19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER K a p l a n c ı l a r A I m a n y a ' d a 1 6 y 11 d a n a s ı l t e r o r i z e o l d u ? Tespihten tetiğe: KaplancılarMETtNGÜR KÖLN - Eyalet Yüksek Mahkemesı Soruşturma Hâkimliği tarafindan hakkın- da 23 Mart I999'da tutuklama karan çı- kanlması sonucu, Federal Krimınal Da- iresı görevlilerinin, özel timin ve Kuzey Ren Westfalya Eyaleti polis teşkilatının birlikte düzenlediği bir operasyonla söz- de halife Metin Kapian'ın tutuklanması, Almanya'daki Türkiye çıkışlı şiddet yan- lısı şeriatçı akımlann başını çeken Kap- lancılara ağır bir darbe oldu. Köln'ün Nippes adıyla tanınan ve Tür- kiyelilerin yoğun yerleştm merkezlerın- den biri olarak bilınen bölgedeki Uluca- mi'ye, aynı yerde Anadolu Federe Islam Devleti'nin merkezi olarak kullanılan bi- naya yûzlerce polisin baskın yaparak Me- tin Kaplan'ı tutuklaması ve onun "cihat askerieri" dediği yaklaşık 40 koruyucu- sunun gözaltına alınmasının ardından, merkezi Almanya'nın Karlsruhe kentın- de bulunan federal başsavcılığın yaptığı açıklamada Kaplanctlar ilk kez terörist bir örgüt olarak nitelendirildi. Operasyon yöneticilere karşı Büyük operasyonun cemaate karşı ol- madığını, hareketin başını çeken ve terö- re ilgi duyan yöneticilere karşı olduğunu belirten başsavcılık açıklamasında, "Mu- hammed Metin Kaplan, Hilafet Devleti adındaki örgütün sorumlusudur. Bu orga- nizasyon içinde kendi amacına hizmet ede- cek bir terör birimi oiuşturmuştur. Al- manya ve Avrupa ülkelerindeki emirlikk- rinin başında kendisi ve Köln'deki bu grup \ardır. Her şeye bunlar karar verir. Lye- leri köktendinci Islam ve Sünni inançhdır. Bu teşküat Tiirkiye'de Kuran esaslanna dayalı bir şeriat devletinin kurulmasını amaçlamaktadır. Kaplan. Alman Anaya- sası'nı ve hukuk düzenini de reddetmek- tedir" diyor. Kaplan'm. amacmı gerçekleştirmek için teşkilat içinde kendisini eleştirenleri ve davadan dönenleri etkisiz hale getirme girişimlen içinde olduğu da vurgulanan açıklamada, Federal Kriminal Dairesi ta- rafindan Almanya genelinde Kaplancıla- ra yönelik soruşturmanın sürdürüldüğüne de yer veriliyor. Kaplan Almanya'da Avrupa'daki Türkiye kökenli Islamcı teşkilatlara bakıldığında, Türkıye'de ol- duğu gibı beyin takımının Diyanet çıkış- lı olduğu görülür. llabiyat fakültelennöe okurlar, Diya- net'ttfjSanBerini yaparlar, dışanda eyle- me geçerler. 1980 askeri darbesinin ar- dından çeşitli yollarla yurtdışına, Tiirki- ye'de müftülûk yapmış, Islami kesim için- de kariyeri olan Diyanet çıkışlı çok sayı- da hoca gitmişti. Bunlar içinde en çok sivrilenlerden bi- • Sözde halife Metin Kaplan'ın Almanya'da tutuklanması, şeriatçı örgüt için büyük darbe oldu. 1982 yılında Almanya'ya giden Cemalettin Kaplan, özellikle îran'la ilişkiye geçtikten sonra çevresinde toplananlan teröre kanalize etmeye başladı. ri de 1982'de Almanya'ya giden Cemalet- tin Kaplan'dır. 15 yıl Adana müftüsü olan ve Diyanet tşlen başkan yardımcıltğına kadar yükselen Kaplan, Almanya'daki ls- lamcı kuruluşlann en uç noktasında yer almış, Ortadoğu ve Türkiye'ye uzanan kollanyla şiddet eylemlerinın çekim mer- kezi haline gelmiştir. 1984'te Cemalettin Kaplan'la birlikte Millı Görüş'ten ayrılarak Islami Cemiyet- ler ve Cemaatler Birliği'ni kuran ve ilk başta Milli Görüş'ün yüzde 80'ıni safla- nna çeken hocalardan Selahattin Yazıcı (Bağdatlı eski müftü). Mustafa Özçelik, Mahmut Çolak, tbrahim Kaba. Ahmet Polat \ e Alaattin Özdemir, Kaplan'a yaz- dıklan 9.10.1987 Köln tarihli mektupta çok önemlı açıklamalarda bulunuyorlar. Hocalar. Kaplan'dan ayrıldıkları sırada yazdıklan bu mektupta, dışa yansımamış teşkilat içindekı tehlıkeli gelişmeleri bir bir dile getıriyorlar. sadece Kaplancılan değil. Diyanet"ten Milli Göriiş'e kadar uzanan bir olaylar zıncirini ortaya seri- yorlar. 19 konunun yer aldığı bu belgede. Ce- malettin Kaplan'ın Avrupa'ya neden yol- landığı \e nasıl şıddete başvurduğu şöy- le dile getıriliyor: "Avrupa'y a. Milli Görüş içerisindeld ih- tüaflan halletmek üzere gönderildiniz. Ne yaak ki ihtilaflann halli sö> ie dursun, ce- maati iftiraka (parçalanma>a) sürekleye- rek yeni camilerin açılmasına ve veni ce- maatlcrin kurulmasına sebep oldunuz. Arkasından da açılan bu camilere 'nıes- cid-ı dırar", cemaatlere de 'küfFar" fetva- lan savurarak ölümlerine yalan fetvalar uvdurdunuz. Bu mevzuda o kadar Ueri Metin Kaplan'ın serbest bırakılmasuu isteyen 600 kadar gösterici, Karlsruhe kentinde buluııun teık ı .n yuk<>ek mahkemesâ önünde toplamü. Eylemcilerin arasında çok sayıda kadın ve çocuğun bulunması dikkat çekti. Kaplancılardanprotesto eylemi HAKANKARA FRANKTURT-Babası Cemalettin Kaplan'ın ölümünün ardından Al- manya"da kendisini 'halife' ılan eden Metin Kaplanın tutuklanmast üzeri- ne örgûtün yandaşlannca başlatılan eylemlerdûn de sürdü. Sayılan 600'ü bulan Kaplan yandaşı, Almanya'nın Karlsruhe kentinde bulunan Federal Yüksek Mahkemesi binası önünde gösteri yaptı. Kaplan'ın tutuklanması- nı protesto eden e> lemciler, "Haüfeye özgürlük","Bizkr terörist değil, Müs- lümaıuz" pankartlan taşıdıiar. Kap- lan'ın getirildiği Karlsruhe kentine, Almanya'nın değişık kentleri ile Fran- sa, Etelçika Ve' Hollanda'dan gelen ey- lemciler arasında çok sayıda kadın ve çocuk da yer aldı. Başsavcılığm izin vermesi üzerine 5 eylemci Kaplan'la telefon görüşme- si yaptı. Kaplancılar, liderleri ile gö- rüştükten sonra eylemlerine son ver- diler. Şeriat devleti kurmayı amaçla- yan Metin Kaplan, önceki gün Alman- ya"da Federal Başsavcı Kay Nehm'in istemi üzerine gözaltına alınıp tutuk- lanmıştı. Köln'de bulunan ve 'Hilafet Devfcti'ne ait olduğu belirtilenbinalar- da gerçekleştirilen operasyonlar sıra- sında olaylar çıkmış, polise direnen Kaplancı milıtanlardan 40'ı gözaltına alınmıştı. Çıkan çatışmada üçü ağır olmak üzere 14 polis yaralanmıştı. gittiniz ki 'Humeyni'nin selahiyeti bende olsa keserim bütün bu hocalann başını' diyerek cellat olmak bile istediniz. Zaten her zaman sizinle oimayan melek bile ol- sa onun küfrüne. beraberinde olan şeytan dahi olsa onun da sağlam bir Müslüman olduğuna fetva verecek kadar İslami ölçü- lerden uzakolduğunuz bilinmektedir. 4\- rupa'ya geldikten sonra ilk karargâhınız olan Milli Görüş hakkındaki fetvanız 'Milli Görüş'ten başka Islam cemaati, Milli Gazete'den başka Islami gazete ve Hicret mecmuasından başka da mecmua tanımam" dediniz. Sonralan ise bunlan bep ters iddialarla iptal cttiniz. Bu da kâ- fı gelmeyerek. bu cemaati paramparça et- meye sebep oldunuz. Yine İslami tekelini- ze alarak başladınız Müslümanlara kâfir ve mürted damgalan vurmay a ve yine baş- ladınız asb esası oimayan bir sürü yalan fet\a uydurmaya." İran ve Kaplan Hocalann mektubunda Kaplan'ın tran'a gidip geldikten sonra nasıl değişti- ğiyle ilgili şu satırlar yer alıyor: "Iran'a gidip geldikten sonra ne kadar ehl-i sün- net \arsa hepsine karşı amansız düşman kesildiniz. Birçoğuna kâfir. kimine mürted ve diğer bir kısmına da münank hükmü verdiniz. Bu konuda raporlar hazırlayıp birçok da yaalar yazdııuz. Verdiğiniz kon- feranslarda cemaate,' tran"la Türkiye ara- sında harp çıkarsa, siz hangı ordunun ya- nmdayeralacaksmız' diyerek sorularsor- dunuz. Coabını da kimseyi beklemeden siz verdiniz: "Iran ordusunun yanında. de- ğil mı 9 ' Avrupa'da yaşa\an bu milletin iş- ci evlatlaruu baba ve dedelerine düşman hale gerirdiniz. Vaazlannızda, örnek ola- rak sahabevi kiramı, dört mezhebin una- mını değiL Humey ni'yi ve tran mollalan- nı misal verdiniz.' 1 Polat'ın açıklamalan İslami Cemiyet ve Cemaatler Birli- ği'nin genel başkan yardımcısı olan ve dört yıl Kaplan'la birlikte çalışan tanınmış hocalardan Ahmet Polat. İslami Cemaat- ler Birlıği'nden ıstifa edip aynldığında tran'la ılişkiler konusunda basına şu il- ginç açıklamayı >apmıştı: " 1986yıiında Mekke-i Mükerreme'den dönmüştüm. Cemalettin Hoca bir toplan- tıda idi. Toplanb>a beni almama>a çalıştı. Başka bir oda>a çekerek İran için bir yü- riiyüş \apma>ı karaıiaşürdıklannı sö\le- di. İtiraz ederek. Humey ni'nin resimleriy- le y ürü\emeyecegimizi söyledim. Bunun üzerine Kaplan,' Bütün masraflannı ken- dilen karşılıyor. 250 bin rnark ödeyecek- ler dedi. Ben ise degü 250 bin, 500 bin mark bile olsa yapüamayacağmı tekrarla- dım. Yürüjüş iptal edildi." Yarın: Öl de ölelim, vur de vuralım' Adalet Bakanlığı, dosyanın çeviri işlemi tamamlandıktan sonra Bonn'a gönderileceğini açıkladı Metin Kaplan^ın iade dosyası hazırlaınyor ALPERBALLI .\NKARA - Adalet Bakanı Prof. Dr. Selçuk Öztek, Köln'de tutuklanan şeriatçı "Hilafet Devleti" örgütünün lideri Metin Kaplan' m Almanya'dan iade istemini içe- ren dosyanın hazırlandığını, çeviri işlemi- nin tamamlanmasının ardından büyük olasılıkla gelecek hafta Bonn'a gönden- leceğini bildirdi. Dosyada, Kaplancılar ör- gütü hakkında lstanbul, Adana ve Erzu- rum DGM'lerde görülen davalardaki an- latımlar. ıddianame ve diğer kanıtlar yer alıyor. Almanya, Kaplan'ın Köln'de tutuklan- dığını Türk adli makamlanna ilettikten sonra Ankara Dışişleri Bakanlığı kanalıy- la Bonn vönetimine iade başvurusunda bulunarak dosyanın en kısa sürede gönde- rileceğini bildirdi. Cumhuriyef in sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Öztek, Kaplan' ın iade do's- yasının hazırlandığını belirterek "Tercü- me edili>or. Bayram tatili içinde Alman- ya"dan iadesi istenecek. Adana, İstanbul, Erzurum DGM başsavcılıklan tarafindan hakkında açılan davalar \ar. Bunlara isti- naden istenecek1 * dedı. Öztek. iade olası- lığı konusundakı soru üzerine. Kaplan'ın Almanya"da siyasi mülteci statüsünde ol- duğunu belirterek konunun bu açıdan da ıncelendiğini hukukı durumunun önü- müzdeki günlerde netleşeceğini bildirdi. Alınan bügiye göre iade dosyasında cumhunyet savcılıklan ile mahkeme dos- >asındakı şu saptamalar yer aiacak: - Eski Adana Müftüsü Cemalettin Kap- lan, 1980 yılında Almanya'nın Köln şeh- rınde radikal tslamcı faaliyetlere başladı. 1983 'de Islami Cemav it \ e Cemaatler Bir- liği'ni. 1994 yılında da Anadolu Federe Is- lam Devleti'ni ilan ettı. - Kaplan'ın 1996'da ölümü üzerine ye- rine oğlu Metin Kaplan geçti. -1998 yılında cihat ilan etti. Hakkında gıyabı tutuklama karan almdı. - Örgüte üye olmak için teröristlerden imzalı "btad senedi" alınmakta. Cemalet- tin Kaplan'ın ölümünden sonra Metin Kaplan, "Şûra. bölge emirleri. gençlik emirieri, Av rupa gencjik emirleri ile cema- at" hıyerarşısi içinde faaliyetlennı y'ürü- tüyor. tslamı dönemde olduğu gibi cihat için aıdat adı altında müritlerınden ve ınançlannı sömürerek özellikle Alman- ya'daki Türk vatandaşlanndan para topla- makta. - Terörist örgüt. patlayıcı > üklü bir uça- ğın 29 Ekim İ998 günü tören sırasında Anıtkabir'ın üzerine intihar saldınsı dü- zenleyerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti yoneticılerinin öldürülmesi girişimi; Me- tin Kaplanın ılan ettiğı cihat seferberliği- nin bir eylemıdır. - tstanbul DGM Başsavcılığı'nın bu te- rörist örgütle ilgili soruşturması çerçeve- sınde ıfadesi alınan sanık Kuddusi Arma- ğan, Anıtkabır'e saldın eyleminin Metin Kaplan \e şûra tarafindan düşünüldüğü- nü, kendisine bağlı olarak faaliyet göster- diği Hassen Gençlik ve Dillenburg emiri olan Süleyman Hoca'dan öğrendiğini ve kendisini fedai olarak kabul ettiği için ey- lemi yapmak istediğini söylemişti. - Metin Kaplan, militanlanna Türki- ye'de özellikle camiler başta olmak üzere halkın yoğun olarak bulunduğu merkez- lere kitlesel imha eylemleri düzenleyerek "provokasyon" yapmalan talimatı \ erdıği. sanıklann anlatımlannda yer alıyor. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Uçakta Uçak yolculuklarında şiiryazmışlığım var... ("Hel- sinki'ye Bir Şiir", "Avustralya'dan Aynlırken Uçak- ta Düşünceler",.. Ikisi de, ilginç bir rastlantıyla, bir ülkeden aynlırken yazılmış şiirier...) Zaman zaman yazı notlan almış olmam da doğal. Fakat uçakta bir "köşe yazısı"na ilk kez başlıyorum... Çarşamba sabahı 09.05'te istanbul'dan hareket eden "AirFrance" uçağındayım... FransızKültürve Eğitim bakanlıklannın "Şairterın llkbahan" adıyla dü- zenlediği toplantılara katılmak üzere Parıs'e uçuyo- rum... Bulgaristan'ı geride bıraktık... Romanya üzerinde uçuyoruz... Az önce pılot, Fransızca sonra Ingiliz- ce, uçağın güvenlik nedeniyle olağan rotasını izle- meyeceğinı, Yugoslavya üzerinden uçmayacağımı- zı bildirdi... Parantez içinde "son günlerdeki politik olaylar" açıklamasını da yaparak... ">4//"Frafice"dergisindeki haritadayeni rotayaba- kıyorum... Romanya için sağa kıvnlıp Yugoslavya'yı solumuzda bırakarak bir kez daha yaklaştığımız Ka- radeniz'den Macaristan'a doğru uçuyorolmalıyız... Yeni rota yolumuzu biraz uzatıyor... Uçağın kuyruğunda, en arkada, cam kenannda- yım... Yanımdaki koltuklar boş. Böylece daha rahat yazabiliyorum. Havagüneşli, açık. Aşağılarda küçük parçalı bulut kümeleri... Buna karşın, arada bir, ka- lemi durdurmamı gerektirecek kadar sallanıyoruz... Sarsıntının kuyrukta daha aüçlü hissedilmesi do- ğal... Uçak yolculuklannda tedirginlik duymamak ola- sı mı? Yine de bunun "görece" bir duygu olduğu- nu biliyorum... Yazıya başlamadan önce, saate, "ilerlemiş olmasını" dileyerek bakıyordum... Az ön- ce, "ileriememiş olmasını" dileyerek baktım... Pa- ris'e inmeden yazımı bitirmeliyim... Bu "görece "liğı bir başka nedenle, Avustralya yolculuğundadayaşamıştım...Sydney'eüçaşama- da, toplam 24 saatte uçuran dev uçaklarda, uçak- ta olduğunuz duygusunu bir süre sonra kaybediyor- sunuz... Birkaç ay önce Zürich-lstanbul arasında uçarken Isviçre Havayollan uçağı tüm yol boyunca kesinti- siz sarsılmıştı... O zaman uçak sarsıntısıyla gemi sarsıntısının benzerliğini düşünmüş, -sarsıntı uçak- taki anzayla değil havayla ilgili olduğundan- ille de düşmemiz gerekmediği sonucuna vaımıştım... (Meslekten arkadaşlar benzetmemin doğru olduğu- nu söylediler...) Yine de, az önce, "kemer uyarısı" gerektiren sar- sıntı, yüreğimi hafiften de olsa çarptırdı... Bu "ılkel içgüdü"üen tümüyle kurtulmak belki mümkün de- ğil... • • * Yaklaşık iki saattir uçuyonjz, yaklaşık bir saattir, yazıyorum. yaklaşık bir buçuk saat sonra Paris'e ın- miş olacağız... Fakat yazımı Paris'e inmeden önce bitireceğimı artık biliyorum... Yolculuk nasıl "kı- vam'ını bulduysa, ben deyazmanın kıvamındayım... Yeşılköy Havaalanı'na (bu kez trafik nedeniyle de- ^ ğtl, kalkış saatini yanlış anımsamama yol açan ken- ' di dalgınlık ve dikkatsizliğim nedeniyle) son anda u- " laştığımdan gazete alamadım... Uçak girişindeki sergide yolculara sunulan gazetelerden "Milliyet", "Hürriyet" ve "SatoaAHagüne başladım... Sabah'ta Selahattin Duman'ın yazısı ("Ben enteli fındık ile...") bu uçakyolculuğundaki hafif yürek çarpıntı- sının bir başka nedenini, arka kabinde görevli zarif hostes bayanı ilgilendirecek kadar benı kahkahalar- lagüldürdu... Duman'ın yazısı bence bir mizah baş- yapıtıydı.. Yine "Sabah"ta Can Dündar'ın yazısı ("Bakan, katili gördü...") ölçülü duygululuğu ve (Do- ğan Öz'ün öldürülmesinin 21. yılında, bu cinayete ilişkin) üzücü, düşündürücü saptamalanyla mükem- meldi... (Bir an, "renklioas/n"ımızı eleştirirken, kimi kez, o gazetelerde yazan gerçekten seçkin yazar ar- kadaşlanmızı incitebileceğimiz düşüncesi aklımdan bir "özeleştiri" gibi geçti...) • • • Saat 12'ye çeyrek var... Dingin bir uçuşla Paris'e yaklaşıyoruz... Inışe birsaatten az kaldı... Önümde- kikottukta"Cum^unyef"okunuyor...Epeycebirsü- redir, insanlann toplu olarak bulunduğu birçok yer- de "Cumhuriyet"'\ daha sık görüyorum... Birazdan, başlığını gördüğümde yakın bir akraba yüzü gönmüş gibi sevindiğim gazetemizi "ödünç" aiacak ve Pa- ris ilkbaharına -"Cumhuriyet" yurtdışında henüz günlük yayımlanmadığından- yazılannı birkaç gün okuyamayacağım "/cöşedaş"lanmın yorumları ve yazıişleri mutfağında nasıl bir sorumluluk duygu- suyla, nasıl ortaklaşa birçalışma bilinciyle kotanldı- ğına tanık olduğum "güvenilir" Cumhuriyet haber- leriyle ineceğim... Yüksek Mahkeme'den ret Hatiboğlu'nun işlemi usulsüz bulundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkeme- si, TBMM Başkanvekili \asin Hatiboğlu'nun seçimlenn er- telenmesine ilışkın önergeyı genel kurulun gündemıne al- ması karannı iptal etti. Anayasa Mahkemesi, ANAP, DYP ve DSP'li 153 milletvekilinin, 21 Mart 1999 günü açılan usul tartışması sonucunda yapılan oylamayla DTP'nin ge- nel seçimlerin ertelenmesine ilişkin öngergesinin TBMM Genel Kurul gündemıne alınması konusundaki karannı verdi. Mahkeme. genel kurul gündemine alınan önergeyi yeni bir iç tüzük ihdası yarattığı gerekçesiyle oyçokluğuy- la iptal etti. Ancak içtûzük uyannca komisyondan geçme- yen önergeler45 gün geçmedikçe genel kurula getirilemı- yor. TBMM İçtüzüğü'nün "Bekleme süresi' 1 başlığını taşı- yan 36. maddesi komisyona göndenlen konularla ilgili şu sınırlamayı getiriyor: "Komisyonlara havule edilen işlerin görüşüunesine, ha- \ak tarihinden itibaren 48 saat sonra başlanabilir. Komis- yona ha\ ale edilen e\ rak. komisyun başkanhğınca resen ve- ya komisyon üyderinden beşi tarafindan yazryla istenirse, basanlarak komisyon üyeterinedağıtıur. Bu takdirde söz ko- nusu süre, dağınm tarihinden itibaren başlar." "Komisvon- lardainceleme süresi" başlıklı 37. madde ise 45 günlük sü- reyı şöyle düzenliyor: "Tasan veya teküflerle kanun hük- münde kararnamelerin esas komisyonlara havak» günün- den itibaren en geç 45 gün içinde sonuçiandınlması gerekir. Bu sürenin bitiminde tasaru teklif \e kanun hükmünde ka- rarnamenin doğrudan genel kurul gündemine alınmasını hükümetve teklif sahipleri isteyebilir.... Süresi içinde komis- yondagörüşüuneyen kanun hükmünde kararnameler. doğ- rudan genel kurul gündemine alınmak üzere Meclis Baş- kanhğınca Danışma Kurulu'na götürülür.1 ' Anayasa Mahkemesi önceki gün verdiğı kararda ise TB- MM Başkanı HikmetÇetin'in TBMM'yi olağanüstü top- lantıya çağırmasını usule uygun bulmuştu. İzmir Cumhuriyet Savcılığı, gazetelerde çıkan haberleri ihbar kabul etti Iııuuıı nikâhlı Aktaş^a soruşturma .»212ı 2f) X') 78 [i Hatı >fECATt AYGCS İZMİR- ANAP İzmir büyükşehir belediye baş- kan adayı Kutiu Aktaş'ın ış kadını Sema Rama- zanoğlu ile dını nikâh kıymasına tzmir'de sert tep- kıler sürerken gazete haberlerinı ihbar kabul eden İzmir Cumhuriyet Savcılığf nca soruşturma baş- lattığı öğrenildı. Hukukçular, Aktaş'ın imam ni- kâhı kıymasının suç olduğunu belırtirken İzmir Baro Başkanı Çetin Turan. "Türkhe Cumhurive- ti devietinde bakanhk ve \alilik yapmış birinin bu gerceği bilmemesi mümkün değü" dedı. Aktaş, dini nikâh kıyma- sına ilişkin tepkilere "Kim- se benim özel hayatuna ka- nşamaz" derken CHP'nin tzmir büyükşehir belediye başkan adayı Yüksel Çak- mur. "Türkiye'de İçişleri Bakanlığı yapmış, valilik yapmış bir insan, bu rutu- muyla çok düşündürücü bir yerde" dıye konuştu. İçişleri Bakanlığı yapmış bir kışinin dini nikâhla ev- lenmesini eleştiren İzmir Barosu Başkanı Çetin Tu- ran. "Böyle bir seynı gerçek oiabileceğine inanmıyorum. Çok üzünfü verici bir du- rum. Türkiye'de salt imam nikâhı ile geçerli bir evlilik kurumu voktur. Türkive Cumhuriyeti de> letinde bakanhk \e valilik y apmış birinin bu gerçeği bilmemesi mümkün değil" de- di. lstanbul Cumhuriyet Başsa\ cısı Ferzan Çitici, Aktaş'la ilgili soruşturma açılabilmesi için dini nikâhın nerede kı> ıldığını ögrenmeye çalıştıklan- nı dile getirdı. Çitici. "Kutiu Aktaş'ın nereden di- ni nikâh kıydığıni bilmhoruz. Burada çok sa> r cı var, tıangi sa\cmın sorumlu olduğu bölgede bu ni- kâhın kıyıkiığını şu anda saptayamadık" yanıtını verdı. DenizSom 9 a ödül Doğa Sa\aşçılan Çevre Örgütü tarafindan Türkiye'deki çevre sorunlannın çözülmesi amaavla bu yıl beşjncisi düztnlenen "Doğa Sa\i aşçılan Çe\Te Odülleri'" önceki gece Çı- rağan Sarayı'nda gerçekleştirilen törenle sa- hiplerini btiklu. Boğazlardaki sorunlara dik- kat çekmek amacıyla hazırianan ıııultisi/- yon gösterisinin ardından gazetemiz yazan Deniz Som, Hürriyet gazetesinden Yasemin Boran ve Süteyman Arat, Posta ^zetesi, Sa- bah tstanbuleki, NTV,Prof. Dr. AhmetSam- sun"lu.fotoğrafçıCüneytOğuztüzün, Dr. Ab- diilkadir Tann\erdivesunucu Güner Ümit'e odülleri verikü. Törende Ata\ ve Banş Vlan- ço'ya da DoğaSavaşçılan Çe> re Örgütü Baş- kam Zafer Murat Çetintaş tarafindan "özel ödül" sunuldu. Manço'nun ödülünü eşi La- leMançoaldı. (Fotoğraf: KADER TUGLA) Hukukçular. Kutlu Aktaş ile Ramazanoğlu'nun TCK'nin 2374, dini nikâh kıyan hocanın ise 237/3 maddesini açıkça ihlal ettiklerinı savundular. Bu arada gazetede çıkan haberleri ihbar kabul eden İz- mir Cumhuriyet Savcılığı. soruşturma başlattı. Savcılığın 237-3 ve 23 7 4 maddeye muhalefetten Aktaş'ın önümüzdeki günlerde ifadesini alacağı öğrenildi. Dini nikâh tzmir'de sert tepki gördü. Yüksel Çakmur. "Siz Türkiye'ııin neresindesiniz? Türki- ye'de İçişleri Bakanlığı yapmış. valilik yapmış bir insan, bu rurumuyla çok dü- şündürücü bir yerde. O ma- kamlarda oturmuş bir insa- nın tutumunun neolması ge- rektiğine bütün İzmirliler karar verecek" diye konuş- tu. Aktaş: Ozel hayaüm Dini nikâh kıydırdığı için eleştinlere hedef olan Aktaş ise kendisine yöneltilen bu konudaki sorulara "Herkes evlenirken dini nikâh yap- maz mı? Ben de dini nikâh yapnm. İşlerim şimdi yoğun, hafifledikten sonra elberteki resmi nikâhımı yapacağım. Kim demiş resmi nikâh yap- Ormayacağımı? Hem bu be- nim özel yaşannm. Kimse benim özel yaşantima kan- şamaz" yanıtını vcrdi EIHHNRRLlSflNflT GflLERlSl TEMATİK SERGİLER-I 20 Marî-30 Nisan'99 "Kımliks'deşen Cogrofyo ve Koybobn Kökkr" Cihat ARAL Avni ARBAŞ Aydın AYAN Mahmut CEUYİR Artin DEMİRCİ Nedim CÜNSÜR Özer KABAŞ Yusuf KATİPOĞLU Ursula SOLTERMAN İrfan ÖNÜRMEN Sezai ÖZDEMİR Mustafa ÖZEL Orhan PEKER EmelSAHİNKAYA Yavuz TANYELİ Ercüment TARHAN Akagündüz TEMÜR SabahattinTUNCER AlpTamer ULUKILIÇ Pazar gunü harıç hergün 11 00-19.00 arası açıktır. Istıklal Cd Elhamra Pasajı N o . 2 0 8 B e y o ğ l u Tel: (0212) 245 15 08 Fax: (0212) 244 19 83 IİODİ saıut fal«fisi RUHİ GÖRÜNEY Resim Sergisi 24 Mart-14 Nısan'99 Vahkonagı Cd. Pasaj 73 Nısanlası Tel: (212) 225 23 37 MUHSİN BİLYAP (Akademik - dışı) RESİM ATELYESİ Daimi Sergisi Sarraf Ali Sok. No:27 Moda Kadıköy • Tel: 330 81 10 (^ALMELEK UGURALGAFUROGLU Naif Resim Sergisi 20 Mart-20 Nisan'99 İ M K CıaffteP UK *»»» 1' * ' S X rs IflC Nre*jelye «ybr Zi Ni Apl Ne 24/6 Levem T«t (IB12) 269 8014 • F»r (0212) 284 35 H GALERİ ve SERGİ ilanlarınız için: 0212.293 89 78
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle