19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2001 PAZAR HABERLER DUIVYADA BUGUN ALİ StRMEN Kpiz İçinde GüzdHk Sevgili, Bir süredir, hoş bir sürpriz başımı döndürüyor, keyiften uçuyorum. Her bahar yinelenen bir olayı sürpriz olarak ni- telememin nedeni, bu yıl Istanbul baharlannın ecesi erguvanlann erken açmış olması. Uzmanlar, bu erkenciliği kışın hafif geçmesine bağlıyorlarsa da ben aynı kanıda değilim. Bana sanki, ekonomik - politik krizin içinde de- belenen Türkiye'nin metropolünün insanlarının sa- dece Cimbom ile teselli bulmasını kafi görmeyen doğa, sıkıntılı insanlara bir hoşluk yapmak için, o canım erguvanları erken fışkırttı gibi geliyor. Kaç gündür, ne zaman sokağa çıksam gözüm erguvanlaratakılıyor. Birkaç on yıl oldu ayırdına va- ralı, meğer Istanbul'da ne çok erguvan ağacı var- mış. Bahar olmasa farkına varmıyor insan. Ergu- van, aramızda gezdiğinde başkalığı ayırdına va- nlmayan, alelade sanılan oyunculara benziyor. Onların sahne hünerlerini bilmeseniz, öyle dikkat- lice dönüp de bakmazsınız. Ama bir de sahne al- dıklarında... Yılın çoğunu kimsenin dikkatini çek- meden geçiren, çelimsiz erguvanlar da öyle. Ama bir de onları 365 günün 15 - 20'sinde sahne aldık- lannda bir görsen... Her zaman önünden geçtiğin birevin bahçesin- de, sürekli karşıdan gördüğün bir arsada, köşeyi döner dönmez hemen oracıkta karşılayıveriyor seni erguvanlar. Çocukluk ve belki de ilkgençlik yıllarımda, doğa var olan doğal bir şey olduğun- dan, henüz nimet olduğunun ayırdına varmamış bulunduğumdan böylesine belirgin biçimde fark etmemişim erguvanlann varlıklannı. • Erguvanların iki üç haftalık şehrayini, doğanın binbir hoş fantezisinden, bize armağanlanndan biri. Onlar, güzelliklerini yalnız bahçenin sahiplerine sunan, lalelerden, güllerden farklı oiarak, kendile- rini herkese sunuyor, bahçe duvarlannı aşıp o eş- siz renklerini siz sokaktan geçene, uzaktan baka- na da sergiliyorlar. Mülkiyet hakkının sınıriarını aşan bir cömertlik bu... Bahçenin, korunun sahibine, sessiz bir teşek- kür yolluyorum, onlan seyrederken. Erguvanın eşşiz rengini nasıl tarif etmeli, ergu- vani demekten başka? Sevgili, renkler tarif edilebilir mi? Hiç görmemiş olana yeşili, kırmızıyı, maviyi nasıl tarif edebilirsin ki? Evet renkJer tarif edilmez, ancak tonlar edilebi- lir. Erguvanlar da, öbür çiçekler, kuşlar, meyveler de bana hep mucize gibi görünür. Oysa mucize, doğal olmayan, onun ötesinde, üstünde olan şey diye tanımlanır. Neden olsun kı? Hem öyle düşününce mucize boşuna beklenir. ,_,,, ,„ ,. ,„",. ^ Sen bakma Sevgili, denizin yanlma öyküsüne. Belki de Musa, gelgrt olayını ya da geçtiği bir ne- hirde su yükselmesini iyi gözleyip, öyle kaçtnp tehlikeden kavmini, ulaştırmıştır vaadedilen top- raklara. Gerisini ise söylence tamamlamıştır. Kim ne derse desin, o erguvanlar yaşamımıza renk katan mucizelerdir. ••• Evet Sevgili, biliyorum işsizlik kol geziyor, bir tahmine göre 10 milyona vardı. Işten çıkarmalar, iflaslar birbirini izliyor. Sen işini korusan bile, yitirenin durumu, insan- san eğer, bağrını yakıyor. Ama sakın kalkıp da "Bunca sorun varken er- guvanlara da bakılır mı ?" deme! Ve de ne olur, gü- zellikleri algılamayı, sorunlann, krizlerin, yoksun- lukların, yoksulluklann sonuna erteleme! Çünkü yaşam hepsinin iç içe yaşandığı bir sü- reçtir. Erguvanları seyretmeyi, onlaria coşmayı, kriz sonrasına ertelersen mi daha rahat kaldınrstn yoksunluklan, yoksa bir an her şeyi unutup, içini onlaria doldurarak mı? Yaşamı bir hayhuy içinde sürdürüyoruz. Eğer güzellikleri algılamayı sorunlann çözümünden sonraya ertelersek, onlan hiç göremeden geçer gideriz. Herşeyin, sorunu, krizi, erguvanları, lacivertde- nizleri yaşamanın zamanı şimdidır. Evet tam şim- di! Hadi sen de şimdi giy kazağını, al üstüne bir şey, hayır paltoya gerek yok artık, at kendini sokağa! Ulaş erguvanlann cümbüşüne, sindir onlan doya doya içine. Şimdi sırasıdır Sevgili. Şimdi... Evet şimdi!.. Yanlış inanışlar tedaviye engel Uzmanlar: Ruh sağlığınıza dikkat IstanbulHaber Servi- si - Türk Nöropsikiyatri Demeği"nden Doç. Peykan Gökalp. dünya- daki 20 milyon insanın ruhsal sorunlar nede- niyle yardım arayışı içinde olduğunu belirt- ti. Gökalp, ruh sağlığı- na gereken önemin ve- rilmediğı ülkemizde, bu konuda politika, gelişti- rilmesini istedi. Dünya Sağlık Günü. bu yıl Dünya Ruh Sağlığı Gü- nü olarak kabul edildi. Türk Nöropsikiyatri Derneği'nden Doç. Peykan Gökalp, birinci basamak sağlık kuru- luşlanna gelen her 4 ki- şiden birinin ruhsal so- runlar nedeniyle baş- vurduğunu ve genellik- le doğru olmayan tanı- lar nedeniyle tedavinın yapılamadığını vurgu- ladı.Halen resmi bir ruh sağlığı politikamızın olmadığını ifade eden Gökalp, ruh sağlığı ya- sasıile ilgili tartışmala- nn meslek dernekleri tarafmdan yürütüldü- ğünü belirtti. Türkiye Psikiyatri Derneği Istanbul Şube- si de yaptığı yazılı açık- lamada, etkinliklerde, psikolojik sorunlara karşı yanlış inanış ve olumsuz yaklaşımlann değiştirilmeye çalışıla- cağını söyledi. Açıkla- mada. "Basitbirhesap- la bu hastahklardan et- küenen kişi sayısı 2^ miryondur. Bu kişilerin aik veyakm çevreleri de ele alındığında çıkan rakam ürkütücüdür' deruldı. IMF heyeti, Türkiye'nin yeni ekonomik programına son şeklini verecek çalışmalanna bugün başlıyor Kriz CottareflTyi deANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Uluslararası Para Fonu (IMF) he- yeti, bu hafta Türkiye'nin yeni eko- nomik programına son şeklini ver- meye çalışacak. Programın bu haf- ta içinde açıklanacağı beklentileri gerçekçi görülmezken, IMF'nin ni- san sonunda yapacağı toplantıda ve- receği onayla kesinleşeceğine dik- kat çekiliyor. Türkiye 'deki krizin ar- dmdan görevden alınması gündeme gelen IMF Türkiye Masası Şefi CarJo CottareflTnin son kez Türki- ye'yegeldiği bildirdi. Cottarelli'nin görevini IMF Bulgaristan Masası Şefi Finlandiyalı uzman Uha Kah- konen'e devredeceği açıklandı. Ekonomiden sorumlu Devlet Ba- kanı KemalDerviş'in dün, Bankacı- lık Düzenleme ve Denetleme Kuru- • Türkiye'deki krizin ardından görevden alnıması gündeme gelen IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli son kez Türkiye'de. Cottarelli'nin, görevini IMF Bulgaristan Masası Şefi Finlandiyalı uzman Uha Kahkonen'e devredeceği açıklandı. lu'nun (BDDK) kendisine bağlan- dığı açıklanmasının ardından kurul başkanlığından istifa eden Zekerrya TemizeFle görüşmesi dikkat çekti. Temizel, yaklaşık 1 saat süren gö- rüşmeden sonra günün olaylannı değerlendirip sohbet ettiklerini söy- ledi. 10 gûnde tamamlanacak IMF heyeti, bugünden itibaren Ankara'da yeni programa ilişkin ça- lışmalannı sürdürecek. Heyetin ça- lışmalannı 10 gün içinde tamamla- ması bekleniyor. Yeni ekonomik programda, çöken 17. stand-by'ın yapısal reformlar adı altında öngör- düğü "serbest piyasa ve çokuluslu şirketkre zemin hazırlayacak yasal düzenlemeler*' yerini korayacak. Özelleştirmeler başta olmak üzere, enerji, doğalgaz, tanm, petrol gibi alanlardan devletin çekilmesini ön- gören bu düzenlemelerin yanında, krizin maliyetinin nasıl karşılana- cağı da yeni programla netleşecek. IMF'den 10-12 milyar dolar düze- yinde beklenen kredinin faturayı karşılama olanağı bulunmuyor. Yalnızca DPT'nin kamu ve fon bankalannın batıklanndan dolayı oluşacak borç yüküyle, yükselen fa- izlerin yükünün 2001 ve 2002 yıl- lan için 45 katrilyon lira olarak he- saplaması da bu gerçeği gözler önü- ne seriyor. Dünya Bankasrmn da 5 milyar dolann üzerine çıkmayacağı dikka- te alındığında, G-7 ülkelerinden 6 milyar dolarlık dış borç bulunsa bi- le, iç kaynaklar çerçevesinde vergi yüklerinin oluşacağı belirtiliyor. Hükümetin yeni vergilere sıcak bak- maması, tasarruf arayışlannın sür- dürülmesine neden oldu. Ancak ya- tınmlann tamamen durdurulması gibi icraatçı bakanhklann ciddi tep- kisine neden olacak sert düzenle- meler gündeme geliyor. AA'nın haberine göre IMF Söz- cüsü Conny Lotze, yeni programa ilişkin IMF ile Türkiye arasındaki resmi görüşmelerin bugünden itiba- ren başlayacağını belirtti. IMF Tür- kiye Masası Şefi Cottarelli son kez bu görüşmelere başkanlık edecek. Cottarelli'nin mayıs ayı ortasında Finlandiyalı Uha Kahkonen'e göre- vini devredeceği bildirilirken. IMF kaynaklan bu görev değişikliğinin rutin olduğunu savundular. IMF he- yetinin 10 günlük çalışmasının ar- dından niyet mektubu hazırlanarak Washington'a gönderilecek. Yeni ekonomik program ve niyet mektu- bunun, IMF'nin nisan sonunda ya- pacağı görüşmelerde ele alınması bekleniyor. TASARRUF GENELGESÎ HAZ1R Devletteki taşıt saltanatı bitiyor ANKARA (AA) - Maliye Bakanlığı'nca hazırlanan taşıt genelgesiyle makam aracı kullanımı ciddi şekilde sıhırlanıyor. Genel müdürler ve daha alt kademelerdeki kamu görevlilerinin makam aracı kullanunına son veriliyor, şoför kadrolanndaki şişkinlik ve akaryakıt israfı da önleniyor. Bakan SümerOraTın talimatıyla Maliye Bakanlıgı tarafmdan hazırlanan kamuda taşıt kullanunına ilişkin yeni düzenlemenin esaslan belli oldu. Maliye Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre, yeni düzenlemeyle kurumlann ellerinde bulunan binek ve station wagon tipi araçlann en az yüzde 30'u tasfiye ediliyor. Taşıt Kanunu'na ekli 1 ve 2 sayıh cetveller ile MilJi Savunma Bakanlıgı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve istihbarat birimlerince münhasıran güvenlik. asayiş, trafık ve istihbarat hizmetlerinde kullanılanlar ile koruma altında bulunan kişilere tahsisli olan taşıtlan hariç tutan düzenlemeyle şu esaslar getiriliyor: • Sadece Taşıt Kanunu'nda sayılan kişiler makam aracı kullanabilecek. • Şoförün şoforle taşınması uygulaması sona erecek. • Genel müdürler, taşıt havuzunda bulunan araçlarla işe gidip gelecek. Ancak, taşıtlar tek bir genel müdür yerine aynı lojmanda oturan birkaç genel müdürün işe geliş- gidişini temin edecek. IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ff, mmx Bürokratlar tasarruf uygulamalan için seçenekli tarifeler hazırladı Lojmanlara sabş kararıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümetin tasarruf amacıyla başlattığı çalışmalar Başbakanlık'ta yapılan toplan- tıda değerlendirildi. Bakanlık- lardan gelen tasarruf raporlan birleştirilerek seçenekli tarife hazırlandı. Toplantıda, askeri lojmanlar, Içişleri, MlT, emni- yet ve makam konutlannın dı- şındaki lojmanlann satışı ka- rarlaştınldı. Toplantıda, perso- nel maaşı, sağlık, harcırah ve yolluklann dışındaki tüm ka- lemlerde tasarruf önerildi. Başbakanlık Müsteşar Yar- dımcısı Ozgün Ökmen başkan- lığında dün Maliye Bakanlıgı Müsteşan Ertan Dikmen. Ha- zine Müsteşan Faik Oztrak ve DPT Müsteşan Alan İzmirti- oğlu'nun katılunıyla gerçekleş- tirilen toplantı 6 saat sürdü. Toplantıda bakanlıklar, ka- mu kurum ve kuruluşlanndan gelen tasarruf raporlan gözden geçirildi. Toplantıda, Bakanlar yöntemin de ekonomik prog- ramla birlikte duyurulacağı öğ- renildi. Bunalım dönemlerinde yö- neticilerin tasarruf konusunda aklına ilk gelen kamu lojman- lan konusunda Maliye Bakan- • Tasarrufuygulamalan kapsamında bakanhklardan gelen raporiarBaşbakanlık'tayapılan toplantıda birleştirilerek seçeneklitarifeler hazırlandı. Toplantıda, personelmaaşı, sağlık, harcırah veyoUuklann dışındaki tüm kalemlerde tasarrufönerüdL Kuruluna sunulmak üzere se- çenekli çalışmalar hazırlandı. Bu çalışmalann yann ^apıla- cak Bakanlar Kunılu'na sunu- lacağı, burada kararlaştınlan lığı Milli Emlak Genel Müdür- lüğü'ndeki çalışma henüz so- nuçlandınlamadı. Bu çalışma- nın yanna yetiştirihnesine ça- hşılacağı kaydedildi. Milli Em- lak Genel Müdürlüğü, kamu lojmanlannın envanterini de çı- kardı. Cumhurbaşkanlığı yer- leşkesi içindekiler, vali, kay- makam gibi bulunduklan yer- de devleti temsil eden görevli- lerin konutlan, Içişleri, MlT, emniyet vejandarma lojmanla- n satıhnayacak. Satılık konutlar kapsamına TBMM lojmanlanmn almma- sı önerisi de getirildi. Mec- lis'in 1058 lojmam bulundu- ğu, bunlann tanesine yaklaşık 450 bin dolar değer biçildiği belirtildi. Lojmanlann satışı sırasında içinde oturan kamu çalışanlanna da ev bulmalan için uygun bir süre verilmesi benimsendi. SlflR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Diyarbakır'a indiğimiz- de, Türkiye'nin dört bir yanını esnaf gösterileri sarmıştı. Diyarbakırsakin- di. iki hafta önce burada yüz binlerce insan Nevruz kutlamıştı. Galeria Sine- ması sahibi Mehmet Çe- tintaş heyecanlıydı. Ga- leria îş Merkezi Müdürü Edip Berk umutluydu. Diyarbakır ilk kez Kürt- çe fılm izleyecekti. Iranlı yönetmen Kürt Bahman Oubadi'nin Iran-lrak sını- rındaki Kürt köylülerinin dramını anlatan "Sarhoş Atlar Zamanı" Diyarba- kır'daydı. Galeria Iş Mer- kezi'nde 4 sinemayı işle- ten Mehmet Çetintaş, son krize kadar sinemalann iyi çalıştığını, ancak krizle birlikte düşüş olduğunu belirtti. Filmin Türkiye'deki haklannı satın alan Belge Film'in sahibi Sabahattin Çetin, Diyarbakır'daki fil- Sarhoş Atlar Diyarbakır'da min galasının etkili olma- sını istiyordu. Filmin yö- netmeni Qubadi ve yar- dımcısı Diyarbakır için Iran'dan davet edilmişti. Melike Demirağ, Muh- sin Kızılkaya, Vecdi Sa- yar, Reis Çelik, Osman Kavala Istanbul'dan gel- mişti. Van'dan, Elazığ'dan si- nema işletmecileri de Di- yarbaktr'daydı. Başta Fe- ridun Çetik olmak üzere Diyarbakır ve çevresinin bütün belediye başkanla- rı filmi izlemek için salon- daydılar. Diyarbakır'ın ta- nıdık simalan oradaydılar. Kalabalık, bir salona sığmayınca ikinci salon da açıldı. Kürtçefilm,bu- radaki güvenlik güçlerinin müdahalesiyle karşılaş- mış mıydı? Sinemacı Mehmet Çetintaş, iki gün önce güvenlik şubesin- den polislere filmi izlet- mişti. Bir sorun yoktu. "Sarhoş Atlar Zamanı" 2000 yılında Cannes Film Festivali'nde Attın Kame- ra Ödülü'nü, Genç Sine- ma Ödülü'nü, Uluslara- rası Sinema Yazarlan Ödülü'nü kazanmıştı. Di- yarbakır'da oynaması bütün bu ödüllerin de ötesinde bir anlam. Iran'ın, Iraksınırboyunda babaları kaçakçılık ya- parken öldürülen Emine, Eyüp ve Madi, onlardan biri gibiydi. Bir dilim ek- mek için dağları aşmak, katırianyla birlikte mayın- lann ve ölümün üzerine yürümek bu bölgenin yazgısında vardı. Eşini kaybeden genç ve güzel gelin Rozine'nin başka bir köye, başka bir erke- ğe verilmesi de sanki bir kader gibiydi. Film başladığında, dağ- larda yaşamak ve karnını doyurmak için kaçakçıla- nn yaşamı sahneye geldi- ğinde, çevremdeki insan- ların tepkilerini izledim. Eyüp'ün üvey annesi Ro- zine'nin gidişinde gözle- rinden dökülen yaşlar, iz- leyicilerin gözlerine de geçti. Diyarbakırlılar ağlı- yordu. Sınırın öte yanın- da, kendilerinden farklı bir lehçe ile konuşan Iranlı Kürtlerin acılı yaşamı on- lann da yaşamıydı. Suriçi Belediye Başka- nı Cezair Serin, "Ben Li- celiyim. Lice, verimli top- raklara sahip değil. Her- kes eskiden kaçakçılıkya- pardı. Lice'den sınıra mal götürüp getirmek 28 gün- le 1 ay arası değişirdi. Bu film bizim de gerçeğlmiz- di" diyordu. Filmin bitiminde yönet- men Ûubadi alkışiaria sahneye geldi ve şunlan söyledi: "Diyarbakır'da ol- mak, neredeyse aynı tari- hi paylaştığımız insanlar- la birlikte olmak çok heye- can verici. Filmdeki oyun- cular gerçek hayattan. Olaylar, benim de içinde doğup bûyüdüğüm yöre- de geçiyor. Ben de o acı- lann bir parçasıyım." Diyarbakır, kültür etkin- likleriyle insan haklan ta- leplerinin birbirine kanştı- ğı bir kent görünümünde. Kriz burayı da vurmuş. Hayat sürüyor. Sinemacı Mehmet Çetintaş, "Bir şeyler yapalım bu kent için" diyordu. Diyarbakır, 20 yıla uzanan acılı günle- ri adım adım geride bıra- kıyordu. Kriz, Türkiye'yi sanyor- du. Cörevine son verildi Krizi başörtüsüne bağlayan imam gözaltına alındı tSTANBÜLİZr MtR (Cumhuriyet) - FP Genel BaşkanıRe- cai Kntan'ın da katıl- dığı cuma namazında veırdiği hutbede, eko- nomik krizi "başörtû- sünûn yasakiamnası- na"ve tf ibadetyerieri- DİB kapısma küit vu- rulmasına" bağlayan Mahmutpaşa Camisi imamıMustafaDemir gözaltına alındı. Dün ilk önce görev- den alınan imam De- mir, akşam saatlerin- de de sorgulanmak üzere Istanbul Emni- yet Müdürlüğü Gü- venlik Şubesi Müdür- lüğü'ne götürüldü. Sfyasflerin etldsi Kuşadası'nda bir caminin açıhşını ya- pan Diyanet îşleri Başkanı Mehmet Nu- ri Yıbnaz, ekonomik kriz ile ilgili din adam- lanna düşen görevin, birlik ve beraberiik aşılamak, yaöştıncı konuşmalar yapmak olduğunu vurguladı. Camilerde okunmak üzere gönderilen cu- ma hutbesinin u sağ- hk" ile ilgili olduğunu ifade eden Yılmaz, "Mahmutpaşa Camii hnanu, camide siyaa- lerin bulunmasından da etkifenerek konuş- masuu irticalen yap- nuşar. Bu hutfoe üzeri- ne cami imamı görev- den alınmıştır. Hak- kında tahkikat için Is- tanbulMüftülüğü mû- fettiş taiebinde buhın- muştur" dedi. tmamın hırttyyj imam Demir, cuma namazında verdiği hutbede şunlan söyle- miştı: "Tophım,miBet bugün hastadır. Al- lah'ın emriolan başör- tüsünü yasaklarsan, indetyerlerinin kapn sma küttvurursan has- talık artar. Buniar du- rup dururken kendiU- ğinden zuhur etmedL Toplum, bugün ma- nen ve maddeten has- ta ise bunun ilacı, ts- lam eczanesinden ab- nacak ilaçtadır. Bu hastalıklardan kurrul- mak, Allah'm yoiuna dönmekle ülacaktır. ÇıkışyolıuAllahınki- tabı ve nizam-i îslam- dadır. Israfin önüne geçecek, savurganhğı, hırsızlığı önleyeceksi- niz. Kasayı hırsıza tes- ihn ederseniz bunun önüne geçemezsiniz." Ekonomi muhabirleri paneli Hükümet devam edemeyecek ANKARA (Cum- huriyet Bürosu)- Eko- nomi Muhabirleri Derneği'nce (EMD) düzenlenen 'Türldye EkonomBİ Nereye Gi- diyor?' konulu panel- de, çarpıcı verilerle ekonomik tablo ortaya konuldu. Bilkent Üravershesi Üctrsat Bölümü Başka- nı Prof. Dr. ErinçVd- dan, Türkiye'nin, "üretim güçterinin gi- derek taşeronlaşbğı, emeğin gklerek marji- nalleştiği; stratejik enerji, telekomünikas- yon, şeker, rûtün gibi tanmsal ürünlerin uluslararası spekülatif sermayeye btralokhğı, çevreekonomisiohna- ya doğru gidiküği" uyansında bulundu. Muz cumhuriyeti Yeldan, "Kabaca muz cumhuriyeti ol- maya gküyor" dedi. "Bırakın lekkom, THY özelteştirihnedi, Türldye programı ryi uygulamadı safsatası- nı" diyen Yeldan, programın harfiyen uygulandığını ve kri- zin çıktığmı vurguladı. Eski Dış Ticaret Müsteşan Siyasal Bil- gilerFakültesi Öğre- tim Üyesi Yavuz Ege, ödemeler dengesi so- rununun devalüasyon- la aşılamayacağı uya- nsında bulunurken o- cak ayında da dış tica- ret açığının geçen yıla göre yüzde 63 arttığı- na dikkat çekti. Güven ka\boldu Ege, "IMFybıeda- ralma istikametinde pofiükabrönerecektB: Bu hükümet devam edemeyecek. Güveni- Krliğini kaybetmiş oian biryönetim var. Bir Id- şiyi getirip ekkmekle de bu sağlanamaz" di- ye konuştu. Gazeteci-yazar Güngör Uras, bugün- kü kaynak arayışırun ardmda 100 lira üreti- me karşılık, 105 lira harcamaya ahşmışh- ğın yattığını anlattı. Oğretim Elemanlan Sendikası Genel Baş- kanı Doç. Dr. Hayri KozanoğJu, medyanın IMF politikalanna karşı tek yanlı bakış açısmı eleştirirken kü- reselleşme sürecinde krizlerin sıklıkla ya- şandıgına dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle