Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 KASIM 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
DIZI
GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK
• "V? K T"\
İ3J'K KİŞ'IYLE.
AKJA
KARAKTERİ
KARAKTERSİZLİK
OLAN
GÖZLÜKLÜ
SAMİ'NIN
HARİKULÂDE
KIVIRTMALARI
KIS1M
HEKHİLÎ
BİRDEN
Birbiri ardına meydana gelen terör olaylan, çocuklann güven duygularmı zedeledi
Anne,baba korkuyorum...A ile, birlikte izlenen haberlerde ya da çocuk
/ • tarafından izlenen yayınlarda görülenler
- / A konusunda çocuğu aydınlatacak ve
rahatlatacak açıklamalar yapmaya özen
göstermelidir. Çocuğun duygu ve düşüncelerini
açıklaması desteklenmeli, konuşarak bunlan
açıklamasına önem verilmelidir.
- "Baba. sen de askere gidecek misin?
- 'Hayır canınv şimdi nereden çıku bu?
- 'Ama hep babalar asker oluyor bak.
Hiç anne yok orada'.
Anne. baba bırbırlerine bakarak gülüm-
sediler. çocuklann neye dikkat edeceği.
neler soracağı hiç belli olmuyordu. Te-
levizyondaki görüntülere ilişkin çocuk
yorumlan çoğunlukla şaşırtıcı oluyordu.
Gelip geçiveren bir görüntü çocuğun
dikkatini çekiyordu da büyükleri çok il-
gilendiren bir haber çocuk için hiç önem
taşımıyordu.
Buözelliğıntelevizyondaki şiddet gö-
rüntülen içın de geçerlı olduğu sonradan
anlaşıldı. BüyükJerin 'Amançocugumuz
bunu izlemesin' diye kaygı duyduklan gö-
rüntülerle. 'Bak bunda bir şey yok' de-
dikJeri sahnelerın çocuklar tarafından
farklı yorumlandığı anlaşıldı. Ama ço-
cuk korkulartyla sa\aş haberieri. terör sal-
dınlan arasmda ilişki olduğu da bir ger-
çek. Prof. Dr. Bahar Gökler. bu konuya
dikkat çekerek 'Clkemizde ve dünyada
son günlerde ardı ardına yaşanan şiddet
e> lemleri değerlendirildiğinde bu eylem-
ler. çocuklann güven du> gusunu zedele-
mektedir" diyor. (Prof. Dr. Bahar Gök-
ler-Terör Karşısında Çocuklar-Cumhu-
riyet Gazetesi. 04.10.2001)
Sevglslz ortam
Prof. Dr. B. GökJer: 'İçinde yaşanılan
sokak.mahalleJer.toplumvadaevTen.bd-
ki de tünı erişkinier dünyası artık güve-
nilmez. tehlikelerle dolu, örseleyici, düş-
manca. sevgisiz bir ortamdır". Bu çizgi-
lerle belirtilen çerçeve çocuklann da.
erişkinlerin de artık hiçbir şeye güvene-
medikleri yaşama ortamını çok iyi be-
timlemektedir.
Çocuklann yaşamak zorunda olduk-
lan
erişkinier dünyası
güvenilmez
tehlikelerle dolu
örseleyici
düşmanca
sevgisiz
bir ortamdır.
Çocuklann karşı karşıya kaldığı teh-
ditler. çaresizlik. örselenme. bundan da-
ha açık anlatılabilir mi?
Bahar GökJer. Üzeyir Garih olayını.
sonraki günlerde yaşanan canlı bomba
dehşetini anımsattıktan sonra sözlerini
şöyle sürdürüyor:
"Onu izleyen günlerde New-York'ta
yaşanan olaylar. New-York"hı çocukla-
nn beDeklerinde. belki de doğrudan ya-
şannlannda silinmeyecekizierbıraknuş-
ür. Şimdi ise Afganistan, Irak. Lübnan
gibi Ortadoğulu pek çok ülkenin çocuk-
lan \e onların anne-babalaru niteügi be-
Brsizbir savaşta yok edüme, yokohna kor-
kusunun ürkütücü baskısı altmdadır.
Toplumsal sapkınlıklann. toplumdaki
şiddeteyleminin bir tflr aynası ya da söz-
cüsü olan, sağduyu ve nesnellikten uzak
bazı khie iletişim araçlan yoluyla taşı-
nan bu şiddet birikimi. zaman zaman
'medya terörü" niteliğinde. bireyleri çark-
lannın acımasız dişlilerinde ögütmekte,
savıınması/ insanlan, hatta çocukvegenç-
leri. toplumsal şiddetgereksiniminin kur-
banı durumuna getirmektedir.
Bu eyiemler,çocuklanyoğun, baş edil-
mesi güç bir çaresizlik du> gusuyla kar-
şı karşıya bırakmıştır.
Ülkemizde ve dfinyanın değişik yöre-
lerinde çocuklar, erişkinier tarafından
kurgulanan değişikboyııttakiterörey lem-
leri sonrası fiziksel ve ruhsal \ önden ile-
Dunyanın yeni
KORKÜ
olaylardan ve konulardan kaçarak çocuklan
aşın korumaya çalışmamak, sorunlannı
çözme gücünü azaltmamak önemlidir.
Tersine, hangi konu olursa olsun çocuğumuzla
paylaşmayı, onun kendini ifade etmesini, ne
düşündüğünü anlatmasını destekleyerek çözüm
bulma gücünü arttırmamız doğrudur.
ri derecede örselenmekte, bu e>lemler
karşısında gerek kendi TızikseL bilişsel ve
ruhsal donanımlan yeterli ofanadığından
gerekse zaman zaman anne-babalan da
olayia baş etme. yol gösterme, korunıa,
yatiştırma yönünden yetersiz ve çaresiz
kalabileceğinden. çok yoğun bir korku.
güçsüzlük ve ne yapacağını bilememe
duygulan >aşayabilmektedirler.'"
Prof. Dr. Bahar Gökler. yazısınm bu
bölümünde anne babalann çocuklannı
bu olaylann etkilerine karşı 'koruma,
\aüşnrma. ola> la baş etme,yolgösterme'
işlevierine de işaret etmekte, ancak on-
lann da kendi sorunlan nedeniyle bu iş-
levlerini zaman zaman yapama> acakJa-
nna dikkat çekmektedir.
Her felakette olduğu gibi. terör ve sa-
vaşlarda 'önce çocuklar ve kadınlar" il-
kesi işlemektedir. bunlann acısını en çok
çocuklar ve kadınlar yaşamaktadır. El-
bette bütün toplum bu olaylann etkisini
derinden hissetmekte ve payına düşeni
çaresiz kabullenmektedir.
Etkiler demetl'
Elbette olaylan yaşayan-yaşamayan.
yakın çevresinde kayıplan olan-olma-
yan. çevTe desteğine sahip olan-olmayan.
geçmiş yaşantısında ruhsal travmayaşa-
yan-yaşamayan çocuklarda bu etkiler
farklı olacaktm Ancak bu olaylann tü-
münün de dereceleri farklı ruhsal trav-
malar olduğu bilinmelidir. Ruhsal trav-
malar (yaralanmalar). sonradan PTSS
(Post-travmatık-stres-sendromu) deni-
len bir 'etkiler demetfne yol açmakta-
dır. Bu 'etkiler demeti'nde neler görül-
mektedir:
• Travmatik olayın çeşitli şekillerde
yeniden yaşanması: (a) Olaya ilişkin. el-
de olmaksızm tekrar tekrar anımsanan
ve sıkıntı yaratan anılar, (b) olaya iliş-
kin sık sık görülen ve sıkıntı yaratan rü-
yalar görme. (c) travmatik olayın bir kıs-
mını ya da tümünü içeren oyunlan tek-
rar tekrar oynama, (d) tra\matik olayı san-
ki yeniden yaşıyormuşçasına da\Tanma
ya da bu şekılde hissetme. (e) travmatik
olayı hatırlatan olaylar. kışiler ya da nes-
nelerle karşılaşıldığında yoğun bir psi-
kolojik sıkıntı duyma ve fizyolojik tep-
ki gösterme.
• Çevreyle olan etkileşimde ve çev-
reye verilen tepkilerde azalma: (a) Da-
ha önce zevk alınan etkinliklere ilginin
azalması. (b) ebeveynler ve arkadaşlar-
dan duygusal olarak uzaklaşma. (c) yo-
ğun duygulara karşı toleransın düşmesı
ve bu duygulardan kaçınma.
• Aşın uyanlmışlık durumu (aşın si-
nirlilik, uyku sorunlan, okulla ilgili iş-
lere dikkatini yeterince \erememe).
• Kayıplarla birlikte ortaya çıkan ka-
yıp ve yas duygulan.
• Evden uzak kalma sonucu ortaya çı-
kan ev özlemi. yeni ortama yabancılaş-
ma duygusu ve öfke.
• Ebeveyn ve kardeşlere aşun bağlan-
ma.
• Aynlık kaygısı belirtilerinin ortaya
çıkması.
• Gelışimsel süreç içinde kazanılmış
olan bazı becerilerin kaybedilmesi (ör-
neğin. tuvalet eğitimi).
• Tra\Tnatik olayın tekrarlanacağına
ilişkin korkular.
• Başkalannın zarar gördüğü. yakın-
lannın yaralanması hatta ölümüyle so-
nuçlanan bir tra\Tnatik yaşantıdan sağ ola-
rak kurtulmuş olmaktan dolayı duyulan
suçluluk duygusu.
• Hayata \ e başkalanna ilişkin güven
duygusunun sarsılması.
• Geleceğe yönelik karamsarlık.
Ruhsal travmalar
Prof. Dr. Bahar Gökler. yazısına ek ola-
rak gönderdiği bu bilgilere ilişkin ola-
rak bir dikkat çekme notu da ileterek
•Savaş kayTiakh psikolojik travmanın ço-
cuğun gelişimine etkisi incelenirken, sa-
vaş sırasmda karşılaşüan travmatik ya-
şanölann çeşiuiliği \etra\maya manızkal-
ma düzevı (çocuğun kaç kere traMnatik
olaya. ne sıkhkta ve ne süreyle maruz kal-
dığı) ele ahnması gereken önemli etmen-
lerdir' demektedır.
Klsillk gellslmi
Elbette böylesine ruhsal travmalara
uğramak. çocuğun kendisinin ya da ya-
kınlannın bu olaylann içinde yaşaması.
yakından tanık olması. yaşamının önem-
h ölçüde değişmesi ile olabilecektir.
Çocuklann olaylardan etkilenmeleri-
nin altyapısmda. çocuklann daha önce-
ki kişiîik gelişimlerinin de rolü vardır
Prof Dr Nahit Motavallı Mukaddes,
'fobi ve kaygı bozukluklan' olan çocuk-
lann kişilık gelişiminde ıki temel yol
söz konusudur diyerek:
1. Bu çocuklar bağımlı. talepkâr. ai-
lelerine tutunma ıhtiyacı olan ve irritabl
(çabuk etkilenen) tipler olarak gelişirler.
Duyarlı kişilerdir. yanşma ve rekabetten
kaçınırlar. pasifkişilik izleri taşırlar. ikin-
cil depresyon sıktır.
2. Korku ve fobileri ile başetmek için
agresıf (saldırgan). maladaptif (uyumsuz)
davranışlar geliştirip korkiılan ile kontr-
fobik (korkmadığını gösteren) defanslar-
la başederler.
Demek ki çocuk yetiştirmede önem-
li bir konu olan 'bağunlı çocuk- bağım-
sız çocuk' konusu, 'çocuk korkulan v«
kaygılan' alanında da önem taşıyor. Ba-
ğımlı yetişen. hep yakm destek arayan
çocuklar çeşitli olaylardan daha çabuk.
daha çok etkileniyor. Bağımsız yetişen
çocuklar ise korku ve kaygı yaratabıle-
cek konularda kendi sorunlannı çözme-
ye daha yatkın oluyorlar. Çocuklann bir
bölümü de korkulannı korkmayan ta-
virlan' yoluyla yenmeye çalışıyor.
(Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi-Prof. Dr.
Nahit Motavallı Mukaddes, ilgili bölüm)
Terör ve savaş olaylannda, çocuklann
etkilendiği bir gerçektir. Ancak olayla-
nn içinde yer alan çocuklann uğradığı
travma elbette derin ve etkileyici ola-
caktır. Olaylann içinde olmayan ancak
aile içi konuşmalarla. tele\izyon yayın-
lanyla ve benzen yollarla terör ve sava-
şa ilişkin çocuk yorumlan ve etkılen-
meleri nasıl anlaşılabilecek. bu konuda
neler yapılabilecektir?
Öncelikle çocuklann 'nasıl etkilendi-
ği" önemlidir. Olaylar çocuklann çoğu için
kendilerine ya da ailelerine ilişkin bir
tehdit olarak algılanmaz. Bu noktada ço-
cuğun günlük hayat ıçindeki davranışla-
nna bakmanuz gerekir. Çocuk günlük ha-
yatını rahatça sürdürüyor. da\Tanışlann-
da tedirginlik görülmüyorsa fazla etkı-
lenmediğı düşünülebilir.
Aile desteğl
Gene de her konuda olduğu gibi bu ko-
nuda da ailenin desteği ve paylaşımı çok
önemlidir. Aile. birlikte izlenen haber-
lerde ya da çocuk tarafindan izlenen ya-
yınlarda görülenler konusunda çocuğu
aydınlatacak ve rahatlatacak açıklama-
lar yapmaya özen göstermelidir. Çocu-
ğun duygu ve düşüncelerini açıklaması
desteklenmeli. konuşarak bunlan açık-
lamasına önem \ erilmelıdir. Bu konula-
nn aşın etkisi fark edilir. çocuğun etki-
lendiği düşünülürse psikolojik destek
almakta çekingenlik gösterilmemelidir.
Burada dikkat edilecek en önemli nok-
ta. çocuklan olaylardan ve konulardan
kaçarak aşın korumaya çalışmamak. so-
runlannı çözme gücünü azaltmamaktır.
Tersine, hangi konu ve olay olursa olsun
çocuğumuzla paylaşmayı. onun kendi-
ni ifade etmesini. ne düşündüğünü an-
latmasını destekleyerek çözüm bulma
gücünü arttırmamız doğrudur. Bizim
için de önemli olan kötümserlikle hayat-
tan kopmamak. her durumda olumlu bir
yaklaşımla sorunlan çözebileceğimiz
konusunda özgüvenimizi yitirmemek-
tir. Sorunlan çözmek için gereken ener-
jiyi de önce kendi içımizde aramalıyız.
SÜRECEK
DUZYAZI
ORHAJN BİRGİT
Mumcu'nun Gerçek
Amacı Ne?
Erkan Mumcu, Anavatan Partisi'nin Siyasi Işler-
den Sorumlu Genel Başkan Yardımctsı olarak, Izmir'de
Başbakan ve DSP Genel Başkanı Ecevit'e yönelik
düzeysiz hücumlarını. batıdan doğuya doğru parti-
sinin örgüt toplantılarında yaptığı açıklamalarla sür-
dürüyor.Ve o arada, bu düzeysiz açıklamalann, ken-
di kişisel görüşleri olmakla kalmadığını, partisinin
düşüncelerı olduğunu büyük bir iddia ile söylüyor.
Mumcu'nun. koalisyon ortağı bir partinin, daha
yakın zamana kadar kabinesınde görev yaptığı baş-
bakana karşı kullandığı söylemin. düzeysizliğine, ku-
ral ve etik dışı oluşuna bakarak bu söylenilenleri "sa-
hibinın sesi" olarak tanımlamak da, terbiyesizlik ola-
rak nitelendirmek de, hatta kendisinin ruhsal yapı-
sının gereği olarak düşünmek de mümkündür.
Sadece politikada değil, gazeteler arasındaki tar-
tışmalarda da "üslubu beyan insandır" sözünü kul-
lananlar, kişinin başkalanna karşı kullanmayı alış-
kanlık haline getirdiği söylem ile aslında kendi ruh-
sal dünyasını ele verdiğini anlatmak istemişlerdir.
Dahası, parlamento kürsülerinde benzer düzeysiz-
likleri yanrtlarken, öyle Mumcu gibi bugün var, yarın
ne olacaklan bilinmeyen kişiler için, kimi siyaset anıt-
lannın "hangiçukurdan konuştuğu" yolunda karşı-
lıklar vererek, bu tür konuşma sahiplerinin düzeyle-
rine inmek istemediklerinin de örnekleri çoktur.
Başbakan, en doğru ve kestirme yöntemi seçe-
rek son ANAP kongresine kadar kabinesinde Tu-
rizm Bakanlığı yapmış bu kişiyi "muhatap almadı";
bu yüzden kalkınmanın köyden başlaması gerekti-
ğini savunan görüşlerinin karşısına köye gidecek
hizmetleri, Ankara değil, il özel idareleri sahiplensin
düşüncesini de adeta yok sayarak çıkmak isteyen
ANAP'ın ikinci adamının başlatmak istediği kavga-
nın iyi olmadığı uyansını yaptı.
Köyü kalkınmamış ülke..
Ecevit'i bir yana bırakınız. Atatürk Cumhuriyeti de,
çok pragmatik olarak köylerden büyük kentlere plan-
sız ve amaçsız insan akımını önlemek için kalkınma-
yı ülkenin en küçük birimlerinden başlatmanın yön-
temlerine ayırmıştır. Aşardan, kara sabana kadar im-
paratoriuktan alınmış bir dizi kötü mirasa karşı açı-
lan savaş, Köy Enstitüleri, Toprak Reformu uğraşla-
n ve köylüyü bir ulusun efendisi olarak gösterme
çabalannı yok sayan kafa, sanayileşmeyi, salt bü-
yük kentlerde ve onların da coğrafyamızın en değer-
li yerlerinde toplayarak, milyonlarca insanın sırtına
her gün yeni ağır yükler yüklemeyi amaçlayan bir yön-
tem ile oluşturmak istemiştir.
Ecevit. 1980 öncesinde yine Erkan Mumcu yapı-
sı kafaların hem kendi partisi içinde, hem dışında di-
renmesi ile, köy-kent projesini gerçekleştirememiş-
tir. 2001 yılındabirtekOrdu-Mesudiyedenemesinin
verdiği filizler bile, köy-kent dosyasına eğilen Dün-
ya Bankası'na, sorunu sadece bizde değil, kalkın-
ma uğraşı veren başka ülkelerde de ciddi birer çö-
züm reçetesi olarak ele almaya değer olduğu açık-
lamasını yaptırtmıştır.
Dahası, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun terör-
den temızlenmesi için gereksinme duyduğu ekono-
mik kalkınma savaşımında, özel sektör beylerinin
pamuk ellerini ceplerine atmadığını izleyen Türk Si-
iahlı Kuvvetleri, bölgede köy-kentlerin oluşturulma-
sının en duyarlı destekçisi durumunda değil midir?
ANAP projektör attında..
Mumcu'nun Başbakana yönelik olarak başlattığı
bu düzeysiz hücumlar için, partisinin başta Yaşar Oku-
yan olmak üzere, bazı ANAP'lı bakanlar da, Genel
Başkan Başyardımcısını ayıplayan demeçler veri-
yorlar. Bunun yanı sıra, ANAP'ın Meclis Grup Baş-
kan Vekili Yaşar Dedelek, adaşının aksine Mumcu'yu
destekliyor.
Ya Genel Başkan?
Mesut Yılmaz'ın dün sabah, Istanbul'daki evin-
de görüştüğü Erkan Mumcu'ya ne söylediği tam
olarak bilinmiyor. Ama Mumcu'nun bundan böyle üs-
lubuna dikkat edecegi açıklaması dünkü buluşma-
nın gergin bir ortamda geçtiğini de ortaya koyuyor.
Mumcu demek ki istifayı göze alamadı. Yılmaz'da
keza yardımcısını harcamayı henüz içine sindirmiş
değil.
Şimdilık belki de silahlar karşılıklı gizlenmiş olma-
lı. Parlamentoda sandalye, seçmen yandaşlan ara-
sında destek yitiren bir partide acaba yeni dengeler
mi aranılıyor sorulan ile birlikte. Erkan Mumcu'nun,
Mesut Yılmaz'a karşı isyan bayrağı mı açtığını araş-
tırmak, çok mu mevsim dışı bir beyin fırtınası olarak
değeriendirilmelidir?
Görülüyor ki başlatılmak istenilen kavga Ecevit'i
değil, Mesut Yılmaz'ı ve partinin bugünkü stratejisi-
ni hedef almaktadır. Ve galiba Mumcu da bu neden-
le, görünüşte başbakana yönelmiş olan o düzeysiz
sözlerin ANAP'ın görüşleri olduğunu söyleyebilmek-
tedir!
Faks:0212-677 07 62
obirgrt(5 e-kolay.net
Cide'de trafik kazası
Kaymakamın
denizde kayboldu
Yurt Haberieri Servi-
si-Kastamonu'nun Ci-
de Kaymakamı Meh-
met Firik dün Bartın-
Cide karayolunda tra-
fik kazası geçirdi. Ka-
zada, kaymakamın eşi
Rabia Firik denizde
kayboldu. Yurt geneün-
de dün meydana gelen
trafik kazalannda 9 ki-
şi yaşamını yitirirken
16 kişi de yaralandı.
Mehmet Firik, eşi ve
çocuklan ile birlikte Ci-
de'ye giderken ilçeye 6
kilometre kala CKaaltı
mevkiinde yoldaki ça-
kıl ve kum nedeniyle
aracın kontrolünü kay-
bederek 4.5 metre yük-
seklikten denize uçtu.
Firik, kazadan sonra
araçta bulunan çocuk-
lan Nflüfer (5) ve Os-
man'ı (2) kurtardı. Kay-
makamın eşi Rabia Fi-
rik ise denizde kaybol-
du. Firik'i arama çalış-
malanna Emniyet Mü-
dürlüğü Koruma Daire
Başkanlığı'nabağlı 10
dalgıç ile Sahil Güven-
lik KomutanlığYna bağ-
h 5 dalgıçm yanı sıra
bahkçılar da katıldı. Er-
zincan'nın Tercan il-
çesinden Cide'ye
atanan Firik, 29 Ekim'de
görevine başlamıştı.