Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17TEMMUZ2001 SALI
HABERLER
DUIVYADA BUGUN
ALİSİRMEN
Bu Kafa! Ah Bu Kafa!
Sağlık meslek liselerinde Osman Dur-
muş'un girişimiyle yapılması planlanan be-
kâret kontrolünün ekonomik krizi koyulaştır-
dığını söyleyecek olana, ters ters bakıp bir la-
havle çekerek
- Ne alakası var kardeşim! Sen delirdin mi?
diyebilirsiniz.
Ben yine de direneceğim ve toplumun
esenlik çaresini, genç kızların orasında bura-
sında aramaya kalkan, Osman Durmuş'un
temsilcisi olduğu kafanın ve o kafanın ürünü
olan davranışların krizi ağırlaştırdığının attını
çizeceğim.
Türkiye, IMF ve Dynya Bankası'ndan bek-
lediği yardımı, Enis Öksüz'ün tutumu yüzün-
den gecikerek de olsa aldı.
Yaz aylarında döviz girdileri arttı. Enfiasyon,
özellikle alım gücünün dibe vurması nedeniy-
le de olsa düşüyor.
Yetkililer inandıncı savlarlaTürkiye'nin iç ve
dış borcunu çevirebilecek durumda olduğu-
nu açıklıyorlar.
Kimse de çıkıp "Bu rakamlar, bize ilettiği-
hiz veriler yanlış" demiyor.
Bu önlemler paketinin, kendi içinde tutarlı
hale gelip kendi amaçladığı hedefe varabilme-
si için gerekli olan ise dalgalı kunjn aşırı dal-
galanmalara maruz kalmaması ve faizlerin
düşmesi.
Gelgelelim, faizler de dolar da yükseliyor.
Bu yükselişin ekonomik nedenlerini uzman-
lar açıklayamıyorlar. Kısa dönemli analızlerde
bile bir tek etkenin üstünde birieşiyorlar:
"Güven eksikliği."
•••
57. hükümetin Başbakanı ve ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanı, IMF'nin söyledikleri-
ni harfiyen yapıyorlar. Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz da bunlara uyum gösteriyor.
Ama MHP gövde gösterisi yaparak özde
bir politika ortaya koymadan tribünlere oyna-
yarak güvensizlik duygulannın derinleşmesi-
ne neden oluyor.
Burada bir noktayı doğru görmek zorunda-
yız:
MHR IMF reçetesine karşı alternatif bir po-
litika falan üretmiyor.
MHP iktidar olduğundan bu yana, tahkim-
den şeker ve tütün yasalarına kadar her bel-
li başlı konuda, dışarıdan empoze edilen çiz-
ginin dışına hiç çıkmadı.
MHP yalnızca politikada arpalıklanna karşı
çıkan, politik çıkar için rant dağıtan politika-
ları eleştiren Derviş'e karşı koydu, kendi bir
seçenek ortaya koymadan ekonomik progra-
mı sürekli aksattı ve de yürütmeye olan güve-
ni sarsıcı, gerçeklerle çelişen, ciddiyetsizlik
ifadesi olan davranışları benimsedi.
Osman Durmuş'un sağlık meslek liseleri için
getirdiği ölçütler işte bunlardan biri.
Osman Durmuş'a bakanlar,
- Olmaz kardeşim, bu kafaya güven olmaz,
diyorlar ve kol kesiyorlar.
Kol kesmek deyimi, TL'den dolara kaçmak
anlamını taşıyor.
Sonuç ise malum...
• • •
Türkiye'nin dört bir yanında tanm üreticile-
ri kan ağlıyor, hayvancılık ölme noktasında,
IMF tanmda sübvansiyonun ortadan kaldınl-
masını öneriyor. Geçmişteki tanm polrtikala-
nnın başıbozukluğunu Öne sürüp, haklı oldu-
ğunu söyleyenler yok değil. Ne yar ki, tanm
ABD ve AB'de de sübvanse ediliyor.
MHP'nin, bu konuda da temelde ulusal ta-
rımı korumayı hedefleyen bir politikası yok.
Devletin tohum geliştirme merkezleri özel
çiftliklere dönüştürülerek özel ellere kaydınlı-
yor, Türkiye Batı'nın yeni genetik tohum araş-
tırmalarının kobay ülkelerinden biri haline gel-
me tehlikesıyle burun buruna, ama MHP'den
bu konuda da itiraz yok.
Sonra ne oluyor?
MHP'li Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü
Yusuf Gökalp, bitki tohumlarına ülkücülerin
simgesi adlar takarak ulusal tanma katkıda
bulunuyor.
Bu kafa! Ah bu kafa!..
Yılmaz MKYK'yi topladı
Enfiasyon hedefi
yukan çekilebilir
AYŞE SAYTN
ANKARA - ANAP
Genel Başkanı \e Baş-
bakan Yardımcısı Me-
sut Yılmaz. 7. Olağan
Büyük Kongre önce-
sinde son kez topladı-
ğı Merkez Karar Yö-
netim Kurulu
(MKYK) toplantısm-
da kongreden çok eko-
nomiyi değerlendirdi.
Ekonomik program-
da revizyona gidilme-
sinin söz konusu olma-
dığını belırten Mesut
Yılmaz, "Ancak enf-
lasyon hedefi yukan
çekilebilir
r
dedı.
Programı eleştıren-
lenn yeni bir alternatif
ortaya koyamadığını
kaydeden Mesut Yıl-
maz. "O nedenle biz
programı eleftirmeviz,
ancak daha iyi uygula-
nz diyebiliriz" görüşü-
nü dile getirdi.
Yümaz'ın MKYK'yi
topladığı saatlerde ise
daha önce milletvekili
adayı olan Türk halk
müziği sanatçısı Necla
Akben, genel başkan-
lığa adaylığını açıkla-
dı. Akben'le bırlikte
Yılmaz'a karşı rakip
sayısı 4'e yükseldi.
ANAP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Yılmaz, 7.
Olağan Büyük Kongre
öncesinde, Merkez
Karar Yönetim Kuru-
lu'nu dün son kez top-
ladı.
Genel başkanlığa a-
day olan MKYK üyesi
Lütfullah Kayalar top-
lantıya katılmadı.
Yönetmeliklerin tamamının Talim Terbiye Kurulu'nun onayı ile hazırlandığmı söyledi
Durmuş topu MEB'e athANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Sağlık Bakanlı-
ğı'nın, sağlık meslek li-
selerinde cinsel ilişkiye
girdiği saptanan öğren-
cilerin okuldan atılması-
nı öngören yönetmelik
düzenlemesi yoğun tep-
kılere neden oldu. Eği-
tım-Sen. Cumhurbaşkanı
Ahmet \ecdet Sezer'in,
Sağlık Bakanı Osman
Durmuş'u azlet-
mesini iste-
di. Sağlık
Bakanı
Osman
Durmuş
ise yö-
netme-
likle-
rin ta-
• Sağlık Bakanlığrnın, sağlık meslek liselerinde okuyan öğrencilere
'bekâret' zorunluluğu getirmesi büyük tepkiye neden oldu. Eğitim-Sen,
Cumhurbaşkanı Sezer'in. Bakan Osman Durmuş'u azletmesini istedi.
ma-
mınm Millı Eğitım Bakanlığı
Talim Terbiye Kurulu ıle Başba-
kanlık'ın görüşleri ve onayı alı-
narak çıkanldığını belirterek
"Bu da ö\ le olmuştur. Biiriin \ ö-
netmelikler VIOli Eğm'm mühiir-
lüdiir" dedı.
Cumhuriyet Kadınlan Derne-
ği (CKD) Genel Başkanı Avukat
Şenal Sanhan, MEB'in dısıplin
yönetmelığınde daha önce yer
alan ve "iffetsizlik'" gibı genel ve
kanıtlanması hukuki v enlere da-
yanmayan bir kavramın, bu kez
"fiıhuş yapmak ve cinsel ilişkiye
girdiği tespit edilmiş olmak" bı-
çimine dönüştürüldüğünü belir-
terek, "Bu iki kavram da hukuk-
sal olmaktan uzaktir" dedi.
Eğıtim hakkının, bireylerin
sahip olduğu temel haklardan
bın olduğuna dikkat çeken San-
han. bireylerin özel yaşamlan-
nın ya da toplumca kabul edilen
ahlak değerlenne uygun davra-
nıp davranmamasının eğitim
hakkı önünde bir engel olamaya-
cağının altını çızdı.
CHP Merkez Yönetim Kuru-
lu (MYK) üyesi Prof. Dr. Haluk
Koç, Sağlık Bakanhğı'nca çıka-
nlan bu yönetmeliğin. bugün
dev let yönetıminde bulunan "il-
kel ideoioji ve onun temsilcileri-
nin" kadına bakışını ve verdiği
değeri açıkça ortaya koyan bir
örnek olduğunu kaydetti. Sendi-
kacı Yaşar Seyman, bugün Tür-
kiye'de onlarca yakıcı sorun
varken ölüm oruçlan nedeniyle
yaşamını yitirenlerin sayısı her
geçen gün artıyorken Sağlık,
Tanm ve Köyişleri gibi MHP'li
bakanlıklann son derece gerek-
siz ve yüzeysel işlerle uğraştık-
lannı, ülkede yaşanan utançla-
nn üzerine her gün yeni bir u-
tanç eklediklerini söyledi.
Eğıtım-Sen Genel Başkanı
Alaaddin Dinçer de, Sağlık Ba-
kanı Durmuş'un istifa etmesi ya
da Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer tarafından azledilme-
si gerektiğini söyledi. Bakan
Baykaldan Gökalp'e eleştiri
Türk tanmı dışa
teslim edildi
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal.
MHP'li Tanm ve
Köyişleri Bakanı
Hüsnü Yusuf Gö-
kalp'i eleştirerek
"Türldye, tarihinin
en teslninyetçi tanm
ve iktisat poütikala-
nna teslim edilmiş
durumda" dedı.
TZD'nin 52. ku-
ruluş yıldönümü ne-
deniyle Ankara Ti-
caret Odası'nda
(ATO) toplantı dü-
zenlendi. Baykal,
yaptığı konuşmada,
Türkiye'de tanmsal
desteklemenin kal-
dırıldığını, bunun
kabul edilmesinin
mümkün olmadığı-
nı söyledi. Baykal,
Gökalp'in, ulusal
bir tanm politikası
yönündeki çabalan-
nı takdirle karşıla-
dıklannı belirterek
"Milliyetçi olduğu-
nu söyleyen partiler
iktidarda, ama Tür-
kiye, tarihinin en tes-
limiyetçi tanm, ikti-
sat politikasına tes-
lim edilmiş durum-
da. Bunu kesinlikle
kabul etmiyonım"
dedı.Toplantıda ko-
nuşan Bakan Gö-
kalp, Türkiye'de ha-
len bir tanm yasası
bulunmadığmı be-
lirterek tarımda
1940-1950'lerde
başlayan ilerleme-
nin 1960 ve
1970'lerde ihmal
edildiğini kaydetti.
TZD Genel Baş-
kanı tbrahim Yetkin
de Türkiye'deki ta-
nmsal sorunlann
IMF'nin formülleri
doğnıltusunda çö-
zülmeye çalışılma-
sının yanlış olduğu-
nu belırtti. Konuş-
maların ardından
"TZD 52. Kuruluş
Yıldönümü Ödulle-
ri" dağıtıldı.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Ecevit, Derviş ile Bahçeli arasmda aracı olacağına ilişkin sözleri yalanladı
MHP'de rahatsızbk büyüyorANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hükümetin ikinci
büyük ortağı MHP ile Dev-
let Bakanı Kemal Derviş ara-
Devlet Bahçeli
sındakı gerilım sürüyor. Baş-
bakan Bülent Ecevit, Bahçe-
li ile Derviş arasında kendi-
sinin aracılığını gerektirecek
bir durumun olmadığını sa-
vundu. MHP Grup Başkan-
vekili MehmetŞandır, partı-
sinin Derviş sorunu olmadı-
ğını belırterek kendilerine
yönelik suçlamalan reddettı.
Birtakım çevrelerin laf üre-
terek, siyaseti suçlama, hü-
kümete karşı güvensizlik
oluşturma niyetinde olduk-
lannı ileri süren Şandır. "Ko-
nunun ekonomik krizin se-
bebi olarak gösterilmesi, bu-
radan hareketle MHP'nin
suçlanmasmın ülkeye fayda-
sı yok" diye konuştu. Uzlaş-
ma gerekçesiyle ödün veren
MHP'nin, durumu tabanına
anlatamadığı, artık bu nokta-
dan sonra gen adım atması-
nın söz konusu olmadığı di-
le getirildi.
Bahçeh'nin yakın çevresi-
ne Derviş'le ılgılı olumsuz
değerlendirmeler yapmayı
sürdürdüğü öğrenilirken
MHP'li milletvekillerinin
seçim bölgelennde tabanla-
nna, verilen ödünleri anlat-
makta zorlandıkları kayde-
dildi. Bu nedenle MHP'nin
Derviş konusundaki olum-
suz tavn ve ısrannm sürece-
ği belirtildi.
Başbakan Ecevit, önceki
gün basında Derviş ile MHP
arasında arabuluculuk yapa-
bileceği yönünde kendisine
atfen yayımlanan haberi dün
yalanladı. Ecevit, yazılı
açıklamasında, kendi ağzın-
dan yazılan "Derviş için ara-
cı olurum" haberini anımsa-
tarak
a
Ben böyle bir şey söy-
lemedinT dedi. Ecevit'in
açıklamayı. haberin yayım-
landığı ve Bahçeli'nın ara-
bulucuya gerek olmadığı
şeklinde Aksaray'da gazete-
cilere demeç verdiği gün
yapmaması dikkat çekti.
Ecevit'in MHP ile Derviş
arasındaki ilişkilerkonusun-
da "İlişkiler bir ara gerilmiş-
ti. Ama o gerginlik konusu
ortadan kalktı" değerlendir-
mesi yaptığı öğrenildi.
Kemal Derviş
Durmuş dün bakanlık çıkışında
gazetecilerin soruları üzenne,
şunlan söyledi:
u
Yönetmelik kanunlara aykı-
n olamaz. Böyle bir şe> yokrur.
Bekâret muavenesinin tek istek
mercü, savcılık ve mahkemeler-
dir. Babası, annesi istese dahi
erişkin bir kişiye bekâret mua>e-
nesi yapamazsınız. Savcılık ve
mahkeme karan olmak kaydıy-
la bu yapılabilir. Erişkin olma-
yanlann, vasilerin istemesi ile
savcüık karanyla bekâret mu-
ayenesi yapılabüir. Oiay bu. Ebe-
veynleri iste>ince hekimler mu-
ayene etmez, ederse suç işler-
terTDurmuş, yönetmelikte daha
önce "iffetsiriik'' olarak yansı-
yan geniş kavramın BM Çocuk
Hakları Bildırgesi'ndeki "fuhuş
vecinsel ilişki" ka\ ramı ile değış-
tirildığini söyledi.
Gökalp: Görevimi yaptım
'Ülkücü
tohumlar'a
savunma
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Üretilen tohumlara
siyasi görüşü doğrultusunda
<
*ûlkücü
w
adlar vermekJe eleş-
tirilen Tanm ve Köyişleri Ba-
kanı Hüsnü YusufGökalp, ad-
iann "tohumlan ıslah eden bi-
Bm adamlanrun isimleri" ol-
duğunu savundu. Gökalp, Ta-
nm Bakanı olarak buradaki
gorevinin yalnızca bu adlan
tescil etmek olduğunu söyle-
di.
Gökalp, Türkiye Ziraatçiler
Derneği'nin 52. kuruluş yıl-
dönümü toplantısına gelişinde
gazetecilerin sorulannı yanıt-
.ladı. Bazı tohumlara Türk ün-
iülerinin isimlerini verdikleri-
nin ve bunlann basında "ülkü-
cü tohumlar" biçimmde yer
aldığımn anımsatılması üze-
rine Gökalp. bu yönde bir ça-
hşmalannın bulunduğunu
söyledi.
Türkiye'nin genetik mü-
hendisliğinde de söz sahıbi ol-
oıası gerektiğini anlatan Gö-
kalp, Türkiye'de yetiştirilen
tohumlara venlen adlann bu
tohumlan ıslah eden bilim
adamlannın isimleri olduğu-
nu kaydetti.
Gökalp, Tanm Bakanı ola-
rak buradaki gorevinin yalnız-
ca bu isimleri tescil etmek ol-
duğunu belirterek sözlerini
şöyle sürdürdü:
"(fc-nek olarak, Turan isim-
B tohum, bizim araştırmacınu-
zm, Almanya'da ihtisas yapan,
doktora yapan düm a çapmda-
ki bir araştırmacunızm soyadı-
1 dır. Kırgız Eskişehir'dtki bir
j köyümüzün adıdır, Orhanga-
n Bursa"daki bir ilçemizin adı-
dır, Fırat adma türküler yakı-
lan, şarküar sö> lenen. Fılmler
çevrilen, birçok barajınua
kurduğumuz bir nehrimizin
adıdır. Alparslan da >ine bizim
araşOrmacımtan so>adıdır ve
Alparslan da Anadolu'yu
Türkleştiren kumandanın adı-
dır. Peki bu adlar verümeyecek
de, hangi adlar verflecekV'
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Milliyetçilik, Avrupa'da Fransız Ih-
tilali'yle vücut buldu, Sanayi Devri-
mi'yleyaygınlaştı. Milliyetçilik, Avru-
pa'da, feodalizmi yıkan burjuva de-
mokratik devrimlerinin ürünüydü.
Burjuvazi, bir milli pazar ekonomisi
temelinde milliyetçiliği geliştirdi. Bur-
juva demokratik devrimlerinin ardın-
dan bütün Avrupa'da ulus devletler
kuruldu.
Ulus devletin kurulmasıyla burju-
vazi, iktidan ele geçirdi. Bu iktidar
mücadelesi sırasında burjuvazi,
emekçi sınıfiarın tepkilerini de kendi
peşine taktı ve milli devrimı bir ''mil-
li konsensüs"\e gerçekleştırdi. Milli-
yetçilik, 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl bo-
yunca Avrupa'da gelişen bir ideolo-
jik akım haline geldi. Burjuvazinin ge-
liştirdiği milliyetçiliğe karşı Avrupa'da
emekçileri savunan yeni bir akım da-
ha boy verdi. Bu akım Marksizmdi.
• • •
Osmanlı Imparatorluğu'nun son
dönemine rastlayan Avrupa'daki mil-
liyetçilik cereyanlan, Osmanlı'yı da
etkiledi. önce Balkanlar'daki uluslar,
Osmanlı'ya başkaldırdılar. İkinci
Meşrutiyet, Osmanlı topraklan için-
de gelişen milliyetçi hareketlerin bir
ittifakı olarak gündeme geldi. Türk
milliyetçiliği de bu süreç içinde bes-
lenip büyüdü. Türk milliyetçiliğinin ilk
öncüleri, daha çok Selanik gibi Os-
manlı'nın Avrupa yakasındaki kent-
lerinde ortaya çıktı. Akçuralı Yusuf,
Ağaoğiu Ahmet, Köprülüzade Fu-
at ve Ziya Gökalp, Türk milliyetçi-
liğinin ilk teorisyenleriydi. Bu isimle-
rin çoğu, Anadolu dışından gelmiş-
lerdi.
• • •
Türk milliyetçiliğinin örgütlü bir
akım haline dönüşerek ulusal devle-
ti yaratması ise Ulusal Kurtuluş Sa-
vaşı'yla mümkün oldu. Kemalizm,
ulusal devleti yaratan bir modemleş-
me akımı olarak şekillendi. Kema-
lizm, tutucu Islamcılıkla, feodal dü-
Göçebe Milliyetçiliği...
zenin kurumlanyla hesaplaşarak,
"muasır medeniyet" düzeyine ulaş-
mayı önüne hedef olarak koydu.
Cumhuriyetin kuruluş yıllan önem-
li bir modernleşme atağıydı. Bir an-
lamda milli devrimdi. Her milli dev-
rim gibi, şiddetli bir iç hesaplaşmayı
da beraberinde getirdi. Ulus devle-
tin kuruluş aşamasında, tabii ki o dö-
nemde cılız olan emekçi sınıflar, ken-
di ağıriıklannı koyamadıkları için mil-
li devrimin demokratik ayağı gelişe-
medi. Anadolu'daki feodal ilişkilerin
güçlü varlığı, Cumhuriyet yönetim-
lerine direndi, zaman zaman iktidar-
lann içinde yer alarak kendi varlığını
korumayı büyük ölçüde başardı.
Cumhuriyet tarihı bu anlamda ile-
riyfe gerinin, modern olanla çağdışı
olan arasında bir hesaplaşmayı için-
de banndırdı. Ulus devleti kuran Ke-
malist önderlik, asıl olarak modern
ve ileri olanı temsil ediyordu. Yer yer
tutucu, yer yer geri sistemle uzlaşıcı
yönleri olsa da Cumhuriyeti kuran
ekip, kuruluş yıllarında önemli dev-
rimci değışikliklere imza attılar. Ke-
malizme, modernleşme milliyetçiliği
de diyebiliriz.
•••
1940'larda, İkinci Dünya Savaşı
yıllarında hortlayan Turancı milliyet-
çilik, Nazi rüzgânnın bir parçasıydı.
Nazi işbirlikçisi bu akım, İkinci Dün-
ya Savaşı'nda Nazilerin yenilmesiy-
le etkisini yitirdi. 1960'ların basında
yeniden filizlenen ve "ülkücü" adıy-
la piyasaya sürülen milliyetçilik ise
Türkiye'nin sola açılmasının önüne
konan bir millıyetçilikti.
"Tann dağı kadar Türk, Hıra dağı
kadar Müslüman" sloganını kullanan
bu milliyetçilik, Anadolu'da yaşayan
feodal geleneklerden güç alıyordu.
Cumhuriyet dönemi milliyetçiliği bir
modernleşme akımı iken, "ülkücü
milliyetçilik" değişıme direnen kaba
bir muhafazakârlığı temsil ediyordu.
Kaba şiddete dayanan bu milliyetçi-
lik, 1980'lere kadar ABD'nin bölge-
deki hesaplannın bir aleti olmaktan,
askeri darbelere payandalık etmek-
ten öte bir işlev yerine getirmedi.
• • •
Son dönemde MHP'li bakanlann
tavırlanyla yeniden gündeme gelen
"tohum"ve "namus" milliyetçiliği, iş-
te bu feodal sosla zenginleştirilmiş,
modernleşmeye ve demokratıkleş-
meye direnen göçebe mılliyetçiliğini
temsil ediyor. Türkiye, modern dün-
ya ile arasındaki açığı kapatmaya,
ekonomik krizi aşmaya çalışırken iş-
te bu göçebe milliyetçiliği engeline
takılıyor.
• • •
MHP'de net bir şekılde ıfadesını
bulan, ancak modernleşmeyı savu-
nan bazı kesimleri de etkisine alan bu
tutucu milliyetçilikle hesaplaşma-
dan, Türkiye'nin bu zor dönemi aş-
ması olanaksızr gibi gözüküyor.