Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
lmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet
Çetinka\a • Yaziışleri Müdürü. Ibrahim
Vıldız • Sorumlu Müdür Fikret llkiz
# Haber Merkezı Müdürü: Hakan
Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser
lstıhbarat Cengiz Yıldınm# Ekonomı Özlem
Yüzak • Kultür: Handan Şenköken • Spor
Vbdülkadir Yücelman # Makaleler. Sami
Karaören • Düzeltme Ahdullah Yazıcı •
FotoSraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yun Haberlen: Mehmet Faraç
Yajın Kurulu tlhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Oktav
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya.
Şükran Soner, Ergun Balcı,
tbrahim Ylldız. Orhan Buruüı,
Maslafa Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsilcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı
No. 125, Kat:4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020 (7
hat), Faks-4195027 •IzmırTemsilcisı SerdarKızık,
H.ZıyaBlv 1352 S.2/3 Tel:4411220, Faks 4419117
• AdanaTemsilcısrÇetinYiğeııoğln, lnönüCd. 119
S.No:l Karl.Tel:363 12 11. Faks: 363 12 15
Müessese Müdunı Üstün Akma •
Koordınalor Ahmet Koruban 9 Muha-
sete Bûknt Yener • Idare Hiseyin
CflrerC Bılgı-lşlem N»İJ lnal«Bılgı-
sayarSıstem Mürüvet ÇikrCSauş
MEDYA C: • Yönetim Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gülbln
Erduran # Koordınatör Reh»
Işıtman # Genel MûdürYarduncısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
V a>ımla)an \e Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basm ve Yayıncıhk A Ş
Turkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lsl PK:246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hall Faks (0 212)513 85 95
27ŞUBAT1999 İmsak:5J0 Güneş: 6.36 Öğle: 12.24 ikindi: 15.26 Akşam: 17.58 Yatsı: 19.19
Patinaj
• Spor Servisi -
Halifax"ın Nova Scotia
kentinde devam eden 4
kıta Artıstik Patinaj
Şampiyonasf na dün
yapılan yanşmalarla
devam edildi. Bayanlar
kısa programda
Özbekistan'dan Tatiana
Malinina birinci olurken
ABD'li Amber Convin
(üstte) ikinci ve yine aynı
ülkeden Angela
Nikodinov da ûçüncü
oldu.
'Viagra, yeşil
reçeteyte
saülmair
• AıNKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Sağlık Bakanı Mustafa
Güven Karahan, llaç ve
Ruhsatlandırma Bilimsel
Komisyonu'nun
değerlendirmesi sonucu
izin verilen Viagra'nm zor
ve karmaşık prosedür
nedeniyle satışının
zorlaştınldığına ilişkin
iddialan yanıtladı.
Viagra'nm heyet raporu
ve yeşıl reçeteyle
satılmasının doğru
olduğuna inandığını
belirten Karahan 'İlacı
ihtiyacı olan kişilerin
kullanması lazım. Ölümle
sonuçlanan durumlar ortaya
çıkabılir. İlaç firması fazia
para kazansın diye bunun
sorumluluğunu alamam"
dedi.
'Vejetaryen
diyef sakıncası
• LONDRA(AA)-
lngiltere'deki Bristol
Üniversitesi'nin yaptığı
bir araştırma. hamilelik
döneminde "vejetaryen
diyet" uygulayan
kadınlann doğurduğu
erkek bebeklerde genital
bozukluklara rastlanma
oranının yükseldiğini
ortaya koydu. Araştırmaya
göre "Hypospadias" adı
venlen cinsel organdaki
şekil bozukJuklan
hamilelikte etten, özellikle
kırmızı etten uzak duran
kadınlann doğurduklan
erkek bebeklerde görülen
anomalilerin başında
geliyor.
Erozyonla
savaşım
• TRABZON(AA)-
KTÜ Reşıt Tarakçıoğlu
Amfisi'nde düzenlenen
Erozyonla Mücadele
Eğitm Semineri'nde
konu>an TEMA Vakfı
EğitİTi Bölüm Başkanı
Celal Ergün, erozyonla
mücadelenin 'milli bir
mücadele' olduğunu
belinerek herkesin bu
konula üzerine düşeni
yapnası gerektiğini
bildiîdi.
Cinsel isteksizlik, uyku ve yeme bozukluklan, aşın yorgunluk hastalığın belirtilerinden...
Yoğun stres bıınabma sokuyorÇeviri Servisi - Gelişmiş ül-
kelerdeki kayıtlara göre her üç ki-
şiden birinde görülen ve en sık
yaşanan psikolojik rahatsızlıklar-
dan biri olarak nitelenen depres-
yon, genellikle yoğun stres yaşa-
nan süreçlerde ya da bu süreçle-
rin sonunda ortaya çıkıyor. Dep-
resyon uzmanlan bunun nedeni-
ni çağın sorunu olarak bilinen
strese baglıyorlar.
Dünyanın en ciddi psikoloji der-
gilerinden Psychoiogie Heute'de
yayımlanan habere göre uzun yıl-
,1ar baskı altında yaşayan insan
beyninin bazı sistemlerinde olu-
şan biyolojik yaralar, ileriki yıllar-
da yaşanan ani ve yoğun stresler
altında (yakınlardan birinin ölü-
mü, boşanma, işini kaybetme, ağır
hastalık, aynlıklar ve yaşanan or-
tarrun değişmesiyle yalnız kalma
gibi) depresyon olarak ortaya çı-
kıyor.
Depresyon, sûrekli üzgünlük,
çaresizlik ya da umutsuzluk du-
• Depresyon halindeki hasta, sürekli olumsuz
deneyimleri ve sorunlan üzerinde duruyor,
çevresinde sadece olumsuz oluşumlan algılar
hale geliyor ve kendini 'hiç' olarak tanımlıyor.
rumu olarak niteleniyor. Ancak
uzmanlar bu hastalığın aynı za-
manda insanın bilinçaltında ken-
dine yönelttiği bir agresyon (sal-
dırganlık) olduğunu da belirtiyor-
lar. Ağır depresyon hastalannda-
ki yüksek intihar eğilimi bu sal-
dırganlıktan kaynaİdanıyor.
İnsanlardan kaçıyor
Depresyon halındeki hasta, sü-
rekli olumsuz deneyimleri ve so-
runlan üzerinde duruyor, çevresin-
de sadece olumsuz oluşumlan al-
gılar hale geliyor ve kendini "hiç"
olarak tanımlıyor. Bu süreç içeri-
sinde karar vermekte, tercihleri-
ni belirlemekte zorlanmaya, in-
sanlardan (arkadaşlar, dostlar, ak-
rabalar) kaçmaya ve kendini izo-
le etmeye başlıyor. Cinsel sorun-
lar (isteksizlik), uyku ve yeme bo-
zukluldan ve aşın yorgunluk his-
si, huzursuzluk ve korku depres-
yon semptomlan arasında bulunu-
yor. Psıkologlar, bu belirtilerin
birkaçını kendilerinde görenlerin
hemen bir uzmana başvurmalan
gerektiğini vurguluyorlar.
Birçok uzman depresyon teda-
vilerinde, beyinde düzeyi düşen se-
retonin oranlannı yeniden yük-
selten antidepresan ilaçlarla bera-
ber psikoterapi de önenyor. An-
cak terapi süreci içinde stresten
uzak durmak gerekiyor.
İnsan beyni, baskı ve stres kar-
şısında salgıladığı hormonlar
(CRH) aracılığıyla, kalbin daha
hızlı çarpması, dikkatin toplan-
ması ve kan basıncının yüksel-
mesine yol acan doğal bir tepki ve-
riyor. Evrim biyologlannın ifade-
lerine göre ise, beynin insan var
olduğundan bu yana işlettigı bu ko-
rumasistemi, insanı 'zararlı' ola-
rak algıladığı durum karşısında
kaçmaya ya da saldırmaya hazır-
lıyor. Tehlikeden kurtulduğunda
böbrek bezleri devreye girerek
salgılanyla insanı eski sakin ha-
line döndürüyorlar.
Stresten kurtulamıyor
Oysa bugünün insanı kimi du-
rumlardada kaçarak ya da saldı-
rarak stresten kurtulamıyor. Böb-
rek bezleri tehlike asla geçmedi-
ği için insanın gerginliğini gevşet-
me görevlerini yerine getiremi-
yor, stres sürdükçe salgılanan hor-
monlar uzun dönejnde beynin kim-
yasını bozuyor ve depresif tepki-
lerin yolunu açıyorlar.
Depresyon tedavisi gören kişilerin mümkün oidu-
ğunca stresten uzak durmalan gerekiyor.
Paltıwv9
dan
vazgeçilmezÇeviri Servisi - Gwyneth Paltrovv yakında
Türkiye'de gösterime girecek olan ÂşıkSha-
kespeare adlı filmde sergılediği güçlü oyu-
nuyla, Altın Küre ödülünü aldıktan sonra, şim-
di de 'En ryi kadın oyuncu' Oscar ödülüne
aday gösterildi.
25 yaşındaki genç oyuncu Yedi(Seven), Em-
ma. Mükemmd Gnayetve son olarak Âşık Sha-
kespeare filmlerindeki üstün perfonnansıyla
Hollywood'un yeni yıldızı olarak görülüyor.
Sektörün önemli film şirketlerinden Mira-
max'ın 'arök vazgeçeroeyiz' dediği Paltrow,
Hollyvvood'da uzun yıllar aradan sonra Grace
KeDy ve Audrey Hepburn ün bıraktıgı boşlu-
ğu dolduran isim olarak da niteleniyor.
Hollyvvood, Paltrovv dan önce. JuUa Roberts,
Sandra Bullock, Nkoie Kklman ve Cameron
Diaz'da aradığı asil aristokrat tarzı Paltrow'da
yakaladığına inanıyor. Amerika'nın ve Avru-
panın önde gelen sinema eleştirmenlerinin de
katıldığı bu görüş, Time Magazinec göre, Ja-
ne Austen'in ünlü esennden uyarlanan Emma
filminde yaşama geçiyor ve Paltrovv, "Zara-
feti Amerikan sinemasına yeniden kazandın-
yor".
Çevresinde gelişen ünü henüz tam olarak kav-
ramadıgını veherşeyinadetakendidışındaoluş-
tuğunu söyleyen Paltrow, olduğu gibı kalma-
ya kararlı. Şöhretten başının dönmesinden ya
da ünün kendisine zarar vermesinden kork-
muyor. Bilinçli tavırlan, genel kültürü ve ken-
dine güveniyle 2000'li yıllann kadını olarak
da nitelenen genç oyuncu, çevresinde özellik-
le dengeli ve sağlam kişiliği ile tanınıyor. Gwvneth Paltnrw. ünün kendisine zarar \ermesinden korkmuvor.
U l u s l a r a r a s ı k o n f e r a n s b a s l a d ı
'Küresefleşme ıılus
devleti zayıflath'
tstanbul Haber Servisi - Küreselleşme
sürecinin ulus devleti zayıflattığı belirti-
lerek bu sürecin sonuçlannm henüz tam ola-
rak kestirilemediği vurgulandı.
Goethe Enstitüsü, Fnedrich Ebert Vak-
fi, Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araş-
tırmalar Vakfı (TÜSES) ve Sosyal De-
mokrasi Vakfi (SODEV) tarafindan birlik-
te düzenlenen "Küreselleş-
me Süreci ve Demokrasinin
Gefeceği'' konulu uluslara-
rası konferans The Marma-
ra Oteli'nde başladı. Marma-
ra Üniversitesi öğretim üye-
si Dr. Mensur Akgün, ege-
menlik ilkesinin erozyona
uğramasının ülkeleri bırbi-
rine daha bağımlı hale ge-
tirdığini belirtti ve küresel-
leşme sürecinde iletişim tek-
nolojisinin katettiği yola dikkat çekti.
K.üreselleşmenin tek birtanımının olma-
dığmı vurgulayan Akgün, artık yönetici
sınıflann uluslararası alanda da bir meş-
ruiyet aramalan gerektiğini savundu. Ak-
gün, "KüreseDeşıneninkendisibirsüriidert
yaratn. Merkezin değerierini çe\rc>e da-
yaoyor. Toplumsal huzursuzluğu tırman-
dınyor. Sömürüyü açıklık adı altında ko-
laylaşünyor. Ama küreselleşmenin boyut-
lannı da abartmamak iazun^ dedi.
• MÜ öğretim
üyesi Dr. Mensur
Akgün egemenlik
ilkesinin erozyona
uğramasının
ülkeleri birbirine
daha bağımlı hale
getirdiğini belirtti.
TÜSES Vakfı Başkanı ve gazetemiz ya-
zan Prof. Dr. Taner Berksoy da yaşamın
tüm alanlanna bulaşan bir küreselleşme di-
namiğinin olduğunu belirtti ve küreselleş-
meyi "ekonomik olarak iktisadi faaliyetin
uluslararasıdüzJemetaşınnıasr şekîinde
tanımladı. Bu durumun kapitalizmin tari-
hi kadar eski olduğuna dikkat çeken Berk-
soy, mallann uluslarara-
sı pazarda ticaretinin ve
sermayenin uluslararası
hareketinin yeni bir şey
olmadığını kaydetti.
Berksoy şöyle devam et-
ti: "Ekonomik küresel-
leşme, henüz bebeklik
evresinde. İktisadi an-
bundaküreseBeşme Tür-
kiye'de emekleme aşa-
masuıda bile değfl. Küre-
sefleşme kapitalizmin krb aşmarefleksLBiz-
de devlet ve shaset küreselleşme için gere-
ken temel zihinsel uyumu vapamadı."
Belçika Üniversitesi Avrupa Araştırma-
lan Enstitüsü'nden Dr. Bahadır Kaleağa-
sı ıse küreselleşmenin giderek daha kar-
maşık hale gelen bir süreç olduğunu söy-
ledi. Kaleagası, ulus devletin rolünun azal-
makta olduğunu, yerel ve bölgesel yönetim-
lerin güçlenmesine olan talebin arttığını
ıfade etti
iSOdaki toplantıda son 6yılda 100'eyakın deniz kazası gercekleştiginedikkat cekildi
^Boğazlardaki tehlike artıyor'fstaabul Haber Servisi - Boğaz-
lardakı bir kazadan kaynaklanabi-
lecek olası felaket riskini azalta-
bilmek için, bölgesel ve uluslara-
rası bir güç birliği oluşturulması.
afet planı yapılması, deniz itfaiye-
si kurulması ve boğazlann sorum-
lusunun tek otoriteye indirilmesi
önerildi. Istanbul Sanayi Odası'nca
(ISO) Odakule Meclis Toplantı Sa-
lonu'nda düzenlenen toplantıda,
boğazlardaki bir kazadan kaynak-
lanabılecek olası felaket riskini
azaltıcı önlemler tartışıldı.
Toplantının açılışında konuşan
ISO Çevre Ihtisas Kurulu Başkanı
Yenal Oktuğ, Karadenız, Marma-
ra ve boğazlarda her geçen gün ar-
tan deniz trafiğinin. özellikle Is-
tanbul içinçok büyük bir felaket ris-
ki oluşturduğunu kaydetti. Yılda
• ISO'nun düzenlediği toplantıda, boğazlardaki bir kazadan
kaynaklanabilecek olası felaket riskini azaltıcı önlemler
tartışıldı. tSO Çevre Ihtisas Kurulu Başkanı Oktuğ, İstanbul
Boğazı'nda meydana gelebilecek bir felaketin, onanmı
imkânsız can ve mal kaybı getireceğini ifade etti.
yaklaşık 50 bin geminin geçiş yap-
tığı bu su yolunda. son 6 yıl için-
de 100'e yalcın deniz kazasının
meydana geldiğine işaret eden Ok-
tuğ, tstanbul Boğazfnda meydana
gelebilecek bir felaketin. İstanbul
ve ülkeye çok büyük boyutlarda.
onanmı imkânsız can ve mal kay-
bı getireceğini ifade etti.
Türkiye Denizcilik tştetmeleri
Genel Müdür Yardımcısı SafanOğu-
zülgen de artık harekete geçme za-
manı olduğunu vurgulayarak böl-
gedeki tehlikenin her geçen gün
arttığına dikkat çekti.
Doğa ile Banş Derneği Başka-
nı Yüksel l stün de konunun, baş-
ta Türkiye olmak üzere tüm bölge
ülkelerini yakından ilgilendirdiği-
ni vurguladı. Üstün. Türkiye'den
başlayarak yaşanabilecek bir fela-
kette zarar görebilecek ve etkili
olabilecek herkişi veya kuruluşun
katkısı ve katılımı ile bölgesel, ulus-
lararası bir güçbirliği oluşturmak
için 1995 yılından beri çalışmalar
yapıldığını bildirdi.
Türk Deniz Araştırmalan Vakfı
üyesi BülentTopaloğlu da İstanbul
Boğazı'nı kirleten en büyük etke-
nin Karadeniz olduğunu belirterek
Avrupa'dan gelen kırlilik engellen-
meden, boğazlardaki çevre felake-
tinin önlenemeyeceğini söyledi.
Denizciler Dayanışma Derneği
Başkanı Varol Atala>
-
da boğazlar-
da bir güç bırlığınin şart olduğunu.
aynca bir afet planı yapılması ge-
rektiğini kaydetti.
tstanbul .Büyüksehir Belediye-
si Çevre Koruma ve Geliştirme Da-
ire Başkanı Mustafa Oztürk ise Tu-
na'dan gelen kirliliğin önJenmesi ge-
rektiğini dile getirdi. Öztürk, "Bo-
ğazdaki tankerie taşıma, boruvia
taşıma) a ka> dınlmalı, radar ve de-
niz itfai>esi kurulmata" dedi.
Denizternız TURMEPA Derne-
ği Kurucu Üyesi Yılmaz Dağcı da
boğazlardan sorumlu 11 otoritenin
teke indirilmesini istedi. e-posta: tan (a prizma. net tr
Türk Telekom
'2000
sorunımu
şirketler
çözsün'
BANU SALMAN
ANKL\RA - Türk Tele-
kom Genel Müdür Yardım-
cısı Emin Akata. yazılım
sistemlerinin tarihte son 2
rakarru esas alması nedeniy-
le yaşanacak "2000 yın so-
rununun" üretim kusuru ol-
duğuna dikkat çekerek bu-
nun maliyetini ticari gele-
nekJere göre üretici şirketle-
rin üstlenmesi gerektiğini
bildirdi. 2000 yılı sorunuy-
la büyük bir kâr kapısının
açılmaya çalışıldığım, bun-
dan birilerinin para kazana-
cağını söyleyen Akata, Te-
lekom'un buna ilişkin gön-
derdikleri iki taahhütname-
yi kabul etmeyen şirketleri
kara listeye alarak ihalelere
sokmayacakJannı açıkladı.
De\let Planlama Teşkila-
h (DPT) "Llusal 2000 Yıh
Projesi"ni geliştinneye ça-
lışırken bu sistemin üretim
sorunu olduğu ve şirketlerin
bu sorunu gidermesi gerek-
tiği görüşü dikkat çekiyor.
Türk Telekom Genel Mü-
dür Yardımcısı Emin Akata
Cumhuriyet'e yaptığı açık-
lamada, "Konu yazıhm ko-
nusu, donaıum değiL Kimi
yaztlımlar donanıma gömü-
lüdür. Ama özde yazıhm so-
runu" dedi. Akata, 2000 yı-
lının gelişinin olağanüstü bir
durum, doğal afetolmadığı-
nı, ne zaman geleceği bili-
nen bir şey olduğunu vurgu-
ladı.
Akata, 2000 yılı sorunuy-
la panik yaratıldığını, herke-
sin elini cebine ahp sorunun
çözümünü sağlamayaçalış-
tığına dikkat çekerek "Bir
büyük kâr kapısı çıkacak.
Kimsenin elini cebine aüp
düzeltmesi gerekmez. Bü-
yük paralar aynlacak. On-
dan da birileri paralar
kazanacak. Pazar doğal
olarak oiuşuyor" dedi.
Pentium ııi
İntemet'te
yapılan
işlemler
izlenecek
Ekonomi Servisi- Dünya-
nın önde gelen mikroişlem-
ci üreticisi lntel, tnternet'i
daha verimli kullanmak için
geliştirdiği Pentium III iş-
lemcisini dünyayla aynı an-
da Türkiye'de de satışa sun-
du. Kod adı Katmai olan
işlemcinin önemli özelliği
olarak sunulan seri numa-
rasıyia, kişinin Jnternet'te
yaptığı tüm işlerin izlen-
mesinin olanaklı hale geti-
rilmesinin, ABD'de sivil
toplum örgütlerinin tepki-
sine yol açtıği belırtiliyor.
tntel Türkiye Genel Mü-
dürü Müge Tanık, dün yap-
tığı basın toplanhsıyla tanıt-
tığı Pentium III işlemcisi-
ni bugünden itibaren satı-
şa sunduklannı söyledi. Ta-
nık Pentium IH'le donatıl-
mış bir bilgisayann 2000
dolar düzeyinde Fıyatlarla
alınabileceğini, 6 ay içinde
tutann 1500 dolara kadar
ineceğini kaydetti.
MESELA DEDIKERDAL ATABEK
Oi>asal partiler kendilerine şarkı
kJ aıyormuş. Seçim toplantılann-
da pa-tilileri coşturacak şarkılann
arttırüğı heyecanla seçim kazanmak
bırba,ka olmalı. Bu arada seçime öz-
gü af şler ve sloganlar da belli olma-
ya baladı. Biz de bu seçimlerde par-
tilereuygun klasikleri bulalım di-
yoruı
Posacı kapıyı iki defa
çala-...
bu kitap Bülent Ecevit
çin yazılmış gibidir. Biri Kıb-
ns Hrekâtı, ikincisi de Abduilah
Oeain'ın yakalanması olmak üze-
re kaıer postacısı Bülent Bey'in ka-
pısır iki defa çalmışör. Kapımn iki
çalınji da Y'unanlılan perişan etmiş-
tir ki u da *postaa"nın Yunanistan'a
iyı tıberler getirmediğini gösterir.
Kısknç komşu Yunanistan, Türki-
jern kendisini mufassal bir dayak-
la Vadolu'dan kovduğunu bir tür-
lü ııntamamış, her fırsatta yeniden
buraıra dönmek niyerini gösterme-
Politika klasikleri.••
ye heveslenmiştir. Türkiye'yi Kıbns
yoluyla sarmak planı suya düşünce
de bu kez Apo cenahmı fîtil lemiş, Os-
manh'ya yaptıklannı -o zamanki
müttefikleriyle birlikte- bu kez Tür-
kiye'yeyapmaya heveslenmiştir. Şu-
nu açıkçabılmek gerekır ki Yunanis-
tan hiçbir zaman dostumuz olmaya-
caktır. Bunu bilince ne yapacağını bil-
mek de kolaylaşır. Bülent Ecevit de
talihin bir oyunu olarak Yunanis-
tan'ın korkulu rüyası olmuştur. Bu
durum bizim içimize su serpmiş olup
Bülent Bey'e olan muhabbetimizi
tazelemiştir. Şimdi DSP bu rüzgâr-
la seçime girecektir. bu da puanla-
nn yükselmesi demek olacaktır. Bu
rüzgârda en büyük payın da Bülent
Ecevit'in sade, ölçülü ve ağırbaşh tu-
tumuna ait olduğunu belirtmek de-
ğerbilirliğin bir ifadesidir.
Kızgın damdakl kedi....
/^\ ^ndaki "kedi", güzel bir ka-
(_>/dindır. Güzelliği yanında hırs-
lı oluşuyla da dikkat çeken "kedi".
hayatta istediklerini bulamaymca da-
ma çıkarak ortalığı birbirine katan bir
kedi olmuş, kimselerde uyku bırak-
mamıştır. Şimdi bu ünlü oyundaki ke-
di ile Tansu Hanım arasındaki ben-
zerlik de dikkat çekicidir.
Kendisini partiye sokan Süleyman
Bey'i de, partideki arkadaşlannı da
"işe yaradığı kadar önemli sa>an"
Tansu Hanım'la kedilerin nankörlü-
ğü arasındaki benzerliği nasıl gör-
mezden gelirsiniz... Yanında yöresin-
de kim varsa hırsı ile yakmaya ka-
rarlı Tansu Hanım'ın bitmek bilme-
yen doyumsuzluğu, dünya malı di-
ye bilinen ne varsa hepsine sahip ol-
ma tutkusu elbette kedileri çoktan
geçmiştir. Çünkü, kedi. kamı doydu-
ğu zaman bir rahat yere uzanıp ya-
lanmasıyla, kendini temizlemesiyle
ünlüdür.
Ne ki, bu işlerde temizlenmek için
kendi gibilere gerek vardır ki, Tan-
su Hanım her keresinde bunlan bul-
makta büyük bir maharet göstermiş-
tir. Bir keresinde Refahlılara kendi-
ni temizietmiş. bir başka sefer de
Mesut Bey'le birbirlerini karşılıklı te-
mizlemişlerdir. Fakat bu temizleme-
ler asla bir vefa nedeni olmayacak-
tır.
Çünkü, güzel kedimiz vefasızlığı
ile ünlüdür. Işine yararsa kendini
sevdirir, işine yaramadığı an tırnak-
lannı çıkanr. Onun için de "Kızgm
Damdaki Kedi" oyununu Tansu Ha-
nım'ın mutlaka görmesinde yarar
vardır DYP'deki destekçileri de bu
oyunu görürlerse kendileri için isti-
fadeli dersler çıkarabilirler.
Sessiz ve derinden git...
Ty u klasik de deniz dibinden gitmek
JJ için yazılmış bir kitap olup Me-
sut Bey'e uygun düşmektedir. Zaten
kendileri de aynı kanıda olup seçim
sloganı olarak "Sessiz Çoğunluk, Se-
ni DujTjyonım" sözlerini seçmiştir.
Eğer o sessiz çoğunluk bir kere olsun
dile gelse "İyi de biz seni duyamıyo-
ruz" diyeceklerdir. ama ne çare ki,
ANAP bu seçimde sinema oyununu
seçmiş göriinmektedir. Sinema oyu-
nu, biliyorsunuz, sessiz oynanan, ha-
reketlerle bir filmin adını bulmaya
yönelik biroyundur. Mesut Bey Baş-
bakan olduğu zaman da "duyumlar"
almakla ün kazanmıştır. Hemen her
konuda duyumlar almış ama.. bu du-
yumlan bir türlü ortaya çıkaracak gü-
cü gösterememiştir. Çetelerle savaş-
tığını söylemiş, ama gücünü ölçeme-
diği için lafinı yanda kesmiştir. Geç
ve güç konuşması yanında bakışlan-
nı da yumuşatamayınca sessiz kal-
manın erdemini anlamış görünmek-
tedir. Onun için de "Sessiz ve Derin-
den Git" kitabı bu tutuma çok uygun
göriinmektedir. Bu tarz gidişin "Toz
kakhrma", "Karda yürfi, izini belli
etme", "Dumansız barut kuHan, an-
iamasınlar" gibi \ aryasyonlan da var-
dır. Çok sessiz ve derinden giderken
varmak istediği yerin yanından ge-
çip gitmek gibi bir riskin varlığı da unu-
tulmamalıdır. Ama kaybetmek, bizim
buralardariskdeğil, avantajdır. Seçim
kaybedip de yenni bırakan bir lider bi-
zim politika tarihinde henüz görül-
memiştir. Haydi. hayırlı seçımler.