Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 26 HAZİRAN 1999 CUMARTESİ
HABERLER
DUNY4DA BUGUN
ALİ SİRMEN
Kolay Olacağa Benzemiyor
Bazı şeyleri kolay unutuyoruz, o yüzden de
kirni gelişmeleri ve olayları sağlıklı değerlendir-
me olanağını yitiriyoruz.
Anımsayalım! Rize Belediye Başkanı Şevki
Yimaz'ı. o makamda oturduğu sırada, devlet
ODU polisiyle ve adliyesiyle yıllarca aradı ama
öulamadı.
Sonra ne oldu? Bu garip duaım üzerine BÇG
kuruldu. 28 Şubat süreci başladı.
Öyle olunca, böyle oluyordu.
28 Şubat sürecini normal demokrasilerin ola-
ğan kurumlarıyla bağdaştıramayabilirsiniz ve
haklı da olabilirsiniz. Peki ama söyler misiniz,
devletin yıllar boyu Rize Belediye Başkanı'nı
arayıp da bulamaması, normal demokrasilerin
olağan kurumlanyla bağdaşabilir mi?
28 Şubat sürecinin yalnızca Türkiye ve ben-
zerı ekonomisi, demokrasisi azgelişmiş ülkele-
re özgu olduğunu söylerseniz, size ilk bakışta
hak verenler çıksa da haklı değilsiniz. Şöyle bir
hatırtayın 1958 Fransası'nı. Paris'te bombalar
patlıyor.. Cezayir'de sonuçsuz bir savaş sürü-
yor.. sıstemdeki aksaklıklar devlette çok tehJi-
kelı bir boşluk yaratıyordu...
Sonra ne oldu?
Paraşütçü bırlikleri harekete geçti. Ordunun
etkısiyle General De Gauile, kaynağında demok-
ratık olmayan bir biçimde iktidara geldi. Fran-
sa'da sistem değişti.
Demek ki demokrasilerde bile27 Şubat ko-
şulları ortaya çıktı mı 28 Şubat süreçleri de
devreye giriyorlar.
•••
23 Haziran günkü MGK toplantısı olağandı,
gündemi ise olağanüstü ve tabii sonuçlan da...
Ulusal bir strateji çizilmesinin gereği konuşul-
du ve biliyoruz ki bunun ana hatlan, daha ön-
ce, kurulun bir kanadı tarafından hazırianmıştı.
İrtica ı\e mücadelenin ödün vermeden sürdü-
rülmesı kararlaştınldı. GerekJi yasalann bir an ön-
ce hazırlanması gerektiği belirtildi.
Herkes gördü ki 28 Şubat süreci sürüyordu.
Ama toplantı öncesi ve sonrası yapılan açık-
lamaların ışığında, mücadelenin kolay olacağa
benzemediği söytenebilir. Çünkü, bugünkü ik-
tidann ikılisi, Ecevft ile Yılmaz daha önceki ik-
tidarlarında, çıkması gereken yasalan uyutmuş-
lardı. Bu kez de öyle yapacağa benziyorlar. Ik-
tidarın üçüncü ortağı veörgüt gücünü göz önün-
de bulundurduğunuzda, en büyük partisi
MHP'nin de tavn öbür ikisinden farklı değil.
Kısacası hava rüzgârlı, kapi aralık. Böyle du-
rumlarda bir kapı ya ardına kadar açılıp önüne
bir şey konur ya da rüzgânn itisiyle, çarpar ka-
panır.
Türkiye'nin en eski partisi olan ve Cumhuri-
yet'in kazanımlannın hemen hepsinin attında
imzası bulunan CHP'nin, PM ve MYK üyeleriy-
le, Genel Sekreteri'ni belirfeyecek kurultayı böy-
le bir ortamda yapılıyor.
Olaylar, Türkiye'nin CHP'ye şiddetle ihtiyaç
duyduğunu. bu partinin bir an önce yeniden
yapılanması gerektiğini gösteriyor.
Yeni Genel Başkan A/tan Öymen tarihi mis-
yonunun farkında görünüyor, partiyi yeniden
yapılandıracak, kadrolart uzlaştınp gençleşti-
rerek iktidara taşıyacak adımlan atıyor. Parti
içinden çoğu kesimlerden destek görüyor.
Seçımlerde aday olmak için 850 başvuruya
muhattap olan CHP'ye, 60 kişilik PM için 1000
başvuru yapılıyor. Kuruftayın hemen ertesinde,
çeşitli mesleklerden birçok kişi, partiye üyelik
başvurusu yapmaya hazırlanıyor.
Sevindirıci bir canlılık göstergesi.
Ama acaba kurultay delegeleri, bu tarihi so-
rumluluğun gereğini yerine getirebileceklermi?
Eğer getıremezlerse, işler kolay olacağa ben-
zemiyor.
Dosyalar birlestirildı
'Meclis yolsuzluğu
y
davasınadevam edildi
A.NKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM Ge-
,. 8el Kurul Salonu'nun ye-
•^«ilenmesi sırasındagörev-
' ferini kötüye kullandıkla-
n gerekçesıyle da\a dos-
yaları bırleştırilen eski
TBMM Başkanı Mustafa
KaJemlL Meclis'in4'ües-
ki üst düzey 5 yöneticisi
ve Emlak Konut AŞ'nin
13 yönetıcisinin 3'eryıla
kadar hapıs cezası iste-
raiyle yargılanmalarına
devam edildi.
Ankara 11. Asliye Ce-
za Mahkemesi'nde görü-
len da\ anın dünkü duruş-
masına. sanıklar Necdet
Basa. Hüse>in Fahri Köp-
riilü. >lehmet Mısırlı, Er-
dal Yüksel ıle sanık avu-
katlan v e müdahil olarak
TBMM'nin 2 avukatı ka-
, tıldı.
I Yargıç Mehmet Berber.
sanıklar Basa. Köprülü.
Mısırlı \e Yuksel'ın An-
kara 16. ve 21. Asliye Ce-
za MahkemelerTndeyar-
gilandıkları dava dosya-
sının. müdahilleri aynı
olan Kalemli'nin 18. As-
liye Ceza Mahkemesi'nde
yargılandığı dava dosya-
sı ile birleştirildiğini bil-
dirdi. Berber. 18. Asliye
Ceza Mahkemesi 'nde bir-
leştirilen dosyanın da.
mahkemelerinde 13 sanı-
ğın yargılandığı dava dos-
yası ile birleştirilmesine
karar verildiğini açıkladı.
Mehmet Berber, Cumhu-
riyet Savcısı tlhan Ars-
lanıtı da ıstemi doğrultu-
sunda "olaylann birbiri
ile irtibatlı oİması, birisine
verilecek karann diğerini
deetkile>eceği ih timali ne-
deniyle" davalann bırleş-
tirilmesi yönündeki itiraz-
lann reddine karar verdi.
Sanık Basa savunmasında.
yapım işinde bir ihmali ve
suçunun bulunmadığını
ıleri sürerek. "Güzelbirça-
hşmayaparaksakmu mey-
dana getirdik. Ben yapı-
lan işten gurur duyuyo-
rum" dedi.
HiberKöşkü'nün de ay-
nı şekilde yapıldığını id-
dia eden sanık Mısırlı, sa-
lonun yapım işinin Em-
lak Konut'a verilmesinde
ve şirketle TBMM arasın-
da imzalanan sözleşme-
lerde kendisinin katkısı
bulunmadığını savundu.
Mısırlı, ihale dosyası gel-
diğinde fiyatlann yüksek
olduğunu sanık Köprii-
lü'ye söylediğini, Köprü-
lü'nün de "Bizi enterese
etmez, Emlak Konut bu
işiyapıyor, ihalede sorum-
luluk onlara aittir" dedi-
ğıni kaydetti. Mısırlı'run
avukatı, iddianamede çe-
lişkiler oldugunu ve bun-
lann gıdenlmesinı istedi.
Fethullah Gülen yurtlanndan kaçarak ev kiralayan öğrenciler yakayı yine kurtaramıyorlar
Beyînler öğrenci evlerînde yıkanıyor
İPEKYEZDANİ
Fethullah Gülen'in "Işıkevleri"ndekj
"mevcut düzeniyüop şeriab getirmek için
düzenlenen beyin yıkama faalh ederi*nın.
okullar ve öğrenci yurtlannın dışında
"öğrenci evierine" de sızdığı ortaya çık-
tı. Gûlen'in yurtlannda çok düşük fiyat-
lara kalan çocuk ve gençlere hergün beş
vakit namaz kıldınlıyor, yaz tarilüıde "ev-
lerine gönderümeyip" dini eğitım verili-
Yayımcı Osman Erten
•Yurtta kalmayan gençlerle arkadaşhk kurularak yoğun bir "beyin yıkama faaliyeti"nin yapıldığı evlerde
gençlere "mevcut devlet düzeni yıkılıp şeriat geldiği takdirde yolsuzlukların hiçbirisinin kalmayacağı",
"Atatürk'ün Müslüman değil, mason olduğu ve peşinden koşulacak bir insan olmadığı" aşılanıyor.
MüsJüman değil, mason olduğu ve peşin-
den koşulacak bir insan olmadığı" aşıla-
nıyor.
Oğlunu Fethullahçılann elinden "kur-
tardjğınır
söyieyen ve adının açıklanma-
smı istemeyen bir veli, Fethullah Gülen'e
aitHayrabolu'daki öğrenci yurdunda gör-
yor, sohbetlerde "seriaön en iyi düzen of-
duğu" anlatüıyor. Yurtta kalmayan genç-
lerle arkadaşlık kurularak yoğun bir ''be-
yin yıkama faaliyetTnin yapıldığı evler-
de gençlere "mevcut devlet düzeni yıla-
tap şeriat geldiği takdirde yolsuzluldann
hiçbirisinin kaimayacağr, "Atatürk'ün
dûklerini, Fethullahçılann "etkflemekis-
tedüderi gençlere yaklaşunlarnu'', yurtta
kalmayan öğrencilerin evlerine nasıl "sız-
dıklannı'' anlattı:
-Bundan Qç yü önce Trakya Cniversi-
tesi'nebağh Hayrabolu'daki meslekyük-
sekokulunun motor bölümiinü kazandı.
'Gülen hakkındaki
uyanlanmıza
önem verilmedi
5
BAR1ŞDOSTER
Sivil Toplum
Kuruluşlan Birli-
ği'nin(STKB)ya-
yımladığı ve Fet-
nallah Gülen ce-
maatıninokullan-
nı anlatan "Hoca-
nm Okullan" kı-
tabı nedenıyle hakkında da-
va açılan beş kişiden biri
olan Osman Erten, kendı-
lerinin Fethullahçılıkkonu-
sunda uzun süredir toplu-
mu ve medyayı uyardıkla-
nnı, uyandırmaya çalıştık-
lannı belirterek "Bu eğjtim
sistemi var oldukça. gerici-
likle, şeriatçılıkla müeadele
olanaksız. Onemli olan. tek
tek sineklerle uğraşmak de-
ğil, batakhğı kurutmak' de-
di.
Geçen yıl 206 sivil toplum
örgütünün desteğiyle "Ho-
canınOkullan" kitabmı ya-
yımlayan ve Fethullahçıla-
nn okuttuğu 4 genci basına
tarutan STKB içindeki ça-
lışmalanyla tanınan Erten,
kendilerininGûlen'in geıçek
yüzûnü yıllar önce gördûk-
lerini ve toplumu uyarma-
ya çalıştıklannı kaydetti.
"Hocanın OkullarT kitabı
nedeniyle Fethullahçılann
ceza ve tazminat
davası açtığı 5
STKBtemsücisin-
den biri olan Er-
ten, uyanlarına,
deyim yerindeyse
"çığnkİanna''ku-
lak verilmediğini,
medyanın çok bü-
yük bir bölümü-
nün kendilenne ilgisiz kal-
dığını vurguladı.
Toplumlan en derinden
etkileyen, insanlan en kolay
yönlendiren düşüncenin din
olmasına karşın aynı zaman-
da en az bilinen konunun
da din olduguna dikkat çe-
ken Erten, "tnsanlann ka-
fasında dinleiigfliyanm >a-
malak, bölük pörçük, doğ-
ru yanlış bir sürü bilgi var.
Toplum eğer bu konuda doğ-
nı veçağdaş bilgilerJe. uygpr
yöntemlerle eğirilmezse, o
zaman da birileri çıkar, in-
sanlann kafasını hurafeter-
le doldurur'" dıye konuştu.
Siyasetın erdemli bir uğ-
raş olmasına karşın siyaset-
çilerin çok büyük bir bölü-
münün erdemli vedonanım-
lıkişilerolmadıklanna dik-
kat çeken Erten, siyasilerin
popülizm yaparak günü kur-
tarmaya çahştıklanna dikkat
çekti.
İĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
MAHKF/Vf£N/N ÖZETİ;
Çocuğa kalacak yer bulmak için Ha> ra-
bolu'va gittiğimizde. orada devlet yurdn
olmadığını gördük. Okul müdürüne sor-
duğumuzda bize'Okula yakın biryurt vaı;
orada tum imkânlar var, gidin orayla gö-
rüsün" dedi. Yurda gittiğjmizde sadece
üni\ ersiteöğrencüerinin değil,lise ögren-
cileri hatta başlan takkeli küçük çocuk-
lann da olduğunu gördük. Yurda girer-
ken ayakkabılar çıkankü, \ urdun içinde-
ki mescitterini gezdirdiler. içeride cami
gibi döşenmiş odalar, başka
birodada rahleler, Kuranlar,
bir başka odadan Kuran
okuyan küçük çocuklann
seslerigelhordu. "Valnız bir
şaramız var, çocuk yazın da
burada kalacak. ancak 15
gün ya da bir ay yanınıza
gelebilır, onun dışında bız
burada çocuklaradım eğitim,
Kuran öğretıvoruz, buna uy-
mak zorunda çocuklar' de-
dfler."
'Öğrenci evlerine
sızmışlar'
Türkiye Tabipler Vakfı'na bağh Şifa Hastanesi'ndeiedavi giderleri bağış olarak gösterildi
Fethullah şirkederi vergi kaçırıyor
• Fethullah Gûlen'in
kontrolündeki Türkiye Tabipler
Vakfı bünyesinde kurulan Şifa
Hastanesi'nde yanlış tedavi
sonucu genç bir kız 11 ay
yatalak kaldı. Hasta yakınlan
ilk ameliyatta ödedikleri 500
milyon liranın faturasının
verilmediğini, bunun yerine
kendilenne bağış makbuzu
kesildiğini söylediler.
SERDARKIZIK
tZMtR-FethunahGüten e bağlı şirket
ve vakıflarda çeşitli aktarmalarla vergi ka-
çırma yoluna gidiliyor. Türkiye Tabipler
Vakfi'na bağlı Şifa Hastanesi'nde tedavi
gideri olarak alınan bedeller, bağış olarak
gösterildi. Aynı hastanede yanlış tedavi
sonucu 11 ay yatalak kalan bir hastaya fa-
tura yerine bağış makbuzu verildi.
Büyük bir mali güce ulaşan Gülen'e
bağlı kuruluşlar kendi aralannda yaptığı
işbirligiyle gelirlerini vergilendirmekten
kaçınıyor. Son Milli Güvenlik Kurulu top-
lantısında Gülen'e bağlı kuruluşlann ma-
li yönden de incelemeye alınması yakla-
şımı ortaya atılırken Izmir'de Türkiye Ta-
bipler Vakfı'na bağlı Şifa Hastanesi'nde
ortaya çıkan bir örnek, konunun önemini
vurguluyor.
Ornek, bir yandan da bu kuruluşta bu-
gün dava konusu olan yanlış tedaviden
ötürü genç bir kızm yaklaşık 11 ay yata-
lak kalmasının öyküsünü de içeriyor. Evi-
nin camlannı silerken düşen Neriman Öz-
doğan'ı komşulanrun önerisiyle, hemen he-
men bütün personelı türbanlı olan Şifa
Hastanesi'ne götüren Semiha Tatükiraz.
baştndan geçenleri söyle anlatıyor:
-Kızunda çeşitli kınklar vardl Doktor-
lar, niç meraketnıevin dediler. Ama din ta-
cuierinin yanlış tedavi kurbanı olduk. İlk
ameliyatta 520 milyon lira istediler. Faru-
ra alma>'a kalkınca, O zaman KDV girer,
fıyat yükselir' dediler.Sonunda bana Tür-
kiye Tabipler Vakfl adıyla 500 mihon lira-
lık bir bağış makbuzu verdiler. İlk amelj-
yartan sonra 3 kez daha a> nı hastane>e ya-
brdık. Kızunı3.$4 ayda koşacak dununa
getireceklerdi ama 11 ay yataktan kalka-
madL Ekonomikolarak çokzorgünler ge-
çirdik. Valiliğin >ardnmyİa eğer Dokuz Ey-
lül Üniversitesi'ne kaldırmasa\ dık, bugün
kızun hâlâ yatalak kalacaktı. Şimdi mah-
kemeliğiz, nakkunıa anyoruz..."
Aradığımız Şifa Hastanesı Başheki-
mi'ni tt
âmefiyattaoJdugu"için bulamadık.
Elimizdeki. Neriman Özdoğan'a ait 500
miryon liralık Türkiye Tabipler Vakfı'na
kesilen bağış makbuzuyla ilgili görüşle-
rini alamadık. Hesap uzmanlan, şirketle-
rin fatura vermemesınin, bağlı olduklan
vakıflar aracıhğıyla bağış makbuzu adıy-
la para alınmasının suç olduğunu açıklar-
ken bu dunımun vergi kaçırma anlamı ta-
şıdığını belirttiler.
32. Cün programında katılımcılara hakaretler yağdırmıştı
NevvolSevindi'yebüyüktepki
Nevval Sevindi, Akriiel dergisine yan çıplak poziar >erdikten sonra
dergi yöneticilerini de suçlamıştı...
İstanbul Haber Senisi - Kanal D'de önceki
gün yayımlanan 32. Gün programına konuk
olan antropolog Nevval Sevindi'nin, tartışma
sırasında kullandığı sözcükler, başta
programm diğer konukJan olmak üzere
izleyicilerin tepkisine yol açtı. Gazetemizi
arayan çok sayıda yurttaş tepkiierini özetle
şöyle dilegetirdi:
"Hiçbir tetevizyon programındald
tartışmada başkalanna bu kadar
sorumsuzca saldıran birine rastlamadık.
Yantaşı savunmak onu bu kadar
hırçudasürdı. Sevmdi'nm bu kadar
çirkinleşmesine neden oldu. Ne gariptir ki
programı yöneten Mehmet Ali Birand'uı da
bu tartışmadaki bataian önlemeye yönefik
girişind pek olmadL" ,
Programa eski CHP Milletvekili Fflai
Sağiar, Dr. Necip Hablemitoğlu, araştırmacı-
yazar Faik Bulut ve tslamcı yazar İsmafl
Nacarkatılmıştı.
Sevindi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi
Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Diplomasını
aldıktan sonra okuldayken tanışüğı bir
Iranlıyla e\'lenerek Iran'a gitti. îslam
de\"riminden önceki fran'da yaşayarak
buradaki göziem ve anılannı "İK Ulke İld
De\Tİm Türkiye İran" adlı kitapta topladı.
Se\ındi dört yıl sonra Türkiye'ye döndü. Bir
süre Ankara'da özel sektörde çalışan
Sevindi, Istanbul'a dönerek gazeteciliğe
başladı.
Sevindi, Siyaset Meydanı'ndan sonraki asıl
ünıinü FethuJlahçılann axasına kaölarak ve
cemaat için yaptığı çahşmalarla kazandı.
"Bımlann üzerine oğlu-
ma ild arkadaşıv la birlikte 5
milyon lira kiraı la e« rurruk.
İkindydda a>tu okuldan baş-
ka bir çocuk Kaiacak ye-
rim yok, beni de aranıza alır
mısmız?' diye bunlann evi-
neyerieşti. Ondan sonra be-
nim oğlumda değişiklikler
başladı. Mcğer bu çocuk da
oniann adamıymış. Bu
adamlar,yurda çekemedik-
leri çocuklan kandırmak,
oniann be> nini vıkamak için
oradaki hemen hemen rüm
öğrenci evlerine zamanla on-
lan etkile>ecek birini >erieş-
miyorlannış. Oğlum diğer
arkadaşiannın evlerine gjt-
tiğinde, ber evde böyie birn
nin olduğunu görmüş.'1
'Atatürk düşmanı
yapma>a çau^nlar
1
**Ben oğlumdaki değişik-
ikleriyaanfarkeitim. çocuk
denizegirmek istemivor, diz-
lerine kadar u/un şortlar gi-
yiyor. kızlaria arkadaşlığını
kesri, sabah erkenden na-
mazlara kalkıyor. Oturup
binkeretespih çeviriynr, çok
yararlı olduğunu soylüyor,
'Oğlum ne yapıyorsun'?' de-
diğiınizde bize ters tepkiler
veriyordu. Sonra benim oğ-
lum Atatürkçü bir insandı,
orada onu resmen Atatürk
düşmanı' yapmaya çalışnuş-
lar.Atatürk'ün Kurtuluş Sa-
vaşı'ndayapaklanndan ban-
settiğimde Tesadüf bunlar.
herkes yapabilirdi. çok bü-
yütülüyor" falan diyordu.
Atatürk'ün Müslüman ol-
madığını, mason olduğunu,
peşindenkoşulacak birinsan
ounadığını soy lüyoriarmış."
"Bunlann beynini yıka-
dıklan çocuklara aşıladık-
lan temddüşünce, büyük ts-
lam deyletını dünyaya yay-
mak'. Öyie bir zaman gele-
cekmiş ki İslamiyet her tara-
fa yaydacakmış, bu hareke-
tin içinde yer aianlar de\te-
tin önderleri olacaknus."
Siyaset Meydanı
FethuUohçüor
programa
katdmadüar
Televizyon Servisi - Fet-
hullah Gûlen'in devîeti ele
geçirmeye yönelik konuş-
malanra içeren kasetlerin de-
ğerlendirilmeye devam edi-
leceği a
SyasetMeydanı''nm
dün gecekı bölümü, Gülen
cemaatinden kimsenin ka-
tılmaması nedenıyle yayın-
dan kaldınldı. "SiyasetMey-
danın
ekibinin programm
kaldınlmasıyla ilgili açıkla-
ması şöyle: "Gecen hafta ya-
yımlanan programa Gülen
cemaatini temsüen kimse ka-
ulmamıştı. Dün geceki bölü-
me de cemaat adına davet
edilen kişiler, yayina birkaç
saat kala kanlmayacaklannı
kesin olarak bildirdiler.
Vayının tektaraflı otacagı dû-
şünülenek Siyaset Meyda-
nı' nın yayından kaknnlma-
sına karar verfldi."
Siyasilerin seçim yatınmı için irticaya arka çıkmasına tepkiler sürüyor
6
Gülen yeşil kuşak politikasının ürünü'
İZMİR(CumhuriyetEgeBürosu)- Gü-
len Tarikaü nın ABD tarafından Adriya-
tik'ten Orta Asya'ya; Filipınler'den Ku-
zey Irak'a kadar olan bölgede kurulma-
ya çalışılan "Yeni Dünya Düzeni"nde rol
aJdığı belirtildi. Türkiye'de son dönem-
de yaygın biçimde irticai hareketin ayak
seslerinin duyulmaya başlandıgı, soru-
nun FethullahGülen adında odaklandığı-
na dikkat çekilerek Gûlen'in "soğuk sa-
vaş" döneminden bu yana yürütülen "ye-
şilkuşak" politikasının ürünü olduğu vur-
gulandı.
Izmir Barosu Başkanı Çetin Turan ve
6«'uler Birliği Vakfi Izmir Temsilcısi lu-
na Akıncılar. Gülen için partı liderlerinin
arka çıkarcasına demeçler vermesinin.
kimilennin de açıkça sa\"unmaya geçme-
sinin sorunu daha da vahim hale getirdi-
ğini savaındular. Turan ve Akıncılar yap-
tıkları açıklamada, suçu perdeleyecek
davranışlarda bulunmanın irticaya des-
tek olmakla eşdeğer olduğunu kaydetri-
ler. Turan, açıklamasında şu göruşlere yer
verdi: "Gülen soğuksavaş.döneminden bu
yana yürütülen yeşil kuşak politikasının
sonucudur. Amerikan stratejisi olan 'ye-
şil kuşak1
politikalannda sola karşı 'din'
kullanılmıştr. l'zun dönemde siyasal ik-
tidariann bemen tunamınca balkuı dini
duygulan sömürülmüş,dinci akımlar bes-
lenip büyürülmüş ve tarikaüann yaygın-
laşıp etkinleşmesine, zenginleşmesine göz
yumulmuştur. 1982 Anayasası ile din eği-
timi denetimsiz ve zorunlu hale getirilir-
ken öğrenim birliği Ukesi çiğnenerek kü-
çüçük çocuklar din istismanılarının eli-
ne terk edilmiş, devlet eliyle gencecik be-
yinkre 'din' diye cehaletak>ülmısnr.n
Turan. telaşm bir yana bırakılıp her tür-
lü suç örgütünden anndınlmış, laik- de-
mokratik yapının savunulması gerektiği-
ni vurguladı.
68"lıler Birliği Vakfı Izmir Temsilcisi
Tuna Akmatar, Fethullah Gûlen'in, üc-
retlerini CIA'dan alan eğıtimcılerden olu-
şan bir misyonerler ordusu kurduğunu
vurguladı.
ADD tzmir Merkez Şube Başkanı Sa-
dettin Dikkaya, Gülen cemaatıne karşı
geniş kapsarrilı bıroperasyon başlatılma-
sını istedi. Dikkaya yaptığı açıklamada
şunlan söyledi: "Tûrk ulusal eğitim sis-
teminin amaçlanna uymayan da%ranış
içindeki rüm okul, yurt ve dershaneler
devletleşririlenek Milli Eğitim Bakanu-
ğı'na dev redilmelidir. Gerici örgüüenme-
lere kav nak sağlayan işletmeler ve finans
kuruluşlan mali denetim altına alınnıa-
hdır?