Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 1999 CUMARTESİ
HABERLER
Eski Kosova maliye bakanlanndan Abraşi savaşın ekononuk yönünü Cumhuriyet'e değerlendirdi
'Sırplann gözümadenlerde'ŞÜKRA.N SONER
Koso\a olaylan, sonra savaşı patlak
verdiğınden bu yana. Kosova kökenli
bir grup aydın ve kültür dernekleri et-
kin bir çalışma ve dayanışma ıçindeler.
Kamplara yardım organızasyonu ile ye-
tinilmiyor, gelenlerden akrabası olan-
lann eviere yerleştınlmeleri, geçıci kim-
liklerinın emniyetten alınmasından. ak-
la gelebilecek her tür yardımlaşma, da-
yanışma hizmeti verilıyor. Kosova'nın
oradan çıkması yasaklı. önemli bir ay-
dıninın Türkiye'ye kaçmayı başardığı-
nı ve görüşmek istediğıni söyledikle-
rinde. 1974 yılmdan başlayarak özerk Ko-
sova yönetıminde üç dönem (12 yıl)
ekonomi bakanhğı, büyük madenci di-
renişı dönemi de dahil Trepçe madeni
genel müdürlüğü. Kosova işçi Sendika-
Ian Konfederasyonu'nda Hayrullah Go-
rani'nin yanında yardımcılık. sanayı
odası başkanlığı yapmış, büyük maden-
ci direnişinin sorumlusu olarak Azeıu
Vllasi,Burhan Kavaya ile birlikte ıdam-
la yargılanmış Aziz Âbra$i ile karşıla-
şacağımı bilmıyordum
Yanında Kosova Kadınlar Birliği baş-
kanlığı yapmış öğretmen eşi Bhtiye, Ko-
sova Pariamentosu'ndan Şirin Hüseyni
ve çevirmenleri, Kosova gönüliüsü tb-
rahim tlkizolduğu halde Türkiye'ye her
alandaki dayanışmasından örneklerle,
bir dızi teşekkür ile söze giriyor. Son-
radan iki oğlu ile birlikte evinde öldü-
riilen Bayram Kelmendi, kansının ya-
nından alınarak katîedilen Fehmi Aga-
nigibi Kosovadan çıkışı yasaklı aydm-
lardan. Yardım edenlerin başmın bela-
ya girmemesı için kaçışının öylcüsünü
vermiyor. üç hafta kadar önce. sınırda
sağır dilsizi oynayarak. tabii kimliğini
saklayarak kaçmayı başardığını, şimdi
de Büyükçekmece'de bir akraba evine
sığındığını anlatıyor. Üzerindeki kısa
kollu renkli gömleği göstererek, "Kim-
senin burada olduğumdan haberi yok.
Üzerimde bir tek bu gömlekk, ama sağ-
lıklı karşınızdayun'" diye espn yapıyor.
Kendisi, eşi ve arkadaşının tanık ol-
duklan çok fazla vahşet, cinayet öykii-
sü var. Ancak söyleşimizde bunlann ay-
nntısma girmıyoruz. O bir ekonomist ve
ondan savaşın ekonomisi üzerine dü-
şüncelerini. bildikJenni almak, sizlere ak-
tarmak önemli. Önce nerede ise soru
bile sordurmadan anlatmak istedikleri-
ni anlatıyor.
'Savaşın nedeni ekonomik'
Kosova savaşının Amavutlarla Sırp-
lar arasında: Arnavutlann, yaşadıklan
topraklara, Sırplann ise geçmiş tarihle-
rine sahıp çıkrnak çerçevesinde açık-
landığını. bunun gerçekolmadığını söy-
lüyor. Abraşi 'ye göre savaşın gerçek ne-
deni. Kosova'nın ekonomik değerleri.
Sırplar bu değerlere sahip çıkmak isti-
yor. O söylemiyor ama, ekonomik de-
ğerlere ilişkin anlattıklanndan bizim
vardığımız sonuç. NATO. ABD ve AB
de, stratejık konumu dünya ölçeğinde ki-
mi hesaplar yanında. aynı ekonomik de-
ğerler nedeni ile de, büyük olasılıkla
Kosova'ya özel önem veriyor.
Abraşi bırkaç kez. "Sırplann derdi
söyledikleri gibi tarihi kiliseleri, miras-
lan değil. Onlar Kosova 'yı başta maden
kaynaklan, çok yönlü ekonomik değer-
leri ile istiyoriar" diye vurgulama yap-
tıktan sonra Kosova'nın ekonomik po-
tansiyeli üzerine bilgi veriyor... 24 bin
işçinin çalıştığı Trepçe madeni dünya-
~W~ Tç hafta önce Türkiye'ye sığutan eski Kosova
m I maliye bakanlanndan Aziz Abraşi, ülkelerini
%*s işgal eden Sırplann derdinin tarih miraslan ve
kiliseleri olmadığım söylüyor. Sırplann gözünün
Kosova 'nın başta madenler olmak üzere ekonomik
zenginliklerinde olduğunu beUrten Abraşi, 1972 yıh
değerleri ile yaptıklan bir çalışmaya göre, Kosova 'nın
ekonomik potansiyelinin 500 milyar dolar olduğunu
açıkhyor. Abraşi'nin gözlemine, yapmaya çalıştığı
hesaplaragöreSırbistan'dakibombardıman ileen az
yannt milyon insan işsiz kaldu Ekonomik değeri olan
otomobil, silah başta kimifabrikalar, köprüler, ulaşım,
altyapı tesisleriyok oldu. Sırbistan ekonomisi en az bir
20 yıl geriyegitti. Sırbistan 'ın savaşlar öncesi 1989
ekonomik diizeyine varabilmesi için ise bir 25 yıl daha
gerekti. Abraşi'ye göre bütün bu yaşananlardan sonra,
Sırplaria Arnavutlann birlikteliği, ancak Sırplar
Sırbistan 'da, Arnavutlar Kosova'dayaşamak koşulu ile
ekonomik ve komşuluk Uişkilerinde söz konusu olabilir.
Kosovalı Arnavutlann yurtlanna dönerek
yaşayabilmelerinin, ekonomik çarklann yeniden
döndürülebilmesinin ise ancak ciddi bir dış yardım ve
bir kaçyû sürecekyabancı askeri koruma altında söz
konusu olabileceğini düşünüyor.
Kosova Partementosu'ndan Şirin Hüseyni,AzizAbraşi,Kosova Kadınlar Birliğj başkanlığı yapnuş öğreOnen eşi Bhti-
ye ve çevirmenleri, Kosova gönüMsü İbrahim llkiz, Şükran Sonerte birlikte. (Fotoğraflar: ÛĞUR DEMİR)
nın 3. büyük maden rezervlerine sahip.
150 bin ton kurşun, 60 bin ton çinko, 30
bin ton akü, sanayi gübresi, asit sülfi-
rik. pil... üretimi yapılan işletme, kolay-
lıkla yeniden üretime geçebilecek ko-
numda. Bölgede daha pek çok maden re-
zervi var. Yugoslavya ekonomisinde hiç
kullanılmadığı için üretimine geçilme-
miş, uzay araçlannm yapımında kulla-
nılan maden rezervleri yataklan da çok
zengin.
'Zengjn bir ülke'
Kosova tamamı ile 10 bin 884 km ka-
relik bir alana sahip. Çok büyük değil.
Ancak işletilen ve hiç işletilmemiş zen-
gin maden kaynaklan yanındaönemli ter-
mik santrallara. sulama olanağı bulu-
nan ve verimli tanma elverişli toprak-
lara sahip. lhracatı yapılan üriinleri ve
önemli turizm potansiyeli de var. 1972
yıh değerleri ileyaptıkJan aynntıh pro-
je çalışması sonuçlanna göre. kaynak-
lann doğru, yerinde işletilmesi halinde
Kosova 500 milyar dolarlık bir ekono-
mik rezerve sahip. Sözün kısası Koso-
va kendi kendine yeterli olabilecek kay-
naklara sahip. Sırbistan ise tek başına ya-
şayamaz konumda. O nedenle de Sırp-
lann Kosova ile, öne sürdükieri gibi ta-
rihsel bağlarla değil. yer altı ve yer üs-
tü kaynaklanna sahip çıkma gibi bir ne-
denle hesabı var.
'Nüfiıseğitimir
Kosova nüftjsunun yüzde 92 si Arna-
vutlar. geriye kalan yüzde 8'in içinde
Sırplar ve Türkler basta, diğer azınlık-
lar var. Kosova çok genç bir nüfiısa sa-
hip. Yansı 25 yas altı ve 2 milyon nüfiı-
sun dörtte biri okullara devam ediyor-
du.
Okullasma üniversitelerde bile yüz-
de 60'lara ulaşmıştı ki, eğitimli genç
nüfus Sırplan çok korkuruyordu. Abra-
şi"ye göre Sırplann bu kadar çok ve vah-
şi yöntemlerle genç insan öidürmesinin
perde arkasında bu korku yatmakta.
Abraşı Müoşeviç iktidan ile birlikte,
özerkliğin alınmasının ardından okulla-
nn kapatıldığını, Arnavutlann kitlesel
olarak işten atıldıklannı, televizyonla-
nnın, gazetelerinın ellerinden almdığı-
nı anımsatıyor. Kosova'da yeni yapılan
her şeyde kendisinin ve arkadaşlannın
özerklik dönemindeki çalışmalannın,
terlerinin payı olduğunu vurguluyor.
Özellikle de büyük madenci direnişinı
gururla anlatıyor. Kosova'nın özgürlü-
ğü için 1300 madencinin 800 metre top-
rak altında kendilerini açlığa ve susuz-
luğaterk etmeleri eyleminden uzun uzun
söz ediyor.
».Ve savaşın faturası
Tabii ki söz dönüp dolaşıp NATO
bombardımanı sonrası olanlarageliyor.
Yine ister istemez günlük trajik yaşam-
dan öyküler araya giriyor. Evlerin bah-
çesine gömülen ölüler, yağmalanan ya-
kılan evler, biraz abartı gibi gelse de
sonra kayıplarla ortaya çıkacağı savunu-
lan. toprak altından toplu mezarlar çı-
kanlamasın diye ocaklarda ceset yakma
haberleri gündeme geliyor.
Cumhurbaşkanı Demirel: Barış anlaşması, bu şartlarda iyi bir anlaşma
6
Kosova'da üstümüze düşeııi yapük'AJVKARA (CumhuriyetBürosu)- Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel. Kosova'da
Yugoslavya ile NATO arasında "düzgün bir
anlaşma" imzalandığını belirterek •'Uma-
run bundan sonrası da düzgün gider" de-
dı. Demirel. Ana Çocuk Eğıtim V'akfı ta-
nıtım toplantısmdan sonra venlen resep-
siyonda gazetecilerin Kosova ile ilgilı so-
rulannı yanıtladı. Demirel. .Araavutluk'a
geçen yıl yaptığı ziyaret sırasında Koso-
va'nın "kan koktuğu" uyansında bulun-
duğunu anımsatarak şunian söyledı: "Böy-
le bir mücadelede Türkiye herkesten çok
ilgi duymak mecburiyetindeydL Tûrldyc
bu ilgivi duymuştur. Zİra Kosma 524 sene
Osmanlı idaresinde kalnuş. Bu muamele-
vemaruzkalan insanlardaMüslüman Ar-
navutlar ve Müslüman Türklerdir. Biz de
üstümüze düşeni vaptık. \'e N'ATO'nun
üyesi devlet oiarak NATO taahhütierine
tümüyle ve en ni şekilde uyarak vapük."
Evlennden kaçan 1 milyona yakın in-
san olduğunu. bu konuda dün Arnavutluk
Cumhurbaşkanı RecepMeydani ile telefon-
da görüştüğünü anlatan Demirel, şu görüş-
leri iletti: "Bu insanlann evlerinin. yerfe-
rinin ne durumda olduğu bilinmiyor. Ö\-
le görünüyor ki büsük bir inşa programı
da gerçekJeştirüecektir. Ben yine söyKiyo-
rum ki hiç kimse bu kışı çadır altında ge-
çirmtmelidir. Bunun için de harekete geç-
tüc Yani ilgüi diğer büyük de\iederinveNA-
TO üyesi diğer Ulkelerin hepsine müraca-
atta bulunuyorum, bu isin devanı ettirü-
mesüçin."
Demirel. Sırp halkına da şu mesajı ver-
di: "Sırp halkı, dünyaya kendisini düşman
gibi gösteren vönetimi sayesinde çok bü-
yük sıkınnlara düşmüşrür. Bence ulusla-
rarası meselelerde husumet olmaz. Sırp
halkınasöyleyeceğim şey. biran evvel diğer
banşçı ülkelerle. e\\ela komşulanyla, ba-
nşçı bir işbûüğinin içine girmesidir ve Av-
rupa'ya entegre olmasjduf
ABD Başkanı Bill CHnton'ın, Demi-
rel'i telefonla arayarak Türkiye'nin Koso-
va konusunda verdiği destekten ötürü te-
şekkür ettiği bildirildi.
Dünyaya yansımış bu türden haber-
lerden farklı olarak Abraşi bir ekonomist
olarak bombardımanın çetelesini tut-
muş. Her gün bombalann düştüp yer-
leri, tahribat haberlerini kaydederek sa-
vaşın ekonomik bedelinin hesabmı yap-
maya calışmış. Çok açık söylemek is-
temiyor. ama söylediklerinin satır ara-
lanndan, NATO bombardımanında Ko-
sova ekonomisinin bılinçli gözeüldiği an-
laşılıyor. Madenlerde hiçbir tahribatol-
madığım, enerjide santrallann değil sa-
dece enerji aktancılannın bombalandı-
ğını söylüyor. Ona göre Kosovalı Arna-
vutlar açısından en önemli ekonomik
tahribat Sırplardan, evlerin yakılıp yı-
kılması, yağmaJanması ilegelmiş buîu-
nuyor. Nüfusun ancak dörtte birinin çok
kötü koşullarda evlerinde kalabildiği-
ni, bir o kadannın Kosova'da oraya bu-
raya sığınmış çok kötü koşullarda yaşa-
dıklannı. bir yansınm da yurtdışında
kamplarda olduğunu doğruluyor.
'Dış yardım gerekü'
Banşın ardından en güncel yaşamsal
sorunun bannma ve yiyecek olacağını
bunda da dünyadan gelecek yardımla-
ra bel bağladıklannı söylüyor. Koso-
va'nın yeniden kendi ekonomisi ile ve
geri dönecek halkı için yaşanabilir ha-
le gelmesi için çok ciddi yatınmlann, dış
yardımın gerekli olduğunu açıklıyor.
Kosova 'nın yakın geleceğini ancak. ba-
nş sonrası için, Kosovalılan Sırp saldı-
nlanndan koruyacak uluslararası aske-
ri güç ve çok ciddi yardımla birlikte dü-
şünebiliyor. Gelecekte dört beş yilın ya-
şanabilir süreci için, "olsa olsa bir tür
manda vönetimi" tammlamasını yapı-
yor. Birçok kez imzalanan banş anlaş-
ması koşullan üzerinde görüş sorulan-
mı teğet gecerek, bunun geçici bir ilk aşa-
ma olduğundan, uzun süreçte, bütün ya-
şananlardan sonra Kosovalı Arnavutla-
ra ait bir Kosova'dan söz açıyor.
'Biriikte olmak zor'
Satır aralannda kendisinin, eşınin, ya-
kmlannın Sırp üniversitelerinde yetiş-
tiklerinden, geçmiş dönemde birlikte
yaşanabilir koşullardan da söz ediyor. An-
cak yaşananlardan sonrası için. "Arna-
vutiarla Sırplann birlikteliği Sırplann SJT-
bistan'da, Arnavudann Kosova'da yaşa-
dıklan, gönüllü ticaret. komşuluk, dost-
luk ilişkileri içinde olabilir" diyor.
Abraşi NATO bombardımanlannın
Sırbistan üzerindeki tahribatının da çe-
telesini tutarken, NATO'nun Sırp halkı-
na deği1, Mi loşeviç iktıdanna zarar ver-
mek yaklaşımmın gerçeğeyakın düştü-
ğü sonucuna varmış. Yine de askeri üre-
tim bağlantılan nedeni ile Sırp ekono-
misinin çok ağır tahribata uğradığı so-
nucuna varmış. Otomobil fabrikalan ve
silah fabrikalannın bombardımanı ile
ona göre bir 500 bin insan işsiz kalrruş.
Köprüler, ulaşım. altyapı bombardıma-
nı ile birlikte Sırbistan ekonomisinin en
az bir 20 yıl geriye gittiği kanısında. Ta-
bii daha önceki savaşlara, ambargoya
bağlı Sırbistan ekonomisinin geriye gi-
dişi. 1989 koşullanna ulaşabilme gibi bir
ölçü alındığmda bu kayba bir 25 yıl da-
ha eklemekgerekiyor. "NATOSnpha*-
kına zarar vermek isteseydi, bombardı-
manlann sonucu en az bir yüz yıl geri-
ye gidiş olurdu" diye de devam ediyor.
Bağnaz millivetçiliğe tepki
Kosova Savaşının insanlara bu ağır
bedelinin çıplak görüntüsü karşısında
rahatsız. birinci dereceden sorumlunun
Miloşeviç'in kimliği etrafında örgütle-
nen bağnaz Sırp milliyetçiliği olduğu-
nu öne sürüyor. Tito'nun Yugoslavya-
sı'nı Sırp milliyetçilığinin yok ettiğini,
Sırp milliyetçiliğinin sonunda Sırpla-
nn geleceğini de yok ettiğini söylüyor.
Bir kez daha, vanlan banş anlaşma-
sının ayn bir Kosova öngörmediğini
anımsattıgımda ise. Yugoslavya 'ya bağ-
lı özerk bir Kosova modeline çok fazla
bir itirazlan olmadığım ama Sıibistan'a
bağlı bir Kosova'nın söz konusu ola-
mayacağını söyiüyor. Diplomatikbirdil-
)e manda yönetimi anlamına gelecek
dünya denetimindeki birgeçiş sürecinin
ardından. referandumla bağımsızlık ka-
zanma hakkınm korunmasını hedefle-
diklerini açıklamış oluyor.
IRMIK/AYDm ENGİN aengin@ doruk.net.tr.
Koalisyonun gündeminin ilk sırasında ne-
den Bankalar Yasası var? Öyle ya, güvenoyu-
nun hemen ardından sıvanan kollar, ilkin Ban-
kalarYasası'nı elealdı. Meclis'in en önemli ko-
misyonlarından biri, Plan ve Bütçe Komisyo-
nu. Bankalar Yasası, bu komisyondan geçti.
Anlaşılan, salı günü Meclis Genel Kurulu'nda
ele alınacak.
Komisyondan geçiş hızına ve koalisyonun
oy gücüne bakılırsa önümüzdeki hafta yeni bir
Bankalar Yasamız olacak.
Ne bankam var ne de bankada doğru dü-
rüst param. Ama ben çulsuzun teki de olsam,
bankalar dünyasında olup bitenler beni do-
laysız etkiliyor. O yüzden bankaların bir düze-
ne bağlanması iyidir...
... Gibi geliyor.
Ardından, tasan alt komisyondatartışılırken,
DSP'li Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın bir
maddeyi araya sokuşturuverip; banka sırlan-
nı açıklayan gazete, televizyon ve radyolara,
yanı medyanın bütün dallanna ağır yaptırım-
lar getirmesı de basın özgürlüğünü zedeleyen,
basında sansürü katmerieyen bir eğilim ola-
rak berbat bir girişim...
... Gibi geliyor.
• • •
Bankalar Yasası'nın tümü üstüne "iyidir -
N'olcak Bu Bankalann Hali?
kötüdür" diyecek ne bilgim var, ne ilgim. O
konuyu ulemasına sorup danışacağız. Yeni ya-
sayla bankalardan yediğimiz, yemekte oldu-
ğumuz ve yiyeceğimiz kazık büyüyecek mi,
küçülecek mi, kalınlaşacak mı, incelecek mi,
anlamayaçalışacağız. Anlatılanlan kavrayabi-
lirsem, önümüzdeki T;rm//c1ann birinde size de
anlatırım.
Gelelim şu bankaam bahanes/yle basınasan-
sür, basın özgürlüğüne yeni bir kelepçe soru-
nuna...
Basın...
(Istemeye istemeye de olsa şu medya teri-
mine alışacağız galiba. Basın deyince, TV ka-
nallarını ve radyolan içermiyorgibi...
Neyse geçelim.)
Evet, basın, halkın haberalmahakkını eteke-
miğe büründürüyor. Canlı cansız, kanlı kansız
yayınlarla olup bitenden bizi haberdar ediyor;
gerçeği öğrenme hakkımızı kullanmamızı sağ-
lıyor.
Bankalarda ise ülkenin enrafine veen alçak-
ça suçian işlenmekte. Bankalar batınlıyor, ban-
kalar hortumlanıyor, bankalar yağmalanıyor,
bankalar bizlerden (benden, sizden, bir ayağı
çukurda ninelerden, dedelerden, tüyü bitme-
miş yetimlerden) yüzde 70-80 faizle topladık-
lan paralan bir araya getirip Hazine'ye yüzde
100-110 faizle satıyorlar, yani bizleri "dolaylı,
yasal ve ince" yöntemlerle soyup soğana çe-
virıyorlar...
Eh, bu soygun mekanizmasını, batanı, ba-
tacagı, hortumlananı, yağmalananı, sögüşle-
neni gün ışığına çıkarmak, medyanın en asli ve
en asil görevlerinden biri olsa gerek. Bunu ön-
lemeye, sansürlemeye kalkışan politikacıya
karşı çıkmak gerek...
De...
Hangi medya?
Bir tarafta bankalar, bir "başka" tarafta öz-
gürlüğünün üstünde titrenmesi gereken "ba-
ğımsızmedya" mı var; yoksa bankalarve med-
ya "aynı tarafta", iç içe, kucak kucağa mı?
Bugün Türkiye'nin en büyük medya kuruluş-
lannın hemen "tümünün" bir bankası var!
Bu cümleyi tersinden de okuyabilirsiniz: Bu-
gün hemen bütün bankalann bir medya kuru-
luşu vari
Yani bankalann, hele irikıyım bankalann elin-
de, kendilerine ait medya organlannı kullana-
rak, üstelik soyulan, hortumlanan, içi boşaltı-
lan, dolap çevrilen, batma sınınna gelen, ta-
sarrufsahiplerine kazık atan bankaları gün ışı-
ğına çıkarmak gibi kılıflarla kolayca perdeleye-
rek "rakip banka ya da bankalan" saf dışı bı-
rakma, zora sokma, itibannı zedeleme olanak-
lan var.
Kimse, öküz altında buzağı aradığımızı ileri
sürmeye kalkmasın. Son on yılda, bankalar
üstüne yapılan haberierde bunun pek çarpıcı
örnekleri hâlâ belleklerde.
• • •
Yeni yasa tasarısı, önümüzdeki günlerde
TBMM gündemine gelecek ve ister istemez
medyaya da yansıyacak. Bankalar Yasası tar-
tışmalanna bir de bu gözle bakmaya ne der-
siniz?
Belki o zaman basın özgürlüğünü savunma
dümeniyle bankalann karanlık dünyasında
çıkarmanevralan yapanlann maskesinin ardını
görmek de mümkün olur. Belki o zaman buna
karşı, Hikmet Uluğbay'ın, çözümü "yasak-
çılık"ta arayan çaresizliği daha iyi anlaşılır.
Belki o zaman, "Bu kadar dolambaçlı yol-
lara başvurulacağına, yeniBankalar Yasası ile
bankalar dünyasının saydamlaşması hedef-
lense, sorun kökünden çözülmez miydi"
sorusunu sormak aklımıza gelir.
Ikîtelli nükleer kazası
Radyasyonlu
ikinci atık
bulunartıadı
• Ikitelli faciasını ucuz atlatan Istanbul,
belki de ikinci bir nükleer tehlikeyle karşı
karşıya. Ikitelli kazası sonrası aranan ikinci
kobaİt-60 tüpü haia bulunamadı. Aranan
atığm birincisinden '22 kat daha tehlikeli'
olan bir izotop olduğu açıklanmıştı.
DEVTttMSEVtMAY
Türkiye Atom Enerjısi
Kurumu'ndan (TAEK) so-
rumlu Devlet Bakanı Edip
SafterGaydaü, Ikitelli'de
kayıp olan ve ocak ayın-
dan bu yana aranan ikin-
ci Kobalt-60 tüpünün hâ-
lâ bulunamadığını belirte-
rek "Sanınm bu dunım
olayiann fazla ciddiyealın-
mamasındankaynaklant-
yor" dedi.
Gaydalı, özellikle Is-
tanbullulan tedirgin ede-
cek olan bu haberin yanı
sıra yeni bir uyguiamanın
müjdesini de vererek "Ön-
ceki günden itibaren yeni
bir yöntem denemeye baş-
ladik Artık TAEKgörev-
Hleri, nükleer maddeyi gi-
rişindençıktşma kadar po-
lîs gibi takip edecek. Bu-
nun için nükleer madde-
yi kullanan şirketten kon-
şünento (gümrük girdi-
çıkü belgesi)istenecek"de-
dr
Ucuz atlatıld]
Son 8 yılda dünyada ya-
şanan nükleer kazalar sı-
ralamasında 20. sırada yer
alan Ikitelli faciasını ucuz
atlatan Istanbul. belki de
ikinci bir faciayla karşı
karşıya. İlk nükleer facia.
geçen 8 Ocak tarihinde
fkitelli Organize Sanayi
Bölgesi'nde çalışan hur-
dacı kardeşlerin hastane-
ye kaldınlmalanyla orta-
ya çıkmıştı. Yapılan araş-
tırmalar sonucu etrafma
radyoaktif güç yayan Ko-
balt-60 tüpü bir hurda de-
posunda bulunarak kur-
şun muhafazaya konmuş
ve TAEK tarafmdan em-
niyete alınmıştı. Çok geç-
meden aynı bölgede kayıp
ikinci Kobalt-60 izotopu-
nun olduğu belirlenmiş-
ti. Birincisinden "22 kat
daha tehlikeli" olan bu
izotopun 160 derece sı-
caklığa dayanıklı bir me-
talle kaplı olduğu, ancak
bu metal eritilirse Kobalt-
/ 60'ın havaya kanşaca-
ğı ve bunun sonucunda
tüm lstanbul"un "radyas-
yon felaketi"yle karşı İcar-
şıya kalabıleceği söylen-
mişti.
Facianın Türkiye gün-
deminin ilk sıraiannda bu-
lunduğu o günlerde yapı-
lan tüm çalışmalara rağ-
men bu ikinci tüp ortaya
çıkanlamamıştı.
TAEK'ten sorumlu ye-
ni Devlet Bakanı Gayda-
lı "Kayıp izotop bulundu
mu" sorumuza "Hayır,
hiçbir bilgi yok" yanıtını
verdi. ANÂP'lı Bakan
Gaydalı "Biliyorsunuz,
Türkiye'de bir şeylerden
ders almak zaman alıyor.
Birinci facia ucuz atlaül-
dı. Ama korkmayın, ikin-
cisi olmayacak" dedi.
TAEKizlejecek
Göreve gelir gelmez
TAEK'i ele aldığını söy-
leyen Gaydalı, ciddi ön-
lemler almaya başladık-
lannı beürtti. Gaydalı şun-
lan söyledi:
"Bundan önce TAEK,
biraz da imkânsızlıklar
nedeniyle nükleer mad-
delerin giriş-çıkışıyia ilgi-
li sadece bir belge verme
görevini gönmüş. Ama ver-
diği belgevi takip edeme-
miş. Ancak bundan sonra
TAEK polis gibi nükleer
maddeyi takip edecek.
Yurtdışına çıkanlacağı
söylenen nükleer madde-
nin gerçekten de kargoya
konduğunu görene kadar
yurtdışma çıkması için tdh
belgesini vermeyecek.
Gümrük çıktı bel^esi de-
nen konşimentoyu bizzat
gümrükte alacak. Nükle-
er maddenin olduğu kar-
go ne zaman aiandan ha-
valanacak, o zaman biz
rahat nefes alacağız."
TAEK'e Ikitelli davası
DSP'li Erdener:
Sorumlu bulunsun
İstanbui Haber Servisi-
DSP îstanbul Milletvekili
YüceJ Erdener, ANAP'lı
Devlet Bakanı Edip Saf-
ter Gaydah'nın sorumlu
olduğu TAEK'e karşı aç-
nğı davadan dönmeyeceği-
ni belirtti. Gaydalı, doğru-
nun yanında olduklannı ve
sorumlu kimse ortaya çı-
kanlmasını istediklenni-
söyledi.
18 Nisan seçimlerinden
önce TAEK'e karşı açılan
davada müdahil 16 çevre-
ciden biri olan Yücel Er-
dener. TAEK'e karşı açtı-
ğı davadan milletvekili se-
çilmesine karşuı dönme-
yeceğini anımsatarak. TA-
EK'in Ikitelli faciasından
sorumlu olduğunu savun-
du. Erdener, "Biz bu dava-
yı insanlann yasam kalite-
sinin artünlmasına inan-
dığınuz için açmışûk. Bu
inancım hâlâ sürüyor. Ge-
rekirsedurusnıalaradaka-
dbnm. Milletvekili olmam
davayı müspet ya da men-
fi etkilemez'' dedi. Erde-
ner, aslında bu davayı bir
yurttaş olarak takip ettiği-
ni vurgulayarak "Bençev-
redlerie Meclis arasında
bir köprüyüm" diye ko-
nuştu.
TAEK'ten sorumlu Dev-
let Bakanı Edip Safter Gay-
dalıise TAEK'in bir kusu-
ru varsa bunu örtme değil,
aksine ortaya çıkarma ça-
basında olacağını belirte-
rek "Olayda kimin ihmali
varsa bunu biz de sornştu-
nınız. Bu sorusturma için
dava açan bir mille^eküi
arkadçunızdaolabilir. Kan
doğruysa biz onun yanın-
dayer ahnz" diye konuştu.
316 bin öğrenci katılacak
Lise sınavı yarııı
ANKAR4(AA)-llköğ-
retimin son sınıfinda oku-
yan öğrencilerin gireceği
Ortaöğretim Kurumlan
Öğrenci Seçme ve Yerieş-
tirme Sınavı (OKÖSYS)
yann yapılacak.
Fen. Anadolu, Anadolu
Öğretmen. Anadolu Imam
Hatip, Anadolu Teknik.
Anadolu Meslek ve Milli
Eğitim Bakanlığı 'na
(MEB) bağlı Sağlık Mes-
lek liselerine alınacak öğ-
rencileri belirlemek ama-
cıyla yapılan sınav; Türki-
ye'de tüm il merkezleri ile
Lefkoşa, Riyad, Medine,
Cidde ve Trablus'ta ger-
çekleştirilecek. Sınav. sa-
at 10.00'da başlayacak. Sı-
navda öğrencilere Türkçe,
Fen, Matematik ve Sosyal
derslerinden sorular yö-
neltilecek. Sınava 316 bin
48 öğrenci baş\indu. Sınav
sonucunda, toplam 90 bin
193 öğrenci, söz konusu
liselere girmeye hak kaza-
nacak. Liseler için bu yıl
belirlenen kontenjanlar
şöyle:
Resmi Fen Liseleri: 3
bin 312
Anadolu Liseleri: 35 bin
798
Anadolu Teknik ve Ana-
dolu Meslek Liseleri: 29
bin 736
Anadolu Öğretmen Li-
seleri: 6 bin 984
Anadolu Imam HatipLi-
seleri: 9 bin 180
Özel Fen Lıselen: 5 bin
113
MEB Sağhk Meslek Li-
seleri: 70
Sınav sonuçlan, Tem-
muz ayının son haftasında
açıklanacak.