yüksek sesle yorumluyorlardı.
- Vışşşş. bak gız iki bin daha art-
- Şunatakın hele mark, dolan sol-
dı. Bak. tak dolar, markın hızını gö-
tyon mP
- Akşz^a bin altı yüzü geçer bu
•eret... Dediydi dersin...
Bu tadra doyulmaz, bu gerçeküs-
Bu Hükümet de Güven Vermiyorsa...
tü sohbet sürüp giderken adamlar-
dan biri ortaya bir soru fırlattı:
- Durup dururken niye Madı bu
meret yav?
Soru özgün değil. Önceki gün ve
dün Türkiye'de cebi dolu, cebi delik,
varsıl, yoksul hemen herkes bu so-
ruyu ya sordu ya aklından geçirdi.
Ama Mecidiyeköy c^öviz bürosu-
nun önünde, ortaya atılan soruya sa-
hip çıkan, ilk bakışta "Herhalde ev-
lere temizliğe giden varoş kadınlann-
dan biridir" diyebileceginiz orta yaş-
lı bir kadının yanıtı sohbetin doru-
ğuydu:
- Güven diyorlar!..
Soruyu soran yanıtı kavrayamadı:
- O ne ki?
Kadın aynı ciddiyetle omuz silkti:
- Ne bileyim? Öyle diyohar...
• • •
Kadın günlerdir, haftalardır, hatta
aylardır TV ekranlannda, gazete say-
falannda ha bire yinelenen soruyu ve
hemen hiç değişmeyen yanrtını bilin-
cine varmadan ezberlemişti ve aynı
soru kendisine yönelince aynı yanı-
tı yapıştırmıştı:
- Güven!..
Gercekten de önceki gün ve dün,
bu soru hemen bütün TV'lerin haber
programlarında durmaksızın sorul-
du ve ekonomi ulemasının tümü ay-
nı yanıtı yapıştırdı:
- Güven!..
• • •
Sahiden nedir bu güven?
Kim, kime güven duyarsa ekono-
mik program yürür, döviz uslanır,
borsa durulur, piyasa tannsının gaza-
bı yatışır?
Kimin, kime güven vermesi gere-
kiyor?
Kim, ne yaparsa güven oluşur?
_ Birkaç gün öncesine kadar Enis
Öksüz giderse güven gelir deniyor-
du. Öksüz (çok şükür ve dansı öteki
bakanlann başına) gitti. Ama yine ay-
nı büyülü sözcük yinelenmekte:
- Güven!
Evet, piyasanın hükümete güven
vermesi gerekiyor(muş); bu güven
olmazsa işler düzelmez(miş).
lyi de bu hükümet güven vermek
için daha ne yapsın?
IMF buyruklanna koşulsuz teslim
olmuş.
En babayiğit ülkücü tosunlar ka-
badayılık gösterisi yapıp kostakla-
narak esip gürlüyor; ardmdan sük-
lüm püklüm, sürtülmekten aşınmış
burnunu kaşıyarak IMF'nin dediğini
yapıyorlar!
DSP kanadı ekonominin bütün
dizginlerini zaten Kemal Derviş'e
teslim etmiş; bakanları "bakancılık"
oynuyor; başbakanı da bilmediği,
anlamadığı konularda önüne konan
notlan -zoriukla da olsa- okuyor.
Yani hükümetin, Derviş Progra-
mı'nı uygulamakta, IMF'ye verilen ni-
yet mektubuna harfi harfîne uymak-
ta bugüne kadar bir kusurunu gören
var mı kuzum?
Telekom'da kimin dediği oldu? Der-
viş Yasalan'ndan hangisi çıkanlmadı?
El konması istenen bankalardan el
konmayanı mı kaldı?
Bu hükümet piyasa tanrısının en
sadık kulu olduğunu her gün, her an,
her koşulda kanıtlamıyor mu?
Ne MHP'nin milliyetçi-devletçi çiz-
gisi kaldı, ne DSP'nin köykentli kal-
kınma düşleri, AB karşıtlığı...
Bakan kellesi istendi de verilmedi
mı? Nerede Cumhur Ersümer, ne-
rede Enis öksüz, nerede Sadettin
Tantan?
Hayata Dönüş operasyonu adı al-
tında ölüm saçma suçundan sırtı sı-
vazlanan Tantan, operasyonların ça-
pını, piyasa tannsının sevgili kullan
"işadamlanna" doğru genişletince
gümbür gümbür gitmedi mi?
Niyet mektubundaki niyetlere ni-
yetsiz yaklaşan Öksüz, yağıp gürle-
diği basın toplantısının bir saat son-
rasında istifayı bastırmaya zorlanıp
piyasa tannsının gönlü alınmak is-
tenmedi mi?
Peki hâlâ bu hükümetten "güven"
bektemek saçma, hatta ayıp değil mi?
Neyani, bu hükümet IMF'ye, piya-
saya güven vermiyor da nalka,
emekçiye, üreticiye, üretim yapmak
isteyen sanayiciye, aydınlara mı gü-
ven veriyor?
POLTltKA GÜNLÜĞÜ
HÎKMET ÇETİNKAYA
Beceriksiz İktîdar...
Türkiye çok zor bir dönemden geçiyor...
Işsizlik çığ gibi büyürken toplum bir patlama
noktasının eşiğine gelmiş durumda...
Türkiye'nin en büyük özel sektör kuruluşlan kan
yitiriyor, siyasi istikrarsızlık toplumun tum ke-
simlerini derinden yaralıyor...
Burada yapılması gereken tek şey var ama si-
yasi iktidar buna bir türlü yanaşmıyor:
"Seçim yasalannda değışiklik ve demokrasinin
tüm kurum ve kuruluşlarının ışlerlik kazanması..."
Özetle Türkiye yapısal bir değişimle ekonomık
ve siyasal bunalımı aşabıhr...
Türkiye'nin siyasi olarak tıkandığını aklı başında
herkes göruyor ama Başbakan Bülent Ecevit ne
yazık ki göremiyor, yaptığı açıklamalarla da sanı-
rım havanda su dövüyor..._
Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün istifasını "Oh
kurtulduk, düzlüğe çıkanz" diye yorumlayanlar
umarım ikincı bir sarsıntıyla kendilerine gelirfer,
IMF ve Dünya Bankası na teslim olmuş siyasi ik-
tidarın beceriksızliğıni görurler...
Ama olan yine durüst sanayiciye, ışadamına, iş-
çiye, memura, esnafa, uretıciye olacak, fatura on-
lann cebinden ödenecek...
Toplumun istemlerıne yanıt veremeyen, değı-
şen dünyanın koşullanna uyamayan, hayali köy-
kent projeleriyle avunan, ihracatı desteklemeyen,
ithalata önem veren bir düşünce eriyip yok olur!..
Türkiye şimdi bu süreci yaşıyor!..
Üç beş yabancı banka doları bir milyon 600 bin
liraya zıplatırken hukumet sadece seyrediyor,
umudumuz Kemal Derviş ise hâlâ dalgalı kuru sa-
vunuyor...
Dün sabah Sirkecı'de döviz bürolarının önün-
deydim ve yurttaşlara sordum:
"Niye bekliyorsunuz?"
Yanıt:
"Dolann 1 milyon 300 bine düşmesini..."
• • •
Bugün yaşadığımız ekonomik bunalımın te-
melinde neler yattığını gormeden, sarsıntıyı Yük-
sel Yalova ve Enis Öksüz'ün açıklamalarına ya da
Bülent Ecevıt'le Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'ın tartışmasına bağlayanlar acaba yanılmı-
yorlar mı?
Önce şunun altını çizmek gerekir:
"Sermaye kesimi her zaman ekonomi ve top-
lum üzennde egemenlik kurmak ıster..."
Işte bu egemenlik Türkiye gibi gelişmekte olan
ülkelerde ekonomik bunalımlara neden olur...
Bu süreçte belirsizlikler ivme kazanır, siyasal ya-
pıda dengeler bozulur!..
Bunun adına çökuntu denir!..
Sermayenin aşın kâr hırsı, üretimin bu amaç-
la yapılması toplumun çıkarlanna ters duşer!./
Yine bir ülkede sermaye kesimine uretimın
ana malzemesı enerji, hammadde, kredı pahalıya
mal oluyorsa iş çığırından çıkar!..
Yaklaşık yırmi yıldır Türkiye'de tarım desteklen-
miyor, iki Akdeniz ülkesi olan Ispanya ve Italya ör-
neğinde olduğu gibi üretıci kesiminin önü açılmı-
yor, özellikle tarıma dayalı ihracatın temel taşlan
olan KOBl'ler pek önemsenmiyor...
Bankacılık sistemi üretımi değil hortumcuları
besliyor...
Uluslararası sermayenin giriş ve çıkışlan denet-
lenmiyor!..
Kayıt dışı ekonomi almış başını gidiyor!..
Sorunlardizboyu!..
Halk hükümete güvenini yitirmişL
• • •
Türkiye Cumhuriyeti döneminin en ağır ekono-
mik bunalımını geçirirken ıçinde bulunduğmuz sis-
tem çağdışı siyasetçilerin elinde diretıyor...
Türkiye'de yaşanan ekonomik bunalımın temel
nedeni bugünku hükumettir!..
Türkiye'nin kurtuluşu hukumetin istifa etmesiy-
le, tüm partilerin katılacağı bir hükümetle ger-
çekleşir!
Yoksa toplumsal patlama yaşanır!..
hikmet.cetinkaya " cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Manisalı gençler davası
İşkence sanıklan
yeniden yargılanıyor
M.4NİSA (Cumhu-
riyet) - Kamuoyunda
"Manisah gençler"
davası olarak bilinen
davada, 16 kişiye iş-
kence yaptıkları ge-
rekçesiyle hapis ceza-
sı alan 10 polis, hakla-
nndaki mahkeme ka-
rannın Yargıtay'ca bo-
zulması üzerine dün
tekrar hâkim karşısına
çıktı.
Manisa Ağır Ceza
Mahkemesi' nde görü-
len duruşmada, sanık-
lardan Başkomiser
Hafil Emir. polis me-
muru Levent Ozvez v e
emekli polis Turgut
Demirel hazır bulun-
du.
Gençlerin avııkatla-
n ise duruşmaya katıl-
madı. Duruşmada,
Yargıtay 8. Ceza Da-
iresi'nden gelen boz-
ma karan okunarak
sanıkların bu karar
karşısında talepleri so-
ruldu.
Mahkeme, duruş-
maya katılmayan di-
ğer polis memurları-
nın çağnlmasına karar
vererek duruşmayı 29
Ağustos2001 tarihine
erteledi.
PEŞİN FİYATINA
10TAKSİT!
|FERROLJ|
"ISITMA ve KÜMA SİSTBMLEHİ"
Istanbul (0216)573 38 41
Ankara (0312)384 56 44
Izmır (0232)449 71 84