19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET JVULJJ. 14ARALIK2001CUMA 12 U J t l . kulturfocumhuriyet.com.tr Emre Aract'dan, ölümünün 10. yumda Ahmet Adnan Saygun anısına anlamlı kitap Genç müzisyen ustayı anlatiyor GAMZE AKDEMİR Besteci ve orkestra şefi Emre Aracı'nın Londra, Paris, tstanbul ve Ankara'da 4 yıl süren araştıırnalan sonucunda yazdığı 'Ahmet Adnan Saygun / Doğu Baü Arası Mü/ik Köprüsii' adlı kıtabı, Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. Titiz bir çalışmayla sayısız belge inceleycrek hazırladığı kitapta Aracı, Ahmet Adnan Saygun'u yalnızca müzisyen değil, yurttaş ve birey yönleriyle de anlatiyor. Ve Saygun'un sanat yaşamı, yapıtlan ve kişiliğini anlatırken, Atatürk Cumhuriyeti'nin kültür sanat politikalanna da, anılar ve anlatılar aracı lığıyla ışık tutuyor. Aracı kitabın Saygıın'ıın ölümünün onıuıcu yılında çıkmış olmasını 'hoş bir raslanü' olarak niteliyor. Çünkü kitabın temelleri altı yıl önce tskoçya'da, Aracı'nın Edinburgh Üniversitesi'ndeki öğrencilik yıllannda atılmış. Kitaplaşması ise, Aracı'nın doktorasını bu konııda yapnıaya karar vermesiyle gerçekleşmiş. Aracı, fakültesinin desteğinin yanı sıra, sürecin hızlanmasında en büyük payın yayınlanmamış belgelerle kendisine destek veren Nilüfer Saygıın'ıın olduğunu özellikle vıırgııluyor. Saygun'un sanatçı kimliğini ve müzik felsefesini filozof kişiliğine bağlayan Aracı, ustanın yapıtlarının da tıpkı kişiliği gibi ağır, ama son derece derinden iletilcr içerdiğine dikkat çekiyor. Aracı'ya göre, Saygun'un 16. yüzyıl polifonik Avrupa dinsel müziğini yakından tanıdığı Paris'teki Schola Cantorum'da atılaıı tohunılar, Saygun'u kendi dinsel sentezinden yola çıkarak sonundabcnliğini bulacağı mistik biryolculuğa yöneltmiş. Yunus Emre Oratoryosu da, bu yolculuğun sonunda vardığı doruk. Çok sesli müzik politikasımn temel üyesi Saygun'un yaşadığı (arihi dönemin nıü/iği ve yaratısı ü/erindeki etkisini açar mısuıız? EMRE ARACI Saygun Cumhuriyet'in doğuşuna tanık olan bir besteci. Kendisi her ne kadar 1907'de tzmir'de Sultan II. Abdülhamid'in uyruğu olarak doğmuş olsa da, aydın gönısjü ba YAZIODASI SELİM tLERİ Her Yıla Bir Mutluluk Pazar günü Gönül ÜlküGazanfer özcan Tiyatrosu'na giderken geçip gitmiş güzel zamanlar yine gönlümü çeliyordu. Birden kar başlamıştı. Evimden tiyatroya yürüyerek on on beş dakikalık mesafe. Kar altında yürüyordum. Tiyatroda arkadaşlarımla buluşacaktım, kimi Kadıköyü'nden, kimi Aksaray'dan geliyor. Yollartıkanmış. Bir cep telefonu trafığı... Ama ben hep o geçmış güzel zamanları düşünüyordum. Şehir Tiyatrosu'ndan ayrıldıktan sonra kendi tiyatrolarını kuran Gönül Hanım'la Gazanfer Bey evimizin dostları gibiydıler. Onları tanımıyorduk tabii. öte yandan o kadar sık geçerdi ki adları evimizde... Her yeni oyunlarına günler öncesinden bilet alınırdı. On sıralardan alınmasına özellikle dikkat edilirdi. Sonra tiyatro, oyunun perdeler açılarak başlaması ve hemen hep 'üç perdelik' bir kahkaha tufanı. Yalnız kahkaha mı? Şimdi duşünüyorum da, eve dönüşlerimizde derin bir mutluluk duyumsardık. Oyun konuşulur, sanatçıların başarısı konuşulur, yeniden gülünür, bir aile sıcaklığı yaşanırdı. Dedim ya, kar yağıyordu. Hızlı hızlı yürüyordum. Geçen zaman içinde yitirdiğim annemı, babamı hatırlıyordum, ölümler, ayrılıklar, acılar hatırlıyordum. Birazdan yine perde açılacak, yine mutluluk duyacaktım. Bu mutluluğu geçmiş günlerin insanlarıyla paylaşamayacağıma yeriniyordum bir tek. Gışede yıllann sabırlı Şenol Hanım'ı. Oyundan oyuna sürüp giden gizli bir dostluk var aramızda. Şenol Hanım benim için Gönül ÜlküGazanfer özcan Tiyatrosu'nun ağırbaşlılık simgelerinden biridir. Kahkaha tufanı, mutluluk, bir yandan da hep ağırbaşlılık, tiyatro sanatına duyulmuş neredeyse geleneksel bir saygı. Gazanfer Bey'i ve çevresini, tüm çevresini belki de böyle özetlemek gerekir. Neyse bütün arkadaşlar yetişti ve Sürpriz (Darbuka Opemsyonu) başladı. Komedı dendi mi, cıvıklıktan, bayağılıktan, zevzeklikten ötesinin prim alamadığı günümüzde, Gazanfer Bey'ler her zamanki eşsiz seviyelerinı koruyorlardı. Her söz, her espri, her jest yine incelikler donanmıştı. Engin Gürmen'in tiyatronun genış yelpazesine büyük bir tutkuyla baglanmış kişiliği, bu oyunun yönetiminde bir kez daha karşımıza çıkıyor. Gönül Ülkü ve Gazanfer özcan gibi iki ustanın artık bir 'okul' niteliğı edinmiş oyunculuklarını tadını çıkara çıkara izleyiciye sunmuş Engin Gürmen. Sürprız'de Saltuk Kaplangı, Bedia Ener, Fulya Ündüz, Nedim Doğan, Gazanfer Ündüz gibi adlı sanlı, başarılı oyuncuların yanı sıra üç genç oyuncu da rol alıyor: Defne Gürmen, Bahar Aldeniz ve Kadim Yaşar. Zaten Gönül ÜlküGazanfer özcan Tiyatrosu'nun bir başka özelliğı, tiyatroya gerçekten istekli genç oyunculara imkân sağlamaktır. İlk kez seyrettim Kadım Yaşar'ın ölçülü ve ışıltılı komedyenliğini vurgulamak isterim. Saltuk Kaplangı iyi ki tiyatroyu bırakmadı. Bedia Ener iyi ki tiyatroya döndü. Fulya Ündüz kısacık kompozısyonunda bir yıldız havası estiriyordu. Nilgün Gürkan'ın oyunun sıcaklığına sıcaklıklar katan dekorkostüm çalışması alabildiğine işlevsel. Evet, Gönül Hanım'la Gazanfer Bey, şu mutsuzluklar dünyamızda her yıla yeni bir mutluluk armağan ediyorlar. İki büyük, anıt oyuncuyu seyrediyorsunuz sahnede. Bunca zamanın deneyimlerine karşın hâlâ "İlk gün heyecanı" duyuşlarına şaşıp kalıyorsunuz. Oyun sonrası onlara sanlırken neredeyse gözyaşlarımı tutamayacaktım... Takvimde tz Bırakan: "Ağaçlar, evler, mukaddes birziyaretten artakalmış mahluklargibı bıçare ve mahzun, geceye girerler." Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir, 1960. r bası MehmetCelal'in de etkisiyle Cumhuriyet'e dört elle sanlmış bir insan. Ancak Saygun'un çocukluk yıllanndan başlamak üzere Batı müziğine yönelmiş olması, tümüyle Osmanlı döneminin kozmopolit tzmir'indeki konser ve opera geleneğinin zenginliğinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de doğal olarak ilk çocukluk yapıtları Fransızca 'chanson'lardır. Cumhuriyet'in ilanının ardından devlet tarafından Fransa'ya yollanan Saygun, yurda dönüşünde; Mııstafa Kemal Atatürk'ün direktirlcri doğrultusunda belirlenen ve kökü Anadolu folkloruııa dayanan çoksesli müzik politikasımn en emelleri altı yıl önce tskoçya da atılan kitahında sanatçı, Ahmet Adnan Saygun 'un sanatçı kimliğini ve müzik felsefesini filozof kişiliği ve unutulmaz yapıtlan çerçevesinde sunuvor. ARACI Özsoy operası esasında Cumhuriyet' in ilk yıllannuı müzik alanındaki doğuş sancılarını birebir yansıtan bir yapıttır. Iran Şahı'nın 1934'deki Türkiye ziyareti çerçevesinde Atatürk tarafından ısmarlanan opera bir ay gıbı kısa bir sürede ortaya çıkmıştır. Zaman darlığı ve kadro eksiklikleri Cumhuriyet döneminin bu ilk operasuıın hem içeriğini, hem de temsil kalitesini olumsuz yönde etkilemiştir. Nitekim Saygun 1981 'de operayı elden geçirip yeniden yazdığında bir perdeye indirmiştir. Yunus Emre Oratoryosu ise uzun bir dönemden sonra ortaya çıkabilmiştir. Gerçi Saygun yapıtı 1942'de, tkinci Dünya Savaşı'nın en kızışmış döneminde, bir yıldan az bir sürede bestelemiştir, ancak bu noktaya uzun yıllar yapıt üzerinde çalışarak gelebilmiştir. Saygun'a karşı o dönemde Ankara'da beslenen kin yüzünden de oratoryo ancak 1946'da ilk kez seslendirilebilmiştir; o da Behçet Kemal Çağlar'ın Meclis kürsüsünden milletvekillerine seslenmesi sonucunda. Yapıtın en tarihi temsili ve Saygun'un meslek yaşamında ulaştığı doruk noktası 1958'de Leopold Stokovvski tarafından New York'taki Birleşmiş Milletler binasında verilen konser olarak kabul edilebilir. Yeni kitap ve albüm projesi sırada Aracı şu anda Giuseppe Donizetti Paşa'nın kapsamlı bir yaşamöyküsünü yazıyor. Sanatçı, Türk Ekonomi Bankası'nın sponsorluğu'nda, Cambridge Üniversitesi'ne bağlı olarak hazırladığı kitabı Italyan, Fransız, Ingiliz ve Türk arşivlerinde yapmış olduğu iki yıllık bir çalışmanın ardından Ingilizce olarak kaleme alıyor. Aracı, Türkçe çevirisini de gerçekleştıreceği kitabın Türkiye ile Avrupa arasındaki müzik ilişkilerine önemli bir katkı sağlayacağı görüşünde. Aracı bir yandan da, Osmanlı sultanlannın çoksesli bestelerini içeren 'OsmanhSarayı'ndan Avrupa Müziği' adlı CD'nin gördüğü ilgi üzerine, benzer izlekli ikinci bir albüm üzerinde çalışmayı sürdürüyor. çabuk sivrilen temel üyelerinden biri olur. Yapıtlan da doğal olarak (ıep bu senteze koşut gelişmiştir. Atatürk'ün doğumunun 100. yılında bestelediği 'Atatürk'e ve Anadolu'ya Destan' başlıklı korolu epik yapıt, 'Atariirk veMusıki'adlı kitabı ve 'Köroğlu Operası'nı Atatürk'ün anısına adamış olması, Saygun'un ona karşı yaşamı boyunca duymuş olduğu bağlılığın en belirgin örnekleridir. 'Yunus Emre Oratoryosu' ve 'Özsoy Operası' gibi başlıca yapıtlan da Saygun'un sanat yaşamında adeta bircr dönünı ııoktası. Çifte ceza uygulamasına karşı bir belgesel çekmişti Tavernier ırkçı yasaya karşı STRASBOURG (BBC) Fransız yönetmen Bertrand Tavernier, Fransa'da bir kez suç ışleyıp hapse gıren yabancı kökenlilerın sınır dışı edilmesine yol açan yasanın ıptali içın düzenlenen kampanyanın ön saflannda yer alıyor. Yasaya göre çoğunluğu Fransa'da doğup büyümüş olan, eşı ve çocukları Fransa'da olan bu suçlular artık neredeyse hıçbır bağlannın kalmadığı ve dillerinı bile bilmedıkleri Afrıka ülkelerine gönderiliyorlar. Bu yıl 20. Uluslararası lstanbul Fîlm FestivaH'nin konuğu olarak Türkıye'ye de gelen Bertrand Tavernier, "Anayasaya göre aynı suç için iki kez ce/aya çarptırılamazsııuz, ama yabancılara çifte ceza uygulanıyor" dedi. Tavernier son olarak çektıği belgesel filmınde "ladoublepeinrıle (çifte ceza) karşı karşıya kalan on KuKÜLTÜR • SANAT zey Afrikalının yasaya karşı 51 gün süren açlık grevlerinı anlatmıştı. u Yalnızca onlar degil, aileleri de bedel ödüyor, çünkü sınır dışı edilenlerin birçoğu evli ve çocuk sahibi. Çocuklan da Fransa'da yaşayan Fransızlar" dıyor Tavernier ve ekliyor: "Aynı suçu işleyen Fransız yalnızca hapis cczası alıyor, ama bir yabancı hapiste yatıyor ve sonra ülke dışuıa çıkarülıyor." Tavernier' rün 1998 'deki açlık grevi üzerine çektiğı belgesel film 'Histoircs de Vıes Brises' (Kırık Yaşamlar Tarihi) kasını ayında Fransa'da gösterinıe girdı. Bu filmi neden çektiğini şöyle anlatiyor Fransız yönetmen : "Açlık grevindekilerle tanışum ve bana anlatnklan öyle yürek burkucuydu ki onlar hakkında bir film yapmam gerektiği duygusuna kapıldım. Onlar hayadannı alriist eden bir yasaya karşı savaşıyorlardı." Tavernier'nin çektiğı belgeselde yer alan on açlık grevcisinden 8' ı şu anda Lyon dışına çıkmamalan koşuluyla geçici ikamet izinlerine sahipler. Dığer ikisine ise sürekli orurma ızni verildı. Geçen yıl Fransız yargıçları 6400 kişinın sınır dışı edılmesıne karar verdı ve bunlardan yaklaşık 3000'i sınır dışı edildı. "LedouWepeinTlın etkıleri üzenne yapılan sosyolojik bir araştırmaya göre sınır dışı edilenlerin yüzde 75' ı ya evli ya da biriyle birlıkte yaşıyor ve yüzde 62'sinin Fransa'da çocukları var. Fransa'daki Insan Hakları Bırliği'nin yasaya karşı başlattığı kampanya İcapsamında ülkenın dört bir yanında Tavernier'nin filmi gösteriliyor. Yönetmen de filmiyle birlikte Fransa'yı dolaşarak göstenmlerden sonra tartışmalara katılıyor. (oaiaı 3*3 «9 7» BUGUN 20. Uluslararası lstanbul Film Festivali'nde ülkemize gclcn Tavcrnicr, $u sıralar çıkanlan bir yasaya karşı Fransa'nın dört bir yanında tartışmalara kaühyor • BABYLON'da saat 23 OO'te 'GaranuCaz Yeşili' etkinliği kapsamında Ayduı Esen Group'un konsen dınlenebilir. (0 212 292 73 68) • TARIK ZAFER I'LNAYA KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00'da Suat BUgi'nın düzenlediği, Canı/e Deniz'in konıışmacı olarak katıldığı 'Depech Modc/rhe Videos 8698' konulu söyleşi yapılacak. (0 216 317 77 00) • BEKSAV'da saat 13.00 ve 16.00'da Soren Kragh^Jacobsen'in yönettiği 'Mifiıne', saat 19.00'da Thomas Vinterberg'in yönettiği 'Şölen' adlı film izlenebilir. (0 216 340 91 55) Bilgi Yayınevi 'ndenyeni kitaplar Kültür Servisi Bilgi Yayınevi, yayımladığı nitelikli yapıtlarla kitapseverlerle buluşmayı sürdürüyor. Zeynep Aliye'nin Attila tlhan'la söyleşılerını derlediği 'Mavi Adam' ünlü şairin iç dünyasını ve değişik konulardaki düşüncelerini yansıtıyor. TankMinkari, Yıllann Ardından' adlı, Haslet Soyöz'ün resimlediği anı kitabında, kitapseverlerle serüvenlerini paylaşmakta. Zeki Çelikkol'un çevirdiği, Legıon d'honneur nışanlı VVilry Sperco'nıın Mustafa Kemal Atatürk (18811938) adlı kitabı ise, Kurtuluş Savaşı'nın ve onun kahramanlannın, Avnıpalı bir gazeteciyazar gözüyle yazıhnış öyküsü. NazmiKal'ın 'Atatürk'le Yaşadıklannı Anlattılar' adlı anısöyleşı türündeki kitabı da, Atatürk'le ilgıli, hiçbir yerde yayımlanmamış anıları gün ışığına çıkararak okuru birtarih yolculuğuna çağınyor. Bilgi Yayınevi'nden yayımlanan diğer yeni kitaplar ise; 'Hidayet Karakuş'un 'Sıcak Sancı', Hüseyin Yurttaş'ın 'Aşka Bahar Yetmez', Yekta GüngörÖzden'in 'Iutsak Yürekte', Ahmet Günbaş'ın 'Aşk Boyu Sürgün' ve Ahmet Özer'in 'Sö/ümüz Vardı' adlı şiir kitaplan ıle Pakize Özcan'ın gençlik romanı 'Söyleyemediğim Sözcükler'. •HANEKÜ blti yİK mımyor... uzijın ludınınvtclnKİIİJlıı ıtaUnlarıuta jrokolıtg» *uk»yı>r,." K Ü L T Ü R » Ç t Z t K K Â M İ L M A S A R A C I Bın oyunculujun bukıılaı k u u n ı ı ı oldu|u bir Tüıt lllml daha halıılamıyonını" HmnlUIIIÇ SASAH Samm ofanırnın T'aneferi 0212.247 96 65 Genç kalemler Cumhuriyet'te... • * • Yüreğim kuş olmuş uçamaz sana doğru bir türlü. Oysa nasıl da konmak ister, yemyeşil sularında oynaşan balıkların, tek bir pulundan da pırıltılı gölün, gözlerine yansıyan derinliğine. Yatarım gece diye sarıldığım sen; kalkarım gün diye yaşadığım sen... Senin de sözlerin acıtır mı bir gün canımı? Dillerin hançerinin açlığı, şimdiye dek başka hayallerin tebessümündeki yüreğime saplanıp, gözyaşlanmı oğazımın ta dibine akıtır mı? Birikmiş gözyaşları taşıdım bilir misin ne uzun sürelerdir? "Masmavi bir denizsin sen, uzak deniz memleketlerinden bana ılık bir esinti getiren" demiştin benim için. Içtiğin biryudum su olmak istiyorum senin oysa... Önce dudaklarına dokunmak, sonra tüm dokularına hayat vermek... Senin ne kadarın hayal? Gerçekliğin okyanusunda ne kadar dibe dalabilirsin? Sadece ayaklarını suya sokacak kadar bile cesaretin varsa eğer, izlediğin dalga köpükleri de olmaya razıyım ben... Düşler de yiterse bir gün? Dilerim bulursun beni zamanın ışluğunda... sineması ğm (0212) 293 89 78 [email protected] [email protected] wv/w. perareklam.com.tr YÜCEGAYEERKE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle