Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 KASIM 2001 PERŞEMBE
4-
CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
EpbakanKııtan'm
yemegMe
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) - SP
Genel Başkanı Recai
Kutan, partili
milletvekillerine ve
kapatılan RP'nin Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan'a iftar yemeği
verdi. îçkale Oteli'ndeki
yemeğe, milletvekilleri ve
Erbakan'ın yanı sıra,
siyasi yasaklı Ahmet
Tekdal il Şevket Kazan da
katıldı. Yemeğe,
gazetecüer alınmadı.
Kapısı TOBB'un
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Yunanistan'la Türkiye'yi
birbirine bağlayan Ipsala
Gümrük Kapısı'nın inşaatı
ve işletmesi dün
imzalanan sözleşmeyle, 10
yıl süreyle TOBB'ye
devredildi. Sözleşmenin
töreninde konuşan
Gümrüklerden sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet
Keçeciler, kayıtdışı
ekonomiyle mücadele
için, güniriiklerin sağlam
tutulması gerektiğini
belırtti.
Sezer, ErtMn'i
kabuletti
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, dün
Üniversite Öğretim
Üyeleri Demeği Başkanı
Prof. Dr Kadir Erdin ve
beraberindekilerle görüştü.
Prof. Erdin, görüşmenin
ardmdan yaptığı
açıklamada, son aylarda
yükseköğretim
kurumlannda yaşanan
huzursuzluğun "kriz
dönemine" girdiğini
söyledi. Sezer'e bir
rektörün ikinci kez
atanmasının uygun
olmadığı görüşünü
yeniden ilettiklerini
anlatan Erdin,
"Sanıyorum bu konuda
örtüşüyoruz" dedi.
RP'nin kayıp
trflyon davası
• ANKARA (ANKA)-
Kapatılan Refah
Partisi'nin siyasi yasaklı
genel başkanı Necmettin
Erbakan ile eski genel
başkan yardımcılan
Şevket Kazan ve Ahmet
Tekdal'ın da aralannda
bulunduğu 79 sanığın,
1997 yıh Hazine yardımı
olan 10 milyon markı
usulsüz harcayarak kamu
kurumunu dolandırdıklan
gerekçesiyle 8'er yıla
kadar ağır hapis cezasına
çarptınlmalannın istendiği
davanın dünkü
duruşmasına Hazine
avukatı ile 7 sanık avukatı
katıldı. Sanık
avukatlannın beraat
talebini reddeden
Mahkeme heyeti,
duruşmayı bıraktı.
HADff binasmda
arama
• DÎYARBAKIR
(ANKA)-HADEP
Diyarbakır ü örgûtünde
geçtiğimiz cumartesi günü
yapılan aramalarda çok
sayıda yasak yayın ele
geçirildiği bildirilirken,
PKK adına faaliyet
gösterdiği öne sûrülen bir
kişinin de gözalüna
alındığı bildirildi. Emniyet
Müdürlüğü taranndan dün
yapdan yazılı açıklamada,
sözkonusu aramalarda
Abdullah Öcalan
tarafindan tmralı'da
yazılan "Sümer Rahip
Devleti'ndenHalk
Cumhuriyeti'ne Doğru
Örgür însan Savunması"
adlı kitaptan 64 adet,
"Sümer Rahip
Devleti'nden Halk
Cumhuriyeti'ne Doğru" 9
adet bulunduğu bildirildi.
AVUKAT ERGÎN CİNMEN:
DGM'ler kalcbrdsın
tstanbul Haber Servisi - Aydınlık
îçin Yurttaş Girişimi Sözcüsü Avu-
kat Ergin Gnrnen, çete suçlanmn
DGM'de değil ağır ceza mahkeme-
lerinde görülmesi gerektiğini belir-
terek özellikle bankalann içinin bo-
şaltüması suçunun, zimmetve dolan-
dıncüık gibi suçlann ihlal edilerek
işlendiğini söyledi.
Cinmen, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in DGM Yasası'nı ve-
toetmesinişöyledeğerlendirdi: "Çe-
te suçlannm, özellikle bankalann içi-
nin boşalülmasımn içindebaşka snç-
larda buhınuyor. Zimmet, dolandın-
alık gibi suçlar ihlal edûerek banka-
lann içi boşaltüıyor. Bu suçlar da
DGM'lerin kapsamında değüdir.
DGM'ler çete davalannda bu suçla-
ra görevsizHk karan veriyor. Bu suç
dosyalannınağırcezamahkemeleri-
negftmesiyk çetesuçlannmiçiboşa-
hyor.Çete davalan da ağır ceza mab-
kemeterine giderse bu mahkemeler
bu suçlann hepsine bakabiür.
DGM'lerin tümüyle kakünlması
gerekir.Avrupa hukukunda herhan-
gibirsuçlaögjliohışrurulanözel mah-
kemekryoktur.Yapüanvusadegişk-
Bgi ohımluvdu. Ancak, diişüncesini
açıklayanlar da DGM'de yargdan-
mamahdu'''
'MÜCADELEYİ OLUMSUZ ETKİLEYEBİLÎR'
Başsavcılar uyarnuştı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-Yargıtay Başsavcısı Sabfiı Kanadoğ-
lu ile Ankara DGM Başsavcısı Cev-
det Volkan, DGM Yasası konusun-
da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'in gerekçelerine benzer kay-
gılan TBMM'ye iletmişti.
Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu,
itiraz ettiği konulan şöyle sıralamış-
tı: Düzenleme, genel olarak hakh ve
yerindedir. Ancak Susurhık davası gi-
bi bazı suçlar, devletin iç ve dış gü-
venliğini ügilendiriyor. Bu gibi suç-
lar için yargılama makamına takdir
yetkisi verümesi uygun olacaktır.
313 ve 314. maddelerle ilgih olarak
DGM'lerinyetkisinin tümden kaldı-
nlması sakıncalı olabilir. - Zamana-
şımına uğrama durumundaki dos-
yalarla ilgili olarak geçmişteki yar-
gılamada yapılan işlemlerin bağla-
yıcı olduğu ifadesi eklenmelidir.
DGM Başsavcısı Cevdet Volkan'm
itirazı ise şöyle: 4422 sayılı kanu-
nun kabul amacı da gözetilerek özel-
likle devletin bünyesine sızarak, ka-
mu görevlilerini, oluşturulan çıkar
sağlamaya yönelik suç örgütüne ta-
bi kılmak suretiyle kendilerine ya
da başkalanna çıkar sağlamayı amaç-
layan suç işleme gruplanyla müca-
deleyi olumsuz yönde etkileyebilir.
Cıunhurbaşkanı, 'çete' suçlarını DGM kapsamından çıkaran yasayı onaylamadı
Sezer'densınırlıvetoANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer,
yargı çevrelerinin tepki gösterdiği "çe-
te" suçlannm DGM kapsamından çıka-
nlmasını öngören yasanın bazı madde-
lerini, yeniden görüşülmek üzere
TBMM'ye iade etti. Sezer, Susurluk çe-
tesinin devletin iç güvenliğini ve kamu
düzenini doğrudan ilgilendirdiğinin göz
ardı edilemeyeceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Sezer, Türk Ceza Ya-
sası'nın (TCY) 313. ve 314. maddele-
rinde düzenlenen çete suçlannı DGM
kapsamından çıkaran 4719 sayılı yasa-
run 1,2,3 ve geçici 1. maddesini yeni-
den görüşühnek üzere TBMM'ye iade
etti. Sezer böylece. yeni anayasa deği-
şikliğiyle kendisine tanınan "kısmen ia-
de" yetkisini de ilk kez kullanmış oldu.
Sezer, yasaya ilişkin itirazlannı sıra-
ladığı 5 sayfahk gerekçesinde özetle şu
görüşleri dile getirdi:
• İş yükü gerekçe olamaz: Yıldırma
veya korkutma veya sindirme gücünü
kuüanaraksuç işlemek için örgüt kuran-
lar hakkında 4422 sayılı yasanın uygu-
lanacağı açıktır. Çete davalarının iş yü-
künün yoğunluğu nedeniyle DGM'le-
rin görev kapsamından çıkanlmak iste-
nilmesi haklı görülemez. Çünkü, bu da-
valann görüleceği diğer adli yargı yer-
lerinin iş yükü, DGM'lerin iş yükünden
daha az değüdir.
• Kişiye özelyasa olamaz: 4719 sayı-
lı yasanın geçici 1. maddesinin yürür-
lüğe girmesi durumunda, kamuoyunun
bunu, kimi kişilerin korunması amacıy-
la özel nitelikte yasa çıkanldığı biçi-
minde algılaması güçlü birolasıhktır. Bu
durum ise, hem kamu vicdanını derin-
den yaralayacak, hem hukuk devleti ü-
kesine gölge düşürecek, hem de devle-
te ve yargıya olan güveni sarsacaktır.
• Hukuka aykın: 2845 sayılı Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve
Yargılama Usulleri Hakkmda Yasa'nın
9. maddesınde. anayasaya göre DGM'le-
rin görev alanına giren konular yönün-
den bir aynm gözetümeden düzenleme
yapüması hukukaaykın sonuçlar doğu-
rabilecek niteliktedır.
DemireVe
ilk beraat
tstanbul Haber Servisi - Egebank'ın
eski sahibi Yahya Murat DemireL,
şirketkrine Halk Bankası'ndan
usulsüz kredi verOdtği gerekçesiyle 7
sanıkla birükte yargılandığı davada,
suç unsurlan oluşmadığı gerekçesiyle
beraat etti. tstanbul 4. Ağır Ceza
Mahkemesi'ndeki duruşmaya, başka
suçtan tutukhı samklar Yahya Murat
Demirel, Şaban Ayhan Tathgü.
Gökalp Baştürk ile tutuksuz sanık
Enıine Mehtap Ceylan katıldı.
Duruşmada esasa ilişkin görüşünü
açıklayan Savcı tlker Yaşar,
sanıklann üzerlerine aüh "Bankayı
aracı kdarak dolandmcıhk" suçunun
unsurlan oluşmadığuıdan, sanıklann
beraatlerine karar \erUmesini istedi
Mahkeme heyeti de sanıklann
beraatlerine karar verdi Karann
ardmdan DemireL mahkeme
heyetine
tt
ADahrazı olsun" diverek
teşekkür etti. (Fotoğraf.AA)
Arınç: Yasalar takıyyeye zorluyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP
Grup Başkanı Bülent Annç, siyaset yasağı
konusunda Recep Tayyip Erdoğan lehine
yorumlanan 312. madde değişikliğinin Ba-
kanlar Kurulu'ndabekletiunesine tepki gös-
terdi. Türkiye'de yasaların siyasi düşünce
sahiplerini takıyyeye zorladığmı sa\^ınan
Annç, "Ne kız veriyorlar, ne dünür küstü-
rüyoriar. Türkiye'nin kaderiMHP'ninoyun-
ı olamaz. >İert ohm" dedi.
~~Ljfcl TlRMIKI AYDINENGİN
Bülent Annç, partisinin grup toplantısın-
da. her düşüncenin özgürce partileşemedi-
ğini söyledi. Anayasa ve Siyasi Partiler Ya-
sası'ndaki engellere dikkat çeken Annç.
u
Her fıkrin partisinikurmak isteyenler ken-
di fiknierini gizleyecek. nıeşhur anlanuyla
takryyeyapacaknr" diye konuştu. TCY'nin
312. maddesınde değişiklik öngören tasla-
ğın, MHP'nin itırazlan nedeniyle Bakanlar
Kurulu'ndan geçemediğinianımsatanAnnç,
şunlan söyledi: "Bu Patagonya'da bile ola-
maz. Tahıik etmefiilininne olduğu açıklan-
mahdır. Bunun en basit kriteri yakuı ve açık
tehükedir. AtHM karanna göre, toplumu
şok eden konuşmalarda özgüıiük olmahdır.
Yani konuşulan şey şok edecek, insarun tüy-
terini diken diken edecek. Buna ahşacağiz.
MHP'nin de buna ahşması lazım. Bu parti-
ler hâlâ devletçi, statükocudur. Bunlar hâlâ
haUandan kopuk siyasi partikrdir."
• Susuriukiçgüvennğitehditediyor:
Laik devlet düzenıne karşı çalışma-
lar yapmayı temel amaç edüıen teşek-
küllerin varlığı yadsınamaz bir gerçek
olduğu gibi; kimi örgütlenmelerin, ör-
neğin kamuoyunda "Susurluk davası"
diye anılan davanın, devletin ıç güven-
liğini ve kamu düzenini yakından ve
doğrudan ilgilendirdiğini göz ardı et-
mek de olanaksızdır.
• Zaman aşunı tehtikesi: Dosyalann
devir işlemlerinin ve bu işlemlerden
sonrayetkili ve göre\li mahkemelerde
yeni baştan yargılamaya başlanmasının
uzun süre alacağı, davalann sürünce-
mede kalacağı ve hatta zamanaşımına
uğrayacağı, mahkemelerin iş yükü de gö-
zetildiğinde, yaygm ve hak-
lı bir toplumsal kanıdrr.
• Yotsuduklasa>Bşımza-
\iflar: 1412 sayılı yasanın
104. maddesinin, değişik
biçimiyle uygulanması yol-
suzlukla savaşımı zayıfla-
tacak niteliktedir.
• Kamukaynaklanyağ-
malamyor: Çağımızda te-
rorizm ve ekonomik suç
yanında çıkar sağlamaya
yönelik suç örgütleri türe-
miştir. Suç örgütlerininül-
kemızde de ortaya çıkma-
sı, özellikle kamusal ve özel
bankalarla kamu ihaleleri-
ni hedef alan suç örgütle-
rinin toplumun huzurunu
bozacak boyuta ulaşması
ve kamu kaynaklannın bu
suç örgütlerince yağmalan-
ması, konunun özel olarak
düzenlenmesini gerektir-
miştir.
• Hortumculann ifişki-
leri karmaşık: Haksız çı-
kar sağlamak amacıyla ve
yıldırma, korkutma ya da
sindirme gücü çeşitli bi-
çimlerde kuUanılarakkuru-
lan örgütü oluşturankişiler
arasındaki ilişkiler, tekno-
lojik olanaklardan da yarar-
landıklan için oldukça kar-
maşık ve kanıtlanması güç
duruma gehniştir. Bu ne-
denle, söz konusu ilişkile-
rin açığa çıkanlması özel
usul kurallan gerektirmek-
tedir.
• Çete adli yargiNi aşar:
Genel yetkili adli yargı yer-
lerinde görev yapan yargıç
ve savcılann 4422 sayılı ya-
sada öngöriilen yetkilerle
donatılmamış olmalandır.
aengin@doruk.net.tr
Mahalle kahvesı sohbetlerin-
de "lyi misin" sorusuna yanrt-
lar.
lyimser - iyi günler ilerde...
Kötümser - lyi günler geri-
de...
Soruyu Türkiye'ye taşırsak
hangi yanrt geçerli?
lyimser mi, kötümser mi?
"/y/"den kimin ne anladığına
bağh.
• • •
Bir büyük çalkantının eşiğin-
de olduğumuzu herhalde siz de
görüyorsunuz. Bugüne dek eko-
nomik kriz, Kürt sorunu, deprem
yaralannın sanlması, banka hor-
tumlamalan, çek-senet mafya-
ları, Susurluk, çeteler, koalis-
yon içi itiş kakışlarla oyalanıp git-
tik. Ülkenin gündemi, ülkenin iç
sorunlan ile sınırlı kaldı. Arada
bir Avrupa Birtiği ile ilişkiler, Kıb-
rıs sorununa çözüm bulunma-
sı (ya da bulunmaması) gibi ko-
nular da gündemde kendiney er
buldu, ama "öylesine" büyük
izler bırakmadan, derin çalkan-
tılara ebelik etmeden.
Peki şimdi?
Peki bugün?
"Ülke içi" sorunlar şaşılacak
bir hızla ikincilleşiyor, hatta ikin-
cilleşti.
Bugüne dek yine kendimizın
Bir Büyük Çalkantının Eşiğinde...
yarattığı kendi sorunlarımızla
yuvarlanıp gidiyorduk. Şimdi yi-
ne yuvarlanryoruz, ama "kendi"
sorunlarımızla değıl.
• • •
OrtaAsya'daharitalaryeniden
çıziliyor. Salt haritaçizimi de de-
ğil. "Eski" sınırlann içindeki "es-
ki" devletler de yeniden tanım-
lanıyor.
Afganistan'ın "Taleban gitti,
Kuzey Ittifakı ge/d/"den ibaret,
basit bir iktidar değişikliliğinden
ibaret olmayacağı, olamayaca-
ğı artık kesin. Kuzey Ittifakı de-
nen, dünün "mücahit" aşiretle-
ri ve etnik gruplan itiraz da et-
seler, direnmeye de yeltenseler
-henüztanımlanmamış-yeni bir
Afganistan arayışı var ve bu ara-
yış Afganistan toprağında de-
ğil, Bonn'da, VVashıngton'da,
Moskova'da, Pekin'de, hatta
Ankara'da sürüyor.
Ama Orta Asya, Afganis-
tan'dan ibaret değıl. Ömeğin
Pakistan. Resmi adı Pakistan
Islam Cumhuriyeti. Sizce öyle
mi kalacak? Adı değişse de,
değişmesede... Pakistan'dasi-
yasal Islamın iktidardaki ağırlı-
ğı, bugün nasslsa öyle mi kala-
cak?
Tacikistan, Özbekistan, Türk-
menistan, hatta Iran. Haritası
yeniden çizilecek, siyasal yö-
rüngeleri yeniden tanımlanacak
OrtaAsya'da, eskiden nasılsa-
lar öyle kalabilecekler mi?
Peki, bu bölgede Afganis-
tan'atugay düzeyinde bir aske-
ri biriik yollatılarak "yeni dü-
zen "in bekçiliği görevine getıh-
len ve görevleri salt askeri etkin-
likle sınırlı kalmayacağa benze-
yen Türkiye, bu büyük çalkan-
tımn göbeğinde yer almayacak
mı?
Bırakın Orta Asya'yı, gelin Or-
tadoğu'ya.
Düne kadarsağlam santlanfe-
odal ve hatta teokratik (din dev-
leti) karakterli siyasal rejimler
salianmaya başladı.
Batı başkentlerinde, Ortado-
ğu'daki feodal ve teokratik dev-
letlerin "demokratik" (!) rejimle-
re evrilme günlerinin geldiği, ar-
tık yüksek sesle söylenir, ciddı
toplantılarda ciddi ciddi tartışı-
lır oldu.
Ve Irak...
Aldatıcı birfotoğraf var: Was-
hington'da "şahinler" ağır ba-
sarsa ABD Irak'a saldıracak,
"güvercinler"\n sozü dinienir-
se Saddam paçayı kurtaracak.
lyi ama VVashington'da za-
ten "şahinler" iktidarda değil
mı? Bush'un başkanlığı zaten
Teksaslı petrolcülerle büyük sı-
lah tekellerinin ıktidarının ötekı
adı değil mi?
Yani besbelli ki Ortadoğu ye-
niden düzenlenirken ilk adım.
"çıbanbaşı" Saddam olacak.
Bugün tartışılan, bu saldırının
günü. saati ve gerekçesinden
ibaret.
Türkiye'ye burada da kilit gö-
revler veriliyor; önemli bir rol bi-
çiliyor. Dünkü gazeteler (sade-
ce dünküler) bile bu yargıyı ke-
sinleştirmek için yeterli bilgileri
taşıyor.
Buyurun size Afganistan'ın
üstüne yeni bir çalkantı daha.
Türkiye bu çalkantının da göbe-
ğinde.
Bu büyük attüstlüklerin ıçin-
de Türkiye, boynuna dolanmış
"IMF yuları" ile oradan oraya
sürükleniyor, sürüklenecek.
Şu son paragraftaki "oradan
oraya" deyimini "savaşa, sonu
bilinmez maceralara, kanlı so-
nuçlardoğurabilecekadımlara"
diye okumak gerek.
öyle okuyunca da ürkmek,
ürpermek gerek.
• • •
Türkiye, yok oluşun eşiğin-
den döndüğü 1. Dünya Savaşı
sonundan bu yana hiç bu ka-
dar büyük bir çalkantının içine
düşmemişti. Üstelik ayaklannı
bastığı ekonomik ve siyasal ba-
taklık, kendini korumasına, öz-
gür iradesiyle tercihier yapma-
sına olanak bırakmayacak ka-
dar da berbat.
O yüzden yazının başındaki
soruyu "lyi günler meğer geri-
deymiş" diye yanıtlamak "kö-
tümserlik" değil, olsaolsa "ger-
çekçilik".
"Geride kalmış iyi günler"
derken de "ekonomik kriz, Kürt
sorunu, depremyaralannın sa-
rılması, banka hortumlamalan,
çek-senet mafyalan, Susurluk,
çeteler, koalisyon içi itiş kakış-
lar"\a oyalanıp gittiğimiz gün-
leri kastediyorum...
Bir süre sonra ağızbirliği ile
"Meğerne iyi, ne mutlu, ne ke-
yifli günlermiş" dersek şaşır-
mayacağım...
POLTrtKA GÜINLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
İnönüNedenVazgeçü?..
Solda yeni bir siyasi parti arayışı suya mı düş-
tü?
Erdal Inönü, önceki gün açıkladr.
"Bu yaştan sonra benim yeni bir parti kurulu-
şunda görev almam doğru değil!"
Aylardır Erdal Inönü'nün yeni bir sol partiyi kur-
mak için çalıştığı biliniyordu...
On gün önce Murat Karayalçın la konuşurken,
'yeni sol parti' gündeme gelmışti...
Murat Karayalçın'a şöyle demiştim:
"Gerçekten Inönü'nün yeni bir sol parti kuraca-
ğına inanıyor musunuz?"
Gördüğüm kadarıyla Karayalçın pek umutlu de-
ğildi ama "hayır" demedi...
Acaba Inönü, yeni sol oluşumda neden görev al-
mayacak?
Inönü, "bu yaşta olmaz" dese bile başka gerek-
çeler olabilir!..
Nedir bu gerekçeler?
Bu konuya bugün değinmeyeceğim...
Ama Inönü'ye yakın kişilerin görüşü şu:
"Bazı medya kurvluşlannın Inönü'nün üzerine
gitmesi eşi Sevinç Hanım'ı çok üzdü..."
Erdal Inönü'yü 1984 yılından beri tanıyorum...
1986 ara seçimlerinde Izmir İkinci Bölçje SHP mil-
letvekili adayıydı. Inönü'nün aynı bölgeden rakibi
ise DSP adayı Rahşan Ecevit'ti...
Henüz siyaset yeni yeni ısınıyordu...
Türkiye'de sosyal demokratlar 'umut' olmaktan
henüz çıkmamıştı...
DSP adayı Rahşan Ecevit'e karşın Inönü, Iz-
mir'den milletvekili seçildi...
Erdal Inönü, Meclis e girdikten sonra SHP'nin
havası değişti; 1987 yerel seçimlerinde SHP,
ANAP'ı ezip geçti!..
Istanbul, Ankara ve Izmir belediye başkanlıkla-
rını SHP adayları aldı...
Nurettin Sözen, Murat Karayalçın, Yüksel Çak-
mur!..
Diğer ıl ve ilçelerde de SHP belediye başkanlık-
larını kazandı...
SHP'nin daha sonra CHP'nın erime süreci ise
1994-1995 yılları arasında görüldü...
• • •
Erdal Inönü'nün lıderlığinde kurulması beklenen
'yeni sol parti' artık bir başka bahara kaldı...
Aslında Inönü, ilk başta isteksizdi...
Ancak üzerinde çok baskı vardı. O yüzden de
biraz gönülsüz bu işe soyundu...
Inönü şimdi rahat!..
Acaba CHR Inönü'nün açıklamasına ne diyor?
Deniz Baykalın açıklaması şöyle:
"Ben bu konuda bir değerlendirme yapmak is-
temiyorum..."
Baykal böyle konuşsa bile bir hayli rahatlamış-
tırL
Kimi CHP'lilerle zaman zaman konuşurken, Er-
dal Inönü'nün kuracağı partiden çekiniyorlardı!..
Bu bir gerçek!..
Sanınm şu anda CHP'liler de bir hayli rahatla-
mışlardır artık!..
Peki DSP cephesinde nasıl bir değerlendirme
yapılıyor?
DSP kulislerinde "keşke çekılmeseydi" diyen-
ler de var, "lyiyaptı" diyenler de...
Onbeş gün önce Berin Nadi'nın cenaze töre-
ninde Inönü'ye yakınlığıyla bilinen Uğur Büke'yle
konuşurken, "Erdal Bey yeni oluşumdan vazge-
çecek" demiştim. Büke, "Nereden çıkanyorsun"
yanıtı vermişti...
Dün sabah Uğur Büke'yle konuşurken, bana
"istihbaratın güçlüymüş" deyip ekledi:
"Türkiye'de yeni sol oluşuma gereksinim varsa
bu parti kurulur!"
Sordum:
"Eski tanıdık yüzlerle mi?"
Büke:
"Hayır, hayır! Inönü'nün dediği gibi yeni yüzler-
le..."
Uğur Büke'ye "Basında çıkan olumsuz haber-
ler Inönü 'yü etkiledi mi" dedim. Aldığım yanıt şuy-
du:
"Elbet olumsuz haberler aileyi etkilemiştir!"
Halk diliyle parti kurmak turşu kurmaya benze-
miyor!..
Il, ilçe binaları açacaksın, oralan döşeyeceksin,
10-15 milyar aylık kirayla genel merkez kirala-
yacaksın!..
• • •
Bana göre Inönü doğru olanı yaptı!..
Türkiye'de yeni bir sol parti kuruiacaksa yeni ve
genç yüzlere gereksinim vardır!..
CHP'ye gelince!..
Biliyorum CHP Anadolu'da büyük ilgi görüyor!..
Istanbul, Ankara ve Izmir gibi büyük kentlerde
CHP'ye karşı ilgi hâlâ yok!..
Neden?
hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
TROYA'dan İYONYA'ya
Mitolojik Aşklar Cografyası
Bir ayda 2. Basım
G ü n i z i Y a y t n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72