23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET I 5 ARALIK 2001 ÇARŞAMBA HABERLER Manisalı gençler 'tespit davası' için uluslararası mahkemeye gitti GLOBAL POLtltKÜLTÜR ERGtN YILD1ZOĞLU Doğru dürüst bilmedikleri konularda "aykın" düşünceler üretmeye kalkışanlara nedense Postmodern yazarlar arasında çok sık rastlanır. Bunların iyi bilmedikleri konuların başında Marksizm gelir, ama listede matematik, fizik, biyoloji de bulunabilir. Alan Sokal bol jargonlu, bılımselliği sahte, hatta anlamsız bir metnı, Amerika'nın en iddialı "porno" dergilerinden birinde kolaylıkla bastırmayı başararak (Bkz: The Social Text olayı) bu durumu "bütün zamanlar" için belgeledi. Sonra da bu cüretkâr cahillikleri "sahtekâr aydınlar" kitabında sergiledi. Ismet Berkan'ın "Solculuğun tedavisi mümkün müdür?" yazısını okuyunca, ilk anda bunları hatırlamadım. Yalnızca, Berkan bu yazıyı durup dururken niye yazdı? Acaba, hangi ağrısına ilaç olsun diye bu "dünyaya kazanmak için değil de kaybetmek için gelen sol" fantezisini üretmek gereksınimi duydu diye düşündüm. Ama üzerinde durmadım. Ne de olsa, bu sorunun cevabını bulmak benim gibi bir amatörün değil, bir uzmanın, tercihen de Lacan'cı bir psikanalistin işiydi. Sonra, "Solcular neden hiç yanılmazlar?" yazısı geldi, hem de "Heisenberg'in belirlenemezlik (indeterminizm) prensıbıyle" birlikte... Çazbah!(1) Yine bir "porno" ne kadar "şüpheci" olduğunu göstermek isterken sübjektif idealizmin kuyusuna düşmüştü. Tabıi, Peter Sloterdijk'ın, Sinik Mantığın Diyalektığı kitabında işaret ettiği gibi "Bunlaryapıyorlar, ne yaptıklarını biliyorlar, ama yine yapmaya devam ediyorlar" deyip dönüp gitmek de vardı ama... bu sıkıcı dünyada, ucuz zaferlerin baştan çıkarıcılığına direnmek kolay mı? AİHM'ye işkence başvurusu ASUMAN ABACIOĞLU Izmir Manisalı gençlerin Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'nde (AlHM) gözaltı süresiyle ilgili açtıkları davanınTürkiye'ninödediği I milyon 690 bın franklık tazminat ödemesiyle sonuçlanmasının ardından "işkencenin tespiti"ni isteyen ve işkenceden sorumlu polislerin yargılanmasının "makul süreyi" aştığını bildiren ikinei bir dava Çazbah! • AÎHM'nin gözaltı süresinden Türkiye'yi 1 milyon 690 bin frank tazminat ödemeye mahkum etmesinin ardından, Manisalı gençlerin avukatı "işkencenin tespiti"ni isteyen ve işkenceden sorumlu polislerin yargılanmasının "makul süreyi" aştığını bildiren ikinei bir dava daha açtı. daha açıldı. Konuyla ilgili bilgi veren avukat Terzi, gözaltı süresinin uzunluğuna ilişkin yapılan başvurunun dostane çözümle sonuçlanmasıyla davanın listeden çıkarıldığını belirterek şunları söyledi: "Gözaltına ahnan kişüiin yargıç önüne çıkanlmasına kadar geçen sürenin dört günü aşmaması gerekiyor. Sözleşmenin 5/3. maddesînde bu süre dört gün olarak belirtiliyor. Bizim başvurumuz, bu maddenin ihlalinin tespiti ve tazminat istemini içeriyordu. Türk hükümctinc tazminat için dostane teklifte bulunduk ve kabul edildi." Öte yandan Manisalı gençlere işkence yapılnıası, işkenceden sorumlu polislerin yargılanmasının makul sürede tamamlanamaması ve etkin hukuk yollanna baş vurulmaması nedenleriyle Avrupa lnsan Haklan Sözleşmesi'nin 3,6 ve 13. maddelerınin ihlal edildiği gerekçesiyle 11 Ekım 2001'de yeni bir dava açıldı. Folisler bulunamıyor Yargıtay'ın aldığı bozma karanndan sonra üçüncü kez yargılanan sanık polislerden bazılannın "alü aydır" bulunamaması nedeniyle dunışmarun 2002 Ocak ayına ertelendiğini vurgulan Ter/i, "Davanmzamanaşımına uğramasma çahşıyorlar" dedi. Erdoğan'ın asker gönderme gafı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün gazetecilerle iftar yemeğinde yaptığı değerlendirme şaşkınlığa neden oldu. Erdoğan, partisüün Afganistan polıtıkasını anlatırken "Afganistan'a asker gönderdik, ama hâlâ karar mekanizmalannda yokuz" deyince, gazeteciler bölgcyc henüz asker gönderilmediğini ammsattı. Bunun üzerine gafını düzeltmeye çalışan Erdoğan, "Oradan gelen gazetecilerden aldığımız bilgilere göre göndermişiz" dedi. SP'li Kamalak: Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in idamlan önlenebilirdi • SP'li Kamalak, Anayasa Mahkemesi'nin Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin lnan'ın 1972 yılındaki idamlannı yetkisi olduğu halde "Yetkimiz yok" gcrekçesiyle durdurmadığını öne sürdü. ANKARA (ANKA)SP Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr Mustafa Kamalak, Anayasa Mahkemesi'nin Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin lnan'ın 1972 yılındaki idamlannı yetkisi olduğu halde " Yetkimiz yok" gerekçesiyle durdurmadığını öne sürdü. SP'li Kamalak, Meclis Genel Kurulu'nda Anayasa Mahkemesi bütçesi üzerinde konuşurken Anayasa Mahkemesi'nin "hukuka göre değiL, şartlara göre" karar verdığım ıddıa etti. tddiasına temel olarak 6 Mayıs 1972 tarihınde gerçekleşen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin lnan'ın idamlannı örnek gösteren Kamalak şöyle konuştu: "Bilinenüç gencüniz idanı edileceği sırada, 1972 yılında bir parti tarafından Anayasa Mahkeınesi'nde yürütmeyi durdurma davası açıldı. Anayasa Mahkemesi ise benim yürütmeyi durdurma yetkim yok dedi. Halbuki yetkisi vardı, niye öyle dedL Şartlar müsaade etmiyordu." Kamalak, 1987 yılında Anayasa Mahkemesi'nin Meclis'te iktidar çoğunluğunun tek partide olması gerekçesiyle bir başka yürütmeyi durdurma karannı almaktan kaçındığını da iddialarına ekledi. Mustafa Kamalak, "Tarihte kapahlan 23 parti de hukuk devlcfi Ukelerinc aykın olarak kapablmışür, çünkü bu partilerin kapatılmasında hiçbir zaman sübut şartı aranmamışür. Hukuk devletinde sııçsuz ceza olur mu? Anayasa Mahkemesi üyelerini istedikleri yerde açık otununa davet ediyorum." Kopenhag Yorumu ya da bilime elveda Berkan diyor ki: "Kuvantum fiziğinin temel çıkarımlarından bıri olan Heisenberg'in belirlenemezlik (indeterminizm) prensibi, bana göre sadece parçacık fiziğine değil yaşadığımız evrene ve hayata ilişkin en temel bilgimiz. Oyüzden, deterministik olan, yaniherşeyin önceden belirlenebilir, kestirilebilirolduğuna ilişkin her çeşit görüş beni tedirgin eder. Felsefi anlamda determinizm 19. yüzyılın sonunda ölmüş, 20. yüzyılda da toprağa verilmiştir." Izin verirseniz çoktan yok olduğu rivayet edilen işçi sınıfının Ingiliz kesiminde sık kullanılan bir deyimle cevap vermek istiyorum: "Bull shit!". Ve söz "shit"ten açılmışken bir de Heisenberg şakası aktarayım devam etmedenönce: "Shithappened, wejustdon'tknow vvhere orhow much" (Bok gerçekleşti, yalnızca nerede ve ne miktarda olduğunu bılmiyoruz o kadar). Aslında, Berkan bıze belirlenemezlik prensibini değil, onun sübjektif idealist ve Asimov'un deyimiyle bir "mutlak bilinemezlik alanı yaratarak" bilimle uğraşmayı tümüyle gereksiz kılan Kopenhag Yorumu'nu aktanyor bilmeden. Sanınm Berkan Heisenberg le Bohr'un kuvantum fiziğinin bu çıkarımını felsefeye hangi niyetle taşıdıklarının da farkında değil. Heisenberg'in niyetinden önce Kopenhag Yorumu'na değınelım. Meclis Eceviften bilgi istedi • AJNKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bir grup iktidar ve muhalefet milletvekili hükümetin AGSP konusunda TBMM'ye bilgi vermesini istedi. Toplam 30 imza ile TBMMBaşkanlığı'na başvuran millctvekillen, Başbakan Bülent Ecevit tarafından dile getirilen uzlaşmaya açıklık getirilmesiru istedi. Milletvekilleri, varılan uzlaşmanın içeriği ve uluslararası hukuk açısından taşıyacağı statünün kamuoyuna açıklannıadığını bildirdiler. 'Reliant MermaidIV' tatbikab sürüyor Türkiye, ABD ve İsrail'in deniz ve hava kuvvetlerine bağlı unsurlann kabldığı insaııi yardını aınaçlı arama kurtarma tatbikatı "Keliant MermaidlV" (Güvenilir Denizkızı) sürüyor. Marmaris açıklanndaki uluslararası sularda, 3. Muhrip Filotilla Komodoru Deniz Kurmay Kıdemli Albay Semlh Yeşübursa'nın sevk ve idaresinde devam eden tatbikata, Türkiye'den 2, ABD ve tsrail'den birer genıi ile bu gemilere bağlı 4 heükopter, 4 uçak ve 2 sahilgüvenUk botu kaühyor. (Fotoğraf:AA) Insandan önce dünya var mıydı? Sorun şu: Bir elektronun nerede olduğunu bilmek istersek, ona bir ışıkla vurmak durumunda kalınz. Işık parçacık özelliğı gösterdiği için elektronu zıplatarak bir başka yere gönderir. Böylece bizzat gözlem, gözlemlenen nesneyi etkiler, değiştirir, belirsizlik yaratır. Ancak Bohr'a (Kopenhag Yorumu'na) göre bu bir ölçme sorunu değil, nedensellik ilişkisinin ortadan kalktığını gösteren bir durum. Sonra, Heisenberg'in belirlenemezlik ilkesi parçacığın davranışıyla, gözlemin birbirinden ayn düşünülemeyeceğini, parçacıkla gözlemcı arasında kırılamaz bir bağ olduğunu da söyler. Böylece "belirlenemezlik ilkesi" bu Kopenhag Yorumu'yla felsefeye taşındığında, sanıldığı gibi birşüpheciliğe değil, parçacığın gözlemciden bağımsız bir pozisyonu, hatta nesnel gerçekliği olmadığı sonucuna, sübjektif idealizme ulaşır. Böylece de sorun yine, "Gözlemcinin dışında nesnel gerçeklik var mıdır?"a dönüşür. Cevap olarak, Lenin'in Ampiriokritisizm tartışmasında Mach'çılara sorduğu "Onu algılayacak insan beyni oluşmadan önce dünya yok muydu" sorusunu hatırlatıp geçebiliriz. Amayetmeyebilir. Hadi, "Schrödinger'in kendisini" de verelim. Ha, bir de önceden kestirilemezlik vardı değil mi? Bu noktada da olasılık teorisinin (probability) kuvantum mekaniği düzeyinde de geçerli olduğunu, bu yüzden de bilimle uğraşanların "Bu ne yahu, hiçbir şey bilemiyoruz, bari eve gidelim" demeyerek çalışmaya, hassas sonuçlar üretmeye devam ettiğini hatırlayıp geçelim. Heisenberg'e gelince, onun niyeti daha 1919'da Alman Freikorps içinde Sosyal Demokratlara karşı savaştığı dönemde, bilimsel nesnellik kriterini ortadan kaldırmak, kendi ifadesiyle "zamanda ve uzamda nesnel süreç düşüncesinden kurtulmaktı". Daha sonra, Nazi Partisini desteklemiş olmasının gerekçesini yine bu belirlenemezlik ilkesine sığınarak açıklayacaktı: "ölçüt alacağımız genelyönlendirici ilkeleryoktur. Kendimiz karar vermek zorundayız, doğru mu, yanlış mı yaptığımızı önceden bilemeyiz." (Aktaran, Lerner, E. J. Tfte Big Bang Never Happened, London, 1992)... Gelın 6 milyon Yahudiyi gazlayalım, belki de bu iyı bir şeydir. Doğru ya da yanlış yaptığımızı önceden bilemeyiz ki. Hatta bu belirlenemezlik ilkesine göre, sonra da bilemezsiniz! Iflah olmaz solcu, Einstein'ın, "müsekkin teori" dediği bu saçmalığa inanacak bir hâkim/jüri bulursanız aklanabilirsiniz bile... Nereden, nereye geldik. Diyalektik işte... Dünya bu kadar karmaşık, bir o kadar da tehlikeli... Berkan da, bir an evvel, şu bir milyonu bulup felsefe okumaya gitmeli... (') Eşkenazi Musevilehnin, ortada gülünç birküstahlık olduğunu saptayan deyimı. Çakar'dan bunalım itirafı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ANAP üenel Başkan Yardımcısı Mehmet Çakar, Türkiye'de yaşanan bunalımın çok boyutlu ve derin olduğunu bildirdi. Bunalımdan çıkış için parlamento ve kamuoyunun samimi desteği gerektiğini anlatan Çakar, "Bugüne kadarki tecrübelerden, bütün alaıılarda eş zamanlı ve aynı kararlılıkla gerçekleştirilmeyen düzenlemelerdcn umulan faydalann elde edilemediği ortaya çıkmıştır" diyc konuşru. Hekimlere 'intihara ikna'davasından beraat önce aklanmamızı talep ediyorum" dedi. ANKARA(CumhuriyetBürosu)Türk terek sanıklann beraatını istedi. Savcı Sadi Arslaıı, csas hakkındaki müSanıkJar özen Aşut, Şükrü Hatun, FaTabipleri Bırliği (TTB) Yüksek Onur Kuik Çelik, Günel Cedik, Bahar Gökler, Cem talaasında, sanıklann imzasıyla yayımlarulu üyesi 9 doktor, ölüm orucundaki eyKaptanoğlu, Mahmut Ortakaya, Mustanan bildiriyle Türk Ceza Yasasf nın 454. lemcilere zorla müdahale edilmesine karfa thsan Ozgün ve Faik Urbarh da savcımaddesüıde öngörülen "intihara ikna" fişı yayımladıklan bildiriyle, "intihara iknın görüşüne katıldıklannı belirterek beilinin suç unsurlannın oluşmadığını belirna" suçu işledikleri iddiasıyla yargılandıkraatlarını istediler. Sanık lan davada beraat ettiler. avukatlanndan Ankara BaAnkara 5. Ağır Ceza rosu Başkanı Sadık ErdoMahkemesi'nde görülen ğan, davanın varsayımlara davanın dünkü oturumundayanılarak açıldığını söyda, ilk duruşmaya katıllstanbul Haber Servisi belirlendi. Sosyal Demokrasi ledi. TTB Yüksek Onur Kumayan sanık Özen Aşut Toplumda insan haklan Vakfı'nın eşgüdümünde, rulu üyesi kişilerin dava karsavunnıasını yaptı. Aşut, bilincini güçlendirip, DİSK, KESK, insan Haklan şısında zedelendiklerini vurbildırinin ölümü değil yayaygınlaştırmak amacıyla Derneği, Türkiye Yazarlar gulayan Erdoğan, "Mahşamı savunduğunu vurdüzenlenen "İnsan Hakları Sendikası, lstanbul keme heyetinin vereceği begulayarak zorla besleme2001" etkinlikleri, 9 Aralık Üniversitesi İnsan Haklan raat karan, sadece onlann nin hekimlik etiğine uyPazargünü, saat 12.00'de Merkezi, Türkiye lnsan Haklan degil tıbbın da aklanması madığını söyledi. Gazeteciler Cemiyeti Vakfı ve TMMOB'nin de anlamına gelecektir" deAşut, TTB bildirisinLokali'nde düzenlenecek aralannda bulunduğu di. Mahkeme Başkanı Necde, zorla besleme girişikonferans ve forumla 50 sivil toplum örgütünce det Yaman, sanıklann üzeminin sakıncalanna işabaşlayacak. İlk kez geçen yıl desteklenen etkinlikler rine atılı suçun unsurlanret edildiğini belirterek yapılan însan Haklan 2001 çerçevesinde paneller, nın oluşmadığını açıklaya"tntihara ikna suçlamaetkinliklerinin bu yılki konusu forumlar, sergiler, tiyatro rak tüm sanıklann beraatsını reddediyorum. Top"Ekonomik ve gösterileri ve şür dinletileri lanna karar verildiğini billumsal saygmhğuiııznı zeSosyal Haklar" olarak gerçekleştirilecek. dirdi. delenmemesi için bir an İnsan Hakları 2001' etkinlikleri ÖPÜmcek Ağı operasyonu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hayali ihracat ve kara para aklanmasını kapsayan "örümcek Ağı" soruşturmasında 3 milyar dolarlık hayali ihracat yapıldığının kesinleştiği, 9 milyar dolar tutarında sahte döviz alım belgesinin geldiğinin anlaşıldığı bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi tarafından yürütülen operasyonda 683 firma, 4917 şirket incelendi. IR N0KTASI Türkiye ve dünya çok karışık ve gerilimli bir dönemden geçiyor. Kıbrıs'tan umut verici haberler gelirken Filistın'deki tehlikeli durum sürüyor. Umarız Kıbrıs'ta atılan bu önemli adım, sorunun çözümü yönünde yeni kapıların açılmasına neden olur. Bu karışık gündeme rağmen hayat sürüyor. Bugün sizlere iki kadın yazann yeni kitaplanndan sözetmek istiyorum. Bu kadın yazarlardan Nuriye Akman meslektaşımın önümde yeni çıkmış dört kitabı duruyor. Nuriye'nin kitaplannınadlan: "Yüzleşme", "Elli Kelime", "Kalabalıklar" ve "InciAvcısı". Yüzleşme kitabı, bir ölüm oruççusunun 205 günlük açlık grevini anlatıyor. Oya Açan, ölüm orucunun 205. gününde 24 kiloya düşmüştü. Adli Tıp Kurumu'nun verdiği rapor nedeniyle 5 ay önce tahliye olmuştu. Nuriye Akman'ın son dört kitabı da "Benseno" Yayınları'nca basılmıştı. Akman, Yüzleşme kitabının arka kapağına neden böyle bir kitabı yazdığını şu sözlere açıklıyor: "Si /ORALÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Iki Yazann Kitaplan ze geldim; çünkü ölümler devam ediyor. Açlık, eylemciyi, sessizlik ise eylemci olmayanı öldürüyor. Siz ve sizin gibilerle yüzleşmekten ne zamana kadar kaçabilirim ? Peki siz ve sizin gibiler, benimle yüzleşmekten ne zamana kadar kaçabilirsiniz?" Birçoğumuz görmezlikten gelsek bile, içeride sessizölüm sürüyor. Bugüne kadar ne yazık ki tarafları ikna edecek bir çözüm bulunamadı. Burada kimin daha fazla sorumlu olduğunun ne önemi var? Sonunda bir afiş astığı için, bir pankart açtığı için, duvara yazı yazdığı için vb... İçeride bulunan gencecik insanlar ölüyorlar. Geçenlerde lstanbul, Ankara, Izmir ve Antalya barolarının başkanları ölüm oruçlanna son verilmesi amacıyla bir çağrı yaptılar. Basında pek yer almayan bu çağrı önemliydi. Bu çağrının son bölümünü aktarıyorum: "öneriyoruz: Adalet Bakanlığı F tipi cezaevlerinin mimarisinde, yapısında, güvenliğinde hiçbir değişikliği gerektirmeksizin, üçer kişının kaldığı, yan yana üç odanın kapısını açarak dokuz kişilik o bırım içinde bir arada olabilmelerini, belli saatlerde var olan ortak mekânlardan yararlanmalarını sağlasın, sağlayacağını açıklasın. Açlık grevindekiler, ölüm orucundakıler bu uygulamayı tecridi sona erdirme iradesi olarak görsünler, kabul etsinler ve açlık grevini, ölüm orucunu sona erdirsinler, sona erdireceklerini açıklasınlar." Dört büyük ilimizin baro başkanlarının çağrısı bir çözüm umudu yaratabilir. Adalet Bakanlığı belki bu çağrıyı önemser ve yeni adımların atılması için bir girişimde bulunabilir. Nuriye Akman'ın kitabını okurken bu duygulara kapıldım. Akman'ın "Elli Kelime" DHP kongresi 8 Aralık'ta • lstanbul Haber Servisi üenıokrat Halk Partisi'nin (DHP) birinci kongresi 8 Aralık Cumartesi günü Ankara'da, partinin genel merkezinde yapılacak. DHP Genel Başkanı Prof. Dr. Mahmut thsan Özgen yaptığı açıklamada, siyasi partiler arasında, başkanlık divanı ve genel idare kurulunda en çok kadın üyesi bulunan parti olduklarını belirtti. kitabı ise Adnan Menderes'in eşi Berin Menderes'e yolladığı mektupları içeriyor. Yassı• •• ada'da tutuklu olanlara, günSizlere söz edeceğim ikinei de elli kelimeyi aşmamak şarkadın yazar Aslı Erdoğan. Astıyla mektup yazmaları izni veh'nın yeni yayımlanan ikı kitarilmişti. Birdönemin başbakabının adı: ' Kırmızı Pelerinli nı Adnan Menderes bu elli keKent" ve "Mucizevi Mandalimelik mektuplan eşine yazmışrin." Iş Bankası Yayınları'nca tı. Birdönemi yansıtan bu mek yeni basımları yapılan bu iki kituplar, Türkiye'nin neleri yaşa tap Erdoğan'ın farklı duyarhlıdığını da gözler önüne seriyor. ğını sergiliyor. "Mucizevi ManBir solukta okuyabilirsiniz. darin "i aylar önce okuduğum"InciAvcısı" Nuriye'nin TRT da çok etkilenmiştim. için hazırladığı portreleri kapErdoğan, "Kırmızı Pelerinli sıyor. Aralannda Yılmaz KaraKenf'te, ölmüş sevgilisini arakoyunlu, Ishak Alaton, Do yan bir yazann ruh halini anlağan Hızlan, Reha Muhtar, tıyor. Rio kentinin egzotik haAydın Menderes ve Alev vası içinde yaşanan bir dram Ebüzziye gibi isimlerin yer albelki de bu. Sonuç olarak şudığı portreler Akman'ın şiirlenu söyleyebilirım: Aslı Erdoriyle süslenerek değişik bir tat ğan yeni bir solukromancılığıyaratıyor. mız için. "Kalabalıklar" kitabı için NuNuriye Akman'ın ve Aslı Erriye şunları söylüyor: "Kalabadoğan'ın kadın duyarlılığını da lıklar, kah alanda, tarlada, kı yansıtan kitaplarını kitaplığıyıda; kimi zaman daracık memın en kıymetli köşelerinden bikânlarda; bazen akan, kayna ,rine koyuyorum. yan, taşan; bazen duran, susan, bekleyen; gür sesli, sesi kısık, dilsiz toplulukları hissetme ve yansıtma denemesi... (...) Kalabalıklar Türklerin korkusu..." Türkiye Barolar Birliği lnsan haklan hukuku tartışılacak İstanbul Haber Servisi Türkiye Barolar Birliği'nce (TBB), lnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında, "lnsan Haklan Bildirgesinin 53. Yıhnda Uluslararası tnsan Haklan Hukuku'nun tartışılacağı 2 gün sürecek toplantı, 78 Aralık'ta Ankara'da yapılacak. 5 ayn oturumla gerçekleşürılecek toplaııtıya aralannda Dışişleri Bakanı tsmail Cem, Atina tstinaf Mahkemesi Başkanı ve KEADEA Uluslararası llişkiler Genel Sekreteri EmmanouilSergakis ve tnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Nejat Erseven ve TBB Başkanı Avukat özdemir Özok, konuşmacı olarak katılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle