29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2001 CUMA HABERLER Birçok kamu kurumunu da kapsayan Örümcek Ağı'nın mali boyutu Türkiye'nin dış borcunun yarısı kadar DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Askerin Ağırlığı Mehmet Ali Birand'ın çarşamba günkü "Manşet" programının konuğu eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Em. Oramiral Salim Dervişoğlu idi. Irak'a olası bir Amerikan müdahalesinin ve Türkiye açısından doğurabileceği sonuçların tartışıldığı programda, kaçınılmazolarak MGK de gündeme geldi. Programın danışmanı olan Em. Büyükelçi Yalın Eralp, ki Başbakanlık Danışmanlığı da yapmıştır, söyleşinin bir yerinde, "MGK toplantılarından önce askerler konuları kendi aralarında konuşuyorlar ve bu durumda tek ses halinde görüş bildiriyorlar, oysa sivil kesimin durumu aynı değil" dedi. MGK'nin kurum olarak yapısı, burada askerin ağıriığının fazla olması konusu sık sık gündeme geliyor, ne var ki, hemen hiçbir zaman tartışma sırasında Sayın Eralp'in dile getirdiği gerçeğe değinilmiyor. Türkiye'de siyaset sahnesinde askerin ağırlığı, salt bu yönde belirmiş bir askersel iradenin tecelli etmesinden mi kaynaklanıyor, yoksa sivil siyasetçilerin siyaset sahnesinde kimi boşluklar bırakmalarından, konuları doğru dürüst ele almamalarından mı? Sanırım uzun uzun üzerinde durulması gereken nokta budur. Siyasetçi iyi hazırlanmış bir dosyayla ortaya çıktığı, boş alan bırakmadığı zaman istediği çözümleri MGK'de kabul ettirebilmek olanağına sahiptir. Nitekim Sayın Eralp, bu olgunun örneklerini program sırasında dile getirmiş bulunmaktadır. Kuşku yok ki, demokrasilerde, milli iradenin temsilcisi olan sivil politikacının önceliği vardır. Türkiye'de de kural budur. TSK'nin, Cumhuriyetin kuruluşunda olduğu kadar, temel ilkelerin korunmasında gösterdiği titizlik ile demokrasinin bu kuralının çeliştiği söylenemez. Aslolan, bu iki olgunun çelişmeyeceği dengenin bulunmasıdır. Türkiye'nin geçirdiği darbelere baktığımız zaman, bu darbelerde "sivil sorumluluğun en aşağı askeri sorumluluk kadar olduğunu, hatta onun da üstünde birdüzeye çıktığını" görürüz. Metin Toker'in sık sık yinelediği bir sözü var ki katılmamak olanaksız. "Ne zaman 11 Eylül 1980 şartları biraraya gelse onu 12 Eylül 1980'in takip etmesi kaçınılmazdır" diyorToker. Bu gözleme katılmak, 12 Eylül'ü aklamak anlamını taşımıyor hiç kuşkusuz. 12 Eylül darbecileri, yaptıklannın tarihi sorumluluğuyla karşı karşıyadırlar. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, 12 Eylül'lerin yinelenmesini önlemenin yolunun, 11 Eylül 1980 koşullannın oluşmasını engellemekten geçtiğidir. Demokrasimizin bir garip yönü de herkesin bu rejimi sevmesi ya da sevdiğini söylemesi; ama aynı zamanda, onun onsuz olmazları siyasi partiler ile politikacılara güvenmemesidir. Kuşkusuz burada sistemin tam otumnamış olması, lider sultası, Siyasi Partiler ve Seçim yasalarının günümüz koşullanna uymaması da rol oynuyor. Ama bütün bunlara karşın yine de parti ve politikacı düşmanlığı ile politika yürütmenin olanaksız olduğunu görmeliyiz. Ne var ki, bunu yalnız bizim görmemiz de yetmiyor. Aynı gerçeği politikacıların da görmeleri ve artık kaçınılmaz hale gelmiş olan değişimin önünde direnmeyerek çağdaş biryönetime giden yolu açmaları gerekiyor. Ne yazık ki henüz o noktaya varabilmiş değiliz. Bugün yapılan kamuoyu araştırmaları, siyasetçinin de, siyasal partilerin de saygı görmediğini gösteriyor. Burada Konfüçyüs'ün bir sözü geliyor kaçınılmaz olarak akla, "Eğersenin iktidann saygı görmüyorsa bil ki başka bir iktidar yoldadır" diyordu Konfüçyüs. Siyasetçi, siyaset sahnesinde boşluk bırakmamak ile mükelleftir. Siyaseti saygın kılmak siyasetçinin görevidir. 50 milyar dolarlık^g • Cumhuriyet tarihinin en büyük soruşturması olarak nitelendirilen örümcek Ağı operasyonunun kapsamı gün geçtikçe genişliyor. Soruşturmamn "altın vuruş" olarak adlandınlan üçüncü ayağının mali boyutunun Türkiye'nin dış borcunun yaklaşık yansına denk düşen 50 milyar dolar olduğu savlandı. saplanıyor. Ancak soruşturmanın ikinci ayağının mali boyutunun 9 milyar dolar, "altm vuruş" olarak adlandınlan üçüncü ayağının ise Türkiye'nin dış borcunun yaklaşık yansına denk düşen 50 milyar dolar olduğu savlandı. Cumhuriyet tarihinin en büyük soruşturması olarak nitelendirilen, tartışmalı örümcek Ağı operasyonunun kapsamı gün geçtikçe genişliyor. Soruşturmanın ilk ayağında kilit isim olarak değerlendirilen Erol Kohen'in usulsüz işleri karşılığında araba "armağan" ettiği belirtilen Antalya Gümrükler Başmüdürü Turan Yıklız'ın cmekliliğe hazırlandığı öğrenildi. Kohen'in Yıldız'a armağan ettiği Polo Classic marka aracın, oğlu Hanıit Yüdız'ın üzerine kayıtlı olduğu belirtildi. Yıldız, aracı 1999 yılmda aldığını ve kaynağını da Oıümrük Müsteşarlığı'nabıldirdiğini ileri sürerek Kohen'in yanına gelip gıttiğini, ancak u kbnin kaçakçı" olduğunu bilemeyeceğini söylemişti. Edinilen bilgiye göre, eski Eti ILHANTAŞCI ANKARAlstanbul polismüdürlerinin soruşturmayı yürüten DGM Savcısı HamzaKcleş'e ifade vermesinin ardından tartışmaların odağında yer alan Örümcek Ağı operasyonunun Maliye, Gümrük, Polis, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Yargı ve Basın'dan oluşan 7 ayak üzerine oturtulduğu bildirildi. Tutuklu hulunan Erol Kohen'in gerçekleştirdiği hayali ihracatın mali boyutu 400 miiyon dolar olarak he bank Genel Müdürü Şükrü Karahasanoğlu da, soruşturma kapsamında aranıyor. Karahasanoğlu'nun 9 milyar dolarlık hayali ihracatta kullanılan döviz alım belgeleriyle ilgili olarak "çeteye" yardım ettiği savlanıyor. Soruşturmanın ilk ayağının kilit ismi Kohen'in bir partinin grup başkanvekilinin danışmanları ve özel kalem müdürü ile de ilişkisınin "iyi" olduğu belırtiliyor. Kohen ile bu kişiler arasındaki telefon görüşmelerinin kayıtları da bulunuyor. Başbakan Ecevit: ABD bir adım atacağı zaman bizimle diyalog kurmalıdır İhale Yasa Tasarısı görüsmeleri Türkiye, Irak için kararlı • Başbakan Ecevit, "ABD gezisinde Irak konusu gündeme gelecek olursa Türkiye'nin bütünlüğünü tehdit altına alabilecek herhangi bir oluşuma karşı olduğumuzu açıkça belirteceğiz" dedi. ANKARA(CumburiyetBürosu)Başbakan Bülent Ecevit ABD gezisinde öncelıklerinin ekonomi ve ticaret olacağını vurgularken "Irak konusunun gündeme gelmemesini temenni ederim" dedi. Ecevit, şu aşamada Irak'a yönelik bir harekât tehlikesi görmediğini belirterek Irak'a operasyon olması durumunda, Türkiye'nin coğrafı konumu nedeniyle istemese de "olaylann içine gireceğini'' söyledi. Başbakan Ecevit, dün grup toplannsında yaptığı konuşmada 2001 yılı ile ilgili değerlendirmeleryaptı. "Buyılhem Türkiye, hemdünyaiçinzorbiryılokhı" diyen Ecevit, ABD'deki 11 Eylül saldınsının tüm dünyayı sarstığını vurguladı. 2002'den umutlu olduğunu söyleyen Ecevit, "Türk ekonomisinde olumlu geHşmeler var. Borsa yükseüyor, dolar düşüyor. İndirinüi saüşiar sürüyor. Siirümden kazanç dönemi başladL Bu, çok önemli" dedi. Ocak ayı ortaEcevit, DSP grup toplantısında 2001 yıh ile ilgili değeriendirmeler yapn. sında gerçekleşecek ABD gezisine dek bazı yasalann mutlaka çıkanlması gereğinin altını çizen Ecevit, "IMF'den beklediğimiz kaynak için bu yasalann çıkması şartbr. Beniııı öııenı verdiğim yasalardan biri dc cndüstri bölgeleri yasasıdır. Arük yaünmcılar 40 kapıdolaşniayacak,yaürnniçinsadece tek kapıya gidilecek" dedi. Ecevit, yolsuzluklan izleme çalışmalarının tam bir kararlılıkla sürdürüldüğunü söyledi. Bazı çevrelcrin "Bu konuda ses seda kesildi, acaba hükünıet yolsuzluklan izlemekten vaz mı geçti" yollu kuşkular ileri sürdüğünü anımsatan Ecevit, "Bıınlar haksızdır. Bütün yolsuzhıklar adalete tesUm edUmiştir, bundan sonra hükümetin yapacak bir şeyi kalnıanuşür. Fakat yeni kanıüar ortaya çıkukça yolsuzluklarla DgOi kararh tutumumuz devanı edecektir" dedi. Ecevit, Laeken Zirvesi sonuçlanyla ilgili değerlendirme yaparken de Yunanistan'ın karşı çıkmayı çok fazla sürdürebileceğini sanmadığını söyledi. Ecevit, "AB'den oluşturulacak ordunun TUrkiye'ye karşı kullanıhnayacağı konusunda söz aldık. Buna Yunanistan karşı çıkb. Ama bunu sürdürecegini sanmryorum. Çünkü böylcce Yunanistan'uı bu orduyu Türkiye'ye karşı kullanma eğUunini göstermiş oluyor. Er gec bu tavn bırakmak zorunda kalacaklardır" dedi. ABDgezisi Ecevit, ABD gezisi konusunda da şu değerlendirmeleri yaptı: " Yoğun temaslannuz olacak. Onceliğimiz ekonomi ve ticareL Yardımdan çok ticaret, yaünnı bekliyoruz. ABD'den olumlu sonuçlarla geleceğimizi umannı. Afganistan, Ortadogu üzerinde duracağız. Irak konusunun gündeme gelme olasılıgı vardır, gelmeyebilir de. Gelmemesini temenni ederim. Gelecek olursa Türkiye'nin bütünlüğünü tehdit altına alabilecek herhangi bir oluşuma karşı olduğumuzu açıkça belirteceğiz. ABD'ye öteden beri şunu telkin cdiyoruz: Türkiye, Irak'la komşudur. Irak'ın istikran bütün dünya için, özellikk bölge için çok önemlidir. Onun için bu konuda ABD bir adım atacağı zaman bizimle diyalog kurmalıdır" 'Ulus devlet isyanına tartaklama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) IMF'nin kredi koşulu olarak dayattığı İhale Yasa Tasansı'ıun TBMM Bayındırlık Komisyonu'nda görüşülmesi sırasında kavga çıktı. MHP'li Nidai, Seven ile bazı komısyon üyeleri, tasarı üzerinde Ankara Barosu'nun görüşlerini açıklayan avukat Nusret Senem'in üzerine yürüdü. Komisyon Başkanı Mustafa Gül, gerginliğin artması üzerine Senem'i susturarak dışarı çıkarttırdı. Yapılan pazarlıklar sonucunda oluşturulacak komisyondaki Bayındırlık Baİcanlığı kontenjanı 3'e çıkarılırken, kamu bankalarının da yeni yapımlarda yasaya tabi olma hükmü getirildi. İhale yasa tasarısı dün TBMM Bayındırlık Komisyonu'nda kabul edildı. Toplantının başında sivil toplum örgütlerine söz verilmesi üzerine Ankara Barosu adına avukat Senem konuşmaya başladı. Tasan ile siyasi iktidarlann iradesınin bypass edildiğini söyleyen Senem, iktidarlann ihaleler üzerindeki denetimlerini tam yansıtma olanağından vazgeçtiğini belirtti. Tasarı ile ulus devlet yerine uluslararası şirketlerin hâkim olduğu bir sistemin getirilmek istendiğini anlatan Senem, yerli firmalara sağlanacak kolaylıklann gösteımelik olduğunu kaydetti. Sencm'in konuşmasına komisyon üyelennden tepkı geldi. MHP'li Seven "Bizehakaretediyorsun" dedi. Milletvekillerinin Senenı'in üze 9 ••• • Bayındırlık Komisyonu'nda İhale Yasa Tasarısı görüşülürken Ankara Barosu'nun görüşlerini açıklayan avukat Nusret Senem, tasannın ulus devleti yok ettiğini söyleyince MHP'liler üzerine yürüdü. rine yürümcsinin ardından Bayındırlık ve lskân Bakanı Abdulkadir Akcan da " Burada siyaset yapıyorsunuz" diye çıkıştı. Senenı'in "Bunıda bunlan konuşmak siyasettir. llerkes siyaset yapıyor" diye karşılık vermesı üzerine Komisyon Başkanı Gül, görevli polisleri çağırarak, Senem'i oda dışına çıkarttı. Olayın televizyonlarda habcr olması üzerine Komisyon Başkanı Gül ve Bayındırlık Bakanı Akcan, açıklama yaptılar. Akcan, Senem'in çok çirkin ıddialarda bulunduğunu savunarak davacı olacağını söyledi. Avukat Senem ise kendisınin hiç kimseyi "ülkeyi saüyorlar, pcşkcş çekıyorlar" şeklinde suçlamadığını, yaptığı konuşmayı daha önceden komisyon başkanına verdığinı söyledi. Senem, MHP'li üyelerin üzerine yürüdüİderini yineleyerek, "MHP'liler MHP'liliğini gösterdi" diye konuştu. Tasarının dünkü görüşmelerinde daha önce tartışmalara neden olan üst kurul üye sayısı ve kurumlara göre dağılımında yeni düzenleme yapıldı. Akcan'ın gün içerisinde Başbakan Yardımcısı Hiisametrinözkan ile yürüttüğü pazarlık sonucunda kunal daki Bayındırlık Bakanlığı'nın kontenjanı 3'e, kurul üye sayısı da 10'a yükseltildi. Tasannın kamu bankalannı kapsam dışında tutan bölümünde de yeni düzenleme yapılarak kamu bankalannın yeni yapunlan tasanya tabi tutuldu. ••• Yılmaz, Irak konusunda Kıvnkoğlu'nun endişelerini paylaştıklannı söyledi 2002, AB'ye uyum içîn kader yıh Türkiye'nin AB'ye giriş hedefinin 20072010 arasında gerçekleşebileceğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Yılmaz, parlamento muhabirleri ve Başbakanlık muhabirlerinin yeni yılını kutlayarak sohbet etti. Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) Başkanı Kemal Saydamer, asgari kadro ve iş güvenliği yasalarının gazeteciler için hayati önem taşıdığını belirterek, bunun demokratik yaşam için de vazgeçilmez olduğunu söyledi. Basın Yasası öncelikli Yılmaz, 2002 yılınm AB'ye uyum için kader yılı olacağını anlatarak, Basın Yasası ile ilgili değişikliğin kısa vadeli öncelikler arasında olduğunu dile getirdi. Yılmaz, IMF'ye verilecek niyet mektubunda 16.5 milyar dolarlık kredinin yer ahp almayacağının sorulması üzerine, "Bu miktann bir bölümü, 2001 'den sarkan taahhüttür. Ama toplam olarak ifade ettiğiniz kadar bir kaynak söz konusudur" dedi. Yılmaz, MHP'li AbdulhalukÇay'ın Devlet Bakanhğı'ndan azledilmesi ile ilgili sorusu üzerine yorum yapmadı. ^lükümete güven arttı' Hükümete olan güvensizliğin ANAP'ın yaptırdığı araştırmalarda da ortaya çıktığının anımsatılması üzerine Yılmaz, iddialı bir program uygulayan hükümetlerin popülarite iddiasından vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, "Onemli olan trendin yönüdür. Bizim araştırmamız da ortaya koyuyor ki, hükümete olan güven son 12 ay içerisinde az da olsa artnuşur" dedi. Yılmaz, Genelkurmay Başkanı örgeneral Kıvnkoğlu'nun Irak ile ilgili uyanlannın anımsatılması üzerine, şöyle konuştu: "Gerek Sayın Başbakan'm gerekse Sayın Genelkurmay BaşkanTnın dile geürdiği endişeler hepimizin paylaşöğı endişelerdir. Türkiye için hayati önenı taşıyan husus, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Bunun ABD yönetimi tarafindan da benimsenmiş bir hedef olduğunu biliyoruz. En azından kendileri de bunu devamlı dile getiriyorlar. ABD yönetiminin asıl hedefı yönetimin değiştirilmesidir. Askeri müdahaleye gerek kalmadan yaklaşık 10 senedir bunu yapmaya çalışıyor. Bugüne kadar hedefine ulaşanuuu." AİHM düzenlemeleri çıkarılıyor Uyum yasalarına MHP tırpanı EMİNE KAPLAN ANKARATürkCeza Yasası'nın (TCY) 312. maddesi ile Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7 ve 8. maddelerini de kapsayan uyum yasalan paketi, hükümetin MHP kanadının çekinceleri doğrultusunda yeniden düzenleniyor. Devlet Bakanı FarukBal,AİHM'ninkaranna göre yargılamanın yenilenmesine ilişkin düzenlemelerin paketten çıkanlacağını söyledi. Bal, partisinin bu konudaki ıtirazlarının hükünıet ortakları tarafından haklı bulunduğunu bildirdi. HükümetinMHPkanadı, uyum yasalan paketinde çekinceleri doğrultusunda yapılmasını istediği değişiklikleri ortaklanna kabul ettirdi. AlHM'nin kararına göre "yargılanmanın yeniden yenilenmesi"ni öngören 6, 9 ve 10. maddelerin paketten çıkanlması kararlaştınlırken TMY'nin312. maddesiyle ilgili değişikliğin gerekçesinde "sonıut tehlike" yerine "açıkve yakın tehlike" ifade leri kullanılacak. TMY'nin 7. maddesinde öngörülen değişiklik metninde ise "terör faaliyetlerini övnıek" de suç kapsamına ahnacak. Uzlaşılan biçimiyle paket yeniden düzenlenerek Bakanlar Kurulu'na sunulacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu'nun Irak konusundaki uyanlarını iktidar ve muhalefet olarak herkesin paylaştığını söyledi. Irak' ın toprak bütünlüğünün Türkiye için yaşamsal öneme sahip olduğunu vurgulayan Yılmaz, Başbakan Bülent Ecevit' in ABD'ye yapacağı ziyaretin zamanlamasının önemli olduğunu dile getirdi. Yılmaz, bu görüşmede iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin, Kıbrıs ve Irak konusunun gündeme geleceğini bildirdi. Hükümet ortaklannın Türk Ceza Yasası'nuı 312. maddesinde yapılacak değişiklik ve IMF'ye verilecek niyet mektubunda uzlaşma sağladığını kaydeden Yılmaz, NOKTASI Eczacılar, Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan "Yılbaşından sonra ilaç fiyatlan yüzde on ucuzlayacak" açıklamasının, doğrudan eczacıları hedef aldığını söylüyorlar. Dün bir grup eczacı gazetemize geldi ve Sağlık Bakanlığı'nın eczacılık mesleğini yok etmeyi hedeflediğini belirtti. Kamu kurumlanyla çalışan bir eczacı şunları söylerdi: "Benim yalnızca BağKur'dan tahsil edemediğim 70 milyar alacağım var. Borcum ise 100 milyar. Borcuma faiz işliyor ve her gün bu nedenle artıyor. Tam 135 gündür devletten alacağımı tahsil etmek için bekliyorum. Mahkemeye versem sözleşmeyi de iptal ederler, ne yapacağımı bilemez haldeyim. Böyle giderse eczaneleri kapatacağız. Bazı meslektaşlanmızın alacağı 150200 milyarı buldu." Istanbul Eczacılar Odası Başkanı Zafer Kaplan ise şunları dile getirdi: "Ithal ilacın yüzde 25 ucuzlatıldığını beyan eden Sayın Sağlık Bakanı, ucuz /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] leri bir anlam kazanıyor. Eczacılar, bu durumda eylem kararı aldıklarını açıkladılar. Istanbul Ezcacılar Odası Başkanı Zafer Kaplan bu konuda ne yapacaklarını şöyle anlattı: "Türkiye'de son 8 ayda 750 eczane kapandı. Bu sayının önümüzdeki aylarda 5000'e ulaşağını büyük bir endışe ile beklemekteyız. Artık biz eczacılar mesleğimizi, kendi yaşamımızı ve çocuklarımızın geleceğini savunmamız gereken günlerdeyiz. 21 Aralık 2001 Cuma günü Türk Ezcacılar Birlıği'nin Büyük Kongresi'nde Sağlık Bakanlığı'nın yüzde 10 eczacı hakkını indirme uygulamasına karşı tüm Türkiye 'de uygulamak üzere eczanelerin kepenk kapatma eylemi karan Büyük Kongre karan olarak alınmıştır. Bu eylemın günü; Türk Eczacılar Bihiği'nin 39 ecza odası başkanı ile yapacağı toplantıda kararlaştınlacaktır." Eczacılar cephesinde durum pek parlak gözükmuyor. Sağlık Bakanı Durmuş bunu nasıl açıklıyor, doğrusu merak ediyoruz. Eczacılann Endişeleri... layan bir ithal ilaç varsa lütfen örnek göstersin. Nisan krizinden bu yana ithal ilaç yüzde 300 zam almıştır. Yerli ilaca zam ise yüzde 98. Oysa ülkede enflasyon yüzde 65.5. Sağlık Bakanı 'nın gücü ilaç alamayan halkımıza ve eczacıya yetmektedir." Başkan Zafer Kaplan ilginç bir noktaya daha dikkat çekiyor "Yılda 1.3milyar dolar ödenen ithal ilaçların büyük birkısmının eşdeğeri yurtiçinde daha ucuz olarak üretılmektedir. Buna rağmen bu pahalı ithal ilaçlar Sağlık Bakanlığı 'nın izniyle yurtdışından getirilmeye devam etmektedir. Çeşitli ahlak dışı promosyonlaha reçetelere girmektedir. Bu pahalı ilaçlar nedeniyle insanlarımız ve kamu kurumlarımız adeta soyulmaktadır. Bütün bunlar Sağlık Bakanı'nın gözünün önünde cereyan etmektedir." ••• Eczacılar yüzde 10 indirimin arkasında yattığını söyledikleri oyunu ise şöyle anlattılar: "Bugüne kadar eczacılar, devletin belirlediği yüzde 20 kâr ve yüzde 10 da işverenlerin sağladığı indirimle ilaçlan yüzde 30 iskontolu alıyorlardı. Eczacılann işletme gideri, ilaç fiyatı üzerinden ortalama yüzde 12'dir. Kamu kurumlanna yazılan reçetelere yüzde 5 ındirim yapıyoruz. İthal ilaçta isekâroranı yüzde 16.6 'dır. Bunu da ortalamaya dahil edersek ilaç fiyatı üzerinden gider oranı yüzde 18'eçıkıyor. Bunazamanındaödenmeyen kamu kurumu alacaklannı da eklerseniz yüzde 20 yalnızca giderleri zar zor karşılıyor. Aynca vergileride eklerseniz, sonuçta giderimiz yüzde 20'nın üzerine çıkıyor. Sağlık Bakanı, ilaç işverenlerinin sağladığı yüzde 10'u kaldıracağını söylüyor. Indirimide buradan yapacak. Bu durumda eczaneler zarar edecek ve kapanacaklar." Bundan sonra ne olacak sorumuza ise eczacılar şu karşıhğı verdıler: "Bunun arkasında sanki büyük bir oyun oynanıyor. ömeğin veteriner ilaçlarında artık ilaçlan veterinerler yazıp bizzat kendileri veriyor. Yarın doktorlara da böyle bir hak tanınırsa eczacıya gerek kalmayacak. Daha da ötesi, büyük marketlerin içinde yeni eczaneler gündeme gelebilir. O zaman büyük şirketler eczacıları büyük reyonlarda aylıklı eleman olarak çalıştırabilir. Böylece eczacılık mesleği tam anlamıyla yok olur." • •• Eski Istanbul Eczacılar Odası Başkanı Erkan önsel bir noktaya daha dikkat çekti. IMF Başkanı Horst KohIer'e21 Kasım2001 tarihinde gönderilen raporda şöyle bir ibare yer alıyor: "llaçlarda yasal düzenlemeyle tabiı kârmarjlan düşürülecek." önsel bu ibareden yola çıkarak şunu ekliyor: Bu durumda Sağlık Bakanı Durmuş'un söz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle