15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 NtSAN 1999 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER EşekleritiT Âİıı ÇELİKGÜLERSOY B u tuhaf başlıklı yazı>a ba^larken, once bır "ter- minoloji" konusuna de- ğınmek gereğını duyu- yorum "Eşek" lâfının, kımılenne nedense çok ters ve kaba gelmesı onun yenne kıbar, nazık ad'lar kullanmaya çahşmalan Gunluk > aşamda çok rastlamışsınız- dır Kımılen eşek demeden once. "af- federsiniz" çeker sonra eşeğı de, sesını bıraz mdırerek sovler Bızden oncekıler, yanı Osmanlı, hemen Arapçasım bulmuş, onu kullanmış Merkep! Bunun sozcuk anlamı, "binilen" demek Oysa genel ve soyut olarak bu devımın butun sır- tına bınılenlen kapsaması gerekmez mı9 Bunlar neler9 "Ealen sınjflan" geçe- lım' Konumuz msanlar \e de "ekono- mi-politika''değıl Hayvanlardan. ınsa- noğlunun dınozoru "tertme" etmış ola- bıleceğını, hatta buna kalkıştığını bıle hıç sanmıyorum Ama bugun de gorduğu- muz gıbı "cesamette" ondan hemen sonra gelen yaratık olan fıllenn pekâlâ ustune çıkabılmış Sonra deve gelır, bı- raz daha ınersenız, at var Fakat Osman- lı'nın merkep deyımı, nedense sadece eşeklen amaçhyor Ad konusundâ ıkıncı gozlerrum, bu kı- barhk kaygısının sadece kentlere, ozel- lıkle de taht şehnne aıt olması Koyde kımsenın boyle bır derdı vok Eşeğe, eşek denır Hatta ondan, bırçok kullanım ve benzetme turlen de uretılır rahatça Her ney se Bu peşrev ı bırakıp konu- ya gırersek. başhca soyleyeceğım, bu za- vallı yaratığın msanoğlundan tanh bo- yunca çok, ama çok çekmış olduğudur Uzun geçmı^te ılk ne zamart, ınsanın >_yay a yurümeyı (yanı ayaklannı) bırakıp, kendı hâlınde tıns-tıns gıden bu yaratı- ğa gozunu, daha doğrusu aklını takarak, onun sırtına bınmeyı becerebıldığını, ben ıyı bılemıyorum Antropolog ve ar- keologlar, bunu da bılebılır Hıç olmaz- sa, kaç yuz bm yılhk bır tahmınde bu- lunurlar Elınden gelıyorsa, aksuu kanıt- la bakalım Ben bu yaya'lık ışının. ashnda bır Tann buyruğu olduğunu düşunürum Çunku Kur'an, sevaplan sayarken, bun- lann ıçme açık ve seçık olarak, "yol yû- rümeyi'' de koymuştur (Tevbe sûresı) Sevap, ınsanınbaşkalanna yonehk edım- lennı kapsar Nıtekım sûre de, açlan do- yurmak, öksüzlen kayırmak gıbı ıyı- lık konulannı sayıyor Ama bunlann arasma, ınsanın sadece kendı sağlıgına hızmet edecek bır ışı, yurumeyı sıkıştır- ması, once, kutsal kıtabın insan sağlığı kurallannda ne kadar gerçekçı olduğu- nu göstenr Çûnku modern tıp, koruyu- cu hekımlığın başına, bunu yerleştırdı Ama ote yandan, o sûre, yurumenın bır Tann buyruğu olduğunun da kanıö de- ğıl rrudır9 Gerçı hac konusundâ aynı kutsal kı- tap. bır de "deveye biıuneyi" salık ven- yor, ama Mekke zıyaretı, bır kez Gun- luk görev, yürümek tnsanoğlu, ışte bu Tann buyrugunu da çığnemış olarak, ayaklannı kullanmayı bırakmış ve zavallı eşeğın sırtınabınmış Bmış, o bınış1 Çok yakın tanhlere ka- dar da, ınmemış Sık kullanılan bır araç olarak, gerçı at da var Bozkırlar gıbı uzun mesafelı yer- lerde asıl bınek, at, ıdı Ama, kentlerde ve kırlarda, eşek başta gelıyordu Çûn- ku at, hem daha pahalıdır, hem ona her- kes öyle kolay bınıp ınemez, hem de egemen smıflar, atı kullanmayı, sadece kendılenne ayırmışlardır 19 yysonla- nna kadar Osmanlı da, öyleydı O yuzden, ınsanoglunun haşır-neşır ol- duğu asıl hayvan, bırçok coğrafya ıçın, (Avrupa dahıl) bu zavallı eşek olmuş tn- san, kendı bınmış, yukunutaşıtmış Da- ha neler de neler' Zavallı yaratık, bunca hızmete karşı- lık, ınsanoğluna yaranabılmış mı ban9 O da yok Tûm hakaretler ıçın, akla on- ce eşek gelır Böyle-böyle, uzun çağlar geçtı Ama sonunda, Tann'nın, eşeğın yazgısını de- ğıştırdığını göruyoruz Eşek'ten sıkılan ınsanoğlu, kendısıne daha hızlı gıdecek ve daha çok yük taşıyacak bır araç bul- du Motorlu taşıt Kendı yapöğı bu "mer- kep", bır hankaydı Once, eşek gıbı ozel huylan, dıyelım ünlü ınadı fılan da yoktu Duğmesını çevırdın mı, ne ıstersen yapıyor, uçup da gıdıyor Işın başmda, doğrusu bu keyfe dıye- cek de yoktu 1920'lenn Batı dergılen- ne, filmlenne bır bakın Hepsı şnr do- lu sahnelerdır Bomboş kulvarda bır sporoto,toprakyollarda onun üstûne sar- kan çıçek ve meyve dolu dallar, nefis go- rûnümlu, beyaz lastıklı otomobıllenn dıreksıyonlannda, "Prensdö GaP ceket- lı, golf pantolonlu, kasketlı, pıpolu ve papyonlu beyler, yanlannda zanf ha- nımlar Ama bu konfor, orada kalmadı Batı toplumlannda refah topluma yayıldık- ça, alt tabakalar da aynı luksü ıstedıler ve zamanla aldılar Buna ılk orneğı, ga- nptır, "miDet-deviet-zart-zurt" edebı- yatı ıle ışçı sınınnı ezıp kapıtale hızmet eden Hitler dehsı -ve edepsızı- açtı "Herkese refahtan pa>' verivorum" slo- ganı altında, otomobıh ufaltıp, başına "Halk"deyımını ekleyerek, kocabır ay- çıçeğı tanesı bıçımınde bır taşıt urettı Yenı bır yol tıpı de ortaya çıkararak hep- sını pıyasaya surdu ABD de benzer bır aşamadan geçtı Oto üretıcılen başlarda "az üretim, yûk- sekkâr*ılkesııleçahşıyorlardı Bırmu- hendıs, Ford, "sürumden kazanma" ıl- kesı ıle, hayır, "ucuz taşrt-herkese oto" kampanyastnı başlatö Endustndekı kav- gayı, o kazandı O kazandı ve şımdılerde anlıyoruz kı, duny a kaybettı Neyı yıtırdı dunya9 Sessızhğını, kent- lennın kultur-sanat mırasını, yanı kım- lığmı bır yana bırakalım, ınsan, sağ- lığını elden çıkarmaya başladı Çûnkü dunya nufusunu eşekten uıdı- np motora bmdırmek ıçın, yakıt gerek- tı Bunun ıçın çollerdelmdı, dıplennde- kı yer yağı fişkırtıldı Onun ıçın de - başta bızımkı olmak uzere- tahtlar de- vırtıldı. savaşlara gencecık ınsanlar sü- rûldu Kıyamet, artmış olarak, hâlâ sü- rûp gıdıyor Ama 6 mılyara çıkan ınsan nüfusun, altına, şımdılık 1 mılyara çıkan motor- lu taşıt çekınce, yenı-yenı anlaşılıyor kı, bu yer yağının havaya saldığı gazlar, ın- sanoğlunu, azar-azar zehırlıyor Motorlu taşıtın atmosfere doldurdu- ğu gaz'lar yanmda, zavallı eşeklennkı- nın, lâfı bıle edılmez Benzın'ın, kurşunsuzu yapıldı Şım- dı anlaşılıyor kı, onun tortusu olan ben- zen, kurşundan betermış Özetle, fabnka bacalan ve taşıt eg- zoz'lan, dunyanm sonunu getınyor Ben bunda ınsanoglunun kendı ay- mazlığı kadar, mıstık bır kaynak da gö- rûyorum Eşek'lenn âhı' Bır tanhte, bır Valı-Paşa, koyde -ta- bıı atla1 - gıderken, bır sahneye tanık ol- muş Şışman bu- koylû, sıska bır eşeğe bınmış, yokuş yolda zavallı hayvana ba- sıyorsopayı Valı hışımla çıkışmış "In uton aşağı!" Sonra zılgıtı çekmış "So- pa yasak! Üstelik hayvanı iyi de besleye- ceksin. Her hafta gelip bakacağnn!" Köylu korkudan, emre uymuş Eşek öy- le tepılmış kı, yokuşlan anıra-anıra neş'eyleçıkarolmuş Şışman koylu, ar- kasından yetışmeye çalışırken, soyle- nırmış "Anınrsm gâri! G..Ü dayadın Gunümuzdekı çağdaş merkeplenn torpıllen, Valı'den çok çok guçlu Sade taşıt değıl, petrol ve lastık uretım endûst- nlennden başlayıp, yol yapımına, sı- gorta sektörüne kadar uzanan bır zın- cırvar Bunlarlabıtmıyor Urerıcıülke- lenn ışçılennı de hesaba katmak gerek Bunlan durdurmak, artık kımsmen gü- cu ıçınde değıl Kentlen boğan, ormanlan kurutan, çığ'lan aşağı ındıren. ozon örtusünu de- len gehşmelen de öyle Yazgının oyununa bakın Bu satırla- n yazan kışı de, bu zıncınn bır halka- sında çalışır Üstelik uretebıldığı guzel- lıkler ıçın de, suyu, o kaynakta bulmuş- tur1 Evet, ama ne yapayım kı, 1947'de Lâ- le Sınemasf mn yanındakı tahta eve, ben keyfimden gıtmedım Her şey, o adım- la başlamış oldu Aynca, bız bu sektö- run ışçıler kesımınden sayılınz Sonra, Çölaşan'ın deyımı ıle, önce ınsanız, sonra meslek adamıyız Ger- çeklen gormek de görevımız, dıle ge- tırmek de EVET/HAYIR OKTAY AKBAL ;_ İncirlik Utancı! 'Kuzeyden keşıf harekâtı ' Adana'nın Incırlı'sınde konuşlandirılan ABD uçaklarına verılen gorev yalnızca bu 1 . Kuzeyden keşıf harekâtını surdurmek 1 TBMM'ce altı ayda bır uzatılan bır anlaşma 1 . Korfez savaşında yurdumuza kaçan yuz bınler- ce ınsanı korumak, kollamak amacıyla NATO or- taklanna ayrılan bır yer, bır us Ama ne yapıyorlar burada, yalnızca keşıf mı? Prof Dr Aydın Aybay bu konuda yazdığı mek- tupta dıyor kı "Incırlikten katkıp Kuzey Irak'a bomba yağ- dtran ve yapbktan iş, başta CNN olmak üze- re dünya TV'lerinde Allah'ın günü gösterilen uçaklar keşıf mi yapıyoriar, yoksa onleme mı? Önleme ıle bomba yağdırma aynı şey mi? Ay- nı şeyse, bunun gerektığını kım saptryor." Boyle durumların belırlı bır suresı olmamalı m ı ' Incırlık Irak'ı bombalamak gorevını daha ne ka- dar zaman surdurecek? Turk hukumetlerı buna hep seyırcı mı kalacak? Hanı Turkıye tam bağım- sız bır ulke ıdı' Atatürk, "Istıklal benım karakte- nmdır" dememış mıydı' Topraklanmızdan kom- şu bır ulkeye sureklı hava saldınlarına son verme- nın zamanı artık gelmedı mı' En baştan bu yan- lış tutuma karşı çıkmak, her çareye başvurarak bu haksız saldırılan durdurmak hukumetlerımızın bır gorevı değıl mıydı' ABD, dolayısıyla NATO havadan vurmakla kar- şısındakını sındıreceğı yanılgısından bılmem ne za- man kurtulacak' Açıkça goruldu, yaşandı, hıç bır ulke, hıçbır ulus ne kadar ınsanlık dışı suçlar ış- lemış ya da oyle sayılmış olsa da boyle bomba- lamalara karşı boyun eğmıyor 1 Saddam'ın Irak'ı ortada Mıloşeviç'ınSırbıstan'ıortada Kosova'da soykırım başladıysa, Arnavutlarzoriatoprakların- dan koparılıyorlarsa bunun bır sorumlusu da NA- TO'nun hava saldırılan değıl mı' Bu bombalama olayı ıyı bır fırsat vermedı mı Sırp mıllıyetçılerıne ıstedıklerı gıbı kıyım yapmaları ıçın Prof Aydın Aybay bakın ne dıyor "Sonuç olarak şunu bir kez daha belirtmek ıstıyorum: Butun dunya halklannın her gece TV ekranlannda ızledığı Incırlık çıkışlı uçak- ların Kuzey Irak'ı bombalama eylemlerının utancından kurtulmalı ve Turkıye'nın aynı ış için güneyde kullanılan Arap şeyhliklerı ulke- lerinden farklı bir ülke olduğunu dosta düş- mana kanıtlamalıyız. Bunun için ilk olarak uçuşlaıia ılgılı ilke ve kurallanmızı açıkça ilan etmelı ve bunlara uymayan hıç bir uçuşa izin vermedığımızı dunyaya duyurmalıyız." Ataturk Turkıyesı'nde yaşamış bır kuşağın ın- sanı olarak Incırlık'tekı ABD ussu bana utanç ve- nyor Yalnız bana değıl, okurlarımdan gelen mek- tup ve telefonlarda da bu duygu, bu uzuntu var Nıye bır boynu eğılmışlık durumundayız, nıye, 'hayır, topraklanmızda us ıstemıyoruz Verdığımız ızını kaldınyonız' dıye sesımızı çıkartamıyoruz' Ata- turk Cumhunyetı'nın bır çocuğu olan Başbakan Bülent Ecevıt'ten -kı o, gerektığınde ABD'nın koşullanna karşı çıkmayı, afyon ekımı ışınde ve Kıbrıs olayında başarmıştır- ıncırlık olayında ay- nı tutariılığı gostermesı beklenır Aydın Aybay ın şu sozlenne hepımız katılmalı- "Usten yapılmış çıkışlarda tip olarak sade- ce bombalama ıçın üretilmış uçaklann keşrf amaçHı uçuşlanna ızin vermeyeceğımizi duyur- maiı ve bunlara uyulmadığı takdirde gereğını yapacağımızı' kesınkes açıklamalıyız. Bunlan yapabilir miyız? Ne dersınız.." Ya sızler ne dersınız' ZEYNEP OKSUZLER üe OZGEN CEYLAN Evlendıler, mutluluklar dilerız. (Uskudar Evlendırme Daıresı) ZÜLKANİ SÎRMEN ve AİLESÎ Duşunme Ozgürlugu Dr. OSMAN ZEKİARTUĞ 'Hi -er düşünce çabası, gerçekB- ğinbigisiniöngörur'(l) Ger- çek varolan'dır Duşunce 'in- sanın maddesel ve toplumsal gerçeldik karşısında kavTam- .lar ortsyv kmmasıru, onlan birbırine bağlamasuu ve yeni bflg^er edinmesini sağlayansûreckrinnimûdür"(2) Bırbaşkaaçıdan düşunce, ozdekler (maddeler), kavramlar ve olgu- lar arasındakı ılışkısel durumların bulunmasının ussal (aklî) surecıdır Her duşunce bır başka dûşûnebılene bır Oeti'dır (tnesajdır) Ya da bır ıletyı öngorur Söylenmeyen düşuncenın duşunce olmadığı söylenebılır Çunkü varlığı ortayakonmamışnr Varlığıbıhnmeyen,ger- çek değıldır Sozû edılen ussal sûrecın sonucu ozgurce söy- lendığınde dûşünme ozgürlüğunün varolduğu ka- bul edılır Dûşunme ozgurluğu, ıçenğı gereğı arayandır. Aranan, gerçeklığın kendısıdır Aramak, özgurlü- ğu öngörür Gerçeklığın kendısıne ancak bütmsel bılgı ıle ulaşılabılır Bılımsel bılgı kendısıne ulaş- mak ıçın bellı yöntemlen zorunlu görür Bılımsel bılgıye ulaşmak aynca, temelde düşünce özgurlü- ğünü de öngörür Bütun bu söylenenlen yadsıyan göruşler var mı- dır 9 Elbette vardır Bunca ugraşlanmız, o gerçek- dışı olan ve oyle olmalanyla da hem kendılenne, hem de tûm msanlığa zarar verdıklen ıçındır On- lar dogma'lan temel edınen ınanca dayalı dızgeler- dır (sıstemlerdır) Inanca dayalı dızgeler -öğreüler- dûşunme ozgurluğune karşıdırlar Boş ınanç ve soylemlerlehepkendılennıyınelerler Duşunme öz- gurlüğüne karşı olmasalar kendılennı yadsunış oluriaı Buyuzden onlarhoşgoruludeğıldırler Tüm gûzel kavramlan kullandıklan gıbı hoşgorü kavra- mını da hep kullanırlar Ama asla hoşgörûlü değıl- lerdır Hoşgorseler, ınsan usu onlann boş, nesnel olmayan, varsayımsal kavramlara dayandıklanru çarçabuk anlar Bu da onlann sonu olur Bu ınanca dayalı öğretıler gerçekhğe gıden us- sal yolu kapalı tutmak zorundadırlar Ortaya koy- duklan savlann tumü gerçeklığın ılkelenyle çelı- şır Bellı kahplar ongörulmûş, bellı sınırlar çızıl- mıştır O kahplar ve sınırlar ıçınde, ınsan beynı tut- saklanmıştır "Dûşunme! Senin için düşünülmüş- tûr" denıyor Nedenı açıktır Çıkar (menfaat)' Oysa bflimsel bilgi ve ona ulaşmak ıçın kesın ko- şul olan duşunme ozgurlüğünde hemen her şey, her yönüyle özgurce sorgulanır Bu her şeyı her yo- nuyle ozgurce dûşünuş bellı ılkelerle yapıldığında nesnel gerçeklığe ulaşılır O zaman, şnndı bılme- dığunız bırçok olgulan oğrenır ve bu oğrendıkle- nmızı de yaşamı kola> laştrmak için kullanınz lnsanlığın aydınlanması ve ınsanlaşma surecın- de ussal yetkınleşmesının (mukemmelleşmesmın) sağlanması ıçın duşunme özgurluğü koşuldur ln- sanlığın gelışmesınde engel olan dogmalara daya- lı ınanç dızgelenne karşı bılınçle uğraş vermek ıçın ussal yetkınleşme esastır Bu da duşunme ozgurlu- ğû olmadan olmaz Özgurce her şeyı butun yönle- nyle sorgulamak gelışmenın, evnlmenın dınamı- ğjdır însan, tannsal kavrama neden sığınır ya da ınsan kendıne fizıküstû gûç yuklemesını neden ya- par 9 Bılıyoruz yanıtmı Çıkardır, hep bılmen ılkel çıkar' Dogmalara dayalı öğretıler, olsa olsa, uısanlıgın uygarlıksal evnmını bu* olçüde gecıktırebıhrler, o kadar Kırru zamanlarda olduğu gıbı özetle bı- lımsel, felsefesel öğretıler bılımsel bılgıyı ongörur- ler Bılımsel bılgıye bılımsel yöntemlerle ulaşılır Buyömemlennıçenğmdedüsûnmeözgüriüğüko- şul olarak vardır (1) Duşunce Tanhı, Afşar Tunuçut, Çedn M 1992, istan- buL (2)BüyûkLanısAnsMopedısı,MıntyetYav tstanbul 1986 TARTIŞMA Sanat, Toplum ve Etik D eğerh yazarlanmız- dan AtâolBehramoğ- hı'nun 6 Şubat gün- lü Cumhunyet'te çı- kan "Orhan Pamuk ve Eteştirüer" başlıklı koşe yazısıy- la ılgılı olarakkendısıne bır faks yol- lamıştım SayınBehramoğlu,bır haf- ta sonra yıne bu konuya ayırdığı, "Başka Bir Açu_" yazısında, mektu- bumdakı bır ıkı noktaya gınş parag- rafindayervermış Ben burada, ken- dısının bır sakmca gormeyeceğıne manarak oradakı noktalan ıkıncı ya- zısına da gerektığınde gönderme ya- parak yenıden ele almak ıstıyorum Soz konusu yazıda benım dıkkatımı çeken noktalar söyle sıralanabılır 1) Bır yazın urûnü ve onun yazan, yal- nız yazınsal açıdan eleştınlebılır bı- çımınde bır kural var mıdn- 9 Yoksa (kı kanımca olamaz) o zaman bu tür eleştınlen mutlaka "suclama" olarak mı nıtelendıreceğız 9 Kendısı yapıt- lannda yazınsallığın smırlan ıçınde kalmamış bır romancının ürunlen- nın eleştmsı, kaçmılmaz olarak bu sı- nırlann dışına çıkacaktır 2) Sayın Fahir tz'ın Bay Psunuk'un bır roma- nında saptadığı ve bağlamlanyla pek bır ılgılennın bulunmadıgı anlaşılan alıntılar konusunu da burada ele ala- bılınz Sayın Behramoğlu'nun be- lırttığı gıbı, gerçekten roman yazan yararüğı kahramanlann hıç bınyle özdeş olmak zorunda değıldır, an- cak, uygun bır anlatım olacaksa, on- lara da, yapıftnm tûmune de "sahip çdanak" durumundadır Sayın Ahmet Taner Kışlah'nın da son yazılannda üzennde durduğu gıbı, Bay Pamuk romanının akışıyla bağlantısı bulun- mayan bu tur alıntılarda gerçekten Ataturkkarşıtlığı ıçındeyse (duşman- lığı demeyelım, ama sanıyorum ışın doğrusu bu), bubır yandan O'na kar- şı en azından bn- değerbılmezlık, ote yandan okuyucusunakarşı da bır say- gı gostermeme örneğıdır 3) Sayın Behramoğlu, "gunumuz edebiyab- nm ustün yeteneği tarttşılmaz genç bir yazan" saptamasuu, ıkıncı yazı- sında vurgulayarak yınelıyor Ancak boyle bır tutum, yazanmızın bu tûr "kesin" tutumlannın bulunduğunu ılen surerek otekı yazarlan eleşürme- sıyle bağdaşmıyor kanısındayun 4) Yukandakı ıkıncı noktada soz konu- su edılen durum, Sayın Behramoğ- lu'nunbağlann kurduğubıçımde,bı- lımsel bır yapıt ya da sıyasal konulu bıryazının bütunünden bırtakım tum- ce ve anlatımlann kopanlarak akta- nlmasma hıç benzemıyor Soz ko- nusu kıtapta bağlamdan kopuk anla- tımlardan yazann kendısı sorumlu tutuluyor, yazanmızın verdığı hu- lcuksal ve tanhsel orneklerde ıse ya- zılanlan bağlammdan kopararak yo rumlayanlar başkalandır 5) Yazan- mızın ıkıncı yazısında da degındığı bır başka konu, onun "sansûr" kay- gısıdır Sa>in Behramoğlu'nun, "Böy- k bir anlayis 'sansur'e başlangıc de- P midir" sorusuna doğru yanıt, "ke- sinlikledepdir"olacaknr 'Sansûr', en başta bır hukuk kavramıdır Çok açıktır kı Bay Pamuk'un yapıtlanru ve onlarda yaptıklanm eleştırenler onu etık açısından sorguluyorlar; hıç bırbıçımde ona yasal yaptınm uygu- lanması gerektığını onenyor olamaz- lar Yazanmızın, "sansûr"un ıçınde bır "etik" ıddıanın her zaman bulun- duğu bıçımındekı yargısı doğrudur ancak bu, tümuyle "etikiddıalardan" oluşan tum hukuksal dızgelenn bel- lıbaşlı tum kavTamlan ıçın geçerlıdır Buna karşılık, "etik iddialann" hep- sının bırer hukuk yonü olduğu söy- lenemez Dolayısıyla amaçlan yalnızca bır kışının yazdığı romanlan, sanatsal- lığm ötesınde ve toplumsal sorumlu- luklanna bağlı olarak "etiksel'' açı- dan da değerlendırmek olan eleştır- menlenn tutumlannda, "sauısür"e yol açabılecek bır durum söz konu- su değıldır Sayın Behramoğlu, ıkın- cı yazısında ele aldığı tartışmalarda (\e eleştirel değerlendırmelerde) ''baş- ka bir açı" bulunması ısteğınde kuş- kusuz tümüyle haklıdır Dr. Yaman örs PENCERE Dünyamn Çivisi Neden Çıkö?.. Gazetelere ılan mı vermelı "Kayıp Aranıyor Yanda fotoğrafi gorulen Bırieşmış Mılletler Ge- nel Sekreten Kofi Annan bır zaman önce ör- güt'ün New York'takı gökdelenınde kaybolmuş- tur Gorenlenn, bılenlenn Allah nzası ıçın aşağıda- ki adrese haber vermelen nca olunur." Nerede bu Annan' Yoksa "Bırieşmış Mılletler örgütü" yetkılennı NATO'ya mı devrettı? • Balkan Savaşı'nın kurbanlannı her gun televız- yon ekranlannda seyredıyoruz Avrupa Muslumanlan1 Avrupa'da Hınstıyanlar Muslumanlan oldûru- yor, yok edıyor, suruyor Asya'da Musluman Muslumanı boğazlıyor.. Afnka'da ne oluyor' Oyun suruyor, Musluman ıle Musluman kan da- vasına tutuşmuş ıkı duşman kardeş. • Ancak dıncıiıkle bu ışın ıçyuzu ortaya dokule- mez, olaylann nedenlen açıklanamaz, ekonomık nedenler kurcalanmalı' 199O'lı yıllarda ABD'nın gezegenımızde pazarladığı YDD (Yenı Dunya Du- zenı), yalnız Muslumanlara değıl, tum dunya yok- sullannayaramadı Bunu soyleyen ben değılım, IMF ya da Dunya Bankası gıbı onde gelen sermaye ku- rumlan, kaprtalızmın uluslararası orgutlen, ama, ku- lak veren kım? YDD nedır?. Yenı Dunya Duzenı'nde, buyuk çoğunluğu Ame- nkan damgalı yaklaşık altmış ÇUŞ dunyayı çekıp çevırecek1 Bunların ekonomık guçlen devletlen solluyor Insanlık tanhınde yenı bır durum soz konusu Vaktıyle Avrupa'da feodalıte geçerlıydı, dere- beylen hantayı parsellemışlerdı Sanayıleşmeyle bıriıkte tanh sahnesıne yenı bır sınıf gırdı, "ulusal burjuvazı" dıncı feodalıteyı "ulus devlet" sınırla- nnda bırleştırdı, ulusal şırketler ekonomık alanda belırleyıcı oldu Bu kez ÇUŞ'lar ortaya çıktı, ÇUŞ (çok uluslu şir- ket) ulusal smırlan aşan bırguç kazandı, "Avrupa Bıriığı" bu yenı gucu oluşturan egementenn ıstenç- len doğrultusunda ulus devletlen bırteştınyor, ABD ÇUŞ'lan ıse kıta çapını aşarak dunyayı avuçlan- na almak yolunda hızla yuruyoriar, gozlen kara- dır, onlerıne ne çıkarsa yıkmak ısterier. • Pekı, kaprtalızmın metropoltennde "bırieşme" su- rea yaşanırken yeryuzunun yoksullarcoğrafyasın- da neden "parçalanma" surecıne gınlıyor' ÇUŞ buyurganlığının ulus devtetten ıstedığı ne? . Neolıberalızme gore "ulus devlet" sermayeye oz- gurluk tanıyacak, sınırian sermayeye açıp emek gucune kapatacak, her "ulus dev/et"ın asken gu- cu, ÇUŞ adına kendı halkının jandarması olacak!. Bu rolu ustlenmeyen ulkeyı etnık mozaığıne gore parçalamak YDD'nın stratejısı.. • ! Ne yapmalı? • YDD bır olgudur, çok guçlu bır buyurganın ın- sanlığa ongorduğü modeldır Ancak bu model 199O'lı yıllarda sonucunu ver- dı Yoksullarta zengtnler arasındakı uçurum, hem dunya olçeğınde, hem ulke çapında derınleştı Kaprtalızmın doruk noktalannda bıle gıdışattan dogacaktehlıkelenn çanlan çalmaya başladı Goz- lemcıler, dunyanın heryanında patlayan çatışma- lan kaygıyla ızlıyoriar Turkıye bu karmaşa ya da kargaşa ortamında kendını koruyabılecek gucu oluşturabılır, bu yol- da tanhsel deneyımımız zengın. SAIR UYELERIMIZE CAGRI 21üisanDiinyaSürGünü "Söz dunyayı değiştirebilir" Turkıye PEN'ının onculuğuyle butun ulkelerın ve UNESCO'nun gundemıne gıren DUNYA ŞIIR CUNU, bu yıl Beşıktaş Vışnezade Şaırler Parkı'nda 20 00-23 00 te AKM Konser Sabnu'nda kutlanacaktır Şaır uyelerımızın katılmalarını dılıyoruz (lutten PEN ı araymız) P.E.N IIYAZARLAR DERNEĞI T C Kultur Bakanlığı nın Cumhurıyet Cazetesı nın Beşıktaş Beledıyesı mn katkılanyla GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI ADANA ALTINCI İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Sayı 1997/4071 Satılmasına karar venlen taşınmazlann cınsı, kıymeü, adedı, esvafı Krind srada yer alan taşuımaan durumu ve ktymeti: Bu taşınmaz Adana Ceyhan Karayolu'nun Incırlık köyüne gınş yolunun doğusunda, demıryolu hattının kuzeyınde yer almakta, Yüreğır/lncırlık kö- yu l Bölge tapusunda 123 parselde kayıtlı bulunmaktadır Meskun mahal yakınında olup, Adana'Ceyhan karayoluna yakınhğı, bulunduğu yer mev- kıı ımar plamndakı konumu ve şehır mericezıne mesafesı ıle halıhaar kulla- nılış şeklı goz önüne alındığında. mahallı rayıçlere göre ve bugûnkû ahm satmı fîyatlanna gore, tamamı 59790 m2 olan >erde borçlunun 3/32 hıssesı- ne ısabet eden 5605 31 m2 lık kısmın muhammen bedeb 16 815 930 000 TUlır tkinci sırada y» abm taynmazm dunımu ve ktymefi: Bu taşınmaz Yüreğır ılçesı Incırlık köyü Istasyon Caddesı ûzennde spor alanı doğ^ı tarafinda olup Yüreğırincırlık köyü 193 ada, 10 parselde kayıtlı bulunmaktadır Meskun mahalde yer alan taşınmaz 425 m2 alanlı \e ara so- kak cephelı olup, bulunduğu yer mevkıı, ımar planmdakı konumu, şehır merkezıne mesafesı, halıhaar kullanım şeklı göz önune alındığında, mahallı rayıçlere ve bugünkü alım satım fıyatlanna göre muhammen bedelı 2 125 000 000 TL 'dır Tamamı Mervem Erdmç'e aıttır Cçüncü sırada yer alan taşuımazın durumu ve laymeti: Bu taşınmaz Yureğır ılçesı, Incırlık köyü Istasyon Caddesı üzenndekı spor alanı doğu tarafinda olup Yüreğır'lncırlık koyü 194 ada. 10 parselde kayıtlı bulunmaktadır Meskun mahalde yer alan taşınmaz 293 m2 alanlı ve ara sokak cephelı olup, arsa vasnndadır Bulunduğu yer mevkıı, ımar pla- mndakı konumu, şehır merkezıne mesafesı, halıhazır kullanıhş şeklı göz önüne alındığında, mahallı rayıçlere ve bugünkü alım satım fiyatlanna gore muhammen bedelı 1 172 000 000 TL 'dır Tamamı Meryem Erdınç e aıttır Dördûncü sırada yer alan taşnuıumn durumu ve laymeti. Bu taşınmaz Yureğır ılçesı Incırlık kovu Istasyon Caddesı üzenndekı spor alanı doğu tarafinda olup, Yüreğır/lncırhk köyü 194 ada, 11 parselde kayıtlı bulunmaktadır Meskun mahalde yer alan taşınmaz 278 m2 alanlı ve ara sokak cephelı olup. arsa vasfındadır Bulunduğu yer. mevkn. ımar pla- mndakı konumu, şehır merkezıne mesafesı, halıhazır kullanıhş şeklı göz önüne alındığmda, mahallı rayıçlere ve bugünkü alvm satım fıyatlanna göre muhammen bedelı 1112 000 000 TL 'dır Tamamı Meryem Erdınç'e aıttır Saössartfan: 1- Yukanda cınsı, vasıflan ve kıymet durumu belırtüen taşmmazlar aşa- ğıdakı şartlarla satılacaklıı * Bınncı sırada yer alan gaynmenkulun bınncı saüşı 10'05 1999 Pazar- tesı günü saat 13 30-13 45 arası Yüreğır Beledıyesı Mezat Salonu'nda açık arrarma suretıyle yapüacaktır Bu arttırmada tahmın edılen kıymetın yüzde 75'ım ve ruçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masıaflan- m gecmek şartıyla ıhale olunur Boyle bır bedelle alıcı çıfcmazsa. en çok art- tıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 20/05/1999 Perşembe günü saat 13 30-13 45 arası Yureğır Beledıyesı Mezat Salonu'nda ıkıncı arttırmaya çı- kanlacaktır Bu arttırmada da ruçhanlı alacaklılar alacağını ve satış masraf- lannı geçmesı şartıyla muhammen bedelın yuzde 40 ına ıhale olunur * fiuncı sırada yeı alan gaynmenkulun bınncs satışv 10/05 1999 Pazarte- sı günü saat 13 50-14 05 arası Yüreğır Beledıyesı Mezat Salonu'nda açık arttırma suretıyle yapılacaktır Bu arttırmada tahmın edılen kıymetın yuzde 75'mı ve ruçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve saüş masraflan- nı geçmek şartıvla ıhale olunur Boyle bır bedelle alıcı çıkmazsa, en çok art- tıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 20'05/1999 Perşembe günü saat 13 50-14 05 arası Yüreğır Beledıyesı Mezat Salonu'nda ıkıncı arttırmava çı- kanlacaknr Bu artnnnada da ruçhanlı alacaklılann alacağını ve satış, mas- raflannı geçmesı şartıyla muhammen bedelın yuzde 40 ına ıhale olunur * Üçuncü sırada yer alan gaynmenkulun bınncı satışı 10/05/1999 Pazar- tesı günu saat 14 10-14 25 arası Yüreğır Beledıyesı Mezat Salomı nda açık arttırma suretıyle yapılacaktır Bu armnnada tahmın edılen kıymenn yuzde 75'ım ve ruçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflan- nı geçmek şartıyla ıhale olunur Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa, en çok art- tıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 20/05'1999 Perşembe günü saat 14 10-14 25 arası Yüreğır Beledıyesı Mezat Salonu nda ıkıncı arttırmaya çı- kanlacakor Bu arttırmada da ruçhanlı alacakhlann alacağını ve satış mas- raflannı geçmesı şartıyla muhammen bedehn yüzde 40 ına ıhale olunur * Dördûncü sırada yer alan gaynmenkulun bınncı sauşı 10/05/1999 Pa- zartesı günü saat 14 30-14 45 arası Yureğır Beledıyesı Mezat Salonu'nda açık arttırma suretıyle yapılacaktır Bu artnnnada tahmın edılen kıymetın yüzde 75'mı ve ruçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflanm geçmek şartıyla ıhale olunur Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa, en çok artnramn taahhüdü bakı kalmak şarnyla 20/05; 1999 Perşembe günü saat 14 30-14 45 arası Yüreğır Beledıyesı Mezat Salonu'nda ıkıncı arttırma- ya çıkanlacakbr Bu artnnnada da ruçhanlı alacakhlann alacağını ve saüş masraflanm geçmesı şarnyla muhammen bedelın yüzde 40'ına ıhale olunur 2- Arturmaya ıştıiak edeceklenn, tahmın edılen kıymetın yuzde 20'sı mspetmde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bır bankanın temınat mek- tubunu vermelen lazımdır Satış, peşın para ıledrr, alıcı ıstedığınde 20 gunü geçmemek üzere mehıl venlebılır Tellahye resmı ıhale pulu tapu harç ve masraflan alıcıya aıttır Bınknuş vergüer saüş bedelmden odenır 3- Ipotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgıhlenn (*) bu gaynmenkul üzenn- dekı haklannı hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıaîannı dayanağı bel- gelen ıle on beş gün ıçınde daıremıze bıldırmelen lazımdır Aksı takdirde haklan tapu sıcüı ıle sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır 4- Sanş bedelı hemen veya venlen mühlet ıçensınde ödenmezse, lcra If- las Kanunu'nun 133 maddesı gereğınce ıhale feshedılır tkı ıhale arasmdakı farktan ve yüzde 50 faızden alıcı ve kefillen mesul tutulacak ve hıçbır hük- me hacet kalmadan kendılennden tahsıl edılecektır 5- Şartname, ılan tanhınden ıtıbaren hericesm gorebılmesı ıçm daırede açık olup masrafi venldığı takdırde ısteyen alıcıya bır örneğı göndenlebılır 6- Sanşa ıştırak edenlenn şartnameyı görmüş ve münderecatını kabul et- mış sayılacaklan başkaca bılgı almak ısteyenlenn 1997/4071 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ılan olunur 22 03 1999 (*) tlgıhler tabınne ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır Basm 14210
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle