Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2000 PAZAR
10 P A Z A R YAZLLARIdishabacumhuriyet.com.tr
Yeni yatınmlan
'Islam kartı'
STUTTCART
AHMET
ARPAD
Sorun olmayan yerde sorun yaratmak
Almanlara özgü bir davTanıştır.
Katı prensip sahibidirler de.
Tartışmalannızda size inanmakta, size
hak vermekte çoğu kez zorluk çekerler.
Kolay kolay inandıramazsınız. Hele
konu "Islam",
u
Almanca din dersi",
"Alman okullannda Tûrkçe dend",
"Türkkrin uyumu", "Almanya'daki
şeriatçı kuruluşlar", "Dinler araa
dıyalog" gibı duyarh ise, tartıştığımz
Alman karşıt görüşlerinizi
kabullenmemekte direnir. Hele bu kişi
politikacı, gazeteci, kilise adamı veya
akademisyen ise hiç boşuna
uğraşmayuı. Çünkü o bir "uzman
n
dır,
bu gibi konulan sizden daha iyi
biliyordur, çatlasanız size ınanmaz...
Geçenlerde Hür Demokrat Parti'nin
düzenlediği bir panele konuşmacı
olarak katıldım. Konu mu? Temcit
pilavı gibi ısıtıhp ısıtıhp önünüze
sürülen "Müslüman çocuklara Almanca
din dersi''... Yanımda oturan ağzı
kalabalık konuşmacı tabii bir
"uzman"dı. Ilginç bir kişiligi vardı.
Hem kilise papazı, hem de FDP
milletvekili idi. Müslüman ben, Islam
din dersine karşı çıkarken, Protestan
papaz ateşli ateşli onu
savundu. Suudi
Arabistan, Libya, Mısır
bağlantılı, Nurcular,
Nakşibendiler,
Süleymancılar ağırlıklı
Islam Konseyi ile
Müslümanlar Merkez
Konseyi'nin,
Almanya'daki Türklerin
yüzde 60'ını temsil ettiğine inatla
inanıyordu. Bunlann ne yaptıklannı,
neler söylediklerini, neyi
amaçladıklannı belgelerle
kanıtlıyorsunuz, "şeriat, potitika,
tarikat,ticaret,talayye-." diyorsunuz.
Önemsemiyor, başını sallayıp bildiğini
okumaya devam ediyor.
Baden-Württemberg Eyaleti Kültür
Bakanı bayanın, din dersi vermek için
yetki ısteyen köktendinci üç dernegin
temsilcileri ile başlattığı diyalog sürüp
duruyor. Toplantılar basından gizli
yapılıyor. Yavaş da olsa birbirlerine
yaklaşıyorlar. Protestan ve Katolik
kilıselenn de tarikatçı kuruluşlarla
"dinfcr arası diyalog'' adı altuıda son
yıllardaki yakınlaşmalan doruğa çıkö.
Nerede ise kucak kucağa, şeriatın
sakallısı ile tsa'nın sakallısı. Onlara da
karşı çıkamıyorsunuz. Hemen "damga"
hazır: "Siz Müslûmanlaria
Hıristiyanlann arasuu açmak
istiyorsunuz."
Milli Görüş ile ilişki içinde olduğu
bilinen radikal dinci bir Pakistan
örgütüne konferans düzenleyen,
onlardan biri ile ortak liste yapıp kent
belediyesi yabancılar meclisine giren,
"Türldye'de Müslümanlar eziliyor,
kaçanlan Abnanya mülteci olarak
kabulknsin" dıyen eskı bir cami
imamının yönettıği "Alman-Türk
Uyum Araşbrnuüan Enstitüsü"ne para
yagıyor. Bir Alman vakfi, 75 bin Mark
ile ödüllendirirken, lçişleri Bakanı
SchiDy de işini bilen imama 100 bin
Mark destek vermeye hazırlanıyor...
Maaşını Almanya Dışişleri
Bakanlığı'ndan alan, doktorasuıı
"Klasik Arap MasaHan" üzerine
yapmış bin de Alman Şark Enstitüsü'nü
yönetiyor. "Türk devleti ve Türk ulusn
Atatûrk'ünyapay ürünüdür" diyenbu
kişi Almanya'da "Isbun ve Türkiye
uzmanT olarak kabul ediliyor. 5 yıl
önce gizlice Suriye'ye gönderiliyor,
Ocalan ile buluşuyor, pazarlık ediyor,
ricada bulunuyor. Bunu fark eden
Türkiye adamın ülkesine girmesini 2 yü
sûreyle yasaklıyor. Kamuoyu olup
bıtenden, terör başının lmralı'da yargıç
karşısmdaki ıtiraflanndan haberdar
oluyor. Aynı kişi şu sıralar kendini yine
gündeme getiriyor. "Mifli Görüş artık
radikal değüdir, değişim geçirmektedir"
diye açıklamalarda bulunuyor. "Bizier
de, Anayasayı Koruma Örgütü de bunu
kabuDenmek zorundaya-."
Bir zamanlar Türkiye'ye ve Türklere
karşı "Kûrt- PKK 100-0*01 oynamış
olan Almanlar şimdılerde dını
kullanıyor. Olup bitenlere karşı
çıkanlara, oynanan oyunlan
belgeleyenlere de: "Dd
toplıım arasmdaki diyaloğu
bozanlar, radikal Kematistfer,
Türkistihbaratmı
sevindirenlerJ
n
deniyor.
Sruttgart Yabancı Ilişkiler
Enstitüsü'nün görevi,
_ _ _ _ _ Almanya'yı kültür aracıhğı
ile diğer ülkelere bağlamak.
Bütçesınin tümünü Dışişleri Bakanlığı
karşüıyor. Alman kültürünü yurtdışına
taşırken, yabancı kültürlerin
Almanya'da tanıtımına da destek ve
aracı oluyor. Enstitü genel sekreteri şu
sıralar dertli. Adamın eli-kolu bağlı.
"Kûltüre para yok" diyor ve devam
ediyor: "Abnanya ile Türkiye arasmdaki
'kültür köprüsü' yüak Türk kükürü
ülkemizde muHaka tanıtümah. tnsanfar
birbirierine ancak böyle yakuılaşabflir."
Son yıllarda yapılan büyük iki araştırma
da bu çok önemli gerçeği ortaya çıkardı.
Ancak iyi niyetli girişimler, çabalar
nedense pek destek görmüyor, birçok
kültür projesi kâğıt üzerinde kalıyor. tki
ülkenin, iki toplumun birbirine "kültör
köprüsü" ile yakınlaşmasıiu isteyenler
destek görmüyor. Çok kültürlü, değişik
kimlikli bir toplumu bir türlü
kabullenemeyen Almanya'nın işi zor.
Saf kan Alman nüfusu hızla gerilerken,
bugün 2.2 milyon olan Türklerin 30 yıl
sonra 4 milyona ulaşması bekleniyor.
Türkiye politikasında "Kürt karû" iflas
eden Almanya, iç pohtıkada "tslam
kartı
r>
na yapıyor yatınmlarını. Cebinde
artık Alman pasaportu taşıyan
köktendincilere verdiği açüc destek
giderek arüyor.
Acaba birileri: "Böfersem daha kolay
kontrol ederim" diye rru
düşünüyor dersiniz? Yeni sorunlann eli
kulagında.
Gidin ve bir daha da gelmeyin!
Kopenhag... Danımarka'nın
şirin başkenti. Kuralcı
Avrupa'nın, 'kurallarauyan'
insanlanmn yaşadığı, suç
oranının, ulusal gelir ve
yaşam standardı ile ters
orantıh oldugu bir yerleşim
merkezi...
Işte Vikinglerin bu kenti,
geçen hafla içinde bir büyük
futbol organizasyonu,
"UEFA Kupaa finalTne
evsahipliği yaptı. Isterseniz
biz 'Kopenhag' macerasında
önce biraz geriye, bundan
aylar öncesine; yani fınalin
oynanacağı kentın
belirlendiği toplantıya
dönelim. O toplantıda UEFA
Başkanı Lennarth Johansson,
"Kopenhagen" dediğinde ne
kadarda sevinmıştı
Danimarkalılar. Hani haksız
da değıllerdi. Başkentlerine
bir anda 35-40 bin kişi
gelecek. Müşteri uğramayan
otellerde yer kalmayacak,
taksiciler non-stop çahşacak,
kafeler, barlar dolup taşacak,
hatta eğlence sektörünün bir
kolu olan hayat kadınlan bile,
3-5 ayda kazanacaklan parayı
2 gecede ceplerine
indireceklerdi. Sözün kısası,
Avrupa Kupası fınali kaçmaz
bir fırsattı... öyle de oldu. 20
bini Türk, bir o kadar lngiliz
geçen hafta başı
Danimarka'ya aktı. Pazartesi
ile çarşamba günleri arasında
havaalanına inen uçak sayısı
100'ün üzerine çıkarken, kara
ve denizyollan da turist
otobüsleri ile doldu taştı.
Sözün kısası, Kopenhag ve
çevresindeki en kötü işletme
bile 3-4 günü 'rekor' ciroyla
kapadı. Taksiler bir dakika
boş kalmadı ve söylendiğine
göre masaj salonlan mesaiye
sabah 09.00'da başlayıp, gece
yansına kadar Türke, Ingilize
hizmet verdi. Ve yine
öğrendiğimize göre maçın
mali tablosu 100 milyon
dolann çok üzerindeydi...
Bu madalyonun parlak yüzü.
Bir de arkasını çevirelim
isterseniz: Büyük fınalin
adının konduğu 20 Nısan
gecesı Kopenhag Belediyesi
ile Danımarka Poüs Teşkilatı
yetkilileri soğuk soğuk
terlemeye başladılar. Bir
yanda azgınlıklan ile ünlenen
lngilizlerin takımı Arsenal,
diğer yanda futbola bulaşan
kan nedeniyle adı çıkan
Türkiye'nin Avrupa'daki sesi
Galatasaray. Bu buluşmarun
kavgasız, dövüşsüz hatta
kansız biteceğini düşünmek
sanıyoruz Hans Cristien
Andersen'e özgü bir
yaklaşım olurdu. Ve ne yazık
ki 2000'li yıllann
Kopenhag'1, masallar kenti
değil, gerçekler şehriydi.
Kopenhaglı sıkıntılar dolu bir
4 gün yaşadı. Pazartesi Türk
KOPENHAC
ARİF
KIZILYALIN
ve lngiliz tur şirketlerine ait
uçaklar indikçe kentteki
devriye polis sayısı arttınldı.
Emniyet Müdürü ve Belediye
Başkanı, "ABD Başkanı
Clinton geköğinde akhğunız
önlemin daha fazlasm
ahyonız. Ama 0 zaman
komyacak 1 kişi vardı. Şimdü
ise 25 bin potansiyel suçlu ve
25 bin kurban sözkonusu"
diyerek endişesını dile
getirdı. tlk büyük buluşma
salı akşamı bir lngiliz barının
önüydü. Bira bardaklannda
eriyen kurallar ve ortaya
çıkan holiganizm duygulan
Türklerle lngilizleri karşı
karşıya getirmişti. Kimi
bardâk, kimi şişe, kimi de
'Borsa işi' bıçak kullandı
sokak kavgasmda. Sonuçta
aralannda, kapışın da haber
çıksın dediği öne sürülen
kameramanlann da yer aldığı
onlarca kişi yaralandı. BT
gazetesi olaylan bırinci
sayfadan vermış ve kan akü
demışri. Çarşamba günü
7'den 70'e herkes
teyakkuzdaydı. Türke göre
lngiliz, tngiliz'e göre de
Türk, 'gerçek düşman'dı. Her
ne kadar öğle saatlennde bar
ve kafelerin önünde kadehler
tokuşup, iki takım taraftarlan
birbirlerinden yazışmak için
Internet adresi aldıysa da saat
16.00 buluşması kanh bitti.
Belediye Meydanı, savaş
alanına dönmüştü. Orta
yerdeki Türklerle 4 koldan
gelen îngilizler, "ADah auah"
ve "Fuckkk" sesleri ile
birbirlerine girdiler.
Tezgahlar dağıldı,
Kafelerin camlan kınldı,
üzerinde San-Kırmızı ya da
Kırmızı-Beyaz forma olanlar,
'rakip' tarafından
tekmelendi. Sandalyeler,
Danimarka'run sembolü
bisikletler, bira şişeleri
havada uçuştu. Yerde yatan
ve tek suçu kırmızı gömlek
giymek olan bir Türk
gazeteci (Aykut Işıklar)
ölesiye dövüldü. Bir
tngiliz'in başmda şişe kınldı.
Vahşet sahneleriydi
yaşananlar. Polisin göz
yaşartıcı bomba atması bile
etküi olmadı. Ambulanslann
biri gelip öteki gidiyordu
stadm yanmdaki hastaneye
doğru. 'Testi kmldıktan'
sonra önlemleri arttıran
Danimarka polisi, ath ve
köpekli ekipleriyle ortalığı
yatışörmaya çalıştı. Bılanço
kanlıydı. Yüreği dayanmayan
bir Danimarkah kalp
krizınden ölmüş, 5'i ağır 36 )
kişi yaralanmıştı. Eli yüzü J
düzgün bir Türk'ün, "Ağabey
öfcn tngfliz mrymiş. Bhden \
ofanasm da" sözünü, :
"Vahşetin miDeti ohnaz" •
diyerek tersledik. .' ,
Bu kötü izlenimler ve 1 .-, ,
ardından büyük zafer. 1
Galatasaray'ın kaptanlan
Bûlentve HakanUEFA
Kupası'm omuzladığında
unutuverdik her şeyi. Parken
Stadı, Türk gecesine
dönüşmüştü. Atladık
taksilere ver elini havaalanı.
Bızden mutlusu yoktu. Alana
girdiğinüzde, "Yîne knyrak
%
--i
bekfcyeceğiz'' diye
düşündük. Ama hiçbir . *
Danimarkah yüzümüze ',
bakmıyordu. Elektronik
aramadan geçip, pasaport
kontrol noktasını aradık.
Çıkış damgasını
vurduracaknk. Görevli, "on^
way" diyerek stantlar
arasmdaki yolu gösterdi.
Bu kez uçağa binmek için
gereklı boardingkart peşine
düştük.
Kontuar görevlisi, "Gerek
yok. Hemen geçin gkfin"
dedi. tstanbul'a şehir hatlan
vapuruna binerken bile bu
kadar rahat değılız diye
düşünürken, bir başka
görevlinin sözü ağınmıza
gitti: "Ülkenize döoOn ve bir
daha da gdmeyin—"
Madrid'de
Santana
fırtınası
. Ünlü müzisyen^Carte
Santana, 18 MayısW
İspanya'nın başkenti
Madrid'deki
stadyumda verdiği
kooserk binlerce
tspanyola coşkulu bir
gece yaşattL Geçen
şubataymda,
Supernatural
albûmüyie 9 ayn
dalda Grammy
Ödülü kazanan
yıDann sanatçısL,
Avrupa turnesine çıkb.
(Fotoğraf: REUTERS)
Eski ve yeni zamanın buluştuğu kent GreenwichIşte mayıs ayı, her şeyi yücelten
meltem, genç kızlar yepyeni, en
açık ve en asi giysilerini giymişler,
çıplak kollannı açmışlar dünyaya,
her şeye gülerler, yayarlar dört bir
yana çıçek açmış sevınçlerinı. Ben
ve arkadaşlanm ıslık çala çala
keyifle çıkıyoruz sokağa mayısın
bu güzel gününde. Gezeceğiz
ezici adımlarla Londra denilen bu
şehri. Her 24 saatte bir suyu
yaklaşık 2 metre kabaran ve yine
her 24 saatte bir suyu yaklaşık
2 metreçekilen bir nehri gönnek
için güneşli bir ilkbahar gününü
yakalamak epeyce zor. Yağmurlu
İngiltere'de yaşadıysanız bunu
olağan sayarsınız, ama bir
Akdenizliyseniz, dışan çdap
doğayla buluşma hedefinizi
gerçekleştirmek için günler ve
belki de haftalarca beklersiniz.
Aylanngülü olan mayısı 2
günlüğüne Londra'ya uğramışken
değerlendirmek istedik. tlk
durak, adınaThames nehrindenilen
0 büyük kanalın üzerindeki tarihi
Tovver Bridge oldu. Hani,
Thames'in üzerindeki o tarihi
gerdanhk var ya, gece 12'den
sonra karanlıklan yırtan gemilere
kucak açan Tovver köprüsü,
Londra'yı anlatan her kartpostala
konuk olan ve Japon turistlerin
boy boy aile fotoğraflan çektikleri
o köprü. Köprüye bakan eski
limanı görmemek olur mu?
Thames'in üzerindeki eski Londra
limanını,yenı binalardan görmek
neredeyse ımkânsız. Liman,
yüzlerce yatın uzun süreli
bekleme bahçesine dönüşmüş.
Oysa Charies Dickens her gün
abonesı olduğu lımandakı handa,
dünyanın her yerinden konuklarla
buluşurdu. Nice yazılar yazmışu,
nıce kitabına son noktayı
koymuştu hanın bahçesinde. Eski
mimansı korunan han şimdi pub
ve restoran. Üç katlı hanın ismini
ise Dickens hın koymakla, Charies
Dickens'ı yeni kuşaklara
tanıbyorlar. Liman, Thames
nehrini, ülkenin kuzeyinden gelen
ve 17. yüzyılda yapılan sanayi
devriminde kullanılan kanalla
birleştirmiş. Yüzyülar önce Manş
Denizi'nden alınarak Londra'nın
ortasına götürülen deniz suyu
bugün batıdakı Tvvickenham'da
noktalanmış büyük bir kanalın
ismidir. Thames River. îngiltere
tarihini neredeyse tek elde
toplamış bir nehir artüc Kıyısına
demirlemiş ve 2. Dünya
Savaşı'nda Hhkr"e ilk kurşunu
sıkmış, savaş yülannın izlerini
taşıyan Belfast gemisi, bugün
müze. Yolumuz Eastender
üzerinden Greenwich'e uzanıyor.
Eastender, doğu Londra'nın sonu,
her sabah uyandığında karşısında
Greenwich'i görüyor. Şimdi ise
Millennium Dome'a komşu
olmuş. Eastender'i Greenwich'e
bağlayan ve Thames nehrinin
altında yayalar için yapılmış tüp
geçitten geçmek insana başka bir
LONDRA
KADtM
LAÇtN
duygu yüklüyor. Suyun altında
amatör sanatçılardan müzik
dinlemenin ayncalığını
yaşıyorsunuz. El ele tutuşan, belli
ki yeni aşklara başlamış gençlerin
sualtı coşkulan... Enküçük
fısıltılar bile yankı yaparak
gürleşiyor kulaklarda. Ekvatoru
dik olarak kesen, kuzey ve güney
kutup noktalanndan geçerek
dünyamızı çevreleyen dairenin
ortası sayılan meridyenin sıfir
kesişme noktasındayız..
Greenwich. Eski ile yeninin bir
arada yaşatüdığı ve dünyadakı
zaman ayannın yapıldığı nokta
Greenwich. 1884'te
Washington'daki Uluslararası
Meridyen Konferansrnda
meridyen noktası seçilen
Greenwich'in Thames'e bakan
tepesinde kundmuş büyük saat,
zaman biriminin ana merkezi
olmuş ve her gün yüzlerce
ziyaretçiye o bilinen tik-tak'ı
tekrarlıyor. Greenwich'in
merkezinde Thames'e 50 metre
uzaklıkta ömür boyu hapse
mahkûm edilen HMS Hermes
gemisi 17. yüzyılı günümüze
taşıyan en canh tanık. Müzeye
dönüştürülen geminin içindeki bar
ve restoran, ziyaretçileri ağıriıyor.
Restorasyon için kurulan, 4500
üyelı HMS Hermes'in Dosüan
kulübü, 650 bin sterhn bagış
toplayarak Hermes'i yenilemiş.
Kral2.
Chaıies'ın 1675'te kurdugu
Greenwich Rasathanesı, 1676
doğumlu Flamsteed House, 1850
yapunı 7 astronomi binası ve 8
tiyatro binası, Greenwich'i tarih
ve kültür beldesine dönüştürmüş.
Denizciük müzesi, kraliyet
ailesinin tarihi sarayına komşu.
Greenwich'in tarihini 21. yüzyılla
buluşturmak için yapılan
Millennium Dome (Binyılın
Kubbesi) ise Greenwich'in
eteğindekı yanmadaya kuruhnuş.
Dome, dünyanın en büyük ışıklı
çadın şeklinde, Eastender,
Thames ve Greenvvich'i
selamlıyor. Birazdan, eski
binyıldan yeni bınyüa adnn
atacağız. Millennium Dome, yeni
binyıh anlatmaya çalışıyor...tlk
karşımıza çıkan McDonald's,
cafeler ve barlar olunca içimiz
burkuluyor.
Çadınn her gün 15 bin ziyaretçisi
var, son 5 ayda 6 milyon
ziyaretçiyi konuk etmiş. Oyun
alanlan, sirkler derken yolumuz
teknoloji fuanna çıkıyor. Bugün
kullanılan ve gelecekte
kullanılacak teknolojınin ürünleri
sergüeniyor. Dome'dan dışanya
Jubile Line isünh metroyla
Çikıyorsunuz. Jubile Line'ı özel
şirkete yapnran hükümet 2.5
milyar sterlin harcayıp 1 yü
gecikmeli teslim aldığında Avam
Kamarası'ndafirtınakopmuştu.
Metrodan yeryüzüne adim
attığımızda yağmur çiselemeye
başlamış ve Thames nehrinin
kabaran dalgalan gel-gıt olayının
müziğini çalıyordu. Thames'in
Londra'ya girişıne ilk izni veren
Greenwich'in meridyeni, Thames
sevdasına şimdi Millennium
Dome'da eklenmiş parklan, tüp
geçitleri, gemileri,
üniversiteleriyle, krahyet
sarayıyla, müze ve kütüphaneleri,
Blackwell tüneli ve Jubile
Line metrosuyla tablo
tamamlanmış. Kasaba şimdi
mutlu! Rıhtımında ele ele
tutuşan gençlerin sevda
Şarkılan, bezden kubbenin
rengârenk ışıklanyla gecenin
karanlıklannı yırtıyor!
ACI KAYBIMIZ
Merhum Içel Mıllervekılı Hafız Emın tnankur ile merhume Seyıde lnankur'un kızlan, merhum Ziya
- lnankuı, ıııeılıuıııe Sûheyta Ceşmebaşı, merhum Ihsan Inankur, Zahlde Gökberk ve Semiye tnankur'un
ablalan, merhum Dr Ertugrul Saltuk, Nezahat Saltuk. Kerem Saltuk ile merhum Anf Saltuk, Jale Saltuk,
Ismaıl Saltuk'un yengelen. Türkan tnankur. Yüksel tnankur'un görûmcesı. Zeynep lnankur'un halası,
Nılüfer Tapan, Olker Gökberk, Banu Brand, Emuı Çeşmeba$rmn teyzelen, merhum Mactt Gökberk,
merhum Mehroet Çeşmebaşfnın baldızı, Sedal Kılıççı ve Ceylan Saltuk'un kayınvalıdesı, Cem
Kılıççı'nın anneannesı, Emır ve Ozan Saltuk'un babaannesı. Seyhun Saltuk ve Selen Kılıççf nın annesı,
merhum Orhan Saltuk'un eşi
Ankara Kız Lisesi Emekli Tarih öğretmenlerinden
vefat etmışiır. L'enazesı 11 Mayıs IVUO Pazar günü Ankara Kocatepe Camü'nde kılınacak
öğle namazmdan sonra Cebecı Asn Mezariıgı'nda topraga venlecektır.
AİLE!
Arzu edenlerin T.EV.'na bağışta bulunmalan rica ohjnur.
Htop kulûMil
IMZA GUNU
ADANA SERGİ SALONU'NDA
23 Mayıs Saiı
NEVZAT ÇELİK
JHtfc
Aoıes.Çmarli Mah. 5. Sok Cınariı Ishanı No.2 Kat:
(Sabancı İs Merkezi Arkası) Adana Tel: 363 12 11
Romaniannaveansddopedilerinzyernzdenalınır T«fc5640S04
Nâztm Hikmet
Kültür ve Sanat Vakft
NÂZIM HlKMET'i
3 Haziran 2000 (Cumartesi) günü
Moskova'da mezan başında,
_ 4 Haziran 2000 (Pazar) akşamı
Moskova Konser Salonu'nda
MÜŞFİK KENTER ve
İ_zffîEMLİN ODA ORKESTRASL- _ -
eşfiğinde
ZÜLFÜLtVANEÜilebirlikte
Moskova ve Moskova S t Petersburg (Leningrad)
gezisine ilişkjn bitgı ve rezervasyon:
Tur Bemo): (216)4740315/115 -119
^«zım Hıkmd Vakfc (212) 252 6314 -15
• Satış ve pazarlama konularında bilglli
• En az 2 yıl deneyimli
j^ı^derecede Fransızca ve İngilizce bllen
• MS Office programlarını kullanabilen
• Endüstri veya Makina Mühendisi
Mühendisi
aranmaktadır
y 5n. HilaJ ÜLJCER' denteteft»4a randevu alafak
tojjraflı özgeçmişleri ile başvumMüan gerekmektedtf.
Mcrkez :Bağletrbaşı Kısıklı Cad. Oymaa Sk.
8t 190 Altunizade / İSTANBUL
Fax
702*6^2122*=
: 0216 492 12 23
TekersanJant Sanayi A.Ş.