21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MAYIS 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Naf AJibeyoğlu: İgimyok JlHaber Merkezi - Kars Belediye Başkanı Naif _Alibeyoğlu, Iğdır Valısi JMustafa Tamer'in • dciialanyla gündeme ^ p lcaçakçüığıyla bir iljpsınin "fcmlunmadığını bildirdi Cjazetemizın dünkü sayısında yayunlanan ""Vah'nın kaçakçı raporu ortalığı kanştırdı" fraşlığıyla yayunlanan rraberde. adı "Iğdır Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu" diye geçen AJibeyoğlu. bır açıklama yaparak Kars Belediye Başkanhğı görevini y-ürüttüğünü belirtti. AJibeyoğlu, "Benım bu tür işlerle bir ılgim yok" diye konuştu. Iğdır \'alisi Vf ustafa Tamer, bölge milletvekillen ve Iğdır Belediye Başkanf nın tnazot kaçakçılığı yaptıklan ve PKK yanlısı olduklan yönündeki bir raporu, îçişleri Bakanlığı"na göndermişti. Sayıştay Başkanı Damar oldu • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Genel Kurulu'nda. dün Sayıştay Başkanhğı için ikinci tur seçim yapıldı. MHP'nin desteklediği Mehmet Damar, 421 milletvekilinin 215'inin oyunu alarak başkanlığa seçildi. Damar 7 yıl görev yapacak. ANAP ve DSP "nın desteklediği Bıltekın Özdemir ise 192 oyda kaldı. Meclis'te önceki gün yapılan seçımde gerekli salt çoğunluk saglanamamıştı. Danştay'dan BDDK'ye ret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay 10. Dairesı, Türkbank'm 1 Temmuz 2001'denitibaren bankacılık ışlemleri yapma, mevduat kabul etme izninin kaldınlması ve bankanın tasfiyesine ilişkin Bankacılık Duzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) karannın iptal isteminı reddetti. Alınan bılgiye göre Danıştay 10. Dairesi. Türkbank Yardımlaşma Sandığı Vakfı'nın, BDDK'run söz konusu karannın iptali istemiyle açtığı davayı, dün esastan sonuçlandırarak BDDK'nin ıstemini reddetti. Dairenin karannı, Türkbank Yardımlaşma Sandığı Vakfi temyız edebilecek. 2SMayıs'ta 5Memithig • lstanbul Haber Servisi -KESK, 25Mayıs'ta5 ilde miting düzenleyecek. KESK'ten yapılan açıklamada, siyasi iktidann işçi, kamu emekçüeri ile halkın itirazlanna rağmen 112 bölge müdürlüğünü 31 Mayıs'a kadar kapatma ısrannı sürdürdüğü belıiildi. Açıklamada, karr.u emekçüeri açıssdan yetkıli sendıka ve bnfederasyonun belrienmesine az bir süre kala. baskılann arttığı ve devletin bütün imkinlannı seferber ederek örgütlediği san senckayı KESK'in karşjina çıkarmak istecği öne sürüldü. Alternatif kutlama • ANKARA (Cımhuriyet Bürosu) - KurJuşunun 64. yılını kutk.an Halk Baması'nda çalışanlar, yöneiınden ayn kutlama progamı düzenleme kara: aldı. Etkinlikler kapsanında yönacüerden ayn olarak Anmabir'e gidecek olan sözlsme imzalamayan çahjjnlar, mevcut uygumalan şikâyet edeci Toplam personel sayıs 16 bin olan Halk Banosı'nda 6 bin 513 çahjs sözleşme imzaımadı. MHP: îdam ve anadilde eğitimde geri adım atmayız. ANAP: AB treni kaçıyor Büyük uzlaşmazlıkANKARA (CumhuriyetBû- rosu) -Hükümetin MHP kana- dı, Dışişleri Bakanhğı ve AB Genel Sekreterliği'nce liderler zirvesine sunulan idam, ana- dilde eğitım ve yayınla ilgili önerilere sıcak bakmıyor. Zir- vede Bahçeli'nin, idarnın kal- dınlması, Kürtçe öğretim ve yayınla ilgili brifinglerin ardın- dan, "Bizi bunlarla oyalama- ym.Bunlar olacakşeylerdeğir dediği öğrenildi. MHP Grup Başkanvekili tsmafl Köse, ıdam- da geri adım atmalannın söz konusu olmadığını, düzenle- rest Dışişleri Bakanhğı ve AB Genel Sekreterliği'nce liderler zirvesine sunulan idam, anadilde eğitim ve yayınla ilgili önerilere karşı Bahçeli'nin rest çekerek "Bızi bunlarla oyalamayın. Bunlar olacak şeyler değil" dediği öğrenildi. necek kurslarla Kürtçe eğitim verilmesi ya da okullarda Kürt- çenin seçmeli ders olarak oku- tulmasının anayasaya aykın ol- duğunu. bunun üniter yapıyı tehdit edeceğini söyledi. ANAP kurmaylan ise önerilerin ülke- nin bölünmez bütünlüğünü teh- dit etmeyeceğıni behrterek AB ftrsannın kaçınbnaması gerek- tiğini savundu. Dışişleri Bakanhğı ile AB Genel Sekreterliği'nce liderle- re sunulan idam. anadilde eği- tim ve yayınla ilgili seçenekli öneriler paketi, MHP ile ANAP'ı karşı karşıya getirdi. ANAP bu yöndeki değişiklik- leri savunmayı sürdürürken MHP idam ve anadüde eğitim konulannda hazırlanan seçe- nekli pakete sıcak bakmıyor. MHP Grup Başkanvekili Kö- se, idam konusunda geri adım atmalannın söz konusu olma- dığını belirterek, "Apo'nunaf- fedihnesineyolaçacakönergeve- renler hain olur" diye konuştu. Anadilde eğitim ve yayın konulanndaki önerilerin kabul edilemeyeceğini anlatan Kö- se, "Bu,anayasanınilkiiçmad- desine aykın olur. Üniter ya- pıyı tehdit edecek şeylerdir. Böyle bir düşüncenin insan- larmuza faydası yoktur, ha- HAZlRAN SON ŞANS HükümeteAB takvimiuyarısı • Dışişleri ve AB Genel Sekreterliği, tam üyelik müzakerelerine geçilebilmesi için haziran sonuna kadar ölüm cezasının kaldınlması, anadilde yayın ve eğitim konulannda da önemli adımlar atılması gerektiğini hükümete ıletti. AVHAıN ŞİMŞEK ANKARA - Avrupa Birliği (AB), tam üye- lik müzakerelerine ge- çebilmek için '•yol hari- tas" isteyen Türkiye'ye, AB Komisyonu'nun ge- nişlemeye yöneiık ça- hşmalannı hızlandırdı- ğı ve takvimi öne çek- meyi planladığı uyan- sını iletti. Komisyon. bu yıl aday ülke ilerleme raporlannı 1 ay öne ala- rak kasım yerine ekim ayında tamamlamayı planlarken dönem baş- kanı Danimarka da aday ülkelerin üyeliğe geçiş tarihlerinin belirlenme- si için ekim ayında Brük- sel'de ön zirve toplaya- cağını bildirdi. AB'nin takvimindeki değişık- likler Dışişleri Bakanh- ğı ile AB Genel Sekre- terliği'ni harekete geçır- di. Aralıkta AB ile mü- zakerelere başlama he- defı için, TBMM'nin ta- tile gireceğı temmuz ayı- na kadar ölüm cezası ile OHAL'in kaldınlması, anadilde öğretim ve ya- yın reformlannın ta- mamlanması gereklili- ği önceki gün yapılan li- derler zirvesinde hükü- metin dikkatine sunuldu. Hükümetin MHP ka- nadı,"ABiçinaceleedfl- diğüu" öne sürerken AB'nin aday ülkelenn üyelik durumunu belir- leyeceği takvimi öne al- ması, Türkiye'nin siya- sal reformlan haziran ayında tamamlaması zo- runlulugunu getirdi. Edi- nilen bilgilere göre AB Komisyonu, Türlaye ko- nusunda alınacak karar- dabehrleyici olacak iler- leme raporunu, önceki senelerden farklı olarak öne alıp kasım yerine ekim ayında tamamla- mayı planladığını An- kara'ya iletti. Cumhu- riyet'in sorulannı yanıt- layan üst düzey bir dip- lomat, gelecek dönem başkanı Danimarka'nın da Kopenhag zirvesi ön- cesinde yine ekim ayın- da Brüksel 'de bir ön zir- ve toplayarak aday ül- kelerin durumunu belir- lemek istediğine işaret ederek "Dolayısıyla yü sonu hedefî için siyasal kriterleri karşılayacak reformlann bir an önce tamamlanması gereki- yor. Ölüm cezası üe OHAL'in kaldınlması, anadilde öğretim ve ya- yın reformlannın ekim ayındaki üerieme rapo- ruyla bu zirveye yetişti- rihnesi bizim için büyük önenı taşıyor" diye ko- nuştu. Meclis tatfli Meclis'in ilerleme ra- porunun hemen önce- sinde temmuz-ekim ay- lannda tatil yapacak ol- masının dezavantaj oluş- turabileceğini belirten diplomat şu görüşleri iletti: "Ancak bu koşul- lar alünda temmuza ka- dar önümüzde bir fir- sat penceresi var. Her aday ülke gibi Türki- ye'nin de müzakerelere başlayabümesi için önce tüm siyasal kriterleri karşüaması gerekiyor. Bugüne kadar önemli Derleme sağladık. Önü- müzde ölüm cezası ve OHAL'in kaldınlması. anadilde öğretim ve ya- yınkalaV Bayar, DTP'yi teslim aldı DTP'nin 2. Olağan Kongresi'nde genel başkan olarak seçilen Mehmet AB Bayar, genel başkanhğı İsmet Sezgin'den devTaldı. Bayar, DTP'nin bütün Türkiye'yi kapsayacak değişim ve ikriemenin lokomotifi olacağuu dile getirdi Bayar, dün öğieden önce DTP Genel Merkezfnde düzenlenen törenle genel başkanhğı "İsmet Amcası n ndaıı devraldı. Törende konuşan Sezgin, gönü! rahathgnia genel başkanhğı devrettiği Bavar'ın kendisinden daha i>i görev vapacağını söyledi. (Fotoğraf: KEREM GEZER) inane düşüncelerdir" dedi. ANAP kurmaylan ise yıl so- nuna kadar Türkiye'nin AB ile tam üyehk müzakerelerine baş- layıp başlamayacağı konusun- da karar aluıacağına dikkat çe- kerek "Bu treni arük kaçırma- malrviz. Korkularnmzdan kur- tulmahyız." dedi. ANAP'lılar, şu değerlendir- meyi yaptılar: "Istenmeyenya- ymlar, zaten uydu aracıhğıyla her yerden izlenebiliyor. De- mokratik yöntemlerie önlem ahnahyız. Tabulann cazibesi- ni ortadan kakfarmahyız," PROF. ÎNÖNÜ: Aydınlanma araştırmayla gerçekleşir tstanbuJ Haber Servisi-Prof Dr. Erdai tnönü, Türkiye'nin çağdaş dünyada yerini alabil- mesinin bütçeden büimsel araş- tırmaya aynlan payuı arttml- masıyla gerçekleşebileceğini belirterek "Aydınlanmanmte- mel yohı araşürmadır'' dedi. lstanbul Oniversitesi Fen Fa- kültesi'nde 20.'si düzenlenen "Aydınlanma Konferanslan" kapsamında "'BUim Dünyasın- da Türkiye'nin Yeri" konulu panele katılan Prof. tnönü, bi- limin Türkiye'de ve dünyada geçirdiği evrimi anlattı. Türki- ye'nin A\Tupa'yı 300 yıllık bir gecikmeyle takip ettiğini söy- leyen tnönü, bunda matbaanm Osmanh 'ya geç girmesinin ya- nında, bilimsel bilgiyi araştır- maya yönelik faliyetlerin "gü- dük kabnasuun" da rol oyna- dığını açıkladı. înönü, bugün araştırma ça- lışmalanna binde 6'lık bir pa- yın aynldığını, ancak bu ora- nın Batı AvTupa'da yüzde bir- lere kadar çıktığını ifade etti. tnönü. "Atatürk'üngösterdiği çağdaş uygarhk hedeflni yaka- lamak isnyorsak. araşnrma fa- aüyetlerinin Türkiye için stra- tejik önemde olduğunu kabul etmefiyiz" diye konuştu. AB'ye ihracatta akreditasyon sisteminin olmayışı sıkıntı yarattı Ihracatçıya uyum yükü Ekonomi Servisi - Türk Sanayi- cileri ve Işadamlan Derneği (TU- StAD), AB'nin mallann serbest dolaşımı me\ r zuatına uyum kap- samında bir ulusal akreditasyon sisteminin henüz oluşturulama- masının, ihracatçılara ve ülkeye büyük kayıplar verdirdiğini bildir- di. TÜSİAD, imalatçı ve ihracat- çılann, uygunluk değerlendirme- si ve CE işareti ahnak için yaban- cı kuruluşlara yüksek ücretler öde- diği, nakliye masrafına katlandı- ğı, zaman kaybı yaşandığı ve ül- kenin döviz kaybına uğradığma dikkat çekti. TÜSİAD tarafmdan hazırlanan "Avrupa Buüğfnin Mallann Ser- best Dolaşımı Mevzuaüna Uyum- da Sorunlar ve Çözüm Önerileri" raporu açıklandı. Mallann Serbest Dolaşımı Çalışma Grubu üyesi Acar Şensoy tarafından tanıtılan raporda, ulusal bir akreditasyon sisteminin henüz inşa edilmemiş bulunmasının yarattığı sıkıntılara dikkat çekildi. Şensoy, rapor ile gerek Türkiye ile AB arasında oluş- turulan gürnriik birliği çerçevesin- de. gerekse Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde mallann serbest dolaşımı mevzuatına uyumda hem Türkiye hem de AB'den kaynak- lanan sonınlann belirlenmesini ve çözüm önerilerinin tartışıhnasmı amaçladıklannı söyledi. Acar Şensoy, mallann serbest dolaşımına ilişkin olarak ticarette var olan teknik engellerin, ülkeler arasında farklı uygulamalann or- taya çıkmasma yol açtığına işaret etti. Teknik engellerin kaldınlma- sına ilişkin olarak Türkiye'de ge- lişme kaydedilen konulan da an- latan Şensoy, ulusal bir akreditas- yon sisteminin inşa edilememiş bulunmasının yol açtığı sıkıntıla- n anlattı. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin n doruk.net.tr Çankaya'daki adam önce "cumhurbaşkanı" şapkasını giy- di. Meclis'te sabahlara kadar uğraşılıp, oylanıp, ikinci kez ka- bul edilen RTÜK Yasası'nı imza- ladı ve yayımlanmak üzere Res- mi Gazete'ye yolladı. Sonra cumhurbaşkanı şap- kasını çıkarıp "yargıç" şapkası- nı başına geçirdi. (Büyük olası- lıkla dudaklannın kıyısında keder- li bir gülücükle) Neredeyse ez- bere bildiği, kendi imzasıyla "ta- sarı" olmaktan çıkıp "yasa"ya dönüşmüş metni bir kez daha okudu. Bir kez daha metni didik didik etti. Anayasaya aykın oldu- ğuna inandığı maddeleritektek ele aldı. Aykınlık gerekçelerini aynntıladı, anlaşılır, an birdilleya- zıya döktü. Oturdu Anayasa Mahkeme- si'ne bir dilekçe yazdı. Yasa ge- reği imzalayıp "yasalaştırdığı" yasanın iptalini istedi. 16 sayfahk bir dilekçeydi. (Tümünü okumak isteyenler için: www.cankaya.gov.tr ya da www.aciksite.com.tr) On altıncı sayfanın sonunu " ... Karar verilmesini an ederim" diye bitirdi. imzaladı: Ahmet Necdet Se- zer. Cumhurbaşkanı. (Imzadan önceki vurgu gözü- Konumuz: RTÜK5 Dersimiz: Hukuk nüzden kaçtı mı? Alışılagelmiş hukuk terimi "...karar verilmesi- ni talep ederim"ü\r. Sezer "ka- rar verilmesini arz ederim"i ter- cih etmiş. Hukukun üstünlüğü- nün, bütün devlet kurumlan için- de Anayasa Mahkemesi'nin ön- celiğinin ve ağırlığının vurgulan- masıdır bu. Yazının başında boş yere mi "Cumhurbaşkanı şap- kasını çıkanp yargıç şapkasını giydi" diye yazdım sanıyorsu- nuz?) • • • RTÜK Yasası şimdi Anayasa Mahkemesi'nin önünde. 10 gün içinde yürütmenin durdurulup durdurulmayacağına karar veri- lecek. Daha sonra da anayasa- ya aykınlık iddiası esastan ele alı- nacak; ya yasa iptal edilecek ya da kabul. Yani bundan sonrası Anaya- sa Mahkemesi'nin elinde. Ya nurtopu gibi bir RTÜK Ya- samız olacak ya da... Ya da "Çankaya Yargıcı" bir kez daha hukukun üstünlüğünü, bir anayasal düzende yaşadığı- mızı ve o anayasada devletin "demokratik hukuk devleti" ola- rak tanımlandığını bilene bilme- yene, anlayana anlamayana ög- retmiş olacak. • • • RTÜK Yasası'nın Anayasa Mahkemesi'netaşınması habe- rini, yasanın en ateşli savunucu- lan "Köşk'ten şeffafTV'ye itıraz yok" başlığı ile verdiler. Doğrudur. Çankaya Yargıcı, televizyon kanallarının sahiple- rinin belli olmasını, sahipliğin saydamlaşmasını sağlayan mad- delerine itiraz etmedi. Niye etsin ki? Medyada "mülkiyef'in say- damlaşması iyidir; demokrasiye uygun, yurttaşlara yararlıdır. Ama zaten RTÜK Yasası'nda tartışılan bu değildi ki ve değil ki... Kimse "Yok TV sahipliği ka- ranlıkta kalsın, saydamlaşma- sın "filan demedi. Tartışılan zaten tekelleşmiş medyanın büsbütün tekelleş- mesinin önünde kapılar açan; tekel dışı medya kanallarının RTÜK Üst Kurulu'nda yeralacak kerameti kendinden menkul "zat- lar"\n biçeceği ağır para ceza- ları ile yok oluşa sürüklenmesi- ne yol açan maddeleriydi. Ve yasanın içine sokuşturul- muş, medyayı elinde tutan bü- yük sermaye gruplarının kamu ihalelerine girmesinin önündeki engelleri ayıklayan sinsi mad- delerdi. Ahmet Necdet Sezer işte bun- ları Anayasa Mahkemesi'neta- şıdı. Kısa bir alıntıya ne dersiniz? "...yapılan düzenlemeyle, bir gerçek ya da tüzelkişiye ya da sermaye grubuna bir radyo-te- levizyon kuruluşunun tümüne ya da birden çok radyo-televiz- yon kuruluşuna sahip olabilme olanağmın yaratılmasının yanı sıra, bu kişiya da sermaye gru- buna kamu ihalelerine girme ve menkul kıymetler borsalannda işlemyapmayasağının getiıilme- mesi, medya gücünün kullanı- larak ihalelerde haksız rekabe- te, borsada çeşitli işlem oyun- ları yapılmasına neden olabile- cektir..." İşte tartışmanın özü buydu ve bu. Ahmet Necdet Sezer bu tar- tışmada taraf oldu ve Anayasa Mahkemesi'ne başvurup "iptal davası" açtı. Bu biiiiir!.. Ikincisi... Ikincisini yine "Çankaya Yar- gıcı "nın cümlelerinden okuyun. Ben sadece bazı sözcüklerin al- tını çizmek amacıyla onlan si- yah dizecegim. Ama salt siz değil, "birileri" de okusun. Okusunlar da "ba- sın özgüriüğünün" anlamını bir kez daha öğrensinler: "...Basın özgürlüğü, kamu güçleri karşısında olduğu kadar özel güçlere karş» da korunma- lıdır. Bu bağlamda, medya te- kelinin oluşmasına karşı gerçek sınırlamalar koymak, medya- nın çoğulculugunu koruyucu önlemler almak Devlet'e dü- şen bir ödevdir. Bağımsız ve yansızyayıncılığın sürdürülebil- mesi için alınacak önlemler de bu ödev kapsamındadır. Sosyal göreviniyerine getire- bilmesi için basın özgüriüğü ile donatılan medyanın sorumlu- luk bilinciyle hareket etmesi ge- reklidir. Tekelleşerek, sorum- luluk bilincinden uzaklaşacak bir medya, her sorumsuz güç gibi ergeç amacından sapabi- lecek ve toplum yaşamını, ulu- sal güvenliği tehlikeye sokan bir güç durumuna gelebilecektir. Bunu önlemek de Devlet'/n gö- revidir..." POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA 'Alnından Vururlar'... 2001 Türkiye için önemli bir yıldır. Yargı, Cum- huriyet tarihinde ilk kez bu kadar yoğun tartışıldı... 'Beyaz Enerji Operasyonu' unutulup gitti... O günleri anımsamakta yarar var!.. DGM Savcısı Talat Şalk'ın hazırladığı 'Beyaz Enerji' iddianamesinde siyasiler suçlanırken, so- ruşturmanın yargı ayağı ilk kez bir siyasi parti ta- rafından hedef tahtası oldu... Türkiye ekonomik krizden geçiyordu... Bayındıriık ve Iskân Bakanlığı'ndayaşanan 'Vur- gun Operasyonu' önce MHP'yi salladı... 11 Eylül 2001'de ABD'ye düzenlenen saldırı, Afganistan'da yaşanan savaş 'Beyaz Enerji Ope- rasyonu'm unutturmuştu... Cumhuriyet'in Haber Merkezi'nden Aykut Kü- çükkaya nın Alan Yayıncılık'tan çıkan 'Alnından Vu- rurlar' kitabını okurken birden geçmişe döndüm... 'Beyaz Enerji Operasyonu'nu Karabük'te ince- lemeleri sırasında öğrenen Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanı Zeki Çakan ne demişti: "Görevini kötüye kullanan kim olmuşsa, kim rüşvet almışsa, bu konuyla ilgili belge istendiğin- de yargıya yardımcı olacağım..." Acaba Bakan Çakan yargıya yardım etmiş miy- di? Aykut, şöyle yanıt veriyor: "Çakan bu sözleri sarfederken, müsteşan Yur- dakul Yiğitgüden hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 'nın istemlerine hep olumsuz yanıt ver- diğini nedense unutuvermişti. BEDAŞ'taki operasyon daha sonra ilginç bir görevden alma yöntemiyle TEDAŞ yönetimine kadar uzandı. Bakan Çakan, gece yarısı yönetim kurulunun toplanmasını isteyerek TEDAŞ Teftiş Ku- rulu Başkanı Fahrettin Yağcı'y/ görevinden al- dırttı. Çakan 1.5 saat sonra da yönetim kurulunun başında olan TEDAŞ Genel Müdürvekili Oğuz GürenV görevden aldı. Yağcı, Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanhğı 'ndan istifa eden Ersümer döne- minde de Teftiş Kurulu Başkanlığı'nıyürüten isim- di. Çakan, görevden almalarının gerekçesini, 'Be- yaz Havuz Operasyonu kapsamında yolsuzlukla- rın ortaya çıktığı BEDAŞ Genel Müdüriüğü'nde- ki işlerle ilgili hazırlanan soruşturma raporunun ge- reğinin 2 aydır yerine getirilmemesi' olarak açıkla- dı. Zeki Çakan, Beyaz Enerji "nin başladığı günler- de Ersümer'in Enerji Bakaniığı'ndaki bir dosyanın bir yıl boyunca işleme konulmaması karşısında aldığı eleştirilerden, anlaşılan büyük bir ders al- mıştı." • • • RTÜK rüşveti nedir? Aykut Küçükkaya, Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer tarafından iptali ve yürürlüğünün dur- durulması için Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen RTÜK Yasası'nın öncesindeki gelışmeleri anlatı- yor, bazı medya patronlannın siyasi iktidara nasıl baskıda bulunduklannı gözler önüne seriyor... Kitabın sayfalarını çevirdikçe, ilişkiler zincirini görüyoruz, 'Basına Sansür Yasası'nın çıkması için döndürülen doplara tanık oluyoruz... Ama benim ilgim 'Beyaz Enerji Operasyonu 'nda yoğunlaştı... İşte bazı çarpıcı bölümler: "- Samsun-Ordu-Sinop elektrik dağıtım bölge- sinin işletme hakkı devir bedeli olarak şirketin 50 milyon dolar ödeyeceğine, buna karşılık 30 yıllık tahmini kârının 576 milyon dolar olduğuna dik- kat çekilirken, şirket, devlete ödediği 50 milyon dolariık bedeli de 10 yılda faiziyle biriikte tüketi- cilerden 6 7 milyon dolar olarak geri tahsil edecek. Bu bölgedeki 1998 yılı kayıp-kaçak oranı yüzde 16.6'yken, sözleşmede kayıp-kaçak oranı yüzde 19 olarak gösteriliyor. - Elazığ-Malatya-Tunceli-Bingöl elektrik dağıtım bölgesini ise 30 yıllık işletme hakkı karşılığı alan şirket, ödeyeceği 60 milyon dolariık bedelini, 10 yılda halktan 83 milyon dolar olarak geri tahsil edecek. Bu elektrik dağıtım bölgesinin 60 milyon dolar karşılığı devredilmesiyle, 30 yılda şirkete tahmini olarak 498 milyon dolariık kâr bırakılmış olacak. Kayıp-kaçak oranı bu bölgede 1998yılın- da yüzde 13.4'ken, sözleşmede yüzde 19.1'e çı- kanldığı beliriendi." • • • Aykut Küçükkaya 'Alnından Vururlar' adını ta- şıyan kitabında ilişkiler zincirinde yer alan kişileri anlatıyortektek... Siyasetçi-asker tartışmasının boyırtlannı. ope- rasyonun ardındaki güçleri, yenilenleri, yenenleri tanıtıyorokura... Sahi bu operasyonlar ne oldu? Nasıl bir sonuç ortaya çıktı? Kurunun yanında neden yaşlar da yandı? hikmet.cetinkayafrt cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA kadınlaryağmurvekuştar i YiYıflCı 02 l 2-5 I 2 42 19 Faks: 5 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle