14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 2001 SALI 12 JvLJI-iJ. LJ±t. kultur(5 cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN Y4ZI ODASI Kültür Olimpiyati 2001 -2004 SELtM tLERİ Atina Üıiversitesi Tiyatro Bö- lümü'nde jğretim üyesi olan ve aynı zamaada 2001-2004 Atina Kültür Olrnpiyatı Komitesi'nde görevli biı meslektaşımın gön- derdiği "Medeniyeüer Kültürü" başlıklı katılogdan edindiğim bil- gilerin bir bölümünü konuya il- gi duyacak tiyatro çevreleriyle paylaşmaırn yararlı olacağını dü- şündüm. Bilindiğı gibi, Atina dünya sa- nat arenasında yerini almak üze- re Kültür Olimpiyatı hazırlüda- rına çoktan başladı. Çeşitli sanat- sal etkinlikier, bir kısmı bu yıldan başlayarak 2004'e dek Ege ve Akdeniz sulannı zenginleştire- cek. Umanm dalgalar bizim kı- yılara, bizden oralara vunır. Uluslararası seyirci kitlesi Bu alanda başta Kültür Bakan- lığı olmak üzere pek çok kurum ve kuruluşun çalışmalan sıste- matik bir bütün oluşrurmakta. Söz konusu bütünün içinde Çag- daş Sanatlar bağlamında dokuz ana başlık sayılabılır: Tiyatro, Müzik, Vkteo-Art,Mimari, Dans, Sinema, Fotoğraf, Folkior ve Ki- tap. Öte yandan; Müzekr-Anrt- lar ve Arkeolojik Alaniar-Antik Vapıtlar. Yu- nan kültürel mırasının korunmasıyla ılgilı olarak dığer önemli sanatsal yayıhm alanla- n. Yunanistan, anlaşılacağı gibi, Atina Olim- piyatlan ile kültür ve sanat alanına da ol- dukça iddialı giriyor. Zaten genelde yüksek çıkan sesinı daha da iyı duyurmak için tüm olanaklannı seferber etmiş dunımda. Prog- rama bakıldığrnda, özünde uluslararası bır se- yirci kitlesine seslenebilecek bır çeşıtlilik içeriyor. Tabii kı titizlikle belirlenecek sanat- sal etkinliklerde amaç yerel nitelikleri ulus- lararası arenada evrensel bir çok boyutlu- lukla örtüştürebilmek. Bu nedenle Atına'da Olimpıyat çerçevesinde yer almak isteyen ülkelerin de aynı titizliği göstermeleri kaçı- nılmaz. Hussein Chatayan (?!) Yine Kültür Olimpiyatı çerçevesinde bir di- ğer önemli girişim de Yunanlı sanatçılann dün- ya sahnelerine açılmalannı sağlamak. Dört yıl süresince bu anlamda sağlam bir iletışim ağı kurulacak. Tiyatro göstenlerının, konser- lerin yanı sıra atölye çalışmalan, sergiler, sempozyumlar, fılm göstenlen karşılıklı alış- verişi destekleyen çalışmalar olarak belirle- nıyor. Mesela, 2004 yılında yapılacak olan "Ântik Yunan Kostünıleri ve 20. Yüzyılda Moda" başlıklı sergLdefilede Yunanlı mo- dacılann yanı sıra Balenciaga, Christina Di- or, J.P. Gaultter, Alaia, tssey Miyake, Husse- in ChaJayan gibi kreatörlenn antik Yunan gıysilerinden ne denlı esinlendıklennin altı çizilecek. Bu arada HüseyinÇağlayan her ne hıkmetse Hussein Chalayan olarak bilındı- ğınden bu çalışmanın ucu bıze de dokunur mu kestıremedim. Kültürel Olımpıyatlarda dikkat çeken baş- lıklardan birkaçı şöyle sıralanabilir: "YeniBal- kanlar", "Akdeniz LimanlarT, "Külrürel YoT. Balkan ülkeleriyle bu anlamda çalış- malann ilki hayata geçirilmiş bile. Bu yıl Selanık'te gerçekleştirilen bir dizi etkinlik 2004'ekadarsürecek. "AkdenizLimanJan" ise Pire, Selanik, îzmır, Iskenderiye, Barce- lona. Marsılya, Napolı, Venedik gibi kentle- n kapsayan büyük projeler olarak düşünü- lüyor. Ülkelerin üreteceğı projelere açık ka- pılar bırakılıyor. Fransa'da Plasticiens Volant Sokak Tiyatrosu bu proje üstünde çalışan topluluklardan sadece biri (Tiyatro Festıva- li'ne de ortak yapımcı olarak teklif geldiği için biliyorum). "Kültürel Yol" ise antik oyunlardan modern yapıtlara. konserlerden dans gösterilenne dek uzanan geniş bır alan. 2003 Ekiminde başlayacak ve 2004 Mayıs ayına kadar sürecek bu etkinlikler zincıri sa- dece Atına'da değıl dünyanın belli başlı kent- lerinde yer alacak. Mesela, Pina Bausch 2003 *te Tiyatro Festivali özel göstensı ola- rak gerçekleştireceği Istanbul üzerıne bır projeyi bu kapsamda Atina'ya da götürmek niyetinde. '... ve diğerlerTne İstanbul da dahil mi? Böylesi çalışmalar ıçın hangı belli başlı kentlerin düşünüldüğüne gelınce: Londra, Paris, Moskova, Oslo, Berlin, Varşova, Belg- "Atina Kültür Olimpiyatı kapsamında Söz (logos), Zaman (Jcronos) ve Yer (topos) arasında kurulan köprülerle dün ve bugün uzamda iç içe geçerek zengin anlatım biçimlerini beslevecektir " rad. New York. Yeni Delhı. Tokyo, Pekin, Sydney, Johannesburg, Rio. Meksıko.. ve di- ğerlerı. Bu listeyi görünce ister istemez ben de düşünüyorum: îstanbul gibi bir dünya kentı *ve diğerieri* arasında mı yer alıyor aca- ba? Ya da hiç mi olmayacak bu güzergâhta? Harekete geçmcmiz gereken üç ana başlık Tiyatro alanında 2001 yılında yer alan gös- terıler "Prometheus" (Yönetmen: Robert VVilson) ve "Oresteia'" (Yönetmen: Yannis Kokkos). 2002 yılında ise "Bakhalar" (Yö- neten: Teodorus Terzopoulos), "Oedipus Rex" (Yöneten: TadashiSuzuki), "Oedipus Konos'ta", "Antigone" adlı oyunlar Epida- urus ve Delphı'den sonra öncelikle Viyana, Edinburg festıvallenne katılacak. 2003 ve 2004 yıllan içinse, bu bütün ıçınde yer almak istiyorsak en kısa sürede harekete geçme- mız gereken üç ana başlık dikkat çekiyor: Yu- nan Tiyatrosu'nun Bahan, Tiyatro Olimpi- yatı (Uluslararası Tiyatro Yanşması) ve Ulus- lararası Tek Kışılık Oyunlar Buluşması. Emre Erdem, yurtiçinde ve yurtdışmda yoksul bölge çocuklanna tiyatro dersleri veriyor Bir öğretirken iki öğrenen bir gençSEVGİ SANLI tstanbul Üniversitesi Dramatur- gi ve Tiyatro Eleştirmenhği ve Pe- dagoji bölümlerinde eğitim gören, 1976 doğumlu Emre Erdem, daha öğrencilik yıllannda eğitimde ti- yatro projeleri ger- çekleştirmeye baş- ladı. Ozellikle yok- sul semtlerdeki ço- cuklann öğrenimi- ne tiyatro çahşmala- n yoluyla bir canlı- lık, bir renk katabil- mek başlıca tutku- suydu. Goethe Ens- ritüsü'nün bir bur- suyla Almanya'ya gidince Menden kentinde. farklı etnik kökenli, çeşitli suç- lar işlemiş gençler- lebirkilisede, sekk saatte hazırlanan do- ğaçlama bir oyun sundu. Böylece Al- man basınının ilgi- sini çekti. Rhenisc- he Post gazetesinde tam sayfa portresi yayımlanan ilk Türk. Yurdumuzda- ki deprem bölgesin- de gerçekleştirdıği 'KrUmutlşığı'pro- jesine Berlin Grip ve DresdenYeni Ku- şak tiyatrolannın ka- tılımını sağladı. Bir kamyonu sahne ola- rak kullanıp yetmiş depremzede çocuk ve gençle üç ayrı bölgede gösteriler yaptılar. -Moldova'danhoş geldiniz. Neler yap- Omzorada? Emre Erdem- Ki- şinev kentinde dü- zenlenen Uluslara- arasında en UginçterL. - Almanya, Moldova, Rusya ve Afhka'daki Fildişi Sahili'ni temsil eden sanatçılar birer ödül aldılar. Performanslan soluk kesiciydi. -Bundan sonra kaülacağmız fes- trvaflen.. • Emre Erdem'in başlıca tutkusu yoksul semtlerdeki çocuklann öğrenimine tiyatro yoluyla bir renk katabilmek. Almanya'da Yehudi Menuhin Vakfı'nda görevli olan Erdem, Rheinische Post gazetesinde tam sayfa portresi yayınlanan ilk Türk. rası Mono-Drama Festivali'ne ka- tıldım. Son yüzyılın kültür politi- kalannda "ÂktöriinRohı" adlı bir sempozyumda bildiri sundum. - İzkdiğiniz tek kişilik gösteriler - Kasımda Polonya'nın Wroc- low kentinde. nisan ayında Ukray- na'nın Kiev kentinde, uluslararası mono-drama festivallen ve eleşti- ri sempozyumlanna katılacağım. Beni en çok heyecanlandıran Af- rika'da Fildişi Sahili'nde düzenle- necek olan "Uluslararası Tiyatro FestivaK". Afrikalı oyuncularla do- ğaçlama tiyatro üzerine bir vvorks- hop yapılacak. Çalışmalan bir gös- teri izleyecek. - Genç, yetenekü ve aülgan olmak ne güzeL Şu ara, düma- nın dört bir bucağina koşmadığnuzzaman neler japıyorsunuz? - Şu anda Alman- ya daki Yehudi Me- nuhin Vakfı'nda gö- revliyim. North Rhe- in VVestfallen eyale- tindeki yoksul semt- lerin okullannda ya- ratıcı drama dersleri veriyonım. Öğrenci- lerim arasında Türk- ler çoğunlukta. Vak- fın temel amacı ünlü keman virtüözünün anısına çocuklann sa- natla yeşermesini desteklemek. Irkçılı- ğa ve şiddete karşı bir kurum. 49 şehir- de 6 bin çocuğa sanat dersleri veriliyor. lOOkişiliksanatçı kadrosunda müzis- yen. ressam. dansçı ve tiyarrocular var. Bunlar binlerce aday arasından seçilmiş. Eğitici kadrosunda yer alan tek Türk be- nim. Yıllardır çocuk- lar ve gençlerle daha çok mahrumiyet böl- gelerinde çalıştım. In- sanlık dramı üstüne öğrendiklerim, öğret- tıklerimi kat kat aşı- yor. Dersliklerde, ki- taphklarda öğrendik- lerimle sınırlı kalma- dım. Bunun için şans- h sayıyorum kendimi. Çocukla- nmla güzel şeyler yapacağız. - Herzaman coşkulu. her zaman umutlu. her zaman istim üsriinde- siniz. Yollanıuz açık olsun! • Nilgün Erdal Ongan'ın 'Geçmişten LzlerlH'adh sergısinde sinema tarihinin ilk bilimkurgu örneklerinden R. Vadim'in 'Barbarella'sırun ve John Huston'ın 'Incil'inin resimlemelerini görmek mümkün. Sinema tarihinden günümüze desenler BURCUGÜNÜŞEN İtahyan Kültür Merkezı bugünlerde sıradışı bır resim sergısine ev sahıpli- ği yapıyor. Nilgün Erdal Ongan'ın 'Geçmişten tzler III' adını taşıyan ser- gisinde sinema tarihinin ilk bıİımkur- gu örneklerinden R. Vadim' in 'Barba- refla'sının \ e John Huston'ın 'İncfl'ınin resimlemelerini görmek mümkün. 'Ac- tion sketch' denilen bu >apıtlar film- lerin senaryosunun kamera açılan \-e özel efektlere göre resımlemelerinden oluşuyor. Senanoyu yönetmenin gör- sel efektleriyle birlikte elinde görebil- mesini sağlıyor. Bu tekniğin büyük ve uzun süren projelerde kullanıldığını söyleyen On- gan, Holryvvood'da çok basitfilmlerha- riç hâlâ bu teknikle çalışıldığını belir- tiyor. "İncil gibifilmlerinön çalışma- sı yaklaşık beş >ıl sürüvor. Çünkü ta- rihsel kryafetlerden nıüzik aletlerine, mak\aja kadar ne gerekiyorsa beş yıl içinde derin bir araşürma\ la hazıria- myor. Kosrümlerin, aksesu\arlann vs. resim halinde hazuianması çok uzun sürüyor." Şimdiki uygulamanın 60'lı yıllar- dan farkı ise bilgisayar teknolojisinin getirdiği kolayhk. u Eskidenozalitbas- kı \ ardı. \ apılan çiamleri srüd>olardan dışan çıkarmak kola> olmadığı için be- nim ehmde sadece 31 baskı \-ar. Şimdi ise her şey bflgisavarla çok kola> çoğal- nlabinŞor." Ongan'ın 'İncil' fıİmi için yaptığı diğer çizimler ise Merro Goldwyn Maver" in arşivlerinde sakla- nıyor. Ongan, 1957'de İstanbul Güzel Sa- natlar Akademisı Iç Mimari Bölü- mü'nden mezun olduktan sonra ihti- sas yapmak üzere halya'ya gitmiş. Burada Roma Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde sahne görüntüleri bö- lümünde okurken Franco Zeflîrelli'nin sahneye koyduğu 'Hamkt' o>oınunda ve Roma Devlet Operası 'run sahnele- diği 'FaDstafT operasının dekor yapı- mında çalıştı. Mezun olduktan sonra De Lauren- tiis Srüdjolan'na giren Ongan, John Huston'ın Türkıye'de 'Peygamberler Tarihi' olarak göstenlen 'İncil' ve R. Vadim'ın 'Barbarella' fılmlerinde de- sinatör olarak çalıştı. Feffini'yle de ça- lışma firsatı bulan Ongan. yönetme- nin hastalanıp fılmini tamamlayama- ması üzerine Türkıye'yedöndü. Ülke- sine döndükten sonra TRT'de başlayan dekor ve kostüm tasanmlanna farklı TV kanallannda de\am etti. Ongan'ın Istanbul'un yok obnaya yüz tutmuş sokak ve ev görüntülerini içeren resimleri de 30 Kasım'a dek 'Geçmişten tder ni' başlıklı sergisın- de görülebihr. (Bilgi için Italvan Kül- tür Merkezi: 293 98 48) Edebiyatı olmayan, edebıyatı usul usul öldürü- len bir ulke duşünülebılir mi? O ülkenin zamanı, ülküsu, kişilerı, duygu tarihi, acısı, sevıncı, uygariığı kaleme geçmeyecektir. O ulke dünden yanna yaşama ilişkin bir tutanak bı- rakamayacaktır. O ulke geleceğe ilişkin ütopyası- nı dile getirmemış olacaktır. Sayısız sakıncadan söz açmak olası... Cumhuriyet'imiz ilk dönemlerinde edebiyata ve edebiyat adamına büyük onem vermiştir. Edebi- yatımız da Cumhuriyet'e. Ankara'yı seçen yazarlar, daha savaş ortasında, günlerın tarihçesinı çıkarmışlar, kurulmak istenen yenı ülkeyi neredeyse dakikası dakikasına yazıya geçirmışlerdir. Edebiyat adamının yaratıcılığı, da- ha genel bir söyleyışle. sanatçının yaratıcılığı ya- nnın yönlendirılmesınde elbette etkıli olmuştur. Halide Edib Adıvar, Ateşten Gömlek'i Istiklâl Harbı sürerken, cepheden ızinlı geldiğindeyazmış- tır. Bu romanda vatan için ateşten gömlek giyen- lerın humması bugun de sizi yakar. Yahya Kemal, Eğil Dağlafda derlenmiş yazıla- nnda yeni ülkenin kuruluş mücadelesini günü gü- nüne destekler. "Eğil Dağlar" yazısına ad veren as- kertürküsu, yalnızca o bile, derin yas ve özveri gün- lerınin çığlığı gibıdır: "Eğil dağlar eğil, üstünden aşam, Yeni talim çıkmış, varam alışam." Yakup Kadri, Atatürk monografısınde ilk Cum- hurbaşkanı'nı ınsan yönüyle tanıtır. Falih Rrfkı, Çankaya'da yenı başkent Ankara'nın gözlemcisı- dır. Her iki eser de çok 'yalnız' bir insanı söyler. Rejımle uyuşmazlık gostermiş Refik Halid Ka- ray, Atatürk ün çağrısıyla yurda döndükten son- ra Ankara üzerine eşsız bir deneme armağan et- miştir edebıyatımıza. Ne var kı, tek partı doneminın son yıllannda ede- biyat ve edebiyat adamı gözden düşmüştür. Sı- yasa anılarını Politıkada Kırk Beş Yıl'da anlatan Ya- kup Kadrı, Ankara'ya geldığınde Ismet Inönü'yle birtüriu göruşemediğıni belirtir. Üstelik Yakup Kad- ri, MilfîŞef le 'resmF görevi dolayısıyla görüşmek istemektedır... Edebiyat adamı, polıtıkacı için artık düşman sa- yılması gereken kışıdır. Gözbağını birdenbire çö- zebılir edebiyat eserı, okuyan kitle birgün silkine- bilir... Has edebiyatın, sahidliğın üstüne ölu toprağı serp- mek gerekmektedır. Gunübırlik yaşama savaşının pençesıne düşmüş mılyonlarca insana televizyon bombardımanı, şarkıcılar-türkücüler-mankenler bombardımanıyla hitap edılir. Aynı hitap şeklinin yalan bir edebiyatta da karşılığı aranır ve bulunur. Orta tabaka okuryazarı, televizyon bombardıma- nına dudak bükerken, kof kıtaplar pazarında or- dan oraya sürüklendığinin farkında değildır artık. Bugün ışte bu noktadayız. Tıtiz, onurlu bir kale- min reddedeceği şeyler yaşanıyor. Belki bu yüz- den edebiyat adamı lyice kendı köşesine çekildi. Fildişi kulesine değil, kendi yıprak uzlet köşesine... Günlerdir A. Kadir'ın dizelerini yineleyip duru- yorum: "Şu anda hiçbir şey mümkün değil./ Şu anda herşeyden ayrı, herşeyden uzağım ben./Şuan- da sadece yalnızlık ve kahır." Karanlık, kasvetli bır sonbahar gününde yaz- dım bu yazıyı. Takvimde Iz Bırakan: "Bununçündür ki parasızhklanmız, zaruretleri- miz, sefaletlerimiz arttıkça istiklâl hissımiz daha faz- la artıyor, acılarımız çoğaldıkça ufuklarda sulhün değil, istıklâlin yıldızını anyoruz; çünkü ferdî ıstı- raplanmıza derman bahşedecek yalnız odur, yal- nız o görünürse açlıktan, sefaletten kurtulaca- ğız." Yahya Kemal Beyatlı, Eğil Dağlar. Devlet Ki- tapları, 1970. Pet Stıop Boys'tan yeni albiim • Kültür Servisi- Pet Shop Boys'un 9. albümü tamamlandı. 11 parçadan oluşan bu albüm 2002 yılının Mart ayında piyasaya sürülecek. Henüz ismi behrlenmeyen bu albüm, ikılinın 1999 yılındakı "Nightlıfe'dan sonra çıkaracaklan ilk albüm olacak. Bu arada grubun 1999-2000 yıllanndakı konser görüntülerini içeren 'Montage' ısimli DVD'leri de bugün piyasaya sürülüyor. Ankara'da halyan filmlepi • ANKARA(ANKA)- 13. Uluslararası Ankara Film Festivali kapsamuıda ödüllü iki İtalyan filmi, 30 Kasım-6 Aralık günleri arasında İtalyan Kültür Merkezi'nde görülebilecek. Nanni Moretti'ye 2001 Cannes Film Festivali Yönetmen Ödülünü kazandu^n 'Ogulun Odası" ve Sılvio Soldinı'ye 2000 yılı 'Davıd di Donatello Ödülü'nü kazandıran 'Ekmek ve Laleler" filmleri, Ankaralı sinemase\erlere sunulacak. BUGUN • İŞ SANAT'ta saat 19.30'da Gürsel Koçak'rn sanat yönetmenliğini yaptığı, Kani Karaca'nın misafir sanatçı olarak katıldığı 'Ramazan'a Vuslat' adlı konser dinlenebilir. (0 216 454 15 55) M ALMAN KÜLTÜR MERKEZÎ'nde saat 19.00da Karl Valentin anısına 'Karl Valenrin'in Düğünü', 'Şen Serseriler', 'Yeni Yaa Masası', 'Bir Kuaför Salonu'nun Sırlan', 'Bira BavTammda Çayu-da' ve saat 20.00'de 'Garip Adam' adlı sessiz filmler izlenebilir. (0 212 249 20 09) • İTALYAN KÜLTLIR \IERKEZİ'nde saat 19.00'da De\iet Devrim Öztaş'ın (piyano) konsen yer alıyor. (0 212 292 06 55) • CEMAL REŞtT REY KONSER SALONU'nda genel sanat yönetmenliğini Arda Aydoğan'ın yaptığı, Şef Orhan Şalhel ın yönettiği tstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası Yajt Grubu'nun eşlik ertığı Panebianco-Del Monaco Ensemble ikilisinin konseri dınlenebilir. (0 212 232 98 30) • VELİ BAR'da saat 20.30'da küçük İskender, Haydar Ergülen'i konuk edecek. (0 212 251 18 93)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle