Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bir gecede yaratılan starlar... Erotizm kokan görüntüler... Televizyonlara ödenen büyük paralar...
Aıtık herkesin bir klibi var•Müzikte starlar dönemi beyazcamın yaşamımıza girmesiyle
başladı. O güne kadar müzikseverlere radyo aracılığıyla ulaşan
emektar sanatçılar, televizyon sayesinde kısa sürede şöhret olan
yeni yetmelere karşı duyduklan tepkiyi "televizyon çıktı mertlik
bozuldu" sözleriyle dile getiriyordu.
MtYASE İLKNUR
Sıhirlı kutu televizyona çıkmak bu-
günkü kadar kolay değildi. Önce hangı
dalda mûzık >aparsamz >apın o dala ba-
kan denetım kurullanndan onay aimak ge-
rekiyordu. Denetimden geçmek deveye
hendek atlatmak kadar zordu. Dıyelim
ki denetimi aştınız. Bu kez sizi televiz-
yona çıkaracak bir yönetmeni kafaya al-
manız gerekıyordu.
Televizyona çıkmakla iş bıtmiyor elbet
Müzik yapımcılan ve yazılı medya size
yatınm yapmazsa ağzınızla kuş tutsanız
naflle. Önce 45'Iik ardindan uzunçalan-
TRT KÖKENLt DtKÇER
'Matiyeüer
çok
yüksek'
KJıp
yönetmenlen
arasında
saygın bir yeri
var Tayfiın
Dinçer'ın.
TRT kökenJi
olan
yönetmen,
1984yılında
yönetmen
yardjmcısı olarak gırdiğı
kurumdan 199O'lı yıllann başında
koparak klıp yönetmeni olarak
pıyasaya ginyor. KJiplerini
yönettiğı sanatçılar arasında
Tarkan. Burak Kut, tbrahim
Tathses. Coşkun Sabah, Emrah,
Bülent Ersay, Sertap, Çeük, Hanm
Kolçak, Zerrin Özer, Hakan Peker,
Özlem Tekin gibı sanatçılar
bulunuyor. Klıp çekiminin bir
gereklılik olarak müzik dünyasına
girdiğini öne süren Dinçer "KMp
gereksinimi vardı ki. cski
döncmlerde tnüzikal filmler
çekiürdi" diyor. Klipler yoluyla
sanatçılara şöhret kapısının daha
kolay ve daha çabuk açıldığını
vurgulayan yönetmene göre klipler
olmasaydı bazı sanatçılann şöhret
olması üç yıl gecıkecektı. KJip
y/önetmenliğinin önemini Tayfun
Dinçer şöyle anlatıyor:
"Ben yönetmenim diyen getip
rejhe oturamaz. HayaJ gücii olan
herkes yapımcılığa soyunu\or.
Starboardlar hazırlj>onıın.
Senanolanmı kendjm yaayorum.
Notalan görünrihe dökme işini
seviyorum. Keyifli bir i$.
Türkiye'nin bugünkü koşuüannda
birim yaphğımız oldukça lüks bir
iş. Çekilen bir klibin ortalama
maliyeti 20 bin dolar." KJıp
yönetmenlerinin çok para
kazandığına itirazı var. "Bu para
sanıldığı kadar büyük bir bütçe
değfl" diyen Dinçer. bir klibın malı
portresinı çizerken şu bilgileri
veriyor: "Maliyederçok yüksek.
Slikon grafik aJetinin saat kirası
500 ile 600 dolar arasında değişiyor.
Bu aletle en az 30-40 saat
çahyorsun. So> lenen 20 bin dolar
anahtar teslim fiyaûdır. Buna
bütün nıasraflar dahildir. VlaKyıet
biraz da yapılan işe baglı."
nız pıyasaya çıkacak. ticari olarak iyi iş
yapacak ki size sanatçı densin. Öyle bu-
günkü gibi bır single ve bir kliple star ol-
mak nerde?
Bütün bu zorluklararağmen yine de te-
levizyon öncesi döneme göre daha kolay
ve kısa yoldan şöhret olmak mümkündü.
Beyazcam sayesinde şöhret olan sanatçı-
lann sayısı hiç de az sayılmazdı. O yıl-
lardan bugüne kalan şöhretlerarasında Se-
zen Aksu, Kayanan, Nukhet Duru. tbra-
him Tatlıses, Erol Evgin. Burhan Çaçan.
MFÖ, İzzetAlünmese,BülentErsoy, Yük-
sel UzeL Samime Sanay, Belkıs Akkale
ilk akla gelenler. Tabii bunlann dışında
bir de özel televizyonlar açılana kadar
sadece yılbaşı geceleri özel izinle seyret-
tiğimiz arabesk, tavema müziği icra eden
sanatçılar var ki. bunlann piyasada tutul-
ması çok uzun yıllar ahnıştı.
Tek kanal televizyonda müzik prog-
ramlan genellikle stüdyoda üç parça de-
korun önünde çekilirdi. Dış çekımler pa-
halı olduğu için bazı özel günlerde sanat-
çılar, bahar bayramını kutlayan öğrenci-
ler gibi kırlara ya da birdeniz sahiline çı-
kanlarak çekim yapılırdı.
Klibin adının bile bilinmediği bu dö-
nemde toplum olarak çok önem verdiği-
miz Eurovision Şarkı Yanşmalan için di-
ğer ülke televizyonlannda göstenme gi-
recek seçihniş şarkımız için içeriğıne gö-
re bir klip yapılırdı. Bu klıp de ülke tanı-
tımına katkıda bulunsun dıye genellikle
ya Boğaz da ya da tarihi harabelerde çe-
kilirdi. TRTden yetişen müzik programı
yapımcısı lzzet Öz, hazırlayıp sunduğu
"Discovizyon", "Teleskop" ve "Sihirli
Lamba" alışılmış stüdyo çekimleri yeri-
ne değişik teknikler kullanarak ilk klip de-
nemelerinibiranlamdayapıyordu. 1978
yılında Ipucu Beşlisi'nin "Heyecanlı"
parçasını Oran tepelerinde çeken lzzet
Öz, artık şarkj görüntülemedeki kuralla-
n yıkıyordu.
Ozel Tv'lerin etkisi
1970'lerin Türkiye toplumu tek kanal-
da kendisine sunulanla yetinmek zorun-
da kaldı. 1980'lerin sonu ile 1990'lann
ilk yıllannda Türkiye, yasalar çiğnenerek
de olsa ilk özel televizyonuna kavuştu.
TRT'de ne kadar yasaklı sanatçı varsa bu
özel televizyonda sabah akşam arz-ı en-
dam etmeye başladı. Bu arada özel mü-
zik programlan ve yerli diziler için ara-
nan kadrolar astronomık ücretlerle
Bir kliple şöhreti yakalayanlar
Mirkelam (Her Gece)
Tarkan (Kıl Oldum Abi)
Serdar Ortaç (Karabıberim)
ORafet El Roman (Seni Se
O Hakan Taşıyan (Gözü
OGrup Ayna (Şeyh Şamil)
Dİsmail Türüt (Oflu Hoca)
JGrup Laçın (Bekar Gezelım)
QPiyasanın en ünlü klip yöneticilerf)
O izzet Oz
O Tayfun Dinçer
O Mustafa Mayadağ
O Mete Ozgencil
Erol Kose
O Omer Faruk Sorak
O Abdullah Oğuz
O Kıvanç Barıöniı
O Umur Turagay
TRT'den sağlandı.
Devletin en tepe noktasından destek-
lenen ilk özel televizyonu diğerleri izle-
di. Özel televizyonlarla birlikte pop mü-
zik patlaması yaşandı. 199 l'de Yonca Ev-
dmik'in "Aböneyim Abone" parçasıyla
başlayan bu patlamayla birlikte isimini bir
ay sonra hatırlamayacağımız çok sayıda
genç pop sanatçısı ekranlan istüa etti.
Bu arada müzik programlanna çıkan
yıldızlan artık stüdyolarda değil dış çe-
kimlerde ve ünlü mankenlerin de rol al-
dığı belli bir senaryosu da olan kliplerde
izlemeye başladık. Umur Turagay 'ın Or-
han Atasay'a çektiği "Gcmikr", Abdul-
tahOğuz'un çektiği SibdAhş'ın u
Adam",
Izzet Oz'ün çektiği Nüüfer'ın "Şw v«p-
ma" parçalannın kliplerini diğerleri iz-
ledı. Böylece müzik dünyamız "Vîdeo
Küp" kavTamı ile tanışmış oldu.
Klibi günde en az beş kez yayımlanan
sanatçı, bir hafta sonra ken-
dini şöhret merdivenlerinin
en tepesinde buluverdi. tzd,
Çeük, Ozan Orhon, Yonca
Evcimik, Harun Kolçak,
.Aşkın N'ur Yengi, Bendeniz,
Tarkan, Burak Kut Serdar
Ortaç, Metin Arotat, Sertap
Erener bu yeni yıldızlann en
ünlülen.
GûndelOkez
ekrandalar
Bir süre sonra sadece klip
yayunlayan kanallanmız ol-
du. Ünlü sanatçılann kJiple-
rini 'beleş' yeni çıkanlan pa-
rayla yayımlayan bu televiz-
yonlarda renkli gözleri ve
parlak yüzüyle
a
Kd Oidum
Abi" diye kıvrak danslar ya-
pan Tarkan, pijamaya ben-
zeyen çizgili takımıyla so-
kaldarda deliler gibi koşa-
rak "Her Gece" şarkısıyla
günde 10 kez ekrana gelen
Mirkriam, esmeryüzüne uy-
gun "Karabiberim" adlı oy-
nak parçası eşlığinde oryan-
tal dansı kadınlara taş çücar-
tırcasına yapan SerdarOrtaç
gibi starlanmız oldu.
Bu yeni starlar sayesinde
bütün dertlerirruzi unuttuk.
Starlanmızın özel yaşamla-
nylailgili haberlerinyanın-
da yüksek enflasyon, teıor, iş-
sizlik ve yolsuzJuk gibi ge-
leneksel sorunlanmız sinek
vızıltısı gibi kaldı.
KHpler müağin
önûnde
Kliplerin hayal dünyasın-
da gezinirken daha önce ol-
mayan sorunlarla da bir an-
da yüz yüze geldik. Bazı sa-
natçılar televizyonlann klip-
lerini yayımlamalan için ast-
ronomik paralar istedigini
söyleyerek "Klip çekmeye
hayır" kampanyalan başla-
tırİcen bazı sanatçılarve mü-
zik eleştirmenleri klipteki
görüntülerin müziğin önüne
geçmesinden yakınmaya baş-
ladı. Bu arada klibinin daha
çok Lzlenmesi ve akılda ka-
lıcı olması için erotik sahne-
lere yer veren ve davetkâr
bakışlarla "Neremi,Deremi''
diyen sanatçılann milli ahla-
kı tehdit edip etmedi|ı konu-
su gündemimizi aylarca meş-
gul etti. Ancak bütün bu tar-
tışmalara rağmen tüketici
toplum olma yolunda azim-
le ilerleyen necıp Türk mil-
leti, klipsiz biryaşam düşün-
mediğini rating oranlanyla
ortaya koydu.
lzzet Öz: Sektöründen binlerce insan ekmek yiyor... Maliyeti 20 bin dolara kadar ulaşan klipler var
Türk TV'lerine klipler TRT ile girdiKJip sektörünün "fzzet Abi"sı,
tzzet Öz, bugün gelinen noktadan
şikayetçı. Öz en çok televızyonla-
nn klipler için liste hazırlarken
kıstaslannın belli olmamasından
yakınıyor.
-Tûrkiye'de klip çekimi sizinle
başladı. İlk küp ömeklerini si>ah-
bevaz tele\iz>onlarda ve TRT ça-
nsıalnndagerçekieştirdiniz. Ogün-
lerden bugünlere nasıl gelindi?
İZZET ÖZ: Yıl 1975... Anka-
ra TRTsinde göreve başladım. O
zamanlar çok büyük stüdyolarda
çekimler yapılıyor. Bu arada ka-
meralar var. Kameralar, daha vi-
deo kameralar yok. sadece 16
mm.lik film kameralanyla çekim
yapıyoruz. Şu anda biliyorsunuz
16 mm çok moda. O zaman sade-
ce 16 mm'lik kamera vardı. Ben
de bir programa başlayacağım.
programın adı "discovayon*. Bu
programdayerlı besteleri ve söz ya-
zımını teşvik etmek amacıyla biz-
den olan sanatçılara programda
yerveriyorum. Müziğin yanı sıra
moda, fotoğraf, grafik ve dans gi-
bi güzel sanatlan da renk olarak
katıyoruz. Bız bunlan da filme
çekıyoruz. Fılme çekerken elimi-
ze çok az film venliyor. Şu anda-
ki gibı bol bol film kullanmak yok.
Bu bir kutu fılmle parça) ı görün-
tülemek zorundayız. Parçayı gö-
rüntülemek diyorum. Çünkü o za-
man video klip dıye bir isim yok.
Elimizde bir kutu fîlm olduğu için
de bır şarkının görüntülenmesi için
planlı programlı çahşıyor, çekece-
gimiz şeyın senaryosunu yazıyo-
ruz. Şarkıyı çekerken de sadece bir
konser gibı değıl içine renkler at-
mışsınız. Her yapılanla bu renk-
lendirmeler de vavaş yavaş geliş-
meye başlamış. O zamanlar fihn-
ler siyah beyaz çekiliyordu. Hat-
ta bazen çektiğin filnii yapıştıra-
cak malzeme bulunmazdı, selo-
bantla yapıştınrdık. Böylece mü-
ziğin görüntülenmesi denen olay
başlamış oldu. Bu gittikçe de ge-
lişmeve başladı.
-KBplerte flk kez 19901ı >ıllar-
da tanışük. Nasıl ortaya çıkü?
-1990"lı yıllann başında ise ar-
tık bir sürü çekimler yapılıyordu.
Programlann içine bir sürü renk-
ler atıhyordu. Özel televizyonlar
çıktı ve bu olaya bir sürû renk ka-
tılmak istendi. Bunun örnekleri
için de bizden baa işler istendi. Ben
çok iyi anımsıyorum. Nilüfer'in
"Yine j'eni yeniden" albümü çıka-
caktı. bunun için Show TV benden
beş parçalık bir program istedi.
Ama bu beşi de çekilsin. Görün-
tülenme mantığı ile çekilsin. Biz
de bunları çektik. Hatta o sırada
•Show yapma" 26 hafta kadar lis-
te başında kaldı, bu parça Tûrki-
ye'de ilk kez bir video klip ödülü-
ne layık görüldü. O şekilde klıp ola-
yı başlamış oldu. Okuldan yetişen
bir sürü insana TRT'den aynlan-
lar da eklendi ve klip yönetmenli-
ği işi doğmuş oldu. "ftraldmdey1
-
següçondadır"diyerek yolaçıkan
ve bu işe başlayan insanlar da ol-
du. Bu arada yetişmiş pınl pınl in-
sanlan sektöre kazandırmak için
lzzetÖz Protoction'ukurduk vebir
dijital montaj seti aldık. Önce ay-
yonız. Şu anda maliyet 14 bin do-
lara çıktı. Şimdi kara kara düşü-
nüyorum kimlere telefon ederek
neyi nereden nasıl kısanz diye.
Montaj için hiç bir ücret almamı-
şız. Bir günde montaj yaparsak
belki kazanırdık, ama biz bu iş
için beş gün harcamışız. Yaptığın
işin en iyi olmasını istıyoruz, ödün
vermek istemiyoruz. Ben klıp işin-
den büyük paralarkazanan bir şir-
ket olamadım. Çünkü "İzzet abr
diyorlar. böyle denince de akan
•ir yılda bin 500 civannda klip çekildiğini
belirten îzzet Öz "Bunlar üretilirken her bir çalışma
için en az 10 kişi, normal çekimlerde 20-25 kişi,
isterseniz bunu 500 kişiye kadar çıkarabilirsiniz"
diyor.
larca aleti tanımaya çalıştık ve biz
bu aletle neler yapabileceğimizi
öğrendik. tlk çalışmamızı Mirke-
lam 'ın söylediği 'Hanralar' a yap-
tık. Bugüne kadar yapılan bu ül-
kede yapılan çok başanlı çalışma-
lardan bir tanesidır.
-Klip yönetmenlerinin çok ka-
zandığı söyleniyor bu doğnı mu?
- Şimdi elimizde bir çalışma
var. Bu iş için bıze 10 bin dolar-
lıkbır bütçe verildı. Ama yaptığı-
mız işin de çok ıyı olmasını istı-
sular duruyor.
-Kliplerin20bin dolaraçeldldi-
ğisöylenijür, buçokbüyük bir pa-
ra değil mi?
- Tabii tabii. Biz de 20 bin do-
lara klip çektik. Kazandığımız da
oldu, kazanmadığımız da. Bizde
slikon grafik denen biralet var. Bu
aletin editörü çok pahalı. Pahalı ol-
duğu için insanlar bu aletle çalış-
madan klip yapmak istiyor.
-Bu sektörden ne kadarinsanek-
mek vivor?
- Oldukça fazla sayıda insan ek-
mek yiyor. Bir yılda bin 500 klip
herhalde çekiliyordur. Bunlar üre-
tilirken her bir çalışma için en az
10 kişi, normal çekimlerde 20-25
kişi. istersenizbunu 500 kişiye ka-
dar çıkarabilirsenız.
-Kaç prodüksiyon şirketi var?
- Çok şirket var. Şimdi şirket-
ler bırleşmeye başladı. Sistemler
degiştı. Gruplaşmalar başladı. Pa-
ra yerine barter olayı kullanıhyor
artık. Klip çekiyorsun, karşılığın-
da parayerinekaset veriyor. Siz ka-
set satarak klipin parasını kurtar-
maya çalışryorsunuz. Bizi de o po-
tanın içine sokmaya çalışıyorlar.
-Klip sayesinde hakstz şohrcte
ulaşan insanlar vuk mu? Bir klip
yapıvor, ertesi gün şöhret olarak
uyamyor. Bunu nasıldeğeriendiri-
yorsunuz?
- Doğrudur ve doğaldır. Bütün
dünyada böyledir. Sadece benım
ülkeme mahsus olan bir şey değil.
Önemlı olan çıktıktan sonra ora-
da kalabilmek. O kalıcılık da he-
men üç günde olmuyor. Pınl pınl
bir sürü sanatçı bir bakıyorsunuz
eriyıp girmiş, o potada kaybol-
muş. Çok ömeklerini gördük. Bak-
sanıza. 20 yıl öncenin sanatçılan
hâlâ bugün çok turuluyor.
-KlipJerin para ile>-a>ımlanma-
sı olavına ne divorsunuz?
- Ben kliplerin para ile yayım-
lanmasından ziyade listelerin ha-
zırlanış şeklinden rahatsızım. Lis-
telerin gerçek listeler olması ge-
rekiyor. Benim davam bunlann
para ile yayımlanıp yayımlanma-
ması değil. Evet doğrudur. para
ile yayımlıyorlar. Yeni bir sanatçı
çıkrruş. "Ben senin klibini günde
beşkezyayımlanm ama sen bunun
karşıhğmda şu kadar para ödeye-
ceksin. Bunu ödemenin nedeni de
sen yenibir sanatçısın, senin şirke-
tin de sana bir vaûnm yapmak is-
tiyorsa reklam bedelioiarakda bu
paravi ödeyecektir" deniyor.
-Nedir bunun piyasası? Ben bir
klip,vapöm.bunuya>Tmiaönakis-
tiyonım, bunun altveüstMmiti ne-
dir?
- Çok iyi bilmiyorum ama duy-
duğum kadanyla iki haftalık sü-
reyle yayımlanması karşıhğında
yaklaşık 7.500 dolar ile 10 bin
dolardan başlayıp 15-25 bin do-
lara kadar gidiyormuş. Listeler
konusundaki rahatsızlığıma ge-
lince, bazı televizyonlarda birta-
kım sanatçılann kliplen hiç yayım-
lanmaz, ama o sanatçının albüm
satışlan üst sıralara kadar ulaş-
mıştır. Birtakun listeleregirebil-
mek için televizyonlarla bazı
pazarlıklar yapmak zorundasınız-
dır.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Ekonomi, Basın, Güvence
Birbüyük gazetemizde sevindirici bir başlık: °Eko-
nomide işaretleriyi... Canlanma var... Dönüm nok-
tasındayız... Herşeyhükûmetin izleyeceği politika-
ya bağlı..." Söyleyen: IMF.
Iç sayfada yine bir başka ekonomi haberi: Hazi-
ne yine yüksek faize tesKm... Cumhuriyet ve diğer
gazetelerden: Memura 6 aylık zam oranı; bütçede
yüzde 10, ama hükümet yüzde 20 yapacak...
Sonra iç sayfada bir başka habere geçiyoruz:
Gazetelerin, TV'lerin ve Milli Piyango'nun düzenle-
dikteri şans oyunlanna katılımda ve şans oyunlan-
na yatınlan paralarda müthiş artışlar var. 63 trilyon
ikramiye dağıtılmış. (Bunun iki üç katı da vatanda-
şın cebinden çıkmıştır).
Ekonominin ne durumda olduğu için şans oyun-
lanna bakmak gerekmiyor. Herkes bunu kendi ya-
şamından biliyor. Ama yine de şans oyunlan bir
gösterge. Çalışan büyük çogunluk için ücretler dip-
lerde seyrettiğinde, zengin olma umudunun bütün
ticari türevlerine talep en yüksek noktaya vuruyor.
• • •
Gazetelerin promosyonlannın, normal promosyon
sınıriannın üst sınırian zoriamasının nedeni de, eko-
nomik pahalılık. Büyük gazetelerin satışlan 500-
600 binlerden 300 binlere doğru düşüyor. TV ile re-
kabet, haltan gerçek gündemini izleyememe gibi ıle-
ri sürülebilecek etkenlerin yanı sıra, bu düşüşte
önemli bir etken, halkın alım gücünün düşüklüğü.
Gazeteler, satışlan arttırmak için müşteriye, ga-
zeteden daha önemli ve cazip maddi ödüller sun-
mak zorunda kalıyoriar. Petrol istasyonlannda ve sü-
permarketlerde bedava gazete dağıtımı da bunun
bir parçası. Gazeteler, satış fiyatının yansından da-
ha ucuza bu yeriere toptan veriliyor.
Demek ki basın dünyasını esas kurtaracak olan,
halkın rahatça gazete alabilecek maddi bir konu-
ma yükseftilmesi ve sürekli bu konumda tutulabil-
mesi. Bu nedenle halkın satın alma gücünü sürek-
li yüksek tutacak politikalar izlenmesini sağlamak,
halkın sürekli çıkartannı savunmak, gazetelerin ana
politikalan olrnalı. Orta kesim ve attındakiler. ki hal-
kın büyük kesimini oluşturuyor, gazete için cebin-
den rahatça her gün 250 bin TL'yi çıkartabilecek bir
maddi konuma geldiğinde, ana sonjn çözüme ka-
vuşacak. Günde 1 milyon TL'ye daha büyük imkân-
lann sunulduğu, paranın çok değerii olduğu. daha
doğrusu paranın ortada olmadığı koşullarda, gaze-
teler, gazete özelliklerini giderek daha zor koruya-
bileceklerdir.
O zaman da gelsin promosyonlann en büyükle-
ri, gelsin banka satın almalar, bankalardan para ak-
tarmalar, siyasi dalkavukluk ve sürekli hükümet yan-
daşlıklan... Basın özgüriüğünün ve yansızlığının en
kötü koşullan, işte bunlar, demek gerek.
Halkın yaşam kalitesi düştüğünde, Fethullahçı-
lık, şeriatçılık, din siyaseti de tıpkı promosyon ve pi-
yango gibi, birer umut, cazibe ve kurtuluş merkez-
teri, pariayan yıtdızlar olarak hep gündemde kalıyor-
lar.
•••
Almanya ilginç bir ülkedir. Ekonomik dengeleri ve
sosyal ekonomi politikalan o kadar hassas kurul-
muştur ki bir sosyal demokrat hükümet bile işba-
şına geldiğinde kaynak bulmakta zorlanır. Vaat et-
tiklerini gerçekleştirmek için, bütçelerde küçük ka-
lem değişiklikleri ve küçük kısıtlamalaria kaynak
yaratmaya çalışır. Bir merkez sağ hükümetin bile,
ekonomide temel değişiklikler yapması çok zordur.
Polrtikacının oyun alanı, sosyal dengeler, makro-
ekonomik dengeler ve yasalarla sınıriıdır. O, sahip
olduğu bu dar alanda harikalar yaratmak zorunda-
dır.
Ya bizde?
Iktidariar, enflasyonun yüzde 70-80'lerde seyret-
tiği ülkemizde, ömeğin memura altı aylık yüzde 10
zammı gerçekleştireceğini planlar. örgütsüz bu top-
lumda bunu yapabilir de.
Enflasyonu yüzde 200'lere tırmandıracak bütün
kararian alabilir. Önünde hiçbir engel yoktur.
Enflasyon - ücret zammı arasında müthiş oran-
sızlık yaratabilir.
Türkiye'nin dtş borcu ile ödeme gücü arasında her-
hangi birilişki kurmaz ve düşünmez. Böylece ülke-
yi, ekonomik ve siyaset olarak başına gelebilecek
bütün dış yaptınmlara ve dayatmalara maruz bıra-
kabilir.
Bir katemde, bir kararia, bütün yandaşlannı ser-
vet sahibi edebilir.
Bütün bunlann temel nedeni, toplumun bütün
kesimlerinin ekonomik çıkarlannı dengeleyecek, bu
anlamda emeği de iktidara ortak edecek demok-
rasinin kurum ve kurallanyla işlememesidir.
Halk, politikacı karşısında savunmasızdır.
4 yılda bir seçim ise bu tür politikacılann ve po-
Irtikalann sandıkta cezalandınlması için en iyi sis-
tem değildir.
Olmadığını, neredeyse bir nesile varan zaman
kesiti içinde yaşadıklanmızla öğrendik.
Halkın ekonomik çıkarian, anayasada, yasalarda
da belirlenmelidir. Çünkü, Türkiye'nin istikran, ge-
leceğimizin en büyük güvencesi, ekonomik duru-
ma bağlıdır.
Bu, salt bir siyasi tercihle altüst edilememelidir.
Birsiyasi iktidann, Türkiye'yi ekonomik olarak di-
be vurduracak politikalar izlemesini ve kararlar al-
masını önleyecek sosyal güvenlik denge sistemleri
olusturulmalıdır.
Dünyanın en genç
caz orkestrası Troya
y
da
ANKAR4 (Cumhuriyçt
Bürosu)-Troya antik ken-
tinin odeonu yaklaşık iki
binyıl sonra bu (perşem-
be) akşam bir müzik şöle-
nine tanık olacak. Dünya-
nın en genç caz orkestrası
Alman "BuJazzO" Tro-
ya'da bir konser verecek.
Alman Dışişleri Bakanlığı
ile Goethe Enstitüsü'nün
himayesi veDaimlerBenz
firmasının desteğinde çe-
şitli ülkelerde konser ve-
ren orkestranın üyeleri 24
yasın altında. Dışişleri Ba-
kanı Joschka Fischer'e gö-
re her yıl birkaç ülkeyi do-
laşan grup, Almanya'nın
kuruluşunun 50. \e Berlin
Duvan'nm yıkılışının 10.
yılı dönümü nedeniyle
programlanna Türkiye'yi
özel olarak aldı.