25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
.SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 1999 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER fcHP'lilerinDikkatine! ıl 1980. Tüm partiler darbeci bır rejimin hışmına uğrayarak acı- masızca kapatılmış. Ancak 1982 Anayasası'nın yürürlüğe girme- v _ sınden sonra izin çıkmış siyasal '? -JİL. partilere. Ne var ki eski adlannı •'kullanmalan yasak. Bu nedenle CHP yenne ön- ce Halkçı Parti. sonra da SODEP kurulmuş. Da- •Jıa sonra bu iki parti bırleşerek SHP adım almış. 'Adalet Partisi yerine DYP çıkmış gün yüzüne. •:MHP, Milliyetçi Çalışma Partısi'ne. MSP de Re- .fah Partisi'ne dönüşmüş. Bu arada siyaset dün- ı^asına adım atan ANAP tek başına iktidar olmuş, !tievlet partisi olarak ortaya çıkanlan Milliyetçi t)emokrasi Partisi ise tarihe kanşmış. Sağda ve i$oida parçalanmalar yaratılmış, siyasal dengeler 'iozulmuş bu suretle. Istikrar ve uyum sağlanmak istenirken "istikrarsızlık" ve "uyumsuzluk" ıçi- ne sürüklenmış ülkemiz. >- Eski partilerin yeniden kendi adlanyla oluşma- $ına izin çıkmış 1990'larda. Hazine'ye devredi- ^en malvarlıklan da geri verilmiş kendilerine. Kimisi yeni adlanyla sürdürmüşler etkinlıkleri- ni. kimisi de eski adlarını korumak istemiş. MÇP, •yeniden MHP olmuş. Yeni baştan dünyaya gel- Jmiş CHP. Erol Tuncer'in kurucu başkanlığında •$üyük bir coşku yaratmış Türkiye'de. 9 Eylül *l992'de "Kuruluş Kurultayı'' yapılacak. Bu sı- rada SHP'de birkaç kez genel başkanlık seçimi- .ni yitiren Deniz Baykal müdahale etmiş kurulta- 4ya. Adaylığını koymuş ve kazanmış. Bunun bir yamlgrolacağını söyleyenlere önem verilmemiş o günlerde. Bu konuya değınenler arasında ben de vanm ve 9 Eylül 1992'de "Yeniden Atatürk- çülük" adlı bu sayfadaki yazımın bir yerinde şun- lan söylemişim: "İçindebulunduğumuzçıkmaz- dan kurtulmak için Atatürkçüiüğün gündeme getirilmesinden başka bir çıkar yol yokfur. L'fak tefek reformlar. bölük pörçük değişiklikler yeter- li değildir. Bir rönesans gereklidir. O rönesans da Atarürkçü düşüncenin iktidar olmasıdır. Bu sa- vaşunda berkes yerinive konumunu bihnetidir.' Ün ve onurpeşinde koşmak ve sıvrilmek' isteyenler, minderin dışına çıkanhnalıdır. Bu nedenkrle Ata- türkçü düşünceyi yaşatacak güçlerden biri olan CHP, bugün toplayacağı Büyük Kurultay'ında bu gerçekler üzerinde önemle ve özenle durmak zorundadır." Yıl 1995: CHP 9 Eylül'de bir kurultay daha ger- çekleştirecek. 5 Eylülde"1083DelegeninDikka- tine" adlı bir yazım yayımlanmış. Bazı kısımla- n şöyle: "9 Eylül'de bir kurultay daha gerçekleş- tireceksiniz. Çoğu kurultay lannızı 9 Eylül'lerde yapöğınıza göre Atatürk'ün CHP'yi 9 Eylül'de kur- duğunu unurmadığınız anlaşılmaktadir. Ne var ki Atatürk'ü unutmamak, yalnız 9 Eylül'lerde ku- rultay yapmak demek değildir. Onun ilkelerini ve yapmak istediklerini gerçek- leştirmek, düşüncelerini u\ gulama alamna getir- mektir. Kapatılan partilerin yeniden açılması üzerine, üç yıl önce 'Kuruluş Kurultayı'nızı 9 Eylül 1992 tarihinde yapmıştuuz. Coşkularla ve bir bayram sevinci içinde o gün seçtiğiniz lideriniz •Gümbür gümbür iktidara geleceğiz' diye nutuklar atmış- ü. Ama 1994 yüında girdiğiniz seçimlerde yüzde 5'in alünda ay aldınız. SHP ite büieştiğiniz halde, saymakla tükenmez yanlışlannız yüzünden, bugün degil iktidar ol- mak, seçûn yasasuım öngördüğü barajı bile güç- lükle aşabilecek konumdasınız... Bu kez de aynı yanlışları yapacak olursanız, hiçbir yere varama- yacaguuz gün gibi ortadadır. Böyle davranırsanız, yalnız kendinizi ve Atatürk'ün kurduğu partiyi degil, partili ve partisiz mikonlarca sosyal de- mokran hüsrana uğratnuş ohırsunuz. tkrici, Ata- türkçü ve çağdaş düşünceyi iktidara taşımak gö- revini üstlenmiş bulunuyorsunuz. Kişileri degil. düşünceyi iktidara ulaştirmak zorundasımz. Milyonlann özlemi ve beklentisi budur. Karizmatik liderler dönemi sona ermistir. Bir Atatürk daha bulamazsınız. Onun için büiik- te yönetimin erdemini aniamalı ve ona göre dav- ranmatasuuz. Araıuzdan birçokkişi 'birincı adam' olmaya kalkışmamah, istediği yerde degil, verile- cek yerde görev yapmalıdır. Kişisel çıkarlar pe- şinde koşan ve sivTİlmek isteyenler, saf dışına ÇH kanbnahdır. Parriniz denektaşı değildir. Daha önce denen- mişleri, bir daha denemeye kalkmay ınız. Partiyi ve Atarürkçü düşünceyi birkaç kez karaya otur- tanlan degil, haddini ve kendini bilerek yücelte- cek olanlan başa geçiriniz. tçinizde ptrıl pınl in- sanlann bulunduğunu da hiçbir zaman unutma- yınız._ Tehlikeli bir noktaya gelen gerici akımlara kar- şı Atatürk'ü \eniden gündeme getirmek gibi bir sorumluluk taşımaktasmız. Aynca Türkiye'yi ge- ricilere teslim etmeye hakkınız da yoktur. Böyle bir özgürlüğe sahip ohnadığunzı çok iyi bilmen- siniz.- Türldye sizlerden böylesine bir özveri beklemek- tedir. Ülkemizde Atatürkçüler ve ilericilerçoğun- luktadır. Ne var ki bu gücü iktidara dönüştüre- miyorsunıız. Atatürk ideolojisini ve sosyal demok- rat kimliğinizi öne çıkaramıyorsunuz. 9-10 Eylül 1995 günü bu özverinin bilincine ulaşamaz, bu dogrultuda kararlar alamazsanız, tarihe karşv,Atatürk'e karşı vesizlerden umut bek- leyen mihonlarca sosyal demokrata karşı sorum- lu ounaktan kurtulamazsıntz." (Cumhuriyet, 5 Eylül 1995) Ne yazık ki 1995'lerin 1083 delegesi, bu yol- daki çeşitli uyanlan göz ardı ederek aynı ekibi görevlendirmiş. CHP'nin bu duruma düşmesini hazırlamıştır. Şimdi olan olmuş, geçen geçmiştir. Dökülen süt için ağlamak akıllılık değildir. Gün, yanılgı- lardan ders alarak yapılması gerekeni yapma gü- nüdür. CHP yeniden yapılanmalı, delege agala- nndan anndınlmalı, Atatürk ilkeleri doğrultu- sunda bilinçlenmelidir. Atatürkçüiüğün "sürek- li devrimciligT yolunda adımlar atılmalıdır. Ilk adım, 22-23 Mayıs'ta yapılacak kurultayda ger- çekleştirilmelidir. Bütün Atatürkçüler bunu öz- lemle beklıyor. Tersi durumda Atatürk'ün kur- duğu partiyi kurtarma ve yaşatma olanağı yok- tur. &RADABİR HUSEYİN ATABAŞ :*Eyvaaah!' Dememek (çin... •* "Demokrasi, halkın kendı kendini yönetmesidir" ;diye öğretilir okullanmızda. Peki, nasıl olacak hal- .kın kendi kendini yönetmesi? Özgür istenciyle fıra- 'jdesıyle) seçtiği temsilcileri aracılığıyla... Ama he- ,*men söylemek gerekir ki; eksik eğitilmiş, geri bı- •raktırılmış, kendi gerçeklerinin ayırdına varması doğrultusunda donatılmamış insanlann özgür is- tençlerini kullanmaları olanaklı değildir. Bu ger- çeklik nedeniyle de halkın seçtikleri kendini tem- .sil edememekte, çıkariarını gözetmemektedir. Du- •njm böyle olunca, söylenenler sözde kalıyor, po- ipülizm düzeyini aşamıyor. Aslında bunun böyle •olduğunun bilincine varamasa bile, sezgileriyle ;ayrımsayan yurttaşlar, tepkilerinı başka türlü gös- •teremedikleri için, kendilerinden yana olmayan ki- ]rr\\ partilere oy veriyor, sonra da o partinin yükse- .lişi karşısında şaşakalıyor!... i Biz, aydınlar olarak "Burası Türkiye, olur böyle feyler" deyip geçiyoruz, ama oluşan siyasal yö- jrıetim karşısında biz de şaşkınlığa düşüyor, 'en- <telektüel düzeyimizin' bunu hak etmediğini düşü- îhüyoruz! 18 Nisan seçimlerinin, bizeözgü karma- « a ve çelişkileri bir kez daha su yüzüne çıkardığı Jbir dönemde, şapkamızı önümüze koyup düşün- <menin zamanıdır. Ama ne gam!.. * Son seçimlerde aldığı oy itibarıyla 'en büyük varti'nn genel başkanı, koalisyon konusunda 'dü- fgûnme sürecinde olduğunu' ve bir çeşit kamuoyu »Çroklaması yaptığını söylemiş. "Seçim sonuçlann- dan âlâ kamuoyu yoklaması mı olur?" diye sora- cakken, seçimin, kamunun gerçek eğilimlerini yan- sıtmadığını anımsıyoruz yeniden; adama hak ve- Jyyoruz!.. Yukarıda, eğitilmemiş, geri bırakılmış, 3cendi gerçeklerinin ayırdına varması doğrultusun- 'da donatılmamış insanlann özgür istençlerini kul- .lanmaları olanaklı değildir derken, birilerinin diş ;bilediğini duyar gibiyim. Buna karşın bir kez daha tsöylüyorum: Birtakım okullardan geçirilmiş olsa- •tar bile, insanlarımız eğitilmiyor. Çünkü onlara, ça- ,ğının duyarlığını kazandıracak olan yazın, kültür, >anat dersleri verilmiyor. Kaldı ki pek çok çocu- *umuz, o 'birtakım okullar'dan da yoksundur. . özet olarak şunu söylüyorum: Eğitim anlayışı- mız da, doğal olarak uygulamamız da çağdışıdır. [Bunu nereden mi çıkarıyorum? 18 Nisan seçim- »terininsonuçlarından... Bu seçimlerde ilk kez seç- 3fne yaşı 18'e indirildi, yani seçmen gençleştirildi. «Ama sonuçta bu iş ırkçı, gerici, çağdışı siyasilerin Jfekmeğine yağ sürdü. ınsanımızın eğitilmediğinin, »çağının dışına itildiğinin, bilimsellikten uzaklaştınl- Jdığının, insanca duygulardan yoksun bırakıldığı- «nın bundan iyi kanıtı mı oiur? '- Şimdi de o siyasal partilerden biri, 'hükümet ol- *p)akiçin'ö\üm cezalannın uygulanmasını koşul ola- jrak öne sürüyormuş. O insanlann; ölümü, ölüm ce- •tasını göze alacak eylemlere girmesini yaratan Jıedenler ne idi, acaba bunu hiç düşündüler mi? • Yine bu koşulu ileri sürenlere göre "Bir Türk dünyaya bedeldir". Hadi öyledir, diyelim. Ama #ıangi ölçülere göre bir Türk dünyaya bedeldir? Dü- J^ünce özgürlüğünü içselleştirmiş, bunun sonucu •olarak insanlık yararına yaptığı buluşlar nedeniy- Jle mi? Kafasındaki polislerden kurtularak yarattı- »ğı yazın yapıtları ile mi, sanata kattığı özgürlükler- te mi, üretim patlaması ile dünya ekonomisine fyaptıgı katkılaıia mı? Bunun sonucu olarak kendi îölkesinde ve dünyada açlığı ortadan kaldırma onu- ^jyla mı? Tam bağımsızlığını koruyup emperyalist- ^erin maşası olmaktan kurtulmakla mı? Mustafa ^Cemal'in 'Yurtta banş, dünyada barış' ilkesine Jıygun olarak, topraklarını emperyalistlere kullan- •dırmayarak dünya banşına yaptığı katkı ile mi? Kaldı ki, tüm bunları başarmış olmak da dünya- bedel olma hakkını kimseye vermez. Çünkü unu söylemek bile insanlık düşmanlığıyla aynı i«nlama gelir. Ne yazık ki, 18 Nisan seçimleri böyle bir görüş ile biriikte, bilimin evrenin sırlarını çözemediği ve çözemeyecegi gibi bir başka görüşün sahiplerini •*başanya' taşımıştır. Üçüncü bin yılın eşiğinde ya- kılan bir seçimin ülkemizi böyle bir sonuçla karşı Tcarşıya bırakması demokrasi anlayışımızın da, onu uygulayışımızın da, gelişmişlik düzeyimizin de çok net göstergeleridir. Bunu görelim ve hiç olmazsa Jbundan sonra "Eyvaaah!.." demekle yetinmeyelim. TERME KADASTRO HÂKÎMLİĞt'NDEN DosyaNo: 1992'60 Davacı Nımet Al, Hav^a Eroğlu ve Uygun Salgm tarafmdan da- valılar Terme'nin Kocaman kasabasından Nevzat Hapakaz ve Ah- met Hapakaz aleyhıne mahkememıze açılan tespite ıtiraz davası- ı nın yapılan duruşmasında verılen ara karari geregınce. Ramiz Sal- gm ile Yılmaz Hapakaz'ın tüm vapılan aramalara rağmen kendile- rine teblıgat yapılamadığı ve buiunamadıklarmdan bahısle bu kışı- ler ile varsa mırasçılannın iş bu ılan tanhınden mbaren 15 gün ıçm- de mahkememıze müracaat etmelen, aksı takdırde davanm gıyap- lannda sonuçlanacağı hususu ılanen tebliğ olunur. Basın- 50816 Tarih Yargılamadan Once!.. Av. CEYHAN MUMCU T arih bir kez daha yinelendi. 18 Nisan seçimlerinin en önemli yenilgisini şimdi sol yaşıyor. Cumhuriyet devrimlerinin, ço- ğulcu çok partili yaşamın, feşiz- me karşı direnişin merkezi; de- mokratik, sosyal hukuk devletinin güvencesi Cumhuriyet Halk Partisi TBMM'de artık yok. Öbür sol partiler ve siyasetlerinın ulustan al- dıklan oy desteği de yok saytlacak kadar önem- siz. Merkez sağ partilerin oy yitirişi, Fazilet Par- tisi'nin üçüncülüğe düşmesi, sol siyasetler yö- nünden çok da önemli degil. Haluk Kıra'nın saptaması gerçek değil mi? Bu seçimler, onu, Özal'ı, Ağar'ı, Bucak'ı ak- lamadı mı? 1980 öncesi oluk oluk akan kanlann, Susur- luk ilişkilerinin üzerine beyaz bir sayfa aç- makla güzel bir geleceğe ulaşabilir miyiz? Ta- rih, böyle bir geçmişle aydınlık bir geleceğe ulaşmanın bir başka örneğini kaydetmiş mi? Abdi tpekçi, Cavit Orhan Tütengil, Bedret- tin Cömert, Dogan Öz, Btdrettin Karalakiog- lu, Ümh Kaftancıoglu, Zeki Tekiner, Yavuz Yüksel Baba, Mete Erdem, NeşeGülersoy, Ke~ malTürklerile Kahramanmaraş'ta, Çorum'da ölenleri ve pek çoklannı tarihsel yanılgılar uğ- runa mı yitirdik? Karizmatik liderlerin demokratik sol hare- keti, bu örgüt yapısıyla kitlelerin özlem ve ge- reksinmelen arasında sağlıklı bağlar kurabi- lecek mi? Hayalleri yıkmadan genç kuşakla- nn umutlu yannlannı oluşturabilecek mi? Bu partiye verilen sağ ve sol destekler ortak bir söyleme ulaşacak mı? Demokratik hukuk dev- leti, şeriatçıdan, bölücüden, çeteden mevzile- ri geri alabilecek mi? Evet diyebiliyorsanız sorun yok. Diyemiyor- sanız, o halde ne yapmalı? Tüm solun, şapkasını önüne koyup öncelik- le şu sorunun yanıtını araması gerekmiyor mu? Gözümüzün önünde emperyalizm ve işbir- likçileri adım adım Anadolu insanını çember içine hapsetmeye çalışmıyor mu? Yabancı sermaye, yerlisini; egemen, emek- çi kesimi; rant da sanayiyi ve çevreyi yutup yok etmiyor mu? lnfazlar, işleyeni bulunmayan ci- nayetler, kıyımlar, yolsuzluklar, katlanılmaz iç ve dış borçlar, kurumlann çürümüşlüğü, işsiz- lik, enflasyon gibi onlarca neden ortada iken sol siyaset ve siyasetçtler hâlâ neden Türk ulu- sunun umudu olamadı, güveoini ve destegini kazanamadı? , Türk solu nerede hata yapryor? Türk ulusu ile arasındaki bu güven bunalımı neden bir türlü aşılamıyor? Bu sorunun yanıtını arama- run günü hâlâ gelmedi mi? Geçmişte kitlelerden kopuk, bireysel terör- le çıkmaz sokaklara sapan solculuk hem ağır bedeller ödedi hem de emekçilere ödetti. Gü- nümüzde de suçlu ve teröristlerin haklannı koruduğumuz kadar mağdurlar ve kurbanla- nn da yanında olabildik mi? Bu eksik gideril- meden solda ak sayfa açılamayacağı artık ne zaman anlaşılacak? 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 18 Nisan'dan hiç ders alamamışsak, daha başka dersler ta- şıyan dönemler mi bekleyelim? Yolsuzluk, yoksulluk ve enflasyonla baş et- menin ticaret, tarikat, siyasetçi ve çetenin ge- riletilmesi ile olabileceğini ulusumuza neden anlatamadık? Bugünü anlamak ve yannın gü- zel geleceğini yaşamak istiyorsak, bu ve ben- zeri sorulara doğru yanıtlar verip öncelikle ulusumuzun güvenini sağlamak zorundayız. Güven sağlamanın tek yolu da kişi olarak he- pimizin ve örgütlerin 'nerede hata yapıyoruz' sorusunun yanıtını verecek 'özeleştiri' döne- mini başlatmamızdır. Bunu yapamıyorsak, yeni yapılaşma söy- lemlerine kim, neden inansın? Ulusun %90'ı ile iletişim kuramayan CHP ve TBMM dışında kalma gerçeğini yazgı gi- bi yaşayan sol parti, örgütler ve solcuların ön- celikli görevidk. Çünkü CHP ve sol partiler bi- zim ve ulus içindir. Nasıl olsa tarih bu yargıyı yapacak. Yann- lara katkıda bulunmak istiyorsak, tarih yargı- lamadan, bunu bugün biz yapalım! Eğer yasama, çocuklanmıza ve torunlanmıza kar- şı sorumluluk duyuyorsak... Annenize, sevdiklerinize, kendinize... En güzel hediyeler, YATAŞ DAMŞMA WBKE2LBt VE BM3UOUMLIER AOAHA 10^22] 32268 66{HATAV1 • ADAPA2AIIIO-2M) 278 10 79 - AFTON (0-272}2154252 • AĞMI&47Z)2152665 • AKSAİUT(&382)21259 54 2132606 • AIUSYA (0-3581 212 2233-UIOUtA 10-3121 £18600 (SMIIÇAMORI ISPHRT*. KB80XAU. YOZGAT) • «tlTAKY» (0J26İ2161594 -AHTM.VA (0-242)24302 03 (BUBDUB1 -BAUKE9H(0-2B61245»314-24231 31 -Ç0SUİ'0-364) 2138627-OBdj lO-25612613915-m«raAnH 0412ı 251 85 85,2 W l (BATMAN, MAHOİN SİBT ŞCMAK) • BjUlâ |0-424| 216 34 72 • 237 8891 ptHOÖL BfOB MUŞ. TUNCBj. »«<) • ERHlOU) HM48)224 28 43 (A«MHW. 1Ğ0B KARS)ESI 10-2221221 09 99IBUCK KUT«mA) • OAZUMTEP 10-342) 220 70 31 22O2O11IKİÜS ŞAHJUHFA) QtH&UH 10-454) Î12 74 19 |3 l»l PBX) IOBOUI-BTAHBU. (0^16) 308 54 10 (PBK) (BWIIN B0UI BUBSA ÇANAMtALE KARAâUK KlflKLAflELI KOCA£LI T B(lROAâ- VALOVA. ZONGULOAK) • O M (0-Z32) 863 13 00 • 853 13 13 IAYON. UMCSA. IAJ&A UŞAK) - KAMUHAM6MAS «0-344) 281 42 19 • mtfUMAJI 40^36) 213 50 71 (2 tvt) • KASTMKjnu rO-36E}214 19 31 • KAY5B1 (O-3S2) 245 04 00 (20 n « jnBHS. t a ^ B * ) • K0NYA (0-332) 251 04 14 251 35 96 (2 f«f) *HA1>TYA (0-422)322 7666-325 4661-66 (AOIYAHUN) • I6UIUİ4 (0324) 327 39 60 (5İMÛ -NEVŞBİH (0-3641 213 75lS-l*«ıO-388)213 44 26-RE£f(>464)213ie73(3WI|Amvty.SAIİSWI(W62)28667 29lTCM^^ 15 44 • TRAEDH (0-482) 321 17 36 (BAYBUBT GUMUŞHANEı »YatasHome- - > M a Hvm 242 3: 31 244 98 26 • OIYAfHAICB r — ~ * • Z YATAŞHO8KHA4AZAIAI11. _ . 447 08 89 (3 h*) • S M * YMı* Hfln 348 67 69 - ANTA1.YA Y M t Ham* 247 17 22 2H8033 ' 8S20350(3W| .. . .... _ ^ ^ . _ _ _ _ _ ^ . _ . taUct IMtş Hona 309 54 10 • tBât Y«»U| Yat>4 Hom 341 35 57 - l « Yata« Hom. 212 05 20 • KAYSERI Vau« Ham 235 73 30 EH2UMI Y«af Honı*235 19 84-21667 96-ESldyEHVIYMfHom»221 0699 -GAZİANTEP Yataf Mon*220 7031 -lâNR Vataf HCKM 227 3 M ) • C«nMI Ylttş hanm4254203 • ftttt Y a ^ HGn»635 71 53-521 93 13 -lUfliıMatfn Yıuq HoıM 675 01 9313toti U d l Y l H •—- H 341 35 57 KAM Y « H 212 05 20 KAYSERI Y H &y Yataf Homt 339 99 41 KIZMH YMt» Hom«41B51 17 16 19 • Kucukesat Y •Ot Ham 251 95 »5 |2 M ) • ELAS& Y a ^ Hona 238 37 38 • aBMCAN Y 27 90 42 -BTII81IJt B « # m Y ı m Hgm 256 8fl 53 259 89 94 •teylfcıluüYM»ş Hom» - - " loaN6«415 28-Ş^*YMa)Honı230 77 73 -86 - SAURYA iıof HO« 278 io "s Sizin evin ne eksıgı vardif . 36455 4 3 - 4 2 0 S t 4 3 ' S n * V a « H »ALATYA Y«Q) Hoa» 922 76 88 - 325 46 61 CUMHURİYET'TEN OKURLAR4 ORHAN ERİNÇ 75 Yaşındaya... Gazeteniz Cumhuriyet 7 Mayıs Cuma günü 75'inci yayın yılına girişini kutlayacak. Dile kolay geliyor, ama geride bırakacağımız 74 yıl, türlü yön ve yerterden gelen baskılann, teh- ditlerin karşısında direnmenin, zoriuklan okurla- nnın desteğiyle aşabilmenin onuriu bir süredni duş- turmaktadır. Kurucumuz ve başyazanmız Yunus Nadi'nin Cumhuriyet'in yayın yaşamına atıldığı 7 Mayıs 1924 günü yazdığı başyazıda vurguladığı ilkele- ri, yaşamı boyunca geçerii kılmanın savaşımını ve- ren Cumhuriyet, bundan sonra da aynı ilkeler doğrultusunda görevini yerine getirecektir. Cumhuriyet'in özelliği, ülkemizde 75 yıldır gö- rev yapan tek günlük gazete olmakla sınıriı değil. Cumhuriyet, aynı zamandaTürkiye'nin bağım- sız tek gazetesi olma onurunu da simgeleştiren bir krtle iletişim organı. Herhangi bir holdingden, bankadan ya da ha- vuzdan destek görmüyor. Bu nedenle, gazetede yer alacak haber ve yo- rumlann, belirii çıkar gruplarını gözetmesi söz ko- nusu olmuyor. Yolsuzluk ve usulsüzlük haberie- rinde de aynı yaklaşım söz konusu. Cumhuriyet'e kızan yöneticilerin ilan ambargosu uygulamalan, gazetenin okurlarına karşı olan görevini yerine getirmesini engelleyemiyor. Bu ilkeleri sürdürebilmeyi, kurucumuz Yunus Na- di'nin koyduğu, başyazanmız Nadir Nadi'nin ku- rumsallaştırdığı yapılandırmaya borçluyuz. Cumhuriyet bugün. Sayın Berin Nadi'nin kur- duğu Cumhuriyet Vakfı'nın şemsiyesi altındaki şirketler aracılığı ile yayın yaşamını sürdürüyor. Gazetemizde 7 Mayıs 1924'ten bu yana emek vermiş ustalanmıza ve okurianmıza şükran borç- luyuz. 7 Mayıs 1999, kardeş kuruluşumuz Cumhuri- yet Radyosu'nun da birinci kuruluş yıldönümü. Onümüzdeki günlerde daha geniş bir alana ula- şacak kardeş kuruluşumuzun da yaşgününü kut- luyoruz. 7 Mayıs 1999 Cuma günü, Cumhuriyet'in bah- çesinde saat 12.00'de yine okurlanmızla mutlu- luğumuzu paylaşacağız. Laik, demokratik Türki- ye Cumhuriyeti'ne, Atatürk devrim ve ilkelerine sahip çıkanlar bir kez daha bir arada olacaklar. Okurlanmızla biriikte nice 75 yıllara... • NATO'nun VVashington zirvesinin ardından An- kara'yı bağlayan gelişmeleri ve Avrupa Biriiği'nin geleceğe ilişkın tasanlannı Serkan Demirtaş yaz- dı. • Koalisyon konusunda DSP, MHP, ANAP üçge- ninde erken başlayan pazariığın koşullannı Türey Köse yazdı. MHP'deki iç gelişmeleri ve hükümet hesaplannı Sertaç Eş aktardı. • Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı birim- lerde ortaya çıkanlan trilyonluk yolsuzluk iddiala- nnı Alper Turgut, Özkan Güven, Devrim Sevi- may, Cem Ulutaş ve Mehmet Demirkaya izle- di. • Toplumda görülen göz kusurlarının, gelişen la- zer teknolojisi sayesinde tedavi edilmesi ile göz bankası ve kornea nakillerindeki sorunlan Sa- adet Uslu habeıieştirdi. • Tekstil sektöründe yaşanan krizi hafifletmek gerekçesiyle üreticilerin itirazlanna karşın çıkar- tılan pamuk kararnamesinde siyasilerin belli fir- malara ayncalık tanıdığını Hacer Gemici yazdı. • Onümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla. oerinc@cumhuriyet.com.tr PAZARCIK İCRA DAİRESİ GAYRİMENKULÜN AÇIK AKTTIRMA ÎLAıM DosyaNo: 1998/379 Satılmasına karar verilen gaynmenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Pazarcık ılçesı, Sakarkaya köyü. Kaynarca mevkiinde bu- lunan 9 parsel sayılı tamamı 19800 m2 yüzölçûmündekı tam hısse olan. tapu İcaydına göre susuz tarla nitelığınde, bılırki- şıraporunagöre %3 eğımlı, 2. smıf, Aksuçayı tabıı alantı su- yu ile sulanabilen gayrimenkulün kesınleşen muhammen be- deli 3.387.997.800.- TL (üçmılyarüç>üzseksenyedimılyon- dokuzyü2doksanyedıbinsekizyüz lira)'dır. Işbu gayrimenku- lün kaydında bu dosya haricuıde 1343 sayılı Göynük Tanm Kredı Koop. lehıne 1. sırada 3.3.1993 tarihlı ve 60.000.000.- TL meblağlı ipotek mevcuttur. Sanş şartlsn: 1- Satış. 14.06.1999 günû saat 10.00'dan 10.30'a kadar Pazarcık lcra Müdürlüğû odasuıda açık arttır- ma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıy- metın yüzde 75'tni ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olu- nur Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıraıun taah- hüdu bakı kalmak şartıyla 24.06.1999 günü aynı yerde aynı saatte ikınci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu mıktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın ta- ahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müd- det sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki art- nrma bedelinın malın tahmin edilen kıymetının yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektir. 2- Arttırmaya ıştırak edeceklenn, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar mil- li bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşuı para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehıl verilebilır. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttir. Birikmış vergıler satış bedelmden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ılgılılerin (*) bu gayri- menkul üzerindeki haklannı, hususıyle faız ve masrafa dair olan iddialannı dayanagı belgeleri ile on beş gün içmde da- iremize bıldirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu si- cili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedelı arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerriit faızinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faızi aynca hük- me hacet kalmaksızın daıremızce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedehnden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi ıçın dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir ömegı gönderilebılır. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve mün- derecatını kabul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak is- teyenlerin 1998y'379 sayılı dosya numarasıyla müdür- lüğümüze başvurmaları ılan olunur. 27.04.1999 (*) tlgihler tabınne irtifak hakkı sahıplen de dahildir. Basın: 7699
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle