25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MHAZİRAN 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Vurda yolculuk Devlet Bakanı Fikret Ünlü, iki yıldır unutulmaya yüz tutmuş bir dayanışma ve gençleri Ir ucaklama tasarımına öncülük ediyor: "Ulusal Gençlik Kampları." Bu yıl kamplar, Adıyaman'dan Balıkesir'e, Denizli'den Gaziantep'e, Malatya'dan Van'a, Zonguldak'a değin 44 ilde düzenleniyor. Gençler, 10 gün boyunca gidecekleri yöreleri dolaşacaklar, spor yapacaklar, gönüllü olarak çsvre düzenlemesine katılacaklar, okul boyayacaklar, yol, çeşme, köprü yapımına yardımcı oıacaklar. Kamplar boyunca konaklama ve yemek gereksinimleri kamp yönetimleri tarafından karşılanıyor. Kamplara kayıt ücreti ise 15 milyon lira. Gençler, Türkiye'nin en derin ve en temiz gölü Burdur'daki Salda Gölü'nü gördünüz mü? Behramkale'ye gittiniz mi? Gıresun'un yaylalarındaki serin havayı içinize çektiniz mi? Van'daki Muradiye Şelalesi'nin gökkuşağına dönüştüğünü izlediniz mi? Işte, size önemli bir olanak! Arayın Devlet Bakanlığı'nın "312-417 11 24" numaralı telefonunu ya da girin "www. genckamp. org " adresine, yurdunuza yolculuk için yer ayırtın! ISIK KAÎVSU Maliye Bakanlığı yok sayılıyor Sayıştay, bundan birkaç yıl önce devletin borçlarının tam olarak hesa- bının tutulamadığından yakınan bir rapor hazırlamıştı. Ne zaman, 150 yılı aşkın geçmişe ve deneyime sahip Maliye Bakanlı- ğı'nın yetkileri Turgut Özal tarafından parça parça edildi, o günden bugü- ne devlet; hesabını, kitabını bilemez, çıkannı tartamaz oldu. Maliye Bakanlığı'ndan Hazine aynl- dı, Kamu Finansman Genel Müdürlü- ğü, KİT Genel Müdürlüğü, Dış Ekono- mik Işler Genel Müdürlüğü aynldı. Amaç belliydi: Hukuksal, kamusal görev ve sorumluluk bilinciyle hareket etme geleneğini temsil eden Maliye Ba- kanlığı'm "Bürokrasiye boğulmaya- lım" teranesiyle işlevsizleştirmek; ye- rine "neo-Hberal" politikalan kural, hu- kuk, şu, bu dinlemeden bir çırpıda gerçekleştirecek, IMF ve Dünya Ban- kası gibi odaklann istemlerine "zonuk" çıkarmadan anında uyum sağlayabi- lecek biryapı oluşturmak... Yani, Maliye Bakanlığı'nın karşısına, başına oturtulan prenslerle ve "küre- sel" gelişmelere anında olumlu tepki, yansı verebilecek kadrolanyla "Hazi- ne"yi koymak. Bu amaçlarında başanlı da oldular. O Hazine kadrolan ki, gün geldi "Çok Taraflt Yatınm Anlaşması" (MAI) Fran- sa, Kanada gibi gelişmiş ülkelerce kı- yasıya eleştirilirken "Hemen imzalaya- lım, treni kaçırmayalım" dediler. Gün geldi, teslimiyetçi niyet mektuplannı "bürokratikengellere çarptırmadan" ve "elleri titremeden" yazıverdiler. Maliye Bakanlığı'nı küçültmek, hat- ta deyim yerindeyse "küçûk düşür- mek" için bu da yetmedi. Yeni vergi yasa tasansı hazırlama işi; koskoca ör- gütü, halka "salma" yapılırken uygu- lamanın artısını, eksisini enine boyu- na düşünecek uzmanları ile Maliye Bakanlığı dururken Başbakanlık Müs- teşarı'na verildi. Hem de Maliye Ba- kanlığı'nın teşkilatyasasındaki "Hertür- lü gelir, gider işlemlerine ait kanun ta- sanlannı ve diğermevzuatı hazıriamak veya hazırlanmasına katılmak" hük- mü ortadayken. Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakan- lığı, ne yazık ki, bugün bir vergi daire- si konumuna indirgenmiştir. Hatta ken- disine sorulmadan konulan vergileri, yine kendisine sorulmadan yapılan borçları kapatmak için toplayan bir muhasebe bürosuna... CHP kurultayı bugün başlıyor. CHP'den aynlmış olanlara soruyoruz, "Ne olur?" diye. Ortak ifade çok kesin: "Hiçbir şey değişmez." Ne açıdan? "CHPaçısından, hem de btdm hedeflerimlzbatomın- dan." Erdal Inönü'nün etrafın- da kümelenmeye çalışan "yeni oluşumcular", eylül ayını bekliyortar. Aşağı yukarı bir takvim Gözler kurultayın üstünde de var akıllarında. Fikri Sağlar, Mayıs 2002'den sonra bir erken seçimin ka- çınılmazlığı üzerine kuru- yor kurguyu: "Ecevit, iktidann alter- natifı olmadığını söylüyor. Oysaalternatifi seçimdir, o da Mayıs 2002'den sonra- dırbüyükolasılıkla. Buyüz- den biz biraz rahat hare- ket ediyoruz. Eylül ayından itibar&n partiyi kurarsak, en geç ocak ayı içinde kurul- tayımızı toplar, seçimlere gireriz." Sağlar'a, solda parti ara- yışlarının tek olmadığını anımsatıyoruz. Yorumunu aktarıyor. "Herkesin Erdal Inönü'yü beklediği bir gerçek. Yani çeşitli arayışlar, bu konuda bir uzlaşma içinde. Birbaş- ka uzlaşı da şu: Herkes rüt- belerini bırakacak. Herkes nefer, eşitolacak, ortakakıl öneçıkacak. Yenioluşum- da yeni bir siyaset anlayışı sergilenecek. Alışkanlıklar, hastalıklar yeni yapıya ta- şınmayacak." CHP kurultayı bugün başlıyor. Tersi söylense de, bek- lentiler farklı olsa da, aslın- da solda her arayışın gö- zü, CHP kurultayının so- nucunun üstünde. SSIZ ODA YAZILARI EDAT ÖZDEMtROĞLU inemanın Yeni Starları! ^zelleştirmeden Sorumlu wlet Bakanı Yılmaz Kara- ıyunlu ile Türk sineması- ı "Sultan"\ ve de Nazan »ray'ın ablası Türkan Şo- y, aynı filmde oynayacak- mış. Tomris Giritiioglu nun netecegi "Güz Sancısı" ad- ılm için önümüzdeki eylül- kamera karşısına geçe- k olan Karakoyunlu, "Tür- n Hanım, hanımefendiliği- , sanatçılığına hayran ol- ğum bihsidir. Ben 3'üncü hanmıyaşarken, 2'nciba- nndaki birisiyle oynamak edim" demiş. Tam da ey- de çekilecek olan "Güz ncısı"n\n 12 Eylül'le ilgisi r mı bilmiyorum ama.. Ka- <oyunlu-Şoray çifti, politi- -sinema yakınlaşmasının < örneği değil! Gizli yürütü- i projeleri sizin için araştır- •n! Işte sinemamızın yeni ılitik starları: • Kamer Genç-Banu Al- m: İki ünlü sima "Çiçeğinim, ıla Beni" adlı filmde bulu- cak. Kamer Genç, bir es- şampiyon boksörü, Banu <an ise tekvandocu bir genç ı\ canlandıracak. ikilinin or salonunda başlayan aş- seri cinayetler işleyerek ınyayı dolaşmalarıyla de- m edecek! • Mail Büyükerman-Ha- ca Avcı: "Karla Kanşık Fır- \a" adlı filmde oynayacak an Büyükerman'ı bir oto ılerisi sahibi rolünde izle- ceğiz. HarikaAvcı isesah- çek-senet işlerinde uzman r vamp kadını canlandıra- ık. Senaryoda Mail Büyü- rman için diyalog yazılma- ıcak, "sanatçı" kendi iste- /le doğaçlama konuşacak! löbetçi Noter Gecenin geç saatlerinde ı da sabaha karşı çalışır- ın, bir fikir geldi aklınıza. ırlak bulduğunuz bu fikri, rtere onaylatmak istiyorsu- ız ama.. o saatte noter el- stte kapalı. Sabahı bekleye- iksiniz. Ama sabahı bekle- ek istemiyor ve "Bu fikir m saatlerde, başkalannın ı aklına gelirse" diye kay- KalbJmizi yakan tarih: 2 Temmuz Bir yobaz katjiamında Sıvas'ı döküldü Türkiye'nin niç onarıtmayacak o zamandan beri dünyanın otuz yedi yıldtzîı tek otelidir Madımak • Abdullah Gül-Lafe Man- sur: "Şahaneydi O Üç Gün" adlı filmde Abdullah Gül, kla- sik müziğe tutkun bir şofben tamircisini, Lale Mansur ise Zuhal Olcay'ı canlandıracak. Gül'ün "Ne kursak kapatılı- yo, bari bir mesleğimiz daha olsun darda kalırsak" düşün- cesiyle bu projeyi kabul etti- ği öğrenildi. • Enis Öksüz-Deniz Ak- kaya: Öksüz'ün bir açık de- niz kaptanını, Akkaya'nın ise denizkızını canlandıracağı fil- min adı "Adalarda Zalim Var!" Filmde kaptan, âşık olduğu denizkızını amelıyat ettiripya komple kız ya da tamamen balık yaptırabilmek için kirli iş- lere karışıyor. Senaryonun son hali için Devlet Bahçe- li'nin onayı bekleniyor! • Yaşar Okuyan-Gülben Ergen: Ünlü "Love Story" f\\- minin yerli versiyonu olacak film "Merhaba Televole"adı- nı taşıyacak. Ikili, bu film dı- şında "Marziye" adlı dizinin yeni bölümlerinde de beraber olacaklar. Kadir tnanır'ın Okuyan'ı sert bir dille eleştir- mesi bekleniyor. • Tansu Çiller-Salih Gü- ney: Filmtn adı "Dolgun Ma- aş!" Çiller, hafızasını kaybet- miş bir modacıyı, Güney ise gizemli bahçevanı canlandı- racak. Kayıp hafıza rolünde ise Meral Akşener'i izleye- ceğiz. • Kemal Derviş-Hülya Av- şar: Bo Derek'li "10" filmi- nin versiyonu "9.5 Ay" adını taşıyacak. Filmde Derviş ken- di sesiyte şarkı da söyleyecek: "Bütün kabine kızarbana/Bu adam hep çalışırmı/Bu adam hiç düşünmez mi?!" gılanıyor ve derhal sokağa çıkıyorsunuz. Bir nöbetçi eczane bulu- yorsunuz. Fikrinizin ve adını- zın yazılı olduğu kâğıdı, kim- liğinizle birlikte eczacıya gös- teriyorsunuz. O da vergi mü- kellefi olduğunu size ispatlı- yor ve vergi numarasını ek- leyerek, kâğıdınızı imzalıyor. Yani, vergi mükellefi nöbet- çi eczacı, o saatte "nöbetçi noter" işlevi görüyor! Siz de aklınızın ıştğını yasal güven- ceye kavuşturmanın rahatlı- ğını yaşıyorsunuz! O imza, her yerde geçerli sayılıyor. Tüm bunlar saçma gelmiş olabilir. Ama ABD'de böyle bir uygulamanın olduğunu tele- vizyoncu Doğan Somer'den öğrendim. llginç bulduğum için, sizinle paylaşmak iste- dim. lahçeşehir-Boğazköy'de inşaatı devam eden Basın Emekçileri Looperatifi'nde 95 m2 'lik daire hissemi devretmek istiyorum. Tel: 0535 941 05 86 Şile Ahmetli Köyü'nde kooperatif inşaatı devam eden doğa ve deniz man- zaralı triplex villa hissemi devretmek istiyorum. Tel: 0535 556 90 59 Ufuklu hekim kongpesi TürkTabipleri Birliği'nin bugün başlayacak olan 50. Büyuk Kong- resi'ne sunulacak olan çalışma raporunda, bugünkü iktidar ta- rafından 2001 'de açıklanan "Ulu- salProgram"\n gıriş kısmındayer alan "Türkiye'nin özellikle son 20 yıldır pazar ekonomisini uygula- mada çok başanlı bir çizgi yaka- ladığı görülmektedir" irdelemesi alıntılanmış ve özetle şöyle denil- miş: "Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durum, alıntıladığımız 'özellikle son 20 yıldır çok başa- rılı' birbiçimde uygulanan politi- kalann sonucudur. Bu politıkalar sonucunda Türkiye'de artık top- lanan vergilerborçlann faiziniöde- meyeyetmemektedir. Halkın alım gücündeki gerileme, eşitsizlikler. işten çıkarmalann ve işsizliğin ulaştığı boyut ise herkesçe ya- şanmaktadır." Belki de bu yüzden, TTB Bü- yük Kongresi'nin yarınki bölümü "2000-2020 sürecınde nasıl bir dünya, Türkiye, sağlık, tıp ortamı öngörülebilir, oluşturulabilir?"baş- lıklı bir tartışmaya aynldı. Arala- rında gazetemiz yazarı Ergin Yıl- dızoğlu. son donemde yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitliksizler- le ılgili çarpıcı araştırmalarıyla dik- kat çeken araştırmacı Mustafa Sönmez, Türkiye Teknolojı Geliş- tirme Vakfı'ndan Aykut Göker ve alanlannda kendilerini kanıtlamış hekimler, bilim insanları, tabiple- ri bugünden gelecek 20 yıla doğ- ru bir ufuk turuna çıkaracaklar. "Yeni sağ"ın resmi ideolojı ola- rak dayatıldığı bir donemde, keş- ke tüm demokratik kitle örgüt- lerinin genel kurulları da böyle ol- sa... HAYYANLAR ISMAIL GÜLGEÇ igulgecCg yahoo. com KÎM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak a turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMİH POROY semihporoyuı yahoo.com TARÎHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 30 Haziran SOYUZ'DA ÖLÛMJ. 19*1 'DE 8UGÜK1, SOVYETLER 8/£Ltğ/ 'UÎM HA- Z'RAN BAŞINDA U2AYA GÖAJPEgUU/f OLÛÜ&J ~SOYUZ it *V*e4C/, PÖMÜÇ YOLUA/M ÖNEM- Ç , &EORG* DOSROVOLS/EY, VLADISLAV YOUCDV . SOYUZ tl, SM-Y t££N£TL£A/MlŞr/. PÖMÜÇ Ş , Ç ANÎ S//S &AS/MÇ OÛŞM&C/ OLMUf, Su AÇM/fT/ / ' BA GORUŞ EMIN GLRSES ABtrninMoşeviç Hesah Miloşeviç, VVashington'ın ıstediği gibi Lahey'deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi önüne çıka- rılıyor. Yugoslavya'ya Batılı ülkelerce yardım kararı- nın görüşülmesinden bir gün önce böyle bir karar alı- yor Belgrad yönetimi. Başbakan Cinciç, Batı'yla iş- birliği yapılmazsa ülkelerinin daha kötü sonuçlara katlanması gerekeceğini ileri sürerek Miloşeviç'in La- hey'e gönderilmesine onay vermiş, Devlet Başkanı Kostunitça ise ileride doğabilecek eleştirilerden kur- tulmayolu olarak Anayasa Mahkemesi'nin karan bek- lenmeliydi, şeklinde bir açıklama yapmayı uygun bul- muştur. Batı'nın desteğiyle Miloşeviç yönetimini devirip yö- netıme gelen Vajislav Kostunitça, Miloşeviç'in Fe- deral Anayasa Mahkemesi'nin karan beklenmeden Lahey'e gönderilmesınden rahatsız olduğunu ifade etmek zorunda, fakat olanlardan Miloşeviç'in sorum- lu tutularak geçmişe bir sünger çekmekfırsatının de- ğerlendirilmesinden de memnun. Prof. Şute Kut'un da belirttiği gibi Sırp yönetimi, Miloşeviç'ı tesJim etmekle hem Batı'dan gelecek 1 mil- yar doları almayı hem de geçmiş uygulamalardan doğan suçlamalardan sıyrılmayı hesaplıyor. Izzetbe- goviç de Sırp halkının bu şekilde sorumluluktan kur- tarılacağını ifade ediyor. Miloşeviç'in Lahey'e gönderilmesinde 1 milyar do- lar yardım sözünün etkısı olduğu kadar, Belgrad yö- netıminin uluslararası kamuoyunda suçluları koru- yan olarak gösterilme çabası doğrultusunda yapılan yoğun propaganda karşısında yenik düşmesinin ro- lü de yüksektir. Çatışmaların sürdüğü donemde birçok ABD'Iİ ve AB'lı yetkili, Miloşevıç'le çatışmaların durdurulması için görüşmüştü. Yugoslavya'daki iç çatışmalarda on binlerce ınsan ölürken ortalığın durulmasını bekleyen- ler, şimdi aynı Miloşeviç'i insanlığa karşı suç işlemek- le suçluyorlar. Bu kavram da, insanı müdahale kav- ramı gibi moda haline geldi. Batı'nın kendilerine kar- şı gelenleri tasfıye yetmek için uluslararası kamuoyu- nu yönlendırmelerine yardımcı oluyor bu tür kavram- lar. Türkiye'de Üniversitelerarası Kurul'un pek önem verdiği Batı'daki bazı 'indeksli' dergilerde. PKK so- runu gündernde olduğu dönemlerde ve Kıbrıs soru- nu nedeniyle Türkiye'ye de insani müdahale yapılma- sından çok söz edilmişti. Fakat harekete geçmeye ce- saret edemediler. Güçlerı yetene uyguluyorlar bunu. Yugoslavya'ya askeri olarak yaptıklarını Türkiye gibi* ülkelere ekonomik tahribat yoluyla yapmaya çalışı- yorlar. Teslim almanın yollarını çeşitlendiriyorlar. Miloşeviç, Batı'nın taleplerini yerine getirmediği için kaybettı, katliamlara göz yumduğu ya da yönlen- dirdiği için değil. ABD-AB rekabetinde Almanya'nın öne çıkışıyla birlikte yuz binlerce insanın katledilme- sinden emperyalist merkezler hiç mi sorumlu değil- ler. PKK konusunda bir dönem her gün gelip giden teftişçiler arasında da Türkiye'ye müdahale edılme- sini ifade edenler vardı. Fakat her zaman olduğu gi- bi emperyalizm bükemediği bileği öper. 78 günlük NATO saldırısıyla altyapısı önemli ölçü- detahrip edilen Belgrad'ın yeniden yapılanması için kaynağa ıhtiyaç duymasını Batı iyi değerlendirdi. Bu çabasında Batı'nın sunduğu nimetlerden yararlanmak için can atan yerli işbirlikçiler sayesinde başanlı da oldu. VVashington yönetimi Miloşeviç operasyonuy- la, gücunün Balkanlar'ı da kontrol etmeye yeteceği mesajını veriyor. Soğuk Savaş döneminde ABD ile Balkanlar'da is- tikrar, Moskova'nın bölgeye nüfuz etmesinin önüne geçmek açısından önemliydi. Sovyetler Birliği'nin da- ğılmasıyla bu sorun ortadan kalkınca ilk adımı 1991 yılı sonunda Hırvatistan ve Slovenya'yı tanıyarak Al- manya atmıştı; Yugoslavya yağmasından öncelikli payı kapmak için. Bu adım Yugoslavya'da çatışma- ların başlamasının yolunu açmıştı. Çatışmalarda em- peryalızmin rolünü sorgulamak pek yok Batı'da. Em- peryalist merkezlerin Lahey'deyargılanması mümkün değil, çünkü Lahey'de yenilenler ve zor durumda olanlar yargılanır. Bundan ders çıkanlmahdır. Emperyalist merkezler insani müdahale, insanlık su- çu gibi kavramları kendilerine karşı gelenler için üret- meye devam ediyor. Uluslararası basın yayını yönlen- dırme gücünü de önemli ölçüde ellerinde bulundur- duklarından perde arkasını gizlemekte başanlılar. Yu- goslavya'yı dağılmaktan kurtarma çabası içerisinae olan Miloşeviç yönetiminin panik ve hatalarının bu- na katkı sağladığı ise açık. E-mail: emingurses / yahoo.com Fax: 0212 513 85 95 BULMACA SEDAT YAŞAYAIf SOLDANSAĞA: 1/ Elverişsiz durum. engel. 2/Tehlikeişa- reti...Sipersiz şapka. 3/ Uzun. sarı ve yumuşak saç. 4/ Eskı Mı- sır'da güneş tannsı... Olumsuzluk belirten bir 9 önek... Ilişkin, değ- gin. 5/ Bir işi yerine 1 getirme... Uzakdo- p ğu'da yetişen bazı ,, ağaçlardan elde edi- . len ve eşyaları süs- _ lemeye yarayan bir tür zamk. 6/ Üstünde hamur açılan ya da yemek yenilen tahta. II Borsada kesin va- 1 2 3 4 5 6 1 E L B A S A N | Ş. 2 Kj A T N A T •T 1 ] 3 1 L K •R O K E T 4 N | 1 R O N T K İ 5 C IN A S | M T M 6 IK T z •T IR E 7 İ< A ITB T 1R 8 •M A Y A •K A V 9 K E T E N P E R E deli değerlerin kuru ile primli değerlerin kuru ara- sındaki fark... "Uzak bir iklimin — havasında / Güneş, yer, gök, deniz iç içe kaynaşır" (C.S. Ta- rancı). 8/ Bolu yakınlannda turistik bir göl... Bir soru eki. 9/ Yelkenli bir yanş teknesi... Üstü ka- palı pazar yeri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlılar döneminde ayncalıklı Müslüman tüccarlara verilen ad. 2/"— Pacino": ABD'li ak- tör... Yürek çarpıntısı. 3/ Hizmet hayvanlanmn ayağına çakılan demir... Sinirli. 4/ Yaradaki iri- ni boşaltmaya yarayan ince boru... Havaya fırla- tılan bir plakanın vurulması ilkesine dayalı atı- cılık dalı. 5/ Afrika'da yaşayan ve çok hızlı ko- şabilen bir antilop... Bir soru sözü. 6/ Bir ölümün uyandırdığı acıyı dile getiren şiir. 7/ Köyün ya da mahallenin ihtiyar heyetinde olan kimse. 8/ Ona- ma belirten bir sözcük... Halat ucu. 9/ Kedi ya da köpeğin ön ayağı... Bir tür geçirimsiz toprak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle