25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 1999 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Devleü Kimler Çökertti? Bir zamanlar devlet, me- murianna maaş ödeyeme- yecek duaıma düşmüş, pa- ra yerine bakır hamam tas- ları vermışler! Osmanlı'nm çöküş yıllannda... Kel Ha- san Efendi'nın padışahın hu- zurunda çızmesını çekıp bir türlü çıkaramayan uşağına seslenişi gibr. "Bu memur ma- aş/ mı, bir türiü çıkmaz..." Anımsayanlar olacak, 70'li yıllarda zoriuğa düşen bir ga- zete, çalışanlarına palto, pardösü dağrtmıştı para yerine!.. Başbakan Bütent Ecevit, "Devlet çökecekdurvmda" di- yor. Ister istemez geçmışın tatsız anılan canlanıyor bu söz- lerie. "Devletin gücü bu kadanna yetiyor. Sosyal güvenlik konusunda bir reform yapmaya mecburduk... Bu reform yapılmasaydı devlet çökecekti. Biz her türiü eteşti'nyı hak- sız da bulsak goğüslüyoruz." Daha önce Çalışma Bakanı ne demişti: "Bu gıdişle 2005 yılında maaş ödeyemez hale düşeceğiz." Ne oldu, neler oldu da devlet bu acınası duruma düştü? Birilerı çıkıp bunun nedenlerini açıklamayacak mı? O kadar da zor değil doğrusu! Yirmi otuz yıldır bu gıdişin yanhşlığı, sonun bir uçurum olacağı yazıldı, söylendi. Arna yönetim başmdakiler kös dinledı. Ya da bellı çevrelerin çıkarlannı en önde düşündü, hesapladı. "Ekonomımiz yıllann brikimı olan bir darboğazdan ge- çiyor." (B. Ecevit) Yıllarca kım bıriktirmış de ülkeyi darboğaza sokmuş? Kendiliğinden mı otmuş, yoksa yabancılar mı başarmış? Bu ülkeyi Merih'ten gelen yaratıklar mı yönetmiş de bizleri bu duruma sokmuş? 1950'den bu yana ışbaşına gelen bütün partıler ve lider- ler, Bayar, Menderes, Inönû, Demirel, Nihat Erim, yıne De- mırej, yıne Demirel, derken Ece- vıt. Ozal, MesutYıtmaz, Tan- su Çiller, Erbakan, Mesut, Ecevit, yine Ecevit, yıne Ece- vit... Demirel sekiz kez başba- kanlıktan sonra şımdi de cum- hufbaşkanı!.. Ülkeyi üç beş yıl sonra memurlanna, işçileri- ne, emeklılerine para ödeyemez halegetiren; Ecevit'in söz- leriyle devleti çökme tehlikesiyie baş başa bırakan sorum- lulan başka nerede arayalım? Ülkemızı son otuz kırk yılda yönetenlerde değıl de kımde, kımlerde? Halkımızda mı, emekçılenmızde mı? Ülkeyi nurlu ufuklara götüreceklerirji söyteyerek, inanarak gidip bu vaatlerin sahiplerine oy ve- renlerde mi? Kimde? Şimdi kalkmışlar 'sosyalre/öm7''diyeemeklilikyaşınıBa- tı standartlanna uydurarak, işçinin, memurun aylıklanna sa- daka arttırmalan yaparak, toplumu çıkmazdan, çöküşten kurtaracaklannı söytüyonar? Kimler, btzleri bu uçurumun eşi- ğine getirenler! Geçen gün bir yabanci dostla konuşuyor- dum. Yirmi beş yıl önce gelmiş ülkemize, bir de şimdi! "Sizde adam mı yok, o günlerde de Demirel vardı, Ece- vit vardı. Birbınyle sûrekli çelişen iki lider... Baktm, yine bu ikisi ülkenin başında. Yırmı beş yılda başka devlet adamı çıkmadı mı kı yine bu ikitiye kaldı meydan? Üstelik o gün- lerde hiç mı hiç anlaşamazlardı, can ciğer olmuşlaıi" Bu reformlan, yani emeklilik yaşını IMF'nın isteklerine yaklaşır biçime sokmazlarsa, işçiye, memura gereken zam- ları yapmazlarsa devlet çöktü çökecek. Bunu söyleyen, devleti çöküş çızgısme getiren siyasal kadronun önde ge- len sorumlulanndan biri!.. Gel de gelecekten umutlu d! Umut Tacirlerî ve Özgüven T ürkıye'nin önünün açılması, bir anlamda demokratikleşmenin önünü açmakla olanakhdır. Var olan statüko, hepimizin özlediği daha sıvil ve demokratikbirtopluma ulaşma- mızı engelliyor. Sosyal hukuk devletini ya- ratamadık. Siyasal istikrarsızlık bir türlü aşı- lamıyor. Türk toplumu gerçekten çok sabır- lı, sûreğenleşmiş (kronikleşmiş) enflasyon altında yıllardır eziliyor. Toplumun sağduyu- su emniyet supabı işlevini görüyor. Günlük yaşamaya ahştınlmış bir toplumun gelecek ile ilgili bir beklentisi ve âmacı olabilir mi? Modern kurumlanmızvar, ama geleneksel üiş- kimız birebir ilışki (yani torpil) değişmiş de- ğil. Gençler siyasal alanın dışında, ya topçu ya da popçu sloganıyla hereket etmektedir. Siyasetçiler sürekli umut vaat edip bir türlü yenne getirmeyince seçmen sıyasetçiye kü- süyor. Haklanndan vazgeçıyor, hatta daha üeri giderek, öbür dünya için yatmm yapıl- maya başlanıyor Onemli birnokta: Herkes varolan durum- dan şikâyetçi olmasına karşın seçenek (alter- natif) çözüm üretmekten uzak. Bu görünü- mü ile seçmen hetn politikacıya olan güve- ni hem de kendine olan özgüvenini yitiriyor. Toplumun talepleri Meclis'e taşınamıyor. Za- ten birbirinin aynı olan parti programlanyla partiler seçenek olamıyor. Yüzde 20 karâr- sız seçmen olması düşündürücü değil mi? Günübirlik çekışmelerle gün kurtanlıyor. Parti disıplinleri pranga gibi; kul olma statü- sü burada da korunuyor. Hep seçtiklerimiz- den bir şeyler bekliyoruz. Sorunlanmızın çö- zümünü onlara havale ediyoruz. Bizım top- lumaözgü olan bu özgüven sorununu aşamı- yoruz. Seçimde oy kullandıktan sonra işimiz bitti sanıhyor. Asıl göreNİn, sorumluluğun o zaman başladığının ayırdında degıliz. Okul- da verilen eğitim, nitelıği gereğı ıtaatkâr in- san, güvensiz insan yetiştiriyor. Siyasetçi, siyasetin emek ısteyen aşama- lan yerine kolayrantsaglamayı tercihediyor. Toplumumuzdayaygın birkanı, siyasetin iyi , birşey ohnadığı, uzak durulması gerektiğı şek- lindedir. Ancak yaşamın tüm alanlannda si- yaset vardır. Okulda, ailede, işyennde... Öğ- renciyi derste katıhmcı yapmâkla bas,lar si- yaset. Halk ile siyaset arasındaki kopukluk giderilmelı.Duyarlıvebihnçlibirtoplumsi- yasetı yönlendirebilir. Böyle birtopİum, öz- güveni tam bireylerden oluşur. Özgüvenin oluşumunda eğitimin bire bir etkisı olduğu unutulmamalı. Muzaffer GURBOGA Amerika dahil beş kıtada aynı telefonla konuşma özgürlüğü! Vcııi Ericsson 1 888 \Yorld. GSM 900 ve 1900 (dual-band) teknolojisine sahip. Böylccc Türkiye'de konuştuğunu/ I SSS ile Amerika'ya gittiğinizde de teletonunıı/u va da SIM kartını/ı değiştirmeden konuşabilirsiniz. I 888'in dahili modemi ve infra-red o/.elliği ile kablosu/ olarak biigısayarıın/la istediğınız ycrc ba^lanabilirsinız. Aktif kapak ve Gelistirilmis Ses Kodlama Teknolojisi (EFR) özellikleri yine bu telefonda. Yeni Ericsson I 888 World özel bir telefon aravanlar ve Amerika'va sık sevahat edenler için ideal cep telefonu. Yeni Ericsson I 888 World. PENCERE Tetikçi HükümetL > Istanbul sermayesi Ecevrt'i çok seviyor. Neden?.. Ecevit'in, büyüksermaye kodamanlanndan hiç- biriyte selamı sabahı yok... Ozal öyle miydi?.. Turgut Bey büyük patronlann yanında çalışmış- tı, işadamlannı tek tek tanırdı, piyasanın ıcığını cı- cığını bilirdi, sermaye kesiminden istediğiyle oy- nardı, bir kararla işadamını rezil ya da vezir eder- di. Gözü karaydı. llk özel televizyonu oğluyla biriikte anayasayı de- lerek, PTTyi alet ederek, devleti kutlanarak aileşir- keti niteliğiyte kurrnamış mıydı?.. Hotanto'da bile olamazdı böyle şey... Turgut Bey işadammın ciğerini bilirdi; işadamı da Turgı4 Bey'in eğer isterse bu ciğeri söküp alaca- ğının bilincindeydi. Özal'ın izinde yetişmiş Mesut Yılmaz ile Tan- su Çiller de Istanbul piyasasının kulıslerinde çok dolanmışlardır; kimi şirketle al takke ver külah, ki- mi holdingle enseye tokat göze parmak... Ecevit öyle mi ya!.. Hiçbir işadamını gö2etme- den ve hiçbir holdingi ayırt etmeden işadamlan- nın istediklerini bir bir yerine getiriyor. • Ecevrt geçmışten ders aldı. Iç ve dıştakı egemen güçlerin ortak paydasın- da durmaya özen gösteriyor. 57'nci hükümetin bıçak sırtındaki konumu, altı üstüne gelmiş bir ülkede, dünyanın en tehlikeli bölgesinde, ip cambazına rahmet okutuyor. Türkiye'de iktidar odağı nasıl oluşur?.. Ülkenin vardığı bunalım noktasında. içerdeki büyük sermaye ile "dış ekonomik çevreter"in bu- luştuğu yerde "tetikçi" bir hükümet gerekiyordu. 57'nci hükümet tetikçidir. Memur ağlasın, işçi bağırsın, köylü sızlansın, halkferyatetsin... Nafıle... Bir kalemde hiçbirinin derdine deva olamaya- cağını Ecevit yaşayarak öğrendi; IMF'nin istediği "fedakâriığı" sermaye ve emek kesimlerine eşit oranda dağıtabilecek gücünün olmadığını da bi- liyor; siyasal yaşamında edindiği deneyimle ancak "teslimiyet" gösterirse iktidar köprüsünde yürü- yebileceğini anlamış durumdadır. Işadamlan Ecevit'i bu nedenle seviyoriar?.. Yıl- maz'ı ve Çiller'i sevecek değiller ya!.. Bahçeli yi hiç tanımıyortar; Kutan mı?.. Allah göstermesin!.. • f * i IMF tetikçi hükümet arar. Gerisini aramaz.. Ne var ki IMF programlannı uygulayan hükümet- lerin sonu iyi olmuyor. Yürürlüğe konan önlemler iş dünyasına geçici bir soluk aldırsa bile geniş halk krtlelerini soluksuz bıraktığından tabandan yükseten tepki büyüyor, iç siyasal çalkantı kimi zaman fırtınaya dönüşü- yor; tetikçi hükümetin işlevi de bitmiş olduğundan halkı yattştırmak için yerine bir başkası düşünü- Jüyor. . . ... •:.-'.» Ancak Ecevit'in bir talihi var. n ' " * : >h Ülkemizde hükümet seçeneği irtica altematifi- ni içerdiğinden tetikçiyi devreden çıkarmak kolay olmayabilir; ortalık çok kanşırsa, hiç hesapta ol- mayan formüller gündeme girebilir. Şimdjlik Ecevit'in eli IMF'ye mahkûm... tLAN T.C. HATAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN 1996/65-1999/487 Davacı Abdullah Ömer Öner Miski vekili Av. Cenk Mıski tarafmdan davalılar Maliye Hazinesı, Tevflk kı- zı Sıdıka ve arkadaşlan aleyhıne açılan olağanüstü za- man asımı nedeniyle tescıl davasuıın yapılan yargıla- ması sonunda: Davanın kabulü ile Antakya 2. mıntıkada kain 236 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ıptali ile davacı Abdullah Ömer öner Mıskı adına tesciline karar veril- mış olup, Davalılar Tevfik kızı Adeviye'nin mirasçüa- n olan Antakya Kocaabdı Mah. Kocayusuf çıkmazı ad- resınde ikamet eden Tevfik Gürani kızı Sıdıka, ömer Gürani oğlu Recai, Kurtuluş Cad. No: 142 sayılı yerde ikamet eden Ömer Gürani oğlu Adil, Ömer Gürani kı- zı Semiha, Ömer Gürani kızı Fende, Ömer Güranı kızı Faika'ya karann ilanen tebliğı ile ilan tarihinden 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur. Basın: 33167 tLAN T.C. ANKARA17. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1997/524 Davacı ASKİ tarafindan davalılar Ömer Pinar ve 22 arkadaşı aleyhıne açılan alacak davasuıın yapılan du- ruşması sonunda; Davalılann adresı meçhul olduğundan kendisine da- va dilekçesi ve duruşma gününün ilanen yapılmasına karar veribniş olup, adı geçenlerin duruşma günü olan 22.9.1999 günü, saat 9.50'de mahkememızde bizzat veya kendisini bir vekılle temsil ettirmeniz, aksı halde HUMK'nun 509-510. maddelen gereğınce hakkuıda- ki duruşmanın yokluğımda devam edileceği ve karar verileceği davetiye yerine kaim olmak üzere davalılar Alaattin Demıralp, Vahide Sökmen, Şükran Güngör ve Yılmaz Odabaşı'ya ilanen tebliğ olunur. Basın: 33321 ERİCSSON İLAN T.C. MALATYA ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1998/1176 Davacı Hacer Esenlik tarafindan davah Mehmet Esenlik aleyhıne açılan boşanma davasının devamı sı- rasında davahnın adresı meçhul olduğundan adına ila- nen teblıgat yapılmasına karar verilmiş, olmakla; Davalı Malatya Merkez Tecde mahallesi, cilt: 55, kütüksıra no: 3'de nüfiısa kayıtlı Şevket ve Perihan'dan obna 7.6.1964 do.lu Mehmet Esenlik'ın duruşmanın atılı bulundugu 14.9.1999 günü saat 9.00'da mahkeme salonundaVizzat bulunması veya kendisini bir vekılle temsil ettırmesi aksi takdırde duruşmalara yokluğunda devam edip yokluğunda karar verileceği hususu dava dilekçesınin tebliği yerine kaım olmak üzere ilan olu- nur. Basın: 19978
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle