15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 2001 PERŞEMBE 4- CUMHURİYET SAYFA HABERLER EpbakanKııtan'm yemegMe • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SP Genel Başkanı Recai Kutan, partili milletvekillerine ve kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'a iftar yemeği verdi. îçkale Oteli'ndeki yemeğe, milletvekilleri ve Erbakan'ın yanı sıra, siyasi yasaklı Ahmet Tekdal il Şevket Kazan da katıldı. Yemeğe, gazetecüer alınmadı. Kapısı TOBB'un • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yunanistan'la Türkiye'yi birbirine bağlayan Ipsala Gümrük Kapısı'nın inşaatı ve işletmesi dün imzalanan sözleşmeyle, 10 yıl süreyle TOBB'ye devredildi. Sözleşmenin töreninde konuşan Gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, kayıtdışı ekonomiyle mücadele için, güniriiklerin sağlam tutulması gerektiğini belırtti. Sezer, ErtMn'i kabuletti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, dün Üniversite Öğretim Üyeleri Demeği Başkanı Prof. Dr Kadir Erdin ve beraberindekilerle görüştü. Prof. Erdin, görüşmenin ardmdan yaptığı açıklamada, son aylarda yükseköğretim kurumlannda yaşanan huzursuzluğun "kriz dönemine" girdiğini söyledi. Sezer'e bir rektörün ikinci kez atanmasının uygun olmadığı görüşünü yeniden ilettiklerini anlatan Erdin, "Sanıyorum bu konuda örtüşüyoruz" dedi. RP'nin kayıp trflyon davası • ANKARA (ANKA)- Kapatılan Refah Partisi'nin siyasi yasaklı genel başkanı Necmettin Erbakan ile eski genel başkan yardımcılan Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal'ın da aralannda bulunduğu 79 sanığın, 1997 yıh Hazine yardımı olan 10 milyon markı usulsüz harcayarak kamu kurumunu dolandırdıklan gerekçesiyle 8'er yıla kadar ağır hapis cezasına çarptınlmalannın istendiği davanın dünkü duruşmasına Hazine avukatı ile 7 sanık avukatı katıldı. Sanık avukatlannın beraat talebini reddeden Mahkeme heyeti, duruşmayı bıraktı. HADff binasmda arama • DÎYARBAKIR (ANKA)-HADEP Diyarbakır ü örgûtünde geçtiğimiz cumartesi günü yapılan aramalarda çok sayıda yasak yayın ele geçirildiği bildirilirken, PKK adına faaliyet gösterdiği öne sûrülen bir kişinin de gözalüna alındığı bildirildi. Emniyet Müdürlüğü taranndan dün yapdan yazılı açıklamada, sözkonusu aramalarda Abdullah Öcalan tarafindan tmralı'da yazılan "Sümer Rahip Devleti'ndenHalk Cumhuriyeti'ne Doğru Örgür însan Savunması" adlı kitaptan 64 adet, "Sümer Rahip Devleti'nden Halk Cumhuriyeti'ne Doğru" 9 adet bulunduğu bildirildi. AVUKAT ERGÎN CİNMEN: DGM'ler kalcbrdsın tstanbul Haber Servisi - Aydınlık îçin Yurttaş Girişimi Sözcüsü Avu- kat Ergin Gnrnen, çete suçlanmn DGM'de değil ağır ceza mahkeme- lerinde görülmesi gerektiğini belir- terek özellikle bankalann içinin bo- şaltüması suçunun, zimmetve dolan- dıncüık gibi suçlann ihlal edilerek işlendiğini söyledi. Cinmen, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in DGM Yasası'nı ve- toetmesinişöyledeğerlendirdi: "Çe- te suçlannm, özellikle bankalann içi- nin boşalülmasımn içindebaşka snç- larda buhınuyor. Zimmet, dolandın- alık gibi suçlar ihlal edûerek banka- lann içi boşaltüıyor. Bu suçlar da DGM'lerin kapsamında değüdir. DGM'ler çete davalannda bu suçla- ra görevsizHk karan veriyor. Bu suç dosyalannınağırcezamahkemeleri- negftmesiyk çetesuçlannmiçiboşa- hyor.Çete davalan da ağır ceza mab- kemeterine giderse bu mahkemeler bu suçlann hepsine bakabiür. DGM'lerin tümüyle kakünlması gerekir.Avrupa hukukunda herhan- gibirsuçlaögjliohışrurulanözel mah- kemekryoktur.Yapüanvusadegişk- Bgi ohımluvdu. Ancak, diişüncesini açıklayanlar da DGM'de yargdan- mamahdu''' 'MÜCADELEYİ OLUMSUZ ETKİLEYEBİLÎR' Başsavcılar uyarnuştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Yargıtay Başsavcısı Sabfiı Kanadoğ- lu ile Ankara DGM Başsavcısı Cev- det Volkan, DGM Yasası konusun- da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in gerekçelerine benzer kay- gılan TBMM'ye iletmişti. Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu, itiraz ettiği konulan şöyle sıralamış- tı: Düzenleme, genel olarak hakh ve yerindedir. Ancak Susurhık davası gi- bi bazı suçlar, devletin iç ve dış gü- venliğini ügilendiriyor. Bu gibi suç- lar için yargılama makamına takdir yetkisi verümesi uygun olacaktır. 313 ve 314. maddelerle ilgih olarak DGM'lerinyetkisinin tümden kaldı- nlması sakıncalı olabilir. - Zamana- şımına uğrama durumundaki dos- yalarla ilgili olarak geçmişteki yar- gılamada yapılan işlemlerin bağla- yıcı olduğu ifadesi eklenmelidir. DGM Başsavcısı Cevdet Volkan'm itirazı ise şöyle: 4422 sayılı kanu- nun kabul amacı da gözetilerek özel- likle devletin bünyesine sızarak, ka- mu görevlilerini, oluşturulan çıkar sağlamaya yönelik suç örgütüne ta- bi kılmak suretiyle kendilerine ya da başkalanna çıkar sağlamayı amaç- layan suç işleme gruplanyla müca- deleyi olumsuz yönde etkileyebilir. Cıunhurbaşkanı, 'çete' suçlarını DGM kapsamından çıkaran yasayı onaylamadı Sezer'densınırlıvetoANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yargı çevrelerinin tepki gösterdiği "çe- te" suçlannm DGM kapsamından çıka- nlmasını öngören yasanın bazı madde- lerini, yeniden görüşülmek üzere TBMM'ye iade etti. Sezer, Susurluk çe- tesinin devletin iç güvenliğini ve kamu düzenini doğrudan ilgilendirdiğinin göz ardı edilemeyeceğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Sezer, Türk Ceza Ya- sası'nın (TCY) 313. ve 314. maddele- rinde düzenlenen çete suçlannı DGM kapsamından çıkaran 4719 sayılı yasa- run 1,2,3 ve geçici 1. maddesini yeni- den görüşühnek üzere TBMM'ye iade etti. Sezer böylece. yeni anayasa deği- şikliğiyle kendisine tanınan "kısmen ia- de" yetkisini de ilk kez kullanmış oldu. Sezer, yasaya ilişkin itirazlannı sıra- ladığı 5 sayfahk gerekçesinde özetle şu görüşleri dile getirdi: • İş yükü gerekçe olamaz: Yıldırma veya korkutma veya sindirme gücünü kuüanaraksuç işlemek için örgüt kuran- lar hakkında 4422 sayılı yasanın uygu- lanacağı açıktır. Çete davalarının iş yü- künün yoğunluğu nedeniyle DGM'le- rin görev kapsamından çıkanlmak iste- nilmesi haklı görülemez. Çünkü, bu da- valann görüleceği diğer adli yargı yer- lerinin iş yükü, DGM'lerin iş yükünden daha az değüdir. • Kişiye özelyasa olamaz: 4719 sayı- lı yasanın geçici 1. maddesinin yürür- lüğe girmesi durumunda, kamuoyunun bunu, kimi kişilerin korunması amacıy- la özel nitelikte yasa çıkanldığı biçi- minde algılaması güçlü birolasıhktır. Bu durum ise, hem kamu vicdanını derin- den yaralayacak, hem hukuk devleti ü- kesine gölge düşürecek, hem de devle- te ve yargıya olan güveni sarsacaktır. • Hukuka aykın: 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkmda Yasa'nın 9. maddesınde. anayasaya göre DGM'le- rin görev alanına giren konular yönün- den bir aynm gözetümeden düzenleme yapüması hukukaaykın sonuçlar doğu- rabilecek niteliktedır. DemireVe ilk beraat tstanbul Haber Servisi - Egebank'ın eski sahibi Yahya Murat DemireL, şirketkrine Halk Bankası'ndan usulsüz kredi verOdtği gerekçesiyle 7 sanıkla birükte yargılandığı davada, suç unsurlan oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti. tstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, başka suçtan tutukhı samklar Yahya Murat Demirel, Şaban Ayhan Tathgü. Gökalp Baştürk ile tutuksuz sanık Enıine Mehtap Ceylan katıldı. Duruşmada esasa ilişkin görüşünü açıklayan Savcı tlker Yaşar, sanıklann üzerlerine aüh "Bankayı aracı kdarak dolandmcıhk" suçunun unsurlan oluşmadığuıdan, sanıklann beraatlerine karar \erUmesini istedi Mahkeme heyeti de sanıklann beraatlerine karar verdi Karann ardmdan DemireL mahkeme heyetine tt ADahrazı olsun" diverek teşekkür etti. (Fotoğraf.AA) Arınç: Yasalar takıyyeye zorluyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Grup Başkanı Bülent Annç, siyaset yasağı konusunda Recep Tayyip Erdoğan lehine yorumlanan 312. madde değişikliğinin Ba- kanlar Kurulu'ndabekletiunesine tepki gös- terdi. Türkiye'de yasaların siyasi düşünce sahiplerini takıyyeye zorladığmı sa\^ınan Annç, "Ne kız veriyorlar, ne dünür küstü- rüyoriar. Türkiye'nin kaderiMHP'ninoyun- ı olamaz. >İert ohm" dedi. ~~Ljfcl TlRMIKI AYDINENGİN Bülent Annç, partisinin grup toplantısın- da. her düşüncenin özgürce partileşemedi- ğini söyledi. Anayasa ve Siyasi Partiler Ya- sası'ndaki engellere dikkat çeken Annç. u Her fıkrin partisinikurmak isteyenler ken- di fiknierini gizleyecek. nıeşhur anlanuyla takryyeyapacaknr" diye konuştu. TCY'nin 312. maddesınde değişiklik öngören tasla- ğın, MHP'nin itırazlan nedeniyle Bakanlar Kurulu'ndan geçemediğinianımsatanAnnç, şunlan söyledi: "Bu Patagonya'da bile ola- maz. Tahıik etmefiilininne olduğu açıklan- mahdır. Bunun en basit kriteri yakuı ve açık tehükedir. AtHM karanna göre, toplumu şok eden konuşmalarda özgüıiük olmahdır. Yani konuşulan şey şok edecek, insarun tüy- terini diken diken edecek. Buna ahşacağiz. MHP'nin de buna ahşması lazım. Bu parti- ler hâlâ devletçi, statükocudur. Bunlar hâlâ haUandan kopuk siyasi partikrdir." • Susuriukiçgüvennğitehditediyor: Laik devlet düzenıne karşı çalışma- lar yapmayı temel amaç edüıen teşek- küllerin varlığı yadsınamaz bir gerçek olduğu gibi; kimi örgütlenmelerin, ör- neğin kamuoyunda "Susurluk davası" diye anılan davanın, devletin ıç güven- liğini ve kamu düzenini yakından ve doğrudan ilgilendirdiğini göz ardı et- mek de olanaksızdır. • Zaman aşunı tehtikesi: Dosyalann devir işlemlerinin ve bu işlemlerden sonrayetkili ve göre\li mahkemelerde yeni baştan yargılamaya başlanmasının uzun süre alacağı, davalann sürünce- mede kalacağı ve hatta zamanaşımına uğrayacağı, mahkemelerin iş yükü de gö- zetildiğinde, yaygm ve hak- lı bir toplumsal kanıdrr. • Yotsuduklasa>Bşımza- \iflar: 1412 sayılı yasanın 104. maddesinin, değişik biçimiyle uygulanması yol- suzlukla savaşımı zayıfla- tacak niteliktedir. • Kamukaynaklanyağ- malamyor: Çağımızda te- rorizm ve ekonomik suç yanında çıkar sağlamaya yönelik suç örgütleri türe- miştir. Suç örgütlerininül- kemızde de ortaya çıkma- sı, özellikle kamusal ve özel bankalarla kamu ihaleleri- ni hedef alan suç örgütle- rinin toplumun huzurunu bozacak boyuta ulaşması ve kamu kaynaklannın bu suç örgütlerince yağmalan- ması, konunun özel olarak düzenlenmesini gerektir- miştir. • Hortumculann ifişki- leri karmaşık: Haksız çı- kar sağlamak amacıyla ve yıldırma, korkutma ya da sindirme gücü çeşitli bi- çimlerde kuUanılarakkuru- lan örgütü oluşturankişiler arasındaki ilişkiler, tekno- lojik olanaklardan da yarar- landıklan için oldukça kar- maşık ve kanıtlanması güç duruma gehniştir. Bu ne- denle, söz konusu ilişkile- rin açığa çıkanlması özel usul kurallan gerektirmek- tedir. • Çete adli yargiNi aşar: Genel yetkili adli yargı yer- lerinde görev yapan yargıç ve savcılann 4422 sayılı ya- sada öngöriilen yetkilerle donatılmamış olmalandır. [email protected] Mahalle kahvesı sohbetlerin- de "lyi misin" sorusuna yanrt- lar. lyimser - iyi günler ilerde... Kötümser - lyi günler geri- de... Soruyu Türkiye'ye taşırsak hangi yanrt geçerli? lyimser mi, kötümser mi? "/y/"den kimin ne anladığına bağh. • • • Bir büyük çalkantının eşiğin- de olduğumuzu herhalde siz de görüyorsunuz. Bugüne dek eko- nomik kriz, Kürt sorunu, deprem yaralannın sanlması, banka hor- tumlamalan, çek-senet mafya- ları, Susurluk, çeteler, koalis- yon içi itiş kakışlarla oyalanıp git- tik. Ülkenin gündemi, ülkenin iç sorunlan ile sınırlı kaldı. Arada bir Avrupa Birtiği ile ilişkiler, Kıb- rıs sorununa çözüm bulunma- sı (ya da bulunmaması) gibi ko- nular da gündemde kendiney er buldu, ama "öylesine" büyük izler bırakmadan, derin çalkan- tılara ebelik etmeden. Peki şimdi? Peki bugün? "Ülke içi" sorunlar şaşılacak bir hızla ikincilleşiyor, hatta ikin- cilleşti. Bugüne dek yine kendimizın Bir Büyük Çalkantının Eşiğinde... yarattığı kendi sorunlarımızla yuvarlanıp gidiyorduk. Şimdi yi- ne yuvarlanryoruz, ama "kendi" sorunlarımızla değıl. • • • OrtaAsya'daharitalaryeniden çıziliyor. Salt haritaçizimi de de- ğil. "Eski" sınırlann içindeki "es- ki" devletler de yeniden tanım- lanıyor. Afganistan'ın "Taleban gitti, Kuzey Ittifakı ge/d/"den ibaret, basit bir iktidar değişikliliğinden ibaret olmayacağı, olamayaca- ğı artık kesin. Kuzey Ittifakı de- nen, dünün "mücahit" aşiretle- ri ve etnik gruplan itiraz da et- seler, direnmeye de yeltenseler -henüztanımlanmamış-yeni bir Afganistan arayışı var ve bu ara- yış Afganistan toprağında de- ğil, Bonn'da, VVashıngton'da, Moskova'da, Pekin'de, hatta Ankara'da sürüyor. Ama Orta Asya, Afganis- tan'dan ibaret değıl. Ömeğin Pakistan. Resmi adı Pakistan Islam Cumhuriyeti. Sizce öyle mi kalacak? Adı değişse de, değişmesede... Pakistan'dasi- yasal Islamın iktidardaki ağırlı- ğı, bugün nasslsa öyle mi kala- cak? Tacikistan, Özbekistan, Türk- menistan, hatta Iran. Haritası yeniden çizilecek, siyasal yö- rüngeleri yeniden tanımlanacak OrtaAsya'da, eskiden nasılsa- lar öyle kalabilecekler mi? Peki, bu bölgede Afganis- tan'atugay düzeyinde bir aske- ri biriik yollatılarak "yeni dü- zen "in bekçiliği görevine getıh- len ve görevleri salt askeri etkin- likle sınırlı kalmayacağa benze- yen Türkiye, bu büyük çalkan- tımn göbeğinde yer almayacak mı? Bırakın Orta Asya'yı, gelin Or- tadoğu'ya. Düne kadarsağlam santlanfe- odal ve hatta teokratik (din dev- leti) karakterli siyasal rejimler salianmaya başladı. Batı başkentlerinde, Ortado- ğu'daki feodal ve teokratik dev- letlerin "demokratik" (!) rejimle- re evrilme günlerinin geldiği, ar- tık yüksek sesle söylenir, ciddı toplantılarda ciddi ciddi tartışı- lır oldu. Ve Irak... Aldatıcı birfotoğraf var: Was- hington'da "şahinler" ağır ba- sarsa ABD Irak'a saldıracak, "güvercinler"\n sozü dinienir- se Saddam paçayı kurtaracak. lyi ama VVashington'da za- ten "şahinler" iktidarda değil mı? Bush'un başkanlığı zaten Teksaslı petrolcülerle büyük sı- lah tekellerinin ıktidarının ötekı adı değil mi? Yani besbelli ki Ortadoğu ye- niden düzenlenirken ilk adım. "çıbanbaşı" Saddam olacak. Bugün tartışılan, bu saldırının günü. saati ve gerekçesinden ibaret. Türkiye'ye burada da kilit gö- revler veriliyor; önemli bir rol bi- çiliyor. Dünkü gazeteler (sade- ce dünküler) bile bu yargıyı ke- sinleştirmek için yeterli bilgileri taşıyor. Buyurun size Afganistan'ın üstüne yeni bir çalkantı daha. Türkiye bu çalkantının da göbe- ğinde. Bu büyük attüstlüklerin ıçin- de Türkiye, boynuna dolanmış "IMF yuları" ile oradan oraya sürükleniyor, sürüklenecek. Şu son paragraftaki "oradan oraya" deyimini "savaşa, sonu bilinmez maceralara, kanlı so- nuçlardoğurabilecekadımlara" diye okumak gerek. öyle okuyunca da ürkmek, ürpermek gerek. • • • Türkiye, yok oluşun eşiğin- den döndüğü 1. Dünya Savaşı sonundan bu yana hiç bu ka- dar büyük bir çalkantının içine düşmemişti. Üstelik ayaklannı bastığı ekonomik ve siyasal ba- taklık, kendini korumasına, öz- gür iradesiyle tercihier yapma- sına olanak bırakmayacak ka- dar da berbat. O yüzden yazının başındaki soruyu "lyi günler meğer geri- deymiş" diye yanıtlamak "kö- tümserlik" değil, olsaolsa "ger- çekçilik". "Geride kalmış iyi günler" derken de "ekonomik kriz, Kürt sorunu, depremyaralannın sa- rılması, banka hortumlamalan, çek-senet mafyalan, Susurluk, çeteler, koalisyon içi itiş kakış- lar"\a oyalanıp gittiğimiz gün- leri kastediyorum... Bir süre sonra ağızbirliği ile "Meğerne iyi, ne mutlu, ne ke- yifli günlermiş" dersek şaşır- mayacağım... POLTrtKA GÜINLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İnönüNedenVazgeçü?.. Solda yeni bir siyasi parti arayışı suya mı düş- tü? Erdal Inönü, önceki gün açıkladr. "Bu yaştan sonra benim yeni bir parti kurulu- şunda görev almam doğru değil!" Aylardır Erdal Inönü'nün yeni bir sol partiyi kur- mak için çalıştığı biliniyordu... On gün önce Murat Karayalçın la konuşurken, 'yeni sol parti' gündeme gelmışti... Murat Karayalçın'a şöyle demiştim: "Gerçekten Inönü'nün yeni bir sol parti kuraca- ğına inanıyor musunuz?" Gördüğüm kadarıyla Karayalçın pek umutlu de- ğildi ama "hayır" demedi... Acaba Inönü, yeni sol oluşumda neden görev al- mayacak? Inönü, "bu yaşta olmaz" dese bile başka gerek- çeler olabilir!.. Nedir bu gerekçeler? Bu konuya bugün değinmeyeceğim... Ama Inönü'ye yakın kişilerin görüşü şu: "Bazı medya kurvluşlannın Inönü'nün üzerine gitmesi eşi Sevinç Hanım'ı çok üzdü..." Erdal Inönü'yü 1984 yılından beri tanıyorum... 1986 ara seçimlerinde Izmir İkinci Bölçje SHP mil- letvekili adayıydı. Inönü'nün aynı bölgeden rakibi ise DSP adayı Rahşan Ecevit'ti... Henüz siyaset yeni yeni ısınıyordu... Türkiye'de sosyal demokratlar 'umut' olmaktan henüz çıkmamıştı... DSP adayı Rahşan Ecevit'e karşın Inönü, Iz- mir'den milletvekili seçildi... Erdal Inönü, Meclis e girdikten sonra SHP'nin havası değişti; 1987 yerel seçimlerinde SHP, ANAP'ı ezip geçti!.. Istanbul, Ankara ve Izmir belediye başkanlıkla- rını SHP adayları aldı... Nurettin Sözen, Murat Karayalçın, Yüksel Çak- mur!.. Diğer ıl ve ilçelerde de SHP belediye başkanlık- larını kazandı... SHP'nin daha sonra CHP'nın erime süreci ise 1994-1995 yılları arasında görüldü... • • • Erdal Inönü'nün lıderlığinde kurulması beklenen 'yeni sol parti' artık bir başka bahara kaldı... Aslında Inönü, ilk başta isteksizdi... Ancak üzerinde çok baskı vardı. O yüzden de biraz gönülsüz bu işe soyundu... Inönü şimdi rahat!.. Acaba CHR Inönü'nün açıklamasına ne diyor? Deniz Baykalın açıklaması şöyle: "Ben bu konuda bir değerlendirme yapmak is- temiyorum..." Baykal böyle konuşsa bile bir hayli rahatlamış- tırL Kimi CHP'lilerle zaman zaman konuşurken, Er- dal Inönü'nün kuracağı partiden çekiniyorlardı!.. Bu bir gerçek!.. Sanınm şu anda CHP'liler de bir hayli rahatla- mışlardır artık!.. Peki DSP cephesinde nasıl bir değerlendirme yapılıyor? DSP kulislerinde "keşke çekılmeseydi" diyen- ler de var, "lyiyaptı" diyenler de... Onbeş gün önce Berin Nadi'nın cenaze töre- ninde Inönü'ye yakınlığıyla bilinen Uğur Büke'yle konuşurken, "Erdal Bey yeni oluşumdan vazge- çecek" demiştim. Büke, "Nereden çıkanyorsun" yanıtı vermişti... Dün sabah Uğur Büke'yle konuşurken, bana "istihbaratın güçlüymüş" deyip ekledi: "Türkiye'de yeni sol oluşuma gereksinim varsa bu parti kurulur!" Sordum: "Eski tanıdık yüzlerle mi?" Büke: "Hayır, hayır! Inönü'nün dediği gibi yeni yüzler- le..." Uğur Büke'ye "Basında çıkan olumsuz haber- ler Inönü 'yü etkiledi mi" dedim. Aldığım yanıt şuy- du: "Elbet olumsuz haberler aileyi etkilemiştir!" Halk diliyle parti kurmak turşu kurmaya benze- miyor!.. Il, ilçe binaları açacaksın, oralan döşeyeceksin, 10-15 milyar aylık kirayla genel merkez kirala- yacaksın!.. • • • Bana göre Inönü doğru olanı yaptı!.. Türkiye'de yeni bir sol parti kuruiacaksa yeni ve genç yüzlere gereksinim vardır!.. CHP'ye gelince!.. Biliyorum CHP Anadolu'da büyük ilgi görüyor!.. Istanbul, Ankara ve Izmir gibi büyük kentlerde CHP'ye karşı ilgi hâlâ yok!.. Neden? hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA TROYA'dan İYONYA'ya Mitolojik Aşklar Cografyası Bir ayda 2. Basım G ü n i z i Y a y t n c ı l ı k Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle