Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN2000SALI
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Aydın Düşmanlığı
12 Eylül'ün karanlık günlerinde bir ışık yan-
nruştı. Türkiye'nin aydınlan Kenan Evren'e gön-
derdikleri mektupta, özgürtükJerin çiğnenmesi-
ne izin vermeyeceklerini, demokrasi için müca-
dele edecekJerini belirtiyorlardı.
Despot şaşırmıştı. Bütün erki elinde tutması-
na karşın topu tüfeği olmayan, inançlanndan
başka gücü bulunmayan insanlara ateş püskü-
rüyordu.
Kenan Bey, o bilinen yöntem ve biçemiyle
halkın karşısına çıkmış veryansın ediyor, Ne
yani" diyordu, "Vahdettln de aydındı, ama ne
yapayım ben öyle aydını."
Yanıt aydınlar dilekçesi davası duruşmasın-
da geldi. Sanıklardan biri kalktı ve şunlan söy-
ledi:
- Vahdettin'in aydın olduğu çok kuşku götü-
rür, ama devlet başkanı olduğu kuşku götür-
mez.
Işte tam o günlerde çıkmıştı bu öykü:
Tartışmaların kızıştığını, Evren'in canının çok
sıkıldığını gören dönemin Aydın Valisi, Kenan
Bey'e şöyle bir telgraf çekmiş:
"Sayın Paşam, Gaziantep, Kahramanmaraş
ve Şanlıurfa'dan sonra burayı da Hainaydın i-
lan edelim mi?
Aydın düşmanlığını bilmem bundan iyi anla-
tacak bir fıkra var mı?
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran kadrolar aydın-
lanmacıydılar. Cumhuriyet Devrimi aynı zaman-
da Türk rönesansını ve aydınlanmasını hızlan-
dırdı. Onlarla iç içe gelişti. Ama 4O'lı yıllann or-
talannda bir kırılma noktasına girdik. Uğur
Mumcu "KmXh Yıllann Cadı Kazanı" adlı yapı-
tında olaylan çok iyi anlatır.
O günden bu yana da, aydın düşmanlığı iv-
me kazanarak arttı. En umulmadık kişiler bile bu
tuzağa düşer oldular.
Gerçekten iyi bir hukukçu olan, aynı zaman-
da Cumhuriyet Devrimi'nin yani aydınlanmanın
kazanımlannı da korumada titizlik gösteren Yar-
gıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın
aydınlan hedef alan sözleri de bunlardan biri.
1
Savaş'ın sinema oyuncusu yapacağız diye
Hondınlan genç kızlara benzetip aydınlan Tür-
kiye'yi dışanya gammazlamakla suçlaması, ül-
kemizdeki aydın düşmanlığının yarattığı kav-
ram kargaşasının bir ürünü.
O da diplomalı ve ünlü ile aydını birbirine ka-
nştırarak, talihsiz bir demeç vermiş.
Sayın Vural Savaş unutmamalı ki, aydını ve
aydınlanmayı baskı altında tutarak cumhuriye-
ti korumanın olanağı yoktur.
Türkiye'nin aydınlan, kendileri yanarak, kur-
şunlanarak, tekerleklı sandalyeye mahkûm ola-
rak, canlarını vererek korumuşlardır Türk ay-
dınlanması ve cumhuriyetini.
Cumhuriyet Devrimi'nin içinden Türk aydın-
lanmasını çıkarmayâ kalkarsanız, onu 40'lann
ortasında olduğu gibi, kaba bir şovenizme dö-
nüştürürsünüz ki, bu da onun temel niteliğinin
inkârı anlamını taşır.
Aydın düşmanlığı ile cumhuriyetin temel ka-
zanımlan olan laiklik, demokrasi ve aydınlanma
karşıtlığı aynı anlamı taşıyor.
Kimi bunu bilinçle, domuz gibi bilerek yaptı,
yapıyor; kimi de bilmeden, istemeden bu yan-
lışa düşüyor.
Biz Vural Savaş'ın ikinci gruba girdiğine ve bu
talihsiz açıklamasını düzeltip yanlış anlamalan
giderecek açıklamalar yapacağına inanmak is-
tiyoruz.
Türkiye'de cumhuriyeti koruyacağım derken,
Kenanlaşma yanlışına düşmemeye çok dikkat
etmek gerek.
Cumhurbaskanlığı tartışması
ANAP'ta Ecevit
rahiatsızlığı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Başba-
kan Bülent Ecevit'ın,
dün akşam saatlennde
cumhurbaskanlığı
adaybğı süreciyle ilgili
sûrpriz açıklaması, hü-
kümet ortağı ANAP'ta
rahatsızlık yarattı.
ANAP kurmaylan, bu
açıklamanın, Mesut Yü-
maz'ın adaylığının önü-
nü kesmeye dönük bir
girişim olduguu ileri
sürdüler. ANAP yöneti-
mi açıklamaya net tavır
koymaktan kaçınırken.
bazı MKYK üyeleri,
"Bu açıklama ûzerine
söyienecek bir şey yok"
tepkisini gösterdiler.
ANAP Genel Başka-
nı Mesut Yılmaz, bugün
yapılması planlanan li-
derler zirvesi öncesinde
Başkanlık Divanı ile
MKYK'yi topladı.
MKYK toplantısı sürer-
ken Başbakan Ecevit'in
cumhurbaskanlığı seçi-
mine ilişkin yazıh açık-
lama yaptığı haberi gel-
di. Genel Başkan Yar-
dımcısı Mustafa Taşar
bu metni okudu.
MKYK'de Yılmaz'ın
cumhurbaskanlığı ile il-
gili konuşmayarak "Ge-
rek olursa MKYK'yi
zirveden sonra yeniden
toplanm" dediği bildi-
rildi. Bunun ûzerine
üyeler de görüş bildir-
mediler. ANAP'ta bu
konuda değerlendirme
yapılmamasının, cum-
hurbaşkanlığına dönük
hesaplan olduğu belir-
tilen Yılmaz'ın zirve
öncesi yıpratılmaması
amacına dönük olduğu
savlandı. Yılmaz'ın bu-
günkü zirvede de Bah-
çeli ve Ecevit'in öneri-
lerini dinleyeceği, ken-
disine dönük spekülas-
yonlan önlemek için de
somut bir öneri götür-
meyeceği ifade edildi.
ANAP MKYK top-
lantısında, teşkilat so-
runlan ve 8. Cumhur-
başkanı Turgut Ozal'ın
ölüm yıldönümüne dö-
nük hazırlıklann göz-
den geçirildiği ifade
edildi.
Toplantıda görüş bil-
dirilmemesine karşın,
bazı genel başkan yar-
dımcılan daha sonra
yaptıklan değerlendir-
melerde, Ecevit'in açık-
lamasının Yılmaz'ın
cumhurbaşkanlıgı
adaylığının önünü kes-
meye yönelik olduğunu
ifade ettiler.
'Halkla Birlikte Çözüm' toplantılanna katılan 13 CHP il başkanı, bölgesel sorunları raporlaştırdı
Güneydoğu acil çözüm bekliyor
MAHMUTORAL
DtYARBAKIR-CHP'nin "Halkla
Birlikte Çözüm'' toplantılanna sunu-
lan bildirilerde, bölgenin sosyal, siya-
sal ve ekonomik sorunlan sıralandı.
Bölgedeki 13 ilin CHP il başkanlan
tarafından okunan bildiri ve raporlar-
da, Kürt sorununun acilen çözülme-
si, köylere geri dönüşlerin sağlanma-
sı, OHAL ve koruculuk uygulamala-
nnuı kaldınlması, zomnlu göç nede-
niyle ekonomik yıkıma uğrayan yurt-
taşlara devlet desteği verilmesi isten-
di.
CHP lideri Ahan Öymen, PM ve
MYK üyelerinin de katıldığı "Halk-
la Birlikte Çözüm'' toplantılanna, böl-
gedeki 13 ilin CHP yöneticileri de ka-
tüarak bölgesel sorunlannı aktardılar.
CHP örgütleri raporlannda özetle
şu görüşlere yer verdiler:
Batman: Sivil toplum örgütlerinin
verdikleri raporlar referans alınarak
ortaya konan tabloda, eğitim, sendi-
kal haklar, zorunlu göç nedeniyle or-
taya çıkan ağır sorunlar; temel insan
hâklan konulannda yaşanan sorunlar
Türk Polis Teskilatı
Tonton:Polis
demokrasinin
uyncısıdır
Haber Merkezi - tçişleri Bakanı Sa-
dertin Tantan, polisin devletin vitrini
olduğunu kaydederek, "Aynızamanda
devletin, cumhuriyetin ve demokrasi-
nin aynasıdır" dedi. Emniyet Genel
Müdürü Turan Genç, Atatürk ilke ve
inkılaplanna bağlı, demokrasiye ina-
nan ve sahip çıkan, hukukun üstünlü-
ğüne saygıh polis teskilatı olmayı he-
deflediklerini söyledi.
Türk Polis Teşkilatı'nın 155. kuruluş
yıldönümü nedeniyle Polis Radyosu
Büyük Stüdyo'da tören düzenlendı.
TBMM Başkanı Yıkfanm Akbuhıt,
polislerin 155 yıldır canlan pahasına
hizmet verdiklerini belirterek, "Bu gö-
revler bir hukuk dcvlctinde. anayasa ve
kanunlara uygun biçimdeyerine getirfl-
nteüdir. Bn zor görev insan hakiarma
saygüı ohnak kaydıyla verîne getirüme-
Bdfa-" dedi. Emniyet Genel Müdürü Tu-
ran Genç de, "demokrasiye inanan ve
sahipçıkan,hukukun üstünlüğüne sav-
gth, Atatürk ilke ve inküaplaruıa bagh,
herkese karşı eşit. tarafsız, milli ve ma-
nevi değerierin korunmasmda kararh
bir polis teşküatı olmayı" hedefledikle-
rini belirtti.
Türk Polis Teskilatı'run 155. kuruluş
yıldönümü nedeniyle Istanbul'da Tak-
sim Meydanı'nda tören düzenlendi. Is-
tanbul Emniyet Müdürü Hasan Ozde-
mir ile polis okulu ve polis eğitim mer-
kezi müdürlerinin Cumhuriyet Anıtı'na
çelenk koymasıyla başlayan tören say-
gı duruşu ve tstiklal Marşı'nın okunma-
sıyla deyam etti. Törende bir konuşma
yapan Ozdemir, Atatürk ilke ve inkı-
laplanna bağlı Türk polisinin, devleti-
nin güvenliği ve vatandaşının can, ırz
ve mal emniyetini canı pahasına koru-
duğunu ifade etti.
CHP
• CHP'li il başkanlannın hazırladığı raporda, Kürt sorununun acilen
çözülmesi, köylere geri dönüşlerin sağlanması, OHAL ve koruculuk
uygulamalannın kaldınlması, zorunlu göç nedeniyle ekonomik yıkıma
uğrayan yurttaşlara devlet desteği verilmesi istendi.
ve buna karşın uluslararası sözleşme-
lerden kaynaklanan haklann yaşama
geçirihnemesi vurgulandı. Ekonomik
kalkınma bağlammda da yatınm teş-
vikleri verilmesi, TÜPRAŞ Rafineri-
si'nin teknolojik yenileşmesinin sağ-
lanması ve çahşanlara devredilmesi
istendi.
Bhlis: Eğitim ve sağlık gibi temel
' sorunlar, köy boşaltmaları, fiziksel
yetersizlikler ve kamuda nitelikli per-
sonel yetersizlikleri vurgulanırken, et
dışalımına gidilmesinin yerli üretimi
zayıflattığı; pancar ve tütünde kota
uygulamasının da çiftçiyi zora soktu-
ğü belirtildi.
Diyarbakır: Kürt sorununun öne çı-
kanldığı bildiride, ekonomi, eğitim,
sosyal ve siyasal sorunlar ve bunlann
çözüm önerileri üzerinde duruldu.
Kürt sorununun çözümü için Misakı
Milli sınırlan içinde banş ortamınm
oluşturulması ve demokrasinin ku-
rum ve kurallanyla işlerliğinin sağ-
lanması istendi.
Elaztğ: Kentte işçi ahmlannda ve
hizmet götürmede partizanlık yapıl-
dığına dikkat çekildi. CHP'nin deği-
şik kesimleri kucaklayıcı bir yakla-
şımla ve özellikle de iç göçler nede-
niyle dışlanan ve mezhep farklılıkla-
n gösteren toplum kesimlerinin so-
runlanna çözüm üretmeye çalışması
istendi.
Hakkâri: Değişik kültürel yapılann
iç içeliği, hiyerarşik aşiret örgütlen-
mesinin bireyin özgürleşmesiyle çe-
lişkisi, geleneksel ile çağdaş öğelerin
birlikteliği, topraksızlık, işsizlik, göç
ve yerleşim birimlerinin dağınıklığı,
başta eğitim ve sağlık ohnak özere te-
mel altyapı hizmetlerinin yetersizliği
ortaya konuldu.
Mardin: CHP'nin iktidar olduğu
dönemde antidemokratik uygulama-
lara yeterince karşı koymadığı, Kürt
sorununu evrensel hukuk normlany-
la ele almadığı, 3 bin 500 köyün bo-
şaltıhnasına seyirci kaldığı, OHAL ve
korucu sistemini kaldn-acağı sözunü
verdiği halde bunu yapmadığı belir-
tildi.
Muş: Güneydoğu'da özelleştirilme-
ye karşı çıkılan bildiride, son olarak
işsizlik sorununun çözümü üzerinde
duruldu. Özelleştirme ve işsizlik ko-
nulanna ağırlık verildiği ve sahip çı-
kıldığı takdirde CHP'nin bölgede es-
ki siyasal gücüne kolayca kavuşaca-
ğı vurgulandı.
Siirt: Şiddetin yarattığı yıkımlar ele
alındı. Kentin 150 köyünün boşaltıl-
dığı, köylerden aynlanlann çarpık
kentleşme, işsizlik, eğitim ve sağlık
gibi hizmetlerde büyük bozukluklar
yarattığı vurgulandı.
Şanhurfa: Laikliğin topluma iyi an-
latıknadığı, faili meçhul cinayetlerin
takipçisi olunamadığı ve CHP tabanı-
na sa|ıip çıkıhnadığı belirtiliyor. Bil-
diride, CHP'nin Kürt sorununa çö-
züm önerileri geliştirmede yetersiz
kaldığı anlatıldı.
Şırnak: Terörün yarattığı çaresizlik
üzerinde durulurken, sorunlann çö-
zümünün siyasi olduğu vurgulandı.
Ekonomik sorunlara çözüm olarak
Habur Smır Kapısf ndan ticaretin ge-
liştirihnesi istendi.
Tunceli: Eğitimde kimi alanlarda
nitelikli öğretmen ve sağlıkta da uz-
man doktor yetersizliği en büyük so-
runlar olarak sıralandı.
Van: Işsizliğin çok arttığı, kamu ya-
tınmlannın tümüyle durduğu \Tirgu-
landı. Turistler dahil kentte dışardan
gelenlere potansiyel suçlu gözüyle
bakıldığı, saat 15.00'ten sonra çevre
illere gidişin yasaklandığı ya da seya-
hat özgürlüğünün kısıtlandığı anlatıl-
dı. Köy koruculuğu uygulamasının
cinayet, soygun ve uyuşturucu ticare-
ti dahil, her yönüyle çok büyük olum-
suzluklar yarattığı belirtildi.
Milletvekili transferi
FaziletPortisVnden
ANAPveYümaz'a
büyüktepki var
Almanva'da yakalan Şahin, Bertin'den THY'nin tarifeli uçağı\1a tstanbul'a getirikü. (AA)
Sedat Şalıiıı iade edildi
İstanbul Haber Servisi-ln-
terpol tarafindan kırmızı bül-
tenle aranırken 1998 yılında
Almanya'da yakalanan maf-
ya lideri Sedat Şahin Türki-
ye'ye iade edildi.
Şahin, Berlin'den kalkan
THY'ye ait tarifeli uçakla,
saat 15. 15'te Atatürk Hava-
limanı'na geldi. Uçaktan po-
lis tarafindan alınan Şahin,
zırhlı bir araca bindirilerek
sıkı güvenlik önlemleri altın-
da İstanbul Emniyet Müdür-
lüğü'ne getirildi. Öldürme,
soygun ve haraç alma gibi
olaylan kapsayan 3 ayn suç-
tan dolayı aranan ve Bursa
Ağır Ceza Mahkemesi'nce
verilen kesinleşmiş 6 yıl 11
ay hapis cezası bulunan Şa-
hin, bugün Bakırköy Adhye-
si'ne çıkanlacak.
Suç dosyası
Şahin'in adı ilk kez, ulus-
lararası uyuşturucu kaçakçı-
sı Mehmet Nafi Çapan, Hü-
seyin Temurtaş ve Çetin Te-
murtaş'ın öldürülmesi ola-
yıyla duyuldu. Şahin'in adı,
kardeşini yaralayan Okan
Oztürk'ün öldürülmesi ola-
yına da kanştı. Şahin'in kar-
deşi Vedat Şahin ile birlikte
1998 yıhnda gözaltına alınan
12 kişi, sorgulannda Sedat
Şahin'in azmettirmesiyla çe-
şitli öldürme ve yaralama
olaylanna kanşnklannı itiraf
etmişlerdi.
Mustafa BülentArdan, Bi-
lal Akın ve Oktay Cincioğ-
hı'nun öldürülmesini azmet-
tirdiği öne sürülen Şahin, ts-
tanbul DGM'deki "çcte" da-
vası kapsammda gıyabi tu-
tuklu olarak yargılanıyordu.
Şahin, Berlin'de doğum
yapan eşi Buket Erener'ı zı-
yarete giderken 22 Eylül
1998'de üzerindeki sahte
italyan pasaportuyla yakala-
narak tutuklanmışo.
Avrupa Komisyonu Temsilcisi Fogg, Türkiye ile ilişkileri değerlendirdi
4
Etnik farkblık AB için zenginiik
9
ERKANTUYSAL
KONYA - Avrupa Komisyonu
Türkiye Temsilcisi Karen Fogg,
"Türtdye'deki kültürel ve etnik
farkhhklar Avrupa BirnğTnin re-
fahuıa katkı ve zenginüksağlaya-
cakör'' dedi. Fogg, azınlık hakla-
nnm da AB'ye giriş sürecinde
önemli olduğunu vurguladı.
Selçuk Üniversitesi ve Türk
Hukuk Enstitüsü tarafindan dü-
zenlenen, "Türkiye-Avrupa Bir-
liği luşkilerinin Dünü, Bugünü,
Yanm" konulu sempozyumda
konuşan Karen Fogg, insan hak-
lannı yeniden tanımladıklannı
ifade etti. tnsan haklannm bir yö-
nüyle azınlık haklannı içerdiğini
vurgulayan Fogg, "Biz azınlık
haklan derken,toplumsaL kültü-
rel ve etnik yöndeki farkh kaza-
nımlantanımhyoruz. Türkrve'de-
Id azmhklar kendilerini ifade ede-
bilmeudirler. Türkiye"deki kültü-
rel ve etnik farkhhklar Avrupa
BirtigTnin refahına katkı ve zen-
gmMksağlajacaknr" dedi.
Fogg, Türkiye'nin AB'ye giriş
sürecinde hükümetlerin yani sua
sivil toplum örgütlerinin de ça-
lışma içinde olması gerektiğini
belirterek şöyle konuştu:
"Türkiye'nnı AB'ye giriş süre-
cinde, Avrupa Komisyonu etkin-
liklerine devam edecek. Dokü-
ınanlar. diyaloglar ve teknik yar-
dımlar görüşülecek. tzleme komi-
tesi kurulacak. Düzenli raporlar
hazuianacak. Bu arada Türkhe
programlannı hangi hızla ve ne
kadar gerçekleştireceğüıe karar
verecek. Biriiğimiz Türkiye'de
gençlik. eğnim, meslek ve birçok
alanda programlar hazuiayacak.
Oğrenciler ve srvil toplum örgüt-
leri bu anlamda programlanmı-
za katümahdır.''
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - FP'den bir
süre önce 3 milletvekilini
transfer eden ANAP'ın
cumhurbaşkanhğı seçimi
öncesinde bu partiye yö-
nelik çengel hareketini
sürdüreceği öne sürüldü.
Liderleri Mesut Yıl-
maz'ın cumhurbaşkanı
adaylığı için harekete ge-
çen ANAP kurmaylan-
nın, FP'nin yenilikçi ka-
nadınm desteğini sağla-
mak için temas arayışı
içinde olduklan sâVunu-
lurken bu yöndeki haber-
lef FP'yi kanşürdı.
FP Genel Başkan Yar-
dımcısı Veysel Candan,
"ANAP'ın böyle bir niye-
ti olabüir, ama arkadaşla-
nmızuı yanhş yapacağuu
sanmryorum" diyerek ye-
nilikçilere uyanda bulun-
du. Candan,"Pariamen-
toda transferlerie denge-
lerideğiştirip cumhurbaş-
kanhğı koltuğuna otur-
mak gibi bir niyetleri var-
sa, başlamadan vazgeçsin-
ler" dedi. Yenilikçi kanat-
ta yer alan FP İstanbul
Milletvekili Azmi Ateş
de, ANAP'la ortak bir
cephe içinde yer aunala-
rının söz konusu olama-
yacağım savunarak grup-
ta Yılmaz'a Demirel'den
daha fazla tepki duyuldu-
ğunu söyledi. FP Genel
Başkanı Recai Kutan da
liderler zirvesinde uzlaş-
ma olasılığının zayıf gö-
ründüğünü söyledi.
ANAP cephesinde Yıl-
maz için yoğun bir çalış-
ma başlatıldığı öne sürü-
lüyor. Anayasa değişikli-
ği sürecinde Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirere
yeniden adaylık yolunun
açılmasına şiddetle karşı
çıkan FP'li muhaliflerle
temas arayışında olan
ANAP kurmaylannın,
Yılmaz için nabız yokla-
dığı savunuldu. FP kulis-
lerinde ANAP'ın girişün-
lerde bulunduğu konuşu-
lurken parti içinden tepki-
leryükseldi. Veysel Can-
dan, "ANAP'tantekHfgel-
nüş olabüir, ama ben ar-
kadaşlanmızın böyle bir
oyuna geleceklerini san-
mıyorum. ANAP daha
öncebizden3 milletvekiu-
ni transfer etmişti. Trans-
fer öncesinde çok konu-
şubnuşru. böyle bir şeye
ihtimal verememiştik, an-
cak istenmeycn bir du-
tum ortaya çıkb'* dedî.'
Yılmaz'ın şaibcleri
TBMM'de Yılmaz hak-
kındaki yolsuzluk ve
usulsüzlük savlannı araş-
tırmak üzere kurulmuş
olan soruşturma komis-
yonlannın çalışmalannı
sürdürdüklerine dikkat
çeken Candan, "Yıl-
maz'uı önce bu şaibeler-
denkurrulmasuaklanma-
sı lazun. Eğer parlamen-
toda millervekili transfer-
lerh le dengeleri değiştirip
cumhurbaşkanhğı koltu-
ğuna oturmak gibi bir ni-
yetleri varsa, başlamadan
vazgeçsinler. Böyle yapa-
rak koltuğa oturulamaz,
oturulursa o koltukbatar.
Dedikodulara inanmak
istemiyoruz. Ümit edüyo-
ruz ki Yılmaz ahlakh yo-
hı tercih eder" dedi.
ANAP'la dirsek teması
söylentileri FP'nin yeni-
likçi kanadında da rahat-
sızlık yarattı. Azmi Ateş,
böyle bir temasın söz ko-
nusu olamayacağını savu-
narak şunlan söyledi:
"Ydmaz, bu koalisyo-
nun kurulması aşamasuı-
da hakkındaki bazı iddi-
alarnedeniylehükümette
yer almayacağını söyle-
mişti. Bu iddialar hâlâ or-
ta yerde duruyor. henüz
aklanmadL Bu durumda-
ki biri cumhurbaşkanı
adayı ohnamah."
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Cumhurbaskanlığı seçimiyle hüc-
re tipi cezaevi arasında ne ilişki var
diyebilirsiniz. Sokaktaki vatandaş
gerçekten böyle düşünebilir. Ama
cezaevindeyseniz veya cezaevinde
bir yakınınız varsa durum farklı. Da-
ha da ötesi Adalet Bakanlığı bürok-
rasisi içindeyseniz de cumhurbas-
kanlığı seçimleri sizi bu açıdan ilgi-
lendirebilir.
Cezaevlerindeki mahkûmlar cum-
hurbaskanlığı seçimlerinin sonuçlan-
masını endişeyle bekJiyorlar. Çünkü
daha önceki bir bakanlık açıklama-
sında hücre tipi cezaevi uygulaması-
na mayıs ayında geçileceği belirtil-
mişti. Bugünlerde hemen herkes
cumhurbaskanlığı seçimlerine yo-
ğunlaştığı için, birçok uygulama da
bu yüzden bu seçimden sonraya kal-
dı. . .
• • •
Bu köşede çokça dile getirdik.
Hücre tipi, cezaevlerinde yatan 10
Cumhurbaşkanı ve Hücre Tipi
bin siyasi tutuklu ve mahkûmu (ba-
kanlığa göre terör suçlulannı) yakın-
dan ilgilendiriyorve tabii tedirgin edi-
yor. Son 10-15 yıllık cezaevleri tari-
himize bir göz atarsak bu tedirginli-
ğin boş birtedirginlik olmadığını gö-
rürüz. Neredeyse hemen her yıl ce-
zaevlerinin birisinde veya birkaçın-
da siyasi tutuklu ve mahkûmlar kı-
nmdan geçirildiler.
"Cezaevinde devlet otoritesi yok"
bahanesine sığınan devlet, öfkesini
her seferinde siyasilerin tepesinde
patlatmış, onlarcasının öldürüldüğü,
yüzlercesinin yaralandığı bir tablo
yaratmıştı. Daha birkaç ay önce An-
kara Ulucanlar Cezaevi'nde elleri
kollan bağlı insanlar, tam bir katlet-
me mantığıyla vahşice öldürüldüler.
Ortaya çıkan bütün bilgi ve belge-
ler Ulucanlar'da yapılanın bir katliam
olduğunu gösteriyor. TBMM Araştır-
ma Komisyonu raporu da bu gerçe-
ği doğruladı. Cezaevinde otoritesi ol-
mayan devletin görevlileri nasıl olu-
yor da, hemen her yıl birçok siyasi-
nin yaşamını yitirdiği bir olayın faili
haline geliyor?
•••
Hücre tipi cezaevi, ülkemiz insanı-
nın toplu yaşama ve dayanışma alış-
kanlıklannaaykın. Ikincisi özellikle si-
yasi tutuklu ve mahkûmlar, yaşadık-
ları öldürme ve dayak olaylan nede-
niyle, hücrelere atıldıklannda daha
yoğun bir baskıyla yüz yüze gelecek-
lerinin endişesini taşıyorlar. Bu ne-
denle, böyle birgirişime ölümüne di-
reneceklerini gönderdikleri mektup-
larda, yaptıklan açıklamalarda dile
getiriyorlar.
Cezaevlerinde uzun yıllar geçirmiş
bir kişi olarak biliyorum ki, içerdeki
insanlar üzerlerinde bir baskı olma-
sa sakin sakin yaşamayı yeğlerler.
Kitap okurlar, dil öğrenirier, el işleri
yaparlar. Bir de kulaklannı af haber-
lerine dikeher.
• • •
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk,
kendisiyle yaptığımız bir sohbette ce-
zaevlerinde 70 bin civanndatutuklu ve
mahkûm olduğunu söylemişti. Bunun
10 bininin de "terör suçlusu" kapsa-
mmda bulunduğunu açıklamıştı. Bu
10 binin, 9 bin civannda olan kısmının
da hiçbir şiddet eylemiyle bağlantısı
olmadığını, pankart asmak, duvara
yazı yazmak, afış yapıştırmak ya da
örgüte üyelik gibi gerekçelerle mah-
kûm edildiklerini biliyoruz.
Bakan Türk, af kanununun, ceza-
evlerinin ağzına kadar dolu olması
ve yeni bir düzenleme yapmak açı-
sından zorunlu olduğunu söylüyor.
Ancak af kanunu içine ne yazık ki si-
yasiler girmiyor. Birçoğu öğrenci ve
genç olan siyasi tutuklu ve mahkûm,
çok basit eylemleryüzünden ağır ce-
zalar almış durumdalar.
Onları içeride tutan bir af kanunu,
huzursuzluğu azaltmak bir yana da-
ha da arttırabilir. Belki bu noktada
1991 yılında olduğu gibi bir ceza in-
dirimiyle bir formül bulunabilir. Siya-
silerin birçoğu en az 5 yıldır içerde-
ler. Buna bir formül gerekiyor.
Son bir not, adli tutuklular, sürekli
geciken af kanunu nedeniyle gerilim
içindeler. Çok sayıda cezaevinde di-
reniş var.
Cumhurbaşkanhğı seçiminin ar-
dından, cezaevleri yeniden günde-
me gelecek. Bakanlığın atacağı
adımlan gözden geçirmesinde, ce-
zaevlerinin nabzını doğru tutmasın-
da yarar var.