Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 ARAUK 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Tjjrkiye'nin
yüzkarası
Bir vatandaş, 65 yaş
üstündeki
vatandaştara verilen
ücretsiz otobüs
kartını almak için
lETTnin Beşiktaş'taki
bürosunun önünde
şırada bekliyor.
Önündeki vatandaşa
sıra geldiğinde,
bürodaki görevti
nüfus cüzdanına
bakıyor ve aynen
şöyie diyor "Artık
gayrimüslimlere kart
verilmiyor." Türkiye
Cumhuriyeti
Devteti'nin verdiği
nüfus cüzdanını 75
yıldırtaşıyan
gayrimüslim vatandaş
hiç sesini çıkartmıyor
ve sıradan çıkıp
gidiyor. Olaya tanık
olan vatandaş
görevfiden bu karann
"yukandan alındığı"nı
öğrenip gayrimüslim
vatandaşın
peşinden
koşuyor ve
'Belediye çöp
vergisi, emlak
vergisi alırken
gayrimüslim olup
olmadığınıza
bakmıyor. Belediye
böyle bir aynm
yapamaz. Lütfen bir
dilekçe verip hakkınızı
arayın. Niye sesinizi
çıkartmadınız?" diyor.
Gayrimüslim
vatandaş,
"Bilmiyorum" diyor ve
yoluna devam edip
gözden kaybduyor...
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronik posta: som@posta.cumhunyetcom.tr
- Türk nükleer pazan iştah
kabartryormuş...
"Yedikten sonra patlama
kacınılmaz olacak!"
nlaşıian acelemiz var... Bu gece saatler
00.00't gösterdiğinde 20. yüzyılı kapatıp
21. yüzyıla giriyor ve ikinci binyılı geride bı-
rakıp üçüncü binyılı başlatıyoruz... Oysa
20. yüzyılı brtiımek ve üçüncü binyıla girmek için önü-
müzde daha 365 gün duruyor...
20. yüzyıl 31 Aralık 2000'de bitecek ve 21. yüzyıl
1 Ocak 2001 'de başlayacak ama kimin umurun-
da... Yaşasın 1 Ocak 2000!
2000'in cazibesi belki de üç sıfınndan...
önümüzdeki üç sıfırlı en yakın yıl 3000'de!
3000'e kadar kim öle, kim kala!
2000'i bulmuşken kıymetini bilmeli...
Aslında zaman, göreceli bir kavram...
Dünyanın hem kendi çevresinde hem de güneşin
çevresinde dönmesinden yola çıkılarak bir dakika-
nın 60 saniye, bir günün 24 saat olması ve bir yılın
365 güne sığması da göreceli...
Kaldı ki, Araplar'a bir yılda 365 gün fazla gelmiş!
2000
Araplar'ın amcaoğlu Yahudiler ise 5000 yılı çoktan
geride bırakmış...
Zaman göreceli bir kavram ama görecesi aynı
kalsa da ilerleyen teknoloji zamanı kısaltıyor.
Insanoğlu suyun gücünden yararlanıp su değir-
meni yapmayı Isa'dan 200 yıl önce akıl etmiş...
Ege kıyılannda bulunan "su değirmeni teknoloji-
si" Almanya'ya ancak 500 yıl sonra ulaşmış...
Bugün, hemangi bir teknolojiyi herhangi bir yere
ulaştırmak için bilgisayarın bir düğmesine basmak
yetiyor... Bilgisayarın düğmesine basmak ise göre-
celi olarak saniyeden daha kısa bir zaman alıyor.
Ancak, bilgisayann düğmesine basmak ne kadar
kısa olsa da düğmeye basacak duruma gelebilmek
olabildiğince uzun... Her şeyden önce aklın süzge-
cinden geçmiş bilgi ve yüzyıllann birikimi gerekiyor...
Zaten günümüzde, kimsenin yarattığı teknolojiyi
başkalan ile paylaşmak gibi bir niyeti de yok!
Amaç, üretmek ve ürettiğini satmak.
insanoğlunun buğday öğütmek için kullandığı su
değirmeninden yel değirmenine geçişi 1000 yılda ger-
çekleşiyor. Buhar gücü ile çalışan motoru yapmak
ise günümüzden ancak 200 yıl öncesine dayanıyor.
20. yüzyılın başında insanoğlu yaşamını hâlâ kendi
kas gücünü ve yanı sıra doğanın su ve rüzgâr gücü
ile kontrol altına aldığı buhar gücünü kullanarak sür-
dürüyordu. 20. yüzyılın sonunda başka bir gücün var-
lığı "aklın süzgecinden geçmiş bilgi" ortaya çıktı ve
20. yüzyıla "bilgi çağı" dendi.
Akıllı ve bilgili insantarın 1 Ocak 2000'de 21. yüz-
yılı başlatma acelesini anlamak mümkün...
21. yüzyılda insanoğlu kimbilir neler üretecek...
Biz de neler tüketeceğimizi bilebilsek!
lyi 2000'ler...
SESSÎZSEDASIZ(J) NURİKURTCEBE Kapalıçarşı'mn paraları ne oluyor?
Faziletli Eminönü Belediyesi,
Kapaltçarşı'da başlattığt
"ruhsat operasyonu"nu
sürdürüyor.
Zaten ilgili yasaya göre tüm
dükkânlann işyeri açma ve çalışma
ruhsatı olması gerekiyor.
Esnafın buna itirazı yok..
Belediye, işyeri açma ve özellikle
daha önce açılmış işyerlerine
çalışma ruhsatı vermek için yangına
karşı önlemleri ya da sağlıkla ilgili
koşullan öyle ince eleyip sık
dokumadan dericilerden 72 milyon,
kuyumcu ve halıcılardan 272 milyon
lira istiyor.
Şu sıralar işleri iyi gitmeyen
Kapalıçarşı esnafı bu paraya da
itiraz etmiyor.
Fakat esnafın çoğu belediyenin
istediği parayı ödemiyor...
Çünkü paranın nereye gittiği
bilinmiyor...
örneğin, bir butik sahibi çatışma
ruhsatı almak için Eminönü
Belediyesi'ne 72 milyon lira
ödüyor...
Parayı alan belediye 22 milyon
liralık ruhsat harcı kesiliyor; 50
milyon lirayı ise "çeşitli gelir" olarak
tahsil edip karşılığında makbuz
vermiyor.
Belediye de gözdağı vermek için
ruhsatsız dükkânlan üç günlüğüne,
beş günlüğüne mühürleyip
kapatıyor.
Esnaf makbuzsuz para vermemek
için direniyor, belediye ruhsat
parasının bir kısmını makbuzsuz
toplamak için dayatıyor...
Içişleri Bakanlığı
müfettişlerinin Kapalıçarşı'da ($>
dolaşıp esnafı dinlemesi
gerekiyor!
AB Adaylığı Sendikal
Hareket İçin Neler Getirecek?
AHMET ASENA
(DÎSK Başkanlık Damşmam)
Ülkemizin AB adaylığının ka-
bulü sonrasında ekonomik, sos-
yal ve politik alanlarda bir dizi
değişiklik yapılması zorunlu ha-
le gelmiştir. Bu değişikliklerle
AB müktesebatı olarak anılan
çerçeveye uyum sağlanması
amaçlanmaktadır. Bu değişik-
likleriR, ernekçileri doğrudan ve
dolaylı bir biçimde etkileyece-
ği açıktır.
Sendikalann, adaylık süreci-
ni ve bu sürecin dinamiklerini iyi
kavrayabilmeleri için ciddi bir
bilgilenmeye ihtiyacı yandır. En
küçük işyerinin temsilcisi dahi
sendikal mücadeleyi bugüne
kadar sürdürdüğü şekilde de-
vam ettiremeyeceğini bilmeli-
dir. Konfederal düzeydeoluşan
bilgi birikiminin yaygınlaştırıl-
ması ve tüm kadroların, yeni
olanaklann ve olumsuzluklann
farkına varması zorunludur.
Uyum sürecinde sosyal hak-
laralanında yapılacak düzenle-
meler bakımından uyulması ge-
reken normları birkaç ana kate-
goriye ayırmak mümkündür.
Bunlann birincisi evrensel kural-
lardır. Bu kurallann başında ILO
sözleşmeleri gelmektedir.
İkinci olarak tüm Avrupa'yı
kapsayan araçlar söz konusu-
dur. Avrupa Konseyi kararian
ve sözleşmeleri bu grupta yer
almaktadır. Bu grupta emekçi-
leri doğrudan ilgiiendiren üç
sözleşme vardır.
1. Avrupa Insan Haklan Söz-
leşmesi(1953)
2. Avrupa Sosyal Şartı (1965)
ve 5 Mayıs 1988 tarihli ek pro-
tokol
3. Avrupa Sosyal Güvenlik
Kodu(1996)
Üçüncü grup ise AB'nin ken-
di hukuksal mezuatıdır. Bu mey-
zuat esas olarak tüm ülkeler için
doğrudan geçerii olan regülas-
yonlar ve ulusal uygulama ön-
lemleri gerektiren direktrflerdir.
Direktiflerin kapsadığı başlı-
ca alanlar şunlardır:
1. Işçilerin Serbest Dolaşımı
2. Yaşama ve Çalışma koşul-
lan
3. Eşit muamele
4. Işçilerin Bilgilendirilmesi ve
danışma
5. Işçi Sağlığı Iş Güvenliği
Ayrıca Avrupa Sosyal Şartı
(1989) 12 temel ilkeyi tanımla-
yarak uyulması gereken asga-
ri müşterekleri belirlemiştir.
Bugün yeni yeni hayata geç-
mekte olan dördüncü kategori
ise sınır ötesi sözleşmelerdir.
Işçi ve işveren örgütleri arasın-
da Avrupa düzeyinde imzala-
nan bu sözleşmeler, bu örgüt-
lerin üyeleri için bağlayıcı ol-
maktadır. Ebeveynlik hakkı ko-
nusundaki sözleşme buna ör-
nektir.
Bu hukuksal çerçeve ülkemi-
zin yıllardır iç hukukuna uyarla-
madığı bir dizi ILO sözleşmesi-
ni hayata geçirecek adımlar at-
masını gerektirmekte (iş güven-
cesi gibi), buna ek olarak Sos-
yal Şart hükümlerinde toplu ola-
rak dile getirilen bir dizi ilkenin
kabulünü ve uygulama meka-
nizmalarının yaratılmasını zo-
runlu kılmaktadır.
Bu adımların kendiliğinden
atılacağını düşünmek gerçekçi
biryaklaşım değildir. AB'nin ka-
bul ettiği kurallar bir yana ilke-
lerin kabulünde dahi sorunlar
ortaya çıkacağı açıktır. Örneğin
işçilerin bilgilendirilmevedanı-
şılma hakkının bugünkü siyasi-
ler ve kimi işverenlerce bir zor-
lama olmaksızın kabul edilece-
ğini düşünmek mümkün değil-
dir.
llkelerin kabul edilmesi uy-
gulanması anlamına da gelme»-
yecek, "ülke koşullanna" göre
düzenleme yapılması doğrultu-
sundaki tavırlar gündeme gele-
cektir. Bunun ömekleri günü-
müzde hayli fazladır. Örneğin
AB'nin en önemli kurumlann-
dan olan EŞK'nin ülkemizdeki
oluşumu ve işleyişi AB prensip-
lerine aykırıdır. Hükümetler ve
ESK'ye katılan kimi sivil kuru-
luşlar toplumsal muhalefetin
kendilerince uygun görmedik-
leri kesimlerinin ESK'de bulun-
masını istememektedir.
Bir diğer örnek kamu çalışan-
lannın toplusözleşme ve grev
hakkı konusundaki yasal dü-
zenlemedir. Mevcut tasarıda
hakkın özünü ortadan kaldıran
kısıtlamalar söz konusudur. Oy-
sa gerek AB normları gerek ev-
rensel ilkeler bakımından, ulu-
sal düzenlemeler hakkın özünü
ortadan kaldıramaz.
Işverenlerle en önemli sorun-
lar danışma, bilgilendirme vb.
konularda çıkacaktır. Işçilerin
haklannı ayak bağı olarak gö-
ren ve saygı göstermeyen zih-
niyetlerin sendika kurma ve seç-
me özgüriüklerine, işçilerine da-
nışmaya ve onlarla bir kurulda
birlikte çalışmaya kolaylıkla kat-
lanacaklannı düşünmek çokzor
gözükmektedir.. ama bu kaçı-
nılmazdır.
Asgari ücretin altında, sigor-
tasız işçi çalıştırmaya alışan ki-
mi işyerenlerin bu konulardaki
değişikliklere uymalannı; en mo-
dern işyerlerinin dahi çalışma
sürelerinin kısaltılması doğrul-
tusundaki eğilim ve kararlara
olumlu bakmasını beklemek ha-
yalcilik olacaktır. Işverenler bu
süreci kendi gündemleriyle de-
ğerlendirmek, örneğin esnek-
lik vb. uygulamaları kendi doğ-
ruttulannda hayata geçirmek is-
teyeceklerdir.
Özetlenirse AB adaylık süre--
ci tüm topluma olduğu gibi
emekçilere de yeni bir çerçeve
sunmaktadır. Bu çerçevenin
olumlu yanları olduğu kadar
olumsuz sonuçlar doğurma ih-
timali de mevcuttur. Bize dü-
şen bunlan emekçiler lehine de-
ğerlendirebilmekiir.
AB adaylık sürecinde bir di-
ğer önemli nokta müktesebatın
statik olmamasıdır. AB içinde
mevcut hakların geliştirilmesi
doğrultusunda her düzeyde
önemli çabalar söz konusudur.
Ülkemiz emekçileri, bugüne ka-
dar ilgilenmedikleri bu müca-
delenin, artık kendi yaşamlan-
nı doğrudan etkileyen bir un-
sur olduğunu algılamak zorun-
dadır.
Bu nedenle sendikalar uyum
çalışmalarına aktif olarak katıl-
makzorundadır. Kendi dışlann-
da gelişecek bir sürecin sonuç-
lanna katlanmak yerine etkile-
meleri ve haklannı geliştirerek çı-
kabilmeleri ancak böyle müm-
kün olacaktır.
HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ
V
APoiufcı
mto*w. töoiD
KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@turk.net
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 31 Aralık
DINOZOR YUMURTALARI..
19Z6'M BueÜN, AMEZlKAU glÜM AMML/l&NtfJ
ModOUSTAN'M Û/A/020Ç yUMURITILAei gDĞ
AÇtKlANMtÇn. NEW YOGK DOĞA
•4AVV/7 GOSİ ÇÖLÜNOE
EK/P, SO
TBŞLAŞMtŞ YUMl/G7HO4RfHf £L£ GEÇİZMİŞ-
Tt. ÜMUJ FOSİL UZMAA/f GOY CtHPMAM <4MPR£IUS,
ÖNCE Ç
PAfJ KALMff OU>U6UMÜ StÇ/KOIM/fn. SÖZ. KO-
NUSU YUMuemiAÇSPRomcE&ıroPS"'/&>' veni-
L£N 8OYNUZCM PİNOZO&4 AfTTf. JYfJt YEBOE
AY/e/CA, SU C/MS OİNOZoeuN K£MiKL£&Jhl£
DE
TURHALİCRA DAİRESİ'NDEN GAYRİMENKULÜ AÇIK ARTTIRMAİLANI
DosyaNo: 1999/1207
Satılmasma karar verilen gayrimenknlnn cinsi, laymeti, adedi, evsafı: Turhal ilçesı Yeşılınnak Mah.sınde bulunan 79 ada, 9 No'lu parsel üze-
rinde 10.00X11.10 ebatında iki katlı kârgir ev ve 21.20X7.00 ebatmda ahır 6.45X5.50 ebatlannda samanlık mevcut olup müştemılau ile birlikte
17.162.500.000 TL. bedelle açık arthrma suretiyle sanşa çdcanlmıştır.
Satış şartlan: 1- Satış, 7.2.2000 gûnü saat 10.10'dan 10. 15'e kadar Adliye karşısı kah. öniinde açık arttırma suretiyle yapılacaktıı. Bu arttınnada
tahmin edılen hymetin % 75'ini ve rûçhanlı alacakulaı varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflanm geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedel-
le alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 17.2.2000 günü aynı yerde ve aynı saatte ikinci arttırmaya çıkanlacaktu*. Bu arttır-
mada da bu miktar elde edılememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artbrma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok
arttırana ihale edılecektır. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malm tahmin edılen kıymetınin % 40'ını buhnası ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan
alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevinne ve paylaştırma masraflanm geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz-
sa satış talebi düşecektir.
2- Artürmaya iştiıak edeceklerin, tahmin edılen hymetin % 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanm teminat mektubunu
venneleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı ıstediğinden 20 günü geçmemek üzere mebil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve mas-
raflan ahcıya aıttir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir.
3- tpotek sahibi alacakhlarla diğer ılgilılenn (*) bu gayrimenkul üzenndeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayarjağı belge-
ler ile on beş gün içinde dairemize bildinneleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelıni yatırmamak suretiyle ihalenin fesbine sebep olan tüm alıcılar ve kefıllen, teklıf ettikleri bedel ile son iha-
le bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temenüt faizinden müteselsılen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temenüt faizi aynca hük-
me hacet kalmaksızın daırerruzce tahsil olunacak, bu fark. varsa öncelikle teminat bedelinden ahnacaktu.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebihnesi için dairede açık olup masrafi verildiği takdirde isteyen ahcıya bir örneği gönderilebilir.
6- Satışa iştiıak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak ısteyenlerin 1999/1207 sayıb dosya
numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 17.12.1999 (*) îlgüiler tabirine ırtıfak hakkı sahıplen de dahildir.
Basın: 67817
ANKARA...ANKA...
MUŞERREF HEKİMOGLU
Güneşler İçinde
Bu gece yansı yeni bin yıl başlıyor dünyamız-
da. 2000'li yıllann ilk yüzyılı, ilk yüzyılın ilk yılı ve
ilk günü, kutlu ve mutlu olsun! Biraz önce Lond-
ra'dan birarkadaşım aradı, sesi gülüyor, buradan
Türkiye çok güzel görünüyor, 3000'li yıllann yıl-
dızı biz olabiliriz, diyor. Çankaya tepesinde, par-
lamentoda, başka çevrelerde de benzer konuş-
malar oluyor, ama bir de gerçekler var! Aydınlığı
değil karanlığı çağrıştınyor, geride bıraktığımız
yüzyılın utancını yeni bin yıla da taşıyor o gerçek-
ler. Başka bir ükede yaşar gibi yabancılaşıyoruz
kimi zaman. Soygun, vurgun cinayet haberleri
büyük yer tutuyor TV kanallannda, arkası yeni
yılda! Çarpıcı görüntüler, gelişmeler karşısında
şaşkına dönüyor insan. Halkın tepkisine, sivil top-
lum örgütlerinin, bilim adamlarının uyarısına kar-
şı nükleer santrallar kurmaktan geri kalmıyor ül-
keyi yönetenler. Istanbul Boğazı'nda bir Sovyet
tankeri batıyor, 800 ton akaryakıt dökülüyor de-
nize, mavi yeniden kararıyor, çevre kirlenmesi
tehlikeli boyutlara vanyor, ama köklü önlemlere
başvurulmuyor! Kuduzdan ölüyor çocuklar, kö-
pekler öldürülüyor sokaklarda, acımasız sahne-
İer yaşanıyor. Dört yaşında bir bebeğin dramı
günlerce yer alıyor ekranlarda. Başka ölümler de
var, deprem bölgesinde. Yaşam savaşına direne-
meyenler var. Çağdışı koşullarda direnme gücü-
nü yitirenler var. IMF'nin istekleri doğrultusunda
yapılan zamlann yükü de emekçilerin ve emekli-
lerin omuzlarında. Özveri onlardan bekleniyor,
geniş gelirliler gündeme gelemiyor! özveri de
eşitlik olmazsa inandıncılığını yitiriyor, tepkiye yol
açıyor belli uygulamalar. Bu gerçekleri değiştir-
mek için belli değişimler, dönüşümler gerekiyor.
O dönüşümler, değişimler de gerçekleşecek
kuşkusuz. Nasıl derseniz, geride kalan yüzyıl ka-
nıtlıyor örneklerini. Olumsuz örnekler de var, in-
sanlık onurunu yücelten olumlu örnekler de. ge-
çen akşam Inönü belgeselini izlerken yitik değer-
lerin güzelliğini yeniden hissettim yüreğimde.
1900'lü yılları yaşamak mutluluk mu, mutsuzluk
mu diye düşündüm. Güç koşullara karşın dikti ba-
ştmız, özgüvenimizleçarpıyordu kalbimiz, devrim-
leri yaşıyorduk. Yerli malı giysilerle oluşuyordu
şıklığımız, markalarla değil! Yeni bacalar, demir ağ-
lann genişlemesiyle övünüyorduk. Oysa demir
ağlar sökülecek neredeyse. Zarar eden kamu ku-
ruluşlannın başında geliyor demiryolları! Yük ta-
şımacılığı da, yolcu taşımacılığı da geriliyor. Cum-
huriyet treni Ankara Garı'na geldiği gün açıklanı-
yor bu gerçekler. Bir yandan da akaryakıt ücret-
lerine yapılan zamlar açıklanıyor kaçıncı kez!
1900'lü yıllann sevinci de soluyor elbet. Devrim-
ler var, karşı devrimler var. Çokseslilikten söz
ederken teksesliliğe yönelenler, tekelciliği tırman-
dıranlar, tarihten ders almayanlar. Unutulanlar var
unutulmayanlar var. Bilimin ışığında insanlığı onur-
landıran olaylar. Doğan Avcıoğlu'nu anımsadım
birden, aya ayak basan ilk yolcuyu büyük coş-
kuylaselamladık, nerdeyse ellerimizi çırptık. Ola-
yın çok dışında, çok uçta biryerde kalmanın ezik-
liği de var, ama bilimin ulaştığı başarıyı kutlamak
da büyük mutluluk. Aydan sonra uzay yölculuk-
lan başladı, yanş da denebilir, hâlâ sürüyor. Yeni
bin yıla da yeni sorunlarla giriyor uzay yolcuları.
Kimi zaman akıl duruyor, nedir bu yanşlar, bi-
limin ışığında öldürücü, yok edici niteliği tırma-
nan silahlar, barışa mı katkıda bulunuyor, sava-
şa mı? Silah üretimi uğruna ne milyonlar gidiyor.
O milyonlar barışçı amaçlara yönelse daha mut-
lu olmaz mı insanlar. Ayrıca o silahlann caydıncı
niteliği ne ölçüde? Kan ve gözyaşı niçin bitmiyor
dünyamızda?
Bu akşam kaç kişi can veriyor cephelerde, 2000
yılına ulaşmadan kaç kişi yitiriyor yaşamını? Bir
yanda miîenyum şenlikleri, ışık selleri, öte yanda
kan ve gözyaşı, ocağı sönenler, karanlığa gömü-
lenler.
Kolay değil insan olmak, yazar olmak da güç
bir iş. Yılın son yazısında hayli zorlandım. Daha
güzel seslenemedim okurianma. Üzgünüm, ama
böyle hissediyorum. Bu ayıp bana yeter derken
Melih Cevdet Anday'ın dizelerini anımsıyorum.
Bütün iş bu gelen günde,
Içim titriyor sevinçle,
Bir an, bir an daha
Derken
Ortalık güneşler içinde
Işteşiiringizemi. Okurken soluk veriyor. 2000'li
yıllan güneşler içinde yaşamak umuduyla...
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7SOLDANSAĞA:
1/Binyıllıkdö-
nem. 2/ Köyde-
ki işlerin elbir-
liğiyle bitirilme-
si... Şarkımn 3
sert bir biçimde
vurgulandığı
disko müzik üs-
lubu.3/Özelgi-
rişime dayalı,
devletin müda-
hale etmediği
bir ekonomik 8
düzenden yana g
olan. 4/ "Seni
düşündükçe / —'lara su
veriyomm"(llhan
Berk)... Divan edebiya-
hnda manzum bilmece. 2
5/ Şenliklerde caddele- 3
re kunüan süslü kemeT..
Bir nota... Ilkel bir si-
lah.6/1938'deTürkhü-
5
kümetince satın alına- 6
rak Atatürk'e armağan
edilen, 195l'den sonra
ise eğitim gemisi olarak
kullamlan ünlü yat. 7/ '
Bir meyve... iki tarla arasındaki sınır. 8/ Japon lirik dra-
mı... Bir nota... Osmanlı devletinin Kuzey Afrika'dakı
son topraklannı da yitirdiği antlaşmanın adı. 9/ Anado-
lu'nun kuzeydeki en uç noktası olan burun.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Isa Peygamber'in doğduğu gün.... Kars'ın doğusun-
daki ünhî antik kent. 2/ Taklit, sahte. 3/ Eski dılde du-
dak... Şarap mahzenı 4/ "Vaktinize hazır olun / — var-
dır gelir bir gün" (Yunus Emre)... Iskambilde bir kâğıt.
5/ "Pablo —": Şilili şair... Evrensel alıcı olan kan gru-
bu. 6/ Eski Yunan kentlerinde pazar yeri. II kmir'in bir
ilçesi.. lnsanın kendıne karşı diıyduğu saygı. 8/ Eski dil-
de su... Briçte roberi oluşturan iki bölümden her biri...
Bir gösterme sıfatı. 9/ Çemberin çevre uzunluğunun ça-
pına oranı... Küçük, kapalı ve özel bölme.
Cumhuriyet okurlanna ve bulmacaseverlere sıkıntılar-
dan, acılardan annmış bir yıl dilerim
Sedat Yaşayan