16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-I» ŞUBAT 19&9PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 GünaydınTBMiA de geçen hafta özelleştirmey- ıe ilgili araştırma komisvonu raponı üzerinde genel görüşme yapıldı. Ko- nuşmalar özellikle sağ parıHerin tem- silcilerinin görüşleri açısından ilginç- li. FP 'li VeyselCandan özelleştirmenin son günlerde "mafya-hükümet ve siya- setçi"üçgenindeçarpıkbiryapıya dog- ru hızla gittığinden sö: etti ve ekledi: "Özelleştirmede 123 kuruluş satıl- mıştır. 106'sı tamamen, ancak 17'sin- de hâlâ kamu hissesi vardır. Bugüne kadar özelleştirmeden toplam 3.5 mil- yar dolar gelir elde edilmiştir. Bunun yanmda da 3.9 milyar dolar harcama yapılmıştır. Bunun 76 trilyon lirası, kuruluşlara sermaye olarak verilmiş- tir. Özelleştirmede gelirlerin yüzde 50 'si Hazineye aktarılmıştır. Halbuki Özelleştirme Yasası'nın 10. maddesi- ne göre, Hazine 'ye ve diğer fonlara özelleştirmeden para aktarmak müm- kün değildir. Yasayt aşmak için, Özel- leştirme İdaresi dışarıdan kredialmak suretiyle borçlandınlmıştır." Bu kez kürsüde DYP li Ergun Özde- mir vardı: "Baktyorsunuz, bir bankanın özel- leştirme ihalesi nedeniyle birileri ek- rana çıkıyor, banka karşılığı olarak kendisinden riişvet istendiğini ve riiş- vetinpeşin olarak istendiğini iddia ede- biliyor, "Efendim rüşvet olarak bir te- levizyon kanah verebildim " diyebiliyor. İddiası daha korkunç olan bu söylen- tilerle, değil özelleştirme yapmak, ül- keyi biryeregötürmek de mümkün de- ğildir." Sıra DTP Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Yılbaş'taydı: "Bir rahatsızlığa yakalanmış gibi, hummaya tutulmuş gibi, satalım da satalım! \eyi sattınız ve sattıklannız- la neler yaptımz? Görüyorsunuz ki, arttk düşüncelerie değil, silah zoruyla özelleştirme yapıyorlar; artık bakıyor- sunuz ki, özeüeştirmeyi kamu kurum ve kuruluşlarmda değil, otellerin özel lobilerinde yapıyorlar." Sağcılara günaydın! Dr. Cumhur AkpınarPostadan bir broşür, bir de mek- tup çıktı. Eski Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. MehmetAltuıokgönder- miş. Bmşüriin kapağında "Hekim- lik Onuru Tutukiandı!"vazıvor. Ya- zınm üstüneDr. CumhurAkpınar m oğlu Baran ile biriikte çektirdiği bir fotoğrafılıştinlmiş... KimdirDr. CumhurAkpınar? He- kimlerin hazırladığı broşürden oku- yalım: "1961 Ekimi'nde Manisa'da doğdu. Ortaokulu Manisa 'da, lise- yilzmir Atatürk Lisesi'nde okudu. Ege L'niversilesi Tıp Fakültesî 1984 mezunu. tkiydzorunhı hizmetini Mi- las Ovakışlacık köyü sağlıkocağın- da yaptt. Elçin ile yaşamını birleş- tirdL Gölcük Ana Cs Komutanlı- ğı 'nda askerlik yaptL Askerlikten sonra Ankara 'ya geldi, bu şehri çok sev- di Bu şehirde çokfazla tanıdığı ve dost- lan oldu, 1987-1991 yılları arasında Kı- zday Kan Merkezinde çalıştt. Ipsala 'da Bulgaristan'dan göç edenlere, Silopi'de Iraklt göçmenlere sağlık hizmeti verdL 1990yılında oğlu Baran vaşamlarına ka- tüdu 1991-1993ydlanamsındaSincanBe- lediyesi ve özel bir ürolojik tanı tedavi merkezinden sonra, 1993yılı yazaylann- Dr. Cumhur Akpınar oğlu Baran ile... da AnkaraAdli Tıp Grup Başkanlığı 'nda çalışmaya başladı. Gazetelerde bile oku- mak istemeyeceğiniz, o en uç yaşam öy- küleri, tecavüzler, kavgalar, ensest ilişki- ler, kız kaçırmalar. travestüer, cinayetler. kötü muameleler,fiililivata olaylan ar- tikevindekonuşulankonulardt. Toplumun bu yüzüne hiç bu kadaryakın olmamış- n. Urkütücü idi. umutsuz idL Söbetleri sı- rasında özenle giydiği beyaz önlüğüne rağmen muayeneyegelenlerin ken- disine 'komiserim' demesinden ya- kınırdu İnsanlarla konuşmaya ça- lıştr, kisa muayenesüresince biran- lamda onlara pskilojik olarak da yardıma olurdu. 1994-96yıUan ara- sındaAnkara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği yaptu Bu yıllarda Baran, 'Baban nerede çalışnor' so- rusuna. 'Ankara Tabip Odasında' cevabmı verinti. Odanın tnsan Hak- ları Komisyonu 'ndan sorumlu üye- si idL Bu dönemde malpraktis ve kötü muamele ile ilgili bir çok so- ruşturmayaptu 1996-98yılları ara- sında Türk TabipleriBirliğiBüyük Kongre delegesi idi ve Ankara Ta- bip Odası Etik Komisyonu 'nda ça- lışıyordu. ATO'nun Ükyayını olan 'Etik Bunun \eresinde' isimli kitap- ta 'Adli Tıp le Enk Sorunlar' başlıklı bir bölümyazdı. Akpınar, hayatın heralanı- nı ciddiye alan,yaptığı herişilayıkıylaya- pan, duyarlı, saygılı, sevecen, hayata kar- şı sorumluluk taşıyan bir insandır." Dr Cumhur Akpınar. "örgüt mensup- larına Adli Tıp Kurumunda taraflı rapor vererek yardım ettiği" savıyla Kırşehir Cezaevi nde tutuklu... Halkevleri, kunduşunun 67. yıldönümünü 19-21 Şubat ta- rihleriarasında coşkuyla veyurt- se\er bilinçle kutlamaya hazıHanıyor. Halkevleri Genel Merkezi. son bir yıl- dır gözle görülür bir atılım içinde. fşte Halkevleri nin son dönemdegerçekleş- rirdigi etkiplik ve çahşmalardan bir kaç örnek: "Öykü, roman, çocuk romanı, şiir, araştırma-inceleme dalında Hal- kevleri 'nden ödül alan kitaplar 24 bin adet basılarak Halkevleri yayıncdığı- coşkusuna başlandı. Llusal ve uluslararası bir- çokfilm ve belgeseliçeren video kaset- lerinden oluşan Halkevleri Video Bel- geleme ve Gösterim Merkezi kuruldu. Halkevleri Vakfı kurularak, 0-6 yaş grubu çocukların ve annelerinin eği- timine dönükyeni yaşamevleri' oluş- turuldu. Halk Dershanesi aracılığtyla yoksul öğrencilere üniversiteye hazır- lık dayanışma kursları du'zen- leniyor. Yoksul öğrencilere burs veriliyor. Tüm şubeler, okuma yazma kursları, tiyatro, halk danslan, yabancı dil, satrançgibifaaliyetlerine hız verdiler." Halkevleri Genel Merkezi 'nin geç- misteki kültür ve eğitime dönük işlevsel geleneğini yeniden öne çıkarmaya baş- laması: halk için. halkla biriikte çalış- maya önem vermeye başlaması sevin- dirici bir gelişme. Dostların alışverişiEkonomik ve Sosyal Konsey 'den çıkan kararlan şöyle birgözden ge- çirelim: "Seçim ekonomisidestek- lenmeyecek." Bu tümce. ilk okunduğunda ku- lağa hoş geliyor. Ama. bir de şöyle yorumlaym: "Seçim ekonomisiuy- gulayıp toplusözleşme bekleyen yüzbinlerce işçinin ücret zamları- nı yüksek tutmak amacmda deği- Uz." Bırbaşkakarar: "Sosyalgüven- lik sistemimizin sorunlan vegenel işsizlik sorunu, sosyalgüvenlik re- formunu kaçınılmaz kılmıştır." Bunun anlamı da su: "Çalışan in- sanlann kazanılmış sosyalgüven- lik haklan ilebtrakm sosyalgüven- lik hakkuu, çalışma hakkutı bile kullanamayan işsiz insanlann so- runlarını birbirine kanştırarak: topluma, IMF'nin dayatttğı sos- yal güvenlik reformunun kaçınd- maz olduğu savını ileri sürelim." Bildiriden birbölüm daha: "Ta- rımsal destekleme politikast ger- çekçi veadaletlibiryaklaşımla dü- zenlenmelidir." Çifiçiyedönükbu çoknazik "ger- çekçi ve adaletli " sözcüklerinin ta- mmı, uygulanan yeni sağ politika- lar açısından çok net. "Tabanfi- yatlar düşük tutulacak." Son bir alıntı: "özelleştirmeler sürdürülürken, kamuoyundahak- lı tepkilere neden olan ve işsizliğe yolaçan uygulamalar etkilıyapü- nmlarla önlenmelidir." Oysa işsizlik, özelkştirmelerin dogalsonuçlarından yalnızca biri- si. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in yukarıdaki kararlanmn altında, "sol"da olduğunu ileri sürenpar- tinin bakanlan ile üç isçi konfede- rasyonu başkamnın imzası var. Haninederler: Dostlaralışveriş- te görsün... ÇALIŞANLARIN / SORULARI SORLNLARI YILMAZştPAL SSK'de en az ve en çok emekli aylığı ile prime esas ücretler Soru: Apartman yöneticisiyim ve SSK emeklisiyim. Gerek ken- dim gerek kapıcımız ve bir de komşum için bazı bilgile- re gerek duymaktayım. Sorularım: 1) SSK'nin ödediği en az emekli aylığı ile en > iiksek emekli aylığı ne oldu? 2) Kom- şumun sorusu şöyle: "Emekli Sandığı'nın ödediği en az aylık ne kadar oldu?" 3) Kapıcımız, asgari ücretten ay- lık alıyor. Asgari ücret ne oldu ve kapıcımızın sigorta pri- mi asgari ücretten mi ödenecek? (H.Ö.) YANIT: 1) Sosyal Sigortalar Kurumu'nca ödenen yaşlılık ay- lıklan için alt sınır getirilmiştİT. Sosyal Sigortalar Yasası'nın 96. maddesi "Aylıkların Alt Sınırı" ile ilgilidir. Bu maddeye göre: "Malullük ve Yaşlılık SigortalarTndan bağlanacak ayhklar ile Ölüm Sigortası'ndan hak sahibi kimse- lere bağlanacak aylıkların hesabına esas tutulan aylığın alt sını- rı, gösterge tablosundaki en düşük göstergenin katsayı ile çar- pırmnın yüzde 70'inden (yetmiş) az olamaz." Yasanın bu maddesine göre 1 Ocak 1999'dan geçerli olarak, SSK'nin bağladığı en düşük yaşlılık aylığı, (alt sınır aylığı), 70 mil- yon 46 bin 200 liraya yükselmıştir. 9.360 (SSK en düşük gösterge) x 9.9785 (katsayı) x %70 (alt sı- nır ayhğı oranı) = 65.356.200.- TL. (yaşlılık ayhğı) - 4.690.000 TL. (sosyal yardım zammı) = 70. 046.200 TL. (toplam en düşük yaşlı- lık aylığı). Yasanın 61. maddesinde "Bağlanacak aylıkların oranı her hal- de yüzde 85*i (seksen beş) geçemez*' denilerek, aylıkların üst sım- n da çizilmiştir. Bu maddeye göre de SSK aylıklannın en yükseği (üst sınır aylığı) 132 milyon 379 bin 975 liradır. 15.060 (enyüksek gösterde) x 9.975 (katsayı)x%85 = 127.689.975 TL. (yaşlılık aylıâı) f 4.690.000 TL. (sosyal yardım zammı) = 132.379.975 TL (toplam aylık). 2) 5434 sayıh T.C. Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 19 ile Emek- li Sandığı'nca ödenen emekli aylıklanna da alt stnır getirilmiştir. "Bağlanacak emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylık- lannın alt sının"', genel gösterge tablosunun "14'üncü derecesi- nin 2'nci kademesi üzerinden 30 (otuz) hizmet yılı için hesapla- nacak emekli aylığıdır." Yasanın bu maddesi uyannca. T.C. Emekli Sandığı'nın ödediği en düşük emekli aylığı Ocak 1999'da. 89 milyon 183 bin 600 liraya yük- selmiştir. Bu aylık dört ayn ödemeden oluşur. 1- 4.149.60'0 TL. Geriel Gösteree Aylığı 2- 3.990.000 TL. Kıdem Ayhk"" 3- 50.720.000 TL. Taban Aylık 4- 30.324.000 TL. Özel Tazminat 89.183.600 TL. toplam Alt Sınır Aylığı (en düşük aylık). 3) Asgari Ücret Komisyonu'nca, 1999 yılı için belirlenen asgari ücretler, 31 Aralık 1998 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak, 1 Ocak 1999'da yürürlüğe girmiştir. Asgari ücret. 16 yaşını doldurmuş işçi- lere, 1 Ocak-30 Haziran 1999 dönemi için. 78 milyon 75 bin lira (brüt), 1 Temmuz- 31 Aralık 1999 dönemi için 93 milyon 600 bin lira (brüt) olarak belirlenmiştir. Buna karşılık, 1 Ocak-30 Haziran 1999 döne- mi için belirlenen sigorta primine esas en düşük ücret ise 93 milyon 366 bin liradır. (9.360 en düşük gösterge x 9.975 katsayı = 93.366.000 TL.). Sigorta primine esas günlük kazanç sınırlan. 506 sayıh Sosyal Si- gortalar Yasasf nın 78. maddesine göre belirlenir. Bu maddeye gö- re: "Sigortalının kazancı alt sınırın altında ise bu kazanç ile alt sınır arasındaki farka ait sigorta primlerinin tümünü işveren öder." Asgari ücret, sigorta pnmine esas en düşük ücretten az olduğu için kapıcınızın sigorta primleri, asgari ücret olan 78 milyon 75 bin lira- dan değil. sigorta primine esas en düşük ücret olan 93 milyon 366 bin liradan ödenecektir. Sigorta primine esas en yüksek (tavan) üc- ret ise, 150 milyon 223 bin 500 liradır. KESKİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1998'90 Davacı: Adem Altuner- Gündoğdu Mah. Saylan Sok. 5/7- Keskin Davalı: Keziban Altuner- Gündoğdu Mah. Saylan Sok. 5 7 -Kes- kin Dava: Boşanma. Dava Tar.: 04.08.1998 Davacı tarafından mahke- memıze açılan davanın yapılan açık yargılamasmda venlen ara karar gereğınce; Yukanda adı ve adresleri yazılı davalıya usulüne uygun davetiye çıkartümış, bila tebliğ dönmüştür. tüm aramalara rağmen davalımn adresi tespit edilemediğinden. dava dilekçesınin davalıya ilanen tebliğine karar verilmış olduğundan; Işbu ilanın yayım tanhin- den itibaren 15. günü dava dilekçesini almış sayılacağı. bugünü mü- teakiben 8. gün tebliğ edilmış sayılacağı, Tebligat Kanunu'nun 28. ve devamı maddeleri gereğınce ılan olunur. 08.02.1999 Basın: 5431 HAYVANLAR tsmîL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEMÇAK bebicak(5 turk.net HARBİ SEMtH POROY MIRMIRLAR VĞVR DIRIK TARİHTE BUGÜN MIJMTAZ ARIKAM 75 Şubat ÇAVDARHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN 1996'84-82 Tüm aramalara rağmen bulunamayan ve kendisinden haber alına- mayan Kütahya ili, Çavdarhisar ilçesı, Yeşildere köyünde nüfusa ka- yıtlı Hakkı ve Sultan oğlu 01.01.1949 doğumlu Süleyman Yıldız'ın gaipliğine mahkememizin 24.12.1998 tarih ve 199684-82 sayıh ka- ran ile karar verilmiştir. ilanen tebliğ olunur. Basın: 4699 HÛSEYİNAYNİPAŞA SADRAZAMOLDU 1874'TE SUGUfJ, HÜSEYİN AVNİ PAŞA, SULTAN ASOÜLAZİZ TAKAFIHPAN SADBAZAMUĞA 6ETÎPİLPİ- MEKTE8İ HAR- BiYE'PetJ YETİŞME BİR ASt£fZ OLAN HÜSEYÎN AVNİ, leSS'TE PAŞAU6A YÛKSeiMİŞ,TAAIZİMATDSl/RİN[>E ÖNEMLI DeVLST 6Ö/&YLEZİN&E SULUNMUŞTV. f86?' DE, GieİT'TEja AYAICLANMAYt gAST/R(UCA DA MÜÇİR (MAdeÇAL) YAPILMIÇn. BİR YtL KADAR ÇADGAZAM- LlfCm KALAM VE AZLEPİLEN HÜSEYİN AVNİ PA$A (SOL- M), DAHA SONRA MİTHAr PAÇA 'NİN SAŞ/ ÇEKTİĞİ MEŞRUTİYET YANLILARIYLA &İRLİKTE SULTAN AZİZ' (SASoA) TAHTmN İNPİfZlLMBS/ EYLEM/ME KAT1- LACAKTIR.MEÇRuriYBT YÖNET/MINİ ONAYLAMA- MftSlNA VE &ASKI YÖNETİM/NE EĞ/UMLİ OLMfl- SlNA KARÇlN, YÛJCSeiME HtRSlYLA ONLASA YA-. KIN G Ö C İ GÖRÜŞ CUNEYT AKALIN Vtfeinsteine Saygı Osmanlı tarihçisi Giles VVeinstein'ın Fransız Aka- demisi üyeliğine seçilmesi üzerine, Fransa'daki Er- meni lobisinin ona karşı yoğun bir kampanya yürüt- tüğü, önce küçük bir haber olarak gazetelerde yer aldı. Buna göre Ermeniler, VVeinstein'a tıpkı ünlü Türk tarihçisi Bernard Levvis'e davrandıkları gibi davranmıyorlar, "Türklere satılmışlık"\a suçluyorlar, dahası. Fransız Akademisi'nden çıkartılmasını ta- lep ediyoriar... Melih Aşık 6 Şubat 1999 günü, köşesinde bu ha- beri ve buna karşılık Giles VVeinstein'la dayanışma için Türk Tanıtma Vakfı'nca kurulan komitenin çağ- nsını yayımladı. Geç kalmış bu satırlar, Melih Aşık'ın yayımladığı çağrıya alelacele bir yanıt gibi görülebilir, ama öyle değil. Hoş, öyle olsa ne fark eder! Giles VVeinstein'ı bir çeviri çalışması dolayısıyla, birkaç yıl önce tanıdım. Bu yıl içinde lletişim Yayın- ları'nın yayımlayacağını umduğum bir kitabın çevir- meniolarak... "Selanik, YahudiKenti veBalkanlar'ın Uyanışı, 1850-1912° adını taşıyan ve yayimlandığın- da başlı başına bir olay haline geleceğine inandığım kitap, yakın tarihimizin renkli, yoğun yıllarında bir Osmanlı kentinin, Selanik'in serüvenini anlatıyor. Se- lanik Yahudilerinin yaşamının çeşitli yönlerinin anla- tımı ile başlayan çalışma, Selanikli bir başka tanışın, Ittihat ve Terakki Komitesi'nin doğuşu ve gelişimiy- le, Selanik'in Türk belediye başkanıyia, Selanik'te ta- rih sahnesine çıkan Türk-Osmanlı sosyalistleriyle devam ediyor. Bir ansiklopedi zenginliğindeki kay- nak, zaman zaman da, yer verdıği, renkli anekdot- larlâ bir mizah dergisi havasına bürünüyor. Fransa'daki Ermeni lobisinin Ermeni karşıtı fıkirler taşımakla suçladığı VVeinstein, Selanik kitabına, ben- ce çok gerekmediği halde, Selanik Ermeniteri hak- kında bir bölüm de eklemiş. Bu makalenin yazarı da, Fransa'da Ermeni lobisinin sözcülerinden bıri olarak tanınan Anahid Ter Minasyan VVeinstein, başına ge- lecekleri yıllar öncesinden hissetmiş olmalı... Türklere karşı önyargılar Edirne'den sınırı geçip Avrupa'ya giden bir Türk yurttaşının bin bir güçlükle, engelle karşılaştığı bili- nen bir şeydir. Bu sorunlann bir bölümünün kültürel farklılıklardan kaynaklandığı. bızım de ülkemize ge- len insanlara benzer davranışlar içine girdiğimiz söy- lenebilir. Ancak kimi zaman 'ufak tefek farklıhklar' di- ye gösterilmek istenen şeyin hiç de küçük olmadı- ğı, köklü anlayışlardan kaynaklandığı, beslendiği Av- rupa'ya ayak basan her Türk tarafından hissedilir. Avrupalının kafasındaki Türk imajı, 'Ermenisoykı- nmı' ile başlar, esrar kaçakçılığı ile sürer, Islamcılı- ğın son yıllardayarattığı şok ve kafa kanşıklığı ile de- vam eder. (Buna son yıllarda faturası her ne paha- sına olursa olsun Türkiye'ye çıkarılmak istenen Kürt sorunu da eklendi). Kaç Ermeni kestiği her Türk'e şaka yollu da olsa, sorulur; uyuşturucu şakalan Mid- night Express'in hapishane sahnelerine eklenir. II. Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllardaTürkiye'nin kaderini Batı ile bütünleştirmesi, son yıllarda mil- yonlarca Avrupalının turistik amaçlaria ülkemizi zi- yareti bu imajı değiştiremedi... Batı'nın iğnesi, çuvaldızı... Bu setırlann yazan, Türk ulusunun geçmişinde, tüm uluslann yaşamında olduğu gibi, sadece iyi şeyler olmadığının bilincindedir. Ermenilere karşı geçmiş- te büyük haksızlıklar yapmış olabileceğimizi düşü- nenlerdendir. Dahası, kesinlikle bunlann tartışılma- sından yanadır. Ama Ermenilerin, daha doğrusu yurtdışındaki Er- meni lobilerinin, tarihi tekeline alma çabaları asla kabul edilemez. Kaldı ki, geçmişte hataların tek ta- raflı olmadığı da açıktır. Osmanh'nın 'milleti sadıka' (sadık halk) adını verdiği Ermeniler de, dünya sava- şı gibi ulusun kaderinin söz konusu olduğu yıllarda, yüzlerce yıllık komşularına, yurttaşlanna karşı yap- tıklan yanlışlıklan tartışmaya, kendi paylanna düşen hataları kabule hazır olmalıdırtar. Bir şey daha var: "Ermeni soykınmı" iddiası uzun süredir Ermenilerin tekelinden çıkmış, Avrupa ide- olojisinin, Avrupacılığın dayanaklanndan biri haline gelmiştir. Yani Türklere karşı yapılan haksızlıktan yal- nızca Ermenileri sorumlu tutmak yeterli olmaz. Bu- gün pek çok Avrupalı, Türklere karşı bu sopayı sal- lıyor. Türkiye'nin dışandaki imajının kötü olduğunu bi- liyoruz. Bunun Türkiye'nin ulusal çıkarianna ciddi öl- çüde zarar verdiği; bunun birkaç işadamının girişi- miyle ya da TÜSİAD'ın medyatik çağnsı ile giderile- meyeceği ortadadır. Hepimize görev düşüyor. Bir çift söz de Türk Tanıtma Vakfı'na: Vakıf, Fransa'daki an- ti-Türk lobiciliğinin bu haksız girişimine karşı çık- makla, VVeinstein'la dayanışma çağrılan yapmakla iyi ediyor. Ancak, Avrupalı bazı çevrelerin kötü nryet- le inşa ettikleri bu "kötü imaj"da bizim de epeyce so- rumluluk taşıdığımız görülmelidir. Ağca'ların ardın- dan Çakıcı lann ve öteki şer güçlerinin ektiği to- humlarTürkiye tarafından bilinçli olaraktemizlenmez- se, Türkiye, başkalanna ne kadar kızarsa kızsın, bu ayıbı taşımaya devam edecektir. Allah'tan, VVeinstein, Bernard Lewis gibi dost in- sanlarvar... BULMACA SEDAT YAŞAYA\ 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA: 1/ Ötıû ışkmeli birtürkısayelek. 2/Telefons6zü... Posta sûrücûsü. 3/ Tüysüzşeftalide 3 denilen bir mey- ve. 4/ Yerli malı simgeleyen harf- 5 ler... Küçükerkek _ kardeş... Alfred fa Hitchcockunbır 7 fılmi. 5/ Arap er- keklennın kefıye- 8 lerinın üzerine n bağladıklan yün- den örme kalın çember bağ... Nikel elementinin simgesi. 6/ Diş köklermi kaplayan sertmadde... Es- kiKıbns'ınkuvvettannsı. 3 7/ Amerikaarmudu da de- nilen bir meyve. 8/ Kredı mektubu. 9/ "Toprağmtor- pak. ekşinin eşki" biçımin- de telaffuzunda olduğu gi- bi, bir sözcukiçındekıses- g lerin yer degiştinnesi ola- „ yına venlen ad. YL'KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Gerçekte olmadığı halde var gi- bi görünen imge. 2/ Çile durumundakı ıpliğı yumak yapmak ya da masuraya sarmak için kullanılan aygıt... Bin metrenın kı- sa yazılışı. 3/ Satrançta özel bir hareket.. Belirtı. 4/ Kuran'ı güzel. yüksek sesle ve usulünce okuma. 5/ Dogalgazın önem- li bir bileşeni olan gaz... Üstü toprakla örtülü saman yığıru. 6/ lnce yapılı... Alıcmm kendı kendine monte edebileceği şekıl- de satılan parçalann tümü. 7/ Anadolu'da kurulmuş eski uy- garlık... Banndırma. 8/ Apansız... "'Hasan Âli —'": Çevirmen ve yazanmız. 9/ Tümör... Ardahan ilinde bir ılçe.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle