19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 2001 PAZARTESİ OLAYLAR V E G Ö R U Ş L E R ,ı«y.gorUs (acumhuriyet.com.tr MUMTAZ SOYSAL Karann Gerekçesi Hâlâ Yok! Aydın Atatürkçü Düş. Der. Baş. Enol ERTUĞRUL Huhıkçu Cumhuriyel k ı t a p 1a r ı Biz Bize Benzeriz KAÇ gündür sürüp giden "Arjantin'de olanlar bizde olmaz" edebiyatını hayretle izliyorsunuzdur herhalde. Bizde aile ve akrabalık bağları güçlüymüş; yoksullar, işsizler sahipsiz kalmaz, mutlaka bir yerlerden destek bulurmuş. Kentlerde yaşayanlarımız köyle bağlantılarını sürdürür, tarhanalarını, mercimeklerini oralardan getirdikleri için açlıktan ölmezlermiş. Krizlere şerbetli halkmışız. Geçen gün Melih Aşık'ın alaycı dille sıraladığı bu sözde nedenlere sosyolog Nilüfer Narlı'nın bilimsel açıklamaları eklendi: Kutsal devlet anlayışımızla fitre, zekât gibi din kurallarımız ve memurlarla işçilerimizin örgütleniş zayıflığı bizdeki sosyal patlamaların farklı zamanlarda, farklı yerlerde olmasına yol açıp büyük yagmalara dönüşmesini önlüyormuş. Bunlara dokuzuncu cumhurbaşkanının "Halkımız alicenaptır, başkasının malını kapışıp haram yemez" sözleri de katıldı. Daha neler neler: Köşe yazarlarından genel koordinatörlere kadar daha nice kalemden birbiri ardına binbir gerekçe yağmakta. eredeyse IMF ile Dünya Bankası'na hep birlikte şu mesajı vereceğiz: "Arjantin'i batırıp halkını ayaklanmaya vardıran politikalarınızı Türkiye 'ye dayatmaya devam edebilirsiniz, bizde patlama olmaz." Utanılmasa, "Halkımız mor koyundur" denecek. Içteki düzenin sahiplerine verilen mesaj da farklı sayılmaz: "Dıştan zorlanan yanlış politikaları uygulamaya, soyguna, hırsızlığa göz yummaya devam etseniz de henüz dibe vurmuş sayılmayız; bizde talan falan olmaz" ankı, bizde yıllardır özelleştırme politikalarıylayapılanlar, üstelik resmi görevliler eliyle gerçekleştirilmiş büyük bir talan değilmiş gibı. Sanki, çok daha korkunç hortumlamaların yaşandığı bir ülkede yağmadan söz etmek için ille Buenos Aires görüntüleri gerekirmiş gibi. Sanki, ara sıra bir vesileyle yoksullara yiyecek dağıtılırken açlık sınırındaki zavallı insanlarımız hırçınlaşıp hiç birbirini ezmiyormuş gibi. Sanki, Istanbul'un Beşiktaş gibi eski ve köklü semtlerinde bile bir sokakta bir günde üç evin birden soyulduğu olmuyormuş gibi. Sanki, artık devlet ve iş yaşamında rüşvetle dolandırıcılığın, sokaklarında kapkaççılıkla fuhuşun kol gezdiği bir ülke olmamışız gibi. Kimse çıkıp "Bizdeki dibe vuruş böyle olur" diyemiyor. "Biz bize benzeriz" diyen biz değil miyiz? Her dibe vuruş Arjantin'dekine benzemez ki. A N S nayasalar devletin temel yasalarıdır. Ve bireyin hak ve özgürlüklerini gösterirken devletin yctkilerini sınırlarlar. Bir ülkedeki temel hak ve özgürlükler, uyulması zorunlu temel kurallar ve devletin işleyişine ilişkin ana ilkeler, anayasalarda yer alırlar. Bu nedenle de anayasalar, bir ülkenin yapısını, özelliklerini ortaya koyarlar. Uygar ve demokratik ülkelerdeki anayasalann kabul edilmesi, özelliİde anayasalarda yeralan temel hak ve özgürlüklerin kabul edilmesi uzun uğraşlar ve savaşlar sonucunda sağlanmıştır. Fransız anayasasının girişinde, "Insan derisi ile kapudır" tümcesinin bulunduğunu biliyoruz. Ingiltere'de ise yazılı bir anayasanın olmadığı, geleneklere dayalı bir anayasanın bulunduğu bilinen bir gerçektır. Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, bireyin haklarının gösterildiği anayasalar, siyasal iktidarlar tarafından çiğnenirse ne yapılacaktır... Bir başka anlatımla, siyasal iktidarlar, kendi cıkarlan uğruna, onca emekle, kanla, gözyaşıyla sağlanmış özgürlükleri kısarlarsa, temel hakları rafa kaldırırlarsa ne olacaktır? Doğal olarak bu eylemler anayasaya aykın yasalarla yapılacaktır. ışte o zaman anayasa mahkemeleri devreye girer. Bizim Anayasa Mahkememiz, 1961 Anayasası'nındemokrasimize bir armağanıdır. 27 Mayıs ak devrimi ile kabul edilmış olan 1961 Anayasası, temel hak ve özgürlüklere önem veren, demokratik hakları güvence altına alan çağdaş bir anayasaydı. Ve ilk kez 1961 Anayasası ile Anayasa Mahkemesi kurulmuş ve hukukumuza girmiştır. Demokrası geleneğinın yerleştiği ülkelerde, temel hak ve özgürlüklerin çiğnenmesı, ortadan kaldınlması kolay kolay gerçekleşmez. öyle olunca da bizim Anayasa Mahkememiz gibi kurumlara belki de fazlaca gereksinim duyulmaz. Ancak, demokratik haklann yeni yeni kabul edildiği, "kutsal devlet" yerine, "onurlu ve özgür birey" kavramlarının yeni yeni yerleşmeye başladığı ülkemizde, Anayasa Mahkemesi son derece önemli bir kurumdur. Böyle olduğu için de Anayasa Mahkemesi ulusumuzun en çok güvendiği kurumların başında gelir ve önemli kararlar vermiştir. Anayasa Mahkemesi'nde siyasal partiler yargılanmıştır. Yüce Divan sıfatı ile devlet adamlan yargılanmıştır. Anayasamızın 146. maddesi Anayasa Mahkemesi üyeliklerinin nasıl belirleneceğını göstermektedir. ÜyelikJere, belirli kunımların gösterdikleri adaylar arasından cumhurbaşkanı tarafından seçimler yapılmaktadır. Siyasal parti başkanlıkların dan cumhurbaşkanhklarına getirilen kişilerin Anayasa Mahkemesi üyelikleri için yaptıkları bazı seçimler, zaman zaman toplumda tartışmalar yaratmıştır. Siyasal amaçlarla seçilen bazı ü yelerin, bazı kararlarda kendi siyasal egilimlerini öne çıkarmaya çahşmalan rahatsclıklar yaratmaktadır. Anayasa Mahkemesi, ülkenin yönetim biçiminin de güvencesidir. Bu kimliğinden ötürü de şu andaki Cumhurbaşkanımız, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan bu göreve getirilmiştir. Her yönetim kendisini koruyacak önlemleri alır. Her yönetim kendisini yok edecek girişimleri önler. Bunlara geçit vermez. O nedenle de gerektiğinde devletin kuruluşundaki temel felsefeye ve yönetim biçimine aykın ve yönetim biçimini yok edecek siyasal partilere geçit verilmez, bu partiler kapatıhr. örneğin şeriatçı bir partiyc izin verilmez. Bu rür eylemlerde bulunan parti kapaühr. Böyle bir partinın ey lemleri hoş görülse, görmezlikten gelinse, bu partinin büyümesine göz yumulsa, bir gün yasal yollarla cumhunyet ilkeleri yok edilse ve teokratik bir düzen kurulsa bunun adı demokrasi mi olacaktır?! Şeriatçı eylemlere göz yumulmaması ve böyle çalışan partilerin kapatılması asla antidemokratik sayılamaz. Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelennın, kendi siyasal eğilimleri doğrultusunda, parti kapatmayı antidemokratik görmeleri yüce mahkemeye duyulan saygıyı azaltır. Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekçeleri Resmi Gazete'de yayımlanır. Anayasamızın 153. maddesi bu konuyu düzenlemiştir. Bu kararlann gerekçelerinin gecikmeden yayımlanması kamuoyunun beklentisidır, hakkıdır... Uerekçesi gecıken kararlar toplumda rahatsızlık yaratır. Yıllar önce verilmiş kararlann gerekçelerinin hâlâ yazılmamış olması nasıl açıklanabılır... Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Anayasa Mahkemesi başkanı olduğu ve 26 Şubat 1999 tarihındc verilmiş karann gerekçesınin yeni yayunlanmış olmasını nasıl açıkİayabiliriz... Bu örneklen çoğaltabiliriz. Fazilet Partisi'nin kapatma karannın gerekçesi henüz Resmi Gazete'de yayımlanmadığı için bu partinin milletvekillikleri sona eren bazı millervekılleri hâlâ bu sıfatı kullanabiliyorlar. özlük haklarından yararlanabiliyor, oy kullanıyor, milletvekili sıfatı ile basında ve yayında boy gösterebiliyorlar. Bu konuya 10 Ekim 2001 tarihli yazımda da değinmış olmama karşın aynı durum sürüyor. Anayasa Mahkemesi'nin sayın görevlilerınin yeteneksizliklerinden söz edemeyeceğimize göre, verilmış kararlann gerekçelerinin bunca zamandır yazılmamış olması rahatsızlık yaratıyor ve olumsuz yorumlara yol açıyor. Bu geciktirmeyi, Anayasa Mahkememizin saygınlığına yakıştıramıyoruz. İLHAN SELÇUK Yüzbaşı Selahattin'in Romanı VSlb»,, SchhatHa'Ia lomânt YO»bâ»ı StUkıttlnln (•mını Yüübaşı Sclahatlin'in Romanı yalnı/ kendısının degil, bir kuşagın romanıdır Bu romanda değer yargılarıyla birlikte çöken Osmanlı Imparatorluğu yerine yeni bir imparalorluk kurmak ısteyenlerın dramı \e devletin çöküşünü durdıırmak ısteyen bir asker kuı>ağının fedakârlık destanı yer alır Cumhurlyel Çağ Pazarlama A.Ş. Turkocağı Cad. No.39/41 kitapkufübü (34334)Cağaloğlulstanbul Tel (212)514 0196 EMRE K O N G A R Küresel Terör ve Türkiye Küreselleşme, Huntington, 11 Eylül Prof. Emre Kongar bu yapıtında kureselleşmeyi, kureselleşen teröru ve bu ikisinin dünyayı ve Turkiye'yi nasıl etkileyeceğini irdeliyor. Yamalı Bohça Gibisiniz. Nurten ALTAY Yazın Ögretmem, Çimen tepe tzm ir im değil ki? Ol dönüşüyoruz. Günlük yaşamda yetersizlik sayılan ması gerektiği gıkorku, dın alanına girip .bı eğitilip bilimTann korkusuyla birleşti sel dünya görüşüne sahip mi erdem olarak çıkıyor olarak kım yetiştirilıyor karşımıza. Mılyonlarca ki ülkemizde? sıradan örnekten bındır Çelişkilerimız, tutarsızlıklanmız, öbür bılinme bu. Gelecekte Türkıye'nın sorunlannı omuzlayacak, yenlerle de birleşince çönitelikli bir öğrenciden zümü oldukça güç, çok gelen bu yergi, bu olumbılınmeyenli birdenkleme suzluklanmızı dile getiya da yamalı bohçalara REMZI yüklemeyi hâlâ marifet sayıyor, İcafalannı turşu küpüne çevirerek yaratıcılıklannı yok ettiğimiz bu eğitim mağdurlan ile bilimsel gelışmelen yakalayacağımızı mı sanıyoruz? Yoksa yarınlan daha baştan mı yitiriyoruz? Çocuklannı, gençliklerini yaşamlannın en güzel yıllannı çalarak mutsuz kuşaklar yetıştırmekten başka neye hizmet ediyor bu eğitim sistemi? Ve yannlar... Tükenmeyen afyon; yannlar düşü. Artık umutlanmızı korumayalım, artık ummayalım, bu umut bizi bir yann afyonu ile uyutmakta, tüketmekte. Kaç kuşak umut ede ede tutkulannı, isteklerini, özlemlerini yannlara bağladı, erteledi. Bir insan ömrü bir tutkuya enşmeyi başaramamışsa, bir ınsan ömrü umutlanndan birine bile ulaşmaya sığamamışsa artık umut etmeli mi insan? Bizim eyleme geçip bir şeyleri değiştirmek için belki de umuda değil, umutsuzluğa gereksinmemiz var. Yaşayamadığımız, hiçbir zaman da yaşayamayacağımız tutkularımızı belki bir gün, belki ilerde, belki yann düşü ile avunmanın ne yaran var? Topluma uyum sürecini mi kolaylaştınyor? Ya bu beklenti ile yok olan koskoca bir ömür'.; Bir daha yaşama fırsatımız olacak mı? Yazgımız böyleymiş, sistem böyle ışliyor ve bulabileceğimız daha nice gerekçelerle sorunun kaynağını kendi dışuruzdaki etkenlere havale ettik mi kendimizi iyi hissediyoruz. Sistem biz nasıl istersek öyle işler, yazgısını insan kendi yaratırdedik mi sorumluluktan bize de pay düşüyor. Acaba biz yeterince inansaydık, yetıştirdiklenmız dönek olur muydu yine de? Herkesın bir kınlma noktası var da bunun yetıştirmeyle ilgısi yokmu yoksa? Sanmıyorum. Gerçi konu ınsan olunca çok sayıdaki değışken nedeniyle kesin bir şey söylemek zordur. Ama yine de sanmıyorum. Inandığı değerlerden bir adım gen atmayan, bilim uğruna ölümü göze aldığını kanıtlayan bıreğıtımcınin yetiştırdığı dönek olabilır mı, erdemsiz olabilir mi, hain olabilır mi sizce? Sosyalizm, genetık şifresinde büyük bir sorun yoksa yetiştirdiğı ınsan tıpi ile bu sorunun yanılını vermiş zaten. Acaba biz yeterince inansaydık bu çarpık, çağdan kopuk, zaman öldürmekten başka bir anlamı olmayan bu eğitim sistemi böyle sürer miydi yine de? Hep çürük örneklerin vcrilmesi yıldırmaya yönelik bilinçli bir politikanın sonucu mu, yoksa sağlamlann sayılacak kadar az olmasından mı? Kuşkusuz amaç ölmek değil, ama savunulan davanın yolu üzerınde ölüm varsa, bu yol oradan da geçebılmelı. Acaba geçebıldık mı geçebıleceğımız ızlenımıni verebıldik mı, ınanmayı öğretebildık mı? Yamalı bohçalar, yamalı kuşaklar yetiştirir. Sıstenıin içinde eriyen eğıtimcilerimiz Kuvayı Mılliye hareketine kendimizden başlayarak Atatürk'ün öğretmenleri olduğumuzu gösterelim, yannlan bize inanan geleceğin kuruculan olacak bu yannlar ile birlikte kuralım. Kazanacağımız çok şey var, yıtireceğimizse hiçbir şey yok. Üstelik var mı başka seçeneğımız? KITABEVI Ki EURO'YA DONERKEN KAYBINIZ OLMASIN. riyordu. Gelişmış ülkelerin ekonomilen ile bütünleşmiş eğitim planlamalannın çıkış noktası olan lisemeslek lisesı aynmlaşmasını hâlâ gerçekleştirememışız. Kullanılmayacak ölü bılgilen yüklemenin anlamı yok dıyen bu sıstem şımdi yenıden bir yapılanmanın içine girmiş ve artık ister kullanılsın ıster kullanılmasın, bilgi yüklemenin bir anlamı yok demış. Bilgısayarların egemen olacağı bir dünyada hangi bilgiye nasıl ulaşılır, nerede kullanılır becerisinin sağlanacağı bir anlayışla tüm sistem yaratıcılığa yönelmiş durumda. tnsan kopyalama, ölümsüzlük geninin bulunuşu, organ yapımı, yapay güneş, yakın bir gelecekte Mars'ta yaşam ve bızım evrimleşemeyen zekânuzla anlamakta güçlük çektiğimiz, sanal dünyamıza bile sığdıramadığımız bu uygarlığın bugün ulaştığı nokta eğitim sistemlerine egemen olan bilimsel dünya görüşünün ve akılcılığın sonucu. Onların bırakmaya başladığı sisteme biz şimdi geçmeye çabalıyoruz, ancak bunu bile başaramıyoruz. Her değişim dış etkenlerin sonucu oluyor, iç dinamiklerin sonucu değil. Gelişmelerimiz, değişımlerimiz gelışmiş ülkelerin izin verdiği sınırlar ve istediklen ölçüde olabılmekte. Ekonomik yapının dişlilen ile eğitimın dişlıleri hıçbır zaman buluşmadı. Eğitim hiçbir zaman ekonomik yapının gereksinim duyduğu işgücünü yetiştirmeye yönelik planlamalann uygulandığı üretici bir sistem olamadı, tck özgün deneme Köy Enstitüleri sürecı hariç. Taşıl (Fosil) bilgileri MUSTAFA BALBAY'DAN YENİ BİR ARAŞTIRIV1A KİTABI!.. Bu kilapl.ı yer alan knnuliirın Uııııiı gcıçektır. Türkıye'nın 9()'lı yıllarına damgasını vuran, banka hoşallmalarından kııı,ıık bıı kcsıtı aktarınaktadır Dcmırcller aılcsındcn ycgcıı I. Yahya, 197ü'lı yıllarda ısc ycğen II. Yahya, ccpten para harcamadan banka salııbı olııp, kendi bankasınııı ıçini bo^altmaya girışcn bir kısı olarak tarihtekı yerını aldı Mustala BAI.BAY, Y Mııral Uenıırel'ın eseıleııııı ızlcnıekle kalmadı, yazdı. Sız de okuyun .. KİTAPÇINIZDAN ISTEYİNIzf ÜMİT Konul Sok 27 1 06641 Klllll) ANMRA Tel (0312)4193926 ! I Flkl (0312) 417 56 51 KÜLTÜH • SANAT ylııt jafırtıyor... Mıuıjjııl. Ulıııııı ır uıı.vdlıjlıı ı) jlaııUnoıla gknulllnryokulnja ^'im&mwommml 1 Ocak 2002'de Avrupa Birligi üyesi 12 ulkt, yeni para birimi Euro'ya geçiyor. Famıly Fınans, 31 Arahk 200 l'e kadar dovizinizi hiçbir komisyon almadan Euro'ya çevıriyor. Dövizinizin değcr kaybetmemesi için, sizi Family Finans'a bekliyoruz. Euro'ya çevrilecek ülke paraları: Alman Markı, FrariMz Frangı, llalyan Lıretı, lspanyol PezeJası, Portekız Eskudosu, Fın Markkası, Irlanda Lırası, Belçıka Frangı, Luksemburg Frangı, Avusiurya Şilinı, Hollanda Florini, Yunan Drahmısı. İSTANBUL 9. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DosyaNo: 2000/16736 Borçlır Bülent Yiicel, Atatürk Mah. Bcyazıt Sok. 16/5 SincanAnkara K.oç lüketıcı Fınansmanı ve Kart Hızmctleri AŞ Vekıli Av. Şınasi Ö/cr tarafından aleyhini7e 251 237 952 TL alacağın ve icra masraflarının tahsilı için icra takibı yapılniüj, yukandakı adresınıze gönderılen 49 örnek ödeme emrinı havi (eblıgat gerı gelnıı^tır. Yaptırılan zabıta tahkikatı da semeresiz kalmıştır. Bu kerre ödeme emrinin kanunı siirelere 15 gün ılavesiylc ilancn teblığine karar verilmiijtir. l>bu ödeme emrınin ga/etede neitrındcn itibaren 22 giin içinde borca ve takip masraflarını ödemenız (temınatı yatırmanız) borcun tamamına vcya bir kısmına veya alacaklının takibat ıcrası hakkında bir itırazınız varsa, senet altındaki imza size ait değilse yine bu 22 gün içinde aynca ve açıkça bildirmenİ7, aksı halde icra takıbınde bu senedın sızden sadır olmuş sayılacağı, ımzayı reddettığinız takdırde merci önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız, huna uymazsani7 vakı İtıra7inızın muvakkaten kaldırılacağı senet veya borca ıtırazınızın yazılı veya sözlü olarak icra dairesine 22 gün içinde bildirmediğiniz takdırde aynı miiddet içinde 74. madde geregince mal beyanında bulunmanız, aksı halde hapısle tazyık olunacağınız, hıç mal beyanında bulunnıaz veya hakikate aykın beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılacağını/, boıç ödenmez veya ıtıraz edılmezse cebn ıcraya devam edıleceğı, takıbe ıtıraz ettığını/ takdırde itırazla birlikte tebliğ gıderlerini ödemeniz aksi halde itiraz etmemis sayılacağını/, 40 örnek ödeme emnnın teblığı yerine kaım olmak üzere ılanen tebliğ olunur. 03.12.2001 FAMILY& FİNANS KURUMU wwwlamllyflnans.COm istanbul Tophan» (Merkez) Tel (0212) 251 65 20 (20 hat) EmlnönU Tel (0212) 514 01 54 (5 hal) Kadıköy Tel: (0216) 348 28 19 AnkaraTel (0312) 417 44 40 (3 hat) IzmlrTel' (0232) 489 33 94 Konya Tel (0332)350 72 15 (3 hat) Buraa Tel (0224) 273 53 00 (4 hat) Adana Tol (0322) 363 07 11 Urfa Tel (0414) 215 54 21 (3 hnt) Sakarya Tal (0264) 274 01 91 Trabıon Tel (0462) 322 31 66 (3 hat) Denlzll Tel (0258) 265 06 03 (3 hat) Dış Temsilclllk Frankfurt Tel. (+49 89) 23 41 20 " 7+ : Basın: 78599 : (1ERİKALMIŞLIĞIN PANZEHİRİKÜLTÜR, KÜLTÜRÜN ZEHİRİKORSAN KİTAPTIR! Bilim vc Edcbiyat Escri Sahiplcri Mcslck Birliği (BESAM)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle