23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ttASIM 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIZI GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK KARAKTERİ KARAKTERSİZLİK OLAN GÖZLÜKLÜ SAMİ'NIN HARIKULÂDE KıVıRTMALARı EISIM HEKMİLİ BİRDEN Kadın örgütlerinin baskısıyla 100 yeni madde eklenen Medeni Kanun yeniden yazıldı 75 yılsürenbekleyiş MEDENİ KANUNUN DÜNÜ BUGÜNÜ MİYASE ILKNUR A slında yeni /t eklenen -^T_ maddelere karşın Medeni Kanun'un Aile ve Miras Hukuku dışındaki maddeleriyle fazlaca oynanmadı. Sadece dili değiştirildi. Bazı maddeler çağa göre yeniden uyarlandı. T^Tklenenbu 100 A-/ madde I J yüzünden kanunun bütün maddeleri değişti. Şimdi öğretim üyeleri, öğencileri ve hukukçulan hummalı bir çalışma bekliyor. Ders kitaplan yeniden yazılacak, maddeler yeniden ezberlenecek. 1*26"da yürürlüğe girdiğinde o döne- minen çağdaş ve Avrupa'nın en yeni- likçı yasası olan Medeni Kanun. geçen 75 yı içinde kadın lehine değişen koşul- lanuöre yeniden ele alınıp düzenlene- mdı Özellikle tkinci Dünya Savaşı'ndan sominsan haklan temelinde atılan adım- laı \; kadın haklan konusunda yapılan sözleşmeler. Türkiye tarafindan görmez- den gelindi. Gerek 19501i yıllarda Ord. Pro! Dr. Hıfeı Veldet Velidedeoğlu'nun gersse 1984 yılında Prof. Dr. Kemal Oğuman'ın başkanhğında kurulan ko- mıyonun bu yöndeki çalışmalan. mu- hafcakâr ve erkek egemen meclisler ta- rafirdan yaşama geçirilmedi. Aıcak Cumhuriyet tarihinin en muha- fazaâr meclisi olarak görülen bugünkü Meas'te tartışmalara ve evlilikteki ge- çerblacak paylaşmalı mal rejimine ya- pıtemuhalefete karşın Medeni Kanun'da kaiı lehine yapılan birçok değişiklik kabi edildi. Daha doğrusu edilmek zo- maakahndı. Zirakendisini İslamcı ola- raktorumlayan ve türban için sokakla- ra i külen kadınlar bile kanuna muha- leff etmedi. islamcı erkeklerin gazabı- najramayı göze alamadıklan içın bel- \aostek çıkmadılar ama Istemezük" di- yebr tepki de koymadılar. Zira ister Is- lama olsun ister laik. hiçbir kadının ken- dıkoine olan bir düzenlemeye karşı çık- ması akıl kân gibi görünmüyor. Bu durum da Aydınlanma Devrımi'nin ve Türk Medeni Kanunu'nun artık yer- leştiğini ve geriye alınması mümkün ol- mayacak şekilde toplum tarafindan be- nimsendiğini göstenyor. 15 vıllık mücadele 1984 yılında Prof. Dr. Kemal Oğuz- man'ın başkanhğında oluşturulan ko- misyonun Medeni Kanun üzenne yap- tığı tartışmalar engellendi. Ancak konu bütünüNİe gündemden kalkmadı. Siya- sal îslama karşı mücadele veren sivil toplum örgütlerinin ele aldığı konular arasında Medeni Kanun'un çağa göre yeniden düzenlenmesi öncelıklı yer al- dı. Kadın Sorunlannı Araştırma Ensti- tüsü. Türk Hukukçu Kadınlar Derneğı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği. bu yönde çalışmalarabaşladı. Türk Hukukçu Ka- dınlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel başkanhğında oluşturulan ko- mısyon. özellikle Aile. Çocuk \e Mıras Hukuku konusunda bir tasan hazırlaya- rak imzaya açtı. Bu örgütlerin de katkı- sıyla kısa sürede 100 bin imza toplandı. Hazırlanan tasan \ e toplanan ımzalan dö- nemın TBMM Başkanı HüsamettinCin- doruk ile Adalet Bakanı Seyfi Oktaya götürülerek bu çalışmaya katkı \erme- leri istendi. Her iki politikacı da bu ısteme kayıt- sız kalmadı. Adalet Bakanı Seyfi Oktay, bu konuda bir komisyon oluşturarak ha- zırlıklara başladı. Ancak bır süre sonra Sevfı Oktay bakanlık aörevinden avnl- ESKİ ADALET BAKANI SEYFİ OKTAY: ANTİLAİKLER RAHATSIZ OLDU "T~x emokratik laik sistem. yalnızca din ğ 1 işleri> le de\ let işlerinin J-^r birbirinden aynlmasıyla yaşama geçirüecek bir sistem değildir. Laik sistemde aklı zincire vuran birtakım dogmalann yaşamdan attlması da bir temel sorundur. tşte Medeni Yasa, toplum yaşamında laik anlayışı uygulama alanına sokan bir büyük de\"rim yasasıdır. Kuşku yok ki. yaşam koşullan. demokratik anlayışlar sürekli değişiyor, hukuksal alanda evrenselleşmişyeni çağdaş anlayışlara uygun, çağdaş normlar oluşuyor. Özellikle dil sürekli evrimleşiyor. Bu nedenle yürürlüğe konduğunda çağın en ileri düzenlemesi olan yine o döneme göre, en an Türkçeyle yazılmış bulunan Medeni Yasamız'ın bu büyük değişimler karşısında yeniden gözden geçirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Işte bu nedenle bakanlığım döneminde Medeni Yasamız'ın çağdaş gelişmeler ve lisan açısmdan süzgeçten geçirilmesi çalışmalannı 1994 yılında bilim adamlanmız. yüksek mahkemelerimiz, barolanmız ve bakanlık yetkililerimizden oluşan 25 kişilik bir komisyon oluşturarak başlattık. Bakanhktan aynldığımda Medeni Yasamız"ın 717 maddesi yeni baştan Seyfi Oktay yazılmış oldu. O tarihlerde kadın kuruluşlannın da bu yönde bir değişiklik için talepleri vardı. Yeni düzenleme kadının ailedeki ve toplum yaşamındaki konumunu daha da yüceltmekte. kadın-erkek eşitliğini kendi alanında en yüksek düzeye çıkartmaktadır. Yeni oluşturulmak istenen mal rejiminden laik anlayışı özümsememiş kimilerinin tedirginlik duyduklannı biliyoruz. Bunlara karşın Medeni Yasamız'ın yasalaşma sürecüıe girmesinden mutluluk duymaktayım. dı. Oktay"dan sonra gelen 8 bakan döne- minde bu çalışmalar sürmesine karşın ta- san bır türlü Meclis'e taşınamadı. Özellikle Kadın ve Aileden sorumlu Bakan Işılav Saygın. kadın örgütleriyle birlikte bu konuda >oğun bir çaba ver- mesine karşın bir sonuç elde edilemedı. Tasan ancak 57. hükümet döneminde TBMM Adalet Komisyonu"nda ele alı- nabıldi. MHP ve FP'li millenekilleri özellikle erkeğin aile içindeki hükümran- lığına son veren reıslik ve evlilikte ge- çerli olacak mal rejimine takılıp kaldı. Bu çe\Teler Medeni Kanun'da kadın lehine yapvlan değişikliklere açıktan tep- ki göstermek yerine eşit paylaşımlı mal reiımının "Servetavosıgüzelkadınlarile Nukışıkherkekler' ( ın artmasmdan duv duk- lan kaygıyı öne çıkardılar. Bellı konu- larda başarılı da oldular. Evlilikte uygu- lanacak mal rejiminde eşit paylaşımın ge- riye dönük işlemesıni son anda \erdik- leri bir değişiklik önergesiyle engelledi- ler. Ancak sonuçta bazı olumsuz yönle- rine karşın tasanda kadın lehine önem- li değişikliklere imza atıldı. Kadın örgüt- leri de bu olumlu değişiklığın yüzü su- yu hürmetine bazı alanlarda gen adım atıl- masına seslerini yükseltmediler. 'Cerekçe' rahatsızlıflı Kadın örgütlerinin baskısı sonucu ai- le. çocuk ve mıras hukukunda yapılan de- ğişıkliklerin yanında kanun bütünüyle yeniden yazıldı ve kanuna 100 yeni mad- de eklendi. Aslında yeni eklenen mad- delere karşın Medeni Kanun'un Aile ve Miras Hukuku dışındaki maddeleriyle fazlaca oynanmadı. Sadece dili değişti- nldi. Bazı maddeler çağa göre yeniden uyarlandı. Eklenen bu 100 madde yüzün- den kanunun bütün maddelen değıştı. Şımdı öğretim üyelen. öğrencıleri ve hu- kukçulan hummalı bir çalışma bekliyor. Ders kitaplan yeniden yazılacak. mad- deler yeniden ezberlenecek. Ancak Medeni Kanun'un 75 yıldan sonra yeniden reforme edılmesi nedeniy- le bu kadarcık külfete katlanmaya razı olundu. Kanunla kazanılan ve kaybedHenler Bazı kesimlere göre "Zina dostu ya da yırva yıkan kanun" olarak tanımlanan kanunda aile ve mıras hukukuna ilişkin maddelerde yapılan değişiklerde kadın- lann kazanımlan > anında ciddi kayıpla- n da söz konusu. Prof. Dr. Aysel Çeh- kel. kayıplar göz önüne alındığında ka- zanımlann çok sımrlı olduğu görüşün- de. O nedenle "Dimyata pirince gider- ken e\ deki bulgurdan olduk" diyor. Evll kadınların durumu Medeni Kanun'un uygulanmasına iliş- kin Tatbikat Kanunu TBMM'de bugün görüşülecek. Tatbikat Kanunu'na göre özellikle evliliktemgulanacakpaylaşma- lı mal rejiminin geriye dönük uygulan- ması eşlerin noterde yapacaklan muka- veleyebağlı. Bu nedenle e\h bulunan 17 milyon kadının umutlannı suya düşürdü. Oysa kadınlann çoğu. e\ liliklerinin son bul- ması halinde mallan eşiyle eşit paylaşa- cağını sanıyor. Yasadaki eşit paylaşma- ya dayalı mal rejimi ancak 2003 yılın- dan sonra evlilikleri kapsıyor. Mevcut evlilenn daha önce edmdik- leri mallan eşit paylaşmalan ancak no- terde resmi bir sözleşme yapmalan ha- linde mümkün olabiliyor. Türki>e koşul- lannda bır kadının mallann yansını ala- bilmek için eşlenni ikna etmeleri pek kolay görünmüyor. Yarın: Yeni kanunun yorumu GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Günübirlik Kurtuluşlar Zaman zaman insan kuşkuya kapılıyor. "Acaba göçebelik dönemi alışkanlıklarından genlerimiz- de kalanlar var da onlann etkisinde mi kalıyoruz" sorusuna karşı gönül rahatlığıyla "Yokcanım, Olur mu öyle şey" diyememenin yarattığı kuşku... Sanki günübırlik yaşıyoruz. Bir gün, ülke günlük güneşlik olup nurlu ufukla- ra doğru yol alıyor. Ya da tünelin ucunda ışık gö- züküyor. Ertesı gün ıse ülke ekonomısinin iler tutar yanı kalmadığına ilışkın somut sayılar gündeme getıri- liyor. Tam bır göçebe mantığı. Gel de çık ışin içinden. "Halkı karamsarlıktan kurtaralım" gerekçesiyle yapılanlar da bır başka âlem. Birinci sayfalara yansıyan pembe gözlükle izlen- miş haberler, aynı gun aynı gazetenin iç sayfala- nndaki uzman yorumlanyla çürütülüyor. Bu uz- manlar da öyle "uslanmaz solcular" değil, liberal ekonomıye inanmış, ama liberal ekonominın yan- lışlarını da söylemeyı ilke edınmış ınsanlar. Arala- nnda gazeteciler, gaıeteciliğe bulaşmış öğretim üye- len ve salt bilim ınsanlan var. lyi ki de var. Olma- salar, anlatılanlara ınanıp "Arnan ne güzel" dıye- ceğiz. Sonrası mı? Yine hayal kırıklığı... Şışli Beledıye Başkanı Mustafa Sarıgül ün ilçe- sındeki esnafın siftah etmeden günu geçirmeleri- nın yarattığı karamsarlığı gidermek içın düzenle- dığı bır gunlük kampanya, kım akıl ettıyse Türkiye ekonomısinı düzlüge çıkaracak (!) bir beyin yıka- ma kampanyasına donüştürüldü. Anlı şanlı büyük satış merkezlennde mağazala- rı bulunan ünlü markalar da yuzde 50 ındirim uy- gulayınca handiyse hücuma uğradılar. Satış tutar- lan trilyonlarla anlatılır oldu. Böyle olunca da eko- nomideki durgunluğun kınlma noktası yakalanıver- miş oldu! Acaba öyle mi? • • • Ekonomik krizin. zaten var olan işsizler ordusu- na son iki yılda eklediği işsiz sayısının yaklaşık 2 milyon dolayında olduğu biliniyor. Pek çok ışye- rinde ücretlerin ındırildiği ya da ödemelerin gecik- tırildiği de bilınmeyen bir sır değıl. Enflasyon oranının en az yüzde 80'lerde dolaş- tığını da herkes yaşayarak öğrenmiş durumda. Peki, marka satan magazaiara kımler akın etti de ekonomiyi hareketlendirdi? Aralarında "halk" diye tanımlanan düşuk ve orta gelır grubundan kaç kişi vardı? Varsa alışverişe mı, seyretmeye mi git- tiler sorularının da kesın yanıtları yok. 12 milyon- luk Istanbul'da krıze karşın bır eli yağda bır eli bal- da olan 100 bin kişı bulunduğunu varsayarak bel- ki bir ipucu yakalayabiliriz. Çünkü 250 milyon liralık çizmenin indirimden sonraki fiyatı 125 milyon lira. Yani bır aylık asgari ucret. Sultanhamam, Mahmutpaşa gibi semtlerde in- dirim yapmalanna ve daha ucuz olmasına karşın siftah etmeden dükkânını kapatanlar, çok zorun- lu durumlar karşısında kalmadıkça halkın alışve- riş yapmadığını söyluyorlar. Büyük bölümü tuzu kurulardan oluşan alıcılann ödediğı paraların, hangı nedenle olursa olsun ti- caret ve dolayısıyla da sanayi yaşamına aktarılmış olmasının aslında kotü bir yanı yok. Kötü olan, bir- kaç trilyon liranın ekonomiyi duze çıkaracağı ka- nısını yaygınlaştırma girişimleri. Hem de dört gözle Uluslararası Para Fonu'ndan milyar dolariarın beklendiği günlerde... oerinc@ cumhuriyet.com.tr. Aysel çelikel'den eleştiri. Kanun, devrimci ruhunu kaybetti Türk Hukukçu ^ ^ H ^ ^ H B H lirdL Eğer monte Kadınlar Derneği ^ B ^ ^ ^ ^ ^ l edilebilse> di biz Başkanı Aysel Çe- İ B r-^ ^ ^ H çok şe\ kazanmış likel'ın Medeni • > . , J j ^ H olacaktık.Birke- Kanun hakkında- Pî»* ^ ^ ^ ^ B re Medeni Kanu- ki yonımlan şöyle: j ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ | numuz'un o öztü "Türk Medeni ve yürekli gerek- KanunuAydmlan- Aysel Çehkel ç e s ini ka\betme- maDevrimininsimgesidir mişolacaktık. Bugün Me- ve laik hukukun kalbidir. Bire> lere ırygulanan ilkla- ik hukuk mev^uatıdır. O çağın koşullarına göre çok Deri olan Türk Medeni Hu- kuku'nda aile hukuku ile Ugüi bazı hükümlerin bu- gününkoşuDarmagöre de- ğişmesi zorunlu hale gel- mişti. 1950ve 1984 yılında bu v öndegirişimler olduv- sa da sadece hazıruk aşa- masında kaldı. TBMM'de tarûşüan tasan ise 1994yı- hnın başuıdan itibaren bi- rim kadın örgütleri olarak hazuiadığımız taslakla ör- tüşmektedir. Benim hazır- ladığun bu tasanyı 100 bin imza ile dönemin TBMM Başkanı Cindoruk ve dö- nemin Adalet BakanıSey- fi Oktav *a verdik. Her iki- si de bu hareketi sıcak kar- şıladı. Seyfi Oktaj da he- men v ben bır bilim komis- yonu kuruyorum ve Me- deni Kanun'un bütününü ele alacak bir çalışma ya- pacağım" demiştlBizimo sırada isteğimiz Medeni Kanun'un bütününü ele almak değildi. Biz sadece aile hukukunda kadınlann aleyhine olan hükümlerin değismesini isthorduk. Ha- nrladığımı/ bu taslak mev- cut kanuna monteedilebi- deni Kanun'un en önem- li kısmı olan bu gerekçevi hemen henıen kavbettik. İkinci olarak yeni bir Me- deni Kanun'un yapılma- sr*la biâm devrimci duy- gulanmızm ortadan kalk- ması gibi manevi olarak bLflvıkanbirdurumlakar- şüaşmavacaknk. \ ledeni kanun artık bir devrim kanunu olmaktan çıkmıştır. İki temel nokta- da yapılan değişiklikler ka- dınlan tarmin ediyordu. Birincisi eşler arasındaki UişkilerdL ikinci değişik- Bk, eşler arasında mal var- lığının eşit taksimini öngö- ren mal rejimh dL Aslında tasannın bel kemiği bu- dur. Bütün bunlan toptan gözönüne aldığımızda ta- sanvı benimsedik. Fakat şu anda 17 milyon kadın hayal kmkbğı içinde. Çün- kübizinıbeklediğimiz Me- deni Kanun öncekievüKk- lere de uvgulanacak hü- kümler içerivordu. Ancak yeni yasada son anda ya- pılan bir değişiklikle mev- cut evtilikler için mal rejim- lerini geçmişe >önelik ola- rak uygulamama karan- nı aldılar. Eğer böyle ol- savdı biz bir \ildu- buna karşı tepki gösterirdik."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle