Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 MART 1999 CUMARTESİ ___^ CUMHURİYET
BİR KONU BIR KONUK
SAYFA
Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden: Demokrasi bir yenilenme düzenidir
'Meclis'teld yüzler değişmelF
LEYLA TAVŞANOĞLL
Konuya doğrudan giriyorum, 18 Sisan 'da se-
çimler olacak muyada olur mu, nasıl olmalı, ne
olur?
-Bir şeyin olup olmamasından daha önemlisi,
nasıl olması gerektiğidir. Seçim karan ahnmıştır.
Sanıyorum, tûm siyasetçiler kendilerine göre bek-
lentilerle seçimi bir çözüm ya da kurtancı saymış-
lardır. Kimisi büyüyüp güçlendiğini; kimisi kü-
çülmedığini, haklı çıktığını: kimisi halkın kendi-
lerini istediğini. demokrasinin böyle olduğunu;
kimisi de özlenenleri kendilerinin getireceğini
kanıtlamış olacaktır. Bu, kendi varsayımlandır.
Oluşumun dışyüzû budur Gerçekte, parti içi ça-
tışma ve çalkantılardan kurtulmak, geçim sıkm-
tısı iç'ndeki kesimleri avutup uyutmak, sorunla-
n geçiştirmek, 28 Şubat sürecini aşmış gösterip
çeiulenlen unutturrnak, kimi olası kalkışma ve gi-
rişimleri atlatmak içın seçime sanlmışlardır. Bu
seçimlenn sonunda hiçbır şey olmayacağını. ön-
cekinden daha olumsuz durumlarla karşılaşılıp
daha üzücü olaylann doğabileceğini onlar da bi-
lıyorlar.
Seçimler olmazsa nasıl olmaz?
- Seçimler olur. Dönüleceğini sanmıyorum.
Meclis toplanamıyor. Sağduyu egemen olursa an-
cak yasal düzenlemeleri gerçekleştirmek ama-
cıyla ortak istençle geri bırakılır. Sılahlı Kuvvet-
ler'in baskısi söz konusu değil. Askerler, çoğu si-
vilden daha demokrat. Anladığım kadanyla ikti-
dar, iktidara elkoyma, kanşma amaçlan yok. Mil-
li Güvenlik Kurulu'nda ahnan laik Cumhuriyet,
laik eğitim-öğretim, dürüst siyaset türü konular-
daki kararlann yerine getirilmesini istiyorlar.
Bunlan kim istemezse bana göre onlar demokra-
si karşıtıdır. Olağandışı bir geri bıraktırma gücü
göremıyorum.
Ecevit 'in "28 Şubat süreci bitti " biçiminde bir
sözü vardu Size göre 28 Şubat süreci bitti mi?
- Ben Sayın Ecevit'le 1952-1954 "te bir yönetim
kurulunda birlikte üye olarak çalıştım. 1968-
1979'da a\"ukathğını yaptım. Onun anımsanacak,
daha doğrusu unutulmayacak başka sözlen de
vardır. Önceden ağırbiçimde eleştirdiklerine bu-
günlerde sıraladığı övgüler var. Zaman insanı da-
ha deneyimli yapıyor. Zaten ınançlara saygın bir
yansızlık olan laikliği, "ınançlara saygılı laiklik"
aynmıyla odün verilebilı r duruma düşürdüğü, ki-
mılerine bakış açısı ve yaklaştmı nedeniyle bu ko-
nuda daha duyarlı davranması gerektiğı görüşün-
deyim. Başbakan olarak yayımladığı genelge, ka-
nımca. birincil tehlike olan köktendincilik ve te-
rör birlikteliğinın kendisine iyi anlatılmamasının
sonucudur.
28 Şnbat süreci bitmedi
Bu da 28 Şubat sürecinin bitmediğınin kanıtı-
dır. Askerler kanşıyormuş, onlan dışlamış ya da
etkisiz kılmışlar ve kendilerinden başka güç yok-
muş gibi siyasal bir gösteriş biçiminde algıladı-
ğımdeğerlendirmesi -eğer böyle söylemişse- ba-
na göre yanlıştır. Anayasa'nın 136. maddesi ge-
reğince "laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siya-
si görüş ve düşüncekrin dışında kalarak ve mil-
letçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi amaç edine-
rek" göreviennı yenne getirmesi gereken Dıya-
net tşleri BaşkanlığVnın böyle çalıştığını savun-
mak güçtür. Kimi camilerin hangi partinin şube-
si gibi çahştığını, altlanndaki dükkânlann kim-
lerce ve nasıl kullanıldığım. kimi vaiz ve hatip-
lerin neler konuştuğunu biliyorlar ki genelgeler
çıkanpkonuşmalarlauyanyapryorlar. Atatürk ve
laiklik doğru anlatılsaydı böyle olur muydu? Bu
seçimlerde nasıl olacak, izleyeceğiz. tnançla. ada-
letle, Silahlı Kuvvetler'le seçim oyunlanna kal-
kışmak çok sakıncalıdır. Güneydoğu sorunlannı
Kürt sorununa dönüştiırmek de böyle.
İki turlu seçim konusunda ne düşünüyorsu-
nuz?
- Ülkemiz gerçekleri karşısında, özellikle ye-
rel yönetim seçimlerinde iki turluyönteminin uy-
gulanmasında yarar vardır. tki dereceli demek
değildir. Anayasal sakmca yoktur. Ancak Anaya-
sa'nın 127. maddesinın değiştirilerek uygulan-
ması kimi tartışmalan da gereksiz kılar. Genel se-
çimler için iyi tartışıldıktan sonra karar verilme-
lidir.
Sizce bugün siyasal partilerde demokrasi var
mı?
-Yoktur. Anayasa'nın 68. maddesi, siyasal par-
tileri "Demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez
öğesT diye nitelendirmiş, 69. maddesi de çalış-
malannın, parti içi düzenlemelerin demokrasi il-
kelerine uygun olmasmı öngörmüştür. Hiçbir si-
yasal partimiz için bu durumun söz konusu oldu-
ğu kanısında değilim. Lider sultası, diktası, ilkel
sayılacakbiçimde yürüyor. Kimi iyi, başanlı üye-
leri olan partilerin bile liderleriyle varlıklan sınır-
h görülüyor. Olanlar ortada. Görüp duyduklan-
mız bile bu konuda nice sözler için bizi haklı kı-
lar. ama alınırlar kınlırlar.
TBMM'de birtahm insanlar dokunulmazlık
zırhı arkasma sığınıp gırtlaklarına kadar yol-
suzluğa, kîrli işlere, eroin ticaretine bulaştılar.
Bu kirlilik sizce nasıl temizlenir? Bir de parti li-
derlerinin soruşturma komisyonlannda birbir-
lerini aklamalarını nasıl karşıltyorsunuz?
-Siyasal ahlak yönündenbüyük birbunalım ya-
şanmaktadır. Kimsenin yüzüne bakamayacak ki-
mileri yüzsüzlükle sınrmakta. caka satmakta. baş-
kalanna gözdağı vererek kendi gözündeki mer-
teği unutmaktadır.
Halkımız. yolsuzluk ve ahlaksızlıklara karşı
duyarlıdır. Ama ne üzûcü ki bu konularda büyük
bir aldınşsızlıkla bildigini okuyanlara kendi par-
tilerinden tepki yok. Nıkâhsız birleşmeler. imam
nikâhlı eşler, iş takipleri, ihale oyunlan, çete ve
mafya ilişkileri, adaletten kaçmak, yurtdışına gı-
derek kurtulmaya çalışmak, daha başka şeyler...
Öncelikle, siyasal ahlak yönünde Batı'daki uygu-
lamalan örnek alan yasal düzenlemeleri zorunlu
buluyorum. Yasama sorumsuzluğu korunarak do-
kunulmazlık sınırlandınlmalıdır. Bizde -kimi kö-
tü örnekleri. utandıran işlem ve uygulamalara gi-
nşenleri, ılişki kuranlan, yandaşlık ve partızan-
lığa kaçanlan bir yana bırakalım- özverili yargıç
ve savcılar çoğunluktadır. Ama kurallar eskidir.
Yargı, yapılanndan olanaklanna, özlük haklan-
CT TM\ JÇ Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Giingör Özden geçen
O Ul ı U y yXı eme]in oldukîan sonra da boş durmuyor. Baîı'dakideyimiyle
bir "Opinion Leader" (düşünce oluşturan lider) konumunda. Yazılar yazıyor,
konferanslar veriyor, sempozyumlara katılıyor, şiiryazma tutkusu eski gücüyle
sürûyor. Bir de, zamanının büyük bölümünü Atatürkçü Düşünce Derneği
(ADD) Başkanı olarak yaptığı çalışmalar alıyor. Özden 'le, Türkiye 'deki son
siyasi gelişmelerin hukuksal boyutlannı. genel seçimlenn yapılıp
yapılmayacağmı, Apo 'nun yurda getirilmesini nasıl değerlendirdiğini
konuştuk.
sız akçalı iç ve dış olanaklarla sömürüye kalkış-
mak siyasal desteklerle seçimlere katılmak. siya-
sete dini, dine siyaseti sokmak demokrasi dışıdır.
Yalanın dolanın beceri sayıldığı siyaset olamaz.
Din siyasallaşırsa demokrasi dinselleşir. Bu da
na ve uygulayacağı kurallara değin ilgisizlik için-
de, üvey evlat durumundadır. Bakınız kimi dev-
let kurumlan için yapılan çalışma yerlerine ve
kimi yüksek mahkemelen de kapsayan yargıhk-
lara. Aylıklanna, araç gereçlerine. Dokunulmaz-
lık bana göre şöyle uygulanmalı: Milletvekili se-
çilmeden önce ve sonra işlediği suçlar nedeniyle
heT millet\ekili yargılanmalıdır. Kesinleşen ka-
rarda geçen suç türü. Anayasa'nın 76. maddesin-
de öngörülen seçilmeye engel bir suç ise ve yük-
lenen ceza da, sımn bakımından, seçilmeye en-
gel ise milletvekilliği kendiliğinden düşmeli. Bu
koşul dışında ise cezanın çektirilmesi Meclis'in
karanna bırakılmahdır. Istifa, aynca karara bağ-
lanmamalı, Meclis'e duyurulmakla yetinilmeli-
dir.
Yine dönüp dolaşıp ahlak anlayışına geliyoruz,
sakıncalı olaylara katılıp dokunulmazlığı kaldı-
nlanlar çekinilmeden aday gösterildiği gibi kimi-
leri de cezadan kurtanlmak için aday yapılmak-
ta, hem de seçilmektedir. Yasama organı durul-
mazsa ülke kurtulmaz. Temızlik. dürüstlük ola-
ğanüstü nitelik sayılmaya başlandı. Oysa çok do-
ğal, olağan insan nıtelıgidir. Çalışkan, uydu ve
uşak olmayacak kimseler, gençler Meclis'e gir-
melidir. Değişmeyenler ve değiştinlemeyenler
yüzûnden sıkmttlar çekilmektedir. Demokrasi,
bir anlamda da yenilenme düzenidir. Kırk yıldır
seçimi yitirenler de kazandığı savında, oylan
0.1.'den 0.2'ye çıktı, diye. Bu durumda, yitiren
ulustur.
çağdışılıktır.
Alevilerin durumu vetutumu için neler söyle-
yeceksiniz?
- Alevı yurrtaşlanmm toplumumuzun aydınhk
kesimlerinden birini oluşturduğunu. kimi uygar
çalışma ve çabalannı beğeniyle karşıladığımı
söyleyince beni de Alevi sananlar oluyormuş.
Ben, Alevi değilim. tnsanlık ilişkilerinde başlıca
ölçütüm, yine insanlıktır. Konuşmak, dost olmak
için insan olmak yeter. lrk, soy, din, cins gibi ay-
nmlan asla gözetmem. Nasıl, olanlann çoğunun
demokrasiyle ve demokratlıkla ilgisi yoksa, i-
nanç bağlamındakilerin çoğunun da dindarlıkla,
Müslümanhkla ilgisi yok. Ben, Aleviligin bir
din durumuna getirilmesine çalışmayı da doğru
bulmuyorum. Ancak kimi yerlerde aynm göze-
tilmemesine karşın kimi yerlerde birliktelik ne-
deni, kimi yerlerde de dışlanma nedeni olduğu-
nu duyuyor, görüyorum. Üzücü olan budur. Ge-
nelde. Alevi yurttaşlanmız, "ay"dan başka ılgi
alanına girmiyor. Ben her tür sömürü ve teröre.
sapmaya ve sapkmlığa karşıyım. Kürtçülük. din-
cilik, Alevicilik, bölgecilik, ırkçılık vb. gibi.
Erbakan ve arkadaşları aday olabilirler mi?
YEKTA CÜNCÖR ÖZDEN
1932 Kiksar doğumlu. öğrendlik
yıllannda Türkiye Millî Talebe
Federasyonu 'nda, Türk Devrim
Ocaklan 'nda, daha sonra Türkiye MUB
Gençlik Teşkilatt'nda çalıştL 19S7'de
avukaüığa başladu Ankara Barosu Genel
Sekreterliği, Baskanlığt, Türk
Hukukçular Birliği Genel Baskanlığı
yaptu CHP'de Bashukuk
Danışmanlığı 'nda, Yüksek Danışma
Kurulu ûyeliğinde, bu yolla tiizük gereği
parti mectisi üyeüğinde bulundu. 11
Ocak 1979'da Cumhuriyet Senatosu'nda
beş grubun da oyuyla Anayasa
Mahkemesi asii üyeliğine seçildi 1988 'de
Baskanvekili, 1991 ve 1995 yıllannda
Başkan, 1998'deemeklioldu, Ortaokul
oğretmenliği, yüksekokul öğretim
görevliüğiyaptu Birçok dernek ve vakfin üyesi olup 1998'de seçüdiği Atatürkçü
Düşünce Derneği Genel Baskanlığı yanında Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakühesi'nde "Anayasa Somnlan" ve "Siyasal BUimler"dersleri veriyor. 33
Sdülü, yayımladıgı veyayımına katktda bulunduğu 34yapıt var.
Ülkede başka insan mı yok? Delege ve oyun-
laşmış önseçim yöntemi, siyaseti tıkamıştır. Bun-
lar aşılırsa. milletvekülerine yeterli aylık-ödenek
verilip başka iş yapmalan ve iş izlemeleri yasağı
getirilirse Türkiye aydınlığı. kesildiği yerden baş-
lar, Türkiye aydınlanması Atatürkçizgisinde sü-
rer. Partilere Hazine yardımı da durdurulmalıdır.
Siyasal parti liderlerinin yasama organı komis-
yonlannda birbirlerine arka çıkmalan, kendileri
hakkındaki olumsuz kanıları güçlendirmekten
başka bir şeye yaramamıştır. Ölümden. aşktan ve
adaletten kaçılmaz. Kaldı ki Meclis'te aklanıl-
maz, saklanıltr. Aklanma yalnızca yargıda olur.
Burada, dokunulmazlığm sınırlandınlması ama-
cıyla getirilen önerilerde bakanlann Yüce Di-
van'da yargılanmasını 276 oydan alıp bir savcı-
nın görüşüne bırakmayı asla uygun bulmadığımı,
milletvekillerinin genel mahkemeler yerine Yar-
gıtay'da belli bir kurulda yargılanmasının da uy-
gun olmadığını yinelemek istiyorum. Bunlann
kimi, siyasal oyun yandaşlanna gitmek. kimi de
yeni dokunulmazlık, hepsi gereksiz girişimler-
dir. Meclis'e güven, milletvekiline saygı duyul-
maması en üzücü durumdur. Saygınlık korunma-
hdır.
tnançta zoriama, zulüm; dinselgörevlerde sı-
nırlama var mı?
- Ülkemizde kanımca hak ve özgürlüklerin ko-
runması, güçlendirihnesi yerine sömürülmesi ve
yozlaştınlması daha ağırlık taşıyor. Böylece. da-
ha kapsamlı ve görkemli edinmemiz ve yaşamı-
mız gerekenlerden de sınırlamalar nedeniyle yok-
sun kalıyoruz. lnanç bağlamında söylenipyazilan-
lann hiçbirisine katılmıyorum. Kimi ekranlarda
ve gazete-dergi köşelerinde okuduklanndan aktar-
dıklanyla bilgiçlik taslayanlann saptıımalannı da
yakışıksız buluyorum. Eski ırkçı-Turancılar. şeri-
at yanlılan doğru konuşmuyorlar. Yalan söyleyip
yazan. insan olmaz ki dindar olsun. Yozlaştırma,
sömürü, çarpıtma. terbiyeye aykın anlatımlar bun-
lann kanıtı. Anayasa, Anayasa Mahkemesi karar-
lan (bir yasa kuralı düzeyinde), Danıştay kararla-
n ortada iken yasa yokluğundan söz eden, yeter-
li bilgiden yoksun kimileri var.
Dinin siyasallaşması demokrasinin dinselleş-
mesidir. Dünyadaki Müslümanlann çoğunlukta
bulunduğu ülkelerde Islamiyeti en iyi yaşayan,
Türkiye Müslümanlandır. Bu gerçeği kimse
gözardı edemez. Zulüm dedikleri şey, kendüeri-
nin şimdilerde kendileri gibi davranmayanlara,
düşünmeyenlere bakışlan. yazılan ve çirkin suç-
lamalanyla yaptıklan, yannlarda Cezayir'dekiler
gibi yapmaya kalkışacaklarının belırtileridir.
Bunlar ortaya çıkmadan Allah'ın birliğine-varlı-
ğına inanılmıyor muydu? Kuranıkerim ve pey-
gambere saygı duyulmuyor muydu? Dinsel gö-
revler yerine getirilmiyor, oruç tutulmuyor. na-
maz kılınmıyor, hacca gidilmiyor muydu? Cami
yapılmıyor muydu? K\zlanmızın gençliklerin-
den, ailelerinin güçlüklerinden yararlanıp, sınır-
- Anayasa'nın 69. maddesinin sekizinci fıkra-
svyla 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasasf nın 95.
maddesinin birinci fıkrası uyannca bir partiden
ya da bağımsız milletvekili olmalan olanaksızdır.
Bunu, yürürlükteki kurallar nedeniyle yineliyo-
rum. Bilimsel anlatımında onlarca gerekçe sıra-
layabilirim. 2972 sayılı Yerel Seçimler Yasası,
2839 sayılı Milletvekilleri Seçimi Yasası ve Ana-
yasa'nın 76. maddesinin ortak değerlendirilmesi
sonucu muhtar, belediye başkanı ve meclisi üye-
si ile genel meclisi üyesi olmalanna engel yok-
tur. Anayasa Mahkemesi karannın yazılım fazla-
lığı. ya da yanlışlığı onlara hak verdiremez. So-
nuç, kanımca böyledir.
Geciken davalar ve yargı bağımsızlığı konu-
sunda neler söylersiniz?
- Bu konu çok yer ve zaman alır. Kısaca değin-
mekte yarar vardır. Genelde ve temelde yargımız
bağımsızdır. Ancak bağımsızlıfı gölgeleyen du-
rumlar ve tutumlar vardır. Yasama organı huku-
ku yenilememekte, hukukçulann çoğu da hukuk
yaratma yeteneğini kullanmamaktadır. Yakınılan
Anayasa 17 yıldır değiştirilmemektedir. Hiç de-
ğilse yargının bağımsızlığı için 159., anayasal
yargı denetimi için geçici 15. maddenin son fık-
rası değiştirilebilirdi.
Hâkunler ve Sav cılar Yüksek Kurulu'ndaki beş
yüksek yargıç özlendiği gibi dursalar yakınma-
lar azalır. tşte Mustafa Balbay 'ın son yazılanndan
birinde Yargıtay'a yeni seçilen kimi üyelerin du-
rumu. Yargıda şeriat-tarikat kadrolaşması, yo-
ğunlaşması yakınmalan büyüyor, yaygınlaşıyor.
İşkence ve kayırma üzüntüleri, davalarda gecik-
me, kararlarda gecikme ve gerekçesizlik, umul-
madık sonuçlar, zamanaşımına uğratma girişim-
leri dilleniyor. Atama ve seçimlerde nitelik göz
ardı edilebiliyor. Özaldöneminde yargıya çok kö-
tülük yapıldı. O zaman ve sonra yöneticilik yap-
mış bir hukukçunun hâlâ seçimlerde agırhgı ol-
duğu. bakan atamalanna bile etki yaptığı söylen-
tileri dolaşıyor. Çağdaş hukuk devleti, rüm işlem
ve eylemlerinin bağımsız yargının denetimine
açık olduğu devlettir, Yargısı bağımsız olmayan
devletin kendi bağımsızlığı tartışılır. Sav-savun-
ma-karar üçlüsünün tümlükle ele alınıp bağım-
sızlığı gölgeleyen durumlardan anndınlması en
öncelikli görev sayılmadıkçayakınmalarbitmez.
Bu arada kolluk güçlerinin yansızlığı da mutlak
sağlanmalıdır. Yargı güven vermezse hiçbir şeye
güven duyulmaz.
Sayın Cumhurbaşkanı 'nın önerilerini ve uya-
rılarını nasıl karşılıyorsunuz?
- Önerilerinden "anayasal vatandaşlık" ile
"başkanlık sistemi"ne katılmıyorum. Onlarca
güçlü gerekçem var. Anayasa değişiklıkleri ile
çok önemli konularla sınırlı kalmak koşuluyla
"referandum" ve yine çok önemli durumlarla sı-
nırlı olarak "Meelis'in feshi" önerisine katılıyo-
rum. Bu arada Cumhunyet Senatosu'nun, Denet-
leme Kurulu yerine Devlet Danışma Kurulu'nun
oluşturulmasını öneriyorum. Uyanlan yararlı.
Kimilerinde katkısı, sorumlusu olduğu durumla-
nn yinelenmemesi istemi, deneyimlere dayan-
makta ve gerçeklen yansıtmaktadır. Demokrasi-
ye aykın bulmuyorum. Yarası olan gocunur. Ek-
sik söylemesi. eklenmek istenenlen dışlamaz ve
kusurlu kılmaz. Uyanlar, dilek ve öneri gibi ya-
rarlıdır.
Fazilet Partisi değişik Refah 'ı anlatıyor mu?
- Bilmem ne değişti? Zaman zaman söylem ve
görüş değişikliği özde ve özlenen değişikliği gös-
teriyormu? Anayasa'nın 69/7. maddesiyle Siya-
si Partiler Yasası'nın 95/2. maddesi her zaman
anımsanmalıdtr. Yürürlüktedir.
HADEP'in kapatüması davası için ne düşü-
nüyorsunuz?
- Demokrasilerde partilerin kapatılmayacağını
söylemek yanlıştır. Kapatılmasma sevinmek de
yanlıştır. Ama zorunlu olunca ve demokrasi su-
çu işlenince kapatıhr. Ben, bürokratik nedenler-
le kapatılmasma karşıyım. Hazine yardımından
başlayıp yerel ve genel seçimlere girme yasağı-
na kadar uzayan birçok önlemden sonra anayasal
nedenlerle kapatma olabilir. Refah davası zama-
nında partinin genel başkanı iktıdarda idi ve se-
çim yoktu. Şimdi seçim olması, seçimlerde güç-
süz kalması için davanın açıldığını göstermez.
Yargıda işlemler tamamlanır, gereği yapılır, baş-
ka şeye bakılmaz. Dava zamanı yönünden yönel-
tilen suçlama doğru değildir. Dava konusu ise
yargıda olduğundan bu evrede bu hususta bir şey
söylemem doğru olmaz. Kimi yazarlar hukuk ve
yargı konusundaki bilgi yetersizliklerinden yan-
lış eleştiri yapıp gereksiz önerilerde bulunuyor-
lar. Yargıya saygısı, hukuka bağlılığı olmayanın
dinlenmesı güçtür. Dinci sermaye ve okul işi iz-
lenmelidir.
Sizin Atatürk'le ilgili bir şiiriniz Anayasa
Mahkemesi bahçesindeki Atatürk Anıtı'ndan
kaldırılmış, öyle mi?
- 1953'te yazdığım, çok yerde masalarda ve
vitrinlerde olan on dizelık bir şiırdi. Atatür-
kümüzün sözlerinı hepimızbiliyoruz. BizimO'na
bağlıiığimızı. saygımızı, yaklaşımımızı anlatan,
O'nda birleştıren, çoğunluğun katıldiğı sözlerin
paylaşılması gerekir. Şiirin yazıldığı mermerlev-
hayı armağan olarak koydurmuştum. Bana bilgi
verilse ve bana gönderilseydi daha uygun olurdu.
Anıtın öbür yanlanna ahnabilirdi. Kimilerinden
özür dilemek ya da kımilenne yaranmak için
yapılmadıysabile Atatürk'e saygıyla, önceki baş-
kana saygıyla bağdaşmaz. Önemli olan halkın
sevgisidir. Her yerde kurumunun düzeyiyle,
konumuyla ters düşen kimselere rastlanabilir. O-
layı gerici yaytn organlannda savunmak, onlann
desteğine sığınmak kötü. Ibretle izleniyor.
Atatürkçü Düşünce Derneği nasü gidiyor?
- Yurtdışında adımızı taşıyan kuruluşlar bizim
yasal organlanmız, şubelerimiz degil. Yurtiçin-
de 407 şubemız, 66.215 üyemiz var. Kimi katı,
koşullanmış, önyargılı, amaçlı, bozguncu kişilere
karşm giderek güçleniyoruz. Özlü, özverili üye;
güç, ama güçlü şube istiyoruz. Siyaseti et-
kilemeye çalışıyorsak da kendımiz için siyasal a-
macımız yok. Ülkemiz bağlamında Atatürk-
çülüğün etkin ve egemen olmasmı istiyoruz. Sap-
lantılara, sapkınlıklara, çelişkili sentezlere, Os-
manlı özlemciliğıne karşı>ız. Dilbirliği ve Öz-
türkçe yanlısıyız. Tam bağımsızhkçıyız. Hiçbir
siyasal partinin yandaşı değiliz. Atatürk ilkelerini
ve Türkiye Cumhuriyeti'ni, laikliği benimseyen
herkesi destekler, bu değerlere karşı olanlarakar-
şı çıkanz. Gereksiz. yağma, talan, peşkeş türü
özelleştirmeye, uygulama ve işlemlere, ulusal
çıkan göz ardı eden, ulusal hukukumuzu dışlayıp,
aygımızı yadsıyan anlayışa karşıyız. Banşçıyız.
Komşulanmızla ilişkilerimizi bozan, bizi savaşa
çekmeye neden olacak oldubittilerle, sömürgeci
ve yayılmacı anlayışla birlikte olamayız. Ulusu,
ulusallığı benimsemeyen, ümmetçiliğe açık olan
milliyetçiliği geçerli sayrnıyoruz. En büyük Türk
Atatürk'e karşı olan. milliyetçi olamaz. Derneği
daha devingen, bilim ve kültür ağırlıklı, kapsam-
lı etkinliklerle daha yararlı duruma getirip genç-
lere teslim etmeyi amaçlıyoruz. Güvenilir bir ku-
ruluşuz.
'Atatttrkçü ve ilericiyiz'
Sol güçbirliği için diişünceleriniz?..
- Atatürkçü ve ilenciyiz. Sağcı ya da solcu
değiliz. Atatürkçülük, aydınlanma ve çağdaşlaş-
madır. Gecikmiş de olsa sol güçbirliğini kişisel
olarak alkışlanm. Kuruluşum bu tür yapılan-
malann dışındadır.
Karşısmda da değildir. Bu girişim, bizim
bağımsız ve yansız yapımızla bağdaşmıyor. Salt
siyasal amaçlıdır. Biz, Ekim'de, büyük, ilerici, et-
kin demokratik kitle örgütleriyle ülke sorunlan
için dayanışma anlaşması yaptık. Bunu şimdilik
yeterli buluyoruz. Kişisel ilişkilere kanşamayız,
kurumsal ilgimiz yoktur.
Şiirle ilişkiniz bugünlerde nasıl?
-Ilk şiirim 1949'da yayımlandı. On şiirkitabım
çıktı. Bir hobi olarak sürdürüyorum. Bunu an-
lamayıp, kişiliğime, ilkeliliğime karşıtlıklannı il-
kel, düzeysiz, aydın niteliğiyle bağdaşmayan
biçimde değerlendirenler var. Gülüp geçiyorum.
Sanmm yıl sonuna doğru iki kitabım çıkacak.
Apo yurda getirildi, ne diyorsunuz?
-Özetle söyleyeyim. Devletin gücü bir kez da-
ha kanıtlanmıştır. Sanığı belli olmayan olaylar da
aydınlatılmalıdır. Başan, devletin; devlet
hepimizindir. Partilere. kişilere bağlamayahm.
Ağırbaşlılıkla karşılayıp hukukun gereklerini
yerine getirelim.
Siyasete girecek misiniz?
- Hayır. Hiçbir partinin adamı ya da adayı de-
ğilim.
Bir öneri ya da çağn aldınız mı?
- Almadım. Söylentilerin tümü gerçek dışı.
Alsanız ne yaparsıntz?
- Duruma göre değerlendirir, gerekli yanıtı
veririm.
CUMARTESt
YAZLLARI
ATAOL BEHRAMOĞLL
Sıkıntı ve Unuıt...
"Sıkıntı ve Umut" Cahit Külebi'nin toptu şiirler
kitabının adıdır. Külebi'nin bu adı taşıyan bir şiiri
yok. öyleyse neden böyte adlandırmış toplu şiir-
ler kitabını? Bunu artık Külebi'den öğrenemeyiz.
Fakat tahmin edebilmek güç değil. Bu iki duygu-
yu sık sık ve neredeyse aynı anda yaşıyoruz...
Son günlerde sıkıntılar üst üste geldi. Maliye'ye.
muhasebeciye, vergi dairelerine bağimlt yasama
zorunluluğu, olabilecek en can sıkıcı şeydi. Ceza-
evine kapatılmak bile özgür bir ruhu bu kadar da-
raltamazdı. Çünkü cezaevinde de aklınızla ve ru-
hunuzla özgür kalabilirsiniz.
Birkaç gün önce bir TV programındaki konuş-
mamda söylediğim gibi, yazariıkta emeklilik yok-
tur. Dağlarca'nın. Melih Cevdet Anday'ın, llhan
Berk'in, kazandıklan "telif" gelirleri muhasebecı
tutmaya yetmeyeceğine göre, kendi elleriyle telif
geliri defteri tutmalannı, vergi daireleri önünde kuy-
rukta beklemelerini düşünmek, gülünçten de öte
iç daraltıcı ve isyan ettiriciydi. Maliye Bakanı'nın
perşembe günü yaptığı açıklamayla bu akıl almaz
karardan geri adım atılmamış olsa, benim bugün-
kü yazımın başlığı "s/V/7itaatsizliğe çağn" olacak-
tı... Yasaya uymayacak, bütün yazarian bu yasa-
ya uymamaya çağıracak, bu nedenle bir kovuş-
turmaya uğrarsam köşe yazılanma son vererek,
hiçbir yeni şiirimi yayımlamayarak ve bütün kitap-
larımın yeni basımlannı durdurarak protestomu
sürdürecektim...
Göğsümüzden ağır bir taşın kalkmasını, küçük
de olsa bir ferahlık rüzgân estirmeyi ortak çaba-
mızla sağladık. Mustafa Özyürek, Güngör Uras
gibi konunun uzmanı yazar arkadaşlarımız yakla-
şan tehlikeyi önceden haber vermişlerdi. Onlara
teşekkür borçluyuz.
TYS, Pen Yazarlar Derneği ve Edebiyatçılar Der-
neği yönetimlerinin birlikte düzenlediğı basın top-
lantıst, yayımlanan ortak bildiri, bu bildiride söz ko-
nusu yasaya uyulmayacağının bildirilmesi ise kı-
sa sürede bütün yazarlan birleştiren ortak müca-
delenin işareti ve ilk önemli adımıydı.
Yazarlar dünyasında son birkaç günde yaşanan
bir başka sıkıntı, TYS Genel Kurulu öncesinde ya-
ratılmak istenen bulanık ve sıkıntılı hava oldu. Ni-
yet ve amaç ne olursa olsun, toplumun yazardan
beklediği düzeyle bağdaştınlması olanaksız bir ta-
vır ve üslup, kamuyu bir süre şaşırtıp tedırgin et-
ti. Bu sıkıntı da uzun sürmedi. Sağduyu çizgisine
gerilemek zorunluydu. Öyle de oldu...
Evet.. Sıkıntıyı ve umudu birlikte yaşıyoruz... Sı-
kıntı, yaşadığımız hayatın heryanından, sanki ken-
diliğinden fışkınyor... Umudu ise çabamızla elde
edebiliyoruz...
Yazımın yayımlanacağı cumartesi günü Türkiye
Yazarlar Sendikası'nın 11. Genel Kurulu, örgütü-
müzün tarihinde ilk kez kendi genel merkezinin bi-
tişiğindeki toplantı salonumuzda yapılacak... Bu
donem yönetim kurulu üyeliğine aday olmayaca-
ğımı ve nedenlerini önceden açıklamıştım. Özet-
le, meslek örgütlerinde, bütün kurumlarda, nöbet
değişimi, enerji yenilenmesi doğaldır ve öyle de ol-
malıdır...
Yazarlar yazariık emeğini daha bilinçle telif hak-
lannın çağdaş bilgileriyle savunmalıdır. Bunun ör-
gütlü olarak yapılması, çağdaşlığın gereği, zorun-
lu koşuludur. Toplumumuza olan başkaca görev-
lerimizin yerine getirilmesi de sıkıntı veren kof slo-
ganlarla değil, yazarlığın mesleki sorunlannı
temele alan bir örgütlenme anlayışıyla başarılabilir.
39 yıl önce yapılmıştı
39 yü önce yapılan anıtin 4 ayağına Kurtuluş Sava-
şı'nı anlatan kabartmalar yerieştirilecek.
Şehitler Anıtı
tamamlanıyor
ÇANAKKALE (AA) -
Çanalckale Şehitler Anı-
t 'nın eksik bölümleri, ya-
pılışmdan 39 yıl sonra ta-
mamlanıyor. Mimar Si-
nan Üniversitesi öğretim
üyesi Doç. DT. Ferit Öz-
şen'in başkanlığındaki bir
ekip. 8 ay boyunca çalışa-
rak anıtın eİcsiklerini ta-
mamlayaca. Yetkililer, ek-
sik rölyeflerin ve kitabe
bölümünün tamamlana-
bilmesi için Italyan Fagor
firması tarafından 150
milyar lira değerinde, üç
boyutlu nesnelerin yapı-
mında kullanılan CNC ci-
hazının getirildiğini belir-
terek, anıtın 4 ayağında da
Kurtuluş Savaşı'nı simge-
leyen kabartmalann ola-
cağını kaydettiler. 1954
yılmda Milliyet gazetesi-
nin kampanyası ile yapı-
mına başlanan, 1960 yılı
ağustos ayında tamamla-
nan Çanakkale Şehitler
Anıtı'nın noksanlan 39
yıldır tamamlanmamıştı.
Geçen yıl Arena Progra-
mı yapımcısı Uğur Dün-
dar'ın kampanya başlat-
masıyla, anıtın noksanla-
nnm tamamlanması yeni-
den gündeme gelmiş.
Kültür Bakanlığı, proje
yanşması açrruştı. Yanş-
mayı kazanan Doç. Dr.
Ferit Özşen. geçen yıl
Kültür Bakanı lstemihan
Talay'ın da katıldığı tö-
renle, anıta ilk çekicı vur-
muştu. Çanakkale Şehit-
ler Anıtı'nın eksik kısım-
lannın tamamlanması
amacıyla Istanbul Men-
kul Kıymetler Borsası da
(IMKB) sponsorlugu üst-
lenmişti.