21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 1999 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER CHP'ye OlanlarL H. B A S R İ AKGİRAY Hukukçu, esti CHP mUletvekili 1 8 Nisan seçımlennden yenık çı- le, Altı Ök'un devrimcilik ilkesini yaşama kan CHP. seçimlerden sonra ka- muoyunun ilgi odağı oldu. Gör- sel yayın ve basın ile tüm med- >a, CHP'nin Meclis'e gireme- mesinin nedenlerini. siyasal sa- kıncalannı, yeniden toparlanrnasının ülke içın yararlı olacağmı yoğun biçimde tartı- şır oldu. Bu ilgi ve tartışmalar, seçimden önce yapümış olsaydı CHP'nin konumubu- günden çok değişik olabilirdi. Devlet kur- muş ve başanlı bir siyasal geçmışi olan bir partinin düştüğü bu olumsuz durumdan çı- kanlıp siyasal alanda yerinı almasmda ül- kemiz ıçin kuşkusuz büyük yarar vardır. Kjmi polıtika uzmanı yazarlar, bu boz- gunun türlü nedenlerini günlerdir kamuoyu- nasergilemekteler. Gerçekte. tabandan ta- vana. partililerin kışısel hatalan. partinin ya- pısındaki bozulmalar ve konjonktürel, da- ha açık deyışle, sıyasetteki yeni oluşumlar ve değişen koşullardan kaynaklanan olgu- lar, bu bozgunun nedenleri olarak düşünü- lebilir. Bana göre. temel nedenlerden bi- ri, CHP'nin, Altı Ok'la simgelenen Kema- list sol çizgiden sağa kayması ve özellik- geçirmekte. son yıllarda. savsak davranma- sıdır. Gerçekten, çok partili yaşama geç- tiğimız 1950 yılından sonra. 1973 genel se- çimlenne kadar, CHP önemlı bir başan gösterememiştir, ama hiçbir dönem, parla- mento dışı kalmak gibi üzücü bir duruma da düşmemiştir. Çok partili yaşamın ilk genel seçimleri olan, halkın, 25 yıllık tek paıti rejiminden bıkkın olduğu ve yeni bir partiden yenı umutlar beklediği ve bu nedenle CHP için zoryıllarolanbirortamdayapılan 1950 yı- h genel seçimlerindebile yüzde 39 oy ora- nı ile TBMM'ye 63 milletvekilı sokmuş- tur. Bundan sonra yapılan 1954 seçimle- nnde yüzde 35.4 oy oraru ile 31 milletve- kili, 1957'de de. >üzde 41 oranla 178 mil- letvekilini Meclis'e taşımıştır. 27 Mayısdevrimi ile Demokrat Parti'nin on yıllık ıktıdar dönemindekj günahlannın sergilenmesi sonucu. CHP, 1961 genel se- çimlerinde yüzde 36.7 oy oranı ile 173 mil- letvekili kazanmıştır. 1965 yılı seçimlerinden önce, 533 sayı- lı yasa ile parlamento seçımlerinde, ulusal artık (millı bakiye) sistemi kabul edilmiş ve bu sistemle yapılan o yılki seçimler so- nunda, radikal sol birparti olan Türkiye tş- çi Partisi (TtP), Türkiye'de ilk kez 15 mil- letvekili ile Meclis'e girmiştir. Bu olgu, CHP için bir uyan niteliğinde olmuş ve or- tanın solu düşüncesi filizlenmeye başla- mıştır. 1969 seçimlerinde de partinin yüz- de 27'lik biroy oranında kalması, parti yö- netimini yeni atılımlara zorlamıştır. Bu du- rumda. siyasal konjonktürü izlemesini çok iyi bilen,toprağı aydınlık olsun, lsmettnö- nü, Altı Ok un devnmcilik ilkesinden de esinlenerek, genel başkanı olduğu partisi- nin siyasal yelpazedeki yerinin Ortanın Sohı'nda oldugunu duyurmuştur. Aslında, hilafeti kaldıran. tekke ve za- vıyeleri kapatan, Arap harflerini atıp La- tin alfabesinı kabul eden, ezanı Türkçeleş- tıren, devletçilik ilkesini tüm boyutian ile yaşama geçiren bir siyasal partinin sol si- yasal çizgide olması doğal karşılanması gereken bir olgudur. Yetmışli yıllara ka- dar CHP'nin parlamento dışı kalmaması- nın nedenini. bu Kemalist devrirnci tarih- sel kimliğinde aramak gerekir. Önceleri, ortanın solunda olduğunu açıklayan CHP, 1973 seçimlerine, 'Emeken kııtsal değer- css«" * dir' tümcesi ile başlayan bir program ve Toprak isjeyenin. su kulianaıun', 'Ne eâ- len ne ezen. hakça bir düzen' öz sözlerini kullanarak girmiş ve bu söylemleri ile tüm sol fraksiyonlann da desteğini alarak 1973 seçimlerinden, ilk kez. birinci parti olarak çıkmayı başarmıştır. Bu tutum, 1977 se- çimlerinde de sürdüğünden, başan daha da artarak, bu seçimlerde CHP, 213 millet- vekiliileTBMM'deyerinialmıştır. tştebu- gün, CHP'nin hak etmedigi bu üzücü du- ruma düşmesinin temel nedenı, bu tarih- sel 'sol kimüği'nı terk edip sağa kaymasın- da yatmaktadır. Gerçekten, özelleştirmeyi içine sindi- ren, ikınci cumhuriyetçilere bakanlık kol- tuğu açan, 'Özal'dan daha Özal'alan par- tiye doidunın' (•), Kuran kurslanna, imam okullanna hoşgörü ile bakabilen bir siya- sal partinin, sol seçmenden, devrirnci in- sanımızdan oy alması beklenemez. Bekle- nirse sonuç böyle hüsran olur. Ne var ki. CHP'nin bu hatası, partiye ol- duğu kadar, parlamento ve ülkeye de zarar vermiştir. Beş yıl süreh. solsuz bir parla- mento, ülkemiz için birdemokrasi ayıbı ola- caktr. DSP'nin var olması bu ayıbı gide- remez. Şundan ki. bırpartinin adırun sol ol- ması, onun solda biı siyasal parti olduğu- nu kanrtlamaya yeterli değildir. Tarikatbağ- lantılı imamlan Cumhuriyet Meclisi'neta- şıyan, hacılan cumhuriyet hükümetlerin- de bakan olarak görevlendiren, tarikatlan yararh-yararsız olarak sınıflandıran. tarikat şeyhlerinden ödül kabul eden, özelleştirme- yi programlayan bir kişinin genekbaşkan olduğu bir siyasal partinin demokratik sol ya da sosyal demokrat olduğu düşünülebi- lir mi? Hükümet kurma gibi, ülke yöneti- mi için büyük önem taşıyan bir sorunu tek başına kararlaştırmak amacı ile yurtdışına çıkan bir lıderin partisinde demokrasiden söz edilebilir mi? lşte bu nedenle parlamentomuz bu dö- nem sol görüşten yoksun kalacaktır. Bu nedenle, CHP'nin yeniden ve ivedi- likle, Kemalist sol çizgideki tarihsel kim- liğiıü kazanarak siyaset alanındaki yerini almasında önemli toplumsal yararlar var- dır. CHP'nin dirilişi ve halkımızm mutlu- luğu, değişik toplumlann değişik koşulla- nndayetişen Tcmy'lerindünya görüşüne öze- nerek degıl. Kemalist devrimin ruhundan esinlenerek sağlanabilir. (*) - Hasan Puiur. 24 Nısan 1999 günti Mıllıyet Yeni Ericsson 768. "Fiyatı süper, özellikleri süper, dizaynı süper, küçük boyııtu süper; keşke siyahı olsaydı/' diyen, 768'de aklı kalanlara, |\ yeni Ericsson 768 "Siyah İnci". Ç Sınırlı bir süre için, Turkceîl kartıyla, \ daha da s/iöer bir fiyata Ericsson bayilerindc! -k Eriı-svm Miişteri Hi/mcilcri Tı-1: (02! 2) 2Sf. S6 S<, Tıırkcı-ll Miistcri l l i / m c t k r i IVI: H)2 12) Î I U I I K K I TürkİNi- Vctkili DistrihiitörU-ri: K . V . K . lı.l: «12 16) (10 S> 0 0 M G t N - P A Tcl: (0212) 2S~ r I " ipbx> fTURKCELL ERİCSSON CUMHURİYETTEN OKURLARA ORHANERİNÇ Türbanlı Kafanın TÜPbanlı Fotoğrafı Dillerine doladıklarına ve fırsatını yakaladıkla- nnda yinelediklerine bakarsanız, Fazilet Partilile- rin Türkiye'nin bugünkü hukuk düzenini bilmedik- lerini sanırsınız. Sanki kendi sanal Türkiye'lerinde yaşıyorgibiler... Oysa amaçladıklan şeriat düzenine ulaşabilmek için bilmezden geldikleri ortada. Bu nedenle de söylemterinin bir bölümünü 1924 Anayasası'nın yürürlükte olduğunu varsayarak üretiyoriar. Amaçlanna varabilmek için yaptıklarını savu- nurken, anayasadan, yasalardan söz açmalarının kaynağında biraz da bu kurnazlıkları yatıyor. Baştannın bir bölümü türbanla bağlı partıleri yanlanna çekebilirterse "uzlaşma" sağlayacakla- nnı ve yandaşlanna "Gördünüz mü laik cumhuri- yeti" diyebilmeyi umuyorlar. Oysa bilmiyoriar. Meclts'in anayasayı ve yasaları yorumlama yet- kisi 1924 Anayasası'nda tarih oldu. 1961 Anayasası'ndan bu yana anayasa ile ya- salan yorumlama yetkisı Anayasa Mahkemesi'nde. Bırakın bunlan, Meclts Içtüzüğü'nü değiştirme yet- kileri var da yorumlama yetkileri yok. Içtüzükte yapılacak degişikliklerin anayasaya uygun olup olmadığını denetleme yetkisi de Anayasa Mahke- mesi'nde. Yasalann uygulanmasına ilişkin yetki de Yargı- tay'la Danıştay' da bulunuyor. O nedente önüne ge- lenin gönlündekini söyleme özgürlüğünü kullan- ması hukuksal bir değer ve önem taşımryor. Bu açıdan bakarsanız, türbanlı Merve Kavak- çı'nın Meclis kampusuna bahçe kapılanndan gir- mesi bile olası değil. Anayasa Mahkemesi'nin karan ile Danıştay'ın ka- rarlannı göz önüne alan üniversıte yönetimleri, tür- banlı öğrencileri sınıflara ya da laboratuvarlara de- ğil, kampuslannın bahçelerine bile sokmuyoriar. Bu uygulamayı, hem bölge idare mahkemeleri hem de Danıştay "yerinde" buluyor. Meclis de bir karnu kurumu ve türbanlı Kavak- çı da orada görevli olduğuna göre yasalara aykı- n olduğu saptanmış bir ayncalık kendisine niçin ve neden tanınmak isteniyor? "Uzlaşma adına'd&r- seniz doğru mu yapmış olursunuz? ••• Televizyondaki canlı tartışmalar iki konuyu açık- lığa kavuşturdu. Birincisi, türbanlı Merve Kavakçı'nın Yüksek Se- çim Kurulu'na verdiği pembe kimliğinin fotokopi- sinde yer alan fotoğrafının türbanlı olması. Anayasa Mahkemesi ile Danıştay'ın ve Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin kararları, öğrenci kimüği ve diptoma için verilen türbanlı fotoğrafla- nn reddedilmesini kurallara ve insan haklanna uy_- gyn buluyor. Yarvi yasatara göre yasate » Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin 5.3.1993 günü verdiği 16278/90 ve 18283/91 sayılı karar- lannda, türbanla ilgili başvurulan reddederken tu- tanağa geçirdiği şu bölümleri zorunlu olarak ye- niden antmsayalırrv. "Mahkeme söz konusu vesikalık fotoğrafta da- vacının yüzünû, alın, kulaklar ve a/f çene etrafın- da çevreleyen bir fular (başörtüsü) kullanıldığını gözlemlemiş ve bu yüzden de öğrencinin kimli- ğinı teşhise yeterli olmayacağına karar vermiştir." "Diplomaya yapıştınlan fotoğraf ilgilinin kimli- ğini teşhise yönelik olup bu kişinin dini inançlan- nı açıklaması için kullanılamaz." Peki insan haklannı da göz ardı etmeyen hukuk böyle diyor da türbanlı fotoğraf Merve Kavakçı'nın kimliğine nasıl yapıştınhyor? Nedeni basıt.. Devlet görevli(erinin bir bölümü ya ideolojileri ya da "adamsende "cilik nedeniyle görevini yeri- negetirmiyor. Orneğin pasaportlara ve sürücü belgelerine ya- pıştınlacak fotoğraflan tanımlayan Emniyet Genel Müdürlüğü genelgeleri 6.9.1985 ve 27.10.1989 tarihlerini taşıyor. Saygıyla karşılanan masum ba- şörtüsünün "türban"g\b\, laikcumhuriyetiyıkma- nın simgesi durumuna dönüşmediği günlerden kalma. Aradan geçen süredeki Anayasa Mahkemesi kararlan, görüldüğü gibi Içişleri Bakanlığı için "yü- rûtme organlannı ve idare makamlannı bağlayt- c/" olmamış. Danıştay'ın kararlan ise yok sayılmış. Açıklığa kavuşan öteki konu da türbanlı Merve Kavakçı'nın aynı zamanda ABD vatandaşı oluşu. Merve Kavakçı, yüzde 99'unun Müslüman oldu- ğunu söylediği 65 milyon Türk vatandaşını şeriat- çı yapmak yerine 270 milyon ABD vatandaşını hem Müslüman hem şeriatçı yapmaya çalışsa misyonuna daha uygun davranmış ve daha bü- yük sevap kazanmış olmaz mı? Isterse denesin bakalım, ABD yasalan, dinsel ve kişisel tercihini orada uygulamasına izin veriyor mu? • Gazetemizin 75'inci kuruluş yıldönümünü okur- lanmızla birtikte coşku ve gururia kutladık. Merkez binamız gibi, Ankara, Izmir ve Adana bü- rolanmız da okurlanmız, yöneticiler, politikacılar, sa- natçılar, bilim adamlan, örgüt yöneticileri ve Cum- huriyet dostlanyla dolup taştı. Törenlere katılamayanlar da mesajlan, çiçekle- ri, telefonlan ile mutluluğumuzu paylaştılar. Başta, Sayın Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel ve Başbakan Bülent Ecevrt olmak üzere yıl- dönümümüzü kutlayanlara içten teşekk|irlerimizi sunuyoruz. • Yeni koalisyon pazarlıkları sürecinde DSP'deki gelişmeleri Türey Köse, MHP'deki gelişmeleri Sertaç Eş yansıttı. • Olaylı Metin Göktepe davasını Merih Ak izle- di, Ozan Yayman görüntüledi. • Bergama'da altın madeninin bulunduğu orman alanına "izinsiz" atık barajı inşa eden Eurogold şirketinin, usulsüz hukuk uygulamalanyla "temi- ze çıkanlma" çabasını Asuman Abacıoğlu duyur- du. • önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla. oerinc(2 cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle