Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 HAZİRAN 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kosova'daOsmanlı 'nin
562 yıllık simgesine
Sırplar el koydu
Murat'ın
türbedarı
kovuldu
AYDIN ENGİN
Yıl 1389 Kosova ovasında Sultan Murat Hü-
davendigâr komutasında Osmanlı ordusu ile Sırp
ordusu karşı karşıya geldi. "Mübalağacenkolun-
du" ve Sırp ordusu kesin bir yenilgiye uğradı. Ri-
vayetler muhtelif, ama sonuç belli: 1. Murat sa-
vaş alanında bir Sırp subay, Miloş Mitoşeviç tara-
fından hançerlenerek öldûrüldü.
Murat Hüdavendıgâr'ın hançer darbeleriyle
parçalanrruş iç organlan tam da öldüğü yere gö-
müldü Bir süre sonra Osmanlı padışahı 2. Meh-
roet babasınm mezannın başırıa bir türbe inşaını
irade buyurdu.
Tez vakitte türbe tamamlandı; o gün bugündür
de Kosova ovasında "Sultan Murat Türbesi" di-
ye bilinir, anılır oldu.
Buhara Türklerinden, Osmanlı padişahmın has
askerlerinden Şefik Bey bekâr bir subaydı. Büyük
vezirlerden biri lstanbul'da onu çağırdı:
"Kosova sancağunızdatd Suitan Murat Türbe-
si sana emanettir. Tez yola çıkasın ve Osmanh'ıun
türbedarı olarak emaneti devralasın..."
Şefik Bey fermanı aldı, Kosova'ya gitti, ema-
neti devraldı, Priştine'nin 8 kilometre uzağında-
ki türbeye türbedar oldu. Buhara Türkü Şefîk
Bey soyunun bütün erkek ve kadmlannın ışj, uğ-
raşı da bundan böyle "türbedarhk" oldu. Aile de
daha Şefık Bey'den başlayarak çok tipik bir Os-
manlı. Balkan ailesine dönüştü. Buhara Türkü, bir
Amavut kızıyla evlendı. Şefik Bey'den türbedar-
lığı devralan oğlanlardan bıri ise bir Boşnak dil-
benyle evlenmıştı.
Kuşaklar kuşaklan izledi. Torunlardan İsmail
Ağa şehıt padişah Murat Hüdavendigâr'ı ziyare-
te gelenler ıçin türbenin bitişığınde koca bir ko-
nak yaptırdı. ismail Aga ölünce türbedarlık kan-
sına. Karadağlı Boşnak kızı Ayşe'ye geçti. Ay-
şe'nin nöbetini torunu tshak Bey devraldı. Yugos-
lavya'da Tito dönemiydi. lshak Bey'den de bugün-
kü türbedar Fahri'ye...
Fahn, Yugoslavya'nın sancak eyaletınin Novi-
pazar kasabasından Müslüman Boşnak Saniye
Hanım'la evlendı. Bir oğullan oldu. AJt. Bir de
kızlan: Şenay.
Oğul Aıt, Bosna
kuşatması sırasında
gönüllü olarak sa-
vaşa gkti. Savaş
bıtti. Aitr şımdi
Bosna-Hersek or-
dusunda subay. Ai-
lenın geri kalanı
Sultan Murat Tür-
besi 'nin türbedarlı-
ğını sürdürüyor idL
fdi.
29 Nısan sabahı-
na kadar ıdi. O sa-
bah,sabahsaat8'de
Sultan Murat Tür-
besi'nin bitişiğin-
deki konağın kapı-
sı kınlarak açıldı.
Yüzleri kar maske-
li sekız Sırp para-
milıter (silahlı si-
viller) ıçeri daldı.
Fahn Türbedar
(Yasa çıktığından
beri aile Türbedar
soyadmı almışrj)
kafasına inen dip-
çik darbelerinin al-
tında kıvranırken
bir yandan da
"Marka, Dinara._
Sökül™ Çabuk.."
emirlerine uymaya
çabahyordu 3 bin
Alman Markı'nı
sakladığı yerden çı-
kanp teslim etri. Yugoslav Dinarlannı da son me-
teligine kadar paramilıterlerin avucuna saydı Yet-
medı, eskı Mercedes arabarun anahtarlanna el
koydular, Türbedar ailesinin kimlik ve pasaport-
lannı parçaladılar. Saniye Hanım'a ve Şenay'a
da bırkaç dipçik savurup konaktan çıktılar. Sul-
tan Murat Türbesi'ne daldılar.
Türbeden, kınlan dökülen eşyalann ve sanp
sarmalanan halılann, kandillenn sesi duyulurken
Fahri Türbedar, kızı ve kansını yanına alıp yalı-
nayak, başıkabak Priştine'nin yolunu tuttular. Can-
lannı kurtarmışlardı. Üç saat yürüyüşten sonra
ulaşılan Prişfine'de Fahri Türbedar'ın ablasının
evıne sığındılar. Bir gece uyudular, ertesı sabah sa-
at 8'de başka Sırp paramihterleri o evi bastılar.
Kımliklere bakıldı ve buynıldu:
- Türksünüz. Defolun Türkiye'ye. Burası Sır-
bistan. Burası Methoia. Size yer yok_
Türbedar aılesi bir trene itele kakıla bindinldi
ve birkaç saat sonra Makedonya sınınndan, 562
yıldır yaşadıklan, Sultan Murat'a türbedarlık et-
tikleri Kosova topraklannı terk ettiler Makedon-
ya'nın Tetova (Kalkandere) kasabası yakmlann-
daki Pırok köyünde bırkaç haftalık zorunlu ve
zorlu konukluktan sonra Türbedar ailesi bir oto-
büse atlayıp Türkiye'ye geldi. Şu anda yıllar ön-
ce türbeyi ziyaret edip onlarla tanışmış olan bir
avukatın, Mustafa Yeğin'in onlara tahsıs ettiği
Bağcılar'daki bir apartman dairesine başlannı
soktular
Paralan pullan yok. Ailenin kızı Şenay yanda
kalan üniversite eğıtımine yaruyor. Türbedar Fah-
ri Türbedar ıse yapayalnız kalan türbesıne. Gü-
zelim Balkan Türkçesiyle anlattığı tek dıleğı var
- Kızımı Türldye devleti okutsun başka bir şeyi
istemcm. Beni ise yollasınlar turbeme. Kalmasın
hoyrat ellerde Sultan Murat Türbesi. Olayım ica-
bında şehit Ama kalmasın türbem türbedarsız.
Uzatsm devlet ekağızmı bana. Büyüktür Türldye
devleti Alsın garantisini, yollasın beni Sultan Mu-
rat Türbesi'ne. Ata yadigândır. Türbedarsız tür-
be olmaz... Yaakör...
ahri Tûrbedar'm
tek dileği var:
"Kalmasın hoyrat
ellerde Sultan Murat
Türbesi. Olayım
icabında şehit. Ama
kalmasın türbem
türbedarsız. Uzatsın
devlet elcağızını bana.
Büyüktür Türkiye
devleti. Yollasın beni
Sultan Murat
Türbesi'ne. Ata
yadigândır.
Türbedarsız türbe
olmaz... Yazıktır..."
Emniyet güçleri, saldın düzenleyeceği iddia edilen 2 kişiyi öldürdü
4
Duyum' operasyonulstanbul Haber Servisi -
ABD'nin lstanbul Başkonso-
losluğu'na "lav sflahTyla sal-
dın yapacaklan öne süriilen
Onur Bügen (24) ve NetHm
Akgûn (37), güvenlik güçle-
n ile girdıklen silahlı çatışma
sonucu öldûrüldü. tstanbul
Emniyet Müdürü Hasan Öz-
demir. ABD lstanbul Baş-
konsoloslugu'na saldın yapı-
lacağı ıstihbaratı aldıklanru
ve bu nedenle başkonsolos-
luk binası çevresindeki gü-
venlik önlemlenni arttırdık-
lannı belirterek "Poüsimizi
kuthıyoruz. Teröristiere im-
kân vermeden erkisiz hale ge-
tirdüer" dedı.
DHKC adına gazetelere
gece geç saatlerde geçılen
faks mesajında ıse öldürülen
kişilerin isimlennın Sadık
Mamati ve Selçuk Akgül ol-
duğu ileri sürüldü. Açıklama-
da ABD Konsolosluğunaya-
pılacak olan saldınnın Yu-
goslavya'ya yönelik NATO
operasyonunu protesto et-
mek amacıyla planlandığı
belirtildi. ABD'nin lstanbul Baş-
konsolosluğu'na silahlı saldında bu-
lunulacağı istıhbaratı üzenne polis,
dün sabah saat 06.00 sıralannda Tar-
labaşı Bulvan üzerindeki başkonso-
losluk binasının karşısındaki inşaat
halindeki 6 katlı bir binaya iki kişi-
nin girdiğinı belirledi. lnşaatın çev-
resi polis ekipleri tarafindan sanlır-
ken zemin katına sığınan ikı kışı ile
polis arasında silahlı çatışma çıktı.
Çatışma sonucu inşaattaki iki kişı öl-
dünildü.
Olayın ardından inşaat çevresıne
basın mensuplan yaklaştınlmadı.
ABD Başkonsoloshığu'na saldın duzerüemek isteven ve DHKC üyesi okhıklan savlanan Ne-
dimAkgünveOnurBUgen'in eesetieri 3 saat sonra kaldınldL(ÂYKUTKÜÇÜKKAYA)
Bu arada, iki kışınin mşaata gınşının
ve silahlı çatışmanın "güvenük ka-
merasTylatespıtedildıği ögrenildı.
Emniyet yetkililen, terönstlerle bır-
likte 9 mm çapında 2 tabanca ve 1
lav silahının ele geçırildiğinı bildir-
di. Hasan Özdemir, çatışmanın ar-
dından kısa bir süre sonra inceleme
yapmak üzere, emniyet müdür yar-
dımcısı AtiDa Çuıar \e lstanbul Te-
rörle Mücadele Şube Müdürü Şefîk
Kul ile olay yenne geldi. Özdemir.,
ıstihbarat bırimlennin, ABD lstan-
bul Başkonsolosluğu'na saldın yapı-
lacağı duyumunu aldıklanru belirte-
rek bu nedenle başkonsolosluk bina-
sı çevresindekı önlemleri arttırdıkla-
nnısöyledı Özdemir. "İnşaatagelen
iki kisi polisle çabşmaya girdi. ABD
Konsolosiuğu'na lavia saldın \apa-
caklannıöğrendik. Çabşmada iki te-
rörist öMü. Olay yerinde biri Lama
marka 2 adet 9 mm çapında taban-
ca \TW. Bir kurulmaya hazır lav var"
dedı. Öldürülen ikı kışinın cenazele-
ri Beyoğlu Nöbetçi Cumhuriyet Sav-
cısı'nın incelemesinin ardından ça-
tışmadan 3 saat sonra Adli Tıp Ku-
rumu Morgu'na kaldınldı. Gazeteci-
ler, Ayse Mahide Uj'sal'm sahıbi ol-
duğu inşaata çatışmadan 3.5 saat
sonra alındı
ABD bilgi istedi ~
.-VBD Dışışlen Bakanlığı Sözcüsü
JamesRubin. ABD'li yetkılılenn, öl-
dürülen 2 kışınin kimlikleri ve ABD
konsolosluğunu hedef alıp almadık-
lan konusunda Türk makamlanndan
bılgi istediklerini belirttı. Halkın Hu-
kuk Bürosu avukatlanndan Metin
Narin ise olayın 30 metrekarelik
alanda gerçekleştiğini, çatışma çık-
tığına dair veri bulunamadığını iddia
ettı.
Yeni hükümetten temel hak ve özgürlüklerin yaşama geçirilmesini istediler
IHD 'denBaşbakanEcevit'emektııp
İSTANBUL /ANKARA (Cumhuriyet) - ln-
san Haklan Demeği (İHD) lstanbul Şubesi üye-
leri. temel hak ve özgürlüklerin yaşam bulması
ıçın yeni hükümetten ısteklerini Galatasaray Pos-
tanesi"nden Başbakan Büknt Ecevit'e gönderdi-
ler. İHDGenel Başkanı AkınBirdaltfteezaevı-
ne konmasına. dünyaca ünlü insan haklan örgü-
tü "İnsan Haklan fzleme" tepki gösterdi
Galatasaray Postanesi'nin önünde saat
13.00'te toplanan İHD üyelen adına açıklama
yapan tHD lstanbul Şube Başkanı Eren Keskin.
sıvil toplum örgütü olarak Başbakan Bülent Ece-
vit'ten isteklerini şöyle sıraladı: "Darbe ürünü
anavasa değjştirilmelidir, düşüncenin önündeki
engelkr \e DGM'ler kaldınlmalıdır, örgütlenme
özgüriüğü önündeki engeüer kaldunlmaudır, ay-
KANALE'denÜNİVERSİTEADAYLARINAII II
BUYUKHIZMET
OSS soraveyanıiları, HEDEF ÜNİVERSİTE
özelprogramındayayınlanacak.
nmsız bir genel af ilan edilmefidir. ölüm cezası ya-
salardan silinmelidir. koruculuk \-e özel tim mü-
esseseleri lağv edilmelidir. .Azmlıklar üzerindeki
aynmcıhğa son \erimelidir,yakılan ve boşaltılan
köyler için halka tazminat ödenmeli ve toprak-
lanmr dönüş için tüm oianaklar sağianmalıdır.
Kürt kimlig anayasal temelde tarunmabdır, eme-
ğe yönelik basküar son bulmalıdır, basın özgür-
iüğü sağianmalıdır.'"
İHDMıler daha sonra
postaneye girerek hazırla-
mış olduklan metni Başba-
kanlığa gönderdıler.
Birdal'a destek
tnsan Haklan Izleme ör-
gütünün Orta Asya ve Av-
rupa Daıresi Genel Dırek-
törü HoUy Cartner, Akm
Birdal'a yazdığı açık mek-
tupta, "Bu mektubu, bir
kez daha görüşlerini banş-
çı yoUarla ifade eden bir
Türk yurttaşının cezaevine
yoDanmasmdan dolayı ya-
şadığınuz hayal kınklığı ve
karamsaruğı dile getirmek
için yazrjürum" dedı. Dü-
şünce özgürlüğü önündeki
engellerin kaldınlması ge-
rektiğıne işaret eden Cart-
ner, "Ozeüikle 'Kürt hal-
kı'ndan söz etmiş olmanı-
zın, ceza gerektirecek bir
ifade olduğunun beürtilmiş
olmasL Türkiye'de banşçıl
ifade özgüriüğü önündeki
ağır baskılaruun varlığnıuı
devam etmekte olduğunun
altını çizmektedir" diyerek
görüşünü savundu.
ARAYIŞ
T O K T A M I Ş ATEŞ
İzleyicilerin canlı yayına telefon bağlantısı ile katılabilecekleri özel programda;
1999-ÖSS PUANLARINIZI, 12 TEMMUZ'U
BEKLEMEDEN ÖCRENEBİLECEKSİNİZ
Osmanlı'nın 700 Yılı
Cumhuriyetimızin kuaıluşunun 75. yılının hemen
ardından Osmanlı Imparatoriuğu'nun, daha doğru-
su Osmanlı Beyliğf nin bağımsızlığının ilan edılışinin
700. yılının gelmesi ve farklı biçimlerde kutlanması,
değişik yonjm ve değertendirmelere neden oluyor.
Geçmişin özlemi içinde olan kimi "muhteremle-
rin"; bu kutlamaları, Cumhuriyet'e dil uzatma ve
hatta bir noktada, "çamuratma" vesilesi yapmala-
n, kimilerini bu 700. yıl kutlamalanna düşman edi-
yor. Oysaki bu tutum, yanlış ve duygusal bir tutum.
Atalanmızın söylemiş olduklan gibi; "Papaza kızıp,
kiliseyakmak"...
Cumhuriyet aydınlığı içindeki bir kafanın Osman-
lı'yı değerlendirmesı ve övmesi başka bir şeydir,
Cumhuriyet düşmanı, örümcekleşmiş bir kafanın
Osmanlı hayranlığını sergilemesi, bambaşka bir şey-
dir. Bu ikisini birbirinden ayırmak ve Osmanlı'yı doğ-
ru ve nesnel (objektif) bir biçimde değertendirmek
gerekir.
Bu değerlendirmemi biraz daha anlaşılabilir kıl-
mak için, bilim ve toplumsal bilımler arasındaki iliş-
ki üzerinde durmamız gerekir.
Bilim ya da doğabılimı şöyle tanımlanır "Doğa-
nın yapısını ya da değişiminı anlayabilmek ve de-
netleyebılmek için; belli biryöntem (metot) çerçe-
vesınde, sebep-sonuç ılişkisı ıçınde sürekli sınama
ve denemeleıie bu değışımin yasalannı bulma ko-
nusunda girişilen her türlü çabaya bilim denır."
Bilim ınsanı bu yasalara ulaşmak için, sınama ve
denemelerini gerçekleştireceği bir laboratuvara ge-
reksinimduyarve "yasayv" bulduktan sonra; zaman
ve mekândan bağımsız bir b|çimde, o yasa her za-
man ve her yerde geçerlidir. Ömeğin "yerçekimiya-
sası", geçmişte de geçerliydi, günümüzde de ge-
çerlidir, gelecekte de geçerlı olacaktır. Türkiye'de de
geçerlidir, Çın'de de geçerlidir, Almanya'da da ge-
çerlidir.
Doğabilımciler, biz toplumsal bilımlerin değişik
alanlanndaat koşturmayaçabalayanlan, pek "bilim
insanı" saymak egılımınde değıllerdır. Zıra yaptığı-
mız işin, "bilim" olduğuna pek inanmazlar. Hatta
"sizin yaptığınız dedikodudan başka bir şey değil"
diyen "militan" doğabilimciler bile vardır...
Aslında toplumsal bilimcilerin "değişimin yasala-
nna" ulaşamadıkları, bir gerçektir. Ancak, belirli
"eğilim" ya da eskı deyişiyle "temayüllerin" sap-
tanması da önemli bir şeydir.
Yukanda verdığim döğabilim tanımının sadece i-
ki sözcuğünu değiştirerek, toplumsal bilimi tanım-
layabılinz: "Toplumun yapısını ya da değışimini an-
layabilmek ve denetleyebılmek için; belli biryöntem
(metot) çerçevesinde, sebep-sonuç ilişkısı içinde,
sürekli sınama ve denemeleıie bu değışımin eğilım-
lerini bulma konusunda girişilen her türlü çabaya
toplumsal bilim denır."
Dikkat edilirse "doğa'yerine "fop/um" ve "yasa"
yerine "eğilim" sözcüklerini koyduğumuz zaman, bu
iki tanım arasında hiçbirfark yoktur. Dogabilımci sı-
nama ve denemesinı laboratuvarda yapar. Toplum-
sal bilimcı ise bızzat toplumu laboratuvar olarak kul-
lanır. Ve dogabilımcinın zaman ve mekândan bağım-
sız yasalar bulmasına karşıhk, toplumsal bıtimcinin
saptadığı eğılimler zamana ve mekâna bağlıdır.
Bir yasa soz konusu olduğu zaman "aynı neden-
ler" her zaman ve her yerde "aynı sonuçian" do-
ğururken, bir eğilim söz konusu olduğu zaman,
"benzer nedenler" farklı zamanlarda ve farklı me-
kânlarda, "fanklı sonuçlar" doğurabilir. Ve işte top-
lumsal bilimci bu nedenden ötürü zaman ve mekân
açısından "karşılaştırmalar" (mukayeseler) yapmak
zorundadır.
Ömeğin, bir ülkede sınıflar arasında gelir uçurum-
tannın oluşması, toplumsal patlamalarayol açar. Bu
olgu, her zaman ve her yerde aynı sonucu doğur-
madığı için, bir "yasa" değil, ancak bir "eğılim"dı\T
Fakat benzer nedenlenn farklı sonuçlara yoi açma-
sının "nedenlerinı" açıklamak ya da açıklamaya ça-
balamak da, toplumsal bilımcinin işidir.
Toplumsal bilimci, farklı yörelerdeki farklı sonuç-
lann nedenlen üzerinde duracağı gibi; farklı zaman-
lardaki gelişmeler üzerinde de duracak ve karşılaş-
tırmalar yapacaktır.
Ben tarihçi değilim, iktisat eğitimi almış bir siya-
set bilimcıyim. Fakat çok yoğun bir biçimde tarih
okuyorum. Bunun nedenı merak değil. günümüzün
Türkiye'sini anlamak. Geçmişte ve özellikle yakın
geçmişte, "hangi sebepler, hangi sonuçlara" yol
açmış, işte bunu anlamaya çalışıyorum. Bu. hem gü-
nümüzün Türkiye'sini anlamak ve hem de gelece-
ğin Türkiye'sini şekillendirebilmek açısından önem
ve değer taşıyor.
Eğer Osmanlı'yı ıhmal edersek, bizi "hangi geliş-
melerin" bugünlere taşıdığını bılemeyiz, anlayama-
yız. Geçmişimizle bağımızı kopanrsak, gelecek kar-
şısında şaşkın kalınz.
Cumhunyet, Osmanlı'dan bınbır dert devraldığı
gibi, şereflı bir mazı de devralmıştır. O şerefli mazi-
nin bilincinevaramazsak, devraldığımızsorunları da
çözemeyiz.
Osmanlı'nın 700. yılını, bu bakış açısı altında
değertendirmek zorundayız.
6 HAZİRAN PAZAR
Saat 17.00
Haberiniz olsun. Yabancı üniversiteler müşteri arıyor
KANAL E
Üniversite sınavı öncesinde öğrencilere
yurtdışuıda yukseköğretim arternatrfleri
yaratmak isteyen >abancı üni\ ersiteler, ls-
tanbufda müşteri bulmaya çalışıyor. Üni-
versite ada\lanna yurtdışındaki yabancı
üniversiteler ile kolejlerin tanrtıldığı 15.
Lluslararası Kğjtim ve Okul Fuarı. dün
Swissotel'de açüdL Fuarda, ABD, Kanada,
lngihere, Rusya ve KKTC'deeğitim veren
200 dolayında üniversite ve kolej tanıtıb-
yor. Fuarda tanınlan okullann fjyatlan,
eğitim, bannnıa, sağlık, khap dahil yıflık
8-18 bin dolar arasında değişiyor. Fuan
düzenleyen Pan Ajans Fuar Koordinatö-
rü Arzu Akkum, bu yılki fuar kapsamın-
da üniversite suıavinın iptali nedeniy le er-
telenen "Türk Üniversiteleri ve Özel Okul-
lar Fuan"nın da düzenlendiğini söyledi.
Akkum, bu gibi fuarlarla "'tüm eğitim sek-
törüneegemenolmavabaslayanrekabetin
adil bir platformda \apilmasinin" amaç-
landığını savundu. Fuarda yer alan Tür-
khe'deki özel üniversite ve kolejlerinin de
vıİlık ücretleri, 3-13 bin dolar arasında de-
ğişiyor. Fuar, vanna kadar ziyaret edilebi-
leceMFotoğfaf: YUSUF ZİYA AY)