25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8NİSAN2001 PAZAR CUMHURtYET SAYFA 17 Meyhane Istanbul'da kurdukian kooperatife arsa bulamayınca üye kaydetmedikleri için genel kurul toplantısı yapmayan üç dershane öğretmenine verilen birer ay Ankara'ya gitmeme cezasından sonra Bursa'nın Orhangazi ilçesinden bir mahkeme karan... Dava konusu yine öngörülen sürede kooperatif genel kurulunu toplamama: "Sanıklann kişilikleri, sair halleri ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alındığında sanıklara verilen 25 gün hapis cezasının Orhangazi ilçesinde meyhanelere grtmemeye çevrilmesine..." Muafiyet Dostlanndan biri, Fransız Kralı 15. Lui' ye "Majesteleri, akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse budalalığı kabul > etmeyecegine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder" demiş. Kral: "Hakikaten enteresan bir fikir... Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum!" «ektronfc posta: deraEsomvcumhuriyetcont.fr Tel: 0.212^12 05 06 Fata: («12.512 44 97 - Türk bankalannın kredi notlan düşürülmüş... "Şuna 'Hibar beş paralık oldu' desenize!" eçen Pazar, Teşvikiye Camisi'nin avlusuna Handan Selçuk'u son yolculuğuna uğur- lamaya gelenler ister istemez, bu dünya- nın halini konuşuyordu... Gazeteci dostlar- dan biri ama hangisi, sanki hepsi, Babıâli'nin bugün- kü halini bir zamanlann Yeşilçam'ına benzetti... 1970'lerde izleyiciyi göz ardı eden Türk sineması kendisini tüketince girdiği krizden kurtulmak için seks filmlerine yönelerek dibe vurmuştu... 1990'larda okuru göz ardı eden Babıâli de büyük sermayeyle yerleştiği Ikitelli'de dibe vurdu... Kültürleri ansiklopedi kültürüyle sınırlı olanların estirdiği promosyon fırtınasında okuru müşteri ha- line getirenler satacak mallan kalmayınca ne yapa- caklarını belli ki hiç düşünmemişler; damping bile kurtaramadı onlan. Kamu bankalarından beslene- rek, devletten aldıklan ihale ve destekterte ancak ayak- ta duruyorlardı ki özelleştirilen bir bankanın kasa- sından uzatıian hortumun ucu görününce gazeteci Necati Doğruolduğunu iddia eden (iddia çünkü bugüne kadar bir makale yazdığı görülmedi) bir gazete patronu Türk basın tarihinde sanınm ilk kez "hırsızlık" suçundan tutuklanarak cezaevine kondu. Medyada bir patronun cezaevine gimnesi bile baş- lı başına bir olaydır... Evet, suçu kanrtlanmadan kim- se mahkûm edilemez ama başından beri destekçi- si olduğu iktidann ve sona doğru sığındığı "laik dev- let"in de bir medya patronuna komplo kurması gö- rülmüş değildir... Bu olay, medyanın dibe vurduğunun kanıtıdır ve bir başka kanıtı da geçenlerde Içişleri Bakanı Sa- dettin Tantan'ın televizyonda canlı yayında dilinin sürçtüğü iddiasıyla başlayıp medyada Tantan'a kar- şı başlatılan eleştiri kampanyalandır. Artık dipteyiz... Siyasiler ve onlann siyasetiyle bes- lenen gazetecileriyle dipteyiz... Oysa, Yeşilçam kurtuldu... Yeşilçam'ı tekelci ser- maye kurtarmadı... Bakın bugün, alın teriyle üreti- len filmler gişe rekorlan kınyor... Çünkü seyirci eme- ğin değerini, filmde verilen mesajda bir çıkar hesa- bı olmadığını, filmin yönetmeninin tüccar değil sa- natçı olduğunu, aktris ve aktörlerin ücret pazarlığı yapmadan filmde oynadığını, beyazperdeye yansı- yan filmi beğense de beğenmese de iyi niyetle ve dürüstçe çekildiğini biliyor... Seyirci Yeşilçam'a güveniyor... Okuyucu Babı- âli'ye güvenmiyor. Dibe vurmuş olana kim güvenir! Necati Doğru, "sahibi hapiste olan bir gazetede yazı yazamayacağınf bildirerek Sabah'tan ıstıfa et- ti; dünya basın tarihine adını yazdırdı... Dipten çıkmak Necati Doğru'larla olacak... Aynen siyasetteki gibi medyada da kurtarıcılardan kurtulmadan kurtuluş yok... Yüksek Yerilim Hatt erdincutku@yahoo.com Kriz bahanesiyle, hayat öpücüğü dıyerek bizı gerçekten mı öpüyorlar yoksa' Ahırkapı açıklarmda otopark kâhyalığı! Denizciliğe bakmak adına Ameri- ka'daki yoğun temaslarından sonra döndüğü Ankara'dan Jamaika'ya git- mekte olan kimya mühendisi MHP'li Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğ- lu'nun, Mekke'den hacı olarak dö- nen müsteşarı Mustafa Korçak'la biriikte ülküdaşlan "Türk Boğazlan Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü"nü yeni- den keşfetmiş bulunuyor... Istanbul Uman Tüzügü, gemilerin kı- lavuz kaptan almadan Istanbul limanı demir yerlerine demirieyebileceğini be- lirtirken 16 Mart 2001'de keşfedilen 1994 tarihli tüzükle, Istanbul Boga- zı'ndan transit geçerken ikmal yap- mak için Marmara'da demirieyen ge- milere kılavuz kaptan alma zorunlulu- ğu dayatılıyor. Gemiler Boğaz'ı kılavuz almadan geçebiliyor ama artık Ahır- kapı açıklanna kılavuzsuz demir ata- mıyor, demir alamıyor... Mirzaoğlu'nun memleketi Kırşehir Kaman'da deniz olmadığı için keşfedilen uygulama "otopark kâhyalığfna benzetiliyor! Demir için kılavuz kaptan almak demek birkaç bin dolar ücret öde- mek demek... Transit geçen gemi Is- tanbul'dan yakıt, su ve kumanya almak için durduğunda üstüne bir de kılavuz parası ödüyorsa niye dursun? Zaten ar- tık durmuyorlar... Yunanistan'dan ikmal yapıyoriar. Böylece Türkiye, transit ti- caretten yılda 450 milyon dolan kendı eliyle Yunanistan'a aktarmış oluyor... Milliyetçilik dediğin de böyle olur; para kazanmak yerine Amerika'ya avuç açarsın! ÇED KÖŞESÎ OKTAY EKtNCt Geceleri 'Onlara' Bırakmasak... "Gecenin bir vaktinde" ne olur?.. Ya telefon çalar, ya edilir... Sabahın beklenmediği sa- bırsızlıklar, nedense çoğu kez kötü olan yaşamsal ha- berler ya da bir telefonla gi- derilebileceği sanılan öz- lemler için... Gecenin hep o "bir garip vakti" yeğle- nir... Ne var ki Türkiye'de o ga- rip vakit sadece bunlan ak- lagetirmez... Orneğin şu "darbe" dö- nemlerinde yoğunlaşan, "demokratik" (!) dönem- lerde ise belki biraz daha sessiz ve derinden sürdürü- len "götürülmeler" gibi... Gecenin bir vaktinde gelir- ler... Gelmezlerse, ertesi ge- ce gelirler... Kimsenin görme- sini neden istemezler?.. *•• , Siyaset dünyamızda ise gecelerin ayrı bir anlamı tabilmek için IMF, ABD, Dünya Bankası gibi "dost- larımızın" (!) önerdikleri yasaları çıkarmak üzere TBMM'nin "gerektiğinde geceleri de çalışacağını" okuyunca, işte bunlan anım- sadım... Demek ki eloğlu istediği için çıkacak yasalardan da yine ancak sabahlan "uya- nınca" haberimiz olacak... Bizler, hepimiz, aydınlar, kamuoyu.. geceleri rruşıl mı- şıl "uyurken", dünyanın öbür ucunda Türkiye'yi "uyumadan" izleyenlerin tanımladıklan yasalar, mil- letvekillerimizin kan çana- ğına dönmüş gözlerini yum- mamak için gösterdikleri "cansiperane" çabalany- la TBMM'den geçecek... Böylece Türkiye, bu gece yansı yasalan sayesinde, ye- niden "kredi verilebilir" (yani, borçlandınlan) bir ül- var... Daha doğrusu, siya- setçilerimizin "yasama" alışkanlıklannda gecelere başka bir "düşkünlük" var... Bu düşkünlüğün ürünü olan, yani gündüz dururken "gece mesaisi" ile TBMM'den çıkanlan yasa- lara siyasal söylemde "ge- ce yarısı yasaları" deni- yor... Diğer ortak özellikleri ise genellikle "hukuka" (ana- yasal ilkelere) aykın olma- ları... Toplumsaldeğerlerin özel çıkarlara armağan edil- mesine yol açmalan... Faz- la tartışılmadan ve hatta ka- muoyundan da kaçınlarak yürürlüğe sokulmasmda "aciliyet" taşımalan... Tıpkı. yine o "götürûl- melerde" olduğu gibi... Ola- ru biteni pek belli etmeden, ortalıkta kanşacak, görüşe- cek kimseler de yokken, işi bitirmek için hep geceleri seçenlerin "niyetlerine" benzer türden... *•• ' Sürekli borçlanmayla itil- diğimiz ekonomik krizi yi- ne "dış yardımla" (!) atla- ke olacak!.. Oysa, bugün içine düşü- rülen durum da dahil olmak üzere, bu ülkenin başına ne geldiyse, hep o "gece yarı- sı yasalarıyla" gelmedi mi?.. ••• Peki, "önlem" ne olabi- lir?.. 15 gün ya da bir ay, belki iki ay.. geceleri "uyu- madan" geçirebilir mi- yiz?.. Hiç değilse şu "yasa- lar fırtınası" dininceye ka- dar, gecemizi gündüz yapa- bilir miyiz?.. Hukukumu- zun ve ulusal çıkarlanmı- zın "götürülmesine" aca- ba nasıl engel olabiliriz?.. Denizli'deki otel odam- da, "gecenin bir vaktin- de". gözüm saatte, aklım uzaklarda; sevdiklerimde... Uykumun gelmesini bek- lemeyi bıraktım... Kalktım, bu yazıyı karalıyorum... Keşke herkes, hepimiz bı- raksak... Güzel ülkemin öz- lem yüklü yıldızlı geceleri- ni biz kucaklasak, şu "ka- ranlıkları seven yasacüa- ra" artık bırakmasak... Oekinci(5 cumhuriyetcom.tr. HAYVANLAR ISMAIL GÜLCEÇ igulgec@yahoo.com KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net ÇlZGILIK KÂMİL MASARACl 1 * 1 r r KEDt LEVO APTÜLtKA SÛMSM */* /HUM+t/irf?) VEAV TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 8 Nisan AAAU-MAUAYAKIANMASL 1363' TE, AFKİKALI ÜDEHLERDeN 'yAKICI ML2- ' A 4 4 * A AR£T' yÖK £UÇLAHM/$TI. 7 V/L M4P«S C£2A-_ SlNA ÇARPTIRILAN KBN1HTTA, İH&İLİZ S&. MÜRGECJLEKE KARŞI fJÜCADELE ED<YORt DU.BATtUlAÂlH *AMVAM OLAMAK NlTS-' LEDİKLGZİ MAU-MAu^LAK ASL/NPA KEMYA 'NIN Ö2GÜRLÜ&Ü /Ç/tJ A YA KLAH- ' MtŞLARPI. &»y/LAKI 58İNİA$A4«yAAI BU ÇETECJLER ÇOK İUCEL. SttAUİABtA £4- VAŞARAK. İNGİLİZLEKİ P£H$BTE PÜ$Ü- RÜyORLAKDI- /9£3'T£ BAfAKiyA UlA$A AIA DE&İU 13 BİN K/$İ ÖUMJRDÛLEB{. SONUNDA ICENYA CUMHU8İYETİ KUBUL- İİ Î İPU, İ . İLK 8A$- İİ P , Ç $ K4MUĞA JOK*O KBNYATTA ŞEÇİLPİ.- PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Yazanmız yıllık izninin bir bölümünü kullandı- ğından bu hafta yazısı yayımlanamıyor. Kıbrıs Sorunu ve Çözümleri HRİSTOFİSİKONOMİDİS 1977 yılından 1992 yılına kadar Kıbrıs'taki iki top- lum lideri, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Gü- venlik Konseyi karariarı ile uyum ıçınde varılan 1977 ve 1979 Doruk Anlaşmaları temelınde Kıbrıs soru- nuna iki toplumiu, iki bölgeli federal bir çözüm bu- lunması için görüşmeleryapıyordu. Her iki liderin kabul ettiği son belge, BM Genel Sekreteri tarafından sunulan ve Guvenlik Konseyi'nin 774 sayılı karan (1992) ile onaylanan 'Fikirter Dm- si' idi. Fikirler Dizisi, 'Kıbns sonınuna bütünsel bir çerçeve anlaşması bulunması için zemin olarak' ka- bul edilmişti. Fikirler Dizisi'ni Kıbns Rum toplumu adına Sayın Yorgos Vasiliu "bütünsel bir çerçeve anlaşmasına vanlmasında her iki toplumun yaran- na iyileştirmeleryapılabilecek birzemın" olarak ka- bul etmişti. Kıbns Türk toplumu adına Sayın Rauf Denktaş, 'Fikirler Dizisi'nin 100 paragrafından 91 'ini kabul etmiş ve böylesi bir çözümü desteklemeye devam etmişti. 'Fikirler Dizisi' Kıbrıs sorununa şu temelde bir çö- züm bulunması için detaylı bir plandı. Denktaş, aniden, 31 Ağustos 1998de Lefko- şa'da, Türkiye Dışişleri Bakanı Ismail Cem'in ya- nında, fikrini değiştirdiğini ve "Kıbns sorununa çö- züm bulunması için yapılacak görüşmelerin bun- dan sonra Kıbns 'taki iki devletin liderlen arasında ya- pılması ve çözümün bu devletler arasında konfede- rasyon olması gerektiğini" talep etme karan aldığı- nı açıkladı. Sayın Ismail Cem, Sayın Denktaş'ın da- ha önce resmı olarak kabul ettıklerınden veya hem- fikir olduklarından vazgeçmesı anlamına gelen bu açıklamasına destek verdi. Federal Kıbns'ın ekonomik ve parasal konulan fe- deral hükümetin yetkısinde olacağına göre, Kıbns ekonomisi bütünleşecek ve te'k bir para birimı, Kıb- ns LJrası kullanılacaktır. Bu şekilde, Kıbns Türk top- lumu 1974'te ekonomisine getirilen ve bu ekono- miyi yıkıma uğratan temel neden olduğu anlaşılan Türk Lirası'ndan vazgeçecek. Genç Kıbnslı Türkler için, 1973 yılında 36 TL'nin bir Kıbns Lirası, şimdi ise 1 milyon TL'nin bir Kıbns Lirası değeri olduğu- nu öğrenmeleri sürpriz olacaktır. a) Muhaceret ve vatandaşlık konuları federal hü- kümetin yetkisinde olacağına göre şimdi sayılan 110 bin olduğu sanılan Türkiyeli yerieşimcilerin Kıb- ns'a girişi serbest olmayacak. Yabancı ülkelere göç nedeniyle Kıbns Türk toplumunun nüfusunun 100 binin altına indiği tahmin ediliyor. Türkiyeli yerieşim- cilerin ülkelerine geri dönmeleri için önlemler alına- cak, büyük olasılıkla ABD ve AB'nin katkıda bulun- malannın bekleneceği bir fonla onlara tazminat öde- necektir. b) Avrupa Birliği'nin tam üyesi olarak Federal Kıb- rıs, savunma ve guvenlik sorunlarını da çözümle- miş olacaktır, çünkü bu konular Avrupa Bırliği üye- si ülkeler arasındaki anlaşmalar kapsamında ola- caktır. Yukarıda da belirtildiği gibi, federasyonla konfe- derasyon arasındaki ikinci önlemi farklılık, konfede- rasyonda temel devlet yetki ve görevlerinin konfe- dere devletlere aıt olmasıdır. Bu durumda ortaya çı- kacak sonuçlar şunlardır: a) Ekonomik ve parasal konular Kıbrıs Türk kon- federe devletinin elinde olacağına göre, bu devle- tin ekonomisinin Türkiye ile bağlantılı olmaya de- vam edeceği ve para biriminin Turk Lirası olacağı muhakkaktır. Demek ki, adada şimdi var olan eko- nomik bölünmüşlük ve Türk toplumundakı ekono- mik gerileme devam edecektir. Bunun sonucu ola- rak Türkiye hükümetı Kıbns Türk konfedere devle- tinin büyük çaplı bütçe açıklannı subvanse etme- ye devam edecektir. b) Muhaceret ve vatandaşlık konuları Kıbrıs Türk konfedere devletinin elinde olacağına göre, Türki- yeli yerieşimcilerin Kıbns'a serbestçe gırişıne ızın ve- rilmesine devam edilecek. Yerel ekonominın kötüye gitmesı nedeniyle Kıb- rıslı Türkler dış ülkelere göç etmeye devam edecek- ler ve Kıbrıs'ta kalan Kıbrıslı Türklerın sayısı azala- rak yok olma noktasına gelecektir. Ben, Yunanistan ve Türkiye'nin, sınırtarını Kıb- rıs'a taşıma ve adadan geçırmenın sonuçlarından kaçınmak ısteyeceklerine, dolayısıyla, yukarıda da belirtildiği gibi ilgili tüm tarafların yararına olacak iki toplumiu, iki bölgeli federal bir çözümü destekle- yeceklerine inanıyorum. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6SOLDANSAĞA: 1/ Hasattan 1 sonra tarla ya dabahçelerde 2 kalan ürünle- 3 ri toplama. 2/ 4 Bir meyve... Ishal. 3/ Söz, 5 lakırdı...Tele- 6 fonun, sesi 7 kulağa veren „ bölümü. 4/ Dolma yap- ^ mak için hazn"lanan kanşım... Gelenek. -\ 5/Kötûbiriştekiyar- 2 dımcılar. 6/ Kapalı 3 bir yerin ısısını ayar- layan aygıt... Rütbe- siz asker. II Ocret karşılığı yolcu taşı- yan otomobil... Tele- fon sözü. 8/Abide... Hatay ilinde bir ova. 9/ Bir organ ya da organizma kesitinin röntgen- le filmini çekme yöntemi. •• -. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Saç örgüsü... Eskiden Türk"e yabancı olan kimse ya da topluluklara verilen ad. 2/ Kasta- monu'nun bir ilçesi... Kürekle yürütülen dar, uzun ve hafif bir tekne. 3/ Pamuk kozası... Gök- kuşağı. 4/Birrenk... Gösterildikçe ödenmesi ge- reken poliçelere yazılan terim. 5/ Kansızlık. 6/ Bir kış sebzesi... Yüz metrekare tutannda yüzey ölçüsü birimi. II Hz. Muhammed'in annesinin adı... Gözleri görmeyen. 8/ îçkiyle biriikte yenen yiyecek... " — Naci": Ressamımız. 9/ tngilte- re'de çok sevilen bir cins bira... Bir konu ya da nesnenin başlıca özelliklerini yansıtacak biçim- de hazırlanmış taslak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle