Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 HAZİRAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Kıtdsi Erguner'inprojelerinde çıkış noktası, tarihi veya kültürel bir bağlantı kurabilmek
'Nâzım'ın kişiliğiYEŞtMAKYÜZ
Kudsi Erguner, 28. Uluslararası Istanbul Mü-
zik Festivali'nde Nâzını Hikmet'in yaşam ve ölüm
üzerine şiirlerinden esinlenerek bestelediği eser-
leri Nâznn Hikmet: *Yaşam ve Ölüme Dair" baş-
lıklı konserinde seslendirdi. tzmir'de dünya prö-
miyerinin de gerçekleştirildiği konsere, Fransız
soprano Catherine Dubosc Hintli geleneksel şar-
kıcı Sharmila Roy ile Recep Birgit ve Fransız ke-
mancı Ami Flammer solıst olarak katıldı. Orkest-
rada yaylı sazlar dörtlüsü, kontrbas, tuba ve trom-
petin yanı sıra geleneksel Türk müziği enstrüman-
lan da yer aldı.
- Nâznn Hikmet'in yapıtlan arasmdan özellikle
yaşam ve ölüm üzerine vazdığı şürieri neden seçti-
niz?
KUDSt ERGUNER- Uzun zamandır düşündü-
ğüm bir projeydi. Yaşam ve ölüm ile ilgili şiirleri
seçtim. Çünkü Nâzım Hikmet'in siyasal düşünce-
lerini açıklayan şiirlerini herkes paylaşmayabilir.
Aynı zamanda bugünün ortamında o devirdeki si-
yasi yakınmalan tekrar dile getirmenin faydası ol-
duğunu zannetmiyorum. Ama ölüm ve yaşam üze-
rindekı felsefi düşünceler herkesin paylaştığı ko-
nular, daha felsefi ve şairane. Seçtiklerim arasın-
da, devamlı ölümle ilgili, fakat ölümü de yaşamın
içinde gördüğü şiirler var. Hiçbıri şarkı formunda
değil... Başından sonuna bir bütün olarak düşün-
düm. Batı müziği içinde bir arya gibi. Ancak ge-
leneksel formlarda değil.
'Bağlant kurulamaymca kitsch oluyor'
- Yabancı topluluklaria da çalışıyorsunuz. Mü-
ziğin evrenselleştirilmesi çahşmalan hakkmda ne
düşünüyorsunuz?
ERGUNER-Benim için projenin teması önem-
li. Örneğin geçen yılki 'İac MahaT projesini yap-
nğımızda kafamda bir tema vardı zaten. Türkiye'de-
kı ınsanlann kültürel ufuklan dar. Kültürlerin sen-
tez olduğu Istanbul gıbi bir şehirde yaşayan insa-
nın ufkunun çok daha geniş olması lazım. Bura-
da yaşayan insanın Hındıstan'daki, Amerika'daki
insanla kültürel ilişkisi olabilir. Birleşme için esas
şart, sanatçılann hangi ülkeden olduğu değil, or-
taya atılan temalar önemli. Örneğin,flamenkove
tasavvuf müziğiyle ilgili bir proje yapmıştım. Çı-
kış noktam, 11. yüzyılda yaşamış, Konya'ya ka-
dar gelmiş, Anadolu'da çoİc sevilen sayılan bir En-
dülüs şairiydi. Ama Ispanya'da unutulmuş. Be-
ir şeyin
geçmişinde,
temasında,
konusunda bir birlik
varsa sentez olabilir.
Müzikal
olarak güzel olsa bile
hiç alakasız şeyleri
bir araya
getirdiğinizde saçma
sapan şeyler çıkıyor
ortaya.
Mutlaka sentez
r
olacak diye o
kanşımın
elemanlannın
kişiliğini
kaybetmesine gerek
. yok. îngiliz
müziğiyle Türk
müziğini
birleştirmek gibi bir
niyetim yok. Ilk çıkış
noktam, tarihi veya
kültürel bir bağlantı
kurabilmek.'
nim de, İspanya'nın da kültürünün bir parçası olan
o projeyi, Ispanyol Kültür Bakanlığı'nın desteğı
ile gerçekleştirdim. Bu tip konulan yakalamak
hoşuma gidiyor. Yoksa salt îngiliz müziğiyle Türk
müziğini birleştirmek gibi bır niyetim yok. Ilk çı-
kış noktam, tarihi veya kültürel bir bağlantı kura-
bilmek. Bu proje de böyle, çünkü Nâzım'ın kışi-
liğinde de evrensel boyut var.
- lld farkh küMrün müzikJerinin bir arada kul-
lanılmasryla nasıl bir sentez ortaya çıkıyor?
ERGUNER - Dünyada 'khsch'lik diye bir şey
var. Mesela benim tasavvuf ve flamenko projemin
aynısı yapılmış; flamenko dansının yanında bir
Mevlevi dervişi dönmüş. Flamenko dansı ile Mev-
levi semahının hiçbir alakası yok. O bağlanüyı
kuramadığınız zaman ortaya çıkan hem kolaj hem
de kitsch oluyor. Benim de belki böyle hatalanm
olabilir. Ama bir şeylerin bir araya gelmesi, sen-
tezi olabilmesi için zorlamaya gerek yok. Onun geç-
mişinde, temasında, konusunda bir birlik varsa
sentez olabilir. Müzikal olarak güzel olsa bile hıç
alakasız şeyleri bir araya getirdiğinizde saçma sa-
pan şeyler çıkıyor ortaya. Bundan 20-30 yıl önce-
sine baktığınızda, herkes burada Türk müziğini Av-
rupai çalarsak, halk müziğini çoksesli yaparsak ev-
rensel oluyoruz gıbı çabalara girdi. Halbukı bir-
birine benzemesinin bir mecburiyeti yoktur. Ne-
yi alıp Avrupa flütü gibi çaldığımda, ney olmak-
tan çıkıyor, piyanonun akordunu bozup da 'biraz
alaturka ses çıksın' dcrsem o zaman da piyano ol-
maktan çıkıyor. Bu tip zorlamalara da, senteze de
lüzum yok. Mutlaka sentez olacak diye o kanşı-
mın elemanlannın kişiliğini kaybetmesine gerek
yok. Benim müzikte yapmak istediğim de bu. Içi-
mize kapanmamıza gerek yok. Ama ben de, baş-
ka insanlarla bir araya gelip, kişiliğimizi kaybet-
meden birlikte müzik yapıyoruz.
'Fazd'la hikâyelerimizi anlatacağız'
- Caz Festivali'nde Fazıl Say ile birlikte gerçek-
leştireceğiniz konserden söz eder misiniz?
ERGUNER- Fazıl Say usta bır müzısyen. Fakat
klasik müzik yapıyor. Klasik müzik çerçevesinde
bir araya gelmemiz teknık olarak zor, aralıklanmız
uymaz... Ikimizin de içımizden gelen müziğin bir
arada gerçekleşmesı zor bır iş. Ama caz ayn bir ko-
nu, çatısı gayet açık. Adının caz konulması da bır
noktada yanlış. Fransa'da yeni bir kelimc çıkarttı-
lar; 'müzik aktüeT, yanı aktüalıte müziği... Caz bir
altkültür müziği, Türk geleneksel müziği de bir alt-
kültür müziği. Caz denilınce bütün altkültürler
onun içine girmeye başlar. Caz yapmak gibi bır ça-
ba yok içimde. Kendi kişiliğimizi kaybetmeden
bir arada nasıl diyalog kurabiüriz, yazdığımız te-
malan, anlatmak istediğimız hikâyelen nasıl ile-
tebilınz diye düşündük ve böyle yola çıktık.
- Yeni bir albüm ve kitap çahşmamz var mı?
ERGUNER-Otobıyografimi yazmıştım, Fran-
sa'da yayımlandı. Yeni bitirdiğim kıtabın Türkçe
adı ıse 'Aynhk Çeşmesi'. Kadıköy'de, eskı devir-
lerde Anadolu'ya gidenlenn uğurlandığı ve doğu-
dan gelenlerin karşılandığı bir çeşme var. Sanki bir
sınır noktası gibi... Kendi yaşamımdan örnek ve-
rerek Doğu-Batı karşılaştırması yapıyorum kıtap-
ta. Aynca, özellikle içinde yaşadığım tasavvuf ge-
leneğinin Türkiye'nin bu son şartlannda nasıl de-
jenere olduğunu ve polıtize edildiği konusunu iş-
ledim. 'Osmanh Davullan' albümüm Türkıye'de
yayımlanacak. Aynca. 'İslami Bhıes' adlı bır al-
büm yaptım. Almanya'da eylül ayında piyasaya çı-
kacak. Ekımde de Italya, Almanya ve Fransa'da kon-
serlerimiz olacak. Bunlann yanı sıra Japon Zen Bu-
distlerinin kullandıklan şakuaçin adlı, sesi neye çok
yakın bir enstrüman ile kanuna çok benzeyen İco-
tonun ney ve kanunla birlikte kullanıldığı bir pro-
je yapmayı düşünüyorum.
Dee Dee
Bridgewater
her şartada
farkh bir tarz
vetat
sunuyor.
ARZUHAKSUN
Olağanüstü biryorumcu
Dee Dee Bridgewater 16 Temmuz'da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda
16 Temmuz Pazar günü saat 21.30'da,
Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda kon-
ser verecek olan Grammy Ödüllü caz-
cı DeeDee Bridgevvater, sıradan şar-
kılara bile olağanüstü yorumlar
getirebilecek kadar yetenekli.
"Scati" yani davul çalarcasına
söylenen doğaçlama şarkı üslu-
buna hâkim. Aynı zamanda ses
efektlerini ve pop şarkılannı
"fösion'', "souT ve
tt
funk"a
taşıyabilen ender isimler ara-
sında Dee Dee Bridgewater.
EDa Fhzgerald, müzısye-
nin en çok etkilendiği ve
esinlendiği cazcüardan. Bu-
nun bir nedeni de annesinin
sürekli Fitzgerald'ın albüm-
lerini dinletmesi. Babası Bo-
oker Lrrtie, Cbarles Lloyd,
GeorgeColemanve daha ni-
ce sanatçıya ders veren usta bir trompetçiydi.
Dee Dee, ilk gençlik çağındaki bir insanda,
özellikle de tek başına ve daha sonra bir üçlü
ile sahneye çıkan biri üzerinde derin izler bı-
rakacak türde bir geçmişe sahipti.
Dee Dee mesleğinin doruğuna son albümü
Dear Ella ile ulaştı. Ama sanat yaşamının geç-
mişini birçok ödülle desteklemiştir. Müzisye-
nin 1970 yılında, New York'ta dönemin en ön-
de gelen caz topluluklarından Ttaad Jones ve
Mel Lewis önderliğindeki topluluğun New
York'ta geçen bu ilk yıllanna, Sonny Rollins,
Dizzy Gillespie, DesterGordon, Max Roach ve
Roland Kirk gibi cazın gerçek devleriyle bir-
likte verilen konserleri ve plak çalışmalannı sığ-
dırdı.
1974 yılı ise Broadway'de oyuncu ve şarkı-
cılık deneyimini kazanmasını sağladı. Ardın-
dan Tokyo, Los Angeles, Paris ve Londra'da ça-
hşma olanağı elde eden Dee Dee, Londra'da sah-
nelenen Lady Day oyununda cazın efsanevi
sanatçılanndan Billie Hoh'day'i olağanüstü bir
beceriyle canlandırarak herkesin imrendiği La-
urence Olivier Ödülü'ne "En İyiKadın Oyun-
cu" dalında aday gösterildi. En az bunun den-
li bir oyunculuk/şarkıcıhk yeteneği gerektiren
Sophisticated Ladies, Cosmopolitan, Greetings,
Black Ballad, Carmen ve Cabaret gibi müzik-
li oyunlardaki başansıyla kusursuz bir gösteri
sanatçısı olarak ününüpekiştirdi. 1987 yılı Dee
Dee için klasik caza dönüş, Live in Paris adlı
albümüyle gerçekleşti.
Ray Charles ile birlikte yankı uyandıran bir
düetin de yer aldığı Victims of Love albümü
ise yeni bir genç izleyici kitlesinin ilgisini çek-
meyi başardı. Bu ilgi 1990 yılında Montreux
Caz Festivali sırasında canlı kaydı yapılan In
Montreal albümüyle daha da güçlendi. Bunu
izleyen kendi yapımı üç albümü, onun üstün
yetenekli bir şarkıcı ve son derece özenli bir
yapımcı olarak ününü pekiştirdi.
1995 yılında Fransız Caz Akademisi'nin Bil-
lie Holiday Ödülü'nü kazandı. Dee Dee Brid-
gewater'ı her şarkıda farklı tarz ve tatlarla,
Açıkhava'nm serinliğinde, Yapı Kredi Sanat Fes-
tivali 2000'de izleyeceksiniz.
Nadia Berkani, dans gösterisiyle bedenin kınlganlığını araştınyor, duyguyu ise seyirciye bırakıyor
'Her dansçının bir öyküsü var'
S.RAYANYtRMTBEŞ
Dginç beden hareketleri yapan şarabi kısa el-
bıseli bir kız,jaluzi gibi görünen san- yeşil fos-
forlu ince lastik iplerin arka planı oluşturduğu
sahnede belirir. Ardmdan elektronik müzik yap-
mak üzere iki adam sahnenin sol tarafindaki alet-
lerin başına geçer. Beyaz pantolon ve atletli di-
ğer dansçı da sahnede elbisesini değiştıren ve
sportif giysiler giyen ilk dansçıya katılır.
Çağdaş sanatm tanınmış adlarından Nadia
Berkani, kendi yaratımı olan çağdaş dans gös-
terisini 19 Haziran'da Fransız Kültür Merkezi'nde
sundu. BemdJestram ve Rooald L^pok'dan ku-
rulu Tanvater. elektronik müzıkle, KimikoOt-
haka ve Thi-MaiNguyen danslanyla mekân-be-
den ilişkisini araştıran Berkani'nin yarattığı ev-
rendeki yerlerini aldılar.
- Yapbğmızın koreografîden farta nedir?
" NADİA BERKANİ - Koreograf değilım. Be-
denlerüzerinde çalışıyorum. Bedenin kınlgan-
lığını araştınyorum. Bir plastik sanatçısıyım.
Kendim de dansçıydım ve dans üzerine çalış-
malanmı sürdürüyorum.
- Bu gösteriyle neyi amaçladınız?
BERKANİ -Daha çok dansçı-yorumcu ola-
rak adlandırabileceğim insanlarla çalışıyorum
ve peşinde olduğum düşünce aslında hareket,
hareketle bağlantılı olan her şey.
- Dansçüann yorumlanna yer verdiniz mi?
BERKANİ -Thi-Mai ve Kimiko ile çalışma-
mın en önemli nedeni sinemadaki bir oyuncu
"Harekeflerin
hepsine ben
karar
veriyonım.
Duyguyu seyirci
olarak siz
alryorsunuz.
Hareketi
yaparken
ortaya çıkan,
dansçmm
bireyselligiyle
Dgili öyküleri
venneyi
amaçlamadım."
gibi kendi karakterlerinin ohnası. Kendi kişi-
likleriyle, varhklanyla aslında onlar bana bir şey-
leri getiriyorlar ya da öneriyorlar. Dans üzeri-
ne yoğunlaşmamın nedeni de çevremde bu tür
dansçılann ya da yorumculann ohnası. Onlar-
dan çok etkileniyorum ama doğaçlamadan söz
edemeyiz. Sahne üzerinde yapılan hiçbir hare-
ket doğaçlama değildi. Dansçılara sahne üze-
rindeki tüm yapı önceden veriknışti.
- Anlam ya da duyguyu amaçladınız mı bfl-
miyoruz ama herkes kendine göre bir şeyler ç>
karmıstir sanınm bu gösteriden—
BERKAINI-Hiçbırcalışmadadansçılarapsi-
kolojik bildiriler vermiyorum. Benim verdiğim
tamamen geometrik şekiller ve yönlendirme-
ler; gösteriyle ilgili olan yapı. Thi-Mai ve Ki-
miko dans ederlerken duygular anlık olarak or-
taya çıkıyor. Hareketlerin hepsine ben karar ve-
riyorum. Duyguyu seyirci olarak siz aüyorsu-
nuz. Her dansçının kendine ait bir öyküsü var.
Hareketi yaparken ortaya çıkan, dansçının bi-
reyselligiyle ilgili öyküleri vermeyi amaçla-
madım.
KIMIKO OTHAKA - O hareketi yaparken
tamamen bana ait bir şeyler hissediyorum bı-
linçaltımda. Her zaman için bu anlamda kendi
öyküsü var.
- Genelde dansçılarla mı çahşryorsunuz?
BERKANİ - Evet. Geçen sonbaharda Istan-
bul Bienali'ndeki işimde de Japon bir dansçı var-
dı. Thi-Mai ve Kimiko'yla çalışırken çok etkı-
lendim, çünkü bana korkunç bir özgürlük ver-
diler. Ben de dansçıydım. Dansçılar, yaratırken
bana büyük esin veriyor.
- Elektronik müzik kuDanmamz çağm getiri-
simi?
BERKANİ - Günlük hayatta birçok elektro-
nik alet kullamyoruz. Bu, hissettiklerinle ilgi-
li. Hiç bir zaman için belli şeylen sınıflamıyor-
sun. Aslında bir anda hissedilen, ortaya çıkan
bir şey.
-Yapogmaişlervaşarnnıızda çıkış sağiıjor mu?
BERKANİ - Yaptıklanmın özel yaşamımla
her zaman ilişkisi vardır ama sonrasında da
böyle bir soruya cevap vermem çok zor.
Berkani, "Kimiko Othaka \c Thi-Mai Nguyen dans
ederlerken duygular anlıkolarakortayaçıkryor" diyor.
Mayumana Açıkhava'da
• Kültür Servm - III. Uluslararası Boğaziçi
Festivali kapsamında, Israil Kültür Ateşeliği
işbirliği ile ülkemize gelen Mayumana Dans
Grubu, 27 Haziran 21.30'da Cemil Topuzlu
Açıkhava Tiyatrosu'nda bir dans ve ritim
gösterisi sunacak. Özgün bir topluluk olarak
nitelenen ve Akdeniz kültürünün duyuş, algılayış
ve hissedişlerini sahne üzerine taşıyan
Mayumana, dansta insan bedeninin sınırlannı
zorluyor. Sanatseverlere görsel efektler, ışıklar ve
nabzı gittikçe artan dans ve ritim temposu
içensinde bır gösteri sunuyor. Beat grubu
Stomp'tan esinlenen dans grubu, Israil müziğine
ritim. hareket, mizah ve neşe unsurlan katıyor.
Bocelli ve Fabian Rotterdam'da
• ROTTERDAM (AFP) - Italyan tenor Andrea
Bocelli ve Belçika asıllı Italyan pop sanatçısı
Lara Fabian, Euro 2000'nin kapanış konserini
birlikte verecekler. Konser 2 Temmuz'daki fınal
maçından önceki akşam Rotterdam'da
gerçekleştirilecek.
Can Göknirin resimleri Japonya'da
• Kûhur Servisi -
Can Göknil'in
dört resmi 30
Haziran'a dek
Tokyo Isetan
Müzesi'nde, 3-20
Ağustos tarihleri
arasmda ise
Osaka, Daimaru
Müzesi'nde
düzenlenecek olan
'Geleceğin
Cocuklanna Adanmış' başlıklı yaz sergilerinde
yer alıyor. Dünyamn ünlü çocuk kitaplan
resimleri müzesi Tokyo Chihiro Ivvasaki
koleksiyonundan seçilen 150 resımden oluşan
sergi, II. Dünya Savaşf ndan bu yana büyük bir
gelişme gösteren ve sanat yapıtı niteliklerini
taşıyan çocuk kitaplannı toplu olarak yırmıbirinci
yüzyıl çocuklanna sunmayı amaçlıyor.
Erdoğan Van'da film çevinecek
H \AN (AA) - Tiyatro sanatçısı Yılmaz Erdoğan,
Van'ın Gevaş ilçesinde 'Vizyontele' adlı bir film
çevirecek. Erdoğan, ağustos ayında çekimine
başlanacak olan ve yaklaşık 2 milyon dolara
malolacak yapım için geldiği Gevaş'ta yer
tespıtinde bulunarak filmde rol alacak kışılerin
seçmelerine katıldı. Erdoğan, filmde kendisinin
yanı sıra birçok ünlü sanatçının yer alacağını
söyledi. Film, Erdoğan'm 1970'li yıllarda
Hakkâri'de geçen çocukluğunu konu alacak.
Giilsin Onay Münih'te
• Kültür Servisi -
Devlet Sanatçısı
Gülsin Onay,
Münih'te düzenlenen
Avrupa Müzik
Festivali
'Euromusicale 2000'
programı çerçevesinde
yann Max Joseph
Konser Salonu'nda
piyano resitali
verecek. Sanatçının
programında Mozart,
Donizetti, Liszt gibi
bestecilerin yanı sıra
Ahmet Adnan Saygıın, Muhittm Dürrüoğlu-
Demiriz, Hasan Uçarsu gibi Türk bestecilerin
eserleri de yer alıyor. Gülsin Onay, 14 Haziran'da,
da şef Erol Erdinç yönetimınde St. Petersburg
Filarmoni Orkestrası eşliğinde Adnan Saygun'un
1. piyano konçertosunu seslendirdi; konserin
ardından Kültür Bakanhğı'nca desteklenen proje
kapsamında Chopin'in 1. ve 2. piyano
konçertolannın CD kaydını gerçekleştirdi.
Bach'ın tüm esenleri 172 CO'de
• STUTTGART (AFP) - The Bach Academy,
geçen salı günü, ölümünün 250. yıldönümünde
(28 Temmuz) ünlü besteci Johann Sebastian
Bach'ın tüm eserlerirun 172 CD'de toplanacağmı
açıkladı. Helmuth Rılling'in sanat yönetmenliğini
yapacağı proje kapsamında, Stuttgart'ta
bestecinin anısına bir de konser
gerçekleştirilecek. Koleksiyonda son üç yılda
92'si tamamıyla, 7'si ise kısmen yenilenmiş
CD'ler yer alacak.
BUGÜN
• YAPI KREDİ YAYTNLARIGALATASARAY
KİT.\BE\İ'nde 14.00-16.30 saatleri arasında
Ferit Edgü'nün imza günü yer auyor. (252 47 00)
• BABYLON'da Carlos De Nicaragua'nın
konseri yer alıyor. (292 73 68)
• ENKA KÜLTÜR PROGRAMI 2000
çerçevesinde saat 21.15 'te Oliver Stone'un
'Kazanma rüra' adh filmi gösteriliyor.
(276 5 0 87) _ . . . . . . .
BOfiAdÇİ FESTİVALhDE BUGÜW
• CEMİL TOPUZLU AÇDOIAVA
TTYATROSU, saat 21.30'da Dubhn'den gelen
Irlandalı dans grubu Sound of Dance'in
göstensine sahne olacak. (231 54 97)
• YILDIZ SAR\YFnda 21.30'da CRR Opera
Orkestrası ve Korosu'nun sunduğu 'Saraydan Kız
Kaçırma' izlenebilir. (231 54 97)
İSTUVUL MÜZİK FESTtaAÜHK BUfiÜN
• AKM. Konser Salonu'nda 19.30'da
gerçekleşecek konserde bariton Mesut tktu'ya
piyanoda Sergei Gavrilov eşlik edecek.
(251 56 00)