14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 KASIM 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA DIZI GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK • "V? K T"\ İ3J'K KİŞ'IYLE. AKJA KARAKTERİ KARAKTERSİZLİK OLAN GÖZLÜKLÜ SAMİ'NIN HARİKULÂDE KIVIRTMALARI KIS1M HEKHİLÎ BİRDEN Birbiri ardına meydana gelen terör olaylan, çocuklann güven duygularmı zedeledi Anne,baba korkuyorum...A ile, birlikte izlenen haberlerde ya da çocuk / • tarafından izlenen yayınlarda görülenler - / A konusunda çocuğu aydınlatacak ve rahatlatacak açıklamalar yapmaya özen göstermelidir. Çocuğun duygu ve düşüncelerini açıklaması desteklenmeli, konuşarak bunlan açıklamasına önem verilmelidir. - "Baba. sen de askere gidecek misin? - 'Hayır canınv şimdi nereden çıku bu? - 'Ama hep babalar asker oluyor bak. Hiç anne yok orada'. Anne. baba bırbırlerine bakarak gülüm- sediler. çocuklann neye dikkat edeceği. neler soracağı hiç belli olmuyordu. Te- levizyondaki görüntülere ilişkin çocuk yorumlan çoğunlukla şaşırtıcı oluyordu. Gelip geçiveren bir görüntü çocuğun dikkatini çekiyordu da büyükleri çok il- gilendiren bir haber çocuk için hiç önem taşımıyordu. Buözelliğıntelevizyondaki şiddet gö- rüntülen içın de geçerlı olduğu sonradan anlaşıldı. BüyükJerin 'Amançocugumuz bunu izlemesin' diye kaygı duyduklan gö- rüntülerle. 'Bak bunda bir şey yok' de- dikJeri sahnelerın çocuklar tarafından farklı yorumlandığı anlaşıldı. Ama ço- cuk korkulartyla sa\aş haberieri. terör sal- dınlan arasmda ilişki olduğu da bir ger- çek. Prof. Dr. Bahar Gökler. bu konuya dikkat çekerek 'Clkemizde ve dünyada son günlerde ardı ardına yaşanan şiddet e> lemleri değerlendirildiğinde bu eylem- ler. çocuklann güven du> gusunu zedele- mektedir" diyor. (Prof. Dr. Bahar Gök- ler-Terör Karşısında Çocuklar-Cumhu- riyet Gazetesi. 04.10.2001) Sevglslz ortam Prof. Dr. B. GökJer: 'İçinde yaşanılan sokak.mahalleJer.toplumvadaevTen.bd- ki de tünı erişkinier dünyası artık güve- nilmez. tehlikelerle dolu, örseleyici, düş- manca. sevgisiz bir ortamdır". Bu çizgi- lerle belirtilen çerçeve çocuklann da. erişkinlerin de artık hiçbir şeye güvene- medikleri yaşama ortamını çok iyi be- timlemektedir. Çocuklann yaşamak zorunda olduk- lan erişkinier dünyası güvenilmez tehlikelerle dolu örseleyici düşmanca sevgisiz bir ortamdır. Çocuklann karşı karşıya kaldığı teh- ditler. çaresizlik. örselenme. bundan da- ha açık anlatılabilir mi? Bahar GökJer. Üzeyir Garih olayını. sonraki günlerde yaşanan canlı bomba dehşetini anımsattıktan sonra sözlerini şöyle sürdürüyor: "Onu izleyen günlerde New-York'ta yaşanan olaylar. New-York"hı çocukla- nn beDeklerinde. belki de doğrudan ya- şannlannda silinmeyecekizierbıraknuş- ür. Şimdi ise Afganistan, Irak. Lübnan gibi Ortadoğulu pek çok ülkenin çocuk- lan \e onların anne-babalaru niteügi be- Brsizbir savaşta yok edüme, yokohna kor- kusunun ürkütücü baskısı altmdadır. Toplumsal sapkınlıklann. toplumdaki şiddeteyleminin bir tflr aynası ya da söz- cüsü olan, sağduyu ve nesnellikten uzak bazı khie iletişim araçlan yoluyla taşı- nan bu şiddet birikimi. zaman zaman 'medya terörü" niteliğinde. bireyleri çark- lannın acımasız dişlilerinde ögütmekte, savıınması/ insanlan, hatta çocukvegenç- leri. toplumsal şiddetgereksiniminin kur- banı durumuna getirmektedir. Bu eyiemler,çocuklanyoğun, baş edil- mesi güç bir çaresizlik du> gusuyla kar- şı karşıya bırakmıştır. Ülkemizde ve dfinyanın değişik yöre- lerinde çocuklar, erişkinier tarafından kurgulanan değişikboyııttakiterörey lem- leri sonrası fiziksel ve ruhsal \ önden ile- Dunyanın yeni KORKÜ olaylardan ve konulardan kaçarak çocuklan aşın korumaya çalışmamak, sorunlannı çözme gücünü azaltmamak önemlidir. Tersine, hangi konu olursa olsun çocuğumuzla paylaşmayı, onun kendini ifade etmesini, ne düşündüğünü anlatmasını destekleyerek çözüm bulma gücünü arttırmamız doğrudur. ri derecede örselenmekte, bu e>lemler karşısında gerek kendi TızikseL bilişsel ve ruhsal donanımlan yeterli ofanadığından gerekse zaman zaman anne-babalan da olayia baş etme. yol gösterme, korunıa, yatiştırma yönünden yetersiz ve çaresiz kalabileceğinden. çok yoğun bir korku. güçsüzlük ve ne yapacağını bilememe duygulan >aşayabilmektedirler.'" Prof. Dr. Bahar Gökler. yazısınm bu bölümünde anne babalann çocuklannı bu olaylann etkilerine karşı 'koruma, \aüşnrma. ola> la baş etme,yolgösterme' işlevierine de işaret etmekte, ancak on- lann da kendi sorunlan nedeniyle bu iş- levlerini zaman zaman yapama> acakJa- nna dikkat çekmektedir. Her felakette olduğu gibi. terör ve sa- vaşlarda 'önce çocuklar ve kadınlar" il- kesi işlemektedir. bunlann acısını en çok çocuklar ve kadınlar yaşamaktadır. El- bette bütün toplum bu olaylann etkisini derinden hissetmekte ve payına düşeni çaresiz kabullenmektedir. Etkiler demetl' Elbette olaylan yaşayan-yaşamayan. yakın çevresinde kayıplan olan-olma- yan. çevTe desteğine sahip olan-olmayan. geçmiş yaşantısında ruhsal travmayaşa- yan-yaşamayan çocuklarda bu etkiler farklı olacaktm Ancak bu olaylann tü- münün de dereceleri farklı ruhsal trav- malar olduğu bilinmelidir. Ruhsal trav- malar (yaralanmalar). sonradan PTSS (Post-travmatık-stres-sendromu) deni- len bir 'etkiler demetfne yol açmakta- dır. Bu 'etkiler demeti'nde neler görül- mektedir: • Travmatik olayın çeşitli şekillerde yeniden yaşanması: (a) Olaya ilişkin. el- de olmaksızm tekrar tekrar anımsanan ve sıkıntı yaratan anılar, (b) olaya iliş- kin sık sık görülen ve sıkıntı yaratan rü- yalar görme. (c) travmatik olayın bir kıs- mını ya da tümünü içeren oyunlan tek- rar tekrar oynama, (d) tra\matik olayı san- ki yeniden yaşıyormuşçasına da\Tanma ya da bu şekılde hissetme. (e) travmatik olayı hatırlatan olaylar. kışiler ya da nes- nelerle karşılaşıldığında yoğun bir psi- kolojik sıkıntı duyma ve fizyolojik tep- ki gösterme. • Çevreyle olan etkileşimde ve çev- reye verilen tepkilerde azalma: (a) Da- ha önce zevk alınan etkinliklere ilginin azalması. (b) ebeveynler ve arkadaşlar- dan duygusal olarak uzaklaşma. (c) yo- ğun duygulara karşı toleransın düşmesı ve bu duygulardan kaçınma. • Aşın uyanlmışlık durumu (aşın si- nirlilik, uyku sorunlan, okulla ilgili iş- lere dikkatini yeterince \erememe). • Kayıplarla birlikte ortaya çıkan ka- yıp ve yas duygulan. • Evden uzak kalma sonucu ortaya çı- kan ev özlemi. yeni ortama yabancılaş- ma duygusu ve öfke. • Ebeveyn ve kardeşlere aşun bağlan- ma. • Aynlık kaygısı belirtilerinin ortaya çıkması. • Gelışimsel süreç içinde kazanılmış olan bazı becerilerin kaybedilmesi (ör- neğin. tuvalet eğitimi). • Tra\Tnatik olayın tekrarlanacağına ilişkin korkular. • Başkalannın zarar gördüğü. yakın- lannın yaralanması hatta ölümüyle so- nuçlanan bir tra\Tnatik yaşantıdan sağ ola- rak kurtulmuş olmaktan dolayı duyulan suçluluk duygusu. • Hayata \ e başkalanna ilişkin güven duygusunun sarsılması. • Geleceğe yönelik karamsarlık. Ruhsal travmalar Prof. Dr. Bahar Gökler. yazısına ek ola- rak gönderdiği bu bilgilere ilişkin ola- rak bir dikkat çekme notu da ileterek •Savaş kayTiakh psikolojik travmanın ço- cuğun gelişimine etkisi incelenirken, sa- vaş sırasmda karşılaşüan travmatik ya- şanölann çeşiuiliği \etra\maya manızkal- ma düzevı (çocuğun kaç kere traMnatik olaya. ne sıkhkta ve ne süreyle maruz kal- dığı) ele ahnması gereken önemli etmen- lerdir' demektedır. Klsillk gellslmi Elbette böylesine ruhsal travmalara uğramak. çocuğun kendisinin ya da ya- kınlannın bu olaylann içinde yaşaması. yakından tanık olması. yaşamının önem- h ölçüde değişmesi ile olabilecektir. Çocuklann olaylardan etkilenmeleri- nin altyapısmda. çocuklann daha önce- ki kişiîik gelişimlerinin de rolü vardır Prof Dr Nahit Motavallı Mukaddes, 'fobi ve kaygı bozukluklan' olan çocuk- lann kişilık gelişiminde ıki temel yol söz konusudur diyerek: 1. Bu çocuklar bağımlı. talepkâr. ai- lelerine tutunma ıhtiyacı olan ve irritabl (çabuk etkilenen) tipler olarak gelişirler. Duyarlı kişilerdir. yanşma ve rekabetten kaçınırlar. pasifkişilik izleri taşırlar. ikin- cil depresyon sıktır. 2. Korku ve fobileri ile başetmek için agresıf (saldırgan). maladaptif (uyumsuz) davranışlar geliştirip korkiılan ile kontr- fobik (korkmadığını gösteren) defanslar- la başederler. Demek ki çocuk yetiştirmede önem- li bir konu olan 'bağunlı çocuk- bağım- sız çocuk' konusu, 'çocuk korkulan v« kaygılan' alanında da önem taşıyor. Ba- ğımlı yetişen. hep yakm destek arayan çocuklar çeşitli olaylardan daha çabuk. daha çok etkileniyor. Bağımsız yetişen çocuklar ise korku ve kaygı yaratabıle- cek konularda kendi sorunlannı çözme- ye daha yatkın oluyorlar. Çocuklann bir bölümü de korkulannı korkmayan ta- virlan' yoluyla yenmeye çalışıyor. (Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi-Prof. Dr. Nahit Motavallı Mukaddes, ilgili bölüm) Terör ve savaş olaylannda, çocuklann etkilendiği bir gerçektir. Ancak olayla- nn içinde yer alan çocuklann uğradığı travma elbette derin ve etkileyici ola- caktır. Olaylann içinde olmayan ancak aile içi konuşmalarla. tele\izyon yayın- lanyla ve benzen yollarla terör ve sava- şa ilişkin çocuk yorumlan ve etkılen- meleri nasıl anlaşılabilecek. bu konuda neler yapılabilecektir? Öncelikle çocuklann 'nasıl etkilendi- ği" önemlidir. Olaylar çocuklann çoğu için kendilerine ya da ailelerine ilişkin bir tehdit olarak algılanmaz. Bu noktada ço- cuğun günlük hayat ıçindeki davranışla- nna bakmanuz gerekir. Çocuk günlük ha- yatını rahatça sürdürüyor. da\Tanışlann- da tedirginlik görülmüyorsa fazla etkı- lenmediğı düşünülebilir. Aile desteğl Gene de her konuda olduğu gibi bu ko- nuda da ailenin desteği ve paylaşımı çok önemlidir. Aile. birlikte izlenen haber- lerde ya da çocuk tarafindan izlenen ya- yınlarda görülenler konusunda çocuğu aydınlatacak ve rahatlatacak açıklama- lar yapmaya özen göstermelidir. Çocu- ğun duygu ve düşüncelerini açıklaması desteklenmeli. konuşarak bunlan açık- lamasına önem \ erilmelıdir. Bu konula- nn aşın etkisi fark edilir. çocuğun etki- lendiği düşünülürse psikolojik destek almakta çekingenlik gösterilmemelidir. Burada dikkat edilecek en önemli nok- ta. çocuklan olaylardan ve konulardan kaçarak aşın korumaya çalışmamak. so- runlannı çözme gücünü azaltmamaktır. Tersine, hangi konu ve olay olursa olsun çocuğumuzla paylaşmayı. onun kendi- ni ifade etmesini. ne düşündüğünü an- latmasını destekleyerek çözüm bulma gücünü arttırmamız doğrudur. Bizim için de önemli olan kötümserlikle hayat- tan kopmamak. her durumda olumlu bir yaklaşımla sorunlan çözebileceğimiz konusunda özgüvenimizi yitirmemek- tir. Sorunlan çözmek için gereken ener- jiyi de önce kendi içımizde aramalıyız. SÜRECEK DUZYAZI ORHAJN BİRGİT Mumcu'nun Gerçek Amacı Ne? Erkan Mumcu, Anavatan Partisi'nin Siyasi Işler- den Sorumlu Genel Başkan Yardımctsı olarak, Izmir'de Başbakan ve DSP Genel Başkanı Ecevit'e yönelik düzeysiz hücumlarını. batıdan doğuya doğru parti- sinin örgüt toplantılarında yaptığı açıklamalarla sür- dürüyor.Ve o arada, bu düzeysiz açıklamalann, ken- di kişisel görüşleri olmakla kalmadığını, partisinin düşüncelerı olduğunu büyük bir iddia ile söylüyor. Mumcu'nun. koalisyon ortağı bir partinin, daha yakın zamana kadar kabinesınde görev yaptığı baş- bakana karşı kullandığı söylemin. düzeysizliğine, ku- ral ve etik dışı oluşuna bakarak bu söylenilenleri "sa- hibinın sesi" olarak tanımlamak da, terbiyesizlik ola- rak nitelendirmek de, hatta kendisinin ruhsal yapı- sının gereği olarak düşünmek de mümkündür. Sadece politikada değil, gazeteler arasındaki tar- tışmalarda da "üslubu beyan insandır" sözünü kul- lananlar, kişinin başkalanna karşı kullanmayı alış- kanlık haline getirdiği söylem ile aslında kendi ruh- sal dünyasını ele verdiğini anlatmak istemişlerdir. Dahası, parlamento kürsülerinde benzer düzeysiz- likleri yanrtlarken, öyle Mumcu gibi bugün var, yarın ne olacaklan bilinmeyen kişiler için, kimi siyaset anıt- lannın "hangiçukurdan konuştuğu" yolunda karşı- lıklar vererek, bu tür konuşma sahiplerinin düzeyle- rine inmek istemediklerinin de örnekleri çoktur. Başbakan, en doğru ve kestirme yöntemi seçe- rek son ANAP kongresine kadar kabinesinde Tu- rizm Bakanlığı yapmış bu kişiyi "muhatap almadı"; bu yüzden kalkınmanın köyden başlaması gerekti- ğini savunan görüşlerinin karşısına köye gidecek hizmetleri, Ankara değil, il özel idareleri sahiplensin düşüncesini de adeta yok sayarak çıkmak isteyen ANAP'ın ikinci adamının başlatmak istediği kavga- nın iyi olmadığı uyansını yaptı. Köyü kalkınmamış ülke.. Ecevit'i bir yana bırakınız. Atatürk Cumhuriyeti de, çok pragmatik olarak köylerden büyük kentlere plan- sız ve amaçsız insan akımını önlemek için kalkınma- yı ülkenin en küçük birimlerinden başlatmanın yön- temlerine ayırmıştır. Aşardan, kara sabana kadar im- paratoriuktan alınmış bir dizi kötü mirasa karşı açı- lan savaş, Köy Enstitüleri, Toprak Reformu uğraşla- n ve köylüyü bir ulusun efendisi olarak gösterme çabalannı yok sayan kafa, sanayileşmeyi, salt bü- yük kentlerde ve onların da coğrafyamızın en değer- li yerlerinde toplayarak, milyonlarca insanın sırtına her gün yeni ağır yükler yüklemeyi amaçlayan bir yön- tem ile oluşturmak istemiştir. Ecevit. 1980 öncesinde yine Erkan Mumcu yapı- sı kafaların hem kendi partisi içinde, hem dışında di- renmesi ile, köy-kent projesini gerçekleştirememiş- tir. 2001 yılındabirtekOrdu-Mesudiyedenemesinin verdiği filizler bile, köy-kent dosyasına eğilen Dün- ya Bankası'na, sorunu sadece bizde değil, kalkın- ma uğraşı veren başka ülkelerde de ciddi birer çö- züm reçetesi olarak ele almaya değer olduğu açık- lamasını yaptırtmıştır. Dahası, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun terör- den temızlenmesi için gereksinme duyduğu ekono- mik kalkınma savaşımında, özel sektör beylerinin pamuk ellerini ceplerine atmadığını izleyen Türk Si- iahlı Kuvvetleri, bölgede köy-kentlerin oluşturulma- sının en duyarlı destekçisi durumunda değil midir? ANAP projektör attında.. Mumcu'nun Başbakana yönelik olarak başlattığı bu düzeysiz hücumlar için, partisinin başta Yaşar Oku- yan olmak üzere, bazı ANAP'lı bakanlar da, Genel Başkan Başyardımcısını ayıplayan demeçler veri- yorlar. Bunun yanı sıra, ANAP'ın Meclis Grup Baş- kan Vekili Yaşar Dedelek, adaşının aksine Mumcu'yu destekliyor. Ya Genel Başkan? Mesut Yılmaz'ın dün sabah, Istanbul'daki evin- de görüştüğü Erkan Mumcu'ya ne söylediği tam olarak bilinmiyor. Ama Mumcu'nun bundan böyle üs- lubuna dikkat edecegi açıklaması dünkü buluşma- nın gergin bir ortamda geçtiğini de ortaya koyuyor. Mumcu demek ki istifayı göze alamadı. Yılmaz'da keza yardımcısını harcamayı henüz içine sindirmiş değil. Şimdilık belki de silahlar karşılıklı gizlenmiş olma- lı. Parlamentoda sandalye, seçmen yandaşlan ara- sında destek yitiren bir partide acaba yeni dengeler mi aranılıyor sorulan ile birlikte. Erkan Mumcu'nun, Mesut Yılmaz'a karşı isyan bayrağı mı açtığını araş- tırmak, çok mu mevsim dışı bir beyin fırtınası olarak değeriendirilmelidir? Görülüyor ki başlatılmak istenilen kavga Ecevit'i değil, Mesut Yılmaz'ı ve partinin bugünkü stratejisi- ni hedef almaktadır. Ve galiba Mumcu da bu neden- le, görünüşte başbakana yönelmiş olan o düzeysiz sözlerin ANAP'ın görüşleri olduğunu söyleyebilmek- tedir! Faks:0212-677 07 62 obirgrt(5 e-kolay.net Cide'de trafik kazası Kaymakamın denizde kayboldu Yurt Haberieri Servi- si-Kastamonu'nun Ci- de Kaymakamı Meh- met Firik dün Bartın- Cide karayolunda tra- fik kazası geçirdi. Ka- zada, kaymakamın eşi Rabia Firik denizde kayboldu. Yurt geneün- de dün meydana gelen trafik kazalannda 9 ki- şi yaşamını yitirirken 16 kişi de yaralandı. Mehmet Firik, eşi ve çocuklan ile birlikte Ci- de'ye giderken ilçeye 6 kilometre kala CKaaltı mevkiinde yoldaki ça- kıl ve kum nedeniyle aracın kontrolünü kay- bederek 4.5 metre yük- seklikten denize uçtu. Firik, kazadan sonra araçta bulunan çocuk- lan Nflüfer (5) ve Os- man'ı (2) kurtardı. Kay- makamın eşi Rabia Fi- rik ise denizde kaybol- du. Firik'i arama çalış- malanna Emniyet Mü- dürlüğü Koruma Daire Başkanlığı'nabağlı 10 dalgıç ile Sahil Güven- lik KomutanlığYna bağ- h 5 dalgıçm yanı sıra bahkçılar da katıldı. Er- zincan'nın Tercan il- çesinden Cide'ye atanan Firik, 29 Ekim'de görevine başlamıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle