22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 2001 SALI HABERLER DÛNYADA BUGUN ALİ StRMEN Ordu ve Demokrasi Yazıya, "Emekli Oramiral Atilla Kıyat'/n, ki- tabı dolayısıyla, suç olan fiili övmeyi cezalan- dıran, TCK. 312. maddeden yargılanmakta olan gazeteci-yazar Neşe Düzel ile yaptığı 11- ginç konuşma..." diye başlayınca, başlığın ter- sine önce ordudan değil, demokrasimizden söz etmek gerekiyor. Evet Türkiye hâlâ çağdaş demokrasinin ana ölçütterinden çok uzak bir ülke. Düzel'in 312'den yargılanması da bunun kanıtı. Üstelik bu durumdan orduyu sorumlu tut- manın olanağı yok. Ülkemizde garip bir oyun oynanıyor, sivil yö- neticilerimiz ve de onların tabanlan demokra- siyle uzaktan yakından ilgili değiller, öyle bir kaygıları yok. Sıkışınca da topu taca atar gibi orduya atıyorlar. Ordunun toplumsal ve siyasal yaşamımızda oynadığı rol ise onun geleneksel tutumu kadar, belki de daha büyük ölçüde sivillerin alanı boş bırakmasından kaynaklanıyor. Üstelik, TSK ve mensuplan içinde, demokratik açılımlar konu- sunda, herzaman yeni yaklaşımlargörüyoruz. Türk Ordusu'ndaki en yüksek rütbeye kadar yükselmiş olan Emekli Oramiral Atilla Kıyat'ın konuşmalan, kimi zaman bir çok konuda, ör- neğin Kıbrıs sorununda, çok sivilden daha ya- ratıcı ve liberal açılımlar gösterebiliyor. • • • Bu açılımlann en önemlisi, Kıyat'ın sözlerin- de, orduyu bir tabu olmaktan çıkarmanın ge- rekliliği yönünde beliren temennidir, dilerseniz bir bölüme kısaca göz atalım: "Soru - Generallerimiz, orduyu eleştirerek de vatansever olunabileceğine inanırlar mı? A. K. - Inanan çok büyük bir kesim varşu an- da. Eleştiri sınırlan içinde kalınarak Cumhur- başkanı ve Başbakanı'nı eleştirmek vatan ha- inliği olmuyor da, TSK'yi eleştirmek niye ol- sun?" "Ordu uzun süre tabuydu, ama artık değil" diyen Kıyat, demokrasinin "onsuzolmaz"\ say- damlığı (şeffaflık) öne çıkararak şunlan söylü- yor: "TSK içinde yolsuzluk yapan bir iki kişi çı- karsa ve bunlar topluma açıklanırsa, sanki top- lumun TSK'ye olan güveni sarsılırgibi düşü- nüyoruz. Aksine 'yolsuzluk her yerde olduğu gibi bende de olabiliyor ama bendeki yakala- nıp cezasını görüyor' demek daha uygundur. Sadece Lockhed değil, bugünlerde internet sitelerinde TSK ile ilgili çok büyük yolsuzluk suçlamalan var. TSK, aynısivillergibi, 'Bunlar bizi yıpratmak için atılmış iftiralardır' bahanesi arkasına saklanamaz. Ben 40yılbu üniforma- yı giydim. Internette okuduğum birçok şeyin deli saçması olduğunu da görebiliyorum, fa- kat araiannda doğruluk payı olabilecekleri de görüyorum. Anayasa'nın 71. maddesine gö- re biz mal beyanında bulunmakzorundayızBen amiral olduğum ilkgün mal beyanımı verdim... Biz TSK olarak birçok ilke imza atmakla övü- nürüz. Şimdi TSK bir ilke daha imza atsın. 99'dan bu yana ya da daha geriye giderek emekli olmuş generallerin mal beyanlannı açık- lasın.... Güvenitihiğimiz daha da artar". ••• AB'ye girildiği takdirde (ki kendisi bunu içten- likle ıstiyor) ordunun siyasetteki ağırlığının bit- meyip, AB ülkelerindeki düzeye ineceğini söy- leyen Kıyat'ın, sözleri ile ilgili fazla yoruma ge- rek yok. Artık sivil politikacılarımız, yapmadıklannın mazereti olarak ordunun arkasına sığınmasın- lar, kendileri sivil tabulan ortadan kaldırıp say- damlığı sağlasınlar, her şeyin nasıl kendiliğin- den oluşacağını görsünler. AB ülkelerinde orduların daha demokratik ve kavramın ölçüleri içinde daha liberal olmalan- nın nedeninin oradaki generallerden değil, ama toplumun tümünden kaynaklandığını da anla- sınlar. Son bir nokta daha. "Çağımız bilgi çağı, ar- tıkparaya ve güce değil, bilgiye sahip olan hük- medecek" deniyor. Bu görüşün ışığında, sivil okullanmızın da ilk basamaktan, üniversiteye kadar TSK'nin okul- lannın düzeyine çıkanlması zorunlu. CHPIi Oya Arasli: Yükselişimiz sürecek 1. parti olacağız BARIŞ DOSTER Kamuoyunda CHP"ye yönelik ilgı ve SO- NAR' ın kasım ayı anke- tinde GHP'nin ikinci parti çıkması, parti yö- netımince. "hakedUmiş ve beklenen" bir geliş- me olarak nitelendirildi. CHPGenelBaşkanYar- dımcısı Prof. Dr. Oya Arash, partilerine yöne- lik ilginin, anketlere ve medyaya yansıyanın çok üzerinde olduğunu söy- ledi. Siyasetbilimci Ay- dın Cıngı ise ıktidann çok yıprandığtna dikkat çekerek. "CHP'ninyük- seüşL parti önderliğinin söytemi ve pofitikalann- dan değiL hükümetin. özeffikk de DSP'nin ba- şansızhğından kaynak- lanıyor" dedı. SÖNAR'ın anketin- de CHP'nın AKP'nın ardından, yüaje 13.85 'le ikinci parti olarak çık- masını değerlendiren Prof. Dr. Arash, partisi- nin yükselişinin anket- lerden daha hızh oldu- ğunu, fakat bu yükseli- şın araştırmalara ve ba- sına zamanında yansı- madığını söyledi. Aras- h, "Partimize yönelik fl- gj artarak sürüyor. Her gelişme, htmen, hak et- tiğjboyuttayansısa,yük- setişimiz daha da hızla- nır" dedi. Kamuoyu araştırmalan ve yoğun gözlem çalışmalanyla bilinen Aydm Cmgı ise ÇHP'nin yükselişini konjonktüre ve başta DSP ohnak üzere hükü- metin içler acısı haline bağladı. Cuıgı, "Önce- likle göze çarpan, ikti- dann olağanüstü yıp- ranmışbgL Hükümette- ki hiçbir partinin bara- jı geçememesi de, bunu gösteriyur" dedi. Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin 'DUSAŞ'ın sözleşmesini uzatmayıny uyansı bilerek dikkate alınmadı SoygunagözyumulduHACER BOYACIOĞLU ANKARA - "BeyazÖnlûk" soruş- turması kapsamında SSK'yi trilyon- larca lira zarara uğrattığı saptanan DUSAŞ adlı özel tıp merkezine iliş- kin olumsuz müfettiş raporlannı, Ça- lışma Bakanlığı 'nın aylarca dikkate almadığı ortaya çıktı. Bakanlık, DU- SAŞ'ın sözleşmesının feshedilmesi- nin ıstendığı müfettiş raporlannı, an- cak DGM'nin soruşturma başlatma- suıdan sonra SSK'ye ıletti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanlığı müfettışleri, 1999 yılı sonun- da SSK ve Bağ-Kur tarafından alınan sağlık hizmetlerine ait giderleri mer- cek altına alan bir çalışma başlattı. Bu incelemeler sonucu müfettışlerin yap- tığı saptamalar. 13 Nisan 2000 tari- hınde raporlaşünldı. Raporda, DUSAŞ firmasıyla 10 Mart 1999 tarihınde yapılan ve yürürlük tarihi 1 yıl olan sözleşmenin, ihale olmaksızın ve baş- • Çalışma Bakanlığı müfettiş raporunu aylarca dikkate almayınca. DUSAŞ'ın sözleşmesi 3 yıl uzatılarak SSK trilyonlarca lira zarara sokuldu. ka firmalann başvurulan kabul edil- meksizın gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. Ancak bu dönemde yapılan tüm işlemler hakkında SSK Yönetim Kurulu'na bilgi verildiği ve kurum haklannı gözetecek yaphnmlann fir- mayla yapılan sözleşmeye konduğu kaydedilen raporda, DUSAŞ'la ya- pılan sözleşmenin iptali istendi. DUSAŞ firmasıyla ilgili olumsuz görüşleri içeren bu müfettiş raporu- nun, Devlet Güvenlik Mahkemesı (DGM) konuya ilişkin soruşturma başlatıncaya kadar. Çalışma Bakan- lığı raflannda bekletildiği belirlendı. DGM'nin 2001 yılı Haziran ayı ba- şında Beyaz Önlük adıyla soruştur- ma başlatması ve 21 Haziran 2001 ta- riMnde de bakanlık başmüfettişi Hü- samettin Ornek'i çeteye ortak olma suçlamasıyla tutuklamasının ardın- dan ise rapor yeniden gündeme gel- di. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı YaşarOkuyan da müfettiş rapo- ru hakkûıdald yazıyı 21 Haziran 2001 tarihinde onayladı. Rapor, bu onayın ardmdan. 25 Haziran 2001 tarihinde. SSK Başkanhğı'na gönderildi. Firmanın istenen koşullan bulun- durmadığı da belirtilen müfettiş rapor- lanrun hazu-landığı tarihlerde, SSK Yönetim Kurulu DUSAŞ'la yapılan, sözleşmenin uzatılması istemini gö- rüşmek üzere toplandı. Genel Müdür Üker Başaydm başkanlığında bir ara- ya gelen SSK Yönetim Kurulu, Sağ- lık Daıresi Başkanlığı'nın olumsuz görüşüne karşın, 6 Nisan 2000 tanh- li karanyla fırmayla olan sözleşme- nin 3 yıl uzatılmasını benimsedi. Mü- fettişlerin fırmayla ilgili olumsuz sap- tamalannın bulunduğu raporun, za- marunda SSK'de ilgili birimlere ile- tihniş olması durumunda ise 3 yıllık yeni sözleşmenin feshedilebileceği ve böylelikle kurumun trilyonlarca ln^ı zarara uğramaktan kurtanlabile- ceğıne dikkat çekildi. DGM sonışturması sürüyor Konuyla ilgili olarak îzmir DGM Gumhuriyet Başsavcıhğı 'nın, başlat- tığı Beyaz Önlük sonışturması da sü- rüyor. Haziran ayında başlatılan so- ruşturma çerçevesinde, DUSAŞ "ın sadece son 11 ayda 50 bin hasta için tedavi görmüş gibi sahte belge dü- zenledığı. SSK'den her ay milyarlar- ca lirayı kısa sürede ahnasını ve fa- turalann fazla incelenmeden onay- lanmasını sağlayan bazı bürokratla- ra da rüşvet verdiği saptandı. Çabşma Bakanı Yaşar Okuyan, "En büyük yolsuzluk benim bakantağun- da" diyordu. Bu sözleri "Beyaz Ön- lük" operasyonuyla gerçek oldu. Secim istedi Çîller: Koriannm ecele faydası yok Istanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çüler. hükümetin Türkiye'yi yönetemediğini vurgulaya- rak bir an önce seçime gidil- mesıni istedi. Hükümete, "Korkunun ecele £aydas yok" diye seslenen Çiller. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Er- kan Mumcu'nun Başbakan Ecevit'le ilgili sözleri için de "Iktidar olma>i becereme- diklerini anladilar, şimdiden muhakfete başladüar" diye konuştu. Istanbul'da çogunluğunu ANAP ve MHP'den aynlan yurttaşların oluşturduğu 600 kişi, Akgün Otel'de düzen- lenen törenle DYP'ye katıl- dı. Törende konuşan Çiller, iktidara yürüdüklerini; hü- kümet olduklannda. 3 ay içinde halkın olumlu değişik- likleri göreceğini. 1 yıl son- ra da ülkenin çok farklı bir noktaya ulaşacağını söyle- di. Yüzde 10'luk seçım ba- rajının indirilmesine karşı olduklannı yineleyen Çiller, "Baraj yüzde 10'un altina inerse, üçlü koaUsyonlar ye- rine, beşli. altüı koalisyonlar orta\açıkar r ' dedı. Çiller, bi- n sanal, biri gerçek, biri de aydınhk olmak üzere üç Tür- kiye olduğunu vurguladı ve "Beş jıldır al gülüm ver gü- lüm sistemini sürdürenler, bu düzenin sürmesi için çabah- yor, miBeti kandın>x)rlar. Tür- kiye'ye 10 mihar dolar geü- yor di>« sevinenler, önümüz- deki >il 26 milyar dolar öde- yeceğimizi mifletten sakbyor- İar. Türkiye >üzde 8^Te dün- yanuı en hızh küçülen ülke- si" diye konuştu. Üretimin durduğunu, tanmın tasfıye edildiğini, üreticinin iflas et- tiginı anımsatan Çiller, "NA- TO'da.ABdeRus\akonuşu- yor, yeni dünya yapılanıyor, ama Türkivıeoradawk" dedi. Enerji Yapı-Yol Sen Başkanı Fay dalı eylemde, "Yaşlı başbakan sesimizi iyi duyamıyor" dedi Devleti küçültmeye tepki eylemi ANKARA (Cıuntauriyet Bûrosu) - Tasarruf sağlamak gerekçesiyle. yatınmcı devlet kuruluşlannın kapatıhnasına yönelik tepkiler sürüyor. Enerji Yapı-Yol Sendikası Genel Başkanı Cengiz Faydah, Başbakan Bülent Ecevit'in yaşh ohnası nedeniyle çalışanlann sesini iyi duyamadığını öne sürdü. "A>»k seslerimiz daha gür çıkmah" diyen Faydah, uyanlannın dikkate ahnmaması durumunda tüm çalışanlarla birlikte Başbakanlık'a yürüyeceklerini belirtti. Enerji Yapı-Yol Sendikası'na üye çahşanlar dün gerçekleştirdikleri kitlesel basın açıkiamasında, devleti küçültme söylemiyle bazı kamu kurum ve kuruluşlannın kapatümak istenmesini eleştirdiler. Çahşanlar adına yapılan basın açıİdamasında hükümetin aldığı önlemler paketinin haUca karşı olduğuna dikkat çekilerek halkını gözden çıkaran bir hükümetin geleceğinin de olamayacağı görüşüne yer verildi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredien bankalann zarannın günlük 7 triryon lira olduğuna dikkat çekilen açıklamada şöyle denıldı: "Bu para, Köy Hizmederi'nin >ılhk hizmetlerinin 1 aylık, Devlet Su tşteri'nin 4 aytak, Karayollan'nm ise yaklaşık 15 ayhk zarar bedeii karşıhğıdır. Sadece bu verüer bfle hükümetin krizi yanhş yerde aradığını ve halkma karşı yalan söylediğini gösterir. Bu hükümet haDan desteğini yitirmiştir. 57. hükümete sesleniyonız. Yıllannr yoksuDuk sınıraın alünda yaşayan kamu çahşanlannı şimdi de işsiz bırakma sevdanızdan vazgeçin. n Hükümetin kriz gerekçesiyle başlattığı kamuyu küçültme çahşmalannı, ^yahuzca parası olanm yaşama hakla olduğu felsefesüün uygulanmaya sokuhnası r olarak nitelendiren Faydah, hükümeti işçilerle memurlar arasında yapay sorunlar yaratmaya çalışmakla suçladı. Faydah, "Başbakanımız yaşh, sesimizi iyi duyamıyor. Ayak seslerimiz daha gür çıkmah, bu nedenle Başbakanhk'ayürüyeceğiz'' diye konuştu. Faydalf nın konuşması sık sık "Işçi-memur el ele, genel greve* sloganlanyla kesildi. AKP'ye milyon dolarlar harcadı Tayyip Erdoğan hesap veremiyor BÜLENT SARIOGLU ANKARA - Yeni kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Hazine'den tek lira yardım ahna- dan milyonlarca dolarlık harcama yaptı. Anado- lu gezisüıde "tktidara gekiiğimizde ilk işimiz hor- tumlan kesmek olacak. YoksuOuğu > enmenin tek çaresi yofeuzhığu yenmektir" diyen Tayyip Erdo- ğan, parti hesaplannın 3 ayda bir kamuoyuna açıklamasına ilişkin tüzük hükmünü de henüz iş- letmedi. Siyasi yaşamında 99. gününü dolduran AKP'nin yönetimi, mali kaynak ve siyasi söylem alanın- da iki büyük takıyyeye imza attı. IGDAŞ ve Albayraklar soruşturmalan konusun- da kaçamak yanıtlar veren Tay>ıp Erdoğan, he- nüz Hazine'den malı yardım almadan Ankarada en büyük ve en lüks genel merkez binasına sahip oldu. Güvenlik kameralanndan bilgisayar dona- nımına, konferans salonlanndan lüks mobilyala- nna kadar yapımmda masraftan kaçuulmayan bi- narun elektrik gereksinimi için sokağın trafosu da yenilendi. Genel merkezin; elektrik, yakıt ve on- larca çalışanm maaşı gibi sabit giderleri de bulu- nuyor. Tayyip Erdogan'ın il ve ilçe başkanlanna "Şeh- rini/deki en merkezi ve en görkemli bina\ı teşki- lat için tutun" talımatı verdiği öğrenıldi. Kon- ya'daki 6 katlı ohnak üzere 12 ildeki teşkilat bi- nalan hizmete açıldı. Örgütlenme çalışmalannda, Necmettin Erba- kan'ın halen etkinliğüıi koruduğu kentlerde es- ki FP'lilere ağırlık veriliyor. MüUdye müfettişle- rinin raporunda "Geleceğin başbakanmı hazırla- mak için İstanbul Belediyesi'nden 1 mihar dolar hortumlandı" suçlamasına karşın Tayyip Erdo- ğan, IGDAŞ ve Albayraklar soruşturmasırun ya- nı su^ partisinin kuruluşundan beri yaptığı har- camalara açıklık getiremiyor. Söylem takiyyesi Tayyip Erdogan'ın Anadolu gezisinde. geçmiş- te MSP'nin gençlik örgütü Akıncı Gençler Der- neği için kullanılan "Ak-Genç"i çağnştıran slo- ganlar kuüanması da dikkat çekiyor. 'AB'ye uyum' tasansı, Erdoğan'a umut oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ba- kanlar Kurulu'nun ımzasına açılan Türk Geza Yasası'nın 312. maddesine ilişkin değişiklik tasansı, millerveküı seçüme ye- terliliği konusunda AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı umutlandırdı. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter- lıği ve MHP'nin çekinceleri nedeniyle ye- ni düzenlemenin hükümet içinde de sı- kıntı yaratabileceği belirtildi. Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesini yeniden tanımlayan tasan, suç unsuru- nu değişririyor. Bakanlar Kurulu'nda im- zaya açılan tasanda, AB "ye uyum çerçe- vesinde 4 günlük gözaltı süresi ve Avru- pa Insan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) giden davalarla ilgili yeni hükümler ge- tiriliyor. Hükümet kuhslerine yansıyan bilgile- re göre, yeni değişiklikte şu tanım temel alındı: "HaUo sosyal suuf, ırk. din. mez- hep veya bölge farkhhğuıa dayanarak. birbirlerine karşı kamu düzenini bozma olasüığını ortaya çıkarmaksuretiyie düş- manhğa veya kin beslemeye açıkça tah- riketmekJ" Bu tanım, eskisınden fark- h olarak suç unsurunu "kamu düzenini bozma olasıhğını ortaya çıkarmaya" bağ- lıyor. Yorum hazırbğı Tavyip Erdoğan. Siırt'te yaptığı ko- nuşma nedeniyle bu hükmün yürürlük- teki tanfıne dayanılarak mahkûm edil- mışti. AKP yönetıcileri, yeni tanımdan umutlanmakla birlikte "olasıhk'' sözcü- ğüne karşı çıkıyor. AKP'liler. "istihba- rat raporlanna dayanılarak olasıhk çı- kanmı \-apilabilecegini" savunuyor. Er- doğan'ın hukukçulan, TÇY değişikliği- ni, Anayasa Mahkemesi'nde süren dava- da veya yerel mahkemedeki "memnu haklann iadesi" baş\Tirusunda lehlerine yorumlamak için hazırlık yapıyor. Tasan Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılmasına karşın MGK'nin farkh bır ta- nımda ısrarlı olduğu iddiası. siyasi ku- lislerde dile getirildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Cumhuriyet'in bugünkü manşeti, aslında Türkiye'nin temel problemini de gözler önune seriyor. Bızım gaze- tenin yazı ışleri kıbar davranıp, "Ki- teplaryanlış dolu" manşetini atmış. As- lında yanlış olmaktan çok kasıt dolu. Bu ülkeye son 50 yıldır egemen olan "Türk- Islam sentezi", bütün eğitim sıstemımizi, butün ya^ı sistemimizi, bü- tün güvenlik sistemimizi yönlendiri- yor. Oğlum lisede öğrenci iken, merak- la yanıma gelir, "Tarih boyunca yapı- lan bütün savaşlarda, Göktürkler, Uy- gurlar dahil hep Türklerin karşısında- kilerin kötü olduğu söyleniyor. Bu doğ- rumu"derdi. Bukitaplarda. tarihi ger- çekler çarpıtılmıyor, aynı zamanda oto- riter ve ezberci bir anlayış çocuklara aşılanıyor. Iş burada kalmıyor. Ülkede yaşayan "az/n///c/ar"ın, Hıristiyan ve Musevi yurt- taşlarımızın inançlannı da aşağılayan ifadeler birçok ders kitabında yer alı- yor. Dahaileri gidelim. 12 Eylül döne- Şu Ders Kitaplan!.. minde liselerde de zorunlu hale geti- rilen din derslerinde, Sünnı Hanefı mezhebinin propagandası yapılır, Ale- vi yurttaşlann çocuklan kendi inanç- lannaaykın propagandayı ezberlemek zorunda bırakılır. • • • Geçenlerde bir Alevı yurttaş inanç- lanna tamamen aykın propaganda ya- pılan din derslerine çocuğunun katıl- maması için bir dilekçe verdiğıni ve bu dilekçesinin reddedildığinı anlattı. Bununla yetinmeyen yurttaş ıdare mah- kemesine bu konuda bir dava açmış- tı. Dava henüz sürüyor. "Türk milleti kahramanlıkta olduğu kadar istidat ve liyakatte de bütün mil- letlerden üstündür" ifadesi, nasıl yo- rumlanabilir? Bunu, basit bir milliyet- çılik olarak görüp, gülümseyerek kar- şılayabilirsiniz. Bunu topluma moral vermek amacıyla uydurulmuş, saf bir hoşluk olarak da kabul edebilirsinız. Bu gerçekçi olmayan propaganda- yı kitaplann içıne iyice yerleştirır ve gündelik hayata da yayarsanız, so- nunda kaba bır milliyetçiliği gençlerin zihinlerıne yerieştirirsiniz. Bu önyangı gençlerin kafasına bır kez oturdu mu, bu gençlerin hangi ırkçı ve şoven mal- zemenin militanı olacağını kestiremez- sinız. Daha sonra bu ülkenin neden "fik- rı hür vicdanı hür insanlar" yetiştire- mediğini görür ve hayıflanmaya baş- larsınız. ••* "Türk-lslam sentezi" anlayışının. bü- tün ders kitaplannın içine sindiğini ka- bul etmeliyiz. Bu tercih. eğitim siste- mi üzerinde yıkıcı etkiler yaptı. Türki- ye. bugün neden bir türlü sorunlarını çözecek dinamizmi gösteremiyor? Türkiye, neden sürekli ilkel sağcı, ırk- çı ve Islamcı siyasetçilerin egemenli- ginden kurtulamıyor? ••• Ders kitaplan, insanın okuduğu za- man içini karartacak fikirlerle ve tanhi gerçeklerden uzak hamasi yalanlarla dolu. Bunlar, cümle cümle bulunarak temizlenecek şeyler değil. Çünkü, bu kitaplara giren fikirier, birtercihin ürü- nü. Türkiye, demokrasi düşmanı, öz- güriük ve sol düşmanı bir anlayışla yö- netilıyor. Bu anlayış ne yazık ki, bugün de egemenlığinı sürdurüyor. Hazır tartışma açılmışken Türkiye'nin temel ideolojik tercihlerini gözden ge- çirelim. Milli Eğitim Bakanlığı, tarihe, coğrafyaya, bütun derslere bilimsel olarak nasıl yaklaşılacağı üzerine bir tar- tışma düzenlesin. Din dersleri kitaplanndaki bilimsel ot- mayan Sünni Hanefi propagandası tartışmaya açılsın. Liselerde felsefe derslerini kaldırıp onun yerine neden din derslerinin konduğu yeniden ele alınsın. ••• Irkçı-lslamcı tarih tezlerı, Irkçı-ls- lamcı ideolojik tercihler masaya yatı- nlmadıkça, bu konudaki tutucu yak- laşımlar terk edilmedikçe, bu kitapla- rı temizlemek mümkün olmayacak. Sorun çok derinlerde. Gelişmiş bir ül- kede bilim gençlere böyle öğretilmez. Bilimsel bir objektiflik. eleştirel ve ya- ratıcı yaklaşım teşvik edilir. "Evet efen- dimci"\\k, yağcılık, kışiliksizlık bu ülke- de hâlâ prım yapıyor. Eleştiren, itiraz eden ise yok ediliyor. Bunun temeli eğitim sisterni mi, yoksa eğitim siste- mini mi bu tercihler beliriiyor? Bunu be- lirleyebilmek çok zor. Ders kitaplan bu ülkenin çocuklan- na nasıl yol gösterildiğinin. geleceğin nasıl kurulduğunun en önemli göster- gelerinden. Bu konuyu sonuna kadar, dıdik didik ederek tartışmalıyız. Bu bir çıkış yolu olabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle