Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 1999 PAZARTESİ
HABERLER
Orgeneral
Ateş israil'de
• ANKARA (AA) - Kara
İCu\-vetlen Komutanı
Orgeneral Atilla Ateş,
resmi ziyaretlerde
bulunmak üzere lsrail'e
gitti. Davetli olarak lsrail'e
giden Ateş'e bir askeri
heyet eşlık ediyor. Heyet,
temas \e incelemelerini
(tamamladıktan sonra 12
Ma>ıs Çarşamba günü geri
dönecek
CHP ileMHP
ittifak yaptı
-U ANTAKYA
(Cumhuriyet) - Seçimlerin
ârdından yeniden oluşan
Antakya Belediye
Meclısi'nin ilk
toplantısında CHP- MHP
'ittifakı kuruldu ve organlar
bu iki partinin üyelerince
paylaşıldı. Meclis
toplantısının açıhş
konuşmasını yapan
Belediye Başkanı lris
Şentürk. tüm üyelerin
sorumluluk bilınciyle
görev üstlendığini
belirterek şunlan söyledi:
"Bırlik, dayanışma.
dostluk. hoşgörü.
toplumsal banş
konulannda bir arada
şehnmize en iyiyi, en
güzelı verebılmek ve
zevkle çalışma koşullan
yaratmak hepimizin temel
görevidir"
Danıştay'ın
yıldonumu
• ANKARA(AA)-
Danıştay Başkanı Erol
Çırakman. üyeler, tetkik
Mkımten ve savcılar.
Danıştay'ın 131. kuruluş
yildonümü nedeniyle önce
Anıtkabir"ı ziyaret ederek
lAta'nın manevi huzurunda
saygı duruşunda
bulunacaklar. Daha sonra
düzenlenecek törende,
Danıştay Başkanı Erol
Çırakman ıle Türkiye
Barolar Birliği Başkanı
Eralp Özgen bırer konuşma
yapacak. 1868'de "Şurayı
Devlet" adıyla oluşturulan
Danıştay. bugüu idari
uyuşmazlıklann
çözümünde ilk ve son
derece mahkemesi olarak
görev yapıyor. Yüksek
Mahkeme'de, 10'udava
dairesı olmak üzere toplam
\2 daıre bulunuyor
Kurtuluş Savaşı
rotasında
• ANKARA (AA) -
Bilkent 6. Anadolu Müzik
Festhali. konserlerinde bir
ilke ımza atacak. Bu yıl
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın
rotasını izleyecek olan
Bilkent Anadolu Müzik
Festivali, Samsun'dan
başlayarak Milli Zafer'e
kadar uzanan yolu takip
edecek. İlk olarak 19
Mayıs Çarşamba günü
Samsun'da konser verecek
orkestra. Havza'ya geçecek
ve 20 Mayıs Perşembe
günü Havza Stadyumu'nda
müzikseverlerle birlikte
olacak. Amasya Tamimi'ne
ev sahipliği yapan ilde 21
Mayıs Cuma günü
şanatseverleri
selamlayacak olan orkestra,
22 May'ıs'ta Tokafta. 24
Mayıs'ta Erzincan'da, 25
Mayıs'ta Bayburt'ta sahne
alacak.
Yaralı bombacı
ilade verdi
• İZMİR (AA) - lzmir'ın
Kadifekale semtindeki
evinde, dün el bombası
imal ederken meydana
gelen patlamada sol kolu
kopan Şehmuz Bilen,
nöbetçi DGM savcısına
ıfade verdi. Evinin teras
katında, 33 santimetre
uzunluğunda ve 3.5
santimetre çapındaki boru
bombanın patlaması
sonucu yaralanan ve lzmir
Atatürk Eğitım
Hastanesi"nde tedavı altına
ahnan Şehmuz Bilen'in
ifadesınde imal ettiği
bombayı. ''Devlet yanlısı
olarak kabul ettiği, ancak
henüz keşfinı yapmadığı
bir kişınin arabası ya da
işyerine atacağını"
söylediği ileri sürüldü.
IGDAŞ'ta trflyonhık \olsıızhık
Yüksek birim fiyatlanyla FP yanlısı şirketlere verilen ihalelerde İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin trilyonlarca lira zarara uğratıldığı öne sürüldü. CHP inceleme istiyor.
AYŞE YILDIRIM
Cumhurbaşkanı SülcyTnan Demirelin,
u
ucu bucağı beüi değü" diyerek eleştırdiği
büyükşehir belediyelerinin yan kuruluşla-
n ile ilgili yolsuzluk iddialannın arkası ke-
silmiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye-
si'nin yan kuruluşu olan İGDAŞ'ın, fahış
birim fiyatlan üzerinden verdiği ihaleler
nedeniyle belediyenin sadece 1999 Mart-
Nisan aylannda uğradığı zarann 2 milyon
dolar olduğu ileri sürüldü. CHP İstanbul ll
Başkanı Mehntet Bölük. FP yandaşlanna
verilen ihaleler nedeniyle belediyenin iki
ay içerisindeki toplam zarannın 20 milyon
dolar civannda olduğunu söyledi. IGDAŞ
hakkında savcılığa suç duyurusunda bulu-
nacaklannı belirten Bölük, "Beiediyenin
BİT'ler olarak tanımlanan Belediye tktisa-
di Teşekkulleri'nin kamu kuruluşu kapsa-
mında Saytştay tarafindan denetienmesini
isteyeceğU" dedı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yan
kuruluşu olan BELBlM'de CHP'nin orta-
ya çıkardığı Akbil yolsuzluğuyla başlayan
soruştıırma sürerken bu kez İGDAŞ 'ta tril-
yonluk yolsuzluk yapıldığı iddia edildi. İs-
tanbul halkının ve belediyenin yan kuru-
luşlan olan BİT'ler aracılığıyla soyulduğu-
nu söyleyen GHP İstanbul 11 Başkanı Meh-
met Bölük, iGDAŞ'ta yapılan yolsıazluk
iddialannı şöyle sıraladı:
Malatya
• Mart-Nısan 99'da açılan 15 ihale par-
çalanarak 500 mılyar-1.5 trilyonluk paket-
ler halıne getirilmiş, bu nedenle yıllara sa-
rih kapsamı dışına çıkartılarak müteahhıt-
lerin stopaj ödemesi engellenmiş ve dev-
let zarara uğratılmıştır.
• Parçalı ihaleler, tecrübesi olmayan fir-
malara davet usulü venlmiştir. Davete sa-
dece 15 firma çağnlmış ve hepsine birer
ihale venlmiştir.
• Davet usulü ahnan tekliflerin fiyatla-
n birim fiyatlarla kıyaslanmamıştır. Aynı
ayda BOTAŞ Bursa ihalesi, toplam 15 iha-
le kapsamına yakmdır. BOTAŞ Bursa iha-
lesi ile dolar bazında kıyaslandığtnda sa-
dece Sultanbeyli ihalesınde fark 2 milyon
dolardır.
• Tüm ihalelen aynı şekilde değerlen-
dirmek gerekir. DiğeT ihalelertoplandığın-
da 99 yılı Mart-Nisan aylan ihalelerinde 20
milyon dolar kamu zaran tahmin edilmek-
tedir.
• Ayrıca her bölge ıçin bölge zorluk
zammı uygulanarak ikinci bir kamu zara-
n söz konusudur.
• Ihalelerde yüzde 30 avans uygulama-
sı kamunun zaran açısından ikinci bir ko-
nudur.
Daha önce ihalelerdeki avansın yüzde
10 olduğunu anımsatan Bölük, İGDAŞ'tan
iş alan firmalann muhasebe ve nakit akış-
lan incelenerek avanslann lcullanımının
ortaya çıkanlmasını istedi. İş alan müteah-
hitlerin de işleri yan fiyatına taşerona ver-
diklerine dikkat çeken Bölük, "İGDAŞ'ta
geçmişe dönüktüm ihaleler incelenmelidir.
1998 yıhnda çok daha yüksek bedeOeıie iş
yapünlmışur'* dedi.
BOTAŞ'ın birim fiyatlanyla İGDAŞ'ın
birim fiyatlan arasındaki farka dikkat çe-
ken Bölük. şunlan söyledi:
"İki kuruluşun birim fiyatlannı karşüas-
nrdığımızda korkunç farkulıklarla karşüa-
şıyonız. Çok basit bir örnek \ereyim. BO-
TAŞ'ın 'Servis Hattı Inşası" na ko> duğu bi-
rim fîyatı 13 dolar, İGDAŞ'ın birim fıvatı
ise9755 dolar. AradaJd fark yüzde 650. İG-
DAŞ, bu fahiş birim fiyatlanyla ihalelen
kendi yandaşlanna verdi. Boylece, beledi-
ye trilyonlarca lira zarara uğraOldL"
tGDAŞ tarafından mart aymda Sultan-
beyli Afetevleri ihalesinin "Nazartnşaaf*
adlı bir firmaya verildiğını anımsatan Bö-
lük, bu ihalenin birim fiyatlanyla aynı dö-
nemde BOTAŞ Bursa ihalesinin birim fi-
yatlannı karşılaştırdıklannda İstanbul Be-
lediyesi'nin sadece bir ihalede ödediği faz-
la para miktannm 2 milyon dolan geçtiği-
nı söyledi. Bölük, şöyle devam etti:
"Nazar tnşaat'a verilen ihale BOTAŞ'ın
birim fiyatlamla yapılsa\dı ihale bedeli
419.301 dolaredecekti. Oysa İGDAŞ'ın iha-
lesinin bedeli2.430.060 dolar. Mart avmda-
ki dolar kuru 358 büı TL."
Bölük, ihalelerin FP yanlısı şirketlere
verildiğine dair ellerinde örnekler de bu-
lunduğunu belirterek. bazı şirketlerin FP
ile ilişkilerini ortaya koydu:
"Bevtikdüzü 1. Etap PE, SH tnşaan Mut-
lu tnşaat Ticaret ve Sanayi AŞ'ye verildi.
417 miryar 514 milyon 150 bin TL'lik ihale-
yi alan Mutlu tnşaat'm sahibi İGDAŞ Ge-
nelMüdürYardımcLsı Raci Badaloğlu'nun
eniştesidir. Cstelik Mutlu tnşaat aldığı bu
ihaleyi yüzde eOi daha ucuza taşeron olarak
Erşen İnşaat'a desTetti. Erşen tnşaat da
başka bir firmaya devretti. Avcılar Deniz-
köşkler PE.SH inşaatırun ihalesi de Ağus-
tos 98'de tGDAŞ tarafindan DEMARS ad-
h şirkete verildi. DEMARS'ın işlerini FP
Biüis MiUetveldli Zekı Ergezen'in akraba-
sı olan Osman Ergezen yürütüyor. DE-
MARSda 312 mihara aldığı ihaleyiyine ya-
n fiyatına 160 mitvara Erşen tnşaat'a dev-
retti. Ocak 99'da İstanbul Dağınık SH in-
şaaütun ihalesi Binkar Teknik Yapı San. ve
Tıc. Ltd. Ştf ye verildi. 23 mihar 665 mil-
yon bedelle ihaleyi alan Bınkar'ın ortakla-
n da FP yanhsı olarak tanınıyor. Bir başka
nokta ise daha önce ihaleyi alan şirkete öde-
nen avans miktan yüzde 10'dan yüzde 30'a
çıkanldı. Bunlar da yetmiyor gjbi Anado-
lu Bölgesi'ne yüzde 15, İstanbul Bölgesi'ne
yüzde 25, Beyoğlu Bölgesi'ne ise yüzde 35
'Bölge Zorluk Zammı' adıalnndaekzam-
lar verildL"
Şeriatçı
kalkışmaya
28 tutuklamaM\LATYA (Cumhuriyet) - lnönü Üniversite-
si'ndeki kılık kıyafet genelgesini protesto için Ak-
pınar Meydanı'nda izinsiz gösteri yapan ve güven-
lik güçleriyle çatışanlar arasında yer alan 28 ka-
dın tutuklandı. 192 erkek göstericinin sorgusunun
sürdüğübildirildı. Malatya Valisı AtiDaVuraL ken-
tin sokakta çözümleyeceği bir sorunu olmadığını
belirtirken Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Ma-
latya Merkez, Yeşilyurt ve Hekimhan şubeleri adı-
na yapılan açıklamada. "tnönü Ünh'ersitesi Sena-
tosu'nun kılık kıyafet genelgesinin takipçtsi olaca-
ğız" denildi.
Malatya'da meydana gelen gerici kalkışmanın
ardından ilk tutuklamalardün gerçekleştirildi. Gö-
zaltındaki 44 kadından 28'i Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet ettikleri gerek-
çesiyle nöbetçi sulh ceza mahkemesi tarafından tu-
tuklandı. Göstericilerden 16'sı ise yaşlan küçük ol-
duğu için tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi.
Gözaltındaki 192 erkek göstericinin sorgulamala-
nnın da sürdüğü bildirildi.
Gergjnük sona ermedi
Gergınlığin henüz tam anlamıyla sona ermedi-
ği Malatya'da Vali Atilla Vural, hoşgörü ve sev-
giyle her sorunun üstesinden gelinebileceğini söy-
ledi. Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi Vakfi tara-
fından muharrem ayı dolayısıyla düzenlenen tö-
rende konuşan Vali Vural, "Makrtya'nın sokakta
çözümleyeceği sorunu yoktur" dedi. Vakıf Başka-
nı Hasan Meşeli ı se Türkiye üzerinde büyük oyun-
lar oynandığını belirterek "Malarya'da da bu tür
oyunlan oynamak isteyenler var. Bizler bin yıidır
birlikte yaşayan, mezarianmız bile bir olan kardeş-
teriz'" diye konuştu.
ADD'nin Malatya Merkez, Yeşilyurt ve Hekim-
han şubeleri adına yapılan yazılı açıklamada, lnö-
nü Üniversitesi'nin kılık kıyafet ile ilgili karannın
takıpçisi olunacağı \xırgulandı. Açıklamada, "Ma-
latya'da son iki haftadır sokağa da taşan ve kamu
düzenini ağır bir biçimde ihlal eden olaylar İnönü
Üniversitesi Senatosu'nun ne denli haklı olduğu-
nu n kanıOdır
7
" denildi.
Işçi Partisi Adana ll Başkanı EmflhanGüçlü de
Malatya olaylannm irticaya hoşgörülü davTanıla-
mayacağını gösterdiğini belirtti. Güçlü, "Seçim-
ler nedenh le baltalannı gömen irticacılar, Mer\%
ve tnönü Üniversitesi'ndeki eylemleriyle yeniden
sahneye çıkmışlardır. Bu eylemkrin devamı gele-
cektir" dedi.
IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Kesici, sağdaki bölünmüşlüğün giderilmesi gerektiğini söyledi
'Merkez sağyenidenyapüanmalı*
BARIŞDOSTER
Adı ANAP'ta lider adaylan ara-
sında geçen eski milletvekili llhan
Kesici, Türkiye'nin bugünkü siyasal
yapıyı mutlaka aşması gerektiğini
belirterek, merkez sağın yüzde 4O'ı
\e hatta daha üstünü amaçlayarak
yeniden yapılanmaya yö-
nelmesi gerektiğini söyle-
di.
27 Mart 1994yerelse-
çimlerinde ANAP'ın İs-
tanbul Büyükşehir Bele-
diye başkan adayı olan,
seçimleri yitirmesine kar- "
şın partideki gücü artan ve 24 Ara-
lık 1995 seçimlerinde aynı partiden
milletvekili seçilen Kesici, merkez
sağdaki bölünmüşlüğün giderilmesi
için mevcut yapının bütünüyle de-
ğişmesi gerektiğine dikkat çekti.'
1995 seçimleri sonrası ANAP'ın y-
er aldığı hükümetlerde "görev alma-
ması" ile dikkat çeken ve bu duru-
mu parti kulislerinde farklı değer-
lendırmelere yol açan Kesici,
ANAP'ın da değişim yolunda belli
birkulvaragirdiğinikaydetti. 18Nİ-
san 1999 seçimlerinde bazılanna gö-
re "aday ounayan". bazılanna gore
ise "aday gösterilmeyen" Kesici.
xlhan Kesici: Tek başına Mesut Yılmaz'ın
ya da Tansu Çiller'in liderliğinde merkez
sağın bütünleşmesi ve arzulanan oy oraruna
ulaşması söz konusu olamaz.
"Merkez sağ buRdan sonra en az
yüzde 40 oy oranını amaçlamak ve
btınusağlayacakyeni bir yapı>ı oluş-
turmak zorunda. Tek başına Mesut
Yılmaz'm ya da Tansu Çiller'in li-
derliğindemerkezsağın bütünleşme-
si ve arzulanan oy oranına ulaşması
söz konusu olamaz'" diye konuştu.
ANAP ve DYP'nin şimdiki yapıla-
nyla siyaset yapmalannın giderek
güçleştiğini, yüzde 15 dolayında oy
alan partilerin siyaset yapmalannın
oldukça zor olduğunu vurgulayan
Kesici, Türkiye'nin ya sorunlannı
çözeceğini ya da ciddi şekilde sistem
değişikliğine gideceğini ifade etti.
•~~^™" "Bana göre, cumhurbaş-
kanını pariamento. başba-
kanı ise halk seçmelL Bu
öneri kabul edilmese bile
mutlaka tartişümah ve
üzerinde kafa yorulmata"
dıyen Kesici, Türkiye'nin
—^~— özellikle dış politika ve
ekonomıde çok ciddi sorunlarla kar-
şı karşıya olduğunu anımsattı.
ANAP tabanından kendisine yöne-
len genel başkanlık baskılanna iliş-
kin yonom yapmaktan kaçınan Kesi-
ci, haftanın birkaç günü Ankara'da
siyasi çalışmalannı sürdürdüğünü
vurguladı.
BÎZBÎZE...
ERDAL ATABEK
TBB Genel Kurulu: Avukatlara yapılan baskılar durmadan yargı bağımsız olamaz
6
DGM'lere yeni düzenleme getirflsin
9
• Genel kurulda TBB'nin çalışmalan da eleştirilerek
hukukun üstünlüğü ilkesinin zedelendiği vurgulandı.
Başbakan Bülent Ecevit'in hükümet kurma
çalışmalannda temel koşul olarak saydığı DGM'lerin
hukuki yapısı konusunda mutlaka yeni düzenlemeye
gidilmesi istendi.
ÖMERYTJRTSEVEN
DENİZLİ - Türkiye Barolar
Birliği'nin (TBB) 15. Genel
Kurulu'nda. yeni hükümet
kurulması çalışmalannda
temel koşul sayılan Devlet
Güvenlik Mahkemeleri'nin
hukuki yapısı ile ilgili olarak
Avnıpa tnsan Haklan
Mahkemesi kararlan
dogrultusunda düzenleme
yapılması gerekliliği dile
getirildi. Genel kurulda aynca
istanbul Barosu delegeleri
tarafından a\ukatlara yapılan
baskılar karşısında gelinen
nokta, "savunmanın
sa\unması" olarak
nitelendirildi. Avukatlara
yönelik baskılar son bulmadan
yargı bağımsızlığının
gerçekleştirilmesinin mümkün
olmadığı ve hukukun
üstünlüğü ilkesinin
işletilemeyeceği ifade edildi.
Pamukkale'de yapılan
TBB'nin 15. Genel
Kurulu'nda başta laikliğin
korunması olmak üzere,
hukukun üstünlüğü ve yargı
bağımsızlığına ilişkin önemli
mesajlar çıktı. Başbakan
Bülent Ecevit'in hükümet
kurma çalışmalannda temel
koşul olarak saydığı
DGM'lerin hukuki yapısı
konusunda mutlaka yeni
düzenlemeye gidilmesi istendi.
lzmir Barosu avukatlanndan
Güney Dinç. bu konuda
mahkemelerin Avrupa lnsan
Haklan Mahkemesi kararlan
dogrultusunda yeni bir
düzenlemeye tabi tutulması
gerektiğini belirterek. "Aksi
halde Türkiye aleyhine çıkacak
olan karariarda yine tazminat
ödemeye mahkûm olacağız"
dedi. Dinç aynca "tncal"
karanna değinerek. Barolar
Birliği tarafindan bu karann
özelliğinin kamuoyuna
yeterince anlatılamadığmı,
oysa görevin TTB'ye
düştüğünü vurgulayarak,
günlük basında yer alan
açıklamalara göre hareket
edilmemesinı istedi.
TBB Genel Kurulu'nda bir
başka tartışma konusunu ise
avukatlara yönelik baskılar
oluşturdu. İstanbul Barosu
Başkanı Av. Yücel Sayman,
baskılar yüzünden savunma
görevini üstlenen avukatlann
kendilerini sa\unmaya
başladıklannı dile getirerek
şöyle konuştu:
"Avukat sanıkla
özdeşleştirUiyor. Oysa a^ııkat
hak arama ve müvekkilini
savunmakla görev lidir.
Kamuoyunda yaraülan yanlış
izlenimle sanıgı savunan
avukat suçun suçlusu kabul
ediliyor. Bu konuda medyaya
büyük görev ler düşüyor.
Herkesin savunmaya ve
savunulmaya hakkı >ardır. Bu
unutulursa hukukun
üstünlüğünden ve hukuk
devletinden söz edilemez."
Genel kurulda TBB'nin
çalışmalan da eleştirilerek,
hukukun üstünlüğü ilkesinin
zedelendiği vurgulandı. Bursa
Barosu avukatlanndan Av.
Çetin Göz, bu konunun göz
ardı edilemeyeceğini
bildirerek, uygulamalara
somut kanıt olarak şunlan
söyledi:
"tnsan haklan ve düşünce
özgürlüğü ilkesinden söz
ediliyor. Diz bo\Ti ihlaller
içindeyken, emniyetin şube
müdürleri birbirlerini mafyaya
satümakla suçlarken, önemli
konularda bilgi verecek bazı
kişiler ne hikmetse emniyet
nezarederinde olmadık
biçimlerde kendini asarken ne
yapıldı? tki cümlelik bir
açıklama ve kocaman bir hiç.
Ülkede yaşanmayan olay
kalmadı. Bu ülkenin en büyük
meslek örgütünün toplumda
insanlara reva görülen hukuk
dışı uygulama ve reziOiklere
tepldsinin çok daha güçlü
olması gereldrdi. Yani bir - iki
müdahale dilekçesi veya cıüz
kamuoyu açıklamalan ciddi
çahşmalar olarak
nıteienemez."
Siyasal Cihat?..
Merve Kavakçı'nın çeşitli basın organlannda ya-
yımlanan ve ne kendisi ne de bağlı olduğu siyasal
parti tarafından yalanlanan, bu nedenle de yurtdışın-
da söylediği anlaşılan sözleri arasındaki "Ben siyase-
ti cihat alanı olarakseçf/m" sözleri, birstratejinin açık-
lanmasıdır.
Buradakı strateji, "herülkenin kendi koşullanna gö-
re uygulanacak, her alandan, her fırsattan yarahanı-
larak yürütülecek köktendinci (radikal) Islam ilkeleri-
nin egemen kıhnması planlaması"dv. Bu planlama,
yurtiçindeki merkezler kadar yurtdışındaki merkezler-
de de oluşmakta, çeşitli bilgi ve düşünce alışverişleri
yapılmakta, kuruluşlar birbirlerinin deneyimlerinden
yararlanmayı hedeflemektedirler.
Merve Kavakçı, bu stratejiyi uygulamakla yükümlü
bir militandır. Özellikle seçildiği doğrudur. Çağımızın
yüksek prestijli bir mesleğine sahiptir, bilgisayar mü-
hendisidir. Mesleğini kendisi için sadece prestij ola-
rak kullanması olasıdır. Kendisine "cihat alanı olarak
siyasetı seçmiş", bu seçimi ilgili merkezler tarafından
onaylanmış olmahdır. Recai Kutan'dan daha yüksek
yetkide olduğu anlaşılan Necmettin Erbakan'ın özel
isteği ile seçim listesine konulmuş ve seçılmiştir. Ken-
disinden beklenen hareketi yapacak özellikler taşıdı-
ğı bilindiği için bu göreve seçilmiş olmalıdır. Menajeri
rolündeki Nazlı llıcak'a belki de hiç gereksinmesi ol-
madığı halde, türbanlı birinin yanında türbansız biri-
nin de bulunması plana uygun bulunmuş olacak ki yıl-
lann Nazlı lltcak'ı da bu oyunda rol ajrrnştır.
Burada kişisel bir inancın gereğinin yapılması söz
konusu değildir, uzun erimli bir stratejinin uygulanma-
sı için seçilmiş bir militantn önceden belli hareketi ger-
çekleşmiştir. Artık yemin edip etmemesinin de bir öne-
mi kalmamıştır, önemli olan, türbanla Meclis salonu-
na girip oturmaktır.
Köktendinci siyaset, böylece büyük bir başan ka-
zandığını düşünmektedir, çünkü Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nde yapılan bu hareket Atatürk e ve cumhu-
nyete yapılmış açık bir saldındır.
Cihat, din uğruna yapılan savaştır. (Türkçe sözlük.)
Burada da "cihat" bu sözcük anlammda kullanılmış-
tır. Yani, Büyük Millet Meclisi'ne girmek, türbanlaotur-
mak, türbanla yemin etmek "cihadın gereğidir". Böy-
lece, dinsizlere, dinin emirlerini mutlak kabul edip her
alanında uygulamak istemeyenlere karşı verilen sa-
vaşta bir adım atılmış, bir zafer kazanılmıştır
Türban takmayı, türbanla yaşamayı "demokratik
birhak", "kişisel seçime dayalı birgiysi olayı", "insan-
lann hakkı olan birgiyim modeli" sananlar temelden
yanılmaktadırtar.
Kişilerin elbette bu haklan vardır. Türkiye'de bu hak-
lannı kullanmaktadıriar, kımse de onlara hiçbir biçim-
de müdahale etmemektedir, doğaısu da budur. An-
cak, türbanla üniversite yönetimlerinin zorlanmasın-
da, türbanla kamu kurumlannın zorlanmasında, tür-
banla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin zorlanmasın-
da "kişisel birgiyim seçimi" değil, köktendinci şeriat
ideolojisinin stratejisine davalı planlı bir "cihat bayra-
ğı saldınsı" vardır.
Türbanın stratejik bir cihat sembolü sayılması da,
başörtüsüne bizim toplumumuzun duyduğu saygının
başka bir amaçla kullanılışı, duygulann sömürülerek
hedefe ulaşmanın yumuşak kamının seçilmesidir.
Köktendinci şeriat örgütlenmesinde defneklerin,
vakıflann, siyasal partilerin arasında ideoloji farkı yok-
tur, işlev farkı vardır. Değişik alanlarda çalışmalan on-
lann farklı yanını yansıtmaktadır, yoksa yaptıklan iş-
lerte amaçladıklan hedefler arasında hiçbir fark yok-
tur, zaten olamaz da. Refah Partisı'yle Fazilet Partisi
arasında da hemangı bir fark olamaz. İnancın yapısı
gereği herhangi bir fark olamaz. Eğer böyle bir fark
olursa o zaman da inanç birliği kalmaz. Referansı Is-
lam olanlann ortak dokulan buradan kaynaklanmak-
tadır.
Onun için de 'sorun', Merve Kavakçı değildir. Mer-
ve Kavakçı'nın, bir seçilmiş militan olmasının ötesin-
de önemi de yoktur. Eğer liderlik özellikleri varsa, ka-
dınların gelebileceği yerier içinde bir yeri olabilir. So-
run Merve Kavakçı değildir Nazlı llıcak hiç değildir. Ha-
yatlarındaki çeşitli sorunlardan kaynaklanan kin ve
nefreti sosyal bir ideotojinin arkasına gizleyerek ken-
dilerine yol açmalan da üzerinde durulacak bir konu
değildir.
Ama büyük 'sorun', köktendinci ideotojinin 'sosyal
cihaften sonra 'siyasal cihat' aşamasına gelme ka-
randır. Bu karar, artık bir dizi sorun çıkarmanın baş-
langıcı kabul edilmelidir. Malatya'da çıkan olaylar, bel-
ki genel bir stratejinin değil de, yerel bir çalkantının so-
nucu olabilir. Ama şurada burada bundan sonra çıka-
cak olaylar 'münferit olaylar' kabul edilmemelidir.
Bugüne gelen yola taş döşeyen eskinin, yeninin
sağ partileri, sağ partilerin liderteri çok iyi bilirler ki
'kendileri, hiçbirzaman işlerin buraya varacağını tah-
min etmemişlerdir'. Hep dinsel duygulan okşarken,
insanlann inanç yanlannı gıdıklarken, gidip şeyhlerin
elini öpüp icazetlerini alırken, amaçlan seçim kazan-
mak olmuştur. Ama şimdi artık bıraktıklan partiler se-
çim kazanamamakta, seçimleri 'din duygulan' ile 'mil~
liyetçilik duygulan' kazanmaktadır.
Cumhuriyetin kazanımlannı cömertçe sağa saçarak
seçim yatnmlan yapanlar, aslında şeriata giden kal-
dınmlan döşemişlerdir.
Şimdi yapılacak olan, yetkin bir süreç analizi, son-
ra da buna dayalı bir stratejidir. Geri yani ise bütün
güçleri harekete geçiren büyük bir karariılıktır.
Bircok iddia yanıtsız kaldı
ISKÎ'den açıklama
tstanbul Haber Serv isi-
istanbul Büyükşehir Be-
lediyesi'ne bağlı İstanbul
Su ve Kanalizasyon tda-
resi'nden (İSKİ) yapılan
açıklamada, 5.5.1999 gü-
nü gazetemizde yer alan
iddialara net yanıtlar veri-
lemedi.
Bir grup İSKİ çahşanı-
nın iddialannın yer aldığı
haberde. "FP'li olmayan-
lar ya işten atüıyor ya da
ikamet adreslerine çok
ters bir tSKİ birimine sü-
rüierek işten istifa etmeye
zorlanıvor'' denilmişti.
İSKİ* Basın Büro-
su'ndan iddialara yanıt
olarak yapılan açıkamada,
ÎSKl'de personel alım iş-
leminin İş ve Işçi Bulma
Kurumu'na yapılan talep-
ler neticesinde yapılan sı-
navda başanlı olanlann
alınması şeklinde gerçek-
leştiği, yeni işyerlerinin
açılmasıyla hizmet du-
rumlanna göre personel
ataması yapıldığı savunul-
du.
İSKİ açıklamasında ça-
lışanlann ileri sürdüğü ba-
zı ıddialar ise yanıtsız kal-
dı. Kurum kondorlannda
dolaşan silahlı sivillerden
bahsedilmeyen açıklama-
da, tSKl'ye bağlı birimle-
rin girişlerinde kurumun
parasıyla ahnan şeriatçı
gazetelerin beda^ dağı-
tıldığı iddiasına da deği-
nilmedi.
Kurumun personel taşı-
ma ihalesine, ihaleyi her
yıl alan Albayrak firma-
sından başka fırmanın ka-
tılmadığı savunulurken
servis konusunda perso-
nelden gelen şikâyetlerin
nasıl değerlendirildiği ve
firmaya nasıl yaptınmlar
uygulandığı belirtilmiyor.
Aynca, fırmanın sözleş-
meye aykın olarak 15-20
yaşında araçlar kullandı-
ğı iddiasına da bir yanıt
verilmedi.