Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17TEMMUZ2001 SA1
10 DUNYA VE TURKIYE
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Ecevit'in en doğpu yanlışı!
Ankara, Avrupa Biriiği yolunu "güç-
lü ekonomisi ile açacağına" inanı-
yordu. Türkiye'nin AB'ye üyelıği ko-
nusu, ekonomık bunalım ile birlikte
gündemden düştü.
Oysa Türkıye, ekonomik bunalım-
dan çıkıştaABD, Uluslararası Para Fo-
nu (UPF) ve Dünya Bankası dışında
AB'den de maddi ve manevi destek
sağlayabilırdi, Bu konuda Başbakan
Bülent Ecevit'e büyük gorev düşü-
yor. Ecevit'in gerek üyelik gerek bu-
nalımın aşjlması konusunda yoğun bir
biçimde AB başkentlerini dolaşma-
sı gerekirken, Ispanya dışında dış
seyahata çikmadığı biliniyor. Rabind-
ranath Tagor çevirisi, Sanskritçe
sevgisi nedeniyle birde Hindistan'a
giden Ecevit, her nedense Anka-
ra'dan ayrılamıyor.
Hetsinki Doruğu'ndan bu yana Hol-
landa veAvusturya'dan başka AB'den
de Türkiye'ye hıçbir başbakan gel-
medi. Gelecek olanlar da zıyaretle-
rini belirsiz tarihlere ertelediler.
Türkiye'nin bunalımını Avrupa'ya
anlatmak, Ekonomiden Sorumlu Ba-
kan Kemal Derviş'e düştü. Den/iş de
Vvashington-Ankara trafiğinden za-
man bulursa Avrupa başkentlerinde
kuyruğu kesik uçurtma gibi dolaşı-
yor.
Ekonomik sortınlar dışında Türki-
ye'nin anayasal reformlar yapması,
yasalannı bunlara uygun duruma ge-
tirmesi de AB'nin koşulları arasında.
Ancak, tam tersıne.. TBMM'den ye-
ni geçen yasalardaki anti-demokra-
tik kurallar anayasaya aykınlıklan ge-
rekçesi ile Çankaya köşkünde veto
yiyor. Denebilir ki Ecevit'in yaşamın-
da yaptığı en doğru yanlış Ahmet
Necdet Sezer'ı Cumhurbaşkanlığı-
na getirmesidir.
Çingene! Roman! Kıpti! Esmer!
Geçen yıl AB Tür-
kiye Büyükelçisi Ka-
ren Fogg ile söyleşi-
yorduk. Yakın bir ge-
lecekte Türkiye'de
"Çingene azınlığın
hakları ve sorunlan-
nın" AB'de gündeme
geleceğinı soylemiş-
ti. Gündem oluşma-
ya başladı...
Bağımsız Van Mil-
letvekiiiFethuilahEr-
baş, TBMM'ye bir
araştırma önergesi
vererek Çingenelerin
araşttnlması için ko-
misyon kurulmasını
istedi. Önergede Tür-
kiye'de 2.5 milyon
Çingenenin yaşadığı
öne sürüldü, "itilmiş-
liğin psikolojık ıstıra-
bı içinde oldukları"
belirtildı. "Roman,
dom, mutrip, poşa, boşa, karaçi,
abdal, esmer vatandaş, beyzade"
gibi aşağılayıcı kavramlardan yakı-
nıldı. Türkiye Çingene Derneklerı
adına araştırmacı yazar Mustafa Ak-
su Ecevit'e bir açık mektup yayım-
ladı. Çıngenelere yönelik resmi ya-
yınlardaki aşağılayıcı kavramlann kı-
nandığı mektupta, Türk Dil Kurumu
Sayımlar ile Milli Eğitim Ba-
kanlığı yayınlan eleş-
tirildi. Bu arada Çe-
ribaşı Mehmet Ali
Körükiü de Çinge-
nelerin daha iyı tanı-
tımı için kollan sıva-
dı.
Çingenelerin kö-
keninin Kuzey Hin-
dıstan'da olduğu,
buradan dünyanın
dört bir yanına yayıl-
dıkları bılinir. Günü-
müzde yalnızca Av-
rupa'da 6 milyon
Çingene bulunuyor.
Daha çok Roman-
ya, Bulganstan, Ma-
carıstan, Slovakya,
Çek Cumhuriyetı,
Ispanya, Türkiye ve
Ege yöresinde yo-
ğunlaşıyorlar.
Çingenelerin en
yakın dostunun AB olduğu bir ger-
çek. AB'nin genişlemeden sorumlu
yetkilısı Günther Vertıeugen, zi-
yaret ettiğı Slovakya'da nüfusun yüz-
de onunu oluşturan Çingenelerin
koşullarının düzeltilmesi için bu ül-
kede öngörülen projelere 10 milyon
dolar harcanacağını açıkladı. Darısı
bizim Çingenelerin başına!
Kırmtzı, yeşil, gri, lacivert pasaport!
Başanlı futbol antrenörü Fatih Te-
rim'e "diplomatikpasaport verilsin mi,
verilmesin m/"tartışması başladı. Ki-
milerine göre bu değerii spor adamı-
na, Milan takımı ile gıttiği ötekı ülke-
lerde pasaport kuyruklarında bekle-
meden geçebilmesi için "kırmtzı" renk-
li "diplomatik pasaport" verilmeliydi.
Kimileri deTerim'in herhangi bir Türk
vatandaşından farkı olmadığını, bir
ayncalığın tanınamayacağı göruşun-
deydiler.
Dilimize Batı dillerinden giren, "ka-
pı geçişi" anlamına gelen "passport
(pasaport)" herhangi bir ulusun, ken-
di vatandaşına verdiği bir "uluslara-
rası kimlik kartı"d\r. Pasaport sahibi
olmak, her ülkeye elini kolunu salla-
yıp girileceği anlamına gelmez. Gidi-
len ülkeye göre ilgili konsolosluklar-
dan bir "vize (olur)" alınmasını gerek-
tirir. Bu vize bile yeterli değildir. Vize
"kesin geçişi" sağlamaz. Gittiği ül-
kenin sıntr "/cap/"sında "geçiş" kara-
nnı veren son güvenlık yetkilisinin de
onayı gerekir. Sınır kapısındaki gö-
revli, vizesi bulunsa dahi kişiyi geldi-
ği ülkeye geri gönderme yet-
kisine sahiptir.
Avrupa ülkeleri, toprakla-
nnda yaşayan 3 milyonu aşan
Türkün serbest dolaşımını
durdurmak, yenilerinin geli-
şini önlemek amacıyla Türk
vatandaşlarına vize verme
konusunda her gün yeni so-
runlar çıkanyoriar. Eskiden
bir form doldurup iki fotoğ-
raf verip vize harcını yatır-
mak yeterliydi. Şimdi artık,
gidiş-dönüş uçak bileti, ban-
kada yüklü bir para birikimi-
nin kanıtlanması, ev ya da
arazi tapulannın gösterilmesi, meslek
kuruluşlarından üyelik belgesi getiril-
mesi gibi koşullar aranıyor. Bütün bu
belgeler verilse bile, ödenen vize har-
cı dahi geri verilmeden, vize başvu-
rusu ret edilebiliyor.
Diplomatik pasaport nedir? Ulus-
lararası anlaşmalar gereği, yabancı
diplomatJann bir ülkede görev yapma-
lannda tarnnan bir "dokunulmazlık" ztr-
hıdır. Karşılıklı tanınan bir ayncalıktır.
Bu pasaportun sağladığı dokunul-
mazlık ancak görev yapılan ülkede, gö-
rev süresi ile sınıriıdır. Bir başka ülke-
de bu pasaport sahibi bu hakka sa-
hip değildir. Genelde Türkiye'de, ren-
gindendolayı "kırmtzıpasaport" ola-
rak bilinir. Pasaportun rengi yabancı
sınır kapılannda hiçbir anlam taşımaz.
Çünkü bazı ülkelerin olağan pasa-
portlan kırmızı, yeşil, gri ya da lacivert-
tir. Önemli olan pasaportta yazılı olan
"diplomat" kavramıdır. Bu pasaport
Türkiye'de iki gruba veriliyor. Birinci-
si yurtdışında sürekli görev yapanla-
ra görev süreleriyle sınırlı, ikincisi ise
yurtdışında iki hafta süreyie görev ya-
pacak yüksek düzey devlet görevli-
lerine de geçid olarak veriliyor. Terim'e
verilmesi istenen pasaport budur.
Eğer böyle bir olanak sporcular için
geçeriı ise Terim'den daha başanlı
olan, örneğin Naim Süleymanoğ-
lu'nun hakkı neden yendi acaba?
Anımsanacağı üzere UNESCO, sa-
natçı-yazar Zülfü Livaneli'yi görev-
lendirdığinde basınımızda kendinden
"büyükelçi" diye söz edilmiş, "kırmı-
zı pasaport" verilmesi gerektiği yazıl-
mıştı. Livaneli, bir Türk "büyükelçisi"
ya da "diplomat"! olmadığı için böy-
le bir ayrıcalık söz konusu değildi. Kı-
sa bir süre önce yüksek vergi ödeyen
43 bin kişiye de "kırmızıpasaport" ve-
rilmesi gundeme geldiğinde, yaban-
cı basın Türkiye ile alay etmişti. Bazı
ülkelerin Türk diplomatlanna da vize
koyma hazırlığına girmelerinde bu
egilim ile birlikte Alaattin Çakıcı'nın
Fransa'da yakalandığında üzerinde
"diplomatikpasaport" bulunması da
etkili olmuştu.
Terim'e "diplomatik" pasaport öne-
renler en önemli noktayı da gözden
kaçınyortar. Eğer, Terim böyle bir pa-
saporta sahip olacak olur-
sa, Italya'da hiçbir biçimde
"antrenörlük" yapamaz.
Çünkü, diplomatik pasa-
port sahipleri o ülkede baş-
ka bir işte çalışamazlar. Ne
Tenm ve ne de Milan takı-
mı düşüncesizce yapılmış
bu öneriyi kabul ederier.
Basınımız bu konuda da
pek çok şeyi kanştırıyor.
Pasaportlann rengi, gidilen
ülke için değil Türkiye'den
giriş-çıkışlar için önem ta-
Terim ş ı r Y e ş i l
Pa s a
Po r t
- devletin
1 -2-3. derece memurianna
ve yakınlanna venlir. 200-500 bin ara-
sında yeşil pasaport verildiği söyle-
niyor. Ânımsanacağı üzere Maiatyas-
por'un eski başkanı Nurettin Güven,
ingiltere'de uyuşturucu kaçakçılığın-
dan yakalandığında üzerinden "yeşil
pasaport" çıkmıştı. Üçüncü tür pasa-
portlar "gri" renklidir. Devletin yurt dı-
şına gönderdiği hizmet sınıfı perso-
neli ile ailesine verilir. HerTürk vatan-
daşına belirii bir süre için verilen pa-
saportlar ise laciverttir.
Bu arada, medyamız büyükelçi, el-
çi, temsilci, başkonsolos, konsolos,
muavin konsolos ve fahri konsolos gi-
bi kavramlan da çok kolay kanştırıyor.
Geçenlerde birgazetemiz, eski Was-
hington muhabiri ve şu anda Mona-
ko'da yaşayan birmeslektaşımızı "fah-
ri konsolosluktan başkonsolosluğa"
yüksettmişti. Dışişleri ve Içişleri bakan-
lıklanna önemli bir görev düşüyor. Pa-
saport yasasında günün koşullanna
göre degişiklik yapılmalıdır. Başka ül-
kelerde olduğu gibi "tek renk" pasa-
porta gidecek, pasaport taklidini ön-
leyici çağdaş yöntemleri devreye so-
kacak çalışmalara başlanmalıdır.
Elmek: oacar(« superonline.com Fax: 0312. 442 79 90
Avrupa küresel ısınmaya karşı son çare olarakgörülen anlaşma için kollan sıvad
yoto'ya yapay solımıım
Dış Haberier Servisi - Bilim adam-
lan tarafindan küresel ısınmarun yıkı-
cı etkilerinin durdurulmasında son ça-
re olarak görülen Kyoto Protokolü'nün
"kurtanlmasına" yönelik görüşme-
ler dün Almanya'nm Bonn kentinde
başladı. BM Uluslararası Küresel Isın-
ma Konferansı 'nda 1997'de imzalanan,
ancak ABD başta, bazı ülkelerin kar-
şı çıktığı Kyoto Anlaşmasrrun uygu-
lanma koşullan ele alınacak.
180 ülkeden temsilcinin bir araya ge-
leceği ve 12 gün sürecek konferans-
ta, ABD ile Avrupa'nın bir anlaşma-
ya varmasınm düşük bir olasılık oldu-
ğu belirtiliyor. Konferans'ta "kffitrol"
oynayan Japonya'nın tutumu da Av-
nupa ülkeleri tarafindan eleştiriliyor.
Kyoto Protokolü'nün geleceği, ABD
Başkanı GeorgeBush'un, geçen mart
ayında Kyoto Anlaşması 'nı "tamamen
eksik" bulduğunu ve anlaşmayı onay-
lamayacağını açıklamasınm ardından
tehlikeye girmişti. Dünyanın en çok kir-
lilik üreten ülkesi olan ABD, Kyoto An-
laşmasf nın haksız olduğunu belirtmiş-
ti. ABD'nin Greenpeace gibi çevre ör-
gütleri tarafindan büyük tepki toplayan
bu açıklamalanndan sonra, başta kon-
feransın ev sahibi Almanya olmak üze-
Kişi başına düşen C02emisyonu (ton-1998)
20.1 +%3
Singapur*
Avustralya
A 1990'dan sonrakı
~ değışım
19.9 +%54 7
1990'daki CO2 üretiminin
16.9 +%9 4 yürde olarak payı
(Kyoto Protokolünûn temel aktığt
ABD
Avrupa 24%
"Kyoto'yu kabul etmedı
re Avrupa ülkelen, protokolü yürürlü-
ğe sokmak için 55 sanayileşmiş ülkenin
katılımınj sağlamaya çalışıyor.
Bonn zirvesinde Japonya'nın, ABD
olmadan '^•ola de\am etmeme" tavn ise
tepki topluyor. Japonya Başbakanı Ju-
niçiro Koizumi, geçen hafta yaptığı
açıklamada ABD ve AB arasındaki gö-
rüş aynlıklan nedeniyle Bonn'daki kon-
feransm sonunda bir anlaşmaya vanl-
Lvrupa ülkeleri,
sera etkisine yol
açan gazlann
salınımını önleyen
anlaşmanın
yürürlüğe girmesi
için mücadele
ediyor. Japonya ise
anlaşmaya
uymayacağını
açıklayan ABD'yi
bekleyeceği
mesajını verdi.
masını bekiemediklerinı, bu nedenle,
ABD onaylamadan Kyoto Anlaşma-
sı'nı imzalamaya niyetleri olmadığını
bildirmişti.
Avrupa ülkelerince durumdan fayda-
lanmaya çalışmakla eleştırilen Japonya.
görüş birliğine kasım ayında Fas'ıa va-
nlmasını beklediklerini de belirtırken.
anlaşmayı imzalamaya söz verdikleri
2002 tarihinin ileri atılabileceğini de
ifade etmişti. Alman Çevre Bakanı Ju
ergen Trittin Japonya'nın bu tutumu
nu, "Kyoto Protokolü'nün hem doğu-
muna hem de Bonn'da defnineyardırr
etmek" şeklınde yorumladı.
50 VTİda sıcakhk iyice artacak
BM Kalkınma ProgTamı başkanı
Klaus Toepfer geçen pazar yaptığı
açıklamada. acilen önlem aluımazsa.
sıcaklıkta. gelecek 50 yıl içinde 1.4-
5.8 derece arasında bir artış görüle-
ceğini belirtmişti. Toepfer, bu ciddi so-
run karşısında birtakım ülkeleri "ben-
cücedavTanmakla" eleştirirken, Bonn
zirvesine katılacak liderleri Kyoto
Protokolü'nü kurtarmak için ellerin-
den geleni yapmaya çağırdı.
Konferans Başkanı Jan Pronk da 19
Temmuz Perşembe günü başlaması
öngörülen konferansın, "dahafazla ha-
reketlüık sağlamak amacıyla" öne alın-
dığını açıkladı.
Küresel ısınma konusunun önümüz-
deki hafta Cenova'da yapılacak olan G8
zirvesinde de tartışılması bekleniyor.
12 gün sürecek olan Bonn zirvesinin
çevreci protestolara sahne olması bek-
leniyor. Polis yetkilileri bu konuda ge-
rekli önlemleri aldıklannı açıkladılar.
'Çözüm Keşmir'den geçiyor'
Pakistan Devlet Başkanı: Hindistan'la temel sorunumuz bu
ftş HaberierServisi-Pakıstan De\ -
let Başkanı FervezMüşerref ile Hin-
distan Başbakanı Atal Behari Vac-
payi arasında Hindistan'ın Agra ken-
tinden yapılan, "zorlu" zırve dün
"sonuçsuz" olarak sona erdı.
Zirvenin son gününde, Pakistan
Devlet Başkanı Müşerref, ıkı ülke
arasında 50 yıldır süregelen düş-
manlığa son verrnek amacıyla 3 aşa-
malı Bir mekanizma kurulmasını
önerdi. Müşerref, Hint basınına ver-
diği demeçte, 2 yıllık suskunluk dö-
neminin ardından görüşmelerin ye-
niden başlamasıyla mekanızmanın
ılk aşamasının aşıldığmı belırttı. Mü-
şerref, "İkinci aşama, Keşmir soru-
nunun çözülmesi gercken ana sorun
olduğunun kabul edilmesidir" dedı.
Müşerref ıkıncı aşamanın aşılabıl-
mesi için Hindistan'ın " 50 vıllık
düşmanlığa son vermek için Keş-
mir'in, sonınlann merkezinde yer
aldığuu anlaması gerekir" diye ko-
nuştu.
Hındistan ve Pakistan arasında-
kı ılk zirvenin bir anlaşmaya van-
lamadan sona erdiğı bıldınldi. Pa-
kistan enformasyon sekreteri En-
ver Mahmud, görüşmelenn çık-
maza gırmesı ardından, Müşerref
veyanındaki heyetinPakistan'aek
için Agra kentindeki havaalanına
hareket ettiğini söyleyedi. Hindis-
tan Dışışlen Bakanlığı sözcüsü Ni-
rupama Rao da Vajpayii ve Mü-
şerref arasıdakı zirvenin, aralannda
Keşmir sorunu da olmak üzere bir
dizi konuda anlaşma olmaksızın so-
na erdiğini söyledi.
Zirvenin başladığı 4 Temmuz'dan
bu yana ise Keşmır'de çatışmalar
sürüyor. Zirve sürecinde meydana ge-
len çatışmalarda 60'dan fazla kışı
öldü. Müşerrerin ziyareti protesto edildi REUTERS)
DÜŞLEDİĞlNtZ TATİL
GERÇEK OLUYOR!
Ağahan Mımarlık Ödüllıj Akyaka \öresınde 1 ürk m1ma^^ı ile Batı
konforunun benzersız brrl£^ımı.
GÖKOVA, dunya guzelı bır belde
Bır yanda çam ağaçlan. bır yanda masmaM bırdenız Bu/ gıhı ka\nak
sulan arasında doğa ile has başa bır dınlence
Bu dınlence yennın adı YL'CELEN HO TE1
• Denıze sıfır • Denız ve ormafl manzaralı • O?el plaılı
Yatak sayısı 220 Odalannda klıma. merkezı ısıtma. mınıhar, dırekt <,'kı»lı
telefon. Balkon. saç kurutma makınesı ve ozel banyo mevcut
• Genış yuzme hav uzu • Cocuk hav uzu
• Çocuk parkı
Spor aktıvıtelerı
• W ındsurf • Tenıs • Masatenısı • Mını futbol • Bılardo
• Joggıng • Bısıklet • Kano
Genış rnekân içinde hav uz bar. >ahıl bar. loby bar
ÖNEMLİ NOT Oksıjen ve lyot zengını YÜCfcLFN OTEL astım ve
guatr hastaları ıçın de önenlen bır sa|lık merkezıdır
Rezervasyon ve daha fazla bilgi için:
Tel: 0252-243 5434 - 243 5108 Fax: 0252 - 243 5435
e-ınıil:gokova(a yucelen.com.tr http://wn~n.yucekn.coni.tT
Okurlar bihr, O hep vardı... Yıllarca
18 süregelen dinlence alışkanlığı...
'ARTEMÎS
ÖREN
TATİL KÖYÜ'
^rtemı-, Patıl Kovtı. '0 000
m2'lıkbıralandadenızınhemen
kıyısındakumlmu^iur i]2stan-
u
a.. ^viA »w 6 auıt, toplam 245 yatak kapasıtesı. peyzaı duzenlemesıv-
le ünlu, rengârerık çıçeklenn kokulannı yaydıöı tatıl kovumuzde tüm
odalarda balkon. dırekt telefon, ^ kanal muzık vavını ve mını bar. ıs-
teğe baglı TV mevcutrur Alışvenş \apmak ıstevenler mını çar^ımız-
dan yararlanabılırler Mını çım futbol. basketbol. plaj volç\bo!u ^aha-
lan. masatenısı. tenıs ve bılardo. ıdeal bır olanak sunuyor Çocuklar.
^rtemıs Tatıl Köyü'nde oyuna ve eğlence>e dovacaklar Çcxuk ha-
\Tizu, çımle kaplı o>un parkı. van açık atan salonumuzonlara güven-
lı ve neşelı ortam sunuyor Kahvaltı ve akşam yemeklennde tatıl ko-
yumuzün açık bufesı her zevke uvgun. Turk ve dünva mutfağından
zengın seçenekierle karştnıza çıkıyor \ la Carte Restaurant. Kateter-
va. Snack Bar ve Havuz Bar gunün her saatı hızmetınızdedır l\ı ve
mutlu brr latıl geçırmenız dıleğı> ie
TEMMIZ2001
Kışı başı Y P 30.000 OOO - , 3.kışı 20 000 000
" G ü n b o j u Animasyon" \e "Canlı Müzik"
* Yukandakı fiyatlara açık bufe kahvaitı akşaın vemeğı dahıldır
* 0-6 >aş çocuklar ücretsız
* 7-12 yaş çocuklar "'«50 ındınm.
.\rtemıs Oren Holıday Resort, Oren - Burhanıye
Tel 0 266 416 37 76(pbx)Faks 0 266 416 12 26
Web Page vvvvvv artemıs gen tr
ST. NICHOLAS PARK OTEL***
"Doğanın Özunde Tatil"
ÖLÜDENlZ-HlSARÖNÜ'nde
restoran, bar, (1 'i kaydıraklı) 2 havuz,
açık büfe kahvaitı, hamam, bilardo,
TV salonu, mini market, çam ağaçlarıyla çevrilı, dost
bir ortamda tatil
yapmak isteyenler için
"Cumhuriyet okuıianna % 10 indirim"
0-6 yaş ücretsiz, 6-12 yaş % 50 indirim.
Rez. Tel: 0-252 -6166353/6166356
Faks:0-252-616 63 55
Normandy Madencilik A.Ş.
Ovacık Altın Madeni
Haziran 2001 Çevre Öiçümleri Sonuçları
Ovacık Altın Madeni'nde deneme üretimı ve perıyodik çevresel ölçümler devam efmektedır.
Haziran ayında yapılan günlük ölçümlerın sonuçları tabloda özetlenmiştir.
Olçüm Konusu
SIYANUR
Arıtma Çıkışı
(Atık Havuzuna gırış)
Atık Havuzu Gen Dönüş
Suyu
ARSENIK • Atık Havuzu
ANTIMON - Atık Havuzu
DEMIR - Atık Havuzu
DİĞER AĞIR METALLER
(Cıva, Kadmıyum, Kurşun
Çinko, Bakır. Krom)
HIDROJEN SİYANÜR GAZI
Birım
mg/lt
mg/lt
mg/lt
mg/lt
mg/lt
mg/m
3
Ortalama
Ölçüm Değeri
0,2
0,06
0,01
0,5'den küçük
0,03
0,001'den küçük
0
Çevre Bakanlığı
Sınır Değeri
1
5
5
10
CıvaO,1
Kadmiyum 1
Kurşun, Krom 2
Bakır, Çınko 5
Liç tankı 10
Atık Havuzu
Seddesi 5
Sağlık Bandı 1
Uluslararası Uygulama
Sınırlama olmamakla beraber
atık havuzuna boşaltımda
sıyanür değerlerı 50-250
mg/iîdır
Metaller ıçın atık havuzuna
yapılan boşaltımda sınırlama
yoktur
Sınır değerler sadece çevreye
yapılan boşaltımda
uygulanmaktadır
8 saatlık ışgünü boyunca
ışyerlennde maruzıyet sınırı
Havaya siyanür emısyonu
ıçın sınır değer yoktur
Hayati tehlike sınırı
300 mg/m
3
Ovacık Altın Madeni'nde yapılan Haziran ayı ölçümlerınde;
• Çevre Bakanlığı ve diğer yönetmelik sınırları hiçbir konuda (toz, gürültü ve patlatma dahil)
aşılmamıştır.
• Atık göletıne deşaq edılen INCO kımyasal bozundurma ünitesi çıkışı atık sudaki siyanür değeri, TÜRK
GIDA KODEKSI'ndeki gıda maddeieri ve içecekler için 1 mg/tt sınır değerinin beşte birinden
azdır. Dünya madencilik uygulamasında atık havuzuna boşalîım değeri 50-250 mg/lt'dır.
• Atık havuzu suyundaki siyanür değeri ise Çevre Bakanlığı ve TÜRK GIDA KODEKSİ sınır
değerinin yaklaşık yirmide biridir.
• Tesis içinde ve atık havuzu etrafındaki havada hidrojen siyanür (HCN) gazı konsantrasyonu
SIFIR olarak ölçülmüştür. Hidrojen siyanür için hayati tehlike sınırı 300 mg/m3
olarak venlmektedır.
Atık havuzundan hiçbir koşulda zehirli gaz veya benzer gaz çıkması mümkün değildir.
• Atık havuzundan çevreye herhangi bir deşarj yoktur, olmayacaktır.
Bütün bu bilimsel ve teknik veriler - Ovacık Altın Madeni'nde
yürütülen madencilik faaliyeti nedeniyle yöre halkının sağlığı
ile suyu, toprağı ve havasının herhangi birtehlike altında
olmasının mümkün olmadığını ispatlamaktadır.
Ovacık Altın Madeni, Avrupa'da 16, ABD'de 126, Kanada'da 80, Avustralya'da 140 çalışan tesis
arasında, dünya'daki mevcut en iyi teknolojiyi ve en yüksek çevre standartlarını yansıtmaktadır.
Bu tesisin performansına erişebilecek tek bir tesis bilinmemektedir.
Kamuoyu'na Saygılarımızla Duyururuz.