18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 1999 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER CHP Içiıj Yeni Bir Umut Hayrettin UYSAL.£s/h' Millet MfclisiCHP Gnıp Başkanvekili G orkemlı bir tarih içerisinden ge- ; bttöğedir. Çünkü CHP, en belirgini bir bü- len CHP. biter mı; parlamentoya bu seçimlerde giremedi diye. CHP'v ı >ok saymak düşünülebi- lir mı. dalet kuran ve bir ulus yaratan bu partinın >ığınlann yadsımasma uğraması Olası mı? CHP. Türkiye'yi kuran bir büvük "Kurtuluş Savaşı"ndan gelıyor. Bu savaşın kaynağı. »Müdafaayı Hukuk"tangeliyor. Ve eörmek gerekir kı. tüm bunlann beyni ve usu olan Mustafa Kemal'den gelıyor. CHP'nın Türkıye'de hıçbırpartıde olma- fan birayncalığı ve üstünlüğü vardır. Bu ger- fek, herkesın bılmesi gereken çok önemli yuk usta olarak. Türkiye'yi harcıyla, taşıy- la. topragıyte ve kanıyla o kurmuştur. CHP, yaptığı devrimlerle Türk ulusunu o, çag- daşlığa yönlendirmıştir. Mustafa Kemal Atatürk, CHP için kendi haarladıgi ve yaz- dıği partinin ilk programında partınin te- mel ilkelerini şöyle açıklıyor: - HaDc Fırkası'nın gayesi, milli hâkimi- yetin halk tarafından ve halk için icrasına rehberlik etmek ve Türkiye'yi asri (çağdaş) bir devlet haline yükseltmek ve Türkiye'de bütün kuvvetlerin fevkınde kanunun vela- yetini hâkim kjlmaya çalışmaktır. Halk Fır- kası nazannda halk mefhumu; herhangi bir sınıfâ münhasır degıldir Hiçbir imtiyaz id- diasında bulunmayan ve umumiyetle ka- nun nazannda mutlakbirmıısavatı kabul eden bütün fertler hakkındadır. Halkçılar hiçbir ailenin, hiçbir sınıfin. hiçbircemiyetin, hiç- bir ferdin intiyazlannı kabul etmeyen ve ka- nunlan vazetmekteki mutlak hürriyet ve is- tiklali tanıyan fertlerdir. Bundan tam 76 yıl önce ilk göreve böylesine bir geniş ufukla ve kararlılıkla sanlan, başlayan Mustafa Ke- mal'in partisi tükenir mi? Yanlış siyasetler ve beceriksizlikler sonucu ugradığı bu son yenilgiden CHP, ders alacaktır. almakzorun- dadır 22 Mayıs 1999 kurultayındaparti ken- djsine yeni birgenel başkan seçmiştir. Şim- Sv-»*. di ise 26 Haziran 1999'da da yeni bir "par- ti mecBsF seçecektir. Bu yeni parti meclisi CHP'ye yeni bir güç katmak, partiye sağ- lıklı biryapı kazandırmak ve partiye iktidar yolunu açmak durumundadır. CHP için bu kurultay, yeni bir umudun, ışıgın ve sürek- li bir diri soluğun başlangıcı olabilmelidir. tş, doğru bir kararta seçilen gend bas- kanJa bitmiyor. Seçikcek parti meclisinin gend başkanla uyum içerisinde çafaşacak bir parti medisi oiması gereidyor. Bu parti meclisinin şimdhe dek süregelen ve partiye büyük zanuiar veren partiiçi muhalefet has- talıgından partiyi kurtarması ve asla hizip jcermenıesi gerekiyor- Ve en önemlısı, bu parh meclisinin "kav- gadan annnuş, somut politikalar üreten, haikia partiyi bansnracak ve halka partiyi bütünkştirecek, söytani bir ve aynı olan bir partimecfci"üljnası gereidyor. Liusvepar- tililer, bugün kurultaydan çıkacak parti mec- lisınden böyle birgörev bekliyor. Bu kurul- tay. CHP'de bunu yapacak mı? Ve bu kurul- taydan yenen, yenilen değil, tek bir güç ha- linde salt CHP çıkacak mı? En önemli so- run bu 26 Haziran 1999 CHP kurultayı, bü- tün busorularaolumluyarutverebilirse, bü- tün bunlan başarabilirse; kesindir kı, CHP ilk seçımde iktidaryolunu açabilir. CHP'nin geleceği bu kurultayın doğru, sağlıklı ve özgür istenç (irade) kullanmasına baglıdır. Göreceğiz. jEVET/HAYIR f OKTAY AKBAL 'Çözdükçe Dolamyor!' î Olaylar hızlandı. Konutar çok!.. Yalnız şımdı mi? Hep böyle değıl miydi? Ne zaman yazılara ara versem, okurlar "Böyle zamanda dinlenceye çı- kılır mı?" diye yakınmazlar mıydı? ' Hangı birıni, hangı bırıni?.. Kıbns yenıden gündemde... Sekizler bastıra- cakmış! Sekizler kim mi? Amerika, Ingiltere, Fran- sa, Italya, Japonya, Kanada... Gerisini saymasak da olur! Bir zamanlar "Düvel-i Muazzama" denı- len büyük devletler; büyük sömürgelere sahip ka- pitalist aşamanın son çizgisine ulaşmış olanlar... Kısacası dünyayı avuçlarının içinde bilenler Bir sözcükle Avrupa'yı, Asya'yı, Afrika'yı biçimden bıçimesokanlar... Varsın, Kıbns'ta çeyrek yüzyıldır barış egemen olsun! Varsın, Rum-Türk savaşımına son verilmış olsun... Yetmez, ille bir şeyleri karıştıracaklar, Yu- nanistan'ın bitmez tükenmez tutkularına alet ola- caklar... Belkı bir kez daha adayı altüst edecekler, ettirecekler!.. • • • Sırbıstan yerle bir edıldi. Yanan, yıkılan yerler ye- nıden yapılır. Ölenler ne olacak? Oldüğüyle kala- cak. NATO, Miloşeviç'i alt etti. Ama Belgrad'da zafer türkülerı söyleniyor. Kim kazandı, kim kay- betti? NATO, bombalarıyla yok ettiği fabrikalan yeni- den kurmak için milyarlar harcayacak. Ama ger- çek bir barış kuaılabilecek mi Kosova'da? Arna- vutlarla Sırplar biriikte yaşayabilecek mi bunca kanlı olaydan sonra? Miloşeviç'i uluslararası adaletin önüne çıkara- bilecekler mi? Bosna kıyımcıları ne oldu? Hangi- si ele geçırildi kı? Miloşeviç de elbet bir biçime ge- tirip yakasını kurtaracaktır. NATO güçleri kaç gün, kaç ay, kaç yıl kalacak o topraklarda? Hele Rus- lar da işin içine girdiğine, belli bir toprağı elinde tuttuğuna göre bu sorun bitip tükenmez... • • • » Geçenlerde biçyazımda Bahaılefden söz etmiş- tim. Fethullahçılaria ilgili Ankara Emniyeti'nin ra- fjbrundaadı geçtffli için... Biryanlışlrkolmuş, Ba- bailerle Bahailer Dirbirine karıştırılmış! "Türkiye Bahailen Ruhanı Mahfili "nden aldığım bir yazıda şöyle denilıyor: "Bahai dini mensuplannın FethuRah Güten ce- maati, Şeyh Saft, Şeyh Bedrettin ve taraftarlan ile hiçbir ortak yanı, organik bağı ve ortak eylem veya söylemi olmamıştır ve olması da mümkün değildir." t Bakın, bir harf farkı ne gibi yanlışlıklar yaratıyor! Bahailik 1817-1892 arasında yaşamış Bahaullah tarafından kurulmuş... Oysa Babailik 13. yüzyıl or- talannda Türkmen şeyfıi Baba Ityas tarafından baş- latılan, düşünsel temellerıni Şamanlık ve Şiilikten alan bir din eylemi. Tarihimizde Babalar Isyanı di- ye ünlü... Yani Bahailikle Babailik birbirinin tam ter- si!.. Bir yanlışlığı düzeltmek her zaman kaçınılmaz bir görevdır. • • • • Herkesın sorduğu bir soru: Fethullahçı yüzler- ce okul, on bınlerce öğrenci şımdi ne olacak? Bu okullar kapatılacak mı? Yoksa hepsi Milli Eğitim Bakanhğı'na mı bağlanacak? Ya yurtdışındaki- Jer?.. Fethullah Bey'e para kaynaklannı nereden, kimden, nasıl bulduğu da sorulmayacak mı? Mey- Üan böylesine boş mu? Demirel'ter, Ecevrt'ler, Me- kut'lar, Tansu lar da mı yoksa Fethullah yanlısı?.. Evet, sorun. konu, olay öylesine bırbırine kanş- jpnış ki!.. Bir şarkıdaki gibi, "çözdükçe dolamyor." * Bugün CHP kurultayı toplanıyor. Altan Oy- fnen'ın lidertığindeki partinin yeniden halkımızın umudu olabilmesi bugünkü toplantının sonuçla- rına bağlı... Bütün gözler şimdi CHP'de!.. "GÜLEN İRTİCA "NIIV İÇYİJZÜ FETHULLAH GÜLEN ŞOK FİYATA Beigeler, bılgıler, fotoğraflarla cami imamlığından hocaefendıliğe, hocaefendilikten Papa ile buluşmaya varan yolun öylcüsü... 2 CD'lik Bir Dizi TÜM CUMHURtYET KİTAP KULÜBÜ SfiRGI SALONU VE TEMSfLClLfKLERlNDE Cuınhuriyrt Çağ Pazaıiama A Ş Türkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kuiübü f34334)Cağaloglu-lstanbul Tel (212)514 01 96 CLUB FLIPPER'da 4-18 Temmuz arası 4 yataklı, denız manzaralı, klımalı, 15 günlük KİRALIK DEVRE MÜLK (300 milyon TL) 0 532 232 54 54 0 212 244 54 39 Yalan Yere... Doğan HASOL YüksekMimar M erveKa«ıkçj'nın türban saçmaJığı Tür- kiye'yi günlerce gereksiz yere meş- gul etti. Hâlâ da etmeyi sürdürüyor. Yorurnlar, eleştiriler hep türbanın bir siyasal gösterge olmasına ve bunun TBMM'ye yan- sıtalmasına dayandınlarak yapıldı. Bu görüs dog- rudur, ancak duruma başka bir açıdan yaklaşma- nın daha yennde olduğu kanısındayım. Bu yaklaşım. doğrudan TBMM'deki ant içmey- le ilgili. Merve'nin, vazgeçmediği kıyafetiyle ant ıçmesinin. ant metniyle ne denli bağdaştığına ba- kahm. Anayasanın 81. maddesine göre ant metni şöyle: "Devtetin varhğı w bağımsızhgıru. \atanm bö- lünrnezbütürdügünü.miUetinka>Ttsız\eşartsızege- menliğini koruyaca0ma: hukukuo üstünlüğüne, demokraük ve laik Cumhuriyete ve Atatürk Oke ve inktlaplanna bağlı kalacağıma-. ve Anavasava sa- dakatten avnlmavacağı ma büyük Türkndletiönün- de namusum ve şerefim üzerine ant içerim." Bu ant, laik Cumhuriyete, Atatürk ılke ve dev- rimlerine ve anayasaya bağhlığa dayanıyor. Şimdi Menr e, o kıyafetiyle, laiklik, Atatürk ilİce ve dev- rimlerine bağlılık ve anayasaya baghlık üzerine ant içecekve o antgeçerli olacak öyle mı? Hemde Türk milleti önünde namusu ve şerefi üzenne... Okıya- fet. "taiklikie, Atatürk ilke vt devrimleriv le" ne den- li bağdaşır acaba? tnsanlann gözünün içine baka baka yalan ant içme (yalan yere yemin) olmaz mı bu° MiBtafe KemaLdaha 1916Wa "Katbniannörtüp- mesinin lağvi (kaJdınlmas)vesosyal havaümızuı dü- zeftümesi'" konusunda bakınız ne diyor: "1. Muk- tedir ve hayan biien anneler yetiştirınek, 2. Kadın- iara serbestüğiııi vennek,3. Kadınlaria beraber ol- mak. erkeklerin ahlakı, fddrleıi hissivun üzerinde etfcendir."(l>. Yine Mustafa Kemal'in 1918 yılında kaleme al- dığı Karlsbad anılannda kadın ve erkek ilışkileri, uygar yaşayışuı gereksinmelen konusunda görüş- ler de yer alıyor. Şöyle: "Sözünktsası sonuç: Bu ka- dın sorununda cesur olahm. kuşkuyu bırakalım. Açıbınlar. Onlaruı dimağlan gerçek bilgi ve sanat ile bezensin, tffett btlimi sağfıklı biçimde açıld»*- hm. Şeref ve haysiyet sahibi olmaJanna birinci de- recede önera verettm."(2). Atatürk bunlan daha 1916'da, 1918'desöylemiş; yalnızca söylemekJekalmamış yazmış. Sonraki uy- gulamalannı, bu ilkelerin gerçekleştırilme süreci- ni hepımız biliyoruz Başını açmak istemeyen "Çok zorunluvsa başörtüsü ya da yemeniyte yemin ede- yim" dıyen Mene Kavakçı, "Atatürk Ûke vedev- rimlerini koruyacağma" ant içerek kimi kandıra- cak? TBMM'deki ant içme yalnızca bir "jekfl" ko- nusu mudur?O ant, seçilrruşlerin 65 miryonun göz- len önünde gelişi güzel okuyup geçeceği bir laf di- zisi midir? îçeriğinin, anlamınm hıç mi önemi yok? "Düşünme" yerine. "körfi körüne inanma"ya ku- rulmuş kafalar < ^emin''e bile içeriğıni düşünüp an- lamak zahmetine katlanmadan. yalnızca bir şekıl kalıbı olarak bakmaktan kendılerinı alamıyorİar. (1) Prof Dr. A. Afctinan. M. Kemal Atatüric'ün Karisbad Haöralan, CumhunyetKıtaplan;1999. s. 47. (2)AGY. s. 54 Şiirimizin Çınlayan Sesi Müslim ÇELİK . _ ? * _ lkemizin coğrafyası, genç kız gülüşlen, • T CevhunAhıfKansu'nunşiirlerinde. Vebir I j deongunbirdünyaüzünçlenırtarihinbur- ^ « X gaçlanndan geçerek... Görünen boyutlanyla Kansu, başlan karlı-boran- lı ulu daglara benzer. Bu dağlann eteklennde ilk- yazlar \'ar. Kaçgun bulutlann altlannda ve isıcak so- luklanmalanyla kar çiçekleri. Buzlarla toprağın, kışlarla ılkyazlann kesiştigı yerlerde ter, lav soluğu bal ile yogrulmuş ve sevgi açar inceltilmiş. Kansu can soluğu şiirin ve insanımızm... Ve gerçekçi şiirimizin doğal akışlı, yarpuz koku- lu, köpüklü türkü suyu. Bızlere yüreğinin içini gös- teren ozan; dirseğini degil!.. Özgürlüğün, bagımsız- Iık gülünün bu özgün ozanı yaşıyor. "Seniayırmışlarsa gd banaişteeüm/ Seni kovmııs- hHa geTRana iste evinV fsfrWm. senT«o»ügnm.sun bir de gökyüzü çağnb." ' Ceyhun Atuf Kansu, ozan ve bilim adam»olarak bu ikı kimligini kişiliğinde entmıştir. Bilım adamı yönü, onu doğasal bir dışsoluşmaya, sanatsa için- deki firtınalan dindırmeye götürmüştür. Kansu'nun şiiri tam da bu beyaz noktadan dogar. Bir yandan bilime ve de şiire dönüşur. Türk şiirin- de bireyselliğin verimli, doğurgan çeşitliligi üzeri- ne inşa edilen gerçek anlamdaki topluma açılan tav- n, FÖcret'ten bu yana dikey sivrilmeyi geririrken yayılmayı sürekli başarmıştır. Değilse öznesi öznd bilioç olan ozan, kabuğunu kolay kıramazdı. "Bü- yük sevinçler, büyük yapıtlaruı gödemienmesinden doğar.'" Bu büyük yapıt haîktır. Kansu o çeşmeden su içmiş, fakat kanmamıştır. Özlü olarak açmak gerekirse: Bilinç iki baglaşık- tır. Dışsalı ve "bea" olanı karşıtlaştınr sürekli bir- leştirerek. Bu bağlanmanın yaşamda karşılıklan var olduğuna göre, onlan belirleyen de düşüngeyen dü- şüncedir. Biretkin eyfemhliktir Befl'inde dogayı al- gılarkcB kendıni algıiayan. Ve Besnelüğin görünür afanına kapatılmamış bilinç, gerçekligin simge ve ntım anlamlannaevrilir. Başlangıçtan günümüze ka- dar geçerli görüş, şiirin. şairin içinde olduğu görü- şüdür. Sözün yöneldiği saltık şiire götüren imgenin dogurdugu şiirin gerçekleşmesi, ozanın bozkır bil- gesi oluşunun engin gücüdür. Şiirimin atalan dedi- ği PirSultan AbdaL^unusEmre ve Karacaoğlan'da oldugu gibi.. Bu nedenle özgünlük sunar. I. Yeniler III. Yeniler 8. Yenilerden aynmsandı- ğı noktalardırson Ahi Ceyhun Atuf Kansu'nun. Kı- sa kısa şiirlennde bir bitmemişlik. yanm bırakılmış- lık durumu var görünse de, onlann birerdestansı par- çalan olup, tarihe not düşmüş olmalanndandır. lyi bakarsak, bütünü parçada görebiliriz. "Kasketf birhalkdoktoruidm" diyen Kansu, ağır- başlı ve saglam ıralı ozanlanmızdan biri olarak di- zelerinde nesneleri nasılsalaröyle adlandırmıştır/an- lamlandırmıştır. Halkçılık, kendi kendini yenileyen cumhuriyet devrimciligi ve ınsancı paylaşımcı bir duruşu vardırtoplurasal yaşamkan^sırıda. Kansu için Cahit Külebi'nin şuilu dizesine de yürekten katıla- rak brtinyorum yazımı: "Ceyhun kardeş sen bu fl- den gideli / Dağlanm yıkıMı, çöfleriın bomboş." florltıaif PENCERE Din ve AMâksızlık.. Babaçocuğunu karşısınaalmış, küçüğeyaşam öğütleri veriyor. - Ulan gözünü aç!.. Içinden pazarlıklı ol!.. Kim- seye açık verme!.. Yükselmekiçin ikiyüzlü olma- lısın!.. DüşüncelerinikendinesakSa!.. Olduğun gi- bi görünme!.. Görûndüğün gibi olma!.. Yeterin- ce güçlenmeden kuvvetini ortaya dökmel.. Has- mına yalakalık et!.. Patrona yaltaklan!.. Herşey buyoldamubahtri.. Kuvvetieneceğin zamanı bek- le!.. En sonra hepsinin işini bitirirsin!.. Ama, sı- rasızçıkışyaparsan, onlarsenibitihr!.. Eşrefsa- ati gelinceye dek sabırla bekle!.. Kendini gizle!.. Sahtekârlıkyap!.. Babanın bu türiüsüne namuslu insanlann dün- yasında ne ad verilir: . - AhlâksızL • Toplumda "ahlâk" diye bir kavram kalmadı mı?.. Bir insanın erdemli, dürüst, açık, doğru, güvenilir olması hiçbir deger ve anlam taşımıyor mu?.. Yalancılık mı geçerli?.. - ** * • Hamamböceği gibi karanlığa sinerek, tespih- böceği gibi ıkıye katlanarak, kertenkele gibi yer- lerde sürünerek yaşamak artık ayıplanmıyor mu?.. İkiyüzlü olmak, kimligini gizleyerek karşında- kini tuzağa düşürmek, zayıfken dalkavukluk ede- rek güçlendiğin zaman diklenmek, alacakaran- lık kuşağında yaşayarak kişiliğıni saklamak, ma- rifetin meydana çıkınca da salya sümük yerler- de yuvartanıp el etek öpmeye kalkışmak dogaJ mı karşılanıyor?.. • Bir toplumda ahlâksızlığın hoş görüldüğü sü- reçte yozlaşma çürümeye dönüşrnez mi?.. Sıradan insanda bile ahlâk aranırken "din ada- mı"na ne demeli?.. Hoca, papaz ya da hahamın ahlâksızlığı meslek edinmesi, dünyanın bütün toplumlannda deprem yaratacak olaydır; ne hav- rada, ne kilisede, ne de camide ahlâksızlığa ka- pılar açıiır. ' Çünkü ahlâksızlığa kapı açan tapınağın kub- besi gümbür gümbür çöker. Başında sank ya da takke, sırtında cüppe, Fet- hullah Gülen'in tutum ve davranışlannı her şey- den önce ahlâk terazisinde tartmak gerekmiyor mu?.. Fethullah Gülen'in kasetleri televizyonlarda bir- biri ardına yayımlanıyor... Kötü mü oluyor?.. Kasetler neden çekilmiş?.. Nam-ı diğer "Ho- ca Efendi" kameranın karşısına neden geçmiş?.. özei yaşamından bir sahne kasetlerde yok.'.. Gü- len şeyhülislam cüppesini sırtına, takkesinı ka- fasına geçirip talkın vermek için hazırve nazır bi- çimde konuşlanmış!.. Denebilir ki bu kasetlerta- rikatın mürrtlerini yönlendirmek için, kapalı dev- re eğitim için çekilmiştir. Bir gazetecinin bu ka- setleri eJe geçirip yayımlamastflazetecilik g ö r ^ vidir, dürtyanih her Ölkestnbe' geçerli kural budur ••;•-—; » Fethullah Gülen, yayımlanan kasetlerde insan- lara ahlâksızlık öğütleri veriyor. Aldatmaca, ya- lan, dolan, ikiyüzlülük, gizlilik, ahlâksızlık üzeri- ne ne din yükselir, ne de Müslümanlık oluşur ki Gülen bunu yapıyor. Peki, ama, bir din adamı insanlara ahlâksızlık aşılayabilirmi?.. Değerli gazeteci-yazar NACİ GİRGİNSOY'u Sevgi ve özlemle anıyoruz. AİLESİ Mustafa GULMEZ 1963-1988 Edirne Kıyık Karakolu Daha iyı bir geteceğe duyduğumuz özlemi, umudu bûyütüyoruz. Ve sen hep yanıbaşımızdasın. Aılesı ve Arkadaşlan Adına Kemalettin Gölmez ACf KAYBIMIZ RÜSTEM BEKAR (1930- ) Köy Enstrtüsü mezunuydu. TÖS üyesiydi... Öğretmendi... llköğretim müfettişiydi... Üreticiydi... Her şeyden önce DEMOKRAT BİR İNSANDI... Onurlu yaşamıyla unutulmayanlann arasına katıldı. Gerek cenazeye bizzat katılıp gelenlere, gerekse üzüntümüzü telefonla, ziyaretle payiaşan bütün dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Eşi: NACİYE B8(AR ÇocuMan: GÜUB(tol BSAR ve BİLGE BISOY Damadı.ÖZAYfSSOy GeHni: HÜUM B8UR Tomiflları: ÖZ1£M( Bfflü ve GAMZE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle