Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 MAY1S 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çocuğun Kültürel
ve Toplumsal
Katılımı
• NEVŞEHİR(AA)-
UVICEF Türkıye MİUi
Komıtesi ile Ankara
Cniversitesı Çocuk Kültürü
Araştırma ve Uygulama
Merkezı'nin ışbırhğiyle
düzenlenen 'Çocuğun
Kültürel ve Toplumsal
Katılımı' konulu atölye
çalışması 13-14 Mayıs'ta
Nevşehir'in Crgüp ilçesinde
yapılacak. UKICEF Türkiye
Mılli Komitesi'nden vapılan
açıklama\a göre, Ürgüp
DınlerOtel'de
gerçekleştirilecek çalışmaya
Gazı. Ankara, Hacettepe
Ünı\ersıtesı, Bılkenı
llköğretım Okulu,
TÜBtTAK. Bılım ve Çocuk
Dergısi. Çocuk Evi ve
Kulübü. Türkı\e Eğıtım
Gönüllülen Vakfı. Uludağ
Üni\ersitesı Özel Eğitim
Merkezi'nden eğitimciler
katılacak.
TVseyretmeyi
seviyoruz
• ANTALYA (AA) - TRT
Yayın Planlama Daire
Başkanı Mehmet Mete.
Antalya'dakı l.lstatistık
Kongresı'ne sunduğu
bıldıride. TRT tarafından
yapılan araştırmalann. her
100 kışıden 96'sınm mutlaka
televizyon izlediğıni ortaya
ko\ duğunu; tele\ ızyon
ızlemeyen yüzde 4
oranındakı nüfusun ise
genelde çok yaşlı, hasta veya
özürlülerden oluştuğunu
belırttı. Araştırmada, hemen
her biri en az 3-5 kez
ekranlara gelen yerli
fılmlenn hâlâ revaçta olduğu
ortaya çıktı. tzleyıciler,
sırasıyla yerlı dızi. e|lence
ve kadın programlanna ilgi
göstenyor. Araştırma
sonuçlanna göre haberler en
çok saat 19.00'da başlayan
perıyotlarda ızlevici
bulabiliyor. Yaş gruplanna
bakıldıgında. 50-54 \e 55-60
yaş grubu ınsanların haber
bültenlerine daha fazla ılgı
gösterdıği, eğitim düzeyı
yükseldıkçe de akşam ve
gece haberlerine ılginın
arrtığj gönilüyor.
Adana'rfaki
uçakkazası
• AISKARA(AA)-
Ulaştırma Bakanlığı Sivil
Havacılık Genel Müdürü
Selmet Cnel, Türk Ha\a
Yollan'na(THY)ait
'Trakya' yolcu uçağının
Adana'nın Çeyhan ilçesı
yakınlannda düşmesinin
nedenı konusunda ABDde
yaptığı çahşmalarda. uçuşun
ilk 8-10 dakikasının açıklığa
ka\ uştuğunu söv ledi.
Kokpitteki konuşmalan
kaydeden ve hasarlı şekılde
bulunan karakutunun deşifre
edildiğinı belırten Ünel.
"*Ancak uçağın düşüşüne ait
net bir bulgu elde
edilememiştir. Yani, pilotlar
uçağın düşüşünün nedenini
ifade edecek sözlü bir
uyanda bulunmamışlar"
dedi. Ünel, uçağın tüm
bılgilerinin kaydedildiği
ikıncı karakutu üzerindeki
ABD'dekı çalışmalann
sürdüğünü belirterek
"Elimızde. 10-15 santimetre
uzunluğunda parcalanmış
bantlar vardır. Bunlann da
temizlenip tekrar dınlenme
çalışması yapılacaktır" dedi.
Yunus Efflne
Yuruyuşu
• ESKİŞEHİR(AA)-
Eskişehır'de. Yunus Emre
Kiiltür ve Sanat Haftası
etkınlikleri kapsamında
'Yunus Emre Sevgi
Yürüyüşü' yapıldı. Atatürk
Stadı önünden başlayan ve
Hasan Polatkan Caddesi'nde
devam eden 4 kilometrelık
yiirüyüş, Porsuk Spor
Salonu önünde düzenlenen
eğlence ile sona erdi.
Orman ekipleri
hazır
• İZMİR(AA)-lzmir
Orman Bölge Müdür
Yardımcısı Nail Kabıl. yaz
sezonu çerçevesinde teknik
ekipman ve personel
ihriyacının karşılandığını
belirterek. "Özel olarak
eğitilmiş yaklaşık 1400 ışçı.
hazırlanan teknik ekıpmanla
1 Hazıran'dan ıtıbaren
hızmet vermeye başlayacak"
dedi. Orman köylülerini
yangınlara karşı
bılinçlendirmek amacıyla 20
gün önce başlattıklan
seminer çalışmalannın
devam ettiğıni anlatan Kabil.
sorumlu olduklan bölgede
hızmet verecek 5
helikopterle ılgili işlemlerin
tamamlandığım bıldirdi.
Türkiye'deki 7 milyon 500 bin engelli, yaşama daha etkin katılabilmek için mücadele veriyor
OzürKi, kahcı çözüm beküyor• Türkiye'de toplumun
yaklaşık yüzde 10'unu
oluşturan özürlüler, eğitim,
sağlık ve istihdam sorunlannın
çözülmesini istiyor. Sosyal
yaşama daha etkin katılmak
isteyen engelliler, belediyelerin
soruna daha ciddi yaklaşmasmı
ve insanlann bilinçli olmasını
bekliyor.
SAADET USLU
Türkiye'de sayılan 7 milyonu geçen
özürlülerin bir türlü çözülemeyen sorun-
lan. bu hafta boyunca yine anlatılacak.
Yılda yalnızca iki kez düzenlenen hafta-
lanyla anımsanan özürlüler, artık sorun-
lanna kahcı çözümler bulunmasını ısti-
yorlar. Dünya Sağlık Örgütü'nün geliş-
mekte olan ülkelerde var saydığı verilere
göre ülke nüfiısunun yüzde 10'u özürlü
olarak kabul ediliyor. Türkiye'de herhan-
gi bir istatistik çalışma yapılmadığı için
kesin rakam verilemiyor. ancak 7 milyon
500 bin özürlü olduğu kabul ediliyor.
Özürlüler Idaresi Başkanlığı ve Devlet is-
tatistik Enstitüsü'nün birlikte yapmayı
planladıklan proje ile 62 bin evde araştır-
ma yapılacak.
Özürlü oranlan
Özürlüler ldaresi'nden verilen bilgiye
göre özürlü gruplannın nüfiıs içindeki
oranı ise şöyle:
"Görme özürlü yüzde 0.2, işitme özür-
lü yüzde 0.6. konuşma özürlü yüzde 3.5,or-
topediközürlüyüzde 1.4,eğitilebilirzihin-
sel özürlü yüzde 2, öğretilebilir zihinsel
özürlü yüzde 03, uyumsuzlar yüzde 1 ve
süreğen hastalığı olanlar yüzde 1."
Eğitimden istihdama kadar çeşitli so-
Sosyal yaşama kablabilmeleri için yeterti altyapı yaraulma\an bedensel engellilerin spor \apma ülanaMan da kısıtlı.
runlan olan engellilere, tıbbi alanda da
yeterince hizmet verilemiyor. Sağlık Ba-
kanlığı'nın verilerine göre, Bakanhğa
bağlı 4 fîzik tedavi ve rehabilıtasyon mer^
kezinde sadece 1055 özürlüye hizmet ve-
riliyor. Üniversiteler bünyesindeki birim-
lerde ise 132 yatakla hizmet veriliyor.
Beiediyeye düşen görev
Özürlülerin şehir içinde rahat hareket
edebilmeleri için belediyelere de bazı gö-
revler verilmiş. Büyükşehir belediyeleri-
nin, ulaşım araçlannın sağlanması, sosyal
ve kültürel faaliyetlerden ücret alınma-
ması veya indinmli tarife uygulanması
gibi yükümlülükleri var. tlçe belediyele-
ri de imar planlannın yapımı ve uygulan-
ması ile yapılann inşaat ve ruhsat aşama-
sında TSE standartlanna uygunluğun sağ-
lanması ile görevli. Ancak şehirlerin ana
arterlerinde bile özürlülere yönelik araç-
lar bir elin parmaklannı geçmiyor, sine-
ma, tiyatro, gibi yerlerin çoğunda uygun
giriş imkânlan sağlanmıyor.
İstihdam kısıtJı _
Iş ve Işçi Bulma Kurumu'nun verileri-
ne göre 1998 yılında 1852 kadın. 12 bin
867 erkek iş başvurusu yaptı. Bunlardan
755 kadın ve 6 bin 96 erkek işe yerleşti-
rildi. Sırada beklevenlerin sayısı ise 55
bin 291 olarak beİirlendi. 1998 yılında
1997 yılına göre başvurularda yüzde
0.95'liİc bir artış oldu. Sıra bekleyenlerin
sayısında ise 3 bin 691 kişilik bir artış ol-
du. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu Genel Müdürlüğü bünyesinde de
1998 yılında 17 yatılı. 26 gündüz olmak
üzere toplam 43 kuruluşta 4 bin 500 özür-
lü bakım ve rehabilitasyon hizmetinden
150 aile test ve danışmanlık hizmetinden
faydalandı
Oğlu kas hastası olan eğitimci Berna Akçakaya: Toplum bilinçlenmell
'Acıma değil yardım istiyoruz5
İstanbul Haber Servisi - Bedensel en-
gellilerin en büyük sıkıntısı sokağa çık-
tıklannda insanlann garip bir yaratık
gibi bakması. Oğlu kas hastası olan
Berna Akçakaya. birçok kışinin kendi-
lerine acımayla baktığmı belirterek
"Bunun yerine çocuklarımızın toplum
içine rabatça girebilmeJeri için çalıssa-
lar yardım ermiş olurlar" dedi. 14 ya-
şındakı Banş da yaşadığı en büyük sı-
kıntının insanlann kendisine dik dik
bakması olduğunu söyledı.
Ataköy Gumhuriyet Lisesi'nde öğ-
retmen olan Berna Akçakaya, Türki-
ye'de gerek ınsanlann bılinçsizliğı ge-
rekse yeterli olanaklann olmaması ne-
deniyle engellilerin toplum içine kanş-
madıklannı söyiedi.
Türkiye'de yüzde 10'luk bir özürlü
nüfusu olduğunun belirtilmesine kar-
şın, sokakta bunlan görmenin müm-
kün olmadığına dikkat çeken Akçaka-
ya, "Tek tük sokağa çıkanlan görünce
insanlar garip bir yaratık gibi bakıyor-
lar. Ozaman da engelli kişi rahatsız olu-
yor" diye konuşru.
Çocuklann en büyük zorluğu eğitim
aşamasında yaşadıklannı söyleyen Ak-
çakaya, şöyle devam etti:
"Bir kere ulaşım imkânı yok. Kişinin
imkânı varsa çocuğunu kendisi okula
geririp götürü>or. Okulda ise fiziksel
şartlar uvgun değil. Örneğin tanıdığı-
mız bir çocuğun sınıfi okulun üçüncü
katındaydı. Bütün taleplerimize karşın
müdür sınıfi giriş katına almadı. Ço-
cuk zamanla okula gitmemeye başladb
Bu çok kötü. Kaldınmlarda ise ya hJç'
geçiş >eri yok ya da bazı insanlar oraya
arabalannı park ediyorlar. Kendi baş-
lannda olsa neler hissedeceklerini dü-
şünsünler."
'Olanaklar yetersiz'
Türkiye'nin en büyük şehri kabul
edilen istanbul 'da bile engellilerin sine-
ma. tiyatro ve spor salonlanndan yete-
rince faydalanamadığını vurgulayan
Akçakaya. "Mesela kas hastalan için
önemli olan yüzme sporu var. Ama Tür-
kiye'de hastalann yüzmesi için uygun
bir havnz yok. 500 milyon liralık bir
vinçle havuzlar uygun hale getirilebi-
lir" diye konuştu. Bema Akçakaya,
herhangi bir uz\iınu kuilanamayan ki-
şilere "sakat, özürlü" derunemesini ve
acıma yerine engellilerin haklannı kul-
lanmalan için yardım edilmesini istedi.
Ailesinin tutumu ve maddi olanak-
lannın uygun olması nedeniyle eğitim-
de sıkıntı yaşamayan ilköğretim okulu
son sınıf öğrencisi Banş ise insanlann
bakışından çok rahatsız olduğunu söy-
iedi.
Banş, "Kaldınmlar da yeterince
düzgün değil. Bir de çok istedtğim hal-
de uygun olmadığı için "metro'yavehız-
lı feribota binemedim" dedi.
14 yaşmdaki kas hastası Banş ilköğretim son sınıf öğrencisi. Metroya ve hızlı feribota binmeye
özlem duyan Banş. en çok insanlann bakışından rahatsız olduğunu söylüyor. ı SAADET USLU)
0-8 yaş grubundaki engelli bireylerin ancak yüzde 2.5i eğitim alabiliyor
'Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı'Eğitimde fırsat eşitliği demokratik top-
lumlanrl en temel koşullanndan biri ola-
rak kabul edilir. Ancak çeşitli nedenlerle
normal eğitim hizmetlerinden yararlana-
mayan çocuklar için bunun yeterince uy-
gulanmadığı görüiüyor. Ankara Cniversi-
tesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç.
Dr. Gönül Akcamete, 0-18 yaş grubunda-
ki engelli bireylerin ancak j-üzde 2.5 'inin
eğitim alabildiğinı söyiedi.
Başbakanlık Özürlüler Idaresi'nin ve-
rilerine göre 1998-99 öğretim yılında, 201
okul ve merkezden 13 bin 669 öğrenci, 3
bin 658 özel eğitim sınıfi ve okul rehber-
lik bürolanndan 18 bin 873 öğrenci fay-
dalanıyor. Aynca 150'ye yakın özel eği-
tim kurumunda da eğitim veriliyor.
Doç. Dr. Gönül Akcamete, ülkemizde
eğitimde fırsat eşitliğinin olmadığını söy-
iedi.
Sosyal politikalann aynmcılığı teşvik
ettığini ifade eden Akcamete "1997yılı ve-
rilerine göre 0-18 yaş grubundaki 3-3.5
mUyon engelli bireyin ancak yüzde
2.5'gine eğitim verüebilmekte. Özel eği-
tim kurumlannda 0-16 yaş arası 2 milyon
937 bin 300 bire\in 31 bin 592'sine eğitim
veriliyor'' dedi. Bütün çocuklann birbirin-
den farklı olduklanna dikkat çeken Akca-
mete. öncelikle kımlenn özel eğitıme ih-
tiyacı olduğunun belirlenmesinı istedi.
Türkiye'nin bunu sağlayacak bir sisteme
sahip olmadığını da vurgulayan Akcame-
te şöyle devam ettı:
"Çocuğun herhangi bir geiişimselalan-
da yetersizliği olsa bile bu yetersizlik onun
diğer alanlardaki gelişimini, akademik be-
cerilerini olumsuz olarak etkileme>ebiür.
Değeriendirme sağhklı yapılmadığı için
çocuklar u>gun eğitim ortamlannayerleş-
tirilmiyor. Pek çok çocuk eğitim hizmetin-
den yararlanamıyor. Eğer olumsuz etki-
lenme söz konusu değilse bu çocuklann
büyük çoğunluğu genel eğitim ortamla-
nnda özel eğitim destekli \a da desteksiz
eğirim görebiliyurlar. Yani çocuğun görme,
işitmegibi \etersizliğinin olması onun mut-
laka özel eğitim almasını gerektirmeyebi-
lir. Oysa şimdi özel eğitim kurumlannın
sayısı artnnlmakta. Bunlar yeterti olma-
dığı için de çok az sayıda çocuk bu hizmet-
Tanıtım haftası 17-19 Mayıs'ta gerçekleşecek
'3 milyon multiplskleroz hastası var9
ANKARA (CumhuriyetBürosu) -Tür-
kiye Multipl Skleroz Demeği tarafından
düzenlenen 2. Multipl Skleroz (MS) Ta-
nıtım Haftası, 17-19 Mayıs tarihleri ara-
smda Ankara'da gerçekleştirilecek.
Türkiye MS Derneği Ankara Şube-
si Yönerim Kurulu tarafından yapılan
açıklamada. MS'nin beyin ve omurili-
ğin oluşturduğu merkezi sinir sistemi-
nin en yaygın hastahklanndan biri ol-
duğu vurgulandı. Türkiye'de yaklaşık
3 5 bin, dünyada da 3 milyon kişide bu-
lunduğunun belirtildiği açıklamada,
Türkiye'de henüz yeterince tanmma-
yan hastalığın toplumda tanınmasına
ve öneminin anlaşılmasına yönelik ça-
lışmalar yapmanın büyük önem taşıdı-
ğı kaydedildi.
Derneğin Sağlık Bakanlığı'na baş-
vurusu sonucu, bakanlığınresmiona-
yı ile her yıl mayıs ayınm 3. haftası
'MSTanıûm Haftası' olarak kabul edil-
di. Bu yıl ikincisi düzenlenen 'MSTa-
mtım Haftası'nda gerçekleştirilecek et-
kinlikler şöyle:
• 17Mayıs 1999 saat 10.00'daAnıt-
kabir, 12.00"deCumhurbaşkanı Süley-
man Demirel ziyaret edilecek. Saat
11.00-16.00 arasında Hilton Oteli Çan-
kaya Salonu'nda kermes gerçekleş-
tirilecek.
• 18 Mayıs 1999'da 20.00-23.30
saatleri arasında Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğü Salonu'nda yemekli top-
lantı yapılacak.
• 19 Mayıs 1999 saat 09.00'da 19
Mayıs Stadyumu'nda tören geçişine
katılınacak.
ten yararlanmakta."
Gönül Akcamete, Türkiye'deki okulla-
nn eğitim ortamlannın. programlannın
sadece normal öğrencilerdikkate alınarak
düzenlenmesinin yanlış olduğunu da sa-
vundu. Son yıllarda engellilere sağlanan
haklarda gelişmeler olduğunu da belirten
Akcamete, bunlann henüz uygulamaya
geçmediğini söyiedi. Engelliler konusun-
daki en önemli sorunlardan birinin toplu-
mun tutumu olduğunu da ifade eden Ak-
camete "Bu konuda örgiitlere ve basuıa
çok iş düşüvor. Aynca engelliler ve ailele-
rin de hakları \e düzenlenen yasalara, ge-
lişmelere ilişkin bilgilendirilmeye gereksj-
nimi var. Bu sorunlar aşüabüirse önemli
adımlar aOlabilecektir" diye konuştu.
Bakanlığın yaklaşımı
Milli Eğitim Bakanlığfnın Özel Eğitim
ve Rehberlik'le ilgili prosedüründe özel
eğitimin amacı "Ozel eğitim gerektiren
çocuklann TürkMilU Eğitim sistemini dü-
zenleyen genel esaslar doğrultusunda eği-
timlerinin sağlanması, iş ve mesiek sahibi
olmalan,toplumla bütünleşmeleri'' olarak
veriliyor.
Özel eğitimden bütün çocuklann ya-
rarlanması gerektığini vurgulayan bakan-
lık, çoc»|kJann çevre tarafından mülki
amirliklere bildirilmesi gerektiğini belir-
tiyor. Engelli bireylerin eğitiminde okul-
lann yani sıra rehberlik ve araştırma mer-
kezleri, kaynaştırma programlan, mesleki
eğitim programian da yer alıyor.
DANIŞMA MERKEZİ KURULDU
İlk Özürlüler
Şûrası arahkta
• Ana teması "Çağdaş Toplum, Çağdaş
Yaşam ve Özürlüler" olarak belirlenen şûra
1-3 Aralık 1999'da gerçekleştirilecek.
İstanbul Haber Servisi
- Özürlülere yönelik hız-
metlerin düzenli, etkin ve
verimli bir şekılde yürii-
tülmesi amacıyla 1997
yılında kurulan Özürlüler
Idaresi Başkanlığı ilk
Özürlüler Şûrasfnı 1-3
Aralık tarihlerinde yapa-
cak.
Özürlüler tdaresi Baş-
kanı Mehmet Özer. he-
nüz çok genç olan baş-
kanhklannın, kuruluşun-
dan itibaren özürlülerin
sorunlannın çözümü ve
ulusal politikalann oluş-
tunılması için çalışmala-
ra başladığını söyiedi.
ilk kez bu yıl Özürlüler
Şûrasfnın yapılacağını
belirten Özer, "1-3 Aralık
1999 tarihleri arasında
yapılacak şûranın teması
'Çağdaş toplum, çağdaş
yaşam ve özürlüler' ola-
rak beİirlendi. Şûrayı
yılda iki kez toplamayı
düşünüyoruz" dedi.
Yurttaşların yoğun ola-
rak karşılaştıklan sorun-
lan yanıtlayabilmek için
bir de Özürlüler Danışma
Merkezi kurduklannı
kaydeden Özer, buraya
0 800 314 83 00-01 no'lu
telefondan 24 saat ulaşı-
labileceğini söyiedi.
Mehmet Özer. başkan-
lığın bazı görevlenni ise
"Ozürlühığün önlenmesi,
eğitim, istihdam. rehabi-
litasyon, topluma uyum,
özürlülere yönelik kuru-
luşlardaki çalışmalan ta-
kip ermek. inceleme ve
araştırma yapmak. ulus-
lararası gelişmeleri takip
etmek,gönüllü kuruluş ve
yerel yönetimlerte işbirli-
ği yapmak" olarak sırala-
dı!
Yasal düzenlemeleF
Başkanlığın dığer ku-
rumlarla yaptığı işbirliği
sonucu gerçekleştirdiği
yasal düzenlemeler ise
şöyle sıralanıyor:
• Sağlık kurulu rapo-
runun. özür oranı değiş-
mediği sürece bir kez
alınması yeterli hale gel-
di, bürokratik işlemler
azaltıldı.
• Kimlik kartının dağı-
tılmasına 2 Aralık 1998
tarihindebaşlandı. Kartla
demiryolu taşımacılığın-
da yüzde 50. havayolu ta-
şımacılığında yüzde 40
indirim sağlanıyor. Bu
kart yüzde 40 ve daha
fazla özrü bulunanla^a
verilıyor.
• Serbest mesiek sahi-
bi olan özürlü ile ücretli-
lerin bakmakla yükümlü
olduğu kişisi bulunması
halinde vergı indırimi uy-
gulanıyor.
• Kamu kurum ve ku-
mluşlannda yüzde 2 ol an
özürlü çalıştırma zorun-
lulugu yüzde 3'e çıkanl-
dı.
• Özürlü çalıştırmayan
işverene uygulanan ceza
ise 500 bin liradan 124
milyon liraya çıkarıldı.
Kontenjandan fazla özür-
lü çalıştıran işverenm
ödemesi gereken sigorta
prim hissesinin yüzde
50'si ise Hazine'den kar-
şılanıyor.
Prof. Dr. Coskun özdemir
'Kas hastalığında
toplum bilinçsiz'
İstanbul Haber Servisi -
Halk arasında kas hasta-
lıklan olarak bilinen nöro-
müsküler hastalıklarda
toplum hâlâ bilinçsiz. Tür-
kiye Kas Hastalıklan Der-
neği Başkanı Prof. Dr.
Coşkun Özdemir, hastalı-
ğın tedavisinin bulunama-
dığını vurgulayarak, in-
sanlann yurtdışından ya
da bazı şarlatanlardan me-
det ummamalannı istedi.
Hastalığın 40'tan fazla
çeşidi bulunduğuna dikkat
çeken Özdemir, hepsinin
tedavilerinin ayn olacağı-
nı belirterek, haber yapı-
lırken dikkatli olunmasını
istedi. Prof. Dr. Coşkun
Özdemir. nöromüsküler
hastalıklardaki son geliş-
meleri \ e yaşanan sorunla-
n bir kitapçıkta topladı.
Hastalıklann hemen
hepsinin hareket kusurlan-
na ve kısıtlamalanna ne-
den olduğu belirtılen ki-
tapçıkta. "Bu yüzden has-
talaryıllargeçtikçe kollan-
nu bacaklannı. gövdeierini
iyi kullanamryorlar. Çöme-
lip kalkamıyor, koşamıyor,
merdiven çıkamryor ve gü-
nün birinde yürüyemez
hale gelebiliyorlar. Bazıla-
n yüz, diL yutak kaslannı
da turuyor ve çiğneme,>ııt-
ma güçlüğü >araü>or" de-
nildı.
Kalıtımla geçiyor
Sinirleri ya da doğrudan
kaslan tutan nöromüskü-
ler hastalıklann başlıca be-
lirtisi ise güçsüzlük. Kalı-
tımla geçen ve henüz teda-
vısi bulunamayan hasta-
lıkla ilgili olarak gen araş-
tırmalan ise yoğun olarak
devam ediyor. Çalışmala-
nn sonuçlanmasının yıl-
larca sürebileceğini ifade
eden Prof. Özdemir, "Bu
yıllan en iyi şekilde kullan-
mayı başarabilmeliyiz.
Hastalar, hastalıklan ile
birlikte, şimdilik tedavi edi-
lemeven hastahklan ile bir-
likte mümkün olan en ryi
şekilde yaşamalılar. Eme-
ğimizi. zamanımızı, akh-
mızı. paramızı bunun için
harcamalıvız" dıyor.
Hastalığın bozuk gen-
lerden kaynaklandığını be-
lirten Coşkun Özdemir,
genetik danışma merkez-
lerinin kurulmasını istiyor.
Basına uyarı
Tedavisi olmadığı için
konuyla ilgili her haberin
umut olduğunu söyleyen
Prof. Özdemir, görüşleri-
ni şöyle aktardı:
"Olmayan tedavi için
kampanvalar açıldığı olu-
yor. Y'urtdışına göndermek
için, tedavi için. Bunlar
yanlış ve yanütıcı. Kam-
panyalara ihtivaç \ar elbet-
te. Ama olmayan tedavi
için değil, var olan olanak-
lan yaratmak için. Şu an
Türkiye'nin ihtiyacı olan,
bir kas hastasını gerektiği
gibi ve eksiksiz inceleyebi-
lecek. genetik araştırmalar
\apabilecek, tanı koyacak,
danışmanlık hizmeti \'ere-
cek, fizik tedavi ve rehabi-
litasyon olanaklanna sahip
bir merkez."
Bu konuda basmın da
zaman zaman yanlış yön-
lendirmelen olduğunu be-
lirten Özdemir, kitapçıkta.
"Bir bilene. uznıana dantş-
madan bir buluşu haber
yapıveriyorlar. Bu da ger-
çeğe uymuyor ve doğru ol-
mayan umutlann doğma-
sına yol açryor. Bir gazete-
de 'kas erimesine çare bu-
lundu" diye bir başlıkgöre-
biliyomnuz. Bu haberi ve-
renler kas erimesi diye bir
hastalık olmadığını bilmi-
yoıiar >a da görmezlikten
geliyorlar. Çok sayıda >e
değişik nedenlere bağlı
hastalığın kas zayıflığı ve
kaserimesiyapnğını bilmi-
yorlar. Bunlann tümüne
birden iyi gelen ilaç olabi-
lir mi?" görüşlerine yer
verdi.