23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MAY1S 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çocuğun Kültürel ve Toplumsal Katılımı • NEVŞEHİR(AA)- UVICEF Türkıye MİUi Komıtesi ile Ankara Cniversitesı Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezı'nin ışbırhğiyle düzenlenen 'Çocuğun Kültürel ve Toplumsal Katılımı' konulu atölye çalışması 13-14 Mayıs'ta Nevşehir'in Crgüp ilçesinde yapılacak. UKICEF Türkiye Mılli Komitesi'nden vapılan açıklama\a göre, Ürgüp DınlerOtel'de gerçekleştirilecek çalışmaya Gazı. Ankara, Hacettepe Ünı\ersıtesı, Bılkenı llköğretım Okulu, TÜBtTAK. Bılım ve Çocuk Dergısi. Çocuk Evi ve Kulübü. Türkı\e Eğıtım Gönüllülen Vakfı. Uludağ Üni\ersitesı Özel Eğitim Merkezi'nden eğitimciler katılacak. TVseyretmeyi seviyoruz • ANTALYA (AA) - TRT Yayın Planlama Daire Başkanı Mehmet Mete. Antalya'dakı l.lstatistık Kongresı'ne sunduğu bıldıride. TRT tarafından yapılan araştırmalann. her 100 kışıden 96'sınm mutlaka televizyon izlediğıni ortaya ko\ duğunu; tele\ ızyon ızlemeyen yüzde 4 oranındakı nüfusun ise genelde çok yaşlı, hasta veya özürlülerden oluştuğunu belırttı. Araştırmada, hemen her biri en az 3-5 kez ekranlara gelen yerli fılmlenn hâlâ revaçta olduğu ortaya çıktı. tzleyıciler, sırasıyla yerlı dızi. e|lence ve kadın programlanna ilgi göstenyor. Araştırma sonuçlanna göre haberler en çok saat 19.00'da başlayan perıyotlarda ızlevici bulabiliyor. Yaş gruplanna bakıldıgında. 50-54 \e 55-60 yaş grubu ınsanların haber bültenlerine daha fazla ılgı gösterdıği, eğitim düzeyı yükseldıkçe de akşam ve gece haberlerine ılginın arrtığj gönilüyor. Adana'rfaki uçakkazası • AISKARA(AA)- Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürü Selmet Cnel, Türk Ha\a Yollan'na(THY)ait 'Trakya' yolcu uçağının Adana'nın Çeyhan ilçesı yakınlannda düşmesinin nedenı konusunda ABDde yaptığı çahşmalarda. uçuşun ilk 8-10 dakikasının açıklığa ka\ uştuğunu söv ledi. Kokpitteki konuşmalan kaydeden ve hasarlı şekılde bulunan karakutunun deşifre edildiğinı belırten Ünel. "*Ancak uçağın düşüşüne ait net bir bulgu elde edilememiştir. Yani, pilotlar uçağın düşüşünün nedenini ifade edecek sözlü bir uyanda bulunmamışlar" dedi. Ünel, uçağın tüm bılgilerinin kaydedildiği ikıncı karakutu üzerindeki ABD'dekı çalışmalann sürdüğünü belirterek "Elimızde. 10-15 santimetre uzunluğunda parcalanmış bantlar vardır. Bunlann da temizlenip tekrar dınlenme çalışması yapılacaktır" dedi. Yunus Efflne Yuruyuşu • ESKİŞEHİR(AA)- Eskişehır'de. Yunus Emre Kiiltür ve Sanat Haftası etkınlikleri kapsamında 'Yunus Emre Sevgi Yürüyüşü' yapıldı. Atatürk Stadı önünden başlayan ve Hasan Polatkan Caddesi'nde devam eden 4 kilometrelık yiirüyüş, Porsuk Spor Salonu önünde düzenlenen eğlence ile sona erdi. Orman ekipleri hazır • İZMİR(AA)-lzmir Orman Bölge Müdür Yardımcısı Nail Kabıl. yaz sezonu çerçevesinde teknik ekipman ve personel ihriyacının karşılandığını belirterek. "Özel olarak eğitilmiş yaklaşık 1400 ışçı. hazırlanan teknik ekıpmanla 1 Hazıran'dan ıtıbaren hızmet vermeye başlayacak" dedi. Orman köylülerini yangınlara karşı bılinçlendirmek amacıyla 20 gün önce başlattıklan seminer çalışmalannın devam ettiğıni anlatan Kabil. sorumlu olduklan bölgede hızmet verecek 5 helikopterle ılgili işlemlerin tamamlandığım bıldirdi. Türkiye'deki 7 milyon 500 bin engelli, yaşama daha etkin katılabilmek için mücadele veriyor OzürKi, kahcı çözüm beküyor• Türkiye'de toplumun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturan özürlüler, eğitim, sağlık ve istihdam sorunlannın çözülmesini istiyor. Sosyal yaşama daha etkin katılmak isteyen engelliler, belediyelerin soruna daha ciddi yaklaşmasmı ve insanlann bilinçli olmasını bekliyor. SAADET USLU Türkiye'de sayılan 7 milyonu geçen özürlülerin bir türlü çözülemeyen sorun- lan. bu hafta boyunca yine anlatılacak. Yılda yalnızca iki kez düzenlenen hafta- lanyla anımsanan özürlüler, artık sorun- lanna kahcı çözümler bulunmasını ısti- yorlar. Dünya Sağlık Örgütü'nün geliş- mekte olan ülkelerde var saydığı verilere göre ülke nüfiısunun yüzde 10'u özürlü olarak kabul ediliyor. Türkiye'de herhan- gi bir istatistik çalışma yapılmadığı için kesin rakam verilemiyor. ancak 7 milyon 500 bin özürlü olduğu kabul ediliyor. Özürlüler Idaresi Başkanlığı ve Devlet is- tatistik Enstitüsü'nün birlikte yapmayı planladıklan proje ile 62 bin evde araştır- ma yapılacak. Özürlü oranlan Özürlüler ldaresi'nden verilen bilgiye göre özürlü gruplannın nüfiıs içindeki oranı ise şöyle: "Görme özürlü yüzde 0.2, işitme özür- lü yüzde 0.6. konuşma özürlü yüzde 3.5,or- topediközürlüyüzde 1.4,eğitilebilirzihin- sel özürlü yüzde 2, öğretilebilir zihinsel özürlü yüzde 03, uyumsuzlar yüzde 1 ve süreğen hastalığı olanlar yüzde 1." Eğitimden istihdama kadar çeşitli so- Sosyal yaşama kablabilmeleri için yeterti altyapı yaraulma\an bedensel engellilerin spor \apma ülanaMan da kısıtlı. runlan olan engellilere, tıbbi alanda da yeterince hizmet verilemiyor. Sağlık Ba- kanlığı'nın verilerine göre, Bakanhğa bağlı 4 fîzik tedavi ve rehabilıtasyon mer^ kezinde sadece 1055 özürlüye hizmet ve- riliyor. Üniversiteler bünyesindeki birim- lerde ise 132 yatakla hizmet veriliyor. Beiediyeye düşen görev Özürlülerin şehir içinde rahat hareket edebilmeleri için belediyelere de bazı gö- revler verilmiş. Büyükşehir belediyeleri- nin, ulaşım araçlannın sağlanması, sosyal ve kültürel faaliyetlerden ücret alınma- ması veya indinmli tarife uygulanması gibi yükümlülükleri var. tlçe belediyele- ri de imar planlannın yapımı ve uygulan- ması ile yapılann inşaat ve ruhsat aşama- sında TSE standartlanna uygunluğun sağ- lanması ile görevli. Ancak şehirlerin ana arterlerinde bile özürlülere yönelik araç- lar bir elin parmaklannı geçmiyor, sine- ma, tiyatro, gibi yerlerin çoğunda uygun giriş imkânlan sağlanmıyor. İstihdam kısıtJı _ Iş ve Işçi Bulma Kurumu'nun verileri- ne göre 1998 yılında 1852 kadın. 12 bin 867 erkek iş başvurusu yaptı. Bunlardan 755 kadın ve 6 bin 96 erkek işe yerleşti- rildi. Sırada beklevenlerin sayısı ise 55 bin 291 olarak beİirlendi. 1998 yılında 1997 yılına göre başvurularda yüzde 0.95'liİc bir artış oldu. Sıra bekleyenlerin sayısında ise 3 bin 691 kişilik bir artış ol- du. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü bünyesinde de 1998 yılında 17 yatılı. 26 gündüz olmak üzere toplam 43 kuruluşta 4 bin 500 özür- lü bakım ve rehabilitasyon hizmetinden 150 aile test ve danışmanlık hizmetinden faydalandı Oğlu kas hastası olan eğitimci Berna Akçakaya: Toplum bilinçlenmell 'Acıma değil yardım istiyoruz5 İstanbul Haber Servisi - Bedensel en- gellilerin en büyük sıkıntısı sokağa çık- tıklannda insanlann garip bir yaratık gibi bakması. Oğlu kas hastası olan Berna Akçakaya. birçok kışinin kendi- lerine acımayla baktığmı belirterek "Bunun yerine çocuklarımızın toplum içine rabatça girebilmeJeri için çalıssa- lar yardım ermiş olurlar" dedi. 14 ya- şındakı Banş da yaşadığı en büyük sı- kıntının insanlann kendisine dik dik bakması olduğunu söyledı. Ataköy Gumhuriyet Lisesi'nde öğ- retmen olan Berna Akçakaya, Türki- ye'de gerek ınsanlann bılinçsizliğı ge- rekse yeterli olanaklann olmaması ne- deniyle engellilerin toplum içine kanş- madıklannı söyiedi. Türkiye'de yüzde 10'luk bir özürlü nüfusu olduğunun belirtilmesine kar- şın, sokakta bunlan görmenin müm- kün olmadığına dikkat çeken Akçaka- ya, "Tek tük sokağa çıkanlan görünce insanlar garip bir yaratık gibi bakıyor- lar. Ozaman da engelli kişi rahatsız olu- yor" diye konuşru. Çocuklann en büyük zorluğu eğitim aşamasında yaşadıklannı söyleyen Ak- çakaya, şöyle devam etti: "Bir kere ulaşım imkânı yok. Kişinin imkânı varsa çocuğunu kendisi okula geririp götürü>or. Okulda ise fiziksel şartlar uvgun değil. Örneğin tanıdığı- mız bir çocuğun sınıfi okulun üçüncü katındaydı. Bütün taleplerimize karşın müdür sınıfi giriş katına almadı. Ço- cuk zamanla okula gitmemeye başladb Bu çok kötü. Kaldınmlarda ise ya hJç' geçiş >eri yok ya da bazı insanlar oraya arabalannı park ediyorlar. Kendi baş- lannda olsa neler hissedeceklerini dü- şünsünler." 'Olanaklar yetersiz' Türkiye'nin en büyük şehri kabul edilen istanbul 'da bile engellilerin sine- ma. tiyatro ve spor salonlanndan yete- rince faydalanamadığını vurgulayan Akçakaya. "Mesela kas hastalan için önemli olan yüzme sporu var. Ama Tür- kiye'de hastalann yüzmesi için uygun bir havnz yok. 500 milyon liralık bir vinçle havuzlar uygun hale getirilebi- lir" diye konuştu. Bema Akçakaya, herhangi bir uz\iınu kuilanamayan ki- şilere "sakat, özürlü" derunemesini ve acıma yerine engellilerin haklannı kul- lanmalan için yardım edilmesini istedi. Ailesinin tutumu ve maddi olanak- lannın uygun olması nedeniyle eğitim- de sıkıntı yaşamayan ilköğretim okulu son sınıf öğrencisi Banş ise insanlann bakışından çok rahatsız olduğunu söy- iedi. Banş, "Kaldınmlar da yeterince düzgün değil. Bir de çok istedtğim hal- de uygun olmadığı için "metro'yavehız- lı feribota binemedim" dedi. 14 yaşmdaki kas hastası Banş ilköğretim son sınıf öğrencisi. Metroya ve hızlı feribota binmeye özlem duyan Banş. en çok insanlann bakışından rahatsız olduğunu söylüyor. ı SAADET USLU) 0-8 yaş grubundaki engelli bireylerin ancak yüzde 2.5i eğitim alabiliyor 'Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı'Eğitimde fırsat eşitliği demokratik top- lumlanrl en temel koşullanndan biri ola- rak kabul edilir. Ancak çeşitli nedenlerle normal eğitim hizmetlerinden yararlana- mayan çocuklar için bunun yeterince uy- gulanmadığı görüiüyor. Ankara Cniversi- tesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gönül Akcamete, 0-18 yaş grubunda- ki engelli bireylerin ancak j-üzde 2.5 'inin eğitim alabildiğinı söyiedi. Başbakanlık Özürlüler Idaresi'nin ve- rilerine göre 1998-99 öğretim yılında, 201 okul ve merkezden 13 bin 669 öğrenci, 3 bin 658 özel eğitim sınıfi ve okul rehber- lik bürolanndan 18 bin 873 öğrenci fay- dalanıyor. Aynca 150'ye yakın özel eği- tim kurumunda da eğitim veriliyor. Doç. Dr. Gönül Akcamete, ülkemizde eğitimde fırsat eşitliğinin olmadığını söy- iedi. Sosyal politikalann aynmcılığı teşvik ettığini ifade eden Akcamete "1997yılı ve- rilerine göre 0-18 yaş grubundaki 3-3.5 mUyon engelli bireyin ancak yüzde 2.5'gine eğitim verüebilmekte. Özel eği- tim kurumlannda 0-16 yaş arası 2 milyon 937 bin 300 bire\in 31 bin 592'sine eğitim veriliyor'' dedi. Bütün çocuklann birbirin- den farklı olduklanna dikkat çeken Akca- mete. öncelikle kımlenn özel eğitıme ih- tiyacı olduğunun belirlenmesinı istedi. Türkiye'nin bunu sağlayacak bir sisteme sahip olmadığını da vurgulayan Akcame- te şöyle devam ettı: "Çocuğun herhangi bir geiişimselalan- da yetersizliği olsa bile bu yetersizlik onun diğer alanlardaki gelişimini, akademik be- cerilerini olumsuz olarak etkileme>ebiür. Değeriendirme sağhklı yapılmadığı için çocuklar u>gun eğitim ortamlannayerleş- tirilmiyor. Pek çok çocuk eğitim hizmetin- den yararlanamıyor. Eğer olumsuz etki- lenme söz konusu değilse bu çocuklann büyük çoğunluğu genel eğitim ortamla- nnda özel eğitim destekli \a da desteksiz eğirim görebiliyurlar. Yani çocuğun görme, işitmegibi \etersizliğinin olması onun mut- laka özel eğitim almasını gerektirmeyebi- lir. Oysa şimdi özel eğitim kurumlannın sayısı artnnlmakta. Bunlar yeterti olma- dığı için de çok az sayıda çocuk bu hizmet- Tanıtım haftası 17-19 Mayıs'ta gerçekleşecek '3 milyon multiplskleroz hastası var9 ANKARA (CumhuriyetBürosu) -Tür- kiye Multipl Skleroz Demeği tarafından düzenlenen 2. Multipl Skleroz (MS) Ta- nıtım Haftası, 17-19 Mayıs tarihleri ara- smda Ankara'da gerçekleştirilecek. Türkiye MS Derneği Ankara Şube- si Yönerim Kurulu tarafından yapılan açıklamada. MS'nin beyin ve omurili- ğin oluşturduğu merkezi sinir sistemi- nin en yaygın hastahklanndan biri ol- duğu vurgulandı. Türkiye'de yaklaşık 3 5 bin, dünyada da 3 milyon kişide bu- lunduğunun belirtildiği açıklamada, Türkiye'de henüz yeterince tanmma- yan hastalığın toplumda tanınmasına ve öneminin anlaşılmasına yönelik ça- lışmalar yapmanın büyük önem taşıdı- ğı kaydedildi. Derneğin Sağlık Bakanlığı'na baş- vurusu sonucu, bakanlığınresmiona- yı ile her yıl mayıs ayınm 3. haftası 'MSTanıûm Haftası' olarak kabul edil- di. Bu yıl ikincisi düzenlenen 'MSTa- mtım Haftası'nda gerçekleştirilecek et- kinlikler şöyle: • 17Mayıs 1999 saat 10.00'daAnıt- kabir, 12.00"deCumhurbaşkanı Süley- man Demirel ziyaret edilecek. Saat 11.00-16.00 arasında Hilton Oteli Çan- kaya Salonu'nda kermes gerçekleş- tirilecek. • 18 Mayıs 1999'da 20.00-23.30 saatleri arasında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Salonu'nda yemekli top- lantı yapılacak. • 19 Mayıs 1999 saat 09.00'da 19 Mayıs Stadyumu'nda tören geçişine katılınacak. ten yararlanmakta." Gönül Akcamete, Türkiye'deki okulla- nn eğitim ortamlannın. programlannın sadece normal öğrencilerdikkate alınarak düzenlenmesinin yanlış olduğunu da sa- vundu. Son yıllarda engellilere sağlanan haklarda gelişmeler olduğunu da belirten Akcamete, bunlann henüz uygulamaya geçmediğini söyiedi. Engelliler konusun- daki en önemli sorunlardan birinin toplu- mun tutumu olduğunu da ifade eden Ak- camete "Bu konuda örgiitlere ve basuıa çok iş düşüvor. Aynca engelliler ve ailele- rin de hakları \e düzenlenen yasalara, ge- lişmelere ilişkin bilgilendirilmeye gereksj- nimi var. Bu sorunlar aşüabüirse önemli adımlar aOlabilecektir" diye konuştu. Bakanlığın yaklaşımı Milli Eğitim Bakanlığfnın Özel Eğitim ve Rehberlik'le ilgili prosedüründe özel eğitimin amacı "Ozel eğitim gerektiren çocuklann TürkMilU Eğitim sistemini dü- zenleyen genel esaslar doğrultusunda eği- timlerinin sağlanması, iş ve mesiek sahibi olmalan,toplumla bütünleşmeleri'' olarak veriliyor. Özel eğitimden bütün çocuklann ya- rarlanması gerektığini vurgulayan bakan- lık, çoc»|kJann çevre tarafından mülki amirliklere bildirilmesi gerektiğini belir- tiyor. Engelli bireylerin eğitiminde okul- lann yani sıra rehberlik ve araştırma mer- kezleri, kaynaştırma programlan, mesleki eğitim programian da yer alıyor. DANIŞMA MERKEZİ KURULDU İlk Özürlüler Şûrası arahkta • Ana teması "Çağdaş Toplum, Çağdaş Yaşam ve Özürlüler" olarak belirlenen şûra 1-3 Aralık 1999'da gerçekleştirilecek. İstanbul Haber Servisi - Özürlülere yönelik hız- metlerin düzenli, etkin ve verimli bir şekılde yürii- tülmesi amacıyla 1997 yılında kurulan Özürlüler Idaresi Başkanlığı ilk Özürlüler Şûrasfnı 1-3 Aralık tarihlerinde yapa- cak. Özürlüler tdaresi Baş- kanı Mehmet Özer. he- nüz çok genç olan baş- kanhklannın, kuruluşun- dan itibaren özürlülerin sorunlannın çözümü ve ulusal politikalann oluş- tunılması için çalışmala- ra başladığını söyiedi. ilk kez bu yıl Özürlüler Şûrasfnın yapılacağını belirten Özer, "1-3 Aralık 1999 tarihleri arasında yapılacak şûranın teması 'Çağdaş toplum, çağdaş yaşam ve özürlüler' ola- rak beİirlendi. Şûrayı yılda iki kez toplamayı düşünüyoruz" dedi. Yurttaşların yoğun ola- rak karşılaştıklan sorun- lan yanıtlayabilmek için bir de Özürlüler Danışma Merkezi kurduklannı kaydeden Özer, buraya 0 800 314 83 00-01 no'lu telefondan 24 saat ulaşı- labileceğini söyiedi. Mehmet Özer. başkan- lığın bazı görevlenni ise "Ozürlühığün önlenmesi, eğitim, istihdam. rehabi- litasyon, topluma uyum, özürlülere yönelik kuru- luşlardaki çalışmalan ta- kip ermek. inceleme ve araştırma yapmak. ulus- lararası gelişmeleri takip etmek,gönüllü kuruluş ve yerel yönetimlerte işbirli- ği yapmak" olarak sırala- dı! Yasal düzenlemeleF Başkanlığın dığer ku- rumlarla yaptığı işbirliği sonucu gerçekleştirdiği yasal düzenlemeler ise şöyle sıralanıyor: • Sağlık kurulu rapo- runun. özür oranı değiş- mediği sürece bir kez alınması yeterli hale gel- di, bürokratik işlemler azaltıldı. • Kimlik kartının dağı- tılmasına 2 Aralık 1998 tarihindebaşlandı. Kartla demiryolu taşımacılığın- da yüzde 50. havayolu ta- şımacılığında yüzde 40 indirim sağlanıyor. Bu kart yüzde 40 ve daha fazla özrü bulunanla^a verilıyor. • Serbest mesiek sahi- bi olan özürlü ile ücretli- lerin bakmakla yükümlü olduğu kişisi bulunması halinde vergı indırimi uy- gulanıyor. • Kamu kurum ve ku- mluşlannda yüzde 2 ol an özürlü çalıştırma zorun- lulugu yüzde 3'e çıkanl- dı. • Özürlü çalıştırmayan işverene uygulanan ceza ise 500 bin liradan 124 milyon liraya çıkarıldı. Kontenjandan fazla özür- lü çalıştıran işverenm ödemesi gereken sigorta prim hissesinin yüzde 50'si ise Hazine'den kar- şılanıyor. Prof. Dr. Coskun özdemir 'Kas hastalığında toplum bilinçsiz' İstanbul Haber Servisi - Halk arasında kas hasta- lıklan olarak bilinen nöro- müsküler hastalıklarda toplum hâlâ bilinçsiz. Tür- kiye Kas Hastalıklan Der- neği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir, hastalı- ğın tedavisinin bulunama- dığını vurgulayarak, in- sanlann yurtdışından ya da bazı şarlatanlardan me- det ummamalannı istedi. Hastalığın 40'tan fazla çeşidi bulunduğuna dikkat çeken Özdemir, hepsinin tedavilerinin ayn olacağı- nı belirterek, haber yapı- lırken dikkatli olunmasını istedi. Prof. Dr. Coşkun Özdemir. nöromüsküler hastalıklardaki son geliş- meleri \ e yaşanan sorunla- n bir kitapçıkta topladı. Hastalıklann hemen hepsinin hareket kusurlan- na ve kısıtlamalanna ne- den olduğu belirtılen ki- tapçıkta. "Bu yüzden has- talaryıllargeçtikçe kollan- nu bacaklannı. gövdeierini iyi kullanamryorlar. Çöme- lip kalkamıyor, koşamıyor, merdiven çıkamryor ve gü- nün birinde yürüyemez hale gelebiliyorlar. Bazıla- n yüz, diL yutak kaslannı da turuyor ve çiğneme,>ııt- ma güçlüğü >araü>or" de- nildı. Kalıtımla geçiyor Sinirleri ya da doğrudan kaslan tutan nöromüskü- ler hastalıklann başlıca be- lirtisi ise güçsüzlük. Kalı- tımla geçen ve henüz teda- vısi bulunamayan hasta- lıkla ilgili olarak gen araş- tırmalan ise yoğun olarak devam ediyor. Çalışmala- nn sonuçlanmasının yıl- larca sürebileceğini ifade eden Prof. Özdemir, "Bu yıllan en iyi şekilde kullan- mayı başarabilmeliyiz. Hastalar, hastalıklan ile birlikte, şimdilik tedavi edi- lemeven hastahklan ile bir- likte mümkün olan en ryi şekilde yaşamalılar. Eme- ğimizi. zamanımızı, akh- mızı. paramızı bunun için harcamalıvız" dıyor. Hastalığın bozuk gen- lerden kaynaklandığını be- lirten Coşkun Özdemir, genetik danışma merkez- lerinin kurulmasını istiyor. Basına uyarı Tedavisi olmadığı için konuyla ilgili her haberin umut olduğunu söyleyen Prof. Özdemir, görüşleri- ni şöyle aktardı: "Olmayan tedavi için kampanvalar açıldığı olu- yor. Y'urtdışına göndermek için, tedavi için. Bunlar yanlış ve yanütıcı. Kam- panyalara ihtivaç \ar elbet- te. Ama olmayan tedavi için değil, var olan olanak- lan yaratmak için. Şu an Türkiye'nin ihtiyacı olan, bir kas hastasını gerektiği gibi ve eksiksiz inceleyebi- lecek. genetik araştırmalar \apabilecek, tanı koyacak, danışmanlık hizmeti \'ere- cek, fizik tedavi ve rehabi- litasyon olanaklanna sahip bir merkez." Bu konuda basmın da zaman zaman yanlış yön- lendirmelen olduğunu be- lirten Özdemir, kitapçıkta. "Bir bilene. uznıana dantş- madan bir buluşu haber yapıveriyorlar. Bu da ger- çeğe uymuyor ve doğru ol- mayan umutlann doğma- sına yol açryor. Bir gazete- de 'kas erimesine çare bu- lundu" diye bir başlıkgöre- biliyomnuz. Bu haberi ve- renler kas erimesi diye bir hastalık olmadığını bilmi- yoıiar >a da görmezlikten geliyorlar. Çok sayıda >e değişik nedenlere bağlı hastalığın kas zayıflığı ve kaserimesiyapnğını bilmi- yorlar. Bunlann tümüne birden iyi gelen ilaç olabi- lir mi?" görüşlerine yer verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle