19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 2001 PAZARTESİ HABERLER Kubilay'ı anma töreninde konuşan Binbaşı Seçer, geridlerin dünya çapında örgütlendiğini söyledi: Irtica kan kusturuyor • Dcvrim şchidi Kubilay, yobazlarca katledilişinin 71. yılında düzenlenen törenlerle anıldı. Menemen'de TSK adına konuşan Topçu Binbaşı Bülent Scçcr, dünya çapında örgütlenen irticaya karşı Atatürkçü düşüncenin geçit vermeyeceğini vurguladı. Aktuğ Kubilay ve torunu Mustafa Kubilay'ın yanı sıra, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon, üüney Üeniz Saha Komutanı Koramiral YencrKarahannğlu, Hava Egitim Komutanı Korgeneral Batmaz nıaya devam ediyor. Her gün daha da güçlenen TSK, laik cumhuriyeti bağnaz düşüncelere karşı koruyacaktır" dedi. Menemen'de düzenlenen törene, devrim şehidi Mustafa Fehmi Kubilay ın oğlu Vedat Dandin, DSP Milletvekili Kemal Vatan, CHP Genel Başkan Yardımcısı tnalBatu, CHP lzmır 11 Başkanı Alaaddin Yüksel, Menenıen Belediye Başkanı Tahir Şahin, Menenıen Kaymakamı Bekir Şahin Tü 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Öğrenmenin BedelL. önceden öğrenmek, indirimli fiyattan öğrenmektir. Deneyerek öğrenmek, etiket f iyatıyla öğrenmektir. Hayat öğretirse, zamlı tarifeden ödetir. ••• Ünlü tarihçi E. H. Carr 'Geçmişini anlamayan, onu bir kez daha yaşamak zorundadır' der. Ne yaşadığını, nasıl yaşadığını, neden yaşadığını öğrenmek çok önemli bir beceridir. Yaşadığı süreci anlayamayanlar, öğrenme becerisinden yoksun canlılardır. Başlanna sık sık aynı olaylar gelir ama onlann başka açıklamaları vardır. öğrenme becerisi yoksunlarının tipik özelliği, başlarına gelenlerde kendi sorumluluklarının bulunmadığına inanmalarıdır. Başlarına gelen kaza, beklenmedikbirolaydırve kimse de bunu önceden kestiremez. Benzer olay yinelenince 'kaderleri kötüdür'. Aynı olay yeniden olunca 'göz değmiştir' ve çekemeyenler vardır. Ya da çevrede uğursuzlar, lanetliler dolaşmaktadır. Geçmişin yakılan büyücüleri, asılan dinsizleri, sürülen Yahudileri bu yanlış açıklamaların kurbanlarıdır. Ekonomik krizegirilmıştir. Herkes, 'kendinden başka herkesi' suçlamaya başlar. Devlet kötü yönetilmektedir, milletvekilleri hiçbir şey yapmamaktadır, bankaların içi boşaltılmakta, kaynaklar hortumlanmaktadır. Ama butün bunlar böyle ise 'kendisi ne yapmıştır?'. Hiçbir şey. Hiçbir şey yapmamıştır. Kendisine düşen hiçbir görev olmadığını düşünmektedir. Oysa, seçimlerde oy verdiği siyasal partiden, üretim ve tüketimle ilgili tutumlarına kadar olan biten her şeyde kendi payı da vardır. Ama 'herkesin ortaksorumluluğu', bilinçsizlik nedeniyle 'hiç kimsenin sorumluluğu 'na dönüşünce ortada hep yakınma ve eleştiri görülür. Görülmeyen ise sorunun çözümü için düşünceler ve gösterilmesi gereken çabalardır. Bizim toplumumuz, 'hayattan öğrenmektedir', başına gelince öğrenmektedir, öyle olduğu için de belalarla karşılaşıp öğrenmektedir. Bu da yanlış oldu. Bizim toplumumuz 'hayattan da öğrenememekte', başına gelenlerden ders alamadığı için de başı beladan kurtulmamaktadır. Toplumun geneline 'Beladan nasıl ders alınır?' konulu yaygın eğitim gerekmektedir. Trafik kazalarına ilişkin haberlerde satır aralarına bakınız. Kazanın nedenine ilişkin gerçekler ya atlanmaktadır ya da üstü örtülü verilmektedir. Bu yağışlı havalarda, donmuş zeminde, su birikintilerinde en yanlış sürücü tutumu, aşırı hızdır. Çünkü aşırı hızda araba kayar, fren işe yaramaz, direksiyonu yönetmek zorlaşır. Trafiğe kısa bir süre için bakın. Hızlagıdenleri, birbirini geçmeye çalışaniarı, zik zak yapanları göreceksiniz. Trafik görevlilerinin de bunları sizin gibi seyrertiğini görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Sonra da bunlara 'trafik kazası'diyeceksiniz. Konu baştan sona yanlışlıklar komedisi ya da trajedisidir. Güney illerimizdeki sel baskınları, kesilen ormanların, kıyıdan kazanılmak istenen topraklara yapılan rant yapılarının diyetidir. Istanbul'un iki karış kar yağınca felce uğraması, iklim değişikliklerine ne denli hazırlıksız olduğumuzun açık bir belgeselidir. Yanlış yapılanmaların, yapımında hırsızlıklarla sakatlanmış yolların, olmayan altyapının ödenen bedelleridir. Bela ile öğreniyor muyuz? Elbette hayır. Bela ile öğrenmek bile, aklını bir ölçüde kullanma becerisini gerektiriyor. Hiç değilse en az ölçekte sorumluluk almayı gerektiriyor. En hafifinden 'belki kendisinin de bir payı olabileceğini' kabul etmeyi gerektiriyor. Bizim başımızdan ne kaza eksik olur ne bela azalır. 'lyide ne yapmalı?' diyen olursa birkaç sade öneride bulunalım. • Insanlarımıza her şeyden önce 'Ne neden olur? Ne nasıl olur? Sen ne yaparsan ne olur ya da ne olmaz?' eğitimini vermeliyiz. Yöntem eğitimi bilgi eğitiminden çok daha önemlidir. Bu yol, bilinçlendirme, farkındalık kazandırma eğitimidir. • Insanlarımıza 'her durumda senin sorumluluğun vardır' eğıtimi verilmelidir. Kişiyi ilgilendirmediği sanılan durumlarda bile herkesin sorumluluğu vardır Bu da 'sorumluluk eğitimi'dir ki, hayatta başarmanın da var olmanın da temelidir. • Insanlarımıza 'her durumda yapabileceğin bir şey vardır ve bunu yapmakla yükümlüsün' eğitimi verilmelidir. Bu da 'etkinlik eğitimi'd\r ki insanı hiçlikten, değrsizlikten, cansızlıktan kurtarır. Çocuklara, gençlere, yetişkinlere bu eğitimi veremez, bu eğitimde başarı sağlayamazsak hepimizi daha çok kaza, daha çok bela bekliyor demektir. email: erdalatak(« superonline.com Faks:02125139098 Ecevit eylemciyle bartştı (Cunıhuriyet Bürosu) Başbakan Bülent Ecevit, Başbakanlık'tan çıkarken kendisine doğru yazarkasa fırlatan Ahmet Çakmak ile dün bir televizyon programının çekimlerinde banştı. Programın çekimleri sırasında Çakmak'ın Ecevit 'in elini öperek bir demet gül verdiği ve özür dilediği öğrenildi. Ecevit ise program çıkışında gazetecilerin sorusu üzerine, "Barıştık. Ben zaten darılmamıştım" dedi. • ANKARA Haber Merkezi Devnm şehidi Kubılay, katledılışının 71. yıldönümünde düzenlenen törenlerleanıldı. Menemen'deki Kubilay Anıtı önündc düzenlenen törcnde konuşan Topçu Binbaşı Bülent Seçer, şeriatçı ve yobaz örgütlenmenin dün olduğu gibi bugün dc var olduğunu belirterek "trtica vegericiHk dünya çapında örgüflenmcsiylc tüm dünyaya kan kustur CUMHURBAŞKANI SEZER: Atatürk devrimleri korunacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cunıhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, devrim şehidi Mustafa Fehmi Kubilay ın şehit edilişinin 71. yıldönümü nedenıyle yayımladığı mesajda, "Kubilav'ın Türk ulusunuıı çağdaşlaşma ülküsünüıı simgcsi olarak ölümsüzleştiğüıi" vurgularken Atatürk ilke ve devrimlenni sonsuza kadar korumakta kararlı olduklannı bildirdi. Kubilay'ın şehit edilişinin 71. yıldönümü nedeniyle Cumhıırbaşkan Sezer, TBMM Başkanı Ömer Izgi ve Başbakan Bülent Ecevit mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanı Se/er, mesaj ında ulusa yeni bir dönemin kapılarını açan cumhuriyete karşı olan çevrelerin her dönemde ortaya çıktığını, ancak yurttaşlann cumhuriyete, Atatürk ilke ve devrimlerine inancı ve sağduyusu nedeniyle yaşama şansı bulamadıklannı vurguladı. 23 Aralık 1930 günü Menemen'de gerici bir grııbun başlattığı demokratik, laik, çağdaş cumhuriyete başkaldın niteliğindeki eylemlerin, ulus ve devletin kararlılığı sayesinde amacına ulaşamadığını anımsatan Sezer, şu görüşleri dile getırdı: "Aydınlığı sindiremcyenlerin, Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın acımasızca kadediunesiyle sonuçlanan bu çirkin eylenıleri Türk ulusunu yıldırnıamış, tcrsine yurtta^larımı/jn cumhuriyete ve degerlerine bağlılıgını arttırmışür. Devrim şehidi Mustafa Fehmi Kubilay Türk ulusunuıı çağdaşlaşma ülküsünün simgesi olarak y urttaşlaranızın gönlünde ölümsü/Jeşmiştir." • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yerel Televizyonlar Birliği'nce (YTB) verilen "halk kahramanı" ve "onur" ödülleri Dedeman Oteli'nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Birlik, 98 kişiye "halk kahramanı", 25 kişiye de "onur" ödülü verdi. "Halk kahramanı" ödülü verilen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ödülünün, Cumhurbaşkanhğı Köşkü'ne götürüleceği bildirildi. Sezer'e 'halk kahpamanı' ödülü Yücelen'den yalanlama (Cumhuriyet Bürosu) tçişleri Bakanı Rüşrü Kazım Yücelen, eski Trabzon Emniyet Müdürü'nün merkeze atanması ile ilgili olarak çeşitli gazetelerde yayımlanan haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Yücelen, MHP Trabzon Milletvekili Nail Çelebi'ye, "Müdür, devlet protokolüne uygun davranmayıp davetlerde içki içmiyor. Merkeze alınma gerekçelerinden biri bu" şeklinde kendisine atfedilen sözlerin doğru olmadığını açıkladı. • ANKARA İstanbul'da SultaııbeyH'deki Atatürk Anıb önünde ADD tarafından düzenlenen törene de ADD'nin istanbuPda bulunan şubeleri ile yurttaşlar katakİL (Fotoğraf: NEVZAT DlNDAR) 'Atatürk'ün iziııdeyiz' Atatürk tarafından olağanüstü güç koşullarda kurulan Türkiye C'umhuriyeti'nin tüm değerleri ile daha da yüceltmeye, Atatürk ilke ve devrimlerini sonsuza kadar korumaya ve demokrasiyi yaşatmaya kararlı olduklannı bildiren Sezer, bu konuda toplumun tüm kcsimlcrinc dc öncmli sorumluluklar düştüğüne işaret ettı. TBMM Başkanı Ömer Izgi, Atatürk ilke ve devrimleri uğruna canını feda eden öğretmen Kubilay'ı saygıyla andığını bildirdi. Başbakan Bülent Ecevit de mesaj ında çağdaş ve laik Türkiye Cumhuriyeti'nin yolunu kesnıek isteyenlerc karşı canını feda eden Kubilay'ı, şehit edılışinın 71. yılında saygıyla andığını belirterek Atatürk'ün izınde Tüık ulusunuıı laik cumhuriyeti sonsuza kadar koruyacağını bildirdi. lrticanın laik Türkıyc Cumhuriyeti için her zaman büyük tehlıke olduğunu vurgulayan EğitDer Genel Başkanı, CHP PM Üyesi Mustafa Gazalcı, laıklikten vazgeçilemeyeceğini kaydetti. tüncü, Izmir Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf AH Karaman, öğrenciler ve çok sayıda yurttaş katıldı. Ege Ordu Komutanı Orgeneral Tolon, anı defterine yazdıgı yazıda Türk Sılahlı Kuvvetleri'nin laik cumhuriyetin yılmaz bekçisi olduğunu vurgulayarak şu görüşlere yer verdi: "Bir gnıp din isürmarcısına direnirken şehit olan Kubilay gelecek kuşaklara simge ol"""" du. Atatürk devrim ve ilkelerine karşı çıkanlar, dün olduğu gibi bugün de karşılanndaTSK'yibulacaklardır." TSK adına konuşan Topçu Binbaşı Bülent Seçer de Mustafa Kemal Atatürk'ün laik cumhuriyetin temellerini attığını ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunu kaydederek şunları söyledi: "Ancak birtakım bağnaz düşünceler yer yer seslerini çıkarnuşnr. 71 yıl önce Menemen'de de sahnelenen olay bu kara seslerden birisidir. O gün gerici yobazlar şehitkrimizin bedenini aldılar ancak şehitlerimiz bizlerle soasuza kadar yaşayacak. İrtica ve gericiük o gün olduğu gibi bugün de sürüyor. Dünya çapında örgüdenmesiyle kan kusturmaya devam ediyorlar. tnsan crdemine karşı kişilerden oluşan irtica bitmedi. Ancak Atatürkçü düşünce bunlara geçit vermeyecek. Her gün daha da güçlenen TSK, laik cumhuriyetimize tehdit olan bağnaz düşüncelere geçit vermeyecektir. Her rürlü kararüuğımızla karşdannda olacağız." Törene mesaj gönderen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Krvnknglu ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin laik düzeni korumaya, irticai ve her türlü tehdide karşı koymaya her zaman hazrrlıklı olduğunu, bundan hiç kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini bildirdi. Kubilay, Adana'da da Atatürk Parkı'nda düzenlenen bir törenle anıldı. CHP, Türkiye'nin sonunun Arjantin'e benzetilmemesini istedi Hükümet yetkilileri derin uykuda ANKARA (ANKA) CHP, Türkiye'nin doğal olarak bir Arjantin olmadığını ancak bunun "Türkiye hiçbir zaman bir Arjantin olamaz" anlamına gelmemesi gerektiğini belirtti. CHP Ekonomi Masası tarafından hazırlanan Ekonomi Bülteni'nde, Arjantin'de yaşanan ekonomik kriz sonrası gelişen olaylar değerlendirildi. Hükümet yetkililerinin, ekonomisi çö 8 Hizbullahçı yakalandı • Istanbul Haber Servisi Terör örgütü Hizbullah'a yönelik Istanbul'da gerçekleştirilen opefasyonda 3 kişi yakalandı. Güneydoğu'da bazı eylemlere kanştıklan belirlenen Hizbullah'a yönelik Istanbul'da operasyon düzenlendi. Operasyonda gözaltına alınan 3 kişi, sorgulanmak üzere aksam saatlerinde uçakla Diyarbakır'a gönderildi. CHP'de parti içi eğitlm programı başladı Aynı söylem etrafında birleştik İstanbul Haber Servisi CHP tstanbul ll Orgütü'nün düzenlediği ve 150 bin partiliye eğitim verilmesi amaçlanan "parti içi eğitim programı" başladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr.Oya Araslı "Parti içinde kavga bittL Aynı söylem etrafında birleştik" dedi. CHP parti içi cğitiminin ilki, dün Laleli'deki Merit Antik Otel'de gerçekleştirilcrek programla ilgili bilgi verildi. CHP'nin artık parti içi çatışmalardan kurtulduğunu söylcyen Ara,sh,"SöyIemlerimizin merkezinde insaıı vardır. Devlet, insanın hizmetinde olmahdu*. Parti içinde kavga bittL Aynı söylem etrafında birleştik'" diye konuştu. ken Arjantin ile cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik krizini yaşamakta olan Türkiye arasında temel farklılığın, Türkiye'de uygulanmakta olan "esnekkur" politikası ve yüzde 5.5 oranında faiz dışı fazla veren sağlam kamu maliyesi olduğunu dile getirdikleri anımsatılan bültende, hükümetın derhal, bu anlayışın yarattığı rehavetten, içinde bulunduğu vurdumduymazlıktan ve derin uykudan uyanması gerektiği dile getirildi. Arjantin'de önü alınamayan yolsuzlukların siyasi bağlantılarının hesabının sorulamadığı kaydedilen bültende, "Türkiye'de, yolsuzluklann kökü kazındı nu? Yolsuzluklann siyasi bağlanblannın hesabı soruldu ınu? Siyasi ahlak yasası ve kurallan uygulamaya gcçirilebildi mi?" diye soruldu. [email protected] ma olanağını buluruz: "... Birhanımefendi öğleye doğru, bazen de sıcak yaz gecelerinde, etrafın büsbütün sakinleştiği saatlerde birentari giyer, üstüne eski bir maşlah geçirir, başına da başörtüsü bağlar ve kendini nhtımdan sulara salıverırdi. Kimsenin onu görmesine imkân olmadığı halde, belki bir kayık geçer düşüncesiyle olacak, okıyafeti uygun görürdü. Üstündekiler ıslandıkça ağırlaşır, hanımefendi, derin sularda ayakta durur gibi dikey vaziyette, sularla beraber hem kayarhem de kayıkhanenin sığlığına doğru yüzerdi." Istanbul'un, Türkiye'nin, dünyanın tarihine yapılan her yolculukta, karşımıza kadının özgürleşme serüveni çıkıveriyor. Şimdi Afganistan'da ya da dünyanın herhangi bir yerinde olduğu gibi. Kadının özgürleşme yolculuğu, insanın eşitlik yolculuğunun en temel ayağını oluşturuyor. Geçmiş fotoğraflara biraz da bu gözle bakın. Denizli'de Mezdeke tartısması IR NOKTASI Pazar sabahı kalktım, eski lstanbul fotoğraflarına daldım. Insanoğlu nedense geçmişe yapılan yolculuklardan hoşlanıyor. Iş Bankası'nın geçen yıl yayımladığı "Imparatorluktan Cumhuriyete lstanbul" albümünü zaman zaman karıştırırım. "National Geographic" dergisinin fotoğrafçılarının çektiği lstanbul fotoğrafları çok etkileyici. Sayfalarda dolaşıyorum. Insan yüzleri çok değişmiş. Tulumbacıların, yani şimdiki itfaiyecilerin resimlerine bakıyorum. 1922 yılı tulumbacıları çıplak ayakla Istanbul'un sokaklarında koşuyorlar. Belli ki o dönemde çıkan yangınlara koşarak yetişmek gibi bir dertleri var. Spor yapıyorlar. 1928 tarihli fotoğrafta biraz motorize oldukları anlaşılıyor. Arazözlerine Haliç'ten deniz suyu dolduruyorlar. Ahmet Hamdi Tanpınar, "Beş Şehir" kitabında Istanbul'un tulumbacılarına ilişkin ilginç bir anı aktarıyor: "Osman Cemal Kaygısız'/n Semai Kahveleri kitabında anlattı /ORAL ÇALIŞLAR Eski lstanbul Fotoğrafları ğı.. 1308 (1892) senelerinin meşhur meydan şairlerı ve âşıklarından olan Çiroz AH verem imiş. Hastalık ağırlaşınca Bakırköy'deki dayısının evıne tebdili havaya gönderilmiş. Bittabii bütün tulumbacı koğuşları bu meşhur arkadaşın sıhhati ile meşgulmüş. öleceği günün gecesi DefterdarBurnu tulumbacı koğuşu reisi Ismail Kâhya, bir şey olursa haberversin diye Bakırköy'e biradam gönderir. Çiroz AH sabaha karşı ölür. Haberci de bir kira beygirine atlayarak Defterdar Burnu 'na gelir ve Ismail Kâhya'ya 'Sizlereömür!' der. O zaman Defterdar Burnu 'ndan iki yüze yakın tulumbacı Bakırköy'e hareket eder ve orada biro kadar meslektaşları ile birleşirler. Aralarında Hıristiyan ve Yahudileri de bulunan tulumbacılar, cenazeyi, bir saat on dakika gibi imkânsız bir zamanda açık ayak denen koşu şekliyle Bakırköy'den Eyüp camiine indirirler." 1928 yılında kızların başı açık, bir okul sırasında oturuyorlar. Masum bakışlarıyla objektıfe poz vermişler. Bellı kı yaşamlarında çok şeyler değişmeye başlamış. 73 yıl önce... Bugün için bile oldukça modern sayılabilecek bir görüntü. Nezihe Muhittin bir kadın yazar o yıllarda (1931), değişim duygularını şöyle dile getirıyor: "Biz gerçek feministlerin, moda cereyanına sürüklenen şuursuzzümre ile hiçbir ilişkimiz yoktur... İki cinsin, erkekle kadının birbirine benzemesi bizim istediğimiz neticeyi vermez... Yani kadın, erkek gibi giyinmek, erkek gibi duşünmek, erkek gibi yaşamak eğilimini göstermeye başladı. Ben bu akımı zararlı görüyorum... Devrimimizin verdiği büyük fırsatla bizim, her şeyden önce, yüzyıllarca terk olunmuşluktan olumsuzlaşan, kokuşan kadının esas karakter niteliklerini ıslah etmek ilk işimiz olmalı idı. Mesela, kadın izci teşkilatından evvel hastabakıcı teşkilatı daha çokyararlı olur kanısındayım." Belli ki o dönemde, radikal feminıst fikirler de kadınlar arasında vardı. Nezihe Muhirtin'in ılımlı birfeminist eğilimi temsil ettiği anlaşılıyor. O tarihlerde kadının denize girmesi, mayo giymesi de pek o kadar kolay değildi. Buna çok istekli olan kadınlar bir yolunu buluyorlardı. 1929 yılındakı bir fotoğraf kadınların halini de resmediyor. Denizlerde kadınlar hamamı adı verilen yerler tahta perde ile kapatılırdı. Buradan plaja geçişi sağlayanlar Beyaz Ruslar oldu. Florya onlar sayesinde Istanbul'da kadınların açıktan denize girdikleri yer halıne geldi. Florya kıyısı Atatürk'ün emriyle 1935'te ıslah edilince plaja dönüşmesi zor olmadı. O dönemi yaşayan Iffet Evin, Türk kadınlarının plaja ilk girişlerinin öyküsünu anlatırken, yaşanan süreci de gözümüzün önünde canlandır Göksu: Atatürkçü düşüncedeyim DENİZLİ(AA)Denizli Valisi Yusuf Ziya Göksu, "Iurizm Bakanı Taşar'uı dincilere yakın olduğumu ve bu imajdan kurtulmak istediğimi söylediğine inanmıyonım" dedi. Göksu, Tarkan'ın yılbaşı konserinde yer alacak Mezdeke Dans Grubu'nun, kullandığı peçeyle Türkiye'nin imajını sarsacağı endişesine yer verdiği faksı Taşar'a çekmesinin ardından, gazetelerde Taşar'ın sözlerine yer verildiğini belirtti. Göksu, bir gazetede, Taşar'ın "Belli bir kesime yakın olduğu yolunda duyumlar var" şeklinde ifadelerinin kullaıuldığına dikkat çekerek "Gazete haberidir, bir şey diyemem. Ama Bakan Bev 'in belli bir kesime yakın olduğum ve böyle bir imajdan kurtulmak istediguni söylediğine inanmıyorunr dedi. Atatürkçü düşünceden ödün vermeyen bir insan olduğunu, iyi niyctle görevini yerine getirmeye çahştığını ifade eden Vali Aksu, şunları söyledi: "Benim ne olduğumu Denizli halkı biliyor. Aynca dinci kesimle birlikte olsam, onlan korusam ilk tepki Genel Başkanı Dcnizlili olan Atatürkçü Düşünce Derncgi'nden gelirdi." «4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle