27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN 2000 CUMARTESİ 8 DİZİ MSP'nin çalışmalarıyla, siyasetten uzak duran, ağlayarak konuşan Gülen biryıldız olmuştu GiüetıYem Asya'danköpuyorAİD-İ NURSİ'DEN BUGÜNE Bilinmeyen İSLAM - 7 - F ethullah Gülen hakkında "Mehdi, Kahtani" gibi iddialar yaygınlık göstennce, Mehmet Kutlular "Böyle iddia sahiplerini tutup ko- lundan aün" diyerek öfkelendi. Kırkıncı Hoca ile birlikte Fethullah Gülen'in yanına gittiler. Kutlular ile Fethullah Gülen bu buluşmada tartıştılar. Fethullah Hoca, "Siz gazetenizde Edremit kam- pını savunarak beni Nurcu diye ihbar ettiniz" diye sitem etti. "Biz sizi Nurcu biliyoruz." "Bilmeniz, Uan etmenizi gerektirmez. Ben geniş kitielere ulaşmak için Nurcu kimüğimi kullanmava- cağnn." tt Siz ister kuuanın, ister kuDanmayın. Baa çevre- ler okampı bahane edcrek Nurculuğa sakhnrsa, biz de mukabele ederek Nurculuğu savununız. Siz Nur- cu oünatnğınızı aleni olarak açıklarsımz. Sakhrüar Nurculuğa gebnez, biz de müdahak etmeyiz." Bu tartışmadan sonra yollar aynldı. Nurcular, Fethullah Gülen ile olan ılişkilerini kesmeyi ve o- nun faaliyetlenne katıhnamayı kararlaştırdı. Fakat Fethullah Gülen bundan pek de etkilenme- di, faaliyetlenni yürütmeye devam etti. Fethullah Gülen'in hedefinde zenginler ve öğren- CÜCT vardı. Tamamen kendine bağlı bir cemaat oluş- turmak için izlediğı metotlar ilginçti. Vaazlar ve özel sohbetler şeklinde uyguladığı i- ki aşamalı planla cemaate taraftar ve para toplamak- U. Asıl hedef çocuklar Fethullah Hoca'nın asıl hedefı kendisini dinle- yip etkilenemerin çocuklanydı.. Cemaate kazamlanlar, çocuklannm Fethullah Hoca'nın dershanelerinde kalmasına ikna ediliyor- lardı. Fethullah Hoca'nın ve çevresinin kaldığı şa- to gibi binalar, son derece lüks dershaneler ve ışı- kevleri, genelde kırsal kesimden olan taraftar aday- Iannın gözlerini kamaştınyordu. Ama bu konuda tercih, çalışkan çocuklardı. On- lardan para da talep edilmedi. O çalışkan çocukla- ra bakılacak, yetiştirilecek, bakımlan üstlenılecek ve okuyup büyük adam olmaları sağlanacaktı. Üs- telik ileride dindar bir mühendis, dindar bir doktor, dindar bir kaymakam, vali, hukukçu, subay vs. ola- caktı. Belki de fakırlikten, çalışkan da olsa, çocuk- lannı okutamayacak olan aileler böyle bir teklifi se- vinerek kabul ettıler. Bu tür faahyetlerde genelde para ahnmadı, ama bir çalışkan çocuk cemaate alınmış oldu. O çocuk artık Fethullah Gülen'in çocuğu gibiydi. Öyle ye- tiştirilecektir ki, anne babası zorlasa bile artık öm- rü boyunca bu cemaatten kopmayacaktı, kopama- yacaktı. Bu masraflar zenginlerden, kasetlerden, dergi- lerden, kitaplardan sağlandı. Yenl Asya cemaatinden Fethullah Gülen'e tavır Fethullah Gülen cephesindeki bu değişildikler ve gelişmeler Yeni Asya cemaati tarafindan da gözle- niyordu. Yeni Asya cemaati mensuplanndan Fethul- lah Hoca'nın toplantılanna gidenler oluyordu . Yeni Asya cemaatınin önde gelenleri, Fethullah Gülen'e yönelik eleştirileri arttırdı. "Gülen, kendü adını ön plana çıkarmaktaydı. böylece davayı şahsi- leştirmekte. bir anlamda nefsini putiaştınnaktaydı. Konuşmalannda kendini aşağüaması numaraydL Mütevazj görünmesine rağmen, enaniyet taşımak- tayth. Risale-i Nurların ölçüsünden aynknğı için mutia- ka bir şefkat tokadı yivecekti. Kim Nurculara karşı çıktrysa, Nurculuğu bölmeye çahştıysa, yörüngesin- den sapürmaya kalkdysa nıutlaka üstaduı şefkatto- kadma maruz kalmışo. Fethullah Hoca, Bediüzza- Said-i Nursi hakkmda çahşmalar yapan Necmeddin Şahiner, çok öoemn' bir gerçeği bulup çıkarmıştı. Said-i NursL Denıirel'in başuu okşayıp, "Üeride tslanun en güçlü sözcûsü olacak" demiştL ı'ın, 'demokratık misyonu destekleyin' emrinerağmen MSP'lflerieişbnüğiyapryordu. Etrafinda hep MSP'Kler varth. Cemaate ait bir Köprü dergisi varken Fethullah Gülen Sı- zaın diye bir dergi çıkarmışve Nurculann meş- veretine uymamışü." Yeni Asya cemaati, Fethullah Gülen'in Ye- ni Asya yayınlanndan çıkan Hitabet Çiçekle- ri kitabını bir daha basmadı. Sızınrı dergisinin okunması, Fethullah Hoca'nın vaaz kasetleri- nin dinlenmesi, dershanelere sokulması ya- saklandı. Izmir'e Bornova Camii'ne, Fethul- lah Hoca'yı dinlemeye gidenler cemaat tara- findan dışlandı. Sald-l Nursi Süleyman Dcmlrel'ln basını ottşamı; Yeni Asya cemaatinde Said-i Nursi hakkm- da çahşmalar yapan Necmeddin Şahiner, çok önemli bir gerçeği bulup çıkarmıştı. Said-i Nursi, DemireTin başını okşayıp, "Üeride Is- lanun en güçlü sözcüsü olacak" demıştı. Necmeddin Şahiner'in 'Son ŞahiÜer' dizi kitaplannda da yerini alan bu olay Nurculan heyecanlandırdı. Süleyman Demirel, çocuklu- ğunda bir büyüğü vasıtasıyla Isparta'da sürgün bulunan Said-i Nursi'nin zıyaretine gitmişti. Said-i Nursi küçük Süleyman'ın başını okşa- mış, "Bu çocukileride İslamın en güçlü sözcü- sü" olacak demişti. Bu söze benzer bir sözü daha vardı Said-i Nursi'nin. "Isparta'dan bi- ri çıkacak, tslamı savunursa şerefli, savuna- mazsa rezil olacak" anlamındaki bu sözü dı- ğeriyle birleşince, işaretin Demirel'e olduğu düşünüldü. Bediüzzaman bile Demirel'i bu- günler için işaret etmişti. Zaten Demirel, ka- muoyuna karşı ne kadar laik görünse de, Nur- cularla yaptığı özel görüşmelerinde, özellik- le Beldr Berk'e, aslmda Islamdan yana oldu- ğunu, hatta Bediüzzaman'ın talebesi oldugu- nu söylemişti. Ne zaman Demirel'in yanına gitseler, masasında Saıd-i Nursi'nin kitaplan vardı ve Demirel satır satır Risale okumaktay- dı. Hatta bir keresinde Demirel, "Hükümette niye bir Nurcu arkadaşınuz bakan olarak gö- rev ahnıyor?'' diye sorulduğunda, "Ben va- run ya, yeter" demişti. Nurculann kendi aralannda bilinen ve ko- nuşulan bu gerçeklerle Necmeddın Şahiner'in ve Said-i Nursi'nin Demirel için söyledikleri birleşti. Böylece AP ve Demirel'i destekle- mekte ne kadar haklı olduklanna bir kere da- ha inandılar. Fethullah Gülen cephesini de bu güven ve rahatlık içinde aforoz etmişlerdi. Fethullah Gülen, Yeni Asya cemaatinin ken- dine yönelik tavnnı pek de önemsemedi. Zi- ra ne o cemaatten, ne Süleymancılardan ken- dilerine bir yardım vardı. Hem de Yeni Asya aslında yıpranmaya, genlemeye başlamıştı. Fethullah Gülen, 'ortadalri insanlara' MSP'lilerin teşkilatlan sayesinde ulaşmayı he- deflemişti. Daha henüz dikkate alınmamak- taydı, yeterince güçlü değildı. ama bu yolda sessiz ve derinden ilerlemesini sürdürmektey- di. En büyük avantajı, hitabetiyle, gözyaşı dökmesiyle etkileyici yapısıydı. Boylcotu kıran klşl Zaten Yeni Asya cemaati gibi, kendi cema- ati de artık kamplara, dershanelere, dergiye, yurtlara, en önemlisi zenginliğe sahipti. Yeni Asyacılar gibi Nurculann şematik örgütlen- mesini kurmuştu. O cemaatten tek farkı, Ye- ni Asya'yı bir heyet yönetirken, cemaati Fet- hullah Gülen tekbaşuıayönettnekteydk Obir - yıldızdı. Yeni Asya cemaatinde ise cemaatin başın- daki etkili kişileri ancak cemaate mensup olanlar bilmekte, kamuoyu onlan tanımamak- taydı. Bu dönemde Fethullah Gülen devlete yakınlığını da ilan etmeye başladı. 1977'de, yurt çapında yapılan Yüksek Islam Enstıtüle- ri boykotunu eleştirdi, "tslamda boykot yok- tur" diye konuşarak boykotu kırdı ve gücünü gösterdi. Tipık Nurcu ve Süleymancı söylemlerine hıç benzemeyen, siyasetten uzak, sahabe ha- yatını anlatan konuşmalar yapan Fethullah Gülen, MSP'lilerin sistemli çalışmalanyla or- taya bir star olarak çıkanlmıştı. O dönemde Fethullah Gülen'i, şarkıcı FerdiTayfur'a ben- zetenlerbıle olmuştu. "Pıyasadabh" Fethullah Gülen'in, bir de Ferdi Tayfur'un kasetleri çok saöyor, çûnkü ikisi de çok ağhyor" esprisi o günlerde lslami çevrelerde hayli yaygm bir espriydi. MSP'lilerin tam desteğini alan, başka cema- atlerden de taraftar kazandığını gören, maddi ve manevi olarak güçlendiği belli olan ve Ye- ni Asya cemaatinin özellikle siyasi konuda fanatik oluşu yüzünden yıprandığını gören Fethullah Gülen artık bagımsızlığını ilan et- ^megamaaı.geldiğini anlamıştı. „ Yeni Asya'yı çok siyasT olrhakla, siyaseti hizmetin önüne geçirmekle suçlayıp, cemaati- ni Yeni Asya cemaatinden ayırdı. Yeni Asya cemaatinden bazı dershaneler de Fethullah Hoca'nın tarafina geçince büyük bir şok ya- şandı. Yeni Asya cemaatinde tam bir şaşkın- lık hâkimdi. Yeni Asya Cemaati, MSP'nin destekkdiği Fethullah Gülen'e tavır koydu. Camilerde vaaz savaşı sürerken Fethullah Gülen'in kaset satışlan arbyordu. YARIN • Fethullah Gülen- Necmettin Erbakan kapışması • Fethullah Hoca'dan MSP'yi eleştiren vaaz • MSP'lilerin Fethullah Hoca'ya şiddetli tepkisi... • Yeni Devir gazetesi de Fethullah Hoca'yı eleştiriyor... • Fethullah Gülen cemaati zor durumda... • MSPiletekrar yakınlaşma çabalan... M.Şevket Eygi, lslami kesimdeki bazı radikal köylü kültürlü kişilerin devlet düşmanlığı yaptığmı söyledi Türkiye'de laiklik yoktur1971 muhürasuıdaB soara yurtdışına kactmız-. - Benim yurtdışına çıkmam, 1971 muh- hrasından sonra degil, çok önce, 1969 yıh- nın ocak aymda olmuştur. Ocak 1969 ile 12 Mart 1971 arasmda hayli mesafe vardn... Gidişim kaçmak şeklinde değil, nonnal pa- saportla Yeşilköy Havaalanı'ndan hacca gitmek suretiyle olmuştur. O tarihte Mec- hs'te üç ayn basm affı kanunu teklifi var- dı. Basm afB çıkar ve dönerim diyordum. -Siyasetveİsbuıu. - Birdin ve dünyanizamı olarak Islam'ın sıyaset üzerinde tutulması gerekn'ğine ina- nıyorum. Islam hiçbir siyasi partiyle, tari- katla, hiziple, cemaatle özdeşleştırilmeme- lidir. Elbette bazı Müslüman kişileî ve gruplar poh'tik faaliyetler yapacaklardır. Lakınbunlannkendilerini din ile özdeş ha- le getirmeleri yanlışar. Başansızlıklan, ha- talan dine yüklenebilir. Benim görüşüm bu- dur. Bu konuda şahıs veya cemaat ismi ver- memek şarnyla birtakım anonım tenkitler ve uyanlar yapmışımdır. Bu tenkit ve uya- nlan şu veya bu şahsa veya cemaate yapıl- mış olarak görmemek gerekir. - tslami kesimm baa büyuklertai teakh edryorsunuz- - Tenkitlerkn özeleştiri mahiyetmdedir, yıkıcı değıl yapıcıdır. Bugün hiçbir kesim- de gereği gibi özelcştiri yapılmamaktadır. Bımun tek istisnası benim yazılanmdır. - Din sömürüsü var nudır? - Elbette vardır. Yıllardan beri Türkiye'de iki büyük kötülük cereyan ediyor. Biri aşı- n, azgın, militan din düşmanlığı; diğeri ise dine hizmet perdesi altında yapılan din sö- mürüsüdür. BirMüslüman yazar olarak din sömürüsü üzerinde durmam, Müslüman kesim için bir zaaf değil, aksine bir sıhhat ve güç unsurudur. Atatürkçü kesünde de dehşedi bir Atatürk sömürüsü yapılıyor, fa- kat onlar bu konu üzerinde durmuyor, sö- mürücülenn üzerine gırmıyor. - 1995teMilliGazete'de lslami bircema- ati eteştinhniz. O cemaatin baskılanyla ga- zetedeki işinize son verildi.. - Profesyonel bir köşe yazan değılim. Milli Gazete'deki yazılanm için ücret, ma- aş almıyorum, san basm kaıtım bile yok- tur. O tarihte Milli Gazete'deki işime son verilmedi, ben kendim yazılanmı durdur- dum. Bir iki ay sonra da tekrar yazmaya başladım. Inançlanma, dünya görüşüme, hakbildiğim ilkelere hizmet edebilmek şar- tıyla her gazetede yazı yazmaya hazmm. Bir farklılık ve çeşitlilik olsun diye Cum- huriyet bana bir köşe ayırsa orada da yaz- maya hazınm. - Yazılarınızın mahiyetL. - Aktüel, polink, gelip geçici, günlükko- nularda yazmıyorum. Kalıcı, temel, önem- li meseleler üzerinde duruyorum. Gayem Türkiye'nin ülke, halk ve devlet olarak yü- celmesidir. Bu da, benim görüşüme göre lslami çözüm ile olur. - Devlete karşı mısuuz? - Kesinlikle değil. Ben devlet ile düzen (sistem, rejim) arasını ayırmaktayım. Dev- letin yıpratılmasından yana değilim. Türki- ye'nin rejim, sistem, düzen, resmi ideoloji konusunda büyük değışıme ıhtıyacı vardır. Sovyetler Birliği'nde bu yapıldı ve büyük ferahlama oldu. îslami kesimdeki bazı ra- dikal, militan, köylü kültürlü kişiler devlet ile rejimi özdeşleştiriyor ve devlet düşman- lığı yapıyor. Hata ediyorlar. - Sizce ne gibi bir değişim olmalıdır? - Bugün Türkiye'de resmı ıdeolojili oli- garşık bir azınlık egemenligı hüküm sür- mektedir. Milletin, ülkenin, hukukun, dev- letin üzerinde resmi ideoloji ve derin dev- let vardır. Bu sistem ilânihâye devam ede- mez. Bizim de ileri ve medeni ülkeler gibi hukukun üstünlüğü sistemine, gerçek de- mokrasıye, temel insan hak ve hürriyetle- rine saygı esasına geçmemiz gerekir. Bunun için öncelikle resmi ideolojiden vazgeçil- mesi icap eder. - Laiklik ne olacak? - Türkiye'de laiklik yoktur. Devletin res- mi bir Diyanet Işleri Başkanhf ı var. Kabi- nede din ışlertnden sorumlu bir bakan bu- hınuyor, eski Şer'iye vekili veya Şeyhülis- lam gibi. Devletin 100 bin resmi imamı, müezzini, vaizı, müftüsü var. Devletin 500 küsur imam hatip okulu, 17 ilahiyat fakül- tesi mevcut... Böyle bir sisteme laiklik nri diyorsunuz? Bu laiklik değil, "devlet dinT sistemıdir. NOT: Biz Eygi 'ye dizide adının geçtiği olaylarla ilgili sorular sormuştuk. Ancak kendisi sorup, kendisi cevapladı. Okuyu- cunun yorumuna bıralayoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle