Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 2000 CUMA
HABERLER
DUIVYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Yazarımız Ali Sirmen yıllık izninin bir bölümünü
kullandığından yazılanna ara vermiştir.
Tekfircilerin davası sürüyor
Yargıç,şeriatçı
sanıldaraAy'a
gitmeleriniönerdi
ANKARA (Cıunhu-
riyct Bürosu) - Şeriatçı
"Tekfir" örgütüne men-
sup 4 sanığın yargılan-
dığı davada, mahkeme
başkanı MehmetOrhan
Karadeniz, Suudi Ara-
bistan'ı "İslam devleti"
olarak görmeyen sanık-
lara "Ay'a gftmelerini",
savcı da "uzayda güzel
bir yer bulmalannı"
önerdi. Sanıklar, nüfus
cüzdanı taşıyanlann
"devletin kulu" olduğu-
nu, kendilerinin ise "Al-
lah'tan başkasımn kulu
olmayacakları" içın
cüzdanlannı yırttıklan-
nı söylediler.
Aıikara 1 No'lu
DGM'de görülen dava-
nın dünkü oturumuna,
tutuklu sanıklar Mu-
hammetAtay, ÂbduUata
Atay, Hatice Ata>
r
ve
Havva Topçu katıldı.
Mahkeme başkanı
Karadeniz, sanıklann
nüfiıs cüzdanlannın ol-
madığını anımsatarak
"Pohs kontroUerinde ne
yapiyorsunuz" diye sor-
du. Sanıklann, polis
kontrolüne hiç rastla-
madıklannı söylemele-
ri ûzerine de Karadeniz,
sanıkJara Suudi Arabis-
tan kimliğine sahip olup
olmadıklannı sordu.
Sanıklann "Orası tslam
devleti değü" sözleri
üzerine Karadeniz, "Siz
o zaman Ay'a gidin. Siz
ruh olmuşsunuz. Sizpa-
ra taşımıyor musunuz?
Ondadaresim var" tep-
kisini gösterdi.
Cumhuriyet Savcısı
Dilaver Kahveci de sa-
nıkJara "Astronomiyiivi
öğrenin, uzaya çıkın, siz
orada güzel bir yer bu-
lursunuz" dedi.
Sanık Muhammet
Atay, üzerine atılı suçu
işlemediğini belirterek
"İddianamede belirtilen
konuşmalan, eşinıe ve
yakın arkadaşlanma
anlattun. Elbette ağzı-
ma fermuar çekecekdu-
rumum yoktur" dedi.
Atay, Karadeniz'in
"Hizbullahla ilginiz var
mı" sorusuna "Ku-
ran'da adının geçtiğini
biüyorum. Ancak bir il-
gimiz yok" karşılığıru
verdi.
Mahkeme başkanı
Karadeniz, savcının is-
tcmı doğrultusunda, sa-
nıklann tutukluluk hal-
lerinin devamına karar
verildiğini açıklayarak
duruşmayı erteledi.
Iddianamede, Abdul-
lah ve Hatice Atay'ın,
TCY'ninl55.maddele-
rine göre 2'şer aydan
6'şar yıla; Muhammet
Atay'ın da TCK'nin
313/2-3-4 ile 155. mad-
deleri uyannca 2 aydan
8 yıla kadar hapis
cezasına çarptınlması
isteniyor.
Webel rapor hazırlayacak
îşkence ve taciz
iddiahm mercek
altına alındı
AKINBODUR
İSKENDERUN -
Uluslararası Af Orgütü
Türkiye Masası Şefı Dr.
HeköVVebel, Türkiye'de
düşûncenin bir suç ola-
rak sayılmasının, insan
haklan savunucularına
baskı yapılmasının ve
ölüm cezasının kaldınl-
mamasımn kendjjerini
kaygılandırdığını belir-
terek bu konularda ay-
nntılı önerileri olduğu-
nu bildirdi.
Webel, tskenderun
Emniyet Müdürlü-
ğü'nde gözaltındayken
"cophı tecavüz, cinsel ta-
ciz ve işkenceje" uğra-
dığını öne süren N.CJS.
(16) ile Fatma DenizPo-
lattaşın iddialannı in-
celemek üzere dûn Is-
kenderun'da görüşme-
lerde bulundu. Webel,
iddialarda bulunan kız-
lann babalan tbrahim
Polattaş ve Temim Sal-
manoğlu, avukatlan
BülentAkbay, İHDŞu-
be Başkanı Sadullah
Çağlar, emniyette iş-
kenceye uğradığını ve
kulak zannın patladığı-
nı öne süren HADEP îl-
çe Başkanı Nurettin
Yağmur ile görüşmeler
yaptı.
Görüşme sonrası so-
rulan yanıtlayan Webel,
Türkiye"de insan hakla-
n ihlallerinin devam et-
tiğini söyledi. Webel,
Türkiye'nin değişik
yerlerinde "tnsan hak-
lan UılaUeri". "însan
haklannı savunanlara
yönetikbaskT, "Düşûn-
ce suçhılan ve işkence"
konulannda hazırladık-
lan araştırma raporlan-
nı Türkiye Cumhuriye-
ti hükümetine, basına
ve uluslararası ka-
muoyuna sunacaklarını
söyledi.
Bahcelievler katliamı davası
Olüm cezasınaV
onama istemi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcdı-
ğı, Türkiye Işçi Parti-
si'ne(TlP)üye7öğren-
ciyi, Ankara'nın Bahce-
lievler semtinde 8 Ekim
1978'de öldürdükleri
gerekçesiyle, Ünal Os-
manAğaoğlu ve Bünya-
min Adanalı hakkında
7'şer kez ölüm cezası-
nın onanmasmı istedi.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı, sanık avu-
katlannın yaptığı tem-
yiz istemine ilişkin teb-
İiğnamesini tamamladı.
Başsavcılık, sanıklara
verilen cezayı usul ve
yasaya uygun bularak
onanmasını istedi. Da-
va dosyası, Yargıtay 9.
Ceza Dairesi'ne gönde-
rildi. Daire, temyiz iste-
mi duruşmalı istendiği
için gelecek günlerde
duruşma gününü belir-
leyecek ve daha sonra
temyiz istemini karara
bağlayacak.
Ankara 3. Ağır Ceza
Mahkemesi, Serdar Al-
ten, Osman Nuri Uzun-
lar, Latif Can, Salih Ge-
venci, Faruk Ersan, Ef-
raim Ezgin ve Hürcan
Gürses'i Ankara'nın
Bahcelievler semtinde 8
Ekim 1978'de öldürdük-
leri gerekçesiyle, sanık-
lar Ağaoğlu ve Adana-
lı'yı 7'şer kez ölüm ce-
zasına mahkûm etmişti.
Prof. Şebnem Fincancı, adli tıp uzmanlannın baskı ve ağır koşullar altında çalıştıklannı ileri sürdü
'Hepimîz baskı• IÜ Tıp Fakûltesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Fincancı,
adli tıp uzmanlannın 'Tükenme' adı verilen bir tür depresyon
yaşadıklannı söyledi. Fincancı, meslektaşlannın şiddete maruz
kalmış kişilerle sürekli iç içe yaşadıklannı belirterek iş yüklerinin
çok ağır olduğuna dikkat çekti.
istanbulHaberServisi-lstanbul Tıp
Fakûltesi Adli Tıp Anabilim Dalı Baş-
kanı Prof. Dr. Şebnem Fincana, polis-
le karşı karşıya değil, yan yana çalış-
mak istediklerini belirtti. Adli np uz-
manlannın çok yönlü baskı ve ağır ko-
şullar altında çalıştıklannı vurgulayan
Fincancı, "Meskktaşlanmızuı önem-
ti bir çoğunluğu 'Tükenme' adı veri-
len bir tür depresyon yaşıyor" dedi.
Adli tıp alanındakı aksaklıklar ve
sorunlar konusunda sürekli uyanlar-
da bulunan Prof. Şebnem Fincancı,
"Rapor yazarken poüs sflahmı masa-
ya koyuyor" ya da "Beğenmediği ra-
poru yırüp aöyor" yönündeki açıkla-
malannın kendisinin doğrudan yaşa-
dıklan değil, meslek içi seminerlerde
meslektaşlannca aktanlan olaylar ol-
duğunu söyledi.
Kurul olarak verdikleri bir rapor ne-
deniyle Istanbul Emniyet Müdürlü-
ğü'nün ve Istanbul Valisi'nin kendisi
hakkında suç duyunısunda bulundu-
ğunu anımsatan Prof. Fincancı, "Bu
olayla ben de baskıyı doğrudan yaşa-
dım" dedi.
Adli tıp uzmanlannın şiddete maruz
kalmış kişilerle sürekli iç içe yaşadık-
lanna dikkat çeken Prof. Fincancı şöy-
le devam etti:
"Meslektaşlanmız bunun sonucu
olarak önemli bir çoğunluğu 'Tüken-
me' adı verilen bir tür depresyon geçi-
riyor. Bu psikolojik rahatsızlık, haya-
ta umutia bakamamak. isteksizlik, ye-
ni projekr üretememek gibi beürtikr
veriyor. İş yükümüzçokağn; biruzma-
nın baktiğı vaka sayısı günde 150'yi
bulabihyor. Günde 10 otopsiye giren
meslektaşlannıız var."
Prof. Fincancı, adli ttp uzmanlannın
yaşadığı en büyük sıkıntının raporla-
nn bir nüshasının muayene sonrasın-
da doğrudan polise ve hastaya veril-
mesinde yaşandığını belirterek bu du-
rumun hekim üzerinde ciddi bir bas-
kıya yol açtığrnı vurguladı.
Hekimin bu baskıdan kurtanlması
gerektiğini söyleyen Fincancı, bunun
için raporlann taraflara verilmeyip
doğrudan cumhuriyet savcılanna giz-
li ve kurye ile gönderilmesı gerektiği-
ni kaydetti. Bu şekilde raporlann ve
gizliÜğinin de sağlanacağını ifade e-
den Fincancı, raporlann bir nüshası-
nın da aralannda Türk Tabipler Birli-
ği temsilcilerinin de olacağı bağımsız
bir bilimsel kunıla gönderilmesini is-
tedi. Fincancı, bağımsız denetim orga-
nı niteliğindeki bu kurulun oluşturul-
masıyla, tartışmalann azalacağını ve
rüşvet ortamının ortadan kalkacağını
savundu. Fincancı'nın dile getirdiği
diğer sorunlar şöyle:
Eğitlm Tıp fakültelerinin yaklaşık
yansında adli tıp eğitimi verilmiyor.
Sayı yetersiz olduğu için uzmanın
yapması gereken işi pratisyen hekim-
ler yapmak zorunda kalıyor. Uzman
olmayan hekimler hastalar ya da gü-
venlik güçlerince rahatlıkla yönlendi-
rilebiliyor.
KadrOla$ma Adli Tıp Kurumu
sonuç olarak siyasilerin tayinleriyle
oluşan bir kurum. Bu sakıncalı. Bura-
sı önemli bir bilimsel kurum, yapılan-
ması da örneğin rektörlük seçimi gibi
o alanda çalışan kişilerce seçimlerle
belirienmeli.
P0İİSİ6 l$blrllğl Polisle karşı
karşıya değjl, yan yana çahşmak isti-
yoruz. Adli Tıp Enstitüsü'nde polis
öğrencilerimiz var. Bu zamanla çok
sağlıklı bir işleyiş içine girecek. Polis,
jandarma, Adli Tıp Kurumu, üniver-
siteler ve delil toplama sürecine kat-
kısı olan tüm birimlerin birlikte çalış-
ması ortak bir dil oluştuıması, ortak
standartlar geliştirmesi gerekir.Gere-
ken önemin verilmesi halinde huku-
kun üsrünlüğü ilkesine çok katkı sağ-
layacağını düşünüyorum.
GM
Savcı,
Kuüular
9
m
hapsini istedi
ANKARA (ANKA) -
Yeni Asya gazetesi sahibi
Mehmet Kutlular'ın Sa-
id- i Nursi mevlidinin ar-
dından Kocatepe Ca-
mii'nde gazetecilere yap-
tığı açıklama nedeniyle
Ankara 1 No'lu DGM'de
yargılandığı davada Savcı
Dilaver Kahveci, sanığın
halkı din farklılığı gözete-
rek kin ve düşmanlığa
tahrik ettiği gerekçesiyle
TCY'nin 312/2-3'üncü
maddeleri uyannca 6 yıla
kadar hapis cezasına
çarptınlmasını istedi.
Kutlular'ın katılmadığı
davada iki avukatı hazır
bulundu. Mahkeme Baş-
kanı Mehmet Orhan Ka-
radeniz. Kutlular'ın Istan-
bul'da talimatla aiınan ıfa-
desinin geldiğini söyledi.
Savcıhk ve sanık avu-
. katlannın, soruşturmanın
gcnışletilmesi yönünde
istemlerinin olmadığını
açıklamalan üzerine Kah-
veci esas hakkındaki gö-
rüşüde 10 Ekim 1999'da
Kocatepe Camii'nde Nur-
culuk hareketinın başlatı-
cısı olan Said-i Nursi adı-
na Kutlular tarafından bir
mevlit düzenlendiğini
anımsattı.
İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN
Amerika'daki Fethullah Gülen'i FBrnın kovduğu iddia edildL
CHP'nin hazırlıklannı tamamladığı etkinlikte 1500 mezun bir araya gelecek
Köy Enstitüleri şeııliğiANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-CHP, Köy Enstitüleri'ninku-
ruluşunun 60. yıldönümü nede-
niyle düzenlediği "Köy Enstirü-
leri ve Çağdaş Eğhün Şenüği
n
nin
hazırlıklannı tamamladı. Şenliğe
Türkiye'nin çeşitli yerlerinden
gelen 1500'e yakın Köy Enstitü-
lünün yanı sıra çok sayıda genç
kanlacak.
CHP Merkez Yönetim Kurulu
(MYK) üyesi Mustafa Gazakı,
bugün Köy Enstitüleri sistemin-
den çıkanlacak dersler, çağdaş
eğitim anlayışına temel oluştura-
bilecek ilkeler bulunduğunu be-
lirtirken "Ancak buçağdaş eğitim
flkeleriııi uygulamak bir iktidar
sorunudur. Bu anlayışı benimse-
yecek, uygulayacak, emekten ya-
• CHP'nin Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 60. yıldönümü
nedeniyle düzenlediği Çağdaş Eğitim Şenliği, 16 Nisan 2000
Pazar günü Ankara'da Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda
başlayacak. Şenlikte belgesel, müzik dinletisi, sergi ve
halkoyunlan gibi etkinlikler düzenlenecek.
na bir iktidar gerekn*" dedi.
CHPnın Köy Enstitüleri'nin
kuruluşunun 60. yıldönümü ne-
deniyle düzenlediği çağdaş eği-
tim şenliği 16 Nisan 2000 Pazar
günü Ankara'da Ahmet Taner
Kışlalı Spor Salonu'nda gerçek-
leştirilecek.
Türkiye'nin her yerinden
1500'e yakın Köy Enstitütüleri
öğretmen, eğitmen, sağlık me-
munı ve teknisyenin şenliğe ka-
tılacaklannı bildirdikleri, sağlık
nedeniyle katılamayacak olan
pek çok Köy Enstitülü' nün de
telgraf gönderdikleri belirtildi.
Köy Enstitüsü kuşağının yanı
sıra çok sayıda gencin de katıla-
cağı şenlik, 16 Nisan günü saat
11.00'de Genel Başkan AltanÖy-
men başkanhğında topluca Anıt-
kabir'in ziyaret edihnesiyle baş-
layacak.
Belgesel de haarlancb
Köy Enstitüleri'ni anlatan fo-
toğraflar ve enstitülü ressamlann
eserlerinin de sergileneceği Ah-
met Taner Kışlalı Spor Salo-
nu'ndaki şenlik ise 13.00'te baş-
layacak. Altan Öymen'in konuş-
masının ardmdan, Can Dün-
dar'ın hazırladığı "Köy Enstitü-
leri Belgesdi", Gülüm Pekcan
Dans Tiyatrosu, müzik dinletisi,
halkoyunlan ve çeşitli etkinlikle-
rin gerçekleştirileceği şenlik, ve-
rilecek kokteylle sona erecek.
CHP MYK Yönetim Kurulu
üyesi Gazalcı, 1940'h yıllarda
uygulanmış ilerici, üretken, bi-
limsel Köy Enstitüleri ilkelerini
bugüne taşımak istediklerini, bu
çağdaş eğitim sistemini yaşamış,
Köy Enstitüleri'nde yetişmiş in-
sanlarla bugünün gençliğıni bu-
luşturmak "bir çeşit bahar *şsF
yapmak istediklerini söyledi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
ARLAMENTERLER ANTALYA 'DA
21. yüzyılda
azmlıklar semineri
ANTALYA (Cumhuri-
yet) - Osmanlı Imparator-
luğu'ndaki gerileme döne-
minin yabancı tüccarlara
vergı konulmasından sonra
başladığı öne sürüldü.
Avrupa Güvenlik ve lş-
birliği Teşkilatı Parlamen-
terler Asamblesi (AGtT-
PA) tarafından TBMM'-
nin ev sahipliğinde, Antal-
ya'nın Kemer ilçesine bağ-
lı Çamyuva'daki Ceylan bı-
ter Continantel Oteİ'de ön-
ceki gün başlayan "Yeni
Riskler ve Meydan Oku-
malar 21. Yüzyıkla Azm-
üklar" konulu seminerin
dün sabahki ilk oturumun-
da, "Aznüık Gruplan ve
EkoDomik tfişkflerin Güç-
lendirilmea" konusu ele
alındı. Fransız Parlamenter
Jacanes Floch'un başkan-
lığını yaptığı otummda ko-
nuşan Kanadalı Parlamen-
ter Jerenûah Grafctein, se-
minerin yajnldığı bölgenin,
"Irklann lHkesi" anlamına
gelen "Pamfîlya'' olarak
anıldığını söyledi. Pamfıl-
ya'da değişik ırklardan bın-
lerce kahraman bulundu-
ğunu anlattı
Türk parlamenterlerden
Mehmet Kaya, Grafste-
in'in son sözleri üzerine
"Bir bölgenin ekonomik
imkânlannın doğuştan ye-
tersiz olması, o bölgedeki
azmuklann baskı alanda
olduğunu göstermez. Bu
bir insanhksuçudur" dedi.
Kaya ve daha sonra söz
alan Bursa Milletvekili Ha-
yati Korkmaz'ın konuşma-
sı esnasında otelin elektrik-
leri sık aralıklarla 7 kez ke-
sildi. Oturum Başkanı Jac-
ques Floch, Korkmaz ve
Kaya'ya, "Daha hızü konu-
şun, çünkü elektriklerin ne
zaman kesileceğini bflmiyo-
ruz" dedi.
T
ÜLEN'ÎN MESAJIOKUNDU
Fethullahçı vakıftan • -
'hoşgörü sempozyumu9
ÖZCANGÜNEŞ
ŞANLIURFA-''Kültür-
kraras Diyalog Platfor-
mu" adıyla Fethullahçı-
lar'ın kurduğu Gazeteciler
ve Yazarlar Vakfı'nca or-
ganize edilen "Musevüer,
Hıristiyanlar ve Mfisln-
manlar için Diyalogda Bir
Sembol ve BirBk Bağı Hz.
tbrahim" sempozyumu
Harran'da başladı. Sem-
pozyumun açılış töreninde
Fethullah Gülen'in mesajı
okundu.
Fethullahçılann devlet
desteğiyle kalkındığı, fark-
lı inanışlann kültürlerinin
yok edildiği, kiliselerin ca-
mi ve halı atölyelerine dö-
nüştürüldüğü Şanlıurfa'da
düzenlenen "Hosgörü
Sempozyumu" Harran'da-
ki tarihi kale kalıntılan
önündeki törenle başladı.
Hıristiyan Mardin Süryani
Kilisesi, Musevi Istanbul
Korosu ile Kültür Bakanlı-
ğı Devlet Türk Halk Müzi-
ği Şanlıurfa Korosu'nun
ilahiler okuduğu açıhş tö-
renini Fethullahçı Saman-
yolu Televizyonu'nda
program yapan Engin No-
yan sundu. Söz konusu te-
levizyondan canlı olarak
yayımlanan törene ruhani
İiderlerden Fener Rum Pat-
riği Bartholomeos, Rusya
Federasyonu Başmüftüsü
Tolga Tacutdin, Vati-
kan'dan Thomas Micheal,
Ermeni Patrik Vekili Kir-
korDamatyum, Hahamba-
şı Vekili Row tshak ile çok
sayıda din adamı katıldı.
Sempozyuma Devlet
Bakanı MHP'li Sadi So-
muncuoğlu, Şanlıurfa mil-
letvekilleri ANAP'lı Meh-
met Güneş, DYP'li Nec-
mettin Cevheri, MHP'li
Muzaffer Çakmak, Vali
Şahabettin Harput Bele-
diye Başkanı Ahmet Bab-
çrvan ile kentteki diğer ka-
mu görevlileri de hazır bu-
lundu. Açılışta konuşan
Somuncuoğlu, organizas-
yonu gerçekleştirenlere te-
şekkür etti.
[email protected]
Eşber Yağmurdereli'yi Çankın
Kapalı Cezaevi'nde, geçen pazar
günü ziyaret ettim. Eşber 1968'li yıl-
lardan arkadaşım. 12 Eylül sonrası
Bursa Cezaevi'nde 1.5 yıl birlikte
yattık. Eşber 1978 yılında, bir gru-
bun kuyumcu soygununda onun da
adını vermesi sonrası tutuklanmış-
tı.
Eylem bir kuyumcu soygunundan
ibaretti. Bursa'da gerçekteştirilmiş-
ti, Eşber ise o sırada Samsun civa-
nnda avukatlık yapıyordu. Onun ey-
lemin plancısı olduğu iddia edilmiş-
ti. Ne ölüm ne de yaralamantn oldu-
ğu bu olay nedeniyle Eşber, Sam-
sun Ağır Ceza Mahkemesi'nde yar-
gılandı. Eyleme katıldığı bile iddia
edilmemesine karşın, 12 Eylül aske-
ri darbesinin hemen ardından ve o
hava içinde idama mahkûm edildi.
Idam kararını veren mahkeme,
Eşber'in kör olduğunu söyleyerek
idamı müebbet hapse çevirdi. Eş-
ber, 1978'den 1991 yılına kadar 13
yıldan fazla hapis yattı. O yıl çıkan-
Eşber'le Çankın Cezaevi'nde
lan Terörle Mücadele Yasası'nın In-
faz Yasası'nda yaptığı değişiklikten
yararlanarak tahliye oldu. Serbest
kaldıktan bir süre sonra bir toplan-
tıda yaptığı konuşma nedeniyle yar-
gılandı ve Terörle Mücadele Yasa-
sı'nı ihlal ettiği gerekçesiyle 10 aya
mahkûm edildi.
Bu 10 aylık mahkûmiyet, Eşber'in
infazının yanmasına neden oldu. Bir
konuşma nedeniyle 10 ay yatması
gerekirken, infazı yandığı için tam
22.5 yıl cezaevinde yatmak üzere
tutuklandı. İki yıldır Çankın Ceza-
evi'nde yatıyor. Bütün bunlan, Tür-
kiye'deki hukuk sistemini ve mantı-
ğını göstermek için yazdım. Bir ay-
dın, bir soi örgütle ilişkisi iddiasıyla
bundan 23 yıl önce yargılanıyor ve
cezaevine giriyor. Hakkındaki iddi-
alar, normal bir dönemde olsa bir-
kaç yıl mahkûmiyetle sonuçlanacak
iddialar olmasına rağmen idama
mahkûm ediliyor. Müebbete çevri-
len bu cezayı da büyük ölçüde ya-
tıyor, ama devlet yakasını birtüriü bı-
rakmıyor. Devletin kurumları, solcu-
lardan intikam almaktan bir türlü
vazgeçmiyor.
• • •
Eşber, aradaki yattıklan da ekle-
nince 17 yıldır içeride. İlk tutuklan-
dığında 33 yaşındaydı şimdi 55 ya-
şında, bu dönemin tamamına yakı-
nını hapiste geçirdi. İki yıldır görüş-
mediğimiz Eşber, gülen yüzüyle bi-
zi içeride karşıladı. Çektiği bütün
acılara rağmen hoşgörülü, esprili
tavrını değiştrrmemişti. Ülke sorun-
larından kişisel dertlere kadar birik-
miş konuları konuştuk.
Eşber, kişisel dertlerinden söz et-
meyi sevmez. Örneğin, onun gör-
meyen gözleriyle cezaevinde yat-
ması, hele de kapalı bir cezaevinde
son derece olumsuz koşullarda yat-
ması kabul edilir gibi değil. Konuş-
mamız sırasında söz cezaevlerinde
çok yaygın olan Hepatit-B salgının-
dan açıldı. Çankın Cezaevi'nde de
çok sayıda hükümlünün Hepatit-B
olduğunu söylediler.
Cezaevinin sınıriı olanaklan tçin-
de, böylesine bulaşıcı bir hastalığın
engellenmesi çok zor. Hele kalaba-
lık koğuşlarda, temizliği sağlamak
ve kiıiilik nedeniyle yaygınlaşan
böyle bir hastalığı önlemek müm-
kün değil. Durumu ağırlaşanlann za-
man zaman Ankara'ya gönderilip
aynı gün geri döndüğünü anlattılar.
Giderek durumu ağııiaşanlardan
söz ettiler. Bu koşullarda bir insa-
nın korunması çok zor.
Çankın Cezaevi'ndeki adli mah-
kûmlar ise af tedirginliği içindeler.
Sürekli verilen sözler, onlarda öfke
yaratmış. Günlerce açlık grevi yap-
mışlar. Çanakkale'deki mahkûmlar-
dan dördü, açlık grevi nedeniyle
hastaneye kaldınlmış.
• • •
Çankın Cezaevi'ni terk ederken,
derin bir hüzne kapıldık. Hepatit-B
tehdidi altında yüzlerce tutukluyu
geride bıraktık. 168. maddeden hiç
yoktan uzun yıllara mahkûm olmuş
üniversite ögrencilerini dinlerken yü-
reğimiz sıkıştı. Bir konuşması nede-
niyle bir aydını, Eşber'i 22 yıl daha
cezaevinde yatmak üzere içeride bı-
raktık.
Eşber, bir derviş tavnyla içeride
yatıyor. Onun içeride olduğu birTür-
kiye'de hep birlikte yaşıyoruz. Hep
birlikte, Türkiye'nin değişip geliştiği-
ni sanıyoruz. Eşber içeride yatıyor.
Anadolu'nun ıssız bir yöresinde
Çankın'da Eşber'i geride bırakarak
Ankara'ya doğru yol alıyoruz.
Türkiye, kimin cumhurbaşkanı
olacağını tartışıyor.
Eşber içeride, 22 yıl yatacak.
Devletimize, milletimize hayırlı
uğurlu olsun.