Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
18 ülkenin katıldığı Minsk 5. Uluslararası Kadm Film Festivali sona erdi
Beyaz Rusya'da sinema tutkusu
ASLISELÇUK
Bu yıl toplam 18 ülkenin katılımda bu-
lunduğu Minsk 5. Uluslararası Kadın
Film Festivali'nde 12 uzun metrajh film,
6O'dan fazla belgesel ve 40 çizgi Film
Minskli izleyicilere sunuldu. Belarus-
ya"dan iki yönetmen, tgor Dobrolyubov
ve Valeri Ribarev, Hollandalı yönetmen,
yapımcı. sinema eleştirmeni ve tarihçı-
si Thys Ockersen, Rusya'dan üç yönet-
men, Valeri Rubinchik. sinema tarihçı-
si ve eleştirmeni Oleg Kovalov. oyuncu
Dimitri Zolotuhin'den olusan uzun met-
rajjünsıeniyi filmödülü Venüs'ün Ay-
nası'nı Lidiya Bobrova'nın "In That
Land" (Bu Ülkede) adlı Rus filmine
verdi. En iyı belgesel ödülünü ise yine
Rusya'dan Jrina Golubova'nın "The
Rightto Death" (Ölüm Hakkı) filmi al-
dı. En ıyi çizgı film ödülünü, Hollanda-
lı LksbethVMonTun "Tempera" filmi ka-
zandı.
En iyı fılme verilen Venüs'ün Ayna-
sı'nı kâzanan "Bu Ülkede", 1998 Ber-
lin Film Festivali'nde Uluslararası Sine-
ma Eleştirmenleri FIBRESCI'nin ve
Uluslararası Sinema Kulüpleri Federas-
yonu'nun özel mansiyon ödüllerini de
kazanmış. Yönetmen Lidiya Bobrova,
"Bu Ülkede"de, Arkhangelsk doğumlu
sıradan bir adamın gündelık yasamın-
dan kesitler aktanyor. Filmi boyunca
Bobrova, bu yalın kişilikle insanın do-
ğasında taşıdığı yeterliliği. uysallığı ve
şaşırtıcı delişmenlıgı ortaya koyuyor.
1991'de ilk filmi "Hey. You, Wüd Ge-
ese"i (Hey. Sız, Vahşi Kazlar) çeken ve
1993 2. Minsk Kadm Film Festivali'nde
ödül kazanan Bobrova'nın 1997 yapı-
mı "Bu Ülkede" ıkıncı konulu filmi.
Lideri olmayan bir koro
Festivale Türkıye, Fünızan \ e Gülsün
Karamustafa'nın "Benim Sinemalanm"
filmi ile yanşma dışı katıldı. 18 Mayıs
günü Pobeda sinemasında gösterime su-
nulan filmimize TC Minsk Büyükelçi-
si ŞuleSoysal ve elçilik çalışanlan da ka-
tıldılar. Büyükelçimız Şule Soysal'la
birlikte "Benim Sinemalanm"! izleyen
Alman Büyükelçisi Horst NVlnkebnann.
Benim Sinemalanm"daki duyarlılığın
altını çizerek özellıkle beğendiğini be-
lirtti.
Festivalin en ilginç ve renkli konuk-
lanndan biri de. özellikle 1950'lerin ün-
lü Rus oyuncusu Tatiana Okunevskaya
idi. StaJin ve Tho'nun ona âşık olduk-
lanru açıklıyorlardı bana. "Bir zaman-
lar Rus sinemasının parlakbir simgesiy-
di* diyorlardı. O yıllar Tito'dan gelen ev-
lenme teklifıni reddeden Okunevskaya
ise sonunda anılannı bir kitapta topla-
mıştı. Kapanış ve ödül törenınde geçmı-
şin panltılannı bılenlen hâlâ etkileyen
Okunevskaya'ya tüm gözler hayranlık-
la dönüktü salonda.
Tatiana Film Stûdyosu ekibi. Loginava ve Pismennaya ile birlikte.
• 12 uzun metrajlı film, 60'dan fazla belgesel
ve 40 çizgi filmin sunulduğu festivalde en iyi
filme verilen Venüs'ün Aynası'nı Lidiya
Bobrova'nın 'Bu Ülkede' adlı Rus filmi kazandı.
Türkiye. Füruzan ve Gülsün Karamustafa'nın
'Benim Sinemalanm' filmi ile yanşma dışı
katıldı. En ilginç ve renkli konuklardan biri de
1950'lerin ünlü Rus oyuncusu
Tatiana Okunevskaya'ydı. Büyükelçi Şule Soysal ve Tatiana Okunevskaya.
Doğu Avrupa'da çok tanınan bu fes-
tival, Tatiana Film Stûdyosu. Belarus-
ya Film Yapımcılan Derneğı, tsviçre
Prohelvetya Kültürel Gelişme Vakfı. Is-
veç Sinema Enstitüsü, Ford Vakfı Mos-
kova Şubesi ve Belarusya Kültür Bakan-
lığı'nın maddi destekleriyle gerçekleş-
tirilmektedir. Minsk Kadın Film Festi-
vali'nin başlangıcı 1991 yılına dayanı-
yor. Tatiana Film Stûdyosu ve Belarus-
ya Sınemacılar Birliği ile ilk kez 1991
yılında 9 filmin katılımıyla başlayan
festivalin 1993'te düzenlediği ikincisi-
ne 12ülkedenkatıhmolmnş, \20kadın*
yönetmen bu ikinci festivalf renklendır-
miş. 1991 yılında TatianaLoginova, yö-
netmenler EUa Milova ve trina Pismen-
nayatarafindan oluşturulan Tatiana Film
Stüdyosu'nun kuruculan kendilerini bir
koro olarak tanımlıyorlar. Lıderleri ol-
mayan bir takım olduklannı. hepsinin li-
derolduğunu özellikle belirtiyorlar. Film
festivalleri, seminerler düzenliyorlar.
genç sinemacılann ve kameramanlann
yetişmesini sağhyorlar, belgesel. konu-
lu ve reklam filmi çekiyorlar, yabancı
sinemacılara film ve video malzemesi
sağlayıp Rusya Bağımsız DevletlerTop-
luluğu'nda film çekmelenne yardım
ediyorlar.
'Ortak yapım yapamıyoruz'
Tatiana Film Stüdyosu'nun kurucusu
Kafkasya doğumlu Tatiana Loginova.
Moskova Sinema Okulu VGlK fotoğraf
bölömümezunu. Annesi je babası pra-
fesyonel fotoğrafçı olan Loginova'nın fo-
toğrafa karşı olan ilgisi 12 yaşındayken
belirmiş. Amatör bir makineyle fotoğ-
raf çekmeye başlayan Loginova'yı, Mos-
fılm'in en iyi görüntü yönetmenİerinden
biri olan Margarita Pelekhina çok etki-
lemiş. Pelekhina'yı seven ve ondan çok
etkilenen Loginova, Moskova Film Oku-
lu VGlK'ye öğrenci olabilmek için tam
üç kez sınava girmiş. Sonunda sınavı
kazanan Tatiana, 1965-1971 yıllannda
VGlK'de okuyup görüntü yönetmeni
olarak buradan mezun olmuş.
Tatiana olayları sıralıyor bana:
"1991'de Belarusya özgürlüğüne kavu-
şunca Minsk'e geldim. Tatiana Film
Stüdyo'sunu kurduk. Önceleri tüm emir-
ler Moskova'dan geliyordu, onun için
hangi yöne gideceğimizi kestiremiyor-
duk. Oyülarda Minsk'te Art film. Kadr
film, Tûne Out gibi birçok film stûdyo-
su yer alıyordu. En uzun ömüıiiisü bi-
zimkisi oklu, diğerleri kapandılar. En
aktif, en fazla denev ime sahip olan biz-
dik. Üç tane belgesel çektik: Turuncu
Ceket Aşktan Beş Dakika Önce, Boris
Zaburo. Bir de "Üç Yüzücü Kadınlı
Manzara" isimli bir uzun metrajımtz
var. Ben Kafkasya'da ufak bir köyde
doğdum. Köydeki herkes bana merak-
la neden kameraman olduğumu soruyor-
du, neden bu mesleği seçtin diyorlardı.
İlk fılmim. yönetmen Valeri Rubinc-
hik'in 1975 yapımı "A Garland of Son-
nets'in (Sonelerie Süslenmiş Çelenk)
kameramanhğını yaparken zoriandım.
Künse bana inanmadı. beni kadın oldu-
ğumdan kiiçük gördüler. Şündi ise artık
çok kolay çalışıyorum, çünkü sonuçlar
ortada ve bana sa>gı duyuyoriar. Bugü-
ne dek 25 başanlı filmin görüntü yönet-
menliğini yapüm. Geçen yaz Alexander
Surin'in "Flovvers from the Winners*'
(Kazananlardan Çiçekler) filminde ça-
lıştım. Erich Maria Remarque'ın yapı-
tının günümüze uyaıiannuş bir yeniden
çevirimiydi. Bu sonbaharda vizyona gi-
recek. Stüdyomuz bir üçleme çekecekti,
fakat parasızhktan ötürü bu projeyi ger-
çekleştiremedik. Minsk Kadın Film Fes-
tivaii'nin dışında tsveç Film Enstitü-
sü'nün maddi desteğiyle 1996 yılında bir
lsveç Filmleri Haftası gerçekleştirdik.
lleriki günlerimizde bir Jran filmleri haf-
tası yapmayı planlıyoruz. Uzun zaman-
dır ortak yapımlar gerçekleştiremiyo-
ruz. Bu yıl tsveç Fonu'ndan aldığninz
5.000 dolaıia festivali gerçekleştirebil-
dik. Çok kişi katıldı, ama ne yazık ki on-
lann yol paralaruıı sağlayamadık/"
Minsk-Ankara dayanışması
Tatiana Loginova, Türkiye "de bir Ka-
dın Filmleri Festivali, Uçan Süpürge'nin
olduğunu biliyor ve festival yetkilile-
nnden Ankara'ya davet edilmesini bek-
liyor. Minsk-Ankara arası dayanışma
yapılmasının önemini özellikle belirti-
yor. "Bu dayaıuşmayı gerçekleştirmeu-
yiz"diyor...
1992 yılında Tacikıstan'daki sivil sa-
vaştan dolavı Minsk'e gelen yönetmen
Margarita Nayimovna Kasunova ise
"EnverPaşa" üzerine bir film çekme ha-
zırlığı ıçınde. "LongWaytoHome"(Eve
Doğru Uzun Bir Yol) adını taşıyan bu
uzun metraj projesine Türkiye'den bir or-
tak anyor. 1962'de Moskova Devlet Si-
nema Universitesi'nden mezun olan Ka-
sımova, 1992 yılına dek Tacik Film Stüd-
yosu'nda çalışmış. 15 uzun, 30 belge-
sel film çekmiş. "Today and Ahv^s" (Bu-
gün ve Daima) filmiyle San Francisco
Film Festivali'nde birincilik ödülünü
kazanan Kasımova, "EnverPaşa" filmi
projesiyle ilgili Türkiye'den gelecek
önerilere açık; başroldeki anlatıcıyı da
bir Türk oyuncuya oynatmak istiyor.
Beyaz Rusya sinemasında ekonomik
sorunlardan ötürü çok fazla film çeki-
lemıyor. Başkent Minsk'te 23 sinema
salonu var. Sinemalarda film gösterim-
lerinin yanında sergiler açılıyor, dans
partileri yapıhyor. Arnerikan filmlerinin
yanı sıra Rus filmleri de göstenliyor.
Sinema salonlan Çekoslovak yapımı
projeksiyon makineleri ve ses sistemle-
ri ile donatılmış.
Ünlü sopranoya piyanist Larissa Cergieva eşlik edecek
Galina Gorchakova'nın
şan resitali Aya İrini'de
KültûrServisi-İs-
tanbul Kültür veSa-
nat Vakfı tarafından
düzenlenen27. Ulus-
lararası tstanbul Mü-
zik Festivali kapsa-
mında bugün saat
19.30'da Aya Irinı
Müzesi'nde soprano
Galina Gorchako-
va'nın şan resitali iz-
ienebilir. Piyanist La-
rissa Gergieva'in eş-
lik edeceği resitalde
Gorchako\ a Glinka.
Dargomizski, Cui,
Balakirev. Cilea.
Puccini, Rahmani-
nof ve Catalani'den
yapıtlar yorumlaya-
cak.
Avrupa'da ilk kez
1991 yılında Ateşli Me-
lek'teki Renata rolü ile BBC
Proms'da sahneye çıkan
Gorchakova. bu konserle
büyük başarı kazandı ve
1992 yılında Covent Gar-
den'daki ilk konserinde ay-
nı rolü canlandırdı. Rus-
ya'da doğan ve Novosibirsk
Müzik Akademısi ile Konservatuan'nda eğitim
gören sanatçı, Mussorgski ve Glinka yahşma-
lanndaödülleraldı.
Ruslan ve Ludmillo. Göriinmez Kitezh Ken-
tinin Efsanesi, Sadko. Talihin Kudreti. Evgeni
Onegin. Iolanta, Ateşli Melek gibi operalarda
rol alan Gorchakova, Amenka'da ilk kez Ho-
uston ve Los Angeles operalanda Puccini'nin
Madam Butterfly adlı yapıtında rol aldı ve bu-
nu 1995 yılında NewYork Metropolitan Or-
kestrası'nda tekrarladı. Kırov Operası'nın St.
Petersburg ve turnelerde verdiği temsillere ka-
tılan Galina Gorchakova. 'Tosca'yı Covent Gar-
den'da ve Bastillede Placido Domingo ile söy-
ledi.
1998-1999 sezonunda çeşitli resitai ve kon-
ser etkinliklerinin yanı sıra Valery Gergiev yö-
netiminde Manon Lescaut'daki rolüyle Hol-
landa'da. Buenos Aires'de Tosca, Semyon
Bychkov yönetimındeki Maça KızT v la Amster-
dam'da, Metropolitan Operası'nda ve Viyana
Soprano Gorchakova'nın resitali saat 19.30'da.
27.ULUSLABfl
İSTANBÜL
MÜZİK FESTJtf
Operası'nda sahne-
ye çıktı.
Gorçakova'nın
Philips Classics ta-
rafından çıkanlan ve
hepsi Valery Gergi-
ev tarafından yöne-
tilen CD ve videola-
rı arasında Kirov
Operası yapımı olan
Borodin'in Prens
Igor. Prokofiev'in
Ateşli Melek, Glin-
ka'nın Ruslan ve
Ludmilla, Çaykovs-
ki'nin Iolanta ve
Verdi ile Çaykovski
aryalannın yer aldı-
ğı solo kayıtlan bu-
lunuyor. 1997 yılın-
da Verdi "nin Talihin
Kudreti ve Rimski-
Korsakofun Pskovhı'hı Kız
operalannı Valery Gergi-
ev yönetiminde kaydetti.
Sanatçı aynca Larissa Ger-
gıeva'nın eşliğinde Rusbes-
tecilerınin yapıtlarından
oluşan bir resitai CD si çı-
kardı ve Seiji Ozawa yöne-
timindeki Maggio Musica-
le Orkestrası'yla Floransa'da Tosca ve Manon
Lescaut'tan secmeleri Philips Classics için kay-
detti.
Ünlü şef Valery Gergiev'in kardeşi olan La-
rissa Gergiev a, Rusya'nın en ünlü repetitörle-
ri arasında yer alıyor. St. Petersburg'da düzen-
lenen Rimsky Kosakov Şan Yanşması'nda ge-
nel yönetmen olarak görev yapan Gergieva,
Nikolai Otkhotnikov. Irina Bogaçeva, Galina
Gorçakova. \ assih Gereflo, Larissa Diadkova,
Valentina Tsedipova'yla ve Perm Operası'nda
baş tenor olan kocası Grair Hanedanian ile
verdiği resitallerin yanı sıra Rusya'daki bütün
operalarda çalıştı. Dünya çapında eğıtmen ola-
rak önemli bir yere sahip olan Gergieva. Salz-
burg Festivali'nde sahnelenen BorisGodunov
operasında başrollen üstlenen sanatçılan hazır-
ladı. Sanatçı aynca Vladimkavkaz Operası'nda
repetıtör olarak Tosca. Madam Butterfly. I Pag-
lıacci ve Carmen'in yanı sıra Rus opera pro-
düksiyonlan için şancılar yetiştirdi.
Kitapta Thomas'ın son fotoğrafi, hiç
yayımlanmamış mektuplan.
fotoğraflan, çizimkri yeralacak.
Dylan Thomas'ın son
günleri vemektuplanKültür Servisi - Galler'in ünlü
şairi Dylan Thomas'ın yaşamının
son günlerinı anlatan birbiyogTa-
fi ağustos ayında yayımlanacak.
Thomas'ın bugüne dek hiçbir yer-
de yayımlanmayan mektuplan,
fotoğraflan Dylan The Bard ad-
lı biyografıde bir araya getirilecek.
1972 yılında Cannes Film Festi-
vali'nde Under Mılk Wood'dan
uyarladığı filmiyle ödül kazanan
AndrevvSinclair'tn kaleme aldığı
kitapta bulunan fotoğraf ve mek-
ruplann sahibi ise Dylan Thomas
koleksiyonu yapan Jeff Towns
1953 yılının Kasım ayında Nevv
York'ta sıkça gıttiği White Horse
adlı barda çekilen son fotoğrafi
da bu kitapta yer alacak. Bu fotoğ-
raf çekildikten iki gün sonra ko-
maya gıren Dylan Thomas, bun-
dan beş gün sonra da yaşamını yi-
tirdi.
Evli şairin son aşkı Liz Reitell
dahi şairi alkol alışkanlığından
kurtaramadı. Thomas'ın ölümün-
den 45 vıl sonra Alzeimer hasta-
lığınayakalanan Reitell da, Mon-
tana'daki evinde son günlerini ya-
şıyor. Yetki belgesi alan akrabala-
n Reitell'in bakımını sağlamak
için mektuplarını ve aralannda
Dylan Thomas'ın çekiien son fo-
toğrafının da yer aldığı fotoğraf-
lannı satmaya karar verdi. Jeff
Tovvns'ın satın aldığı bu fotoğraf-
lar ve mektuplar. yayımlanacak
olan Dylan Thomas biyografisin-
de okurlara sunulacak.
Towns. Thomas ve Reitell'in
yazdığı mektuplardan sevgili ol-
duklannın anlaşıldığını söylüyor.
1953 yılında başlayan birliktelik-
leri şairin ölümüne dek sürdü.
ArtfaurMfflerın asistanı olan ve
bir dönem oyunlar yazan Reitell,
Thomas'ın Ameriİca'da gerçek-
leştirdiğı okumalardan haftadabin
dolar kazanmasını sağladı. Bu bil-
gılerSinclair'in 1975 yılında yaz-
dığı biyografide yer almıştı. Tho-
mas'ın yazdığı mektuplardan da,
bu iş için Reitell'a minnettar ol-
duğu ortaya çıkıyor. Under Milk
Wood da ilk kez New York'ta Re-
itell'in çabalanyla sahnelenmişti.
Sürekli Thomas'ın alkol yüzün-
den öldüğü iddiaediliyor. Kısmen
doğru olan bu iddiada Thomas'ın
şeker hastası olduğu da göz önü-
ne alınmalı. Doktorlann şaire kor-
tizonlu bir ilaç vermeleri ve bu
ilacın alkolle kanşması sonucun-
da ünlü şairin yaşamını yitirdigi
öne sürülüyor şimdilerde.Ölüm.
ünlü şairi, alkolü bırakarak yeni bir
hayat kurmaya çalıştığı dönemde
yakaladı.
Kitapta Thomas'ın son günle-
ri, Iskoçyalı şair arkadaşı Ruthven
Todd'un gözünden de anlatılacak.
1940"lı yıllarda başlayan dostluk-
lan Thomas'ın ölümüne dek sür-
dü. Arkadaşını son nefesini vere-
ne dek yalnız bırakma>'an Todd'un
yazdığı 12 sayfalık mektup bu ki-
tapta yayımlanacak. Aynca, Tho-
mas'ın 1951 yılında bir süre evin-
de kaldığı Loren Mclver'e yazdı-
ğı mektup. bilinen çizimleri de
okurlara sunulacak.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Evler, Duvarlardaki Anılar
Tüm aynlıklar hüzünlüdür; tüm yalnızlıklann hüz-
nü gibi...
Nefretin, öfkenin egemen olduğu bir ilişkiyi bitir-
mek: bile isteye birinden ayrılmak bile hüzünlüdür.
Bir evden şu veya bu şekilde aynlmak da hüzün-
lüdür.
Çünkü anılar, duvarların köşelerine yerleşmiştir.
Çünkü bir evden aynlmak, yaşanan şu veya bu sü-
reyi, belirli bir zaman birimini birden bir başka me-
kâna dönüştürmek anlamına gelir.
Belki de anılann yeni başladığı, aşklann yeni baş-
ladığı bir an, aynlık gelip çatmıştır: Ev ile sizin ara-
nızda...
Yalnızlığı paylaşmışsınızdır, günler ve geceler bo-
yunca.
Yaşadığınız mekân, soluduğunuz mekân, kitapla-
nnızı okuduğunuz, neşelendiğiniz, içtiğiniz, şiirler
yazdığınız, itiraflan yalnızca kendinize yaptığınız me-
kân artık yoktur.
Yeni bir ev yani yeni bir mekân vardır; ister iste-
mez, her aynldığınız, geride bıraktığınız ev sonrasın-
da.
Insan hemen öylesine yeni mekânıyia kaynaşamaz.
Çünkü bilinmedik sırtan vardır, he ne kadar sizin
için ilk bakışta duvarlar ve tavanlar yığınıysa da.
Çünkü sizin bilmediğiniz, ama belki de gizinin pe-
şine düşebileceğiniz, kimbilir ne sırfar saklıdırduvar-
lann köşelerinde.
Ve tüm evlerin duvartan dünyanın en büyük sırdaş-
larıdır aslında. Ne kadar yalvarsanız da tek bir söz-
cük dökülmez duvarlardan. Boyalan dökülür, ama giz-
ler kalır görünmeyen derinliklerinde.
Ve aşklar gizlidir. hiç kuşkusuz. Yaşanmış ya da
yaşanmamış.
Ve umutlar gizlidir. Hayaller gizlidir; büyük bir düş
evreni vardır. duvarların insanı şaşırtan derinliksiz gi-
bi görünen yalınlığında.
En mutlu evler, kuşkusuz ki büyük aşklara tanık-
lık etmiş duvariaria örülü evlerdir.
En mutsuz evler ise, hiç kuşkusuz, aşklann yaşan-
madığı mekânlardır.
Ne acıdır, duvariarında hiçbir aşk anısının bulun-
madığı evlerde yaşamak.
En önemlisi, evler çoğu zaman bizim yaşama iliş-
kin, zaman zaman içine düştüğümüz çaresizliği sak-
ladığı gibi, bir aşkın haykırışının yankılanmasıdır da
aynı zamanda.
Duvartar birbirlerine tanık olduklan aşkın şarkısı-
nı, kimsenin, hiçbir canlının duyamayacağı bir biçim-
de söylerler.
Artık duvarfarda, anılar notalara dönüşmüş, kimi
zaman neşeli kimi zaman hüzünlü ve romantik bir mü-
ziktir.
Belki de en acısı, yeni başlayan aşklara tanıklık et-
miş evlerdir. Gerçi hiç olmamasından iyidir, ama yi-
ne de büyük bir mutluluğu izlemenin, anısını derin-
liğinde saklamanın şansı kaçınlmıştır.
Bunda duvarların da evlerin de hiçbir "suç'u yok-
tur. Yaşamdır, rastlantılardır, zorunluluklardır, kısaca
bilinçli ya da bilinçsiz dönüşümlerdir.
Bazen bir çaresizliktir; elden hiçbir şeyin gelme-
mesidir.
Oysa ki evler, öznemizin saklandığı, öznemizin tek
başına varotdugu, kimi zaman mutlu olduğu yerier-
dir. Evler, dedik ya en büyük sırdaşımızdır.
Ne var ki, en büyük hüner, bir evden şu veya bu
nedenle aynlırken anıları da taşımaktır. Ama taşın-
ması gereken anıları taşımak, sözünü ettiğim.
Yeni bir eve taşındığınızda, herkes için farklıdır,
bazı özel eşyalan yerine, kendine uygun düşen ye-
re yerleştirdiğinizde ve bunu benimsediğinizde ken-
dinizi yerleşmiş sayarsınız.
Anılar da biraz öyledir, şayet onlan taşıyabilmiş-
seniz, onlar kendiliğinden yerlerini bulur, sanki yıllar-
ca ordaymış gibi köşelerini derin bir sessizlikle be-
nimserler.
Doğrudur, bazı anılan taşımak cesaret işidir; ba-
zen de, ne acıdır ki tüm eşyalannızı toplamış çıkar-
ken, çıplak duvarlara, tavana, döşemeye taşınacak
bir anının olup olmadığına bakarsınız da bulamaz-
sınız.
Gerçi her evde küçük büyük bir anı vardır; ama
önemli olan büyük aşklann yaşandığı evlerin anıla-
rıdır.
Çünkü böylesine anılar ancak bir evin değerini
arttırabilir, onu özel ve gerçekten biricik kılabilir.
Kim bilir belki de en degerii evler son aşk'ın ya-
şandığı, hatta başladığı evlerdir.
Çünkü, son aşk, aslında hayatın size gülüşüdür.
Lola+Bilidikid'e Nevv York'tan ödül
• Kültür Servisi - Yönetmenliğini Kutluğ Ataman'ın,
yapımcılığını Türkiye'den CO Prodüksiyon'un
üstlendiği Lola + Bilidikid tstanbul, Ankara ve
tzmir'de gösterime girdi. Katıldığı pek çok festivalden
ödülle dönen film, son olarak Nevv York'ta düzenlenen
'Nevv Fest' Festivali'nde birincilik ödülünün sahibi
oldu. 3-11 Haziran tarihlerinde Nevv York'ta
düzenlenen 11. Ne\v Festival for Gay and Lesbian
Films Nevv York' Festivali yanşma bölümünde
gösterilen film 'En Iyi Film Ödülü'nü aldı.
Hasankeyf Semineri
• Kültür Servisi - Uluslararası Anıtlar ve Siteler
Konseyi Türkiye Ulusal Komitesi (ICOMOS), tstanbul
Teknik Ünıversitesi. Yıldız Teknik Üniversitesi, Çekül
tarafından düzenlenen 'Sürdürülebilir Kalkınma ve
Hasankeyf Semineri' bugün İTÜ Mimarlık Fakültesi
Taşkışla 109'da gerçekleştirilecek. Seminerin 9.30'da
başlayacak olan ve başkanlığını Prof. Haluk Sezgin'in
yapacağı ilk oturumda Prof. Dr. Oluş Ank'ın
'Hasankeyf'te Kazı ve Araştırmalar', Prof. Dr. Metin
Ahunbay'ın 'Mimari Belgeleme Çalışmalan', Prof. Dr.
Oğuz Müftüoğlu'nun " Hasankeyf ve Çevresinde
Fotogrametrik Belgeleme ve Haritalama Çahşmalan',
Doç. Dr. Yüksel Dinçer'in 'Hasankeyf Kentsel ve
Arkeolojik SİT Alanı ile İlgili Koruma Kararlan'
başhklı konuşmalan izlenebilir. Başkanlığını Prof. Dr.
Ayşıl Yavuz'un yapacağı ikinci oturumda ise Prof. Dr.
Zeynep Ahunbay 'Dünya Mirası Ölçütleri Açısından
Hasankeyf ve Kurtanlma Olasıklan", Prof. Dr. tlhan
Avcı 'Barajlar, ÇevTe ve Ilısu Barajı', DSİ 'tlısu Barajı
ile tlgili Genel Değerlendirme' başlıklı konuşmalar
gerçekleştırecek. Oturum sonunda Prof. Dr. Metin
Sözen yönetiminde bir tartışma yapılacak.
'Yüzlep 42' sergisi
• Kültür Senisi - Mezunlar gününü sanatsal
etkinliklerle kutlamayı gelenekselleştiren MÜ Güzel
Sanatlar Fakültesi, cumartesi 14.00-17.00 arasında
fakülte bahçesinde 42. mezunlar gününü bir sergiyle
gerçekleştırecek. 'Yüzler 42' başlıklı sergide,
mezunlann fakülteye ilk başladıklan fotoğraflan ile
bugünkü fotoğraflan yan yana sergilenecek. Sergiyi
kalıcı kılmak için 'Yüzler 42' albümü hazırlanıyor.
Mezunlar gününde Neşet Ruacan'ın konseri de yer
alacak. tstanbul 12 Orkestrası, klasikten caza, cazdan
popa geçışlerin yer aldığı konvansiyel müziği ile
müzikseverlere seslenecek.