25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmenı Orhan Erinç 0 Genel Va>ın Koordınatorü Hikmet Çetinkaya • Yazıışlen Müdünr İbrahim Yıldız 0 Sorumlu Müdür Fikret llkiz # Haber Merkezı Mudurü Hakan Kara # Gorsel \ onetmeır Fikret Eser İstıhbarat Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı: Özlem Yüzak • Kultur Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler. Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 FotoSraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinka) a, Şükran Soner, Ergun Balcı. tbrahim Yıldız. Orhan Bursak. Mustafa Balb», Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125. Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 hatl, Faks 41950270lzmırTemsılcısı:SerdarKmk, H ZiyaBK 1352 S.23Tel:4411220. Faks 4419117 0AdanaTem»ılcısı Çetin V iğenoğlu. İnöniiCd 119 S Noi Kafl.Tel-363 12 11. Faks 363 12 15 Müessese Mudunı C'stin Akmen 0 K.oordınator Ahmet Konılsan # Muha- sebe Bulenl Yeııer#ldan; Hüseyin CflrerS Bılp-tşlem Vafl tnal • Bıİa- savarSıstem Mürüvet Çiler0Satı§ FaziktKıız» MEDYA C: • Yonetım Kunılu Başkanı - Genel Müdur Gülbin Erduran • Koordınatör Reha Işıtman 0 Genel MudurYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 ta>ımla>an ^e Basan: *î enı Gûn Haber -\jansı. Basın \e Yayınalık A Ş TlA^ağ'ıCad 19 41 Cagaloglu 3433-4 Ist PK 246 Sırkecı ktanbu'Tel 0 lllt 512 05 05 (20 halı Faks 10,212ı 513 85 15 3 MAYIS 1999 !msak:4.12 Güneş: 5.54 Öğle: 13.08 tkindi: 16.57 Akşam: 20.09 Yatsı: 21.43 Çocuklardan Barrymore'a ödül • Kablolu televizyonda yayın yapan Niclodeon kanalı 6 mılyonun üstünde çocuğun katilımıyla bu senenın en beğenilen müzik. sinema \e televizyon yıldızlannı seçti. "Ne\er Been Kissed' ve 'Ever After' fılmlerinin aktrisi Dre\v Barrymore, Niclodeon kanalı tarafmdan 12."si düzenlenen geleneksel vanşmada en beğenilen film yıldızı oldu. Van'da deprem • VAN(AA)-Van'da hafif şiddette bır deprem oldu. Kandilli Rasathanesi >etkilileri, dün sabah saat 09.38'de meydana gelen. Richter ölçegine göre 3.5 şiddetındeki depremin merkez üssünün Van olduğunu açıkladılar. Depremde can ve mal kaybı olmadığı bıldmldi. Hastanelerde enfeksiyon • DİYARBAKIR (ANKA)-Dicle Universitesi Tip Fakültesi ile Klinik Mikrobiyoloji \e Enfeksiyon Hastalıklan Derneği tarafından düzenlenen "Hastane Enfeksiyonlan" konulu sempozyumda. hastanelere şifa bulmak için gıden insanlann hijyenik şartlara uyulmaması nedeniyle çeşitli klinik enfeksiyonlar kapabildikleri belirtildi. Tıp Fakültesi tntanıve Bilim Dalı Baçkanı Prof. Dr. Celal Ayaz. enfeksıyonlann en çok görüldüğü ve hastalara bulaştığı bölümlerin amaliyathaneler. cerrahi servislerı. voğun bakım ünitelen ve ürolojı servi^leri olduğunu belirtti. 'tşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Haftası' 4-10 Mayıs tarihlerinde kutlanacak kazalarında birinciyizHaber Merkezi - Türkiye "de. ış kazalan ve meslek hastalıklan sonucunda her gün ortala- ma 4 kişı yaşamını yitirirken. 8 kişi ise sakat kalıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. 4- 10 Mayıs tarihleri arasında "İşçi Sağlığı ve jş Güvenliği HaftasT nedeniyle Türkiye, Azerbay- can ve KKTC'de çeşitli etkınlikler gerçekleş- tırmeye hazırlanırken Türkiye, iş kazalannda Avrupa ülkeleri arasında bırincı. dünyada ise üçüncü sırada yer alıyor. SSK istatistiklerine göre. Türkiye"de her yıl ış kazalannda bin 500 kişi vaşamını yıtinrken. 3 binden fazla kışi ise sakat kalıyor Yıne bu yüzden her yıl ortalama 2 milyon kadarişgünü yitirilıvor İş kazalan ve meslek hastalıklanrun yüzde 80- 90 ı insani ne- denlerden, yüzde 10-20'si çevre koşullanndan kaynaklanırken. yüzde 2 oranındakı kazalar ise önlenmesi olanaksız nedenlerden meyda- na geliyor. Türk-tş tarafından yapılan başka bir araştır- maya göre de. 1965-1997 yıllan arasında mey- dana gelen 4 milyon 406 bin 941 iş kazası so- nucu toplam 37 bin 617 kişi yaşamını yitirir- ken, 10 milyon 2 bin kışı ise sakatlandı. Yine aynı süre icinde meydana gelen iş kazalan so- nunda toplam 78 milyon 266 bin 471 ışgünü kaybedildi. Araştırmaya göre. iş kazalannın yüzde 61.97'si I ile 20 işçi çalıştıran ışyerle- • Türkiye, iş kazalannda Avrupa"da birinci, dünya ülkeleri arasında da üçüncü sırada yer alıyor. Her yıl iş kazalan sonucunda 1500 kişi yaşamını yitirirken, 3 binden fazla kişi de sakat kalıyor. rınde meydana gelirken, iş kazalanna en çok 1 ayla 1 yıl arasında çalışma deneyimi bulu- nan ışçıler uğruyor. Özelleştırme. taşeronluğun ve kayıt dışı işçi çalıştırmanın yaygın olduğu bir ortamda, Tür- kiye"de meydana gelen ış kazalannın, resmi ola- rak açıklanan saymın ıki katı olduğu savunulan Türk-lş araştırmasında. Türkiye'nin iş kazala- nnda Avrupa ülkelen arasında birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer aldıgı belirtildi. İş güvenliği eğttimi İşçi sağlığı uzmanlan, ülkede yoğun olan iş kazalannın önlenmesinin tek ve kesin cözümü- nün işçiye iş güvenliği eğitimi vermek oldu- ğunu belirterek, av nca işyerinde güvenlik, me- kanik ve fiziki koşullan yerine getirmek ge- rektiğinı kaydettiler. Uzmanlar, iş kazalannın ve kaçak işçi istıhdamının küçük işletmelerde daha yoğun görülmesinin, denetim ve eğitim hizmetlennın küçük işletmelere kaydınlması- nı zorunlu hale getirdiğini vurgulayarak. kü- çük işyerlennde ışyerı hekimi bulunmadığı. bu eksikliğin kesinlikle giderilmesi gerektiği- ni belirttiler. İşçi sağlığı uzmanlan, iş kazala- nnı önlemenin bir diğer yolunun ise işyerleri- nin sürekli denetimi olduğunu da ifade ettiler. İşçi sağhğı haftası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı ta- rafından her yıl düzenlenen. "İşçi Sağhğı ve İş Güvenliği Haftası" bu yıl 4-10 mayıs tarihle- rinde kutlanacak. Çalışma ve Sosyal Güven- lik BakanlığTndan yapılan açıklamaya göre. 4- 10 Mayıs tarihleri arasında İ3'üncüsü düzen- lenecek "İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Haftası" bu yıl ilk defa Türkiye, Azerbaycan ve KKTC 'de olmak üzere 3 ayn ülkede birden aynı tarihler- de başlayacak. 10 Mayıs'a kadar sürecek olan haftada. İş- çi Sağlığı ve İş Güvenliği, Azerbaycan. KKTC. Fransa, Arnavutluk ve Avrupa Topluluğu'nda (AT) tşçi Sağlığı ve tş Güvenliği, Türkiye"de İşçi Sağlığı ve Iş Güvenliği Uygulamalannda Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Yollan gibi ko- nularda sempozyumlar. paneller ve sinevız- yon gösterileri yer alacak. Hafta dolayısıyla yapılacak toplantının açı- lışını Başbakan BülentEcevit kapanışını Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel yapacak. Denıseten Vahşı Şeyler nise Rkhards, Holyvvood'un genç yüdızianndan biri. 27 yaşındaki güzel oyuncu, Uzaygemisi Savaşçıları ve Vahşi Şeyler filnıleriv le adııu duyurdu. Son olarak yeni bir Boıid fılmi olan 'The VVorid is N'ot Enough'ta rol alan Rkhards, somurtkan ancak masunı güzefliğiyle magazin dergUerinin vazgeçilmez rinden biri oldu. 'Dünya Basın Uzgürlugıı Günü' kutlanıyor İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemi- yeti (TGC) Başkanı Nail GüreU, düşüncelerini açık- lamaktan ötürü gazetecile- rin. yazarlann cezaevinde bulunmasının, çağdaş de- mokrasilerin kabul edebile- ceği birolgu olmadığını be- lirtti. Basın Konseyi Baş- kanı Oktay Ekşi de "Biz Türk gazetecileri, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürliiğü Günü'nü.sryasilerimizin se- bebiyet verdikleri utanç du>- gusu içinde idrak etmekte- yiz"dedi. Güreli, 3 Mayıs Dünya Basın Özgüriüğü Günü ne- deniyle yaptığı açıklama- da, "21'inci yüz>Tİ Türki- yesi'nde düşünce açıklama ve iletişim özgürlüğünün birtakım kısıtlamalar. en- geüerve yasaklar altında ol- masının acı olduğunu" be- lirtti. Güreli. açıklamasın- da. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nün bu yıl da eksiklik ve üzüntülerle karşılandığını bildırdi. Gü- reli, şiddetin, terörün ve her türlü aynmcılığın sav^mucu- luğunu ya da tahrikçiliğıni yapmayan gazetecilerin ve yazarlann, düşüncelerini açıklamalanndan ötürü ce- zaevierinde bulunmasının çağdaş demokrasilerin ka- bul edebileceği birolgu ol- madığını ifade ettı. Güre- li'nin açıklamasında özet- le şövledenildi: "Düşünce açıklama >« 0e- tişinı özgürlüğünün \e in- san haklannın güvence ak- hnda olmasını, hukuk dev- letinin üstünlüğünün sağ- lanmasını demokrasinin vazgeçilmez koşulu sayan TGC, anayasada ve yasa- larda orensel ölçütlere uy- gun düzenlemelerin bir an önce vapılnıasınu Dünya Ba- sın Özgürlüğü Günü nede- ni>1e bir kez dahatalep eden" Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla Basın Konseyi Başkanı Oktay Ek- şi de yazılı bir açıklama yaptı. AçıkJamasmda, siya- si partilerin son seçimler doİayısıyla yayımladıklan seçim bildirgelerinde ileti- şim (basın) özgürlüğüne yer vermemelerini bir kez daha kınayan Ekşi, yenı hü- kümeti bu konuda görev yapmaya çağırdı. Özgür ba- sın özlemiyle yaşayanlar ıçin 3 Mayıs'ın çok önem- li olduğunu ifade eden Ek- şi. Türkiye'nin basın özgür- lüğü yönünden "hiç yüz ağartacakdunımda" olma- dığını söyledi. RSF'nin 1998 basın özgürlüğü raporu Türkiye'nin notu kırık İstanbul Haber Servisi - Sınır Tanıma- yan Gazeteciler Örgütü'nün (Reporters Sans Frontieres-RSF) hazırladığı 'Dünya Basm Özgürlüğü Raporu"nda BM'ye üye 185 ülke içerisinde basın özgürlüğü du- rumunun 92 sinde "iyi". 65'ınde "kikü", 28"inde "çokkötü" olduğu belirtildi. Ra- porda Türkiye'nin durumu kötü olan 65 ülke arasında yer aldıgı vurgulanarak 1998"de Türkiye'de "el konulan ve sansü- re uğrayan basın organı" sayısının ise ön- ceki yıla göre "iki kattan fazla aröş" gös- terdiğine dikkat çekildi. Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nün e-posta : tan (a prizrna. net tr 9"uncusu kutlanan bu yılda da 335 sayfa- lık bir 'Dünya Raporu' yayımlayan RSF, raporunun 9 sayfasını Türkiye'ye ayırdı. Rapora göre Türkiye'de geçen yıl 10 ga- zeteci gözaltındayken işkence gördü. En az 6O'ı saldınya uğradı. Gazetecilere yönelik gelişen saldınla- nn yüzde 80'inin kaynağında güvenlik kuvvetleri bulunuyor. Mesleklerinı ya- parken 260 gazeteci gözaltına alındı. 1997 yılına göre el konulan yayın ve sansüre uğ- rayan basın organı sayısı 1998'de iki kat- tan fazla artış gösterdi. Yine rapora göre 1998'de 19 medya ku- ruluşunda çalışan gazeteciler hakkında34davaaçıldı. 1998 yılında. RTÜK 36 radyo ve TV kuruluşu hakkında toplam 10 yıl 342 gün kapatma ceza- sı verdi. 8 yayın organı RTÜK'ün terörle mücadele mevzuatı uyannca toplam 6 yıl, 10 ay ve 23 gün kapatma cezası aldı. Bunlardan en az 11 "ı "top- lumu şiddet, terör ve etnik av- runcıhğa sevkeden ve toplum- da nefret duvgulan oluştura- cak yay ınlara imkân vermek" iddiasıylakapatıldı. RSF, "Dünya Basın Özgür- lüğü Günü" nedeniyle hazır- ladığı raporda Türkiye'deki 4 gazetecinın (İsmail Beşikçi, Hasan Özgün, Ayten Öztürk, Doğan Güzel). derhal serbest bırakılması çağrısını yaptı. RSF, iki gazeteci. ÎNureddin Şirin, Ash'eZevbekGüzeL için de adıl bir vargılama istedı. Rapora göre RSF'nin Türki- ye'de durumunu araştırdığı 94 gazeteci daha bulunuyor. Raporda Mesut Yılmaz'ın başbakanlığındaki hükümete yönelik de eleştirilerde bulu- nularak "Verilensözler boş çık- to"denıldi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'Seçim' Değil 'Referandum'! Seçım. -o yıllarda 'intıhâp' derdik- 'otonter' Cumhuriyet'te; doğrusu ya, 'faşist' Italya'dan, 'nazi' Alman- ya'dan, bolşevik Rusya'dan, farksız yapılırdı: bızim nesıl, -müntehîb-i sâni'li- yâni 'iki dereceli' seçimlerden geliyor: halk önce meb'us ^çecekleri seçer; onlar, partı üst yönetımınin 'tayın ettiği' kişileri, Meclis'e gönderirler. Yazmış- tım sanırım: 'MHIîŞef Ismet Paşa, Is- tanbul'da Akşam gazetesinı zıyaret lütfûnda bulununca; babam, 'başmu- harrir' Necmeddin Sâdık (Sadak) bey'in 'meb'usluğunu' o dakika tah- min etmiştı: Sadak, meb'us olmakla kalmadı, Dışişleri Bakanlığı da yaptı. Osmanlı'dan bu yana, Türkrye'de siyasi partiler, tersine ışler: yukardan aşağıya! Eskiler hatırlayacak: Inönü Cumhuriyeti'nde. TBMM'de o küçük 'Müstakıl Gnıb'a, bıyık altından güler; Ingiliz 'demokrasisıni' \mâeöerek, 'Ma- /estelerinin muhalefeti' derdık. Henuz li- sedeydikama, II. Dünya Savaşı gözü- müzü fena açmıştı: 1946'dakı o meş- hur (çok partili) seçirnde, oyianmızı 'Mil- fî Kalkınma Partisi'ne attık: düpedüz sağcı, lıberal bır 'zengin' partisı; bızse, 'solcu' geçınıyoruz: 'tek parti yönetı- m/'nden o mertebe bıkmışız! Seçim 'tanhimiz', neresinden bakıl- sa, dernokrasi tarihimize' benzer: 75 yıl cumhuriyetten, 50 yıl demokrasi'den sonra; 'lider sultası'ndaki partilerin, sade suya tirit programlanna, oy ver- mek zorunda kalıyor muyuz, kalmı- yor muyuz: siz buna bakın! Belki de o sebebten, memleketimizde seçim- ler, 'Amerikan alaturkası' bir göste- riye (shovv) dönüşür; halk, ancak va- him olduğuna hükmettiği hallerde (tek parti sonrası, 12 Eylül sonrası, yb) oyunu kimsenin beklemediği bir istikamete 'yığar 1 : bu, bir 'seçim'den çok, bir 'referandum'dur; bir 'ter- cih'ten çok, bir 'mesaj' sayılmalıdır: iarihi' bir 'mesaj!' Bu 'halk', o 'halk' değil mi? Son seçım de, bana sorarsanız, ay- nı 'ehemmiyeti' taşıyor; 'referan- dum' ehemmıyetinı! Bunun tadına va- rabilmek ıçin, sonuçlara, ele 'mağlup- lan' alarak yaklaşmak lâzım; hem de, 'ma'kablıne şâmil'olarak, yâni 'değer- lendirmeyi' genye doğru yaparak! Sa- nınm o zaman, 'referandum'un verdiği 'mesaj' bütün heybeti ve ıhtişamıyla meydana çıkıyor. Kimdir 'mağluplar'? En başta, şu platformuyla hiç sıkılmadan kendi- ne 'Gâzi'nin partisi' diyebilen, CHP! Yanı sıra, 'kimliği' de, 'varlığı' da ABD'de olan Çillerin hükmettiği, DYP; bir de tabii, 12 Mart'ın bergü- zân' ANAP! Türk seçmeninin, 'resmen ve alenen' çökerttiği bu üç parti, na- sıl ele alırsanız alınız, Türkiye'de son yanm yüzyıllık siyasi maceramızın, hem sorumlusudur, hem de özeti! DYP'yı Demirel'sız, ANAP'ı Özal'sız, CHP'yi Baykal'sız (Inönü Jr. sız) dü- şünebilir misiniz? Bu isimlerin, hafıza- nızdakı zincırleme çağrışımlarını çok merak edıyorum: nasıl oluşuyor aca- ba? ABD'ne, 'teslimiyet'e varan bir 'uyduluk' şeklinde mi? Avrupa Birli- ği'nin, yıllardır suratımıza tükünme- sine, handiyse 'yağmur bereketi' di- yebilen, bir dalkavukluk' olarak mı? Her türlü 'ulusallığı' ve 'ulusal çıkar- lan', gözü kör bir anti/komünist te- rör, 'milliyetçi muhafazakâr' değer- lendirme 'ayaklanyta' çiğneyip geçen, düpedüz 'kozmopolit' bir liberallik mi? Yoksa, Yeni Dünya Düzeni tra- gedyasının, gönüllü uygulaytcısı, bir Dünya Bankası ve IMF köpekliği'; 'özelleştirme' ve 'küreselleşme' gay- retkeşliği mi? Hiç kimse 'kıvırtamaz': Türk halkırnn, 'aleyhine' oy yığdığı, 'siyasi cephe' bu- dur yanm yüzyıl 'ıktıdarolmuş' merkez sağ ve merkez sol'un duası okunuyor. Bazı şaşkınlann yaptığı gibi, sorunu ba- sit bir 'siyasi ahlâk' sorununa indirge- mek, öyle ızaha çalışmak; maksatlı de- ğilse, cahilcedır: bunlaroldum olası dü- rüstmüş de, öbürleri boğazına kadar boka batmış; halk da buna içeriiyor- muş, falan festekiz! Tuhaftır, sanki bun- lan lağıma yuvarlayan, onca benimse- yıp özdeşleştıkleri: daha kötüsü, dev- letı de içıne sürüklediklerı, o siyasi plat- form, o iktısadi ılişkılerağı değil! Neden seçmenı, yânı halkımızı, bumunun ucun- dan ötesıni goremez; aydınlanmızın ço- ğu gibi, zekâsı 'küçük çıkarhesaplan 'yla sınıriı, sanmak istiyoruz? 'Mevcudıye- tini, muhafaza ve müdafaa mecburiye- ti' doğduğu zaman; aynı halk, aynı top- lumsal bilinç ve sağduyuyla, nasıl aya- ğa kalkmış; ne büyük bir isabetle, doğ- ru tarafı tercih etmiştin kimse hatıriamı- yor mu? 'Ahval ve şerart', ilk bakışta o ka- dar 'nâ-müsait' olduğu halde; başta Ingiltere olmak üzere, 'yedi düvel'e ve 'Halife-yi Rû-yi Zemin' Padişah'a karşı, isyan bayrağını açıp; sağcısıy- la solcusuyla, Türkçüsüyle Komü- nistiyle Müdafaa-i Hukuk Cemiye- ti'nde ve Kuva-yı Milliye'de toplaşan halk, yoksa başka bir halk mıydı, so- ranm. Geç gelir ama, 'mutiaka' gelir... Amenkan 'alaturkası', malûm ve mâ- hût Media; aynı hastalıkla malûl 'ay- dınlar' Anadolu toprağını Vafan' değil 'pazar' gibi gören, 'Liman Burjuvazisi'; hâkimiyet'e bileğinın zoruyla, -kayıtsız şartsız- sahip milleti, sömürge 'yerii- s/'ymiş gibi itip kakan, burnu büyük bü- rokrasi; istediği kadar 'Batı Kuyrukçu- su' partilerin 'çöküşünü', Güneydogu Sorunu'na, Şehitlere vefa'ya, ya da an- sızın beliren siyasi tavır sükûnetıne bağ- lasın; lâftır ve züğurt tesellısıdır; seçmen, 'Hâkimiyet-i Milliye'ye sahip çıkmış; ona tanıdığımız tek ve meşrû siya- set imkânını pek mükemmel kulla- narak, 'Hâkimiyet-i Milltye'yi, 'Istik- lâl-i Tam'ı, 'üniter milli devleti'; -tek kelimeyle- Gâzi'nin cumhuriyeti'ni yaşamak istediğini açıkça göster- miştir. Bu adı konmamış 'referandum'dan al- nının akıyla çıkmış siyasi hareketler hal- kımızın hiç değılse potansiyel olarak o 'tam bağımsız' -yâni anti/emperyalıst, yânianti/Batı, yânı ulusal, çağdaş ve lâ- ik- tavra sahip çıkacağını 'umduğu' ve 'sandığı' hareketlerdır: onlara bu 'ulu- sal kredi' açılıyor; nasıl kullanacak- lannın sorumlulugu, şimdiden hepi- mizi düşündürmelidir. Ama asıl 'kesin sonuç', 'mağluplar'm uğradığı 'hezi- met'! Köylüsü işçisi, aydını cahili, sivili askeri, öğrencisi öğretmeni; hâsılı. top- yekûn Türk halkı 'Soğuk Savaş' dökün- tüsü siyasi kadrolara açtığı krediyi geri almıştır. Evet bilıyorum. 'Türk'ün aklı geç ge- lir' ama, 'mutiaka gelir': hiç gelmeye- cek mi sanıyorlardı? http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/- bilgiyay/yazar/ailhan.htlm yeni dev kutu!. cn Turkiye'nirTiIk 56 cl.lik kutiı birasını Troy üretti. Daha rahat içebilmeniz icin geniş ağızlı kapağı ile Troy'ıın venı kutusu Türkiye'de bulabıleceğinız en büvük bira kutusu. \'e tabi ki; Türkiye'nin en büyük kutusunda aromatik şerbetçiotu, ozel harmanı. benzersiz lezzeti. kaymak gibi köpüğü ve'kolay içimi ile Troyun eşsiz keyfi var. kendinizi yenileyın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle