15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 SUBA1 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Milli Eğitim Şûrası, mesleki ve teknik eğitimde kaynak fonu oluşturulmasını önerdi 'Oğretmenler seııdika kursun' Eğitim-Sen 'Eğitimcüer gece nöbeti istemiyor' ts&ubtd Haber Servisi -Eğitim-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer, Istanbul Valiliği'ninkamukurumların- da güvenliğın sağlanması amacıyla, ka- mu çalışanlannın 24 saat nöbet tutma- sını öngören genelgesini öğretmenlerin kabul etmeyeceğıni açıkladı. Bu tûı bir uygulamarun dünyanın hıçbir ülkesin- de olnradığını behrten Dinçer, "Bu ge- nelge, ülkeyi yönetkileriıûn yönetme an- faryîşlannı veöğretmenlere baktşaçılan- nı da ortaya koymaktadır" dedı. Eğitim-Sen tstanbul şubeleri tarafm- darı valiliğin "gece nöbeti" genelgesini protesto etmek amacıyla dün Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyo- nu(KESK)Genel Merkezi'ndebirtop- lanti düzenlendi. Eğıtim-Sen Istanbul 3 No'lu Şube Başkanı Rıza Dalkıhç. 4 No'lu Şube Başkanı Ahmet Korkmaz ve 8 No'lu Şube Sekreteri Mustafa Tur- gut'un da katıldığı toplantıda koouşan 2 No'lu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer. genelgenin okullarda öğretmenlerin bü- yük tepkisine neden olduğunu söyledi. Dinçer, genelgenin, zaten çok olumsuz koşullar ve çalışma ortamlannda görev yapan öğretmenlerin, eğitimdeki verim- liliklerinin dûşmesine ve çalışma istek- lerinin körelmesine neden olacağma dikkatçekti. Istanbul Valiüği'ningenel- gesinin tüm yurt valüiklerince de uygun görülerek yaygınlaştınlmasının olası ol- duğunu ifade eden Dinçer, "YıHardır hak arayan kamu emekçilerine 'potan- siyel suçtu' muamelesi yapan vetküiler, şimdi onlara kamu kurumlarının gü- venliğmi tesBm etmekte, iki kamu çab- şamyia sabotaj oiasıhğıııı engelIev«bUe- ceklerini düşünmektedirler" diye ko- nuştu. Kamu çalışanlanna "gece bekçj- fiğF'nin, Sabotajlara Karşı Koruma Yö- netmeliği'ne ve 222 Sayılı tlköğretim Kanunu'na aykın olduğunu belirten Dinçer, öğretmenlerin. yasalara karşın genelgelerle dayaülmak istenen gece bekçiliği görevinı kabul etmeyecek- lerini vurguladı. Dava yeniden görülüyor Sıvas sanıkları hakaret yağdırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Sıvas dava- sı, Yargıtay'm bozma karannm ardmdan Anka- ra 1 No'lu DGM'de yeniden görülmeye başladı. Samklar, "Siz, bu deviete Apo'nun yaptiğından daha faziasını yapıyorsunuz. Stdn vicdan fle cflz- dan arasındavereceğiniz karann_'" diyerek mah- kemeye hakaret etti. Sanık AB Kurt, duruşma sa- lonundan çıkanldı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, Sıvas*ta Madımak Oteli'nin yakılarak 37 kişinin öldûrûlmesiyle ilgili davada yerel mahkemenin 25*ı tutuklu 50 sanık hakkında verdiği hükmü usul yönünden bozmasının ardmdan dava, dün Ankara 1 No'lu DGM'de yeniden başladı. Mahkeme başkanı Mehmet Orhan Karade- niz'in, samklar ve avukatlan ile müdahil avukat- lanndan bozma karanna karşı diyeceklerini sor- ması üzerine sanık Aîi Kurt, "Vereceğiniz kara- ra güvenim yok. Savunmav a ihtiyacım yok. Sizin vicdanile cüzdan arasındavereceğiniz karannJ" dedi. Kurt, sözlerini sürdürürken mahkeme baş- kanı, sanıktan yerine oturmasmı istedi. Yerine otururken de sözlerini sûrdüren Kurt, "Hiçbir suçum yokken siz kaleminizi kırabfliyorsunuz" diyerek bozma karanna uyulmasını istedi. Sanıldardan FarukBelkavlL BanşManco'nun "AB yazar, VeK bozarr diye sözü bulunduğunu anımsatarak "Onun için verilecek karann bir hükmü yok. Kjeskin sirkesiniz, küpünüze zarar- suuz" diye konuştu. Müdahil avukatlardan Erdal Merdot. Sıvas'ta 2 Temmuz 1993 günü meyda- na gelen katliamın hukuki vasıflandınlması ko- nusunda tarüşmalann bittiğine işaret ederek, bu olayın Cumhuriyetin temel niteliklerine başkal- dın olduğunu söyledi. Madol, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin de bu olayın bir başkaldın olduğunu kabul ettiğinı bıldirerek "Şimdi yapılması gere- ken, teknik eksiklikkrin tamamlanmastdır'' de- di. Merdol'un sözlerine teçkı gösteren sanıklar- dan Ali Kurt, "Abduüah Ocalan mryız? Biz sa- vunmayız, bizisusturuyorsunuz. Kaleminizi kır- maya gefince kınyorsunuz. Biz suçsuzuz. Siz, bu de\1ete Apo'nun yapüğından daha faziasını yapt- yorsunuz" diye bağırdı. Başkan Karadeniz, sa- nığın sözlerinin mahkemeye hakaret olduğunu belirterek, Kurt'u duruşma salonundan çıkarttı. Cumhuriyet Savcısı Hamza Keleş. gelmeyen nüfus kayıtlanmn beklenmesini, duruşmada ha- zır olmayan sanıklann bozma ilamına karşı di- yeceklerinin sorulmasmı, suçun vasıf ve mahi- yeti ile delil durumuna göre tutuklu sanıklann tu- tukluluk durumlannın devamma karar verilme- sini istedi. Başkan Karadeniz, savcımn istemi doğrultusunda duruşmanın ertelendiğini bildir- di. Ankara 1 No'lu DGM. verdiği son kararda 33 sanığı ölüm cezasına mahkûm ederken, 4 sanığı 20'şeryıl, 1 sanığı 15 yıl, 27 sanığı 7 yıl 6'şaray, 2 sanığı 5'er yıl ağır hapis, 1 sanığı ise 2 yıl ha- pis cezasına mahkûm etmişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 33 sanık hakkındaki idam karannı usul yönünden bozmustu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mılli Eğitim Şûra- sı, 8 yılhk kesintisiz eğitim- de olduğu gibi mesleki ve teknik eğitimde de kaynak fon oluşturulmasını önerdi. Şûra, öğretmenlerin sendika kurması gerektiği görüşünde bırleşti. Mesleki liselerde öğ- renim görecek öğrencilerin de felsefe, psıkoloji dersleri ahnası gerektiği belirtilirken, YÖK ve bakanlık yöneticile- rinin pedagojik formasyon- dan geçirilmesi istendi. Eği- tim kurumlannın bilımsel kaygılarla açıhnası gerektiği- ni vurgulayan şûra üyeleri, i- mam-hatiplenn meslek lise- leri kapsamına gırip girmedi- ğinın netleştırilmesıni istedi- ler. 104'ü doğal üye, 426'sı se- çimle gelen üye, 195'i müşa- hit üye ve 25'i yabancı uz- man olmak üzere toplam 902 kişinin davet edildıği 16. Mil- li Eğitim Şûrası, yüksek bir katıhmla dün sona erdi. Ka- panışı Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel tarafından ya- pılan şûrada, ılk kez yabancı uzmanlann katılması da dık- kat çektı. "Mesleki veTeknik Eğitimin Ortaöğretimin Bü- tünlüğü tçinde Yeniden Yapt- landınlmasT. "Okul ve İşlet- mekrde MeslekEğra'mi ve İs- tihdamı". "Mesleki ve Teknik Eğitim Alanına Oğretmen ve Yönetici Yetiştir- me*, "Mesleki ve Teknik Eğitimde Fı- nansman" komisyonlanndan oluşan Şûra Genel Kurulu'nda 12 yılhk temel eğitim konusunda görüş birliğine vanl- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den giivence 'Şûra kararlarını destekleyeceğim' ANKAR4(Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Süley- man Demkel 16. Milli Eğitim Şûrası kararlarının arkasında duracağını belirterek, "B« ka- rarian tüm hükümetier nez- dinde desteklcyeceğiın*' dedi. Okullann diploma veren ku- rumlarhaline gelmesi nedeniy- le "dipJomafi işsizkr" oluştu- ğunu söyleyen Demirel, "An- cak o devirier kapanmıştır. Diptoma artık yetmiyor" dedi. 16. Milli Eğitim Şûrası'nın kapanış bölü- müne katılan Demirel, mesleki ve teknik eği- timin ülke için önemine dikkat çekti? Demi- rel, sanayicinin işçi, pek çok gencin de iş ara- dığını belirterek. "tşsizh'k en büyük hakstzhk ve ısOrapar. Onlara iş ve sanat verehTn" dedi. Demirel. ortaögretimin öğrencılerin yüzde 60'ının mesleki ve teknik eğitime yönelmesi- ni sağlamak üzere yapılandınlmasını istedi. "Bir loknta bir lurka ya razı olan toplumla- nn kalkınamayacağını kaydeden Demirel. "Türkrve, bu safhalan aşmıştır. Gümriik bir- ligjne girmiştir. Kendisine mal satan ülkekre artık kendisi mal satar hale gelmiştir*' diye ko- nuştu. Demirel, ileri toplumlann kendi ülkelerin- deki eğitimi tartışmaya açük- larını \-urgulayarak, "Kendi kendini gözden geçirmeyen toplumlarileriemez. Yannı bu- günden iyi yapma çabası,dina- mizmin temeüni teşkil eder" diye konuştu. Dünyanın küçülmeye başla- dığı bir sürece gıdilmesine kar- şın"birınillerinferdiounarık- rinin asla kaybobnayaca^ını" anlatan Demirel. "Buda eğiti- min birinci hedefîdir. Genel küttür, kimlik. geçmiş gelecek fıkri vererek ço- cuklan yetiştireceğiz. Türk eğitim sistemi mfl- Udir. Bizi avakta tutan, eğitimin önündeld mi- H sözcüğüdür" görüşünü dile getirdi. Demirel, Türk eğitim sisteminin önce ulu- sal sonra e\Tensel değerieri öğreteceğini vur- gulayarak şöyle konuştu: "Bu ülkenin insan- burımnnizamseven kanunsever olması, oniarm özgûr olmaması anlanuna gelmez. Ama hak- lar, haklı yollarla aranmab. Bu. banşçı otma- nın en önemli şartL Bu da eğitimk kazaıulır." Nüfus artış hızmın yûzde 3 'ten yüzde 1.5'e geriletilmesi halinde yüzde 5 kalkmma hızıy- la herkesin çok iyi eğitim alacağını ve iş bu- lacağım kaydeden Demirel, "Bu da tüm so- nınlan vok eder" dedi. dı. 70'e ulasan lise türünün tek çatı al- tında toplanarak, program cerçevesinde eğitim vermesi ve çok programlı lise düzenine geçılmesi benimsendi. 8 yıllık temel eğitimde olduğu gibı mesleki ve teknik eğitimin de oluşturulacak "eğiti- me katkıpayı'" ile desteklenmesi uygun bulundu. Şûranın son gününde ulusal düzeydeki eğitim seferberliği bağlamm- da, 2000-2010 yıllan arasında kamu kaynaklanndan eğitime aynlacak payın Gayn Safı Milli Hasıla içindeki payının 19. YÜZYTLA AİT BİNA RESTORE EDtLEREK 3 KURUMA VERİLDİ Beyoğlu'na Alman kültürevi İstanbul Haber Servisi - Istanbul'daki Almanca eğitim veren okullann mezunlannın dernekleri ile Alman Kültûr Merke- zi Goethe Enstitüsü, Ga- latasaray'da restore edi- len bir binada buluştu. "Kumırhaus" (Kültü- revi) adı verilen bina, metruk bir halde satın alınarak 19. yüzyıldaki aslına uygun restore edil- di. Bina, Beyoğlu'nda 19. yüzyılın 21. yüzyılla sen- tezlenmiş gibi bir hava estirecek. tstanbul Erkek Liseli- ler Eğitim Vakfı, Avus- turya Liseliler Vakfı ve Alman Goethe Enstitü- sü, Beyoğlu Tomtom Mahallesi Yeniçarşı So- kak 52 numarada bulu- nan ve 1895'te yapılan "Appartement Verno- udaki*' binasında bir ara- ya geldi. Ayru binaya ta- şınan üç kunımun, Be- yoğlu'nda Alman kültü- rünün merkezi olacağı belirtildi. Binanın hizmete açılı- şı nedeniyle önceki ak- sam bir kokteyl düzen- lendi. Kokteyle bu ku- rumlardan çok sayıda davetli katıldı. Binayı restore ederek yeniden kullanı- ma sunan Avusturya LiselileT Vakfi Başkan Yardımcısı mimar Bereket Uluşahin, 19. yüzyıldan kalma, döne- minin en iyi ahşap ve demir işçiliğine tstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfi. Avusturya Liseliler Vakfi ve Alman Goethe Enstitüsü aynı binada buluştu. (KADER TUĞLA) sahip olan binanm, 1995 yıhnda satın alındığını, 1998'de başlanan restoras- yonunun bir yılda tamamlandığını söyledi. Binanm cephesinin aslına uygun olarak korunduğunu belirten Uluşa- hin, iç mekânlann da olabildiğince kullanıhr hale getirilerek modern bir görünüm kazandınl- dığmı kaydetti KOOmilyar harcandı Istanbul Erkek Liseli- ler Eğitim Vakfı Başka- nı Ender Ciner de bina- nm restorasyon ve dona- nımı için 800 milyar lira harcandığını belirterek amaçlannın Beyoğlu'na eğitim ve kültür etkinlik- lerinin yoğun olarak ya- şanacağı bir merkez ka- zandırmak olduğunu söyledi. Ciner. rafıne Alman kültürünün toplumla bu- luşması için kültürevinin önemli bir işlevi yerine getireceğini kaydetti. Istanbul Erkek Liseli- ler Vakfı'nın yüzde 85, Avusturya Liseliler Vak- fı'nın da yüzde 15'ine sahip olduğu 8 kath bi- nanın 6 katını kullana- cak olan Alman Goethe Enstitüsü. binada kiracı olacak. Toplam 2 bin 811 met- rekarelik bir alanı kapla- yan kültürevinin 8. katı- nı Avusturya Liseliler Vakfı, 5 katını da Istanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı kullanacak. Binada bir kafeter- ya, bir kütüphane, boğaz manzarah bir teras ve Goethe Enstitüsü'ne ait der- shaneler bulunuyor. yüzde 10'açıkanlmasınınya- sal düzenlemelerle güvence altına alınması istendi. Eği- tim, Gençlik. Spor ve Sağlık hizmetleri vergisinin yıllık enflasyon oranında arttınlma- sı, taşıt alım vergisi ile ilgili düzenlemenin yüzde 12'ye, Akaryakıt Tüketim Vergisi ile ilgili düzenlemenin yüzde 5'e çıkanlması önerilen şûra ka- rannda şöyle denıldi: "tlköğretim giderkrinde kuUanumak üzere başlaülan eğitime katkı pavı uygulama- sulOcak2001tarüûndeniti- baren,ortaöğretimi ya>gınlaş- brmakve geltştirmekamacıy- la31A ralık 2005 \ılına kadar uzaülmabdır. Mevduat faizi, repo. hisse senedi ve borç se- nedi gibi işlemlerde ilgili ku- rum ve kuruluşlarca halen ya- pümakta olan yasal kesintiler toptamından yüzde 2'tik pay aynlması ve bunun mesleki ve teknik eğitime tahsis edflmesi saglanmabdır." Şûrada. öğretmenlerin mesleki değerlerini korumak ve geliştirmek amacıyla sen- dika kurmalannı kolaylaştıra- cak yasal ve yönetsel düzen- lemeler yapılması. sağlıklı eğitim kararlannm alınması için Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve bakanlık yönetici- lerinin pedagojik formasyon- dan geçirilmesi kabul edildi. Şûra üye- lerinin görüşlerini belirttiği bölümde, tartışmalar imam-hatip liseleri üzerinde odaklandı. Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Gazaka eğitim sısteminde tı- kanma yaşandıkça pek çok türde okul açıldığını, bunlardan buinin de imam-hatip liselen oldu- ğunu vurguladı. "imam-ha- tip liselerindeki çoculdar da bizim çocuklanmız, yoksul halk çocuklan" diyen Ga- zalcı, "Ama bu okuliar eği- tim buügini kemirdL Kim- sevi karşınuza almamah, bi- limsel kaygılarla hareket et- mehyiz" dedi. Rakamları abartılı' Türk-Iş, Hazine'yi Ecevit'e şikâyet etti ANKARA (CumhuriyetBürosu) -Türk-lş, toplusözleşme görüşmelerinde rakamlan saptırdığı gerekçesiyle Hazine'yi Başbakan Bülent Ecevit" e şikâ> et etti. Türk-îş Genel Başka- nı BayramMeraL "l zmanlar.dağdan gelen,yoldangecen ra- kamlan hesapediyor. Abartarakortaya bü>r ükbir rakam ko- yuyorlar. Gerçek böyle değil" dedi. Bayram Meral. Türk-tş Yönetim Kurulu üyelen ile dün Başbakan Ecevit, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Ozkan \e Maliye Bakam Nami Çağan ile bir araya gelerek sözleş- me görüşmelerini değerlendirdi. Yaklaşık 40 dakika süren görüşmenin ardmdan açıklama yapan Meral, Ecevit'in ba- kanlara talımat vererek. kendilerinin getirdiği önerinin de- ğerlendirilmesini istediğini bildirdi. Sözleşme görüşmeleri- nin seçımlerden önce sonuçlanması olasılığının sorulması üzerine Meral, "Sayın Başbakan'a bunu anlatuk. Biz huzur- suzluk olsun demiyoruz. Aksi takdirde, demokratiktepkimi- zi ortava kovacağız'' diye konuştu. Meral, sözlenni şöyle sürdürdü: "Bakanlanmız ortava koyduğumuz konulan bir daha değerlendirecekler ve yeni- den bir araya geleceğiz. Sosyal haklar baki kalmak koşuluy- la yüzde 50'yi birinci 6 ayda bulacak rakam istedik. Bu iste- ğimizi Başbakan'a da aktardık. Savin Başbakammız bilebil- diğim kadanyia farklı bir bügUendirmevedoğnı götürülmüş. Uzman arkadaşlar sağlıklı bilgi aktarmamış. Biz gerçek ta- lepkrimizLdüşüncelerimizi Başbakan'a aktardık. Sayın Baş- bakan, olayı sonuçlandırmak için, çok daha derin bir çalış- yapabilmeleri için bakanlara taUmat verdL" Ergin: Bana mal ediyorlar Karagümrük Çetesi yargı önünde ESKİŞEHtR (Cumhuriyet) - "Karagümrük Çeteâ'nin lideri Nuri Ergin, Mustafa Duyar'ın öldürülmesi nedeniyle yasamımn tehlikeye girdiğini, Dev-Sol ve DHKP-C'nin de ölüm listesinde olduğunu ileri sürdü. Ergin "Askerimi öldü- ren kişivi öldürttü diyorsa bu kamuoyu, Nuri Ergin öldürt- müştür. Öldürttüm, diyorum. Ama ben öldürtmedim. bana mal edivoriar. Şerefli Türk askerini nöbetinde öldüren şeref- sizj öldürmüşse, ben de kabul edivorum" dedi. Kamuoyunda "Karagümrük çetesi" olarak bilinen cete- nin elebaşlan Nun ve Vedat Ergin'in. Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde talimatla ıfadeleri alındı. Mahkeme salonu- na ayn ayn alınan Ergin kardeşler, haklannda Eyüp, Bakır- köy ve Inebolu Ağır Ceza mahkemeleri tarafından açılan, adam öldürme, adam öldürmeye teşebbüs, esrar ve uyuştu- rucu bulundurmak davalan ile ilgili ifade verdi. Nuri Ergin. davalarla ilgili ifadesmi tamamladıktan son- ra, hâkime hitaben konuştu ve işlemediği suçlann da kendi- ne mal edüdiğıni öne sürerek "Firardajken olsun, cezaevin- de yatarkenolsun, yapmadığun işleri banayüklüyorlar. Mus- tafa Duyar'ı da benim öldürttüğüm söylendi. Ben öldürece- ğim adamlan kendim öldürmüşümdür. Öldürdükkrime de sahibim" dedi. Nun Ergin, daha sonra şöyle konuştu: "Havatım tehlikede. ölüm listesindeyim; askerimi öldüren kişivi öldürttü diyorsa bu kamuoyu, Nuri Ergin öldürtmüş- tür. Öldürttüm.diyorum. Amaben öldürtmedim.Şerefli Türk askerini nöbetinde öldüren şerefsizi öldürmüşse, ben de ka- bul edivorum." 'Köy kursu gerekB' _ Eğitımci Prof. Dr. Fevzi Öz, kırsal kesimin kalkın- ması için gezici köy kursla- nnın gerekliliğine dikkat çekti.Gazi Üniversitesi öğ- retim üyesi Prof. Dr. Musta- fa Alnntas. "rejimin sonra- dan peşine düştüğü" imam- hatip liselerinin meslek mi genel lise mi olduğunun ta- nımlanmasını istedi. Altın- taş, imam-hatip lisesi me- zunlanndan şeriatçı polis, kaymakam, vali yetiştiğini söyleyerek, "Güneydoğu Anadolu'da eğitim önündeld en büvük engel oradaki fe- odal vapı. Bu >apı kınlmah. Yoksa eğitim reformu ol- maz" dedi. 52 yılhk oğretmen AB Er- kan. Türkiye'deki kadarçok okul çeşidinin gelişmiş ül- kelerde bile olmadığına işa- ret ederek, "ABD'de 37 bin program var, ama 37 bin okul yok" dedı. Yeni model- le teknik okul öğrencilerine üniversite kapısuıın kapatıl- dığını kaydeden Erkan, bu yanlışın düzeltilmesi gerek- tiğini anlattı. Erkan, okul müdürlüklerinin vekâletle yönetılmesinin de çok yan- lış olduğunu söyledi. Eğitim sisteminin "yaz-boz" tahta- sına dönmesini eleştiren Er- kan, bakanlığın Genelkur- may Başkanlığı gibı bagım- sız birim haline getirilerek, her türlü siyasi baskıdan uzak tutuknası önerisinde bulundu. Eğitim-Sen Eğitim Sekre- teri Cemal Ünlü. meslek yüksekokullannın bakanlık bünyesine alınmasuu istedi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Mustafa Duyar ve Can DündarGeçen hafta Sabah gazetesinde Can Dün- dar'ın, "DuyarKonuşacaktı" başlıklı, çok ilginç bir yazısı çıktı. Cumhuriyet okurlannın genellikle bir- kaç gazete alabilecek durumda olmadıklannı bih- yor ve birkaç gazete alanlann Cumhuriyet dışın- daki tercihlerinin Sabah gazetesi olacağını pek dü- şünmüyorum. Bu nedenle, kendisinden izin alma- mış olmama karşın Can Dündar'ın yazısındaki çok ilginç bazı konulan sizlerîe paylaşmak istiyorum. Bundan, sevgili Dündar'ın da mutlu olacağına ina- nıyprum. Öcalan'ın yurda getirilmesiyle birlikte, pek çok önemli şey göz ardı edildi ve kelimenin tam anla- mıyla, "kaynadı". Oysaki bazı olaylar arasındaki bağlantılar doğru kurulabilirse, ortaya öyte sonuç- lar çıkabilecek ki bu sonuçlann ortaya çıkmaması için her şeyi yapmaya razı birtakım insanlar var. Can Dündar, öldürülmesinden beş hafta önce, Adalet Bakanhğı'ndan Mustafa Duyar'la görüşmek için izin almış. "Benim soracaklanm vardı, onun da söylemek istedikleri..." diyor. Ve Can Dündar devam ediyor: "Bir süre önce büroyu telefonla arayan bir kişi, Sabancı suikas- tını üstlenen örgütten olduğunu söylemiş ve ka- nıtlaması zor, ancak son derece önemli iddialar or- taya atmıştı. Telefondaki kişi, olayın aynntılannı, yurtdışında bizzat suikastın tetikçilerinden dinle- miş ve suikast sonrasında rahatça kaçmayı, bir polisin yardımı sayesinde başardıklannı öğrenmiş- ti. Aldığı diğer bilgiler, suıkasta ilişkın kafalardaki soru işaretterini pekiştiriyordu. Telefonu kapatırken, kendi zihninde vardığı so- nucu, iki cümleyle özetledi: 'Bunu yapan, deviet örgütlenmesi içinde bir kol... Bir iç hesaplaşma vardı ve işi bize çözdürdüler'..." Can Dündar, daha sonra bu iddialarla eldeki ipuçlannı birieştinmiş ve ilginç sonuçlara ulaşmış. Bunlann tümünü ele almaya yerim yok. Ancak. kendimce en çarpıcı olanlannı sizlerîe paylaşmak istiyorum. "- (Susuhuk'ta kaza yapan) Arabada Çatlı ve Bucak'/n şoföriüğünü, eski Emniyet Müdür Yar- dımcısı Hüseyin Kocadağ yapıyordu ve suikas- tın 'içerdeki ayağı' Fehriye Erdal'/, Sabancı Cen- ter'a 6 ay önce, onun bağlantılı olduğu temizlik şir- ketinin yeıieştirdiği öne sürülüyordu. - Sabancı Center santralından dışarı hangi nu- maralann arandığını kaydeden bilgisayar, suikast günü 'arızalanmış', Türk Telekom'daki kayıtlar da silinmişti. - Biryıl önce, eski Adalet Bakanı Şevket Kazan, Duyar'ın deviet adına bazı eylemlerde kullanıldı- ğına dair iddialardan söz etmişti. Zaten Duyar da- ha önceki örgütünden de 'polisle işbiriiği yaptığı' gerekçesiyle atılmıştı. Sabancı suikastından son- ra örgütünün 'kendisini kullanıp paçavra gibi attı- ğını' görünce belkı de Suriye'ye geçip PKK'ye s/- ğınmak istemiş, ancak bu yol da kapanınca Şam'da Türkiye Büyükelçiliği'ne gidip teslim ol- muştu." Can Dündar, "Suikasttaki Susurluk bağlantısını çözecek anahtar, Afyon Cezaevi'ndeki birhücre- deydi. Idamla yargılanıyordu" diyor. Ve çok ilginç bir biçimde sürdürüyor "Daha önce suçu üstlenen, ifadesini değiştir- mek istiyordu. Itirafçı affından yararlanmak için 'Bildiğim bütün sırlan açıklamaya hazırım' diyor- du. Ancak pişmanlık talebi, yasadaki başvuru sü- resi dolduğundan kabul edilmemiş, o da üç kez 'intihar teşebbüsünde bulunmuş'ftv. atv için görüş- me talebiyle Adalet Bakanlığı'na başvurduk. Ba- kan, 'Sanığın açıklayacaklannın yargıya yardımcı olabileceği' gerekçesiyle izin verdi. Afyon Cezaevi yönetimiyle görüşüldü. Duyar'ın yazılı oluru da alındı. Kendisi de görüşmeyi arzu ediyordu. Her şey hazırdı. Fakat Duyar'ın konuşmak için öne sürdüğü ba- zı koşullar, bürokrasiye takıldı. Bakanın açık emri- ne rağmen bakanlıktaki 'bir bürokrat', şifahen ve- rilen görüşme izninin geri alınması için özellikle uğraştı. Şimdi öğreniyoruz ki bizim Duyar'la görüşme izni aldığımız, fakat resmi izin yazısı bir türlü çık- madığı için gidemediğimiz Afyon'a, aynı günler- de 'Karagümrük Çetesi', 'aynı bürokratın' verdiği izinle nakledilmiş; gittikten iki hafta sonra da ge- len 'vur emri' üzerine bizden önce Duyar'ı 'ziyaret etmiş' ve 4 kurşunla cezasını ınfaz etmiş." "Komplo teorilerini sevmiyorum" diyor Can Dündar. "Ancak 'tesadüfün' bu kadanna inanma- yı da saflık sayıyorum..." Ne kadar doğru. Acaba toplumca bu denli saf ya da budala mı olduk? Anlamsız bir "paranoya "ya kapılmayalım derken, acaba "unutkanlığın" ve "vurdumduymazlığın" girdaplannda mı kaybol- duk?.. Can Dündar'ın birkaç fırça darbesiyle resmetti- ği görüntü, insanı ürpertecek korkunçlukta. Dev- letin adını ve gücünü kultanan "birilerinin" elleri buralara kadar uzanabiliyorsa, "sokaktaki insan" kendi baştna ne yapabilir, nasıl "dur" diyebilir? Hiç olmadı, Adalet Bakanlığı'ndaki "bir bürok- rat^ bir kenara çekseler ve "anlat" deseler... Belki oçözülür... BÜLENT DtKMENER HABER ÖDÜLÜ YARIŞMASI Gazetecı Biilent Diknıener'ın anısmı yasatmak ve Türk gazetecıliğine olan katkılannı manevi yönden sürdürmeyi sağlamak amacıyla, adına 1980 yıhnda konulan "Haber ÖdüHT 1998-1999 döneminde de sür- dürülmekted\T. Ödül koşullan şöyledir 1. Ödüle her Türk gazeteci aday olabilir. 2. Adaylık. gazetecmın kendi ya da Ödül Komıtcsi'nin önerisi ile ger- çekleşir. 3. Odüle aday göstenlecek haberlerin 1 Nisan 1998 ile 31 Mart 1999 tarihlen arasında günlük gazeteler ya da süreli yaymlardan binnde yayımlanmış olması gereklidir. 4. Ödüle aday olabılmek için nitelikleri 3. maddede belirtılen haberlenn yayımlandığı gazete ya da süreklı yayınlann bir sayısının 12 Nisan 1999 günü akşamına kadar Biilent Dikmener Ha- ber Ödülü PK: 246/lstanbul adresine taahhütlü olarak ulaştırılması zorunludur. 5. ödüller: a) Haber Ödülü, b) Mansiyon, c) Jüri Özel Ödülü olarak belirlenmiştir. Kazananlara. ödülü simgeleyen birer plaket ile özel armağanlar verilir. 6. Seçici Kurul: Müfit Alaçalı, Yalçm Bayer, Fıkret Dağlıoğlu, Orhan Erinç. Yalçın Eryalçın. Doğan Katırcıoglu, Ergin Konuksever. Oktay KurtbÖke, Turgay Olcayto. Erkan Özmen, Denız Som. Yılmaz Tunçkol ve Ulvı Yanardağ'dan oluşmuştur. Orhan Apaydın (1926-1986), Etem Ütük (1925-1989), Ayhan Başoğlu (1928-1993), Kavhan Edip Sakarya (1948-1994), Soner Girgin (1937-1995) Çetin Özb«yrtk (1939-1995), Erhan Akyıldız (1947-1998).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle