25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17TEMMUZ2001 SA1 10 DUNYA VE TURKIYE KAVŞAK OZGEN ACAR Ecevit'in en doğpu yanlışı! Ankara, Avrupa Biriiği yolunu "güç- lü ekonomisi ile açacağına" inanı- yordu. Türkiye'nin AB'ye üyelıği ko- nusu, ekonomık bunalım ile birlikte gündemden düştü. Oysa Türkıye, ekonomik bunalım- dan çıkıştaABD, Uluslararası Para Fo- nu (UPF) ve Dünya Bankası dışında AB'den de maddi ve manevi destek sağlayabilırdi, Bu konuda Başbakan Bülent Ecevit'e büyük gorev düşü- yor. Ecevit'in gerek üyelik gerek bu- nalımın aşjlması konusunda yoğun bir biçimde AB başkentlerini dolaşma- sı gerekirken, Ispanya dışında dış seyahata çikmadığı biliniyor. Rabind- ranath Tagor çevirisi, Sanskritçe sevgisi nedeniyle birde Hindistan'a giden Ecevit, her nedense Anka- ra'dan ayrılamıyor. Hetsinki Doruğu'ndan bu yana Hol- landa veAvusturya'dan başka AB'den de Türkiye'ye hıçbir başbakan gel- medi. Gelecek olanlar da zıyaretle- rini belirsiz tarihlere ertelediler. Türkiye'nin bunalımını Avrupa'ya anlatmak, Ekonomiden Sorumlu Ba- kan Kemal Derviş'e düştü. Den/iş de Vvashington-Ankara trafiğinden za- man bulursa Avrupa başkentlerinde kuyruğu kesik uçurtma gibi dolaşı- yor. Ekonomik sortınlar dışında Türki- ye'nin anayasal reformlar yapması, yasalannı bunlara uygun duruma ge- tirmesi de AB'nin koşulları arasında. Ancak, tam tersıne.. TBMM'den ye- ni geçen yasalardaki anti-demokra- tik kurallar anayasaya aykınlıklan ge- rekçesi ile Çankaya köşkünde veto yiyor. Denebilir ki Ecevit'in yaşamın- da yaptığı en doğru yanlış Ahmet Necdet Sezer'ı Cumhurbaşkanlığı- na getirmesidir. Çingene! Roman! Kıpti! Esmer! Geçen yıl AB Tür- kiye Büyükelçisi Ka- ren Fogg ile söyleşi- yorduk. Yakın bir ge- lecekte Türkiye'de "Çingene azınlığın hakları ve sorunlan- nın" AB'de gündeme geleceğinı soylemiş- ti. Gündem oluşma- ya başladı... Bağımsız Van Mil- letvekiiiFethuilahEr- baş, TBMM'ye bir araştırma önergesi vererek Çingenelerin araşttnlması için ko- misyon kurulmasını istedi. Önergede Tür- kiye'de 2.5 milyon Çingenenin yaşadığı öne sürüldü, "itilmiş- liğin psikolojık ıstıra- bı içinde oldukları" belirtildı. "Roman, dom, mutrip, poşa, boşa, karaçi, abdal, esmer vatandaş, beyzade" gibi aşağılayıcı kavramlardan yakı- nıldı. Türkiye Çingene Derneklerı adına araştırmacı yazar Mustafa Ak- su Ecevit'e bir açık mektup yayım- ladı. Çıngenelere yönelik resmi ya- yınlardaki aşağılayıcı kavramlann kı- nandığı mektupta, Türk Dil Kurumu Sayımlar ile Milli Eğitim Ba- kanlığı yayınlan eleş- tirildi. Bu arada Çe- ribaşı Mehmet Ali Körükiü de Çinge- nelerin daha iyı tanı- tımı için kollan sıva- dı. Çingenelerin kö- keninin Kuzey Hin- dıstan'da olduğu, buradan dünyanın dört bir yanına yayıl- dıkları bılinir. Günü- müzde yalnızca Av- rupa'da 6 milyon Çingene bulunuyor. Daha çok Roman- ya, Bulganstan, Ma- carıstan, Slovakya, Çek Cumhuriyetı, Ispanya, Türkiye ve Ege yöresinde yo- ğunlaşıyorlar. Çingenelerin en yakın dostunun AB olduğu bir ger- çek. AB'nin genişlemeden sorumlu yetkilısı Günther Vertıeugen, zi- yaret ettiğı Slovakya'da nüfusun yüz- de onunu oluşturan Çingenelerin koşullarının düzeltilmesi için bu ül- kede öngörülen projelere 10 milyon dolar harcanacağını açıkladı. Darısı bizim Çingenelerin başına! Kırmtzı, yeşil, gri, lacivert pasaport! Başanlı futbol antrenörü Fatih Te- rim'e "diplomatikpasaport verilsin mi, verilmesin m/"tartışması başladı. Ki- milerine göre bu değerii spor adamı- na, Milan takımı ile gıttiği ötekı ülke- lerde pasaport kuyruklarında bekle- meden geçebilmesi için "kırmtzı" renk- li "diplomatik pasaport" verilmeliydi. Kimileri deTerim'in herhangi bir Türk vatandaşından farkı olmadığını, bir ayncalığın tanınamayacağı göruşun- deydiler. Dilimize Batı dillerinden giren, "ka- pı geçişi" anlamına gelen "passport (pasaport)" herhangi bir ulusun, ken- di vatandaşına verdiği bir "uluslara- rası kimlik kartı"d\r. Pasaport sahibi olmak, her ülkeye elini kolunu salla- yıp girileceği anlamına gelmez. Gidi- len ülkeye göre ilgili konsolosluklar- dan bir "vize (olur)" alınmasını gerek- tirir. Bu vize bile yeterli değildir. Vize "kesin geçişi" sağlamaz. Gittiği ül- kenin sıntr "/cap/"sında "geçiş" kara- nnı veren son güvenlık yetkilisinin de onayı gerekir. Sınır kapısındaki gö- revli, vizesi bulunsa dahi kişiyi geldi- ği ülkeye geri gönderme yet- kisine sahiptir. Avrupa ülkeleri, toprakla- nnda yaşayan 3 milyonu aşan Türkün serbest dolaşımını durdurmak, yenilerinin geli- şini önlemek amacıyla Türk vatandaşlarına vize verme konusunda her gün yeni so- runlar çıkanyoriar. Eskiden bir form doldurup iki fotoğ- raf verip vize harcını yatır- mak yeterliydi. Şimdi artık, gidiş-dönüş uçak bileti, ban- kada yüklü bir para birikimi- nin kanıtlanması, ev ya da arazi tapulannın gösterilmesi, meslek kuruluşlarından üyelik belgesi getiril- mesi gibi koşullar aranıyor. Bütün bu belgeler verilse bile, ödenen vize har- cı dahi geri verilmeden, vize başvu- rusu ret edilebiliyor. Diplomatik pasaport nedir? Ulus- lararası anlaşmalar gereği, yabancı diplomatJann bir ülkede görev yapma- lannda tarnnan bir "dokunulmazlık" ztr- hıdır. Karşılıklı tanınan bir ayncalıktır. Bu pasaportun sağladığı dokunul- mazlık ancak görev yapılan ülkede, gö- rev süresi ile sınıriıdır. Bir başka ülke- de bu pasaport sahibi bu hakka sa- hip değildir. Genelde Türkiye'de, ren- gindendolayı "kırmtzıpasaport" ola- rak bilinir. Pasaportun rengi yabancı sınır kapılannda hiçbir anlam taşımaz. Çünkü bazı ülkelerin olağan pasa- portlan kırmızı, yeşil, gri ya da lacivert- tir. Önemli olan pasaportta yazılı olan "diplomat" kavramıdır. Bu pasaport Türkiye'de iki gruba veriliyor. Birinci- si yurtdışında sürekli görev yapanla- ra görev süreleriyle sınırlı, ikincisi ise yurtdışında iki hafta süreyie görev ya- pacak yüksek düzey devlet görevli- lerine de geçid olarak veriliyor. Terim'e verilmesi istenen pasaport budur. Eğer böyle bir olanak sporcular için geçeriı ise Terim'den daha başanlı olan, örneğin Naim Süleymanoğ- lu'nun hakkı neden yendi acaba? Anımsanacağı üzere UNESCO, sa- natçı-yazar Zülfü Livaneli'yi görev- lendirdığinde basınımızda kendinden "büyükelçi" diye söz edilmiş, "kırmı- zı pasaport" verilmesi gerektiği yazıl- mıştı. Livaneli, bir Türk "büyükelçisi" ya da "diplomat"! olmadığı için böy- le bir ayrıcalık söz konusu değildi. Kı- sa bir süre önce yüksek vergi ödeyen 43 bin kişiye de "kırmızıpasaport" ve- rilmesi gundeme geldiğinde, yaban- cı basın Türkiye ile alay etmişti. Bazı ülkelerin Türk diplomatlanna da vize koyma hazırlığına girmelerinde bu egilim ile birlikte Alaattin Çakıcı'nın Fransa'da yakalandığında üzerinde "diplomatikpasaport" bulunması da etkili olmuştu. Terim'e "diplomatik" pasaport öne- renler en önemli noktayı da gözden kaçınyortar. Eğer, Terim böyle bir pa- saporta sahip olacak olur- sa, Italya'da hiçbir biçimde "antrenörlük" yapamaz. Çünkü, diplomatik pasa- port sahipleri o ülkede baş- ka bir işte çalışamazlar. Ne Tenm ve ne de Milan takı- mı düşüncesizce yapılmış bu öneriyi kabul ederier. Basınımız bu konuda da pek çok şeyi kanştırıyor. Pasaportlann rengi, gidilen ülke için değil Türkiye'den giriş-çıkışlar için önem ta- Terim ş ı r Y e ş i l Pa s a Po r t - devletin 1 -2-3. derece memurianna ve yakınlanna venlir. 200-500 bin ara- sında yeşil pasaport verildiği söyle- niyor. Ânımsanacağı üzere Maiatyas- por'un eski başkanı Nurettin Güven, ingiltere'de uyuşturucu kaçakçılığın- dan yakalandığında üzerinden "yeşil pasaport" çıkmıştı. Üçüncü tür pasa- portlar "gri" renklidir. Devletin yurt dı- şına gönderdiği hizmet sınıfı perso- neli ile ailesine verilir. HerTürk vatan- daşına belirii bir süre için verilen pa- saportlar ise laciverttir. Bu arada, medyamız büyükelçi, el- çi, temsilci, başkonsolos, konsolos, muavin konsolos ve fahri konsolos gi- bi kavramlan da çok kolay kanştırıyor. Geçenlerde birgazetemiz, eski Was- hington muhabiri ve şu anda Mona- ko'da yaşayan birmeslektaşımızı "fah- ri konsolosluktan başkonsolosluğa" yüksettmişti. Dışişleri ve Içişleri bakan- lıklanna önemli bir görev düşüyor. Pa- saport yasasında günün koşullanna göre degişiklik yapılmalıdır. Başka ül- kelerde olduğu gibi "tek renk" pasa- porta gidecek, pasaport taklidini ön- leyici çağdaş yöntemleri devreye so- kacak çalışmalara başlanmalıdır. Elmek: oacar(« superonline.com Fax: 0312. 442 79 90 Avrupa küresel ısınmaya karşı son çare olarakgörülen anlaşma için kollan sıvad yoto'ya yapay solımıım Dış Haberier Servisi - Bilim adam- lan tarafindan küresel ısınmarun yıkı- cı etkilerinin durdurulmasında son ça- re olarak görülen Kyoto Protokolü'nün "kurtanlmasına" yönelik görüşme- ler dün Almanya'nm Bonn kentinde başladı. BM Uluslararası Küresel Isın- ma Konferansı 'nda 1997'de imzalanan, ancak ABD başta, bazı ülkelerin kar- şı çıktığı Kyoto Anlaşmasrrun uygu- lanma koşullan ele alınacak. 180 ülkeden temsilcinin bir araya ge- leceği ve 12 gün sürecek konferans- ta, ABD ile Avrupa'nın bir anlaşma- ya varmasınm düşük bir olasılık oldu- ğu belirtiliyor. Konferans'ta "kffitrol" oynayan Japonya'nın tutumu da Av- nupa ülkeleri tarafindan eleştiriliyor. Kyoto Protokolü'nün geleceği, ABD Başkanı GeorgeBush'un, geçen mart ayında Kyoto Anlaşması 'nı "tamamen eksik" bulduğunu ve anlaşmayı onay- lamayacağını açıklamasınm ardından tehlikeye girmişti. Dünyanın en çok kir- lilik üreten ülkesi olan ABD, Kyoto An- laşmasf nın haksız olduğunu belirtmiş- ti. ABD'nin Greenpeace gibi çevre ör- gütleri tarafindan büyük tepki toplayan bu açıklamalanndan sonra, başta kon- feransın ev sahibi Almanya olmak üze- Kişi başına düşen C02emisyonu (ton-1998) 20.1 +%3 Singapur* Avustralya A 1990'dan sonrakı ~ değışım 19.9 +%54 7 1990'daki CO2 üretiminin 16.9 +%9 4 yürde olarak payı (Kyoto Protokolünûn temel aktığt ABD Avrupa 24% "Kyoto'yu kabul etmedı re Avrupa ülkelen, protokolü yürürlü- ğe sokmak için 55 sanayileşmiş ülkenin katılımınj sağlamaya çalışıyor. Bonn zirvesinde Japonya'nın, ABD olmadan '^•ola de\am etmeme" tavn ise tepki topluyor. Japonya Başbakanı Ju- niçiro Koizumi, geçen hafta yaptığı açıklamada ABD ve AB arasındaki gö- rüş aynlıklan nedeniyle Bonn'daki kon- feransm sonunda bir anlaşmaya vanl- Lvrupa ülkeleri, sera etkisine yol açan gazlann salınımını önleyen anlaşmanın yürürlüğe girmesi için mücadele ediyor. Japonya ise anlaşmaya uymayacağını açıklayan ABD'yi bekleyeceği mesajını verdi. masını bekiemediklerinı, bu nedenle, ABD onaylamadan Kyoto Anlaşma- sı'nı imzalamaya niyetleri olmadığını bildirmişti. Avrupa ülkelerince durumdan fayda- lanmaya çalışmakla eleştırilen Japonya. görüş birliğine kasım ayında Fas'ıa va- nlmasını beklediklerini de belirtırken. anlaşmayı imzalamaya söz verdikleri 2002 tarihinin ileri atılabileceğini de ifade etmişti. Alman Çevre Bakanı Ju ergen Trittin Japonya'nın bu tutumu nu, "Kyoto Protokolü'nün hem doğu- muna hem de Bonn'da defnineyardırr etmek" şeklınde yorumladı. 50 VTİda sıcakhk iyice artacak BM Kalkınma ProgTamı başkanı Klaus Toepfer geçen pazar yaptığı açıklamada. acilen önlem aluımazsa. sıcaklıkta. gelecek 50 yıl içinde 1.4- 5.8 derece arasında bir artış görüle- ceğini belirtmişti. Toepfer, bu ciddi so- run karşısında birtakım ülkeleri "ben- cücedavTanmakla" eleştirirken, Bonn zirvesine katılacak liderleri Kyoto Protokolü'nü kurtarmak için ellerin- den geleni yapmaya çağırdı. Konferans Başkanı Jan Pronk da 19 Temmuz Perşembe günü başlaması öngörülen konferansın, "dahafazla ha- reketlüık sağlamak amacıyla" öne alın- dığını açıkladı. Küresel ısınma konusunun önümüz- deki hafta Cenova'da yapılacak olan G8 zirvesinde de tartışılması bekleniyor. 12 gün sürecek olan Bonn zirvesinin çevreci protestolara sahne olması bek- leniyor. Polis yetkilileri bu konuda ge- rekli önlemleri aldıklannı açıkladılar. 'Çözüm Keşmir'den geçiyor' Pakistan Devlet Başkanı: Hindistan'la temel sorunumuz bu ftş HaberierServisi-Pakıstan De\ - let Başkanı FervezMüşerref ile Hin- distan Başbakanı Atal Behari Vac- payi arasında Hindistan'ın Agra ken- tinden yapılan, "zorlu" zırve dün "sonuçsuz" olarak sona erdı. Zirvenin son gününde, Pakistan Devlet Başkanı Müşerref, ıkı ülke arasında 50 yıldır süregelen düş- manlığa son verrnek amacıyla 3 aşa- malı Bir mekanizma kurulmasını önerdi. Müşerref, Hint basınına ver- diği demeçte, 2 yıllık suskunluk dö- neminin ardından görüşmelerin ye- niden başlamasıyla mekanızmanın ılk aşamasının aşıldığmı belırttı. Mü- şerref, "İkinci aşama, Keşmir soru- nunun çözülmesi gercken ana sorun olduğunun kabul edilmesidir" dedı. Müşerref ıkıncı aşamanın aşılabıl- mesi için Hindistan'ın " 50 vıllık düşmanlığa son vermek için Keş- mir'in, sonınlann merkezinde yer aldığuu anlaması gerekir" diye ko- nuştu. Hındistan ve Pakistan arasında- kı ılk zirvenin bir anlaşmaya van- lamadan sona erdiğı bıldınldi. Pa- kistan enformasyon sekreteri En- ver Mahmud, görüşmelenn çık- maza gırmesı ardından, Müşerref veyanındaki heyetinPakistan'aek için Agra kentindeki havaalanına hareket ettiğini söyleyedi. Hindis- tan Dışışlen Bakanlığı sözcüsü Ni- rupama Rao da Vajpayii ve Mü- şerref arasıdakı zirvenin, aralannda Keşmir sorunu da olmak üzere bir dizi konuda anlaşma olmaksızın so- na erdiğini söyledi. Zirvenin başladığı 4 Temmuz'dan bu yana ise Keşmır'de çatışmalar sürüyor. Zirve sürecinde meydana ge- len çatışmalarda 60'dan fazla kışı öldü. Müşerrerin ziyareti protesto edildi REUTERS) DÜŞLEDİĞlNtZ TATİL GERÇEK OLUYOR! Ağahan Mımarlık Ödüllıj Akyaka \öresınde 1 ürk m1ma^^ı ile Batı konforunun benzersız brrl£^ımı. GÖKOVA, dunya guzelı bır belde Bır yanda çam ağaçlan. bır yanda masmaM bırdenız Bu/ gıhı ka\nak sulan arasında doğa ile has başa bır dınlence Bu dınlence yennın adı YL'CELEN HO TE1 • Denıze sıfır • Denız ve ormafl manzaralı • O?el plaılı Yatak sayısı 220 Odalannda klıma. merkezı ısıtma. mınıhar, dırekt <,'kı»lı telefon. Balkon. saç kurutma makınesı ve ozel banyo mevcut • Genış yuzme hav uzu • Cocuk hav uzu • Çocuk parkı Spor aktıvıtelerı • W ındsurf • Tenıs • Masatenısı • Mını futbol • Bılardo • Joggıng • Bısıklet • Kano Genış rnekân içinde hav uz bar. >ahıl bar. loby bar ÖNEMLİ NOT Oksıjen ve lyot zengını YÜCfcLFN OTEL astım ve guatr hastaları ıçın de önenlen bır sa|lık merkezıdır Rezervasyon ve daha fazla bilgi için: Tel: 0252-243 5434 - 243 5108 Fax: 0252 - 243 5435 e-ınıil:gokova(a yucelen.com.tr http://wn~n.yucekn.coni.tT Okurlar bihr, O hep vardı... Yıllarca 18 süregelen dinlence alışkanlığı... 'ARTEMÎS ÖREN TATİL KÖYÜ' ^rtemı-, Patıl Kovtı. '0 000 m2'lıkbıralandadenızınhemen kıyısındakumlmu^iur i]2stan- u a.. ^viA »w 6 auıt, toplam 245 yatak kapasıtesı. peyzaı duzenlemesıv- le ünlu, rengârerık çıçeklenn kokulannı yaydıöı tatıl kovumuzde tüm odalarda balkon. dırekt telefon, ^ kanal muzık vavını ve mını bar. ıs- teğe baglı TV mevcutrur Alışvenş \apmak ıstevenler mını çar^ımız- dan yararlanabılırler Mını çım futbol. basketbol. plaj volç\bo!u ^aha- lan. masatenısı. tenıs ve bılardo. ıdeal bır olanak sunuyor Çocuklar. ^rtemıs Tatıl Köyü'nde oyuna ve eğlence>e dovacaklar Çcxuk ha- \Tizu, çımle kaplı o>un parkı. van açık atan salonumuzonlara güven- lı ve neşelı ortam sunuyor Kahvaltı ve akşam yemeklennde tatıl ko- yumuzün açık bufesı her zevke uvgun. Turk ve dünva mutfağından zengın seçenekierle karştnıza çıkıyor \ la Carte Restaurant. Kateter- va. Snack Bar ve Havuz Bar gunün her saatı hızmetınızdedır l\ı ve mutlu brr latıl geçırmenız dıleğı> ie TEMMIZ2001 Kışı başı Y P 30.000 OOO - , 3.kışı 20 000 000 " G ü n b o j u Animasyon" \e "Canlı Müzik" * Yukandakı fiyatlara açık bufe kahvaitı akşaın vemeğı dahıldır * 0-6 >aş çocuklar ücretsız * 7-12 yaş çocuklar "'«50 ındınm. .\rtemıs Oren Holıday Resort, Oren - Burhanıye Tel 0 266 416 37 76(pbx)Faks 0 266 416 12 26 Web Page vvvvvv artemıs gen tr ST. NICHOLAS PARK OTEL*** "Doğanın Özunde Tatil" ÖLÜDENlZ-HlSARÖNÜ'nde restoran, bar, (1 'i kaydıraklı) 2 havuz, açık büfe kahvaitı, hamam, bilardo, TV salonu, mini market, çam ağaçlarıyla çevrilı, dost bir ortamda tatil yapmak isteyenler için "Cumhuriyet okuıianna % 10 indirim" 0-6 yaş ücretsiz, 6-12 yaş % 50 indirim. Rez. Tel: 0-252 -6166353/6166356 Faks:0-252-616 63 55 Normandy Madencilik A.Ş. Ovacık Altın Madeni Haziran 2001 Çevre Öiçümleri Sonuçları Ovacık Altın Madeni'nde deneme üretimı ve perıyodik çevresel ölçümler devam efmektedır. Haziran ayında yapılan günlük ölçümlerın sonuçları tabloda özetlenmiştir. Olçüm Konusu SIYANUR Arıtma Çıkışı (Atık Havuzuna gırış) Atık Havuzu Gen Dönüş Suyu ARSENIK • Atık Havuzu ANTIMON - Atık Havuzu DEMIR - Atık Havuzu DİĞER AĞIR METALLER (Cıva, Kadmıyum, Kurşun Çinko, Bakır. Krom) HIDROJEN SİYANÜR GAZI Birım mg/lt mg/lt mg/lt mg/lt mg/lt mg/m 3 Ortalama Ölçüm Değeri 0,2 0,06 0,01 0,5'den küçük 0,03 0,001'den küçük 0 Çevre Bakanlığı Sınır Değeri 1 5 5 10 CıvaO,1 Kadmiyum 1 Kurşun, Krom 2 Bakır, Çınko 5 Liç tankı 10 Atık Havuzu Seddesi 5 Sağlık Bandı 1 Uluslararası Uygulama Sınırlama olmamakla beraber atık havuzuna boşaltımda sıyanür değerlerı 50-250 mg/iîdır Metaller ıçın atık havuzuna yapılan boşaltımda sınırlama yoktur Sınır değerler sadece çevreye yapılan boşaltımda uygulanmaktadır 8 saatlık ışgünü boyunca ışyerlennde maruzıyet sınırı Havaya siyanür emısyonu ıçın sınır değer yoktur Hayati tehlike sınırı 300 mg/m 3 Ovacık Altın Madeni'nde yapılan Haziran ayı ölçümlerınde; • Çevre Bakanlığı ve diğer yönetmelik sınırları hiçbir konuda (toz, gürültü ve patlatma dahil) aşılmamıştır. • Atık göletıne deşaq edılen INCO kımyasal bozundurma ünitesi çıkışı atık sudaki siyanür değeri, TÜRK GIDA KODEKSI'ndeki gıda maddeieri ve içecekler için 1 mg/tt sınır değerinin beşte birinden azdır. Dünya madencilik uygulamasında atık havuzuna boşalîım değeri 50-250 mg/lt'dır. • Atık havuzu suyundaki siyanür değeri ise Çevre Bakanlığı ve TÜRK GIDA KODEKSİ sınır değerinin yaklaşık yirmide biridir. • Tesis içinde ve atık havuzu etrafındaki havada hidrojen siyanür (HCN) gazı konsantrasyonu SIFIR olarak ölçülmüştür. Hidrojen siyanür için hayati tehlike sınırı 300 mg/m3 olarak venlmektedır. Atık havuzundan hiçbir koşulda zehirli gaz veya benzer gaz çıkması mümkün değildir. • Atık havuzundan çevreye herhangi bir deşarj yoktur, olmayacaktır. Bütün bu bilimsel ve teknik veriler - Ovacık Altın Madeni'nde yürütülen madencilik faaliyeti nedeniyle yöre halkının sağlığı ile suyu, toprağı ve havasının herhangi birtehlike altında olmasının mümkün olmadığını ispatlamaktadır. Ovacık Altın Madeni, Avrupa'da 16, ABD'de 126, Kanada'da 80, Avustralya'da 140 çalışan tesis arasında, dünya'daki mevcut en iyi teknolojiyi ve en yüksek çevre standartlarını yansıtmaktadır. Bu tesisin performansına erişebilecek tek bir tesis bilinmemektedir. Kamuoyu'na Saygılarımızla Duyururuz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle