Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14ARALIK2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA J\ U Jj J[ U J \ kulturC'/ cumhuriyet.com.tr 13 John Boorman imzalı, John Le Carre uyarlaması 'Panama Terzisi' gösterimde Terziden al istihbaratı... KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Mozaik "Sadece insan bakımından değil, taşıyla toprağıyla Türk olan bir halkın mozaik olduğunu iddia etmek, ilmi düşünceye mizah katmak, politikaya delaletya da ihanet bulaştırmaktır" buyurmuş bir sayın MHP'li milletvekili, Meclis'te Kültür Bakanlığı bütçesi görüşülürken. Görüyor musunuz, bir de "Meclis'tekilerin hiç mizah duygusu yok "derler... Bir başkası bu kez DYP'Iİ 2002 "Nâzım Hikmet Yılı"nda, bakanlığın Nâzım'ın heykelini yaptırıp yaptırmayacağını, Nâzım için sempozyum düzenlenip düzenlenmeyeceğini, devletin bu işlere ne kadar kaynak aktaracağını sormuş. Insanın gözleri yaşarıyor vallahi. Bir de, milletvekilleri sanattan, kültürden anlamıyor diye şikâyet ederler, kötü niyetli vatan hainleri... Bu arada, "Salkım Hanım" tefrikasının cazibesine kendilerini kaptıran bazı arkadaşlarımız, "Benim paramla bu dizi nasıl çekilirmiş, şaşanm!" tarzında görüş belirterek milletvekillerinden geri kalmadılar, aferin! Tabii, sinemanın bir sanat dalı olduğunu, sinemacıdan vatan haini imal ederek, devlet kurtarıcılığına soyunmanın yanlışlığını vurgulayan Atilla Oorsay, Zülfü Livaneli gibi bazı şaşkın kediler de çıkmadı değil. Ama, istisnalar kaideyi bozmaz. Beral Madra'nın, Berlin'deki "Naziordularının savaş suçları "sergisi için yazdıkları da istisnalardan biriydi elbet. "Salkım Hanım'm Tanelerigibi ortak belleği ancak örtük ve çekingen biçimde tazeleyebilen bir film bile, devletin kültür politikasının piramidi olan TRT'de gösterilince kıyamet kopuyor" diyerek 'resmi sanat'tan hiçbir şey anlamadığını bir kez daha göstermiş Beral. TV'den yetişerek polisiredilen kanalın yöneticisi Delgayeden ('PoiıH BlankDödo'nun yanında çalışan kansı Lonüşü Olmayan Nokta') sauisa'dan gizli olarak, genelde gözvaş fılmıne ('Paciflc in the leriyle kadınlan soyan maço ajan HeUPasifik Cehennemi'), Andy'yle işbirliği yapmakzorunbilimkurgudan ('Zardoz') dramatik macera filmıda kalan terzinin verdiği, aslında hiçbir değeri bune ('DeliveranceKurtuluş') kadar çeşitli türlerde lunmayan 'isnhbarat'la üstlerini dolduruşa getiren az ama öz eserler veren, 196O'lı yıllardan beri lnikilimiz, 'yukan'yı güzelce sövüşlerler. Panama'dagiliz sinemasının saygınlığını koruyan önemli isimki Noriega karşıtı sessiz muhalefete verilecek yarlerinden, 1933 doğumlu John Boorman, 199O'lı dım parası 15 milyon doları cebe atmak için uğrayıllara kadar her filmini gördüğümüz, gözde yönetşan ajan Andy, sonunda paralarla uçarken Louisa da menlerimizdcn biriydi. 1995 yapımı 'BeyondRankocasını affedecektir filmin mutlu finalinde. goonBurma'daGözyaşlan'ndan sonra çektiği 'The British Foreign Service'ta çahştığı yıllann deneGeneral'ini ancak kasetten seyrettiğimiz Booryimlerini, gözlemlerini romanlanna malzeme yaman'ın son filmi 'Panama Tenrîsi'ni geç de olsa ka pan, 'Soğuktan Gelen Casus1 (Martin Ritt, 1965), çırnıadık tabii ki. Artık 7O'lik, 'Rus Evi' (Fred Schepisi, 1990) gıdcneyimli yönetmenin, bu kez bi kimi romanları da sinemaya akcasusluk romanlannın usta yatanlan Le Carre'den Boorman eliyzan John Le Carre'nin aynı le yapılan bu yeni uyarlama, parisimli romanından uyarladığı lak başlangıcına karşın tam bir et'Panama Tendsi', şu sıra, çoğu kileyiciliğe ve sürükleyicilığe kaAmerikan yapımı olsa da, çeşit vuşamayan, oldukça gevşek anlaThe Tallor of Panama / çeşit, cins cins filmlerle iyice Yönetmen: John Boorman / tılmış, haüa bir parça eski tarz karenklenen piyasamızda es geSenaryo: Andrevv Davis, J. çan, mizahı, espriyi de savsaklaçilmeyecek filmlerden biri kuşBoorman, John Le mamış bir casusluk filmi. kusuz. Carre'nin romanından / Türün kalıplarından kaçınamaKamera: Philippe Rousselot Kuzeyle Güney Amerika'yı yan Boorman'ın siyasal genel du/ Müzik: Shaun Davey / birleştircn ve dünyanın 8. hariruma ilişkin değinmeleriyle her zaOyuncular: Pierce Brosnan, kası sayılan, Amerikalı mühenman ABD'nin dümen suyundaki Geoffrey Rush, Jamie Lee dislerin yaptığı, ünlü kanalıyla lngiliz politıkasına ilişkin dokunCurtis, Brendan Gleeson, tanınan Panama'daki iki Ingılidurmalanndan oluşan filmin, uyCatherine McCormack, zin, karanlık geçmişini unuttuduruk istihbaratla üçkâğıtçılığa giLeonor Varela, Harold rup hapiste öğrendiği terzilirişen antikahramanlannı oynayan Pinter/2001 ABD(WB) ğiyle ülkenin kaymak tabakasıüeoflrey RushPierce Brosnan ikinı giydiren Harry Pendel'le lisi, canlı performanslanyla kar(Geoffrey Rush), çapkınlığı yüzünden Panama'damaşık entrikayı sürüklüyor, paranoya çarkını dönki Ingiltere Büyükelçiliği'ne postalanmış, bir voli dürüyorlar baştan sona. vurup emekliliğinin tadını çıkarmak isteyen, uyaÖzellikle 'Shine'la gönüllcri fethetmiş Avustralmk Ml 6 elemanı (yani casus) Andy Osnard'ın (Piyalı Rush, sigortadan para almak için dükkânını erce Brosnan) ortak üçkâğıtçılık serüvenlerini ankundakladığı Benny Amcasının (yazar Harold Pinlatıyor 'Panama Terzisi'. Kötü niyetli, gözükara cater) öğütlerinden hiç şaşmayan, sıkıntılı terzı Harsus Andy, çalışırken hükümet başkanından politiry'de çok iyi. kacılara ve mafya babalanna kadar ülkenin bazı güç Brosnan'sa, 007 James Bond karşıtı bir komposahibi seçkinlerinin özel sohbetlerine muhatap ve zisyonda kendini aşıyor. Kurtuluşu içkide arayan, sırlanna vakıf olan, ama bankaya da borçlu, sıkıneski devrimci Abraxas'taki 'TheGeneral'den tanıtılı aile babası terzı Harry'ye şantaj yapıyor, hapisdık Brendan Gleeson'le, devrimci bacı Marta'dakı hane geçmişini Amerikalı karısı Louisa'ya (Jamie Leonora Varela da filmin akılda kalan öteki oyunLeeCurtis) açıklamak tehdidiyle. Harry'nin geniş cuları. Parodiden çok gırgır bir casusluk filmi farçevresiyle ilişkilerinden dolayı epcyee istihbarat sı halinde seyreden ve rahatça izlenen bu Boorman TERZtAJAN ORTAKLIĞI Terzi Geoffrey Rush'ın dikcccği giysi için ölçüsünü aldığı atoplayacağınıumarAndy. 1999'daPanama'yadevyapımıyla Panama Kanah'nı da görmüş olduk. jan Andy Osnard rulünde Pierce Brosnan bir anti007 James Bond kompozisyonu çiziyor. • •• Medyamızın, "Salkım Hanım" savaşlarında olduğu gibi, 10 Aralık "Dünya İnsan Hakları Günü" ve onu izleyen hafta içinde de, yüz ağartıcı bir performans sergilediği gözlerden kaçmamıştır umarım. İnsan Hakları Haftası'na, CNN ve birkaç gazete Cumhuriyet, Radikal, Evrensel, Yedince Gündem dışındaki yayın organları yer vermeyerek devletimizle ne kadar içli dışlı olduklarını bir kez daha vurguladılar. Kardeş Türküler'den Vedat Sakman'a, Suaviden Nejat Yavaşoğulları'na, Sadık Gürbüz'den Aynur Doğan'a, Haluk Çetin'den Çiğdem Erken'e, Cahit Berkay'dan llkay Akkaya'ya, müzisyenlerini, Ataol Behramoğlu, Cengiz Betaş, Şükran Kurdakul gibi ülkemizin önde gelen şairlerini, Tilbe Saran, Mahir Günşiray, Gülsen Tuncer, Rutkay Aziz, Cüneyt Türel, Bennu Yıldırım, Ali Taygun, Aslı Öngören, Taner Birsel, Selçuk Yöntem, Derya Alabora gibi ünlü tiyatro oyuncularını haber yapacak değiller ya! Medyanın temel görevinin kamuoyu oluşturmak olduğunun bilinci içinde çok daha önemli konulara ayırdılar sayfalarını. örneğin, "Podyumların seksi mankeni... ile, Fenerbahçe'nin gol silahı..., aşkı yaptıkları gizli nikâhla perçınledi" (cümle düşüklüğü bana ait değil) haberi sürmanşetteydi: "Nişan hediyesi: Paris gezisı". Halkımıza bundan daha iyi bayram hediyesi olur mu? "Yarıaçık cezaevınde yatan eşinin tahliyesini dört gözle bekleyen ünlü şarkıcımız... yeniyılda çok şımaracak" mış! Ya buna ne buyrulur (bütün bu haberler magazin dergilerinde değil, ülkemizin çok satan gazetelerinden bırinde hem de aynı gün yer alıyor): "Göğüsleri 90'dı, şimdi 80 oldu!" Bu haberden, ünlü mankenimizin, "silikonlarını çıkarttırarak 7 kilo zayıfladığı"n\ öğreniyoruz. Ve tabii, müthiş duygulanıyoruz. "San 'atçı "larımızın ne kadar fedakâr olduğunu görerek. Ve son olarak: "Sinema yıldızı... boşanma davasında kendisıne tecavüz ettiğini öne sürdüğü eski erkek arkadaşını tanık olarak gösterdi." Böyle mozaiğe can kurban... Son olarak, iki taze haber: Celal Başlangıç hakkında, "Korku 7ap/na(?'"kitabındaTürkSilahlı Kuvvetlen'ne hakaret ettiği iddiası ile dava açıldı. 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istenmiş Başlangıç'ın. Bu arada, kedilere olan sevgisiyle ün kazanmış şanlı rektörümüzün, seçimden başanyla çıkmasını büyük bir sevinçle karşıladığımızı belirtmek isterim. Bu seçim, demokrasi tarihimizin altın sayfalarına yazılacak ve mozaik sanatımız açısından hayırlı sonuçlar yaratacaktır hiç kuşkusuz. Bayramınız kutlu olsun! vecdisayar(ayahoo.com Öliiııı ve yaşaııı arasındaki sonsiız savaşım ASLISELÇUK Tepenin üzerinde oturmuş, dede ve torun yolculuklardan konuşurlar. Yaşamlan boyunca çıkacakları yolculuklardan, ya da hiçbir zaman gidemeyecekleri yolculuklardan. Yaşlı dede ömrünün son günlerindedir, torunun dedesiylc birlikte düşledikleri yolculuklar için önünde çok yıllar vardır. Ikisi de bulunduklan yerden sıkmtı duymaktadırlar, bundan ötürii uzaklara gitmek, kaçınak isteğiylc doludurlar. Tüm yolculuklara gündelik yaşamın sıkıcılığından, tekdüze ve bilinen yerlerin ilginç olmamasından dolayı çıkılmaz mı? Yolculuklar bir ardamda peri masallarının gizemli dünyasına doğru bir kaçış değil midir? Dede, yolculuklarını düşler evreninin sınırsızlığı içinde yapar. Yaşam, dedeye tek bir gerçek yolculuk şansı vermiştir: Bir gün gözlerini kapadığında... cenııete doğru. Papastathis, yazann bu kısa öyküsünden yola cıkarak bizi 19. yüzyılın gizemli Istanbul'una ve Trakya'ya götürüyor. Vizyenos'un anılanna dayanan öykülerini film boyunca yazann ağzından dinliyoruz ve böylece gerçekle düş birbirinin içine lı yönetmen Lakis Papastathis'in giriyor. Bu anılann kilit noktasmı da tanbul'da bulur. Sultanın özel tcrzisiTorun, dedesinin olağanüstü serüyazann yıllar boyu bir kadın gibi giüçüncü uzun metraj ı "The Only Jonin çırağıdır. Bu yetenekli genç çırak venlerle dolu bu öykülerinin anlatımyinen dedesi oluşturuyor. Dede, asurney Of His Life"a (Hayatının Tek lannın başkahramanı olur. Kendisibir gün padişahın güzel kızını yolda kere gitmemek için on yıl boyunca Yolculuğu/2001) konu olan bu şiirsel ni 19. yüzyılın başlarındaki eski tsgörünce bir bakışta âşık olur. Yunangerçek cinsiyetini saklamış ve kadın kılığında yaşamıştır. Sonuçta tüm yaşamını da peri masallanyla ördüğü düşlerinin içinde geçirmiştir. Bu ilginç ve sıradışı karakteri, yönetmen bize son derece güzel lirik görüntüçacaktır. Kaçabilir mi, kaçamaz mı buler ve şiirsel bir anlatım"Hayır, hayır olmuyor", "Bu parçanu filmde göreceksiniz. la, başanyla aktarıyor. yı böylc çalamazsınız. Okuyorsunuz, ama duymuyorsunuz"... Pıyano öğretAvusturyalı yönetmen Michael Ha1943 yıhnda, Volos'ta meni titiz bir ses tonuyla öğrencisini neke, rahatsız edici filmlerıne bir yenidoğan Lakis Papastathis, eleştiriyor. Öğrencisi olan genç kız üzsinı başanyla eklemiş oluyor. Saygın 196265 yıllan arasında gün. Hayatında en çok istediği şey "çok bir piyano öğretmeninin gizli cinsel Atina Film Eğitimi Meriyi piyano çalabilmek". Bunun yolu da dünyası gene insanlan şaşırtmakta, dükezi'nde okudu. 1968şu anda Viyana'nın tanınmış piyano şündürmekte, hayatın bin bir yüzünü 1971 yıllan arasında yönetmen yardımcılığı öğretmeni Erica Kohut'tan geçiyor. Agörmemize katkıda bulunmaktadır. yaptı, 1972'deilkbelgema ne yazık kı öğretmeni hoşnut etmek Katı ve denetleyici bir annenin bu duseli "Letters To Ameriçok zor. O tanınmış bir Schubert uzmarumla bağlantılı olduğu ima edilen ca"yı (Amerika'ya Meknı. Bu besteciyi "mükemmer yorumfilm, sadomazoşizm, voyörizm (dikiztuplar) çekti. Seksenin luyor ve ondan piyano çalmayı öğrencilik) gibi çeşitli parafilik davranışlaüstünde belgesel yönetti. mek bir ayncahk. Erica Kohut, çok zor nn üzerinde toplandığı bir kadının tra"Hayaünın Tek Yolculubir insan, çok mükemmeliyetçi, belki jedisini anlatmaktadır. öğretmen Erica'nın piyano çalmalik. Parafili, cinsel uyanlmada ve cinğu", TC Kültür Bakanlıde iyi bir piyano öğretmeni olmak biBu kadın bir kişi midir, yoksa insandaki özel ustalığına hayran bir piyano sel doyumda alışılmışın dışında davrağı ve Eurimages tarafınraz da öyle olmayı gerektiriyor. Franz ların pek çoğunda bir parçası bulunan öğrencisi onun mesafeli duruşuna, ginışlara, özel nesnelere zorunluluk duydan desteklennıış bir Schubert Bu bestecinin seçimi de rascinsel arayışların bır panoraması mıdır, zemli tavnna âşık olunca işler karışımak anlamına geliyor. Bu kırk yaşlaTürk Yunan Bulgar orlantı değil. Acının ve aşkın bestecisi. nndaki piyano öğretmeni de gizli giz yor. Genç Walter Kremmer, belki de o buna izleyenlerin karar vermesi bekletak yapımı. Hayatı bir trajedi. Genç yaşta da ölüniyor. nun cinsel partneri olabılecektir. Erica, li porno yerlerine gıdiyor, porno filmyor, 31 yaşında. 0nun bestelerinde, li42. Uluslararası Selaona ayaküstü sevişmede eziyet etmekleri seyrediyor, o gizlenmiş kabüüerdeHaneke'nin bu özel filmi gerçek bir ed'lerinde, senfonilerinde neşe var, acı nik Film Festivali'nde le başlar. Onu cinsellikle uyanr ve işi ki kirlenmiş kâğıtlan kokluyor. Sonra sinema olayıdır. Enca Kohut rolünde Deware Halk Ödülü var, aşk var. Erica Kohut onu çok iyi an hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gidiyor, yartda bırakır. Walter hiçbir şey anlatsabelle Hupert olağanüstü başanlı. (1.000.000 drahmi), lıyor, çok iyi yorumluyor, çünkü onun mayacaktır. Ama sonra Erica ona bir piyano derslerindeki yüzü gülmez öğAnnesi rolünde Anni Girardot her za2001 Yunan üevlet Sinehayatında da acı var, aşk var ve büyük mektup yazar ve isteklerini belirtir, retmen oluyor. Araba içinde sevişen manki performansında. Walter Kremma Ödülleri'nde ise en bir giz var. Bu tanınmış piyano öğret"VValter onun ellerini ayaklannı bağla mer rolündeki Benoit Magimel ise yalçiftleri seyrediyor yakalanınca kaçıyor. iyi birinci film (58.700 meni cinsel hayatında sapmalar yaşı Gizi bu. Çok zor durumda, ama kimyacaktır, karşı koyunca dövecckür, ona nız bu filmin değil, sinemanın da kaEuro), görüntü, müzik, syor, bunlan gizlemek zorunda ve çok acunadan vuracaktır, Erica da onunla zancı. selere bir şey açıklayamıyor. Hayatıes, dekor, kostüm, maközel bir cinsel partnerinin olması gerecinsel ilişldye girecektir". Walter onun nın çok önemli bir bölümünü gizlemeGörülecek ve uzun süre akıllarda kayaj olmak üzere toplam 8 kiyor. Çünkü Erica Kohut, bir parafibir hasta olduğunu söyleyecek ve kasi gerektiğini biliyor. lacak bir film "PiyanisT. ödül kazandı. yönetmen Lakis Papastathis, 'HayatınınTek Yolculuğu' adlı edebiyatçı Georgios Vizyenos'un gerçek yaşamından yola çıktığı üçüncü uzun metraj filminde, izleyenleri 19. yüzyılın gizemli Istanbul'una ve Trakya'ya götürüyor. y JL unanlı öykü, çağdaş Yunan edebiyatının önemli isimlerinden Georgios Vizyenos'un gerçek yaşamından esinleniyor. 1849'da Doğu Trakya'da, Vizyi'de doğan yazar, Istanbul, Kıbns, Atina ve Almanya'da teoloji, felsefe ve psikoloji okumuştur. 18831884 yılları arasında Atina'nın önemli günlük gazetelerinden "Estia"da çarpıcı kısa öyküleri yayımlanır. Yunan sinemasının doğumundan hemen önce, 1892 yılında Georgios Vizyenos, psikolojik sorunlanndan ötürü akıl hastanesine kapatılır. CÖZÜYLE ERDAL ATABEK UZAKDOĞUFtMFBTİVAÜTDEBUGÜN • ATATÜRK KİILIÜRMERKEZİ'nde saat 19.00'da Mani Rathnam ın yönettiği 'KahramanNayakanHero'nun filmi gösterilecek. (0 212 251 56 00) • ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 10.00'da 'BlackMagicM66', saat 12.00'de Peter Jackson'ın yönettiği 'Meet The Feebles', saat 14.00'teOleHajissari'nin yönettiği 'Jogho' adh filmler izlenebilir. (0 212 249 20 09) M BtLGİ ÜNİVERStTESİ SİNEMA SALONU'nda saat 19.30'da Shaji N. Karun'un yönettiği 'Birth' adlı film gösterilecek. (0 212 293 50 10) • MARMARA ÜNİVERSİTESİ SİNEMA SALONU'nda saat 13.00'te Bilry Tang'ın yönettiği 'Red to Kill', saat 15.00'te Youn Hyun Chang'm yönettiği 'Tell Me Somethuıg' adlı filmler izlenebilir. (0 212 518 16 00) Müziğe Dökülmüş Acılar... İNSAN HAKLAR12001 ETKİHJKiaİNOE BUGİİN • YEŞİLÇAM SİNEMASI'nda saat 14.00, 16.30, 19.00, 21.30'da 'Lumumba' adlı film yer alıyor. (0 212 292 52 52) • TİYATRO STÜDYOSt MAYA SAHNESt'nde saat 20.30'da 'SpeerDünya'nın Başkenti' adlı oyun sahnelenecek. (0 212 292 52 52) ÇUKUROVA DEVin 8OF0Iİ 0RKE8TRASI • Bugün saat 20.00'de şef Walter Proost yönctiminde 'tsmet tnönü'yü Anma Konseri' izlenebilir. (0 322 454 50 1R)