23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MAYIS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Alkollü ve ehliyetsiz Namık Çatalsakal'ın gönderdiği bir fıkra: Kırmızı ışıkta geçen sürücüyü trafik polisi durdurmuş, ehliyet ve ruhsat istemiş. Adam "Yanımda değil. Arkadaşın evinde içiyorduk, sanırım fazla kaçırdım, orada unutmuş olabilirim" demiş... Polis hemen ekip otomobilindeki amirine gitmiş, ehliyeti ve ruhsatı olmayan sarhoş bir sürücü olduğunu bildirmiş... Komiser gelmiş adama ehliyet ve ruhsat sormuş... Adam çıkartıp vermiş... Komiser şaşırmış... Alkolmetreyi uzatıp üfletmiş, adamda zerre kadar alkol çıkmamış... Bir kere daha üfletmiş sonuç aynı... Komiser hem şaşkın hem de mahcup, adama dönmüş, "Memur arkadaşım bana sizin alkollü olduğunuzu, üstelik ehliyet ve ruhsatınızın da olmadığını söylemişti; kusura bakmayın" demiş... Bizim uyanık, "Siz ona aldırmayın, arkadaş biraz yorgun galiba... Kırmızı ışıkta geçtiğimi filan da söyleyebilir!" Bektronik posta: denksom@curnhuriyet.corn.tr Tel: 0.212.512 06 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Türkfye'de her bebek 3mityarlira borçla doğuyormuş... "Dandini dandini dastana. alacaklılar airdi bostana!" navatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yıl- maz, Beyaz Enerji operasyonu başladığın- dan beri sanki hükümet ortağı ve Başba- kan Yardımcısı değil... Hele ki iddianame- nin bir kenannda adı geçen Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in istifasından beri handiyse ana muhale- fet lideri... Neyargının siyasallaşmasını bıraktı ne de polis devleti hatta gestapo benzetmesi... Ankara'nın göbeğindeki bir bakanlıktaki rüşvet olayını neden jandarma soruşturuyormuş?.. Sanki bakanlıklarda rüşvet sıradan bir olay, rüş- veti jandarmanın soruşturması ise sıradışı! Kaldı ki jandarma bu ülkenin güvenlik kuvveti de- ğil mi? Operasyona konu olan santral ihalelerin ad- resi kırsal bölgelerde değil mi? Vah benim memleketim... Yılmaz unutmuş olabilir, anımsatmakta yarar var; Jandarma Genel Komutanlığı, Genelkurmay Başkan- lığı'na değil Içişleri Bakanlığı'na bağlı... Tasfiye Içişleri Bakanlıgı koltuğunda da Anavatan Parti- si'nden biri, Sadettin Tantan oturuyor... Yılmaz, yasaların zorlanması sonucu ucu partisi- ne dokunacak şekilde aslı astan olmayan bir ope- rasyonla demokrasinin yara almasından kuşku du- yuyorsa siyasi otoritesini ve yetkisini kullanıp Tan- tan'ı yanına çağırır, "Hukuk devleti olmaktan çıkıp gestapo devleti mi oluyoruz" diye hesap sorabilir... Ama sormuyor... Ya da soruyor fakat istediği ya- nıtı alamıyor... Bunun üzerine ne yapıyor? Basın toplantısı düzenleyip sivil siyasi kadrolan tas- fiye etmek için ihtilal dönemlerindeki yönetmelerin kullanıldığından yakınıyor... Başbakan Bülent Ecevit'e göre siyasi istikrann vazgeçilmez temsilcisi sayılan hükümetin ortakla- rından birinin içindeki çatlağı anlamak zor... Çatlağı onarmak ve demokrasiyi kurtarmak için çare tükenmez... Başbakan'a söyler Tantan'ı gö- revden alırsın; hukuk devletini "gestapo"nun elinden kurtanrsın! Fakat şu işe bakın ki kamuoyu araştırmalanna göre halkımız Sadettin Tantan'ı destekiiyor; hükü- metin öteki üyeleri gibi Mesut Yılmaz'ın esamesi okunmuyor; seçim halinde Meclis'teki siyasi parti- lerin hiçbirinin barajı aşamayacağı anlaşılıyor; ufuk- ta halkın oylanyla gerçekten bir siyasi tasfiyenin işa- retleri görülüyor... Bu ne iş? Yılmaz, baklayı ağzından çıkarmakla çıkarmamak arasında konuşuyor: "Yann bir gazete, bir ticaret şirketi, bir işçi sendi- kası jandarma tarafından basılırsa, ne demek iste- diğimiz anlaşılacaktır." Hımmm! SESSİZ SEDASIZ (!) NVRÎKVRTCESE Yüksek Yerilim Hattı erdincutkuıa yahoo.com Bunlar, mutfaktaki yangını değil, milletin ocağıru söndûrüyor! Milli Eğitim'de toppilin belgesi Milli Eğitim Bakanlığı'nın ha- zırladığı Aday Memurlann Ye- tiştirilmesine llişkin Yönetme- lik'te "Aday olarak atanmış me- murlann adaylık süresi bir yıl- dan az, iki yıldan çok olamaz. Bu yönetmelikte belirtilen haller dışında adaylık süresi içerisinde aday memur- lann hiçbir şekilde görev yerteri de- ğiştirilemez" deniyor... Aday memur Buket Aydın, sağlık hizmetleri sınıfından hemşire olarak 15 Mart 2001 'de Bolu'nun Kıbnscık ilçesindeki yatılı ilköğretim bölge okuluna atanıyor. Okulda 400 öğrenci var ve hem- şire yok... Henüz bir ay dolmadan 16 Nisan 2001 'de Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir yazı daha geliyor... Yönetmeliğe göre en az bir yıl gö- rev yeri değiştirilmez olan aday me- mur Buket Aydın, Kıbnscık ilçesin- den alınıp Bolu merkezde Izzet Bay- sal Eğitim Uygulama Okulu'na nak- len atanıyor. Şu işe bakın ki aday memur Bu- ket Aydın'ın yeni atandığı okulda çok sayıda hemşire görev yapıyor; geri- de bıraktığı okul yine hemşiresiz ka- lıyor... Bu durumda ortaya iki neden çı- kıyor 1) Milli Eğitim Bakanlıgı Personel Genel Müdürlüğü aday memurlarta ilgili yönetmeliği bilmiyor. 2) Milli Eğitim Bakanlığı'nda torpil düzeni, yönetmeliğin üstüne çıkıyor. Kamu Arazilerinin Satışı NAZMt KAL TRT Yapımcm - Sunucu Kör ölür badem gözlü olur. (Atasözü) Kamu arazilerinin satışını ilk kez görsel medyada, 1988 yı- lında, TRT'de hazırladığım Ayın Konusu programında ben gün- deme getırdım. O zamanlarda Türkiye'nin ben- zer sorunları vardı. 50 yıldır za- ten Türkiye'nin sorunlan hiç de- ğişmedi, sadece yumak gibi bü- yüdü. Bugünlerde kamu arazilerinin satışı gündeme gelince beni şa- şırtan yazılara, programlara rast- ladım. özellikle kendisine çok saygı duyduğum ve bu saygı- mın ve güvenimin kanıtı olarak hazırladığım televızyon program- larıma defalarca davet ettiğım Prof. Dr. Ruşen Keleş hocamı- zın Cumhurıyet gazetesindeki yazısına çok üzüldüm. Bu yazılarda özetle herkes "Aman, kamu arazilen satılmasın, yağma edilmesin" diyordu. Kamu arazileri satılmasın di- yenler, acaba bu ülkede yıllardır olan bıtenden hiç mi haberdar değiller? Devletin kamu arazile- nne sahıp çıkmadığını, arazı maf- yası dedığımız kışılenn Karslı Ah- met'ın, Niğdelı Mehmet'in, he- pimızın hakkı olan kamu arazi- lerini yağmalayarak ihtiyaç sahip- lerine sattıklarını, haksız kazanç elde ettiklerini, bu alışverişlerde cinayetler işlendiğini, plansız, programsız, altyapısız kentleş- menin yıllarca sürüp gittiğini hiç mi bilmiyorlar, duymadılar? Ben bu konuyu gündeme ge- tinrken öncelikle devletin kamu arazilerine sahip çıkmasını, çev- re planı yaparak, altyapısını ha- zırlayarak gerçek ihtiyaç sahip- lerine satmasını önerdim. Böy- lece hem hepımızin hakkı olan kamu arazileri devlete gelir sağ- layacak, yapılaşma planlı ola- cak, hem de satın alan vatandaş yarınından emın olacaktı. Bu konuya karşı çıkanlarda gördüğüm ikincı yanlış ise kamu arazilerinin satışı ile imar aff»nı ka- rıştırmaları. İmar affı ıle kamu arazilerinin satışı arasında hiç mı hiç ilgi yok. Zaten vatandaş mafyadan aldığı arazi üzerinde gecekondusunu dikmiş. Yıkabi- liyorsan yık. Kamu arazilerinin satışı ile imar affının ne ilgisi var, anlamak zor. Yapılacak ış dev- letin kent çevrelerinde ve kent iç- lerinde kamu malı olan, henüz iş- gal edilmemiş arazileri, arsaları planlayarak öncelikle sahip çık- ması, sonra da döviz karşıhğı featmasıdır. (Bugünlerde bu ne- yi arazilerin vakıf veya şahıslara devrinin hızlandığı gözleniyor.) Ikinci bir konu. Devlet arazile- rini haraç mezat satışa çıkarı- yorlar, diyenlere de rastlıyoruz. Borçlarını ödemek için, ekono- mimizi düzlüğe çıkarmak için 3- 4 milyar dolar verecekler diye dünyaya avuç açarken, kent çev- relerindeki zaten sahip çıkama- dığınız arazileri niye satmaya- lım? Hem de bu arazileri sağlam yatınm yapak için alan arayan Al- manya'daki işçilerımize döviz karşıhğı satalım. Kent çevrelerindeki kamu ara- zilerinin satştnın bir başka önem- li yaran da var. Kamu arazileri ekilip biçilmeyen, kıraç araziler- dir. Ekilip biçilen tanm alanlan özel mülkiyettedir. İhtiyaç sahip- leri devletten arsa alamadıkları için özel mülkiyetteki tanm alan- lannı satın alıp evler. siteler kur- makta, venmli tanm alanlarını yok etmektedirier, Devlet tanma uygun olmayan alanlan yapılaş- maya açmakla verimli tanm top- raklannı da kurtarmış olacaktır. Fabrika kurmak ısteyen sanayi- cilere de ucuz arsa temin edile- cek, bir anlamda teşvik verilmış olacaktır. Bu konuyu bir anımla kapatmak istıyorum. Yukarıda sözünü ettiğim programımı ha- zırlarken, rahmetli, ünlü emlak- çı Adil Araslı ıle de konuşmuş- tum. Sohbet anında "Istanbul'da devletin elindeki arazilen bana versinler, 1 yıl içınde satar, dev- letin dış borçlannı ödenm" de- di. (Ozamanlar devletin dış bor- cu 60 milyar dolar dolayında idi.) Ben irkildim ve "Sayın Araslı, Yıl- dızParkı'nı, Belgrat Ormanlan'nı mı satacaksın/z"dedim. "Hayır" dedi. "Istanbul'da bina aralann- da kalmış arsalan söylüyorum." (Okuyucularımıza bilgi için bir örnek. Üsküdar'dan Beylerbe- yi'ne gıderken Boğaz kenannda Tekel'e ait yüksek bina ve kar- şısındaki Tekel depoları. Sanı- rım bugünkü değen ile 500 mil- yon dolar eder. örnekler çok. Mirasçısı olmadığı ıçın Hazine'ye kalan gayrimenkullerin şaşırtıcı değerıni bir zamanlar Istanbul Defterdarı Kadir Boy basında açıklamıştı.) Bir programıma davet ettiğim şimdiki Maliye Bakanımız Sü- mer Oral'a Adil Araslı'nın söy- lediklerini ilettim. Oral "Ne dış borcu, iç borçlan da öder" de- di. özetle devletin öncelikle ka- mu arazilerine sahip çıkmasının yararları sayılamayacak kadar çoktur.Konuyu imar affı ile karış- tırmak, haraç mezat satmak gi- bi duygusal sözlerle engel- lemenin ve bu mafya düzenini devam ettirmenin devlete mil- lete yaran yoktur. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak@turk.not ÇIZGILIK KÂMtL MASARACI \ • • % • HARBÎ SEMİH POROY semlhporoy@yahoo.com TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 3 Mayıs VEFAT Degerli bagışçım' 2 ' hayırsever ınsan HÜSNAN ÇİNTAY Hanımefendi hakkın rahmetine kavuşmuştur. Vefatını dert> b l r üzüntüyle ögrenmiş tulunuyoruz. Cenazesi 03.05.2001 Perşen^ günü (bugün) Karacaahmet Mezarhgı Mescidi'nde kılıırf cak i k i«di namazını müteakip Karacaahmefteki aile n ^ z a r h İ ı n a defcedılecektir. Tann'dan rahmet, sevcJ 6 " 1 1 6 başsağlıgı dileriz. Nur içipi e yatsm. DARÜLAfEZE VAKFI AMACA ULAST/RAN YOLLAR- <t46a'D*,İ7*LYAN oevLETAOAUI VSPOLİTİKA FİLOZOtZJ NICCOLO MACMIAVELU (MAtO#V£L- U") Pi.OB*NSA'0* 0060J.20 YIL FLOH4NSA cuunu»'y£riuD£. atcn'p GÖKBV mPAN UACHIA. VCUJ 1513'TE BİRKBHAeA ÇEKİÜP ÜNLÜ ESE- Rl 'Pü&tsri VA2MA'İA BAŞLAU. Krm&HDA, tTAL- Wrr içiMOeBLUJJNDUĞU KHSOAŞA OKTAMIN- DAN leimTARA&İLECeKBiK YÖuerici PKO ~* TorfptmetiTMtKfçfi/çMjfnauKi'fiTorfptmetiTMtKfçfi/çMjfn.au İÇÎN POÜritcAOA BAŞM&U OU**t Ö Ü / N ÂÜU AK ANIAVIÇIM BÎRKEMARA /7E8İÜK Oİ.rıUM SONKA *MACHUVELUSM % i C£K, 6&S&N MUSCOÜHPNÎH BAŞCU KİTXeACAKrii ÖLÛM MAK/NASI nSI'OC BUSÜN,FKANSA'DA «1- SUL EOİLEN BİK K«HUHLAİ İDM<I CE2ALAJÜNIH /Mf*e/ İÇİN 8>* t*fW£ KUU/WILAC*Ğ1 İLAM ECVLO/.AO/M, YAPtMClSI OOK. 7ZM? IGNACE SU/LLOTIN SlZ D£YKİMl SlMSlNPA ORrayA çiKrtSı /Ç/NÇ*-' ı BUCAK İŞLEVKAZANM'. HED&İ BOYLB BİK MAKİNE İCAT ETTİ&İHİ eoüAHLAji* DOKTOK 6UILLOTIN : "/MS4/V- LARlNAa C£**>ESt'ME M- YANAMAOISM* t'ÇJN SARIYER 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/462 Davacı Perihan Dağdelen tarafından davalı Fikret Dagdelen aleyhine açılan boşanma davasında, Mecidiyeköy Mah. Mecidıye Cad. No: 46 Mecidıyeköy adresinde ikamet eden davalı Fikret Dağdelen adına çıkanlan teblıgatın bila tebliğ iade edılmesınden dolayı ışbu dava dosyasının duruşma gûnü olan 24.5.2001 günü saat 09.45'te yapılacak olan duruşmaya dava- lının dava ile ilgili tüm belgelerini beraberinde getirerek ibraz etmesi ya da kendisini bir vekil ile temsil ettinnesi, duruşmaya gelmedi- ği ve kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği takdirde durusmanın gıyabında yürüyeceğine karar verileceği hususu HUMK'nin 509- 510. maddeleri gereğince dava dilekçesi tebligatı yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur 29 3 2001 Basın: 17065 DÜZ ÇtZGİ İ UMtTZİLELt ' İşbirlikçinin SevinciL. Yeni dünya düzeninin sadık kalemşorlan mırt- , luluktan uçuyor!.. - Siz onlara "küreselleşmenin işbiriikçileri" de diyebilirsiniz... Sevinçlerinin nedeni çok açık; evrensel deği- şimin gerçeklerinden habersiz, kendini yönet-' mekten âciz, hımbıl ve cahil 65 milyon Türk, ar- = tk dünyayı çekip çevirenler tarafından yeniden ya-'; pılandınlacak!.. Başta ABD olmak üzere Batı yö- netimleri Türkiye'yi adam etmek, küreselleşme sü- recine tam ve kesin uyumunu sağlamak için var güçleriyle uğraşacak... Böylece bir süre sonra aradaki aynm bitecek.... önce Avrupa ile sonra da dünya ile ortak bir va- tandaşlık başlayacak... Türkiye artık eski Türki- ye olmayacak!.. Hiç abartmıyorum, aynen bunlan yazıyorlar... Ba- , zılan iyice ipin ucunu kaçınp 75 yılın boşa geçti- , ğini, Türklerin yönetim sanatından anlamadıkla- - nnı, dizginleri bu işi bilenlere bırakmak gerektiği- , ni bile söylüyorlar. Dikkat ederseniz kendi halkın- dan "Türkler", yani "onlar" olarak söz ediyorlar. , Işbirlikçilik o denli içlerine işlemiş ki kendilerini hiz- i met ettikleri efendilerinin milliyetinden sanıyoriar!.. ; - Yalnızca bir uşak olduklannın farkında bile , değiller!.. *•• Kartlar artık çok açık oynanıyor. Dışarıdaki efendiler isteklerini hiçbir yanlış an- lamaya yer bırakmayacak şekilde net bir lisanla' art arda sıralıyorlar. - Havayollarını ver, Telekom'u ver, bankalan; ver, Kıbns'ı ver, Ege'yi ver, egemenlik haklannı ver... Yetmiyor. Dünya Bankası Başkanı VVolfhen- ( son büyük bir rahatlıkla, altını çizerek ilan ediyor "Kemal DervişV biz gönderdik!.." Sanki bir so- mürgesine yönetici atıyor!.. Içerideki işbirlikçiler ise "teslim sürecini" hızlandırmak için her yolu de- niyor. 80 yıl önce Ingiliz emperyalizmine alkış tu- _ tan, sömürge olmak için neredeyse yalvaran iş-' birlikçilere rahmet okutuyoriar!.. Bunlardan "sol- cu" etiketli bir tanesi, "Türkiye, olması gerektiği yere geliyor" dedikten sonra şu utanç satıriannı ekliyor - Şimdi sıra siyasi ve insan haklan düzenle- , melerinde. Göreceksiniz ki Türkiye'yi bu ko- nuda da çağdaş kılacaklar. Kemal Derviş'in "Yardımı birtakım siyasi kosuHara bağlamayın" sözüne Almanlar "Yardım elbette ki siyasal koşullara bağhdır" demediler mi? Kısacasj, eğrisi doğrusuna denk geliyor ve Türkiye dü-' zeliyor... < Allah Allah, Almanlann sözünü ettiği "siyasiko- , şullar" nedir acaba?!. Bir başka kalem, Türklerin hiçbir zaman adam olamadığını, olamayacağını bir güzel tespit ettik- ten sonra bu görevi kimlerin yerine getireceğini s de açıklıyor: - Dış dinamiklen Türkiye'yi21. yüzyılın da dh şında bırakmayacaklar... Türkiye'dekimler21.' yüzyılla bütünleşmenin öncülüğünü yapa- •• cak?.. ÇaJışmalannı sade Türkiye'de değil,, tüm dünyada sürdürenler ve kazançlannı sa- de tçeriden değil, tüm dünyadan sağlayan- lar... Yani diğer adı "dış dinamikler" olan yeni efen- [ diler!.. Bunlar o kadar soylu, o denli yüksek ruh- lu, asil ve iyiliksever ki; Türkiye'nin 21. yüzyılın ba-, şında kalmaması için parçalanıyor, kurtanlması için hiçbir karşılık bekîemeden milyarlarca dolar har-' cıyorlar.. - Tiksindirici, değil mi?!. ! ••• , Şu hiç unutulmasın: Bu ülkedeki çürümüşlüğe, yolsuzluk ve hırsız- lık sistemine en başından beri karşı çıktık. Yarım asıriık soygun ve köleleşme düzenini yi-' ne bu ülkenin aydınlık katemlen halka açıkladı. Ama sisteme karşı çıkmanın seçeneğınin uşaklık ve kö- lelik düzeni olmadığını da hep haykırdık. Kema- list devrimci bir seçeneğin her zaman var oldu-' ğunu, özlediğimiz onuriu, başı dik Türkiye'yi ku- racak gücümüzün bulunduğunu sürekli vurgula- dık. - Oh, dolariar geliyor, diye bayram eden işbir- likçilerden farkımız budur!.. E-posta: uzileli@ixir.com Faks:(0212)287 42 41 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 SOLDANSAĞA: 1/ Aynı adlı > bitkiden elde edilerek sa- 2 bunyapımın- 3 daveressam- 4 lıkta kullanı- lan bir yağ. 2/ Yılmaz Gü- ney'inbirfü- mi...Birkim- seye çahştığı yerce verilen tatil. 3/ Göklerin en yüksek katı... Birşe- yin yere bakan yani. 2 4/Birmüziktoplulu- 3 ğunun ya da sanatçı- nın hazırlamış oldu- ğu parçalar. 5/ "— Gündüz": Yazarı- mız... Optik kaydır- ma. 6/ Yan memnun- luk anlatan bir ün- lem... Isparta'nın bir ilçesi. II Bir Asya ülkesi-: nin başkenti... Tunus'un plaka işareti. 8/ Leton- ya'nın para birimi... Evin bölümü. 9/ "Hile, tu- zak" anlamında argo sözcük. ' YUKARIDAN AŞAĞIYA: ; 1/ Dört kişiden oluşan müzik topluluğu. 2/ Âşık, vurgun, tutkun..."— Soygazi": Sinemaoyuncu- muz. 3/ Van kentinin eski adı... Islam kültürle- rinde, belirli kurallara uyarak güzel yazı yazma sanatı. 4/ Bir gıda maddesi... Bir kenara atılmış, uzaklaştınlmış. 5/ Iri taneli bezelye. 6/ Ten... Züppe. II Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı Dal- yan beldesinde, deniz kaplumbağalannın üreme alanı olan kumsal... Adın durum eklerinden bi- ri. 8/ İlgi eki... Altının simgesi... Halk müziğine özgü telli bir çalgı. 9/ Erzurum'un bir ilçesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle