25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TEMMUZ2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 0 dağcıyla birlikte 4asuh Mahruki kğrı'ya ürmanacak SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk SDIR(AA)-AKUT ışkaru Nasuh [ahruki ile :raberindeki 7'si ıbancı toplam 20 ığcının, 22-23 ;mmuz tarihlerinde ğn Dağı'na Iğdır ırafından tırmanış apacaklan bildirildi. \&\r Valisi Mustafa amer, Ağn Dağı'nın ugüne dek yalnızca )oğubeyazıt'a bakan iizünün dağcılara açık ılduğunu hatırlatarak 'apılacak bu tırmanışla nnaçlannın, dağm ğdır'a bakan tarafıru la turizme açmak >lduğunu söyledi. \KUT Başkanı Nasuh vlahruki ve daha önce iverest Tepesi'ne ırmanmış 7 yabancı iağcıyla birlikte oplam 20 kişilik îkibin 22-23 Temmuz tarihinde Ağn Dağı'na tırmanacağını ifade eden Vali Tamer, "EslddcnAğn Dağı'nın Iğdır'a bakan yüzünün tehlikeü ohnası nedeniyte tırmanış yapmak yasakü. Ancak dağuı bu özelliği dağcüann sürekli Ugisini çektiği içinbuyasağı kaldırarak dağcılara Lzin verdik. Dağuı Iğdır'a bakan yüzünün de turizme açümasını istiyoruz" dıye konuştu. Mahruki, son olarak Ağn Dağı'na tek başına tırmanırken kaybolan dağcı Sertaç Tümerdem'i kurtarma çalışmalanna katılmış, Tümerdem'inölü bulunmasının ardından cenazesinin indirilmesinde görev almıştı. Vttaminli tişörtter geiiyor • TOKYO (AA) - Japonya'da, vitamin haptannın yerini tutamayacak, ancak daha sağlıklı olmayı sağlayacak C vitaminli tişörtler üretildi. Fuji Spinning şirketinin sözcûsü, fırmanın, insan teniyle doğrudan temas ettiğinde C vitaminine dönüşen kimyasal içeren iplik ürettığını söyledi. Bu kımyasalın insan tenının sıcaklığına yanıt vererek C vitaminine dönüştûğûnü ve daha sonra vücut tarafindan emıldığıffi belirten sözcü etkınin 30 kadar yıkamada geçtiğini kaydetti. Jdaniçin satıyor • NEVŞEHÜR(AA)- Nevşehır'de eşı kendisini ve 5 çocuğunu terk eden Tülay Toprakçı adlı bir kadın, çocuklanna bakabümek için böbreğini satışa çıkardı. tnşaat halindeki bir evde 3 çocuğuyla yaşamak zorunda kaldığını belirten Toprakçı, "îki böbreğimden bırini satışa çıkardım. Çocuklanma bakabümek için başka çarem kalmadı" dedi. SıitaıJar Eles yohıuta • tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Istanbul'da aylardır kapalı gişe sergilenen 'Sultans Of The Dance', Anadolu turnesine Efes'ten başlayacak. Izmir Ticaret Odası'ndan (tTO) yapüan yazılı açıklamada, 'Dansın Sultanlan'nın, açılış hazırhklan sürdürülen lzmir Ekonomi Üniversitesi'nin katkılanyla Efes Antik Tiyatro'da 18-26 Ağustos arasmda gösteri sunacağı belirtildi. Brinem'ushı' öuracak • CANBERRA(AA)- Avustralya hükümeti, ünlü rapçi Eminem'e, bu ay çıkacağı Avustralya turnesi sırasında 'hal ve hareketlerine dikkat edeceği' sözü vermesi üzerine vize vermeyi kabul etti. Avustralya Aile Derneği, Grammy müzik ödüllü Emmem'in, kadınlan ve eşcinselleri aşağılayan besteleri üe küfur ve şiddet içeren şarkılan yüzünden turBesinin yasaklanmasını istemişti. Eminem ve rap gninı D12,26 Temmuz'da Mdboume, 27 Temmuz'da Sidaey kentinde konser veıscek. Unutulmayan dosttuk • ECEABAT(AA)- Avastralyah Mike Mathews, 34yılöncegeldiği Çanakkale'nin Eceabat ilçîsinde tanıştığı ve bir daha haier alamadığı Türk arkadaşı Hikkı Çağlar'ı (68), Kocadere Ksyü'nde buldu. Mathevvs, Hikkı Çağlar'ın 1967 yüında taışüğı sırada kendisine Türk rnsafirperliğini gösterdiğini bdirterek iyi dost olduklannı scyledi. Çağlar ise arkadaşını kcyünde konuk etmekten iMtlulukduyduğunu büdirdi. Erzurum'da sözde din adamlannm kehaneti tedirginlik yarattı Deprem hurafesiGURKANATA ERZURUM - Son günlerde sık sık depremlerle sarsılan Erzurum'da, bazı din adamlannın, rüyalannda. "büyük deprem olacağınT gördükleri konusunda yayılan dedikodu, kentte tedırgınliğe yol açtı. Dedikodulara inanan çok sayıda aile çadırlara yerleşirken hastanelerin psikiyatri servislerine başvuranlann sayısı da arttı. 29 Mayıs'ta 4.7. 12 Temmuz'da da 5.4 büyüklüğünde depremle sarsılan Erzurum'da yurttaşlar, "deprem paranoyası" yaşıyor. Kentteki "bazı din adamlannın rüyalannda en az 7 büyüklüğünde deprem olacağuu gördüğü" dedikodulannın yayılması. kentte paniği iyice arttırdı. Çok sayıda aile de çadırlarda yaşamını sürdürmeye başladı. Din adamlannm rüyalannın yanı sıra u Asıl deprem olmadı... Ay sonunda büyük deprem olacak... Yağmur Ege ve İtalya saUandı İZMİR/ROMA(AA)-Ege Denizi'nde, tzmir'in Ka- raburun ılçesı açıklannda dün saat 03.59 sıralannda meydana gelen 3.9 büyüklüğündeki deprem, Çeşme ve Karaburun ilçelerinde hissedildi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Dep- rem Araştırma Enstitüsü yetkililerinden alınan bilgiye göre deprem, Ege Denizi'nde Yunanistan'ın Sakız Ada- sı'nın kuzeyi ile Karaburun ilçesi açıklannda meyda- na geldı. Depremin, yerin 14.9 kilometre altında oluş- tuğu bildirildi. îzmir'in Çeşme ve Karaburun ilçelerin- de vatandaşlan uykudan kaldıran ve heycana yol açan depremde, can ve mal kaybırun olmadığı kaydedildi. Italya'nın kuzeyindeki Alto Adige bölgesinde mey- dana gelen 5.2 büyüklüğündeki depremde de bir kişi- nin öldüğü bildirildi. Yetkililer, Avusturya svnın yakı- nındaki Alpler bölgesinde bulunan Merano kentinin 10 kilometre kuzeyini vuran depremde yuvartanan kaya- lann yamaçta yürüyen bir kadının ölümüne yol açtıgı- nı belırtti. Küçük çapta hasar yaratan depremin toprak kaymalanna neden olduğu da kaydedildi. çok yağıyor. Bu deprem habercisL.. Bazı kövlerdeki inckler öWü, büyük depreme delalet... Hava sıcaklıklan bir çıkryor, bir azahyor, yeralö kaynıyor_" gıbı onlarca söylenti de yayıhyor. Araştırma ve numune hastanelennde psikiyatri polikliniklerinin önünde yığılma olurken SSK Hastanesi Asabiye Servisi Şefi Uz. Dr. Mehmet Yavuz."Deprem halkmıızuı içine öyle bir işlemiş kL bu tedirginliği üzerinden bir türiü atanuyor. Bir de buna söylentiler ekknince, insanlar depremi iyice kafaya talayor" dedi. Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ali Aydm, tarihte Erzurum'u yıkan bir deprem olmadığım anımsatarak "Halkmuzm, depremin önceden tahmin edilemediğini öğrenmesi gerekir'' dedi. Sedef'in 'Mutluluk' isimli resmi Dünya Çocuk Resimleri Yanşması'nda birinci oldu Işte muduhığun fotoğraû ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Kıbrıs'm Düşündürduderf 1974Temmuz'unda, askeriiğimi yapıyorum. As- kerlik öncesinde de öğretim üyesi olduğum Hava Harp Okulu öğretim Amirliği istek yapmış ve özel kura ile Hava Harp Okulu'nda askerliğimi yapma şansı doğmuştu. Tuzla Piyade Okulu'nda geçen 6 aylık sürede (o zamanlar yedek subay okullannin eğitim süresi 6 aydı), yaşamımın en mutlu ve keyifli günlerini ya- şamıştım. Oysaki "dış dünyada", özel ve genel binlerce sorunum vardı. Fakattüm yaşamı boyun- ca, "yatılılık" yaşamak istemiş biri olarak, bu "key- ft", ancak Piyade Okulu'nda yakalamıştım. 'Temmuz 1974 ortalannda, Kıbns'ta işier çok ka- nşmıştı. Nikos Sampson adında "ne idüğü be~ lirsiz" bir adam, Atina'daki Yunan cuntasına bağ- lı olarak bir hükümet darbesi yapmış ve (zaten önemli ölçüde rafa kaldınlmış bulunan) Kıbns Ana- yasası'nı, tümüyle ayaklar altına atmıştı. Türki- ye'nin, "garantörlük hakkını" kullanacağı ileri sü- rülüyor, o zamanlann başbakanı Sayın Bülent Ecevit, Ankara-Londra arasında "fınk atıyordu". Kıbns Devlet Başkanı Makarios'tan da haber 3lı- namıyordu. • • • Doğrusunu isterseniz, 1964 ve 1967'yi yaşayan biri olarak, garantörlük hakkımızı kullanamayaca- ğımızı düşünüyordum. Zira dünya devletlerinin önemli bir bölümü; böyle bir "hakkı" meşru gör- memek egilimindeydiler. ABD'nin bu işe nasıl ba- kacağı da belli degildi. Temmuzun 18'inde nöbetçi idim. Bu nedenle, ayın 19'unda okulagitmemiştim. Akşamüzeri Tak- sim'de idik. Yaşam, normal bir biçimde akıp gidi- yordu. Dolmuşla Aksaray'a geldik. Benim, "Türk Istanbul" diye isimlendirdiğim bölgenin farkı, açık- çagörülüyordu. Taksi duraklanndasürücüler, ara- balannın radyolannı sonuna kadar açmtş, kaldınm- lara oturmuş haberteri dinliyorlardı. Aynı şey lokan- ta, kahve vb. topluoturulan yerlerde de görülüyor- du. O zamanlar Fındıkzade'de oturuyorduk. Yol bo- yunca manzara hep aynıydı. Insanlar nefeslerini kesmişler, Kıbns'tan gelebilecekhabeıieri dinliyor ve izliyorlardı. Sanki bütün kent, tek bir yürek gi- bi atıyordu. En azından, bu bölgelerde. • • • O günlerin tek televizyon kanalı TRT, yayınını kesmeyip futbol vb. gibi filmler geçmeye başla- yınca, "birşeyler" olacağını anlamıştık. Fakat ge- ne de emin olamıyorduk. Ta ki, Ecevit'in konuş- ması yayınlanmaya başlayana kadar... Silahlı Kuvvetler'de izinlerin kaldınldığı duyurul- maya başlandığında, çoktan üniformamı giymiş Yeşilköy'e doğru yola koyulmuştum. Ama ne yo- la koyuluş... Bunca zaman sonra; şu satırtan karalarken bite gözlerim yanıyor, bogazım tkanıyor. Bir taksi bu- lana kadar, yoldan geçen hemen herkesin (inanın abartmıyorum) sanlıp kucaklamasından yerin di- bine geçmiştim. Bindiğim taksinin sürücüsü de para almadığı gibi, beni gözyaşlanna boğan bir nu- tuk atmıştı. Hava Harp Okulu nizamiyesinin yanında Hava Kuvvetlerini GüçlendirmeVakfı'nın bir bürosu var- dı. Sabahın köründe, bu büronun önünde uzun bir kuyruk oluşmuştu. Insanlanmız, silahlı kuvvetleri- ne bağış yapmak için kuyruğa gırmişterdi. Ya ço- cuklan ya bir başka yakınlan silah altında idi. Ya da kendileri bu "ocak"tan geçmiş ve "böyle bir gûnde", ellerinden gelen bir biçimde katkıda bu- lunmak istiyoriardı. Herkes müthiş bir heyecan ve sevinç içindeydi. Yıllardır onuru kınlan halkımız, "Yetti artık" demenin gururunu yaşıyordu. • • • O günlerde yaşadıklanmı anımsadığım zaman, "O/maz böyle şey" diyorum. llk ev izni verdiklerin- de, "çıkaıtma sabahı" yaşadıklanma benzer şey- leryaşamıştım. Para almayan fukara simitçi, ayak- kabılanmı neredeyse zorla boyayan Çingene ço- cuğu, Çınaraltrnın garsonlannın ikram yapmak için çırpınışlan... Ve bugünü düşündüğümde; gerçekten "Olmaz böy/e?ey"diyorum.Birtoplumböylesinedejene- re olabilir mi, birtoplum böylesine değişebilir mi? Elbette bunlar da geçer. Mutlaka geçecektir. Ama bu hale nasıl geldik, inanın aklım almıyor. CE.MİL CİĞERİM SAMSUN - Sedef Turak. daha 3 yaşmdayken boyalan eline ahp renklerle tanıştı. Küçük dünyasını kendınce karalayıp anlatmaya çalıştı. Karalamalar zaman ıçınde güneşe, ağaçlara, anne baba figürlerine dönüştü. Samsun Özel Moralcan tlköğretim Okulu'na başladığında ise Sedef in yaptığı resimler öğretmenlerinin dıkkatini çekti. Küçük öğrencisinin yeteneğini keşfeden resım öğretmeni onunla daha da yakından ilgilendi. Ve bir gün Japonya'nın başkenti Tokyo'da düzenlenen "8. Uluslararası Dünya Çocuk Resimleri Yanşmasrnın ilamnı gören resım öğretmeni, yetenekli öğrencisinin bu yanşmaya katılmasını sağladı. "Doğa ve mutluluk" konulu yanşma ıçın üçüncü smıf öğrencisi Sedef de kendi mutluluğunu renklere döktü. Oyun oynayan çocuklann bir aradayken resmıru yapan Sedef, 35 bin öğrencı arasından "mutluluğu" en içten anlatan çocuk oldu. Tokyo'da düzenlenen ödül törenınde verilen madalya ve sertifikalann yam sıra en çok boyalara sevindi. Resim öğretmeni olmak Istiyor tçinden geldiği için resim yaptığını, kimsenin kendisine resmi sevdirmeye çalışmadığını anlatan Sedef. başansında büyük emeği olan öğretmenini örnek alarak resim öğretmeni olmak ıstedığini söyledi. Küçük yetenek. "Resim öğretmeni olmayı çok • "Senmutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?" demişti Nâzım Hikmet... 3 yaşında resim yapmaya başlayan ve 8 yaşında "Dünya Çocuk Resimleri Yanşması"nda birinciliği kazanan Sedef Turak, işte bu başarısıyla kendisi ve ailesi için mutluluğun resmini çizdi... Sedef in çizdiği tablonun ismi "Mutluluk..." O, artık 62 ülkeden 35 bin öğrenci arasından seçildiği için geleceğe daha mutlu, daha umutlu bakıyor... istiyonun. Hem de çok istiyorum. Daha başanh olmak için daha çok çalışacağun" dedi. Kızının başansından gurur duyan anne Sevda Turak ise duygulanm şöyle anlattı: "Ehıyduğumuzda çok sevindik, gurur verici bir olay. Tabii bu başansında resim öğretmeninin de katlası çok fazla. Sedefin çok küçük yaşlarda bile yanında boya, kâğrt eksik ohnazdL Resim konusunda oldukça arjmK. Bu dalda başanh olacağma inanıvorum." Sualtında bir kadın arkeolIstanbul Üniversitesi (tÜ) Teknik Bilimter Meslek Yükselîokulu Sualb Teknolojisi Programı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nergis Günsenin. 4 vıldır Marmara Adası yakınlannda denizde 13. yüzyıldan kabna 'Çamalti Burnu 1" baüğuu kazıyor. Doç. Dr. Nergis Günsenin, 22 yü önce arkeok»jinin sualtı bölümü için daonayı ögrendiğlni ve ilk olarak Bodnım'da çeşitii kazı çabşmalanna katıkhğmı hatniattu Doç. Dr. Günsenin, "Dalgıçhğa hobi olarak değiL, arkeolojinin sualü bölümünde uzmanlaşmak için başladım. Işim paraleünde oğrendim. Yoksa 'dalaynn, güzel yeriere gküp renkB bahklar göreynn' diye başlamadım" dedL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle