18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN 2000 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Türkleri Adam Etmek Sayın Karen Fogg, Büyükelçi, Ekselans, lütfen burada yazacaklanmı, satt şah- sınıza yöneltilmiş bir eleştiri olarak kabul etmeyi- niz. Evinizde, kimi Alevi önderlerimizle düzenlediği- niz son toplantı dolayısıyla kaleme aldığım bu sa- tıriar, temsilcisi olduğunuz AB'nin, onun da öte- sinde tüm Batı dünyasının, genelde kendi dışın- daki âleme, özelde de Türkiye'ye bakışının doğal bir sonucuydu. Olayı bu biçimde ele aldığınızda, eleştirinin ki- şisel hedefe yönelmediğini daha rahatlıkla görmek olanağı olur sanıyorum. Dilerseniz biraz geçmişe gidelim. Yıl 1918, gün- lerden 14 Aralık. ABD'de 1851'de kuaılmuş olan ve 1896'da Adolph Simon Ochs tarafından sa- tın alındıktan sonra tirajı hızlı bir tırmanışa geçip 1920'lerde 500.000'i bulan, saygınlığını günümüz- de de koruyan New York Times'da çıkmış olan bir yazıda şu satırlar yer alıyordu: "... Bize göre Türkiye'nin düzenli biryönetime kavuşabilmesi için tek çare, ülkenin Avnıpa'nın çeşitli ülkelerinden dertenmiş biryabancı yöneti- ciler grubunun denetimi altında yönetilmesidir. Kendikendileriniyönetmekten aciz olduklannı is- patlayan Türklerin ÜSTÜN bir kuvvet tarafından denetlenmesi kaçınılmaz birzorunluluktur. ... Londra çevrelerinde oldukçayaygınlaşan bir söylentiye göre Türkleri devlet yönetimi konu- sunda eğitme görevinin ABD'ye verilmesi isten- mektedir." • • • 1918'den Lozan'a kadar akan zaman içinde bu ve benzeri görüşler, söz konusu gazetede oldu- ğu kadar diğer yayın organlarında da o kadar çok yinelendi ki, neredeyse leitmotiv haline geldi. Tek tartışma konusu, üstün eğitmen ya da yö- neticinin Ingiltere mi, Amerika mı olacağı nokta- sında odaklanıyordu. Itiraf etmeliyim ki, ayran budalası gibi, Batı hay- ranı Tanzimat aydınlarından miras kalan kafa ya- pısı yüzünden, bu görüşün Türkler arasında da yandaşları yok değildi. Bunların bir bölümü, kjmi çıkarlar karşılığında, Ingiliz Muhipleri çatısı altında toplanmışlardı, bir başka bölümü de, daha halisane niyetlerle Ame- rikan mandacılığı'ndan yanaydılar, hatta bu de- ğerli görüşlerini Sıvas Kongresi sırasında bile di- le getirebildiler. Aradan geçen 82 yılda, içerde ve dışarda pek fazla bir şeyin değişmediği görülüyor. En önemli değişiklik, ÛSTÜN eğitici ve denetici rolünün ar- tık, tartışmasız olarak, Ankara'nın, kapısında üye- lik adayı olarak beklediği, daha önemli bir süre de, çok taraflı nedenler dolayısıyla bekleyeceginden kimsenin kuşkusu bulunmayan AB'nin üstlenmiş olmasıdır. Elhak, AB bu işlevini yerine getiriyor. Istanbul'un eski şeriatçı Belediye Başkanı Tayyip Erdo- ğan'dan tutun, kimi Kürtlere ve Alevilere kadar bir- çok konu, AB'nin ilgi alanına giriyor; kuruluş, na- sihat ediyor, toplantılar yapıyor; yetkililere, taraf- lara yol gösteriyor, akıl öğretiyor. Kısacası Ekselans, Batı yıllardır, bıkmadan usanmadan Türkiye'yi adam etmeye çalışıyor. • • • Ekselans, Hemen bir noktayı belirtmek isterim: Türkiye'nin insan hakları karnesi beni de hiç hoşnut etmiyor. Siz olmasanız da bizler, ki sayımız hiç de az de- ğil, mücadeleyi sonuna dek sürdürmeye kararlı- yız. Aynca, Türkiye'deki demokrasinin ayıbının kö- tü sonuçlarının acısını şahsen çekmiş bir kişi ola- rak, ülkemde Alevi kimliği karşısındaki olumsuz tavrın, özellikle 1980'den başlayarak bu kimliği yok etmeye dönüştüğünü, son zamanlarda görü- nüşte meydana gelen değişikliğin yetersiz kaldı- ğını da belirtmek isterim. Ama Ekselans, bütün bu gerçeklere karşın yüz yıldır Türkiye'yi adam etme çabalarınızın bir so- nuç vermediği de ortadadır. Bu Türkler, aralanndan çıkan, onlan adam et- mek için bir ömür harcayan, çabasının odağına eğitim ile aydınlanmayı yerleştiren Mustafa Ke- mal'in önderliğinde, kendileri adam oldukları ka- dar oldular. Hem de Batı'ya karşın. Üstelik elde ettikleri sonuçlar hiç de öyle küçümsenecek tür- den değil. "Yeterince oldular mı" diye sormayın, ben de onların, çağdaş uygarlık düzeyini hedef gösteren liderleri gibi alınacak daha çok yolları olduğunu düşünüyor, demokrasimizin bulunduğu yere, eği- timimizin durumuna fena halde kızıyorum. Onlan bu durumlarıyla aranıza almayın! Haklı- sınız. Ama bırakın kendi yanlışlannı kendileri düzelt- sinler. Mustafa Kemal örnegi de gösterdi ki, ken- di başlarına, bağımsız hareket edebildikleri za- man daha iyi adam oluyorlar. Siz boşuna nefes tüketmeyin.. sonuç vermiyor. Bu vesileyle, sizi tanıdığımda, ülkemize duydu- ğunuz gerçek sempati, sevgi ve içtenliğinizle zen- ginleştirdiğinize tanık olduğum diplomatik mis- yonunuzda başanlar dilerim efendim. Çakıcı-Ergin kardeşler hesaplasması Kartal'da sikıhh saldm: 2yandı Istanbul Haber Servi- si - Ülkücü mafya lideri Alaattin Çakıcı ve Ka- ragümrük çetesi lideri Nuri Ergin arasındaki kanlı hesaplaşmalar sü- rüyor. Onceki günkü çatışmada 2 kişinın öl- mesinin ardından dün de Kartal'da bir otomo- bile silahlı saldın dü- zenlendi. Saldında yaralanan 2 kişinin "Alaattin Çakıcı'nın sağ kohı" olarak bilinen Ad- nan Çiçek'in arkadaşla- n olduğu öğrenildi. Kartal Köprüsü üze- rinde seyreden 34 GLF 21 plakalı otomobilin önünü kesen, kimlikle- ri belirsiz 2 kişi, aracı kurşun yağmunma rut- tu. Olayda Esentepe'de kahvehane işleten Yük- sel Ydmaz ile Cemal Sapçı, vücutlannın çe- şitli yerlerinden yara- landılar. Yılmaz, kaldı- nldığı Kartal Devlet Hastanesi'nde ameliyat edilirken, Sapçı da Özel Umut Hastanesi'nde te- davi altına alındı. Saldı- nnın. kamuoyunda Ka- ragümrük çetesi olarak bilinen organize suç ör- gütü elebaşılan Vedat ve Nuri Ergin ile Çakı- cı arasında yaşanan ger- ginliğin son halkası ol- duğu belirtiliyor. Alevi dernekleri, AB temsilcileriyle yaptıklan görüşmenin 'gizli' olarak yansıtılmasına tepki gösterdi i sorunu iilkede çöziüür^ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'deki bazı Alevi örgütleriyle önceki gün ger- çekleştirdiği görüşmenin yankılan sü- rüyor. Alevi dernekleri, görüşmenin 'gizli' gibi yansıtılmasına tepki göste- rirlerken "AlevisorunuTürkiye'nin so- runudur, Türkiye'de çözülecektir" gö- rüşünü ilettiler. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcah, Dışişleri Bakanlığı'nın kaygı duyduğu görüş- meyle ılgılı olarak "Aleviyurttaşlanııın olgunluğu nedeniyiebutoplanttdan ra- hatsıziık duymadık" dedi. Eski CHP milletvekili ve îş Başkası Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tîmi- siAleviler için AB'nin yanlış bir adım olduğunu belirterek "Ateviinanchyurt- taşlanmızın laik cumhuriyetimizin ek- Eski CHP milletvekili Mustafa Timisi, Aleviler için AB'nin yanlış bir adım olduğunu belirtti. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcah, AB'nin Kopenhag kriterleri çerçevesinde Alevi sorununu gündeme almasının, Alevi yurttaşlann 'olgunluğu' nedeniyle Türkiye'yi rahatsız etmeyeceğini söyledi. siksizw tam uygulanmamasından kay- naklanan ciddi sorunlan ve rahatsız- hklan bulunuvor"dedi. AB Komisyonu Türkıye Masası uz- manlanndan PatriekSimmonetnin ba- zı Alevi dernekleriyle öncekj gün AB Komisyonu'nun Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'un konutunda görüşme- siyle başlayan tartışma sürüyor. Dışiş- leri Bakanlığı'nın, 'duyarü bir konu 4 olması nedeniyle AB'nin Alevi örgüt- leriyle görüşmesinden rahatsız olması, görüşmeye katılan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin (PSAKD) de tep- kisine neden oldu. PSAKD Başkanı Ali Balkız, dün düzenlediği basın top- lantısında, Dışişleri Bakanlıgı'nm AB temsilcisi ile gerçekleştirdikleri görüş- meden rahatsız olduğu ve bu durumu 'Türkiye'niniçişlerine kanşma' olarak yorumladığı şeklinde duyumlar aldık- İannı belirterek "Dışişleri Bakanb- ğı'nın bu konu ileflgfliolarak bizünle herhangi bir teması olnıamışûr. Keşke bu soruyu bize Dtşişleri Bakanhğı sor- saydı, bizde beklentilerimizi kendileri- nefletebflseydik"dedi. Balkız, Simmonet ile yaptıklan gö- rüşmenin kimi basın organlannda 'giz- li' şeklinde yansıtılmasma da tepki gös- tererek şunlan söyledi: "Bu görüşmeninhiçbirgiztiyaıu yok- tur. Biz sorunlanmızı > r alnızca AB Ue Sıvas katliamımn yıldönümü Temmuz'da MadmıakOteH önündeyiz' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Pir Sul- tan Abdal Kültür Der- neği'nin (PSAKD) dü- zenlediği Demokrasi ve Laiklik İçin Mücadele Haftası etkinliğinin ta- nıhm toplantısında ko- nuşan Ali Balkız. Sıvas katliamı gibi kıtle katli- amlannda, legal ve yan legal suç odaklannın ve emperyalist örgütlerin çok önemli rolü olduğu- nu söyledi. Balkız, Sı- vas katliamımn 7. yılın- da aralannda CHP, ÎP, ÖDP, SİP, EMEP, TSİP, HADEP'in bulunduğu siyasi partiler ile çeşitli vakıfve Alevi dernekle- rinin Ankara, Istanbul ve Izmir'de alanlarda olacağını söyledi. On gün sürecek "De- mokrasi ve Laiklik Haf- tası" boyunca birçok sa- lon toplantısı, sergi, pa- nel, söyleşi ve dinleti düzenlediklerini belir- ten Balkız, her 2 Tem- muz'da oldugu gibi bu 2 Temmuz'da da ellerin- de karanfillerle Madı- mak Oteli'nde toplana- caklannı söyledi. On gün sürecek etkın- liklerin iki günlük prog- ramı şöyle: 24 Haziran-1 Tem- muz: Madımak'tan Yükselen Çığlık isimli fotoğraf sergisi. Sergi saat 16.00'da Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde açılacak. 25 Haziran Pazar: YılmazErdoğan'ın yaz- dığı, yönetmenliğini Musa Aslanah''nin yap- tığı "Kadınhk Bizde KaJsın" adlı oyunun gösterimi var. Oyun, Devlet Tiyatrolan Yeni Sahne'de saat 20.00'de izlenebilecek. görüşmeierimizde dile getirmedik. So- runlanmızı dilegerirmek için Cumhur- başkam'ndan, Meclis Başkanı'ndan randevu talep ettik, a> nca sorunlan- mızıkendiyayın organlanmcda sflrek- ü gündemderurfuk. Bugörüşmenin giz- B hiçbir yanı yoktur." AB yetkilisiyle Alevi toplumunun sorununun Türkiye'nin sorunu oldugu mesajını verdiklerini anlatan Ali Bal- kız, şöyle konuştu: "Sayın Simmonet, bize AB'ye üydik sürecinde nasıl bir Türkiye panorama- sı gördüğumüzü sorunca kendisine şu görüşlerimizi ilettik: AB'y egirecekolan ülke laik bir karakterde olmalıdır. Bu nedenle Diyanettşleri Başkanhğı kaldı- nlmahdır." ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcah, AB'nin Kopenhag kriterleri çerçe- vesinde Alevi sorununu gündeme almasının, Alevi yurttaşlann 'olgunluğu' nedeniyle Türkiye'yi ra- hatsız etmeyeceğini söy- ledi. Alevi sorununun AB gündemine alınmasını 'iyi niyetli biryaklasım" olarak düşunmek ıstediğini belir- ten Akarcah. "Alevi yurt- taşlantruzınolgunluğu ne- deniyle bu girişim bia ra- hatsız ermez" dedi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin düzenlediği etkinliklerin tamüm toplanbsında konuşan AB Balkız, Sıvas katB- amının yüdönümünde, çok sayida parri ve dernek üyesinin alanlarda olacağuu söyiedL Etkinliklerin 10 gün sürece- ğini befirten Balkız, 2 Temmuz'da karanfillerle Madımak Oteli'nde toplanacakburmı kaydettL ( Fotoğraf: AA) Öğrencilerden suç duyurusu Gökçeksoku gençleresaldınh ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-FP'li An- kara Büyükşehir Bele- diye Başkanı MeUh GÖkçek ve korumalan, afiş asmak için sokakta yürüyen sol görüşlü üniversite öğrencilerine saldırarak yaraladılar. Saldınya uğrayan öğ- rencilerden biri Adli Tıp Kurumu'ndan 5 günlük rapor alırken dün Adliye'ye gelen ögrenciler, Gökçek ve korumalan hakkmda suç duyurusunda bulun- dular. Sosyalist tktidar Par- tili (SıP) birgrup öğren- ci, 17 Haziran Cumar- tesi günü Kolej Kavşa- ğı'nda ellerinde afişler- le yürüdükleri sırada özel otomobili ve koru- malan ile yoldan geç- mekte olan Melih Gök- çek ve korumalan tara- fından durduruldu. Oto- mobilden inen ko- rumalar, silah göstere- rek öğrencilerin elinde- ki afişleri almak istedi- ler. Oğrencilere önce polis olduklannı iddia eden korumalar, kimlik gösteremeyince ortam gerildi. Ögrenciler ile koru- malar arasında arbede yaşanırken Gökçek, otomobilden inerek "Siz komünist misiniz, nesiniz? Hâlâ anarşistli- ğisürdürüyorsunuz" di- yerek sataştı. IĞIVELİ F1RÇA ZAFER TEMOÇtN SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Timisi: Tuzaklara geünmemdi Mustafa Timisi de yap- tığı değerlendirmede, so- runun çözümünün, laik cumhuriyete bağlı çağdaş ve demokratik bir iktidara ka\oışmakla sağlanabile- ceğini kaydederek şunlan kaydctti: "Ancak bUinnıeh'dir ki, bütün bu geüşmekr veso- runlar, Türkiyenıizde yıl- lardır sürdürükn gerici, çağdısı bir siyasetin sonu- cudur.Çözüm, laik cum- huriyete bağlı çağdaş ve demokratik bir iktidara kavuşmakla sağlanabile- cektir. Bu bakımdan AB yanhs bir adrestir. Ayrıca; bu geüşme, t% de düşü- nülmediğihalde,bazıçev- relerce ülkemiz ve Alevi inançlı yurttaşlannıız aleyhine kullanılacak bir geHşmedir. Oysa ki Alevi inançlı yuttaşlannuz, ül- ke bürünlüğünü, bağım- sızhğuiL demokratik laik cumhuriyeri, Atarürk ilke ve de\Tİmlerini her şeyin üstünde tutan sorumlu yurttaşlanmızdır. Alevi- ler adma hareket edenler daha dikkatli ve uyanık olmah, birtakım siyasi oyumara vetuzaklara gel- memelL" Tartışmaya Istan- bul'dan katılan Cem Vak- fi Başkanı Prof. Dr. Izzet- tin Doğan ise "AB bir de- ğerler topluluğu. Bizülke- mizin siyasetçilerinin bu sorunu çözmesini istiyo- ruz ama shil demokrasi ve siyasilerin böy le bir so- runu çözebihne kapasite- leri yok. Adalet ve yargı yolu kahyor.MGK'nin bu konuda siyasi partilere tavsiyede bulunmasmı bekliyoruz. Askerden yardım bekleriz. Böyie bir talepte bulunmayızancak askere bu konuda daha umudu bakıvorum" dedi. [email protected] Mehmet Ali Ağca'nın Türki- ye'ye iade edilmesinden sonra, gazetelerde hemen her gün haber- ler çıkıyor, öyküler anlatılıyor. Olayınkaranlıkta kaldığı fikri he- men herkesin kafasında yer edi- yor. Ağca'nın arkasında kimler oldu- ğu bilinmiyormuş. Cinayetin ne- den işlendiği de bilinmiyormuş. Muş...muş...muş... Papa suikastı için belki Italyan- lar bir şeyler söyleyebilir, ama Ipekçi cinayetinin bizim açımız- dan karanlık olan bir yanı yok. Ipekçi'yi öldüren belli, Mehmet Ali Ağca. Yantndakilerin ismi de belli: Oral Çelik, Yavuz Çaylan, Mehmet Şener ve Abdullah Çat- lı. Bunların hepsi ülkücü. Bunların hepsi, daha sonra uyuşturucu işi- ne kanşıp yurtdışında yakalandı. Bunlann hepsine yeşil pasaport verildi. Bunlaryalnızca ipekçi cina- yetinin failleri değillerdi. Türkiye'yi 12 Eylül askeri darbesine götüren birçok önemli cinayette bunlann imzası vardı. MHP Genel Başkan Yardımcısı îpekçi Cinayetinde Kanşık Şey Yok Şevket Bülent Yahnici, Susurluk kazasına da kanşan bu ekibin dev- let tarafından kullanıldığını şüphe- ye yervermeyecek şekilde dile ge- tirdi. Susurluk kazasının aktörle- rinden MİT'çi Yarbay Korkut Eken, Abdullah Çatlı'yı 12 Eylül öncesi kullandıklannı TBMM Su- surluk Komisyonu'na verdiği ifa- dede açıkladı. Şimdiye kadar ya- lanlanmayan ve bu köşede defa- larca dile getirdiğimiz gibi Korkut Eken, 12 Eylül öncesi Özel Harp Dairesi'nin özel Harekât Birlikle- ri'nin komutanıydı. Abdullah Çatlı'nın İpekçi cinaye- tinde rol oynadığı biliniyor. Abdul- lah Çatlı'ya yeşil pasaport verildi- ğine ve kendisinin MİT tarafından kullanıldığı, bu işi yapanlar tarafın- dan itiraf edildiğinegöre, İpekçi ci- nayetini sizce kim gerçekleştirmiş olabilir? Biraz daha netleştirelim. İpekçi cinayeti, 12 Eylül askeri darbesini hazırlayan bir dizi büyük suikastın en çarpıcı olanlanndan birisiydi. Bu cinayetin tetikçisi, doğru dürüst sorgulanmadan zamanın Sıkıyö- netim Komutanı ve askeri darbe- nin Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Orgeneral Necdet Öruğ tarafından içişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'ın elinden alındı. Daha önce bir iddia olan bu konu geçenlerde Necdet Üruğ tarafın- dan da doğrulandı. Necdet Uruğ, Ağca'yı sorgucu- lann elinden aldıktan sonra ne yap- tı? Kendi iddiasına göre polisler doğru dürüst sorgu yapamıyoriar- mış. Bunun gerçek olmadığını biliyo- ruz. Ağca'yı Hasan Fehmi Gü- neş'in özel çabalanyla bir polis eki- bi yakalamıştı. Ağca'nın sorgula- ma sonrası, cinayeti ve suç ortak- lannı itiraf ettiğini biliyoruz. Bir sonraki aşama onlann arka- sındaki güçlere uzanmaktı. Işte Üruğ bu noktada devreye girdi. Ağca'yı sorgucuların elinden çe- kip aldı. Evet, sonra ne yaptı? Ağ- ca'y' daha ciddi sorgulattı mı? Ağ- ca'dan sıkıyönetim makamlannın aldığı ve eski sorgulardan daha ile- ri bir sorgu yapıldığını gösteren bir kanrttan söz edilebilir mi? Belli ki edilemez. Ağca, Maltepe Askeri Ceza- evi'ne sorgulanmadan konuldu. Sonra da bu cezaevinden askeri kıyafetlerie kaçınlıverdi. Üruğ aca- ba bu süreci nasıl yorumluyor? Ağ- ca'yı kaçıran ve Ipekçi'nin öldürül- mesine kattlan Çatlı'nın 12 Eylül öncesi MİT elemanı olmasını nasıl açıklıyor? İpekçi cinayetinde karanlık bir yön kaldığı iddia edilemez. 12 Ey- lül askeri darbecileri, "Kardeş kav- gasını önlemek ve cinayetlere son vermek" gerekçesiyle iktidara gel- diler. Onlar arasında Necdet Üruğ da vardı. Askeri darbenin ertesi gü- nü cinayetler bıçakla kesilir gibi ke- sildi. Kritik cinayetlerin faillerinin çoğu yakalanamadı, yakalananlar ise bir şekilde savcıların, polislerin elinden kurtanldı. Kurtanlamayan- lar mahkemelerde, orada kurtan- lamayanlar Yargıtay'da kurtanldı- lar. Merak edenler savcı Doğan Öz cinayeti dosyasını incelesinler. Mahkemenin kesin kanaatine rağ- men Ibrahim Çiflçi'nin Yargıtay Ceza Genel Kurulu karanyla nasıl salıverildiğini görsünler. İpekçi cinayetini ortaya çıkar- mak beş dakikalık çabaya bakar. Bunu yapabilmek için, darbecileri de sorgulayacak bir siyasi irade gerekir. Bir gün o noktaya da bel- ki geleceğiz. Ne yazık ki bu ülke- nin en değerii aydınlannı, savcıla- nnı, polis müdürierini, Ipekçi'leri, öz'leri, Yurdakul'lan geri getirmek mümkün değil. Ipekçi'yi kimin, neden öldürdü- ğünü ve öldürttüğünü biliyoruz. Bunu ortayaçıkaracak kanıtlara ve tanıklara ulaşmak ise bizim gücü- müzü aşar. Türkiye'yi şu anda yö- netenlerin siyasi cinayetleri çöze- bilecek gücü ve azmi yok. Iradeleri deyok. Bizi kimse kandırmasın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle