22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Q)iO"7.4 C h i t tSTANBUL VE ÇEVRESİNDE YAYINDAYIZ Cumhuriyet!//*** SMTAnEttKtaPT SMTOYHKMHILO tf skttris O fidW O OUNAÖ tğınız Iat3bın aduu. kredı tartraızıı numaıası ve son kullamna tarihı btritkte bıldınn. latap evtmzde OISUL Adınızı. soyadmızı ve telefon da bıldınneyı unu&myın Üye de£ıisexuz. dllerceraz ü)ç de olun ya da u>«t]ğınızı yenıleyın. HER İŞLEM BİR TELEFONLA:0212 S14 01 9t 76. YIL SAYI: 26911 / 225.000 TL (KDVıçmde) KURUCUSU: Y U N U S NADİ (1924-1945) BAŞYAZARI: NADİR NADİ (1945-1991) 12 HAZİRAN 1999 CUMARTESJ u M H U R İ N K U U R H **¥*" i Z M I VVILLIAM SHAKESPEARE MACBETH İngilizceden çeviren: Orhan Burian VVilliam Shakespeare... Büyük oyun yazarı, büyük bir şair... Oyunlarında, İngiitere ve Avrupa tarihinin önemli olayları önünde, insanın değişmeyen evrensel ozelliklerini, olağanüstu bir anlatım zenginliği ve kişisel dehasıyla canlandırdı. Oyunları pek çok ünlü yazar için esin kaynağı oldu. Macbeth, Shakespeare'in büyüklüğünün en açık göstergesi sayılan dört büyük tragedyasından biri ve yazılış tarihine göre sonuncusudur. Kahramanın kişiliğindeki zayıf yanların onu kaçınılmaz olarak yok ettiği oyunun konusu, kralın öldurulmesi, yani o çağ için en büyük suçun işlenmesiydi. Shakespeare, öbur büyük tragedyalarında olduğu gibi, Macbeth'te de yaşamla ölüm, insanla evren arasındaki çatışmayı ele alır ve insanın dayanma gücünün sınırlarını araştırır. Karıkoca katillerin korkunç hırsıyla insan yanlarını son derece şiirsel bir anlatımla harmanlayarak farklı bir iyilik - kötülük görüşü sergiler. Gelmiş geçmiş yazarların en büyüklerinden biri sayılan Shakespeare'den bir başyapıt... Sah günü Cumhuriyet 'le birlikte... Gelişmiş 8 ülkenin Köln'de imzaladıkları bildiri tepki yarattı 'YoksuDar kandınhyor 9 Soysal: KOreseleşme ters sonuç veriyor. # G-7 ülkeleri ve Rusya'nın bildirisinde bile vurgulanan küreselleşmenin yıkıcı etkilerine neden olan olgular Türkiye'de ısrarla uygulamaya sokulmak isteniyor. Prof. Mümtaz Soysal, imzalanan bildiri için "Küreselleşmenin etkilerini eleştirmeleri, politikalannı değiştirmeleri anlamına gelmiyor" yorumunu yaptı. Seyhan Erdoğdu "Halklann çöküntüye tepkisi öylesine görülür hale geldi ki G-7'ler, toplumsal muhalefete karşı itirafçı rolüne bürünmek zorunda kaldılar'" dedi. IŞIKKANSU ANKARA - Rusya ve G-7 ülkeleri dışişleri bakanlannm Köln'de gerçekleştirdikleri toplan- tı sonunda açıklanan ve küreselleşmeyi eleşti- ren bildirileri "samimi" bulunmuyor. Gelişmiş ülkelerin bildirisinde bile vurgulanan, küresel- leşmenin "uJusaldevletlerinegeırıenliğinizayıf- latan, yoksullaşmaya yol açan" yıkıcı etkileri- nın uluslararası tahkim. yerel yönetim, sosyal güvenlik reformu ve özelleştirmeler aracılığıy- la Türkiye'de ısrarla uygulamaya sokulmak is- tendiğine dikkat çekiliyor. Eskı Dışişleri Bakanı Profesör Dr. Mümtaz Soysal sanayileşmiş 7 ülke ile Rusya'nın dışiş- leri bakanlannın küreselleşmeyi sorgulayan bil- dirisini Cumhurtyefe yorumlarken şunlan söy- ledı: "Bundan önceki Davos toplantısında da tutumlannın >anlışlığını itirafetmişlerdi. Küre- selleşme dümanın bir bölümii için belki iyi olu- yor, ama büyükçe bir bölümii için ters sonuç ve- riyor. Bu durum artık karşı konmayacak kadar açık olduğundan böyle bir itiraf bildirisi hanr- lıyorlar. Böyle bir tavır almalan. politikalannı değiştirecekleri anlamına gelmez. Aralanndaki Fransız sosyalistleri açık cephe aldılar. ama öbürieri henüz bu havada degil." SBF öğretim görevlisı Seyhan Erdoğdu da küreselleşmenin yıkıcı sonuçlanna ilişkin açık- lamalann yeni bir gelişme olmadıgını belirte- rek şunlan anımsattı: "Birleşmiş. Milletkr'in 1995"tc Kopenhag'da yapılan sosyalzirvesinde aralannda G-7'krin de buiunduğu 170 devletin başkanı, küresdlesme- nin yoksulluk, işsiziik ve sosyal dışlanma getir- diğini zaten ilan etmişlerdi. Aynca BM Genel Sekreteryası, küreselleşmenin ekonomik ve sos- yal çöküntu yaratmakla kalmayıp etnik ve din- sel temelli çakışmalar. terör. savaş, fuhuş, uyuş- runıcu. mafya ilişkileri dahil olmak üzere pek çok kötülüğe yol açtığına ilişkin rapor hazırla- dı. Ama bütün bu dönem boyunca ulusötesi ser- mayenin mesken tuttuğu Batı'nın sanayileşmiş ülkeleri, özeUüde G-7"ler. küreselleşmenin baş- ta özelleştirme olmak üzere söz konusu yıkıcı so- nuçlan hazırlayan bütün uygulamalannı ısrar- MArkasıSa. 19,Sû.3'te KÜRESELLEŞME KARŞITLARI: DAĞ FARE DOĞURACAK • 19. Sayfada ALMANYA Jet-Pa para toplamaya hız verdi # Jet-Pa Yönetim Kurulu Başkanı Akgündüz'ün yurtdışında para toplama çalışmalanna hız verdiği belirlendi.Televizyonlara verdiği reklamlarl'a halkı etkilemeye çalışan Jet-Pa, Almanya'nın çeşitli kentlerinde de toplantılar yapıyor. •El altından dağıtılan bildirilerde Jet-Pa'ya 15 ay içinde 11 bin 700 kişinin ortak olduğu belirtiliyor. Jet-Pa, Almanya'daki toplantılarda Türkiye'nin gerçek anlamda ilk ve tek dünya şirketi olarak tanıtılıyor. METİN GÜR'Ön tataerf • ". Sayfada SPK'DEN YURTTAŞLAR.A UYARI • 7. Sayfada TİHK VAKFI Insan haklan için yeni örgütlenme % İnsan haklan ve temel özgürlüklerin kazanılması, korunması, geliştirilmesi amacıyla birçok aydın ve bilim adamının öncülüğünde yeni bir örgütlenme gerçekleştirildi. "Türkiye tnsan Haklan Kurumu" adıyla oluşturulan vakfın geçici yönetim kurulu başkanı Nevzat Helvacı oldu. I 5. Sayfada ANKARA'DA K. IRAK HAREKETLtLİĞl 14. Sayfada KOMİSYONDA İRTİCA GERGİNLİĞ • 5. Sayfada I ÇEVRE BÜYÜK ÖDÜLÜ BEKO'NUN • 7. Sayfada BORSA 1J, 5532 Ûncekı 5960 DOLAR û411.400 410.750 MARK ÛDur 220 700 Oncekı ALTIN ODur 3 420 000 Crcehı 1415 000 Sırpların yakıt sıkıntısı çektiği, gerl çekilme sürecinin zorlu olacağı bildiriliyor Kosova'da sancdı dönem Uluslararası banş gücünde (KFOR) görev yapan tngiliz birlikleri, Makedonya'daki üslerinde Kosova'ya girmek içintaaarbekletiüyor. (Fotoğraf: REUTERS) Barış gücü göreve başlıyor Sırp askerinin çekilmesinden sonra Kosova'ya yerleşecek olan uluslararası banş gücünün bugün görevine başlaması bekleniyor. Uluslararası banş gücüne katılacak ilk . Rus birliği dün Yugoslav'ya'ya gitti. "Kosova'nın tehlikeli bir döneme girdiğini" vurgulayan ABD Başkanı Bill Clinton, bölgede bundan sonra can kaybı olasılığımn daha da yükseldiğini kaydetti. Sırplar terk ediyor NATO Komutam General Wesley Clark, "Hepimiz gergin zamanda meydana gelebilecek olası sorunlardan haberdanz" diyerek, Kosova halkından, bu hassas dönemde Sırplann düzenli olarak bölgeden çekilmesini engelleyecek davranışlardan kaçınmasmı istedi. Sırp ordusunun perşembe günü öğle saatlerinden itibaren Kosova'yı terk etmeye başladığı belirtiliyor. • 11. Sayfada 'Sırpların gözii madenlerde' Türkiye'ye sığınan eski Kosova maliye bakanlanndan Aziz Abraşi, Sırp işgalinin gerçek nedeninin, başta madenler olmak üzere, Kosova'nın ekonomik zenginliklerine el koymak olduğunu söyledi. Aziz Abraşi, Kosovahlarla Sırplann bundan sonra ancak kendi topraklannda ve komşu olarak yaşayabileceklerini belirtti. ŞÜKRAfl S»Crh hafeVİ • 6. Sayfada Terfiler Yüksek Emniyet Sürası'nca yapılacak Emniyeleordu modeliönetisiDenetlemeler Sürüyor Dönemin Içişleri Bakanı Akşener tarafından göre\inden uzaklaştınlan Alaaddin Yüksel'in hazırladığı "polisin yeniden yapılandınlması" planmda atama ve terfi işlemlerinin Içişleri Bakanı başkanlığında oluşturulacak Yüksek Emniyet Şûrası tarafından yapılması öngörülürken, siyasi etkilerden uzak olan TSK'deki yapılanma örnek alınıyor. Içişleri Bakanı Tantan'ın görev lendirdiği müfettişler, merkez teşkilatının yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bütün birimlerinde denetlemelerini sürdürûyorlar. • 4. Sayfada GUNCEL CLNEYT ARCAYUREK Devleti Oğrenmek! Geçenlerde bir yazarımız gerçeğin ta kendisi ilginç bir saptama yaptı. Birdüzine ismin ekonominin kilit noktaları arasında dolaşıp durduğunu; koltukların birinden kalkıp öbü- rüne oturduklarını belirttikten sonra, "Bu kişilerin bü- tün bu işlerin dışında biriymiş gibi, şimdi 'Iş çığnndan çıktı' diye bağırdıklannı" vurguladı. Yazı, adeta isyan halinde. "Kimi kime şikâyet edi- MArkasıSo. 19, Sü. l'de Genelkurmay Başkanı: Sorumluluk 65 milyonun 'Irûcaya korşı tekyumruğuz'HlCak'a tepki Orduda gruplaşma yaşandığını iddia eden FPIi Ihcak'ı suçlayan Genelkurmay, laik Cumhuriyeti tehdit eden irtica ve bölücülüğe karşı TSK'nin tek yurnruk olduğunu vurguladı. Hüseyin Kıvnkoğlu, Deniz Kurdu-99 Tatbikatı'mn üçûncü safhasının sona ermesi nedeniyle dûzenlediği basın toplantısında irtica ile ilgili her şeyin söylendiğini belirtti. Kıvnkoğlu, "lrticanın Türkiye için her zaman tehlike teşkil ettiğini herkes biliyor ve herkes uyanık olmak zorunda. Sorumluluk sadece TSK'nin değil, 65 milyonun görevi" dedi. B 9. Sayfada Tete-kulak her yerde Vj/rtaya çıkarılan yeni telefon skandalı, yıllardan beri ülkemizde sürmekte olan vahşi bir hukuk ihlalinin hangi boyutlara ulaşmış olduğunu gösteriyor. Özellikle son bir-iki yıldan beri gizli dinleme skandalları manşetlerden inmez oldu. Kamuoyu, ilk kez DGM'nin yankı uyandıran kararı, Genelkurmay'daki köstebek haberleri, kaset skandalları, Sibel Can'ın adının da karıştığı 'Gizli Kulak Çetesi' derken, bu hukuksuzluğun bilincine vardı, dahası alışkanlık edindi. Dutün bu haberler bir gerçeği vur^ulamaktadır: Gizli dinleme uygulaması açısından çağa, belki de başka alaniardan daba çok ayak uydurmuşuz. Hemen neredeyse dinleme kapsamı dıştnda ne bir kurum ya da kuruluş ve ne de bir kişi kalmış: Başbakan, bakanlar, siyasetçiler, milletvekilleri, yargıçlar, Genelkurmay, gazeteciler, sanatçılar ve yurttaşlar bir büyük kulağın kapsama alanı içinde yer almaktadır. Duna karşın dinleme saldırganlığına karşı dışımızdaki dünyada verilmekte olan savaşım, temel hak ve özgürlükleri, kişiliğin ve özel yaşamın korunmasına yönelik alınan ya da almmakta olan önlemler alanmda ise gene sınıfta kalmayı sürdürmekteyiz ve çağı yakalayamamışız. IVonuyla, kendi adıma, ilk kez 1970 yılında bir dava nedeniyle tanışmıştım. Ses bantlarının delil olarak kullanılıp kullanılamayacağını tartışırken de sorunun boyutlarının ve çapının ayırdına vardım. O günden bugüne, mahkeme salonlarında, gazete sayfalarında, kollokyum, seminer ve konferans kürsülerinde, radyo mikrofonlarında, televizyon ekranlarında ve 1974 yılında yayımlanan kitabımda bu konuyu işlemeyi sürdürdüm. Bugün düne göre artan ve yoğunlaşan ve de vahşileşen uygulamaya bakıldıkta; öyle görülüyor ki bulunduğumuz tünelde daha da yürüyecek çok yolumuz var... U m a n m , bu son skandal, kapsamı içine aldığı, özellikle siyasi kişilik ve kurumların, hayıflanmanın ötesinde, vahşete dur diyecek önlem ve düzenlemeler yönünde adım atmalarına bir fırsat yaratır. Ne demişler; umut, yaşamdır. ENİS COŞKUN'un yazı dizisi Yarm Cumhuriyet te Teknoloji Tiirkiye gündeminde TÜBİTAK proje yarışması sonuçlandı Otomobilde nihayet ilk devrim Dünya yok oluşun eşiğine geldi Türkiye'de coğrafya bilimi tartışılıyor Ozon tabakasında ikinci delik GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Bugün Cumhuriyet 'le birlikte Ep'kek' Meclis!.. Hükümet güvenoyu aldı. lcraata başladı. Partiler birbirlerine karşı ilk "g/riş"lerini yaptılar. Milletvekille- ri el ense çekip birbirlerini sınadılar. Bugünü, geçen hafta boyunca yaşanan olaylann iz- düşümüne ayıralım... TBMM'nin 21. dönemine damgasını vuran sözcük, öyle anlaşılıyor ki "erkeklik" olacak. İlginç bir sözcük! İçinde "er" var, "kek" var, "keklik" var... • ÂrkosıSa. 19, Sü. 8'de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle